Kitap Künyesi

Yazar: Denis Johnson

Çevirmen: Emre Kızılkaya

Orijinal Adı: Jesus Son 1989

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755394671

Sayfa Sayısı: 96

İsa’nın Oğlu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Denis Johnson İsa’nın Oğlu’nda adeta halüsinasyon benzer biçimde, benzersiz bir Amerika portresiyle çıkıyor karşımıza…Ve Chuck Palahniuk’un deyişiyle, “tasarı bir yapıtta bugüne dek tasvir edilen en dürüst ve en gaddar sahneleri içeren” bu portrede, marazi ilişkiler, anlam ifade etmeyen bir sertlik ve uyuşmuş beyinlerin sertlik karşısındaki duyarsızlığ ön plana çıkıyor.

Birbirine bağlanan bu hikayelerin bir tarfik kazasından ve aşırı dozda eroinden sonrasında sağ kalan, dokuz canlı isimsiz anlatıcısı “kutsanmış” mıdır yoksa? Düzenbazdır, yalan söyler, hırsızlık yapar bir ihtimal fakat çevresinde meydana gelen her şeyin içyüzünü muhteşem bir kesinlikle ve benzersiz bir yalınlıkla dile getirme kabiliyetine haizdir. 

Johnson uyuşturucu ve alkol bağımlılığının patolojisini, vurdumduymazlığa varan, ara sıra içimizi ezen, vakit zama da kanımızı donduran bir soğukkanlılık ve gerçekçilikle konu alıyor. Onun karakterleri küçücük suçlarla, derin bir usançla, rahatsız edici, çılgınca bir gülmece anlayışıyla örülü, amaçsız dünyalarında, yoğun bir alkol ve uyuşturucu pusunun içinde yollarını bulmaya çalışıyorlar. Düşlerin gerçek taklidi yapmış olduğu; halüsinasyonun nerede başladığının, gerçeğin nerede bittiğinin kolay kolay kestirilemediği bir dünya bu. Yine de ilk bakışta duyarlıktan ve heyecandan yoksun benzer biçimde görünen bu hikayelerde ümit ışığı {hiç de} noksan değil. 

Johnson’ın daha ilkin yayımladığımız Melekler adlı romanında da sergilediği bayağı olanı muhteşem kılma becerisi bu anlatıda bir şairin sesine bürünüyor. Romandan hikayeye, şiirden oyuna değişik türlerde kalem oynatan yazar, bu yapıtında “düzyazıdaki” şiir”e alabildiğine yaklaşıyor. Her şeyi iyice damıtarak, öze indirgeyerek…

(Arka Kapak’tan)

İsa’nın Oğlu Alıntıları – Sözleri

• Bundan sonrasında pek fazla nefes de almayacaktı aslına bakarsan. Bunu ben biliyordum, fakat o bilmiyordu ve bu yüzden, bu dünyada bir insanoğlunun yaşamında en oldukça acınacak şeyi inceledim. Bundan kastım, hepimizin sonunda öleceği değil, bunda o denli acınası bir yan yok. Onun bana neyi düşlemekte bulunduğunu söyleyememesini ve benim de ona neyin gerçek bulunduğunu anlatamamamı kastediyorum.
• Bu dünyada insanoğlunun yaşamında en oldukça acınacak şeyi inceledim. Bundan kastım hepimizin sonunda öleceği değil, bunda o denli da acınası bir yan yoktur. Yaşamın bana neyi düşlemekte bulunduğunu söylememesi ve benim de ona neyin gerçek bulunduğunu anlatamamamı kastediyorum.
• Ah şu dünya! O günlerde üstündeki yazılar tamamen silinmiş ve birileri onu rulo yapmış olup bir bölgelere kaldırmıştı sanki. Evet, parmaklarımla ona dokunabilirdim. Ama nerde?
• .
  Bazı geceler oldukça duyusaldı, yıldız ışığının sırtıma indiğini hissettim ve parmaklarımla bir şeyleri ateşe verebileceğime inandım.
  .
• Her bir yağmur damlasını ismiyle tanıyordum. Her şeyi, hemen hemen gerçekleşmeden seziyordum… fırtınada bir kaza yapacağımızı da…
  Umrumda değildi.
• Bir gün birileri seni bir öykü yada şiirde okuyacak. Kendini bu insanoğlu için tanımlar mısın?
  Ah, bilmiyorum. Ben dev gibi, şişko bir bok parçasıyım, sanırım.
• Mahalleri kat edip, istasyonları geçtikçe, feshedilmiş bir yaşamın, ardım sıra hayaller kurduğunu hissediyordum. Evet, bir hayaletti bu. Bir iz. Geriye kalan bir şey.
• Siz ve ben bu hastalıklara yakalanana kadar bilemeyiz onları, yakalandığımızda ise artık bizi de göz önünden kaldırırlar.
• Oldukca narindi. Uzaklardaki bir şeyi düşünüyor, kendisini yok edecek birini sabırla bekliyordu sanki

İsa’nın Oğlu İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yeralti edebiyati’nın yeryüzündeki gerçeklere dokunması 🙂 Bunalım, acı, vicdan,canilik insanin insana yaşattığı tüm duygular…Dünyamızdaki olağan olan şeylerin bizlere muhteşem benzer biçimde gelmesi… (merdümgiriz)

Alkol, uyuşturucu, bağımlılık, opsesif bozukluk, takıntı, katliam…
Amerikan madalyonunun diğer yüzü. Okuduklarım bende şaşkınlık ve bir çok yerde dehşet hisleri uyandırdı. Şizofreni benzeri hikayeler ve vicdan sorgulatan olaylardan dolayı midesi sağlam olanlar okusunlar. İnsanı huzursuz ediyor ruhsal sonunların neticeleri bir çok vakit öngörülenden büyük olur buna benzer vakaları haberlerden duymuşuzdur.
Bu kitabın bana kazandırdığı şey İslam’ın yasaklarının ne kadar yerinde, sağlam ve insanı koruma amaçlı bulunduğunu daha net öğrenmiş ve kavramış olmam. Elhamdülillah dedim kitap bittiğinde iyi ki Müslümanım. (Aksâ)

İsa’nın Oğlu PDF indirme linki var mı?

Denis Johnson – İsa’nın Oğlu kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İsa’nın Oğlu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Denis Johnson Kimdir?

1949’da Münih’te Amerikalı bir subayın oğlu olarak dünyaya gelen Denis Johnson, çocukluğunu Tokyo ve Manila ile Washington’ın banliyölerinde geçirdi. Iowa Üniversitesi’nde eğitim görmüş olduğu sıralarda The Man Among the Seals (1969) adlı şiir kitabını yazdı. 1983’te basılan ilk romanı Angels (Melekler), Amerikan Akademisi ve Sanat ve Edebiyat Enstitüsü tarafınca 1984 senesinde ilk Roman branşında Sue Kaufman Ödülü’ne layık görüldü. Aynı yıl muhabirliğe başladı; The New Yorker, Esquire, Spin, Rolling Stone, Paris Review benzer biçimde değişik dergiler için yazmak suretiyle Nikaragua, Somali, Filipinler, Afganistan ve Basra Körfezi’ne gitti. Jesus’s Son (1993) adlı kitabından uyarlanan film Toronto Film Festivali’nde Altın Ayı’ya aday yayınlandı. 1999’da San Fransisco’da Campo Santo Tiyatro Topluluğu’nda oyun yazarı olarak ortak emek harcamalar halletmeye başladı. Diğer romanları içinde Fiskadaro (1985), Stars at Noon (1986), Resuscitation of a Hanged Man (1991), Already Dead (1996), Salon Book Ödülü’nü alan The Name of the World (2000) yer almıştır. Johnson, mecmua yazılarını Seek: Reports from the Edges of America and Beyond adlı kitapta toplamıştır (2001). Şiir kitapları içinde The Veil (1987), Throne of the Third Heaven of the Nations Millenum General Assembly (1996), Inner Weather ve The Incognito Lounge (1982) sayılabilir. Tiyatro oyunları da yazan Denis Johnson’un Hell Hound on My Trail ve Shoppers Carried by Escalators into Şames adlı oyunlarını içeren Shoppers adlı yapıtı 2002’de gösterildi. Soul of a Whore (2003) ve Psychos Never Dream (2004) adlı oyunları sahnelendi. Denis Johnson, Welşeet, Massachusetts’de yaşamaktadır.

Denis Johnson Kitapları – Eserleri

• İsa’nın Oğlu
• Melekler
• Fiskadoro

Denis Johnson Alıntıları – Sözleri

• Yağmur tüm gece yağıp şafak sökünce kaybolup gitti, rüyalar benzer biçimde. (Fiskadoro)
• bu şehirdeki herkes- hepsi aynı. (Melekler)
• “Bu adamlar sahip oldukları her şeyi bir dakikalık huzur için feda edebilirlerdi.” (Melekler)
• Bir gün birileri seni bir öykü yada şiirde okuyacak. Kendini bu insanoğlu için tanımlar mısın?
  Ah, bilmiyorum. Ben dev gibi, şişko bir bok parçasıyım, sanırım. (İsa’nın Oğlu)
• .
  Bazı geceler oldukça duyusaldı, yıldız ışığının sırtıma indiğini hissettim ve parmaklarımla bir şeyleri ateşe verebileceğime inandım.
  . (İsa’nın Oğlu)
• Bundan sonrasında pek fazla nefes de almayacaktı aslına bakarsan. Bunu ben biliyordum, fakat o bilmiyordu ve bu yüzden, bu dünyada bir insanoğlunun yaşamında en oldukça acınacak şeyi inceledim. Bundan kastım, hepimizin sonunda öleceği değil, bunda o denli acınası bir yan yok. Onun bana neyi düşlemekte bulunduğunu söyleyememesini ve benim de ona neyin gerçek bulunduğunu anlatamamamı kastediyorum. (İsa’nın Oğlu)
• “Mevcut maddi varoluşun içinde yapmakta olduğun şey yalnızca yanlış seçimler.” (Melekler)
• Oldukca narindi. Uzaklardaki bir şeyi düşünüyor, kendisini yok edecek birini sabırla bekliyordu sanki (İsa’nın Oğlu)
• Yüreğinin derinlerinde, bir ömrün tüm gerilimi çözülüp bala dönüşüyordu. (Melekler)
• “Uyanıyor muydu yoksa delirmek üzere miydi, bilemedi.” (Melekler)
• Bu dünyada insanoğlunun yaşamında en oldukça acınacak şeyi inceledim. Bundan kastım hepimizin sonunda öleceği değil, bunda o denli da acınası bir yan yoktur. Yaşamın bana neyi düşlemekte bulunduğunu söylememesi ve benim de ona neyin gerçek bulunduğunu anlatamamamı kastediyorum. (İsa’nın Oğlu)
• Ah şu dünya! O günlerde üstündeki yazılar tamamen silinmiş ve birileri onu rulo yapmış olup bir bölgelere kaldırmıştı sanki. Evet, parmaklarımla ona dokunabilirdim. Ama nerde? (İsa’nın Oğlu)
• Her bir yağmur damlasını ismiyle tanıyordum. Her şeyi, hemen hemen gerçekleşmeden seziyordum… fırtınada bir kaza yapacağımızı da…
  Umrumda değildi. (İsa’nın Oğlu)
• ölüm güzelliğin anasıdır. (Melekler)
• “Uyanıyor muydu yoksa delirmek üzere miydi, bilemedi.” (Melekler)
• Siz ve ben bu hastalıklara yakalanana kadar bilemeyiz onları, yakalandığımızda ise artık bizi de göz önünden kaldırırlar. (İsa’nın Oğlu)
• Mahalleri kat edip, istasyonları geçtikçe, feshedilmiş bir yaşamın, ardım sıra hayaller kurduğunu hissediyordum. Evet, bir hayaletti bu. Bir iz. Geriye kalan bir şey. (İsa’nın Oğlu)
• “Yaşım mı? Yaşım öldü.” (Fiskadoro)
• “Bu adamlar sahip oldukları her şeyi bir dakikalık huzur için feda edebilirlerdi.” (Melekler)