Eğitim

İshak – Onat Kutlar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İshak – Onat Kutlar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İshak kimin eseri? İshak kitabının yazarı kimdir? İshak konusu ve anafikri nedir? İshak kitabı ne konu alıyor? İshak PDF indirme linki var mı? İshak kitabının yazarı Onat Kutlar kimdir? İşte İshak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Onat Kutlar

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750816635

Sayfa Sayısı: 120


İshak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İshak’ın üstünden elli yıl geçti. Yankıları sürmekte fakat… Yurt koğuşunda, kahve köşelerinde yazılmış dokuz kısa öykülü bu ilk kitap 1959’da a Dergisi Yayınları’ndan çıktığında Kutlar 23 yaşlarında, Kadırga Yurdu’nda kalan, taşralı bir hukuk öğrencisiydi. Edebiyatımızda ıskalanmamış kitaplardandır İshak, hak etmiş olduğu ilgiyi zamanında görmüştür: 1960 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü verilmiş, sonraları yeni baskıları yapılagelmiştir. 1950’lerde Sait Faik’ten alınan güçle bir atılım içine giren çağıl öykücülüğümüzün tohumudur; bu yeni devrin simgesidir. Günümüz öykücülüğü için de bir mihenk taşıdır İshak.


İshak Alıntıları – Sözleri

  • Hatta içimdeki tüm o boşluk kuyularının anlam kazandığını, bir varlığa dönüştüğünü duyar benzer biçimde oluyorum.
  • Ve hoşnut değildik o karanlıktan…
  • Hepimiz aşklar, dostluklar, kavgalar tanıdık. Yalanı, ihanetin iki yüzlü bıçağını, bencilliği de tanıyoruz şimdi….
  • Bana rahatlık veren şey, seni bir tek rahatsız edecektir. Sen bana deli diye bak. Her şey çözülür.
  • Biliyorum, bana rahatlık veren şey, seni bir tek rahatsız edecektir.
  • « Hepimiz aşklar, dostluklar, yiğitlikler, kavgalar tanıdık. Korkaklığı, yalanı, ihanetin iki yüzlü bıçağını, bencilliği de tanıyoruz şimdi.»
  • Yoruldum. Üşüyorum. Üstelik dinlemiyorsun. Ama sana anlatmam gerek.
  • « İçimde o malum üçlemenin, -gitsem… gitmem gerek… gidiyorum- kısaca kararların en yumuşak ve kati olanının yankısını duydum. Artık başka ne yapabilirdim?»
  • Yeni alınmış, bomboş, ak defterin ya da çıkmaya hazırlandığım bir yolculuğun o sempatik, ıslak dili geçti içimden.
  • Sen bana deli diye bak. Her şey çözülür.
  • « Biliyorum, bana rahatlık veren şey, seni bir tek rahatsız edecektir. Sen bana deli diye bak. Her şey çözülür.»
  • Hızlanan bir trene yetişmek isteyen, fakat yetişeceğine kimsenin inanmadığı biri gibiydim.
  • « Büyükanne birden yemeğe başlamadığını fark etti. Ve o anda içine usulca doluşan o kıvamlı sabır ve kıvanç duygusuna gömüldü. Bu duygu ona uzun süre aynı cepte ısınmış rahat bir elin bildik anıları­nı çağırdı. Bunca senedir her sıkıntının, her acının, nice ramazan günlerinin sonunda gelen buydu işte. Bu şekilde anlarda serseri rüzgârların çalkalayıp durduğu karmakarışık su yüzeyinden ağır bir taş benzer biçimde dibe çöker dinlenirdi. Kim bilir kim bilir tüm ömrü süresince her şeye bu özgürlüğü düşünerek katlanmıştı. »
  • “Ee, birader!” (…) “yeter artık. Ne bu? Şu ke­dilerinize bir çekidüzen verin.”
  • Biliyorum, bana rahatlık veren şey, seni bir tek rahatsız edecektir.


İshak İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Onat Kutlar ile tanıştınız mı?
Onat Kutlar’dan okuduğum ikinci kitap oldu “İshak”. En azca “Bahar İsyancıdır” kadar oldukca sevdim. Yine birbirinden değişik öykülerle karşımıza çıkıyor Kutlar. Anlatılamaz, tanım edilemez ve keskin cümleleriyle. Bilhassa Horozlar, Kediler, Dördüncü ve İshak öyküleri bende bambaşka bir yer bıraktı. Canınızı acıtıyor satırlarında ve bunu ajite etmeden başarıyor.Bu şekilde emsalsiz bir kalemle dilerim bigün tanışırsınız.
Not: Ayrıca kendisi Hakkari’de Bir Mevsim filminin senaristliğini Ferit Edgü ile birlikte yazmıştır. Filmi izlemediyseniz oldukca şanslısınız. (Zuhal)

Onat Kutlar, Türk Ozan, Yazar, Sinema ve Fikir Adamı yazıyor biyografisinde. 59 yaşlarında terör saldırısı sonucu öldürülene kadar tüm bu dallara katkıda bulunmuş elinden geldiği kadar. Bakarsınız hayatına, şu anki mevzumuz 23 yaşlarında Gaziantep’den İstanbul’a ulaştıktan sonra yazdığı ilk kitabı, 9 öyküden oluşan İshak.
İlk ilkin İshak’la tanışmamı elde eden kitaptaki öyküleri anımsatan rüya benzer biçimde incelemesiyle hergl ‘ya ve kitap hakkında yapmış olduğu yorumları doktora tezi boyutuna ulaşan zikodima ‘ye teşekkürlerimi sunarak başlayayım incelemeye.
Anladığım kadarıyla ilk olarak içindeki öykülerle olmasa da üstüne meydana getirilen pozitif eleştirilerle kült statüsüne ulaşmış bir kitap bu. “Cenup Amerikalılar yapıyor da bizimkiler niçin yapamıyor”a yanıt olarak “Daha Marquez Büyülü Gerçekliğin ne olduğunu bilmiyorken, 23 yaşında yazmış bu kitabı” diyor eleştirmenlerimiz-(Fethi Naci). Sürreal edebiyat var bir yerde- değişik doğal, Ama ben Sait Faik’in bazı öykülerini aklımda bu akıma uydurdum sürrealdan oldukca, cahillliğimden.
Peki ne esrarengiz gerçeklik, o oldukca malum reçel isteyen hayalet tanımından değişik olarak? Bence bir çocuğun ya da yaşlı bir kadının hayal ile gerçeğin birbirine karıştığı dünyasını örnek gösterebiliriz. Farklı şeyler de olabilir doğal olarak, fakat ben esrarengiz gerçeklik içeren kitap/filmlerde ürkütücü şeyler gördüğümü hatırlamıyorum fazla. (Gerçi Pan’ın labirenti sıkıntılıydı birazcık kabul etmek lazım)
Onat Kutlar’ın bu kitabında da bazı öykülerde gerek anlatımdan, gerekse olaylardan sanki bir rüyanın içindeymişsiniz benzer biçimde hissediyorsunuz. Ama çoğunda bu rüya karabasan oluyor. Kötücül bir şeyler var bu hikayelerde, fakat bağlıyor sizi kendisine her fena şey benzer biçimde. Şu alıntı örneğin, gonderi/32126239 -bencil kediler, kuşlar filmini hatırlatıyor insana birazcık.
Kitabın başlangıcında Onat Kutlar’ın 1977 senesinde ikinci baskı için yazdığı önsöz var. Bazı araştırmalarda hikayelerden daha iyi olduğu söyleniyor ki, buradaki ifade, kitabın hikayesi hakkaten güzel. Buradan yazarın öteki tecrübe etme kitaplarını da okumam icap ettiğini anlıyorum. Yalnız bu önsözden sonrasında, hikayelerde “küçük, alçakgönüllü kesitler”, yazarın çocukluk gençlik yaşamından bölümler bulacağımı düşünürken bambaşka şeylerle karşılaşıyorum.
Hayır, o söylenilen esrarengiz gerçeklik değil beni şaşırtan. Üslubu ilk olarak, betimlemeler ya da metafor kullanımları muhteşem. gonderi/32232377 ya da gonderi/22706502 benzer biçimde alıntılarda tutuluyorsunuz yazarın diline. Kullanılan kelimelerin tam yerinde bulunduğunu görüyorsunuz , daha uygun olamayacağını bildiğiniz gibi , fazladan bir söze gerek kalmadığını anlıyorsunuz. Yani benim yaptığım benzer biçimde konuştukça konuşmuyor Onat Kutlar. Kısa fakat vurucu hikayelerle etkiliyor insanı.
Üslubu anlattık, ya kurgu. Hayır, havada şeyler yok hikayelerde, olan bir şeyler var. Durum hikayeleri değil, onlarca sayfa betimleyip sonuçta bir şey vermeyenler benzer biçimde asla değil. 7-8 sayfada kurguluyor hikayeyi. Okuyorsunuz, bir şeyler anlıyorsunuz. Kafanızda sual işaretleri oluşuyor, yine okuyorsunuz – başka bir şey fark ediyorsunuz. “Yoksa şöyleki miydi? “diyorsunuz, yine okuyorsunuz, başkasıyla konuşuyorsunuz. Yani bitmiyor derhal hikayeler, yaşatıyorlar kendilerini ondan sonra içinizde. Netlik, kesinlik arayanlar karşı çıkabilirler bir ihtimal fakat fena bir şey değil kesinlikle bu söylediğim.
Bazı hikayelerde hakkaten Marquez’vari bir ısı varken, bazılarında Poe’nun nefesiyle ürperiyorsunuz sanki. Ama kitabın sonunda düşündüğünüz tek şey var: “Ben neden bugüne kadar ıskaladım bu kitabı”. Her açıdan zamanında kendisine verilen kıymeti hak ediyor bu kitap şu an nispeten unutulsa da.
Peki ne yapmamız gerekiyor; bir yerden adım atmak gerek doğal. İlk ilkin kitap benzer biçimde kısacık fakat aynı seviyede kıymetli olan bu incelemeyi (gonderi/22780326) okuyup bir şeyler hissedip hissetmediğinizi mesele kendinize. Bu soruya cevabınız evetse, YKY’nin 72 sayfalık 4. baskısı halen satılmakta. Alıp sindire sindire okuyun kitabı. Daha sonrasında yine okuyacaksınız esasen. Kitap bittikten sonrasında da, rastafaryan_papaz ‘ün Onat Kutlar’a ithafen yazdığı 23 hikayesine göz atabilirsiniz. (gonderi/31885227) O da bu kitaba girebilecek kadar güzel bir öykü şundan dolayı.
Kendisini 23 yıl ilkin yitirmiş olsak da geç kalmış sayılmazsınız. Bilinmeyi, okunmayı hak eden birisi Onat Kutlar. (Erhan)

İshak uzun süredir aradığım bir yaratı. Aradığımı unuttuğum aniden karşıma çıktı fakat hep bir yerlerde duruyormuş diyeceğim inanmayacaksınız, okuyana kadar bir ihtimal. Öyküler, fakat neyin öyküsü, hayır belirsiz, kesintili değil aksine net serüvenler. İfade etmekte zorlandığım imgelemi testerenin keskin, tırtıklı yüzeyine bıçağın insafına bırakmakta gönüllü olup olmamakta. Sayfaları çevirdikçe, bu hikayeleri yüzlerce kez okudum dedim kendime. Sonra kafama dank etti. Soyunmak benzer biçimde bu. Bedenlere bakıp ‘ne var hepsi aynı ‘ der fakat iş soyunmaya erişince son parçalarda tıkanıp kalır insan. “mahremiyet” işte sizi bağlayan bu. yazarın kaleminin tadına doyulmaz yönü. Hangi hikayeye girse onun kelimelerini tanırsınız böylece. Durun daha bitmedi. Cesaret mevzusunda pek atak davranamayacağınızı sezmiş benzer biçimde organlarınıza göz diker yazar; boğazınızı tıkayan adem elmanıza bir ihtimal. Nişan alır ve tam isabet… Konuşarak ne oldukca anlatamadık kendimizi
Belki birazcık susmalıyız bu hikayelerin içinde. Nefesimizi yazara teslim etmeli kavalının iç burkan tınısına kapılıp fareli köyüne İshak’ı, at cambazlarını, dördüncüyü, kepçe kızı, Yunus’u tanımak için uğramalıyız. (tabula rasa)


İshak PDF indirme linki var mı?


Onat Kutlar – İshak kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de İshak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Onat Kutlar Kimdir?

Onat Kutlar (25 Ocak 1936, Alanya – 11 Ocak 1995, İstanbul). Türk ozan, yazar, fikir adamı.

1959 senesinde gösterilen İshak ile 1960 senesinde Türk Dil Kurumu ödülünü kazanmıştır. Fethi Naci’ye gore, İshak, dünya edebiyatındabüyülü gerçekçilik akımının ilk örneklerinden biri olarak değerlendirilmelidir.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini, son dersinin sınavına girmeyerek, bıraktı ve felsefe okumak amacıyla Paris’e gitti. İki yıl sonrasında döndüğünde bir süre Doğan Kardeş Dergisi’nde çalıştı.

1965’te Türk Sinematek Derneği’ni ve Yeni Sinema dergisini kurdu. 1965-1976 yılları aralığında, Türkiye’ye dünya sinemasının kapılarını açan Türk Sinematek Derneği’ni yönetti. Yusuf ile Kenan, Hazal ve Hakkâri’de Bir Mevsim adlı yurtdışı ve yurtiçi festivallerde oldukca ödüllü filmlerin senaryolarına imzasını attı. 1985’te Berlin Film Festivali’nde jüri üyeliği yapmış oldu.

İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulu’nda ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı İcra Kurulu’nda vazife yapmış oldu. 1994 senesinde Fransız hükümetince verilen L’Ordre des Arts et des Lettres ödülüyle onurlandırıldı. 30 Aralık 1994’te Cafe Marmara’ya bırakılan bombanın patlaması sonucu ağır yaralandı. Aynı patlamada kazıbilimci Yasemin Cebenoyan da yaşamını yitirdi. Kutlar, 11 Ocak 1995’te yaşamını yitirdi ve Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi. Olay, İBDA-C tarafınca üstlenilse de faillerin yakalanmasıyla PKK tarafınca düzenlenmiş olduğu ortaya çıkmıştır.

Onat Kutlar Gazel Kutlar ve Mazlum Kutlar adlı iki oğul sahibidir.


Onat Kutlar Kitapları – Eserleri

  • İshak
  • Yeter ki Kararmasın…
  • Bahar İsyancıdır
  • Unutulmuş Kent
  • Karameke
  • Unutulmuş Kent ve Tercüme Şiirler
  • Kül
  • Sinema Bir Şenliktir
  • Gündemdeki Konu
  • Pera’lı Bir Aşk İçin Divan
  • Gündemdeki Sanatçı
  • Sinema… Sinema
  • Senaryolar


Onat Kutlar Alıntıları – Sözleri

  • ve bak iyi mi
    şiirlerimin beşiğine
    sen doğuyorsun, güneş doğuyor… (Unutulmuş Kent ve Tercüme Şiirler)
  • seni tekrardan ben buldum ey unutulmuş şehir
    ve kimsenin bilincinde olmadığı günde sevgilim seni
    bir alacakaranlıkta geçtim aşılmaz surlarını dönemin
    duru ve dökülgen nefti perdeyi araladım
    ulaştım sana sonunda ne olur unutma beni (Unutulmuş Kent)
  • İnsanın cehennemi başkaları değil kendisidir. (Kül)
  • … Diyor ki içimden bir ses “beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var. Geçmişin selvi ağaçlarından, sönen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var. Bir insan elinin sıcaklığına…” (Unutulmuş Kent)
  • Gerçeği, tüm sertlik ve hürriyetiyle gerçeği görüp onu nerenize yerleştireceğinizi şaşırdığınız, sizin kadar kavrayabilecek birine anlatmak, içirmek için çırpındığınız anlarınız oldu mu? (Karameke)
  • “Ee, birader!” (…) “yeter artık. Ne bu? Şu ke­dilerinize bir çekidüzen verin.” (İshak)
  • Yüreğimi saran sorun dağılacak benzer biçimde. Çürümeyi ve kaçışı bir unutabilsem. (Karameke)
  • Okullarından mantık derslerini kaldırmış, kıymetli öğretmen ve eğitimcilerini ya dışlamış, ya da küstürmüş, tam bir çürüme ile kirlenmiş, kısa yoldan köşe dönmeye koşullanmış, tüm medyasında bir bayağılaşma yarışına girmiş, eleştirel bakışı da, belleği de , moral değerleri de yitirmiş bir toplumun küçüklerinden de büyüklerinden de ne bekliyoruz? (Gündemdeki Konu)
  • « Yarın daima güzeldir.» (Bahar İsyancıdır)
  • “Yalnız sonsuz sevgiyi anlatmayı düşünüyorum. Duran, büyüyen o uçsuz gölde benim yerim nedir ki? Yaşam sürüp gidecektir. İşim bu masalı anlatmak.” (Kül)
  • İçime sevgiye benzer sıcak bir şey kuruluyor. Yürü, diyor, yürüyorum. (Karameke)
  • “Her şişman insanın içinde, kaçıp kurtulmak isteyen zayıf bir adam vardır.”
    Brendan Behan (Kül)
  • Ve geçiyordu bahar o yemyeşil düş
    Penceremden
    Sesleniyordu yüreğime:
    “Bak
    Hiçbir süre ilerlemedin
    Battın sen!” (Unutulmuş Kent ve Tercüme Şiirler)
  • Gerçekten biz Türkler, başta hususi Tv’ ler olmak suretiyle medyanın üç kuruş para uğruna bizlere sunmuş olduğu bu görüntülerdeki insanoğlu mıyız? (Gündemdeki Konu)
  • İlk bakışta her şey eskisi benzer biçimde. Hava kötü değil. Çocuklar okula gidiyor. Genç­ler sevişiyor. Kadınlar doğuruyor. Marangoz ustaları ve fabrikalar çalışıyor. Yaşlılar birer ikişer ölüyor. Bitkiler gene aynı mevsimlerde yaprak ya da tohum döküyor. Yaşam sürüp gidiyor. Ama tamamlanmamış olan bir şey var. Ne? (Yeter ki Kararmasın…)
  • “İnsan yüreği pas meblağ derdi babam.” (Unutulmuş Kent ve Tercüme Şiirler)
  • « İçimde o malum üçlemenin, -gitsem… gitmem gerek… gidiyorum- kısaca kararların en yumuşak ve kati olanının yankısını duydum. Artık başka ne yapabilirdim?» (İshak)
  • « Hepimiz aşklar, dostluklar, yiğitlikler, kavgalar tanıdık. Korkaklığı, yalanı, ihanetin iki yüzlü bıçağını, bencilliği de tanıyoruz şimdi.» (İshak)
  • Biliyorum, bana rahatlık veren şey, seni bir tek rahatsız edecektir. (İshak)
  • « Oysa biz rahat insanlarız. Ve ölümlü. Yaşamayı ve baharı bu yüzden severiz. Doğan her şeye inanırız. Küçüklere, güneşe, bizlere düşler sunan ayışığına.» (Bahar İsyancıdır)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş