Kabine Toplantısı kararları açıklandı mı? 28 Şubat Bakanlar Kurulu Kabine Toplantısında alınan kararlar neler?

Kabine Toplantısı kararları açıklandı mı? 28 Şubat Bakanlar Heyeti Kabine Toplantısında alınan kararlar neler? Ukrayna Rusya savaşı, Omicron vaka sayılarındaki çoğalış ve batılı ülkelerin SWİFT gelişmesi kabine toplantısında alınacak kararların incelenmesine niçin oldu. İşte 28 Şubat Kabine Toplantısı kararları hakkında merak edilenler…

Yeni haber haberleri… Dünya basınının alakayla takip etmiş olduğu Rusya Ukrayna savaşının arkasından gözler Kabine Toplantısına çevrilmişti.
İşte 28 Şubat Pazartesi günkü Bakanlar Heyeti Kabine Toplantısı kararları…

KABİNE TOPLANTISI KARARLARI (28 ŞUBAT 2022) 

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın arkasından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulunmuş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ulusumuzun 28 Şubat’ın arkasından Türk politikasında yapmış olduğu revizyonun iletisini hala alamayanlar bulunduğunu kavrıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna krizine ilişik şunları giriş yaptı:

“Bu süreçte barış ve kararın temini için oldukça doğrultulu diplomatik teşebbüslerimizi devamlı sürdürdük, sürdürüyoruz.
Montrö Sözleşmesi’nin boğazlardaki vapur trafiği mevzusunda ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek halde kullanma kararındayız. Bugüne kadar 5 bin yurttaşımız Ukrayna topraklarından ayrılarak ülkemize ve değişik ülkelere geçti. Arzlara gore tahliye işlemlerini sürdüreceğiz. Türkiye, BM, NATO ve AB başta olmak suretiyle içinde yer almış olduğu müesseseler ve ittifaklar çerçevesindeki mesullüklerini bugüne dek harfiyen yerine getirmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi ulusal çıkarlarımızdan normal olarak taviz vermeyeceğiz fakat bölgesel ve küresel dengeleri de bakımsızlık etmeyeceğiz.
Yerleşim azalarının senelik 7 milyar lira daha azca satmaca ödemesi tahsis edilmektedir. Ticarethane statüsündeki elektrik azalarının günlük 30 kilovatsaate, aylık 900 kilovatsaate kadar tüketimi olan ilk dilimine yüzde 25 indirim uygulanacak”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;

“Ulusumuzun ve tüm İslam Alemi’nin dün gece idrak ettiğimiz kutlu Miraç Gecesi’ni kutlama ederek adım atmak isterim.

Yaşamımızın hayır, hasenat, inanç ve bereketini arttırması dileğiyle bir kere daha ulusumuzun leye-i miracını kutlama ediyorum.

Dün Prof.
Necmettin Erbakan hocamızın ölümünün 11. yıldönümüydü. Bu vesile ile merhum Erbakan hocamızı, rahmet, sevgi, minnet ve hasretle yad ediyoruz.

’28 ŞUBAT, MİLLİ İRADE TARAFINDAN TASFİYE EDİLDİ’

28 Şubat gününün bizim yakın tarihimizde bir başka anlamı, simgeyi daha vardır. O da 28 Şubat darbesidir. Türkiye 28 Şubat 1997 tarihinde 27 Mayıs 1960’la süregelen darbeler silsilesinin postmodern diye deyim edilen yeni bir çehresiyle tanışmıştır.

28 Şubat darbesi tarihimizin kara sayfalarından biri olarak tarihimize kazınmıştır.
28 Şubat sürecinde yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünenlerin hesap günü gelip çattığında sergiledikleri pespayelik ibreti alemdir.

‘TÜRK SILAHLI KUVVETLERI ARTIK, EFORLU DURUŞU VE GALIBIYETLERI İLE GÜNDEM OLMAKTADIR’

Daha sonrasında 27 Nisan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün de ulusal istem tarafınca sanki yanıtlandırılarak sanki boğulmuş olması devletimizde bir devrin kapandığının işaretidir. TÜRK SILAHLI KUVVETLERI artık darbe, cunta, deklarasyonla değil sınırlarımızı gözetmedeki, sınır ötesi harekatlarındaki eforlu duruşu, galibiyetleri ve tesiriyle gündem olmaktadır.

Ülkemizin son 1 yüzyılında ulusal çaba ve Kıbrıs Barış Harekatı sonrasındaki en büyük zaferler bu zamanda elde edilmiştir.
Beklentimiz darbe ve darbe teşebbüslerin politik ve toplumsal ayağını teşkil eden kesimlerin aynı yerli, ulusal, sivil, vizyoner yaklaşıma kavuşmalarıdır.

‘DARBELERLE, BEYNELMILEL OPERASYONLARLA NETİCE ALMA DÖNEMİ KAPANDI’

15 Temmuz darbe teşebbüsü gecesi, sonrasında yaşadıklarımız bu kesimlerin hemen hemen demokratik olgunluğa erişemediklerini ortaya koymuştur.
Ellerine fırsat geçtiğinde neler yapabileceklerine ilişik pek oldukça emareye sıkça tesadüfüyoruz.

28 Şubat’ın arkasından Türk politikasındaki revizyonun iletisini hala alamayanlar bulunduğunu kavrıyoruz. Hakka, demokrasiye, haka, serbestliğe hürmeti bu uygarlığa, bu topraklara, bu milletin bendesi olmayı bilemeyenlere halkımız asla teslim etmemiştir, etmeyecektir.

Darbelerle, beynelmilel operasyonlarla netice alma süreci kapanmış olduğu için milletin rızası ile idareye gelme haricinde yol, usul usul kalmamıştır.
Türkiye’nin son 20 senesinde içtenlik ve kararlılıkla uyguladığımız yapıt ve hizmet politikamızın çehrelerce milyonluk dost ve kardeş hanemizle ülkemizi getirmiş olduğu yer doğrultumuzun doğruluğudur.

‘DÜNYA KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM SÜRECİNDEN GEÇİYOR’

Dünya köklü bir başkalaşım sürecinden geçiyor. Yüzyıllık geçmişe haiz küresel yönetim sistemi çökmektedir. Sistemin esasını oluşturan dünya savaşları hak arama değil paylaşım çabalarıdır.
Cumhuriyetimizi kurarak bu güç dönemde oldukça ağır kıymetler ödedik.

2. Cihan Harbi sonrasında siyasal ve ekonomik işleyiş yaşanmış olan sorunların en ehemmiyetli nedenidir. Sancılı olan bu sistem soğuk savaşın sona ermesinin arkasından iyice dengesizleşmiştir. Dünya 5’ten büyüktür diyerek ifade ettiğimiz küresel yönetim sistemindeki eğrilik yaşanmış olan her vakayla kendini gene gösteriyor.

Suriye’de 11. senesine giren yıkım, Afganistan, Irak, Bosna, Ruanda, Arakam, Libya’da dökülen kanların, yaşanmış olan acıların müsebbibi küresel yönetim ve güvenlik sistemidir.
Sualin tarafı ve hatta sebebi olan ülkelerin BM Güvenlik Konseyi’nde hakemlik ve çözüm mevkiinde bulunmaları işleri içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

‘RUSYA VE UKRAYNA’YA DİYALOG ÇAĞRISINDA BULUNDUK’

Türkiye bölgesinde sulhu, huzuru, esenliği isteyen bir ülkedir. Bu davranışımızı Irak, Suriye, Kafkaslar, Karadeniz, Akdeniz’den Balkanlara kadar her vakada gösterdik. Karadeniz’in kuzeyindeki krizde de her ikisini dost olarak baktığımız Ukrayna ve Rusya’ya aralarındaki problemi diyalog güzergahında çözmeleri çağrısında bulunduk.

Bu mevzuda arabuluculuk dair gösterdiğimiz samimiyetin tanığı Ukrayna ve Rusya liderleridir.
24 Şubat’ta silahlar patladı. Bu şekilde bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı hakkaten yeis dinliyoruz. NATO Liderler Doruğu başta olmak suretiyle ülkemizin bu meseleye bakışını ifade etmeye devam ediyoruz.

Ukrayna’daki 20 bin yurttaşımıza, diplomatik misyonlarımıza kayıtlı bağlantı numaralarını arayarak ikazlarımızı yaptık. 22 Şubat’ta Ukrayna’nın doğusundaki yurttaşlarımıza bölgeden ayrılmaları çağrısında bulunduk. TÜRK HAVA YOLLARI Ukrayna’dan ayrılmak isteyen yurttaşlarımıza ve değişik ülke yurttaşlarına ihtiyaç duyulan ihtimali sağlamış oldu.

Çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işlemini başlattık.
Hali Hazırda Ukrayna limanlarında bulunan Türk sancaklı gemilerimiz, TIR’larımızın vaziyetlerini yakından takip ediyoruz. 5 bin yurttaşımız ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir.

‘MONTRÖ’YÜ KULLANMA KARARINDAYIZ’

Gelişmelere ve arzlara gore tahliye işlemlerini sürdüreceğiz. Montrö Sözleşmesi’nin ülkemize verdiği yetkiyi krizin tırmanmasının önüne geçecek halde kullanma kararındayız. Biz Ukrayna’nın dominantlık, politik tamlık ve toprak tamlığına saygı göstermesinden yanayız.
Bunlar bizim sınırlarımız tehdit altında iken tecrübe ettiğimiz hususlardı. Tabii bu süreçte bizim için ehemmiyetli olan kendi duruşumuzdur. Türkiye BM, NATO ve AB başta olmak suretiyle içinde yer almış olduğu müesseseler ve ittifaklar çerçevesindeki mesullüklerini yerine getirmiştir, bundan sonrasında da yerine getirecektir. Kendi ulusal çıkarlarımızdan normal olarak taviz vermeyeceğiz. Bölgesel ve küresel dengeleri de önemsememe etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna’dan ne (*28*) vazgeçmeyeceğimizi açıklıyoruz.

Politik ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vaz geçmiyoruz.
Tüm mazlum coğrafyalarla ilişkilerimizi sıkı yakalıyoruz. Hiç kimseyi, toplumu, devleti çehre üstü bırakmıyoruz.

Türkiye’nin dış politika vizyonunun anlamını ve tesirini bakabilmek için bu ülkeye dışarıdan bakma ferasetine haiz olmak gerekir. Bölgesinin ve dünyanın yükselen eforu Türkiye’nin yolculuğuna en küçük katkısı olmayanlardan ulusal meselelerde uysal yaklaşım bekliyoruz.

Ulusumuzun gereksinimi, ülkemizin güzergahını 2053’lere çevirecek önder, yönetim ve programlardır.
Türkiye artık politik, ekonomik, teknolojik, askeri ve istihbari altyapısıyla kendi siyasetlerini üretip uygulayacak seviyeye gelmiş bir devlettir.

‘KRİZLERİ FIRSATA DÖNÜŞTÜREBİLECEK ADIMLARI ATABİLECEK GIDIŞATTAYIZ’

Kendi göbeğimizi kendimizin keseceği, lüzumumuz olan tüm araç gereci üreteceğimiz bir yapı kurulana kadar durup dinlenmeden çalışacağız.

Krizleri ülkemiz için fırsata dönüştürecek adımları atabilecek gidişattayız.
Gelişmiş ülkelerin esenlik sistemleri başta olmak suretiyle kamu sistemi çökerken biz galibiyetli yönetim sergiledik. Küresel ekonomik işleyişin salgın sürecinin arkasından girmiş olduğu yapılanma döneminde ülkemizi öne çıkararak bu reeli yine kanıtladık.

Yatırım, üretim, istihdam, ihracat, cari fazla üstüne inşa ettiğimiz kendi modelimizi galibiyetle uyguluyoruz. Vatanımızda Gezi vakalarından beri yaşanmış olan hiçbir vakanın natürel zindelerin ürünü olmadığı, ülkenin önünü kesme emeli taşımış olduğu inkar edilemez bir reeldir.
Nice engelleme, tuzak, sanayimizi, teknolojimizi, ihracatımızı, ekonomimizi baltalama teşebbüsü büyük ve eforlu Türkiye’nin ayağına çelme takmadan ibarettir.

Vicdanımız yandı fakat hamdolsun asla yere kapaklanmadık. Asla duruşumuzu bozmadık. Allah’ın desteği ve halkımızın yardımı ile her badirenin üstesinden geldik. Her projemizi yaşama geçirdik. Şimdi artık son düzeye geçmek üzereyiz. Azıcık daha çalışmaya, üretmeye, ülke ve ulusça azıcık daha sabra lüzumumuz var.

Bugün açıklanan bilgiler iktisat programımızın galibiyetle yürüdüğüne işaret ediyor.
G-20, OECD ülke içinde azami gelişme oranını elde eden ülke biz olduk. Yatırımlar ve istihdamdaki çoğalış meylini sürdürüyoruz. İstihdamda geçen yıl bundan önceki seneye gore 3.2 milyon yeni iş ihtimali ortaya çıkartarak, işsizlik oranımızı yüzde 11,3’e gerilettik. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dahil ettiğimiz gün artık bu halk önümüzdeki 1 yüzyılı kucaklayan yeni bir yol haritasına haiz olacaktır.

ELEKTRİKTE KATMA DEĞER VERGISI İNDİRİMİ MÜJDESİ

Bu çerçevede tıpkı salgın şeklinde yalnızca ülkemizin değil Avrupa başta olmak suretiyle tüm dünyanın krizi haline gelen enflasyon sorununu hızla çözmekte kararlıyız.
Yerleşimler ile zirai sulamada kullanılan elektriğin Katma Değer Vergisi yüzde 18’den yüzde 8’e düşürülmüştür.

Ayrıca yerleşimlerdeki düşük tanıma sınırı da günlük 8 kilovat saate, aylık 240 kilovat saate yükseltilmiştir. Faturalarda net yüzde 8 yüzde 14 oranında indirim sağlanmış olmaktadır.

Tüketimine gore faturalarda net yüzde 8 ile yüzde 14 oranında bir indirim sağlanmış olmaktadır. Yerleşim azalarının senelik 7 milyar lira daha azca satmaca ödemesi tahsis edilmektedir.
Günlük 30 kilocvat, aylık 900 kilovat saatin ilk dilimine indirim uygulanacaktır. Esnaf ve sanatkarlarımızın senelik 7 milyar daha azca satmaca ödemesini sağlıyoruz. Öğrencilere ve tahlilcilere Türkiye Bilimsel Ve Teknik Araştırma Kurumundan sağladığımız burslarda ciddi iyileştirrmeler yapıyoruz. Lisans programında aylık 750 liralık bursu 1250 liraya çıkarıyoruz. Yüksek lisans öğrencileri 3 bin lira ile 4 bin 250, hekime öğrencilere 5 bin 500-7 bin 500, hekime sonrasındaki öğrenciler 7 bin 500 ile 10 bin liraya kadar aylık burs alabilecektir.

Gençlerimize bir müjdemiz daha var.
Onların daha talebe iken bedelli deneyimler edinmelerini sağladık. Bugün almaya başlayacağımız yeni davet ile 300’ü arkeoloji projelerinde vazife almak suretiyle 2 bin 300 öğrencimizi destekleyeceğiz.”

Kabine Toplantısı ne vakit?

Bilim Heyeti Toplantısı bu hafta varmı? Bilim Heyeti Toplantısı ne vakit olacak?

.