Eğitim

Kâğıt Ev – Carlos Maria Dominguez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kâğıt Ev – Carlos Maria Dominguez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kâğıt Ev kimin eseri? Kâğıt Ev kitabının yazarı kimdir? Kâğıt Ev konusu ve anafikri nedir? Kâğıt Ev kitabı ne konu alıyor? Kâğıt Ev PDF indirme linki var mı? Kâğıt Ev kitabının yazarı Carlos Maria Dominguez kimdir? İşte Kâğıt Ev kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carlos María Domínguez

Çevirmen: Seda Ersavcı

Orijinal Adı: La Casa de Papel

Yayın Evi: Jaguar Kitap

İSBN: 9786056501944

Sayfa Sayısı: 90


Kâğıt Ev Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bazı insanoğlu kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla beraber yaşar. Kâğıt Ev, işte bu kitap tutkunlarından Carlos Brauer’in ve onun -bir edebiyat profesörü olan- Bruma Lennon’la olan gizemli ilişkisinin, bu birlikteliğin gün yüzüne çıkmasına yol açan bir Joseph Conrad cildinin, kitap ve okuma aşkıyla dolu yaşamların hikâyesi…

Arjantinli yazar Carlos Maria Dominguez’in, yayımlandığı her ülkede büyük ilgi uyandıran novellasını Seda Ersavcı İspanyolca aslından çevirdi. Peter Sis’in çizimleri ve Cem Ersavcı’nın kapak fotoğrafıyla, kalınca ciltlerin içinde saklanacak bir mücevher…

(Tanıtım Bülteninden)


Kâğıt Ev Alıntıları – Sözleri

  • “İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.”
  • “Hala benim dostum onlar. Kışın üzerimi örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgarlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim.”
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir.
  • “Kitaplar benim evim.”
  • Inşa edilmiş kűtűphane yaratılan bir yaşam demekdir.Yığılmış kitaplar toplumu değildir asla.
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. Kimileri Malezya Kaplanı’nı okuyup uzak
    diyarlardaki üniversitelerde edebiyat profesörü oldu. Siddhartha binlerce gencin Hinduizm’e merak
    salmasını sağlamış oldu, Hemingway onları sporcu yapmış oldu, Dumas binlerce kadının yaşamını alt üst ettiyse de,
    yiyecek kitapları yardımıyla intihardan kurtulanların sayısı {hiç de} azca değildi.
  • Bir gün, beklenmedik bir halde, anılarınızın düzenini yitiriyorsunuz. Hâlâ oradalar evet fakat
    bulunamaz bir hal aldılar.
  • Çoğunlukla bir kitabından kurtulmak ona haiz olmaktan daha zor olsa gerek. Kitaplar, sanki asla geri
    dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları benzer biçimde, bir gereksinim ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana.
  • Kitap, tıpkı bir limana sükunet içinde yanaşan bir vapur benzer biçimde,[…]


Kâğıt Ev İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitaplar insanoğlunun kaderini değiştirir mi? Peki ya insanoğlu kitapların?: Ah doyumsuz okurluğum…
Kitabın konusunu araştırmadan alıntılarına olan hayranlığımdan merak edip aldım. Ama hayır bir açlığı doyurmak için, sayfaları içercesine bir açgözlülükle okumadım. Ilkin aldım elime onu günlerce aradım zira sahafları dâhi dolaştım, bulmak için. Sevdim sayfalarını ürkek bir kuşu okşarcasına. Sonra o yeni kitap kokusunu içime çektim. Bunu yapmayan okur var mıdır? Diye düşündüm. Evet evet! Yine bir kitaba haiz olma hazzımı dorukta duymak için kaçıncı basım bulunduğunu, çevirmenini arka kapağını özenle inceledim. Sonra kendimi kitabın sayfalarında yitirmek için başladım okumaya.
Ama o da ne! Kitabımızın ana karakteri hikayesi anlatılan Brauer’den kalır yanım yokmuş meğer. Kitabı okurken kendinize soracağınız en mühim sual: okumayı mı, yoksa kitaplarımı daha fazlaca seviyorum? Son sayfayı okuyup kapağı kapattığınızda yanıtı bulacağınızı umuyorum.
Stefan Zweig’ın Sahaf Mendel’inin peşinden bu şekilde bir yapıt okumak benim için müthiş bir tecrübe oldu. Kitap biriktirmek, okuduğunu rafa kaldırmadan onun tüm detaylarını ezberlemek ya da bir tek sayfalarda kendini bulmak… Her okurun kendine özgü bir özelliği vardır; kimisi beğenmiş olduğu cümleleri özenle isaretler, kimi kıyamaz küçücük bir nokta kondurmaya. Kimi okuyup derhal hazmetmek ister kimi ise günlerce üstüne düşünmek hatta benzer kaynaklar bulup tartışmak. Ben ise okuduğum kitaplari (özellıkle beni etkileyen ve fazlaca sevdiklerimi) her insana anlatmak, hatta okumaları için uğraşırım. Hatta okuyup benim kadar etkilenmemelerine içten içe kızdığım da olur. Okuyamadığım günler, sevgilisine ihanet eden aşığın pişmanlığını yaşar bir an ilkin tekrardan kavuşmak için can atarım. Veee kitapları karalayan, sayfalarını katlayan dostlarım da benden minik bir hisse alır. 🙂
Peki bu kitabı niçin okumalısınız?
Biz okurlar, en fazlaca yakınımızda bizim benzer biçimde birkaç sayfaya sığdırılan koca hayatları merak etmeyen, okumayı değersizleştiren insanlardan huzursuz oluruz. Öyleyse kitap aşığı bu okurun hevesle biriktirdiği devasa kütüphaneye ne yaptığını öğrenmek için bu kitabı okumalısınız.
Meraktan çıldırıp derhal edinin diye de birkaç alıntı bırakıyorum buraya. Okur kalınca…
gonderi/140329728
gonderi/140415298
gonderi/140415315
gonderi/140320187 (Kitap notlarım)

kitapları mı(?) okumayı mı(?) seviyoruz!…: ¶¶Herkes istediği temsili seçme hakkına haizdir. Ve de fena edebiyat yapma hakkına…¶¶
¶¶Çoğunlukla bir kitabından kurtulmak ona haiz olmaktan daha zor olsa gerek.¶¶
¶¶Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum. İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir yaşam anlama gelir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.¶¶
Okumadan evvel ki beklentimi tam olarak karşılayamasa da gene de her insanın okuyarak birçok açıdan kitaplarla olan ilişkisini gözden geçirmesi için ideal bir kitap diye düşünüyorum.
Kitabın muhteviyatında tam olarak ne anlatılıyor kısaca klişe olarak spoiler vermeyi tercih etmiyorum ki zira kısa, mevzuya odaklandığında birkaç saat içinde bitecebilecek bir kitap, benim birkaç gün de okuduğumu göz ardı edin… ;))
Bence anımsattığım anda her insanın aklına gelecektir; bizim felsefeci Atakan :))…
Ne fazlaca kitap okumuş olduğu öne sürülmüştü değil mi?! Felsefe’den, Bilim’den, Sanat’tan vs. birçok daldan kitaplar okumuş kendini halen okumamış farzedip; buna devam edecek olması aşırı derecede bir bibliyomani seviyesi değil midir?! Gerçi her şey de olduğu benzer biçimde Atakan’ın da bir kurgu ve oyunun bir parçası olarak konuşulduğu de iddia edilenler içinde yer almıştı.

Her ne ise canım aslına bakarsan mevzumuz Atakan olmaktan daha doğrusu onun – bunlar hep Amerika’ nın oyunları – klişesinden fazlaca daha başka, bizlerin okumayı ne kadar sevdiğimizle ilgili.. Bilhassa bu “1k” uygulaması bana ve inanırım ki kaliteli okurlara (kendimi de kaliteli kıldım bak şimdi iyi mi?! :)) okuma sevgisini iki kat aşılamıştır. Uygulamaya başlamadan ilkin toplamda 20 30 kitap okumuşumdur. Kitaplığımda hepi topu 10 kitap vardı. Ama şimdi tam da bu kitap uygulamasıyla, bu kitaptaki kadar ütopik bir kütüphanem olmasa ve olmayacaksa da, okumanın, kitaplığımın şekillenmesinin fazlaca yararını görüyorum.
Kitap Ev ‘de bir kısım fazlaca hoşuma gitti : “bir sayfayı idrak etmek için birkaç kitap okursunuz.”
Felsefeye merak saldığımda mevzuya hakim olmak adına kitap/kitap–34813 okumaya başladığımda Antik Yunanın siyasal anlayışına da hakim olmak için kitap/kitap–1955 ve kitap/kitap–325 kitabını da okumam icap ettiğini anladım ve okudum. Bu fazlaca başka bir haz…
Bir kitabı bitirip bir başkasına başlama isteği, okurken ilgini çeken başka bir kitabı çapraz okuma ile okumalarında yer vermek vs. vs.
Kitabın başlangıcında ki “kitaplar insanoğlunun kaderini değiştirir” cümlesi, gene kitabın sonunu da şekillendirmiştir. Kitap sevgisi, bir insanın her şeyi geride bırakıp kağıt bir evde fakat gerçek bir tabir ile tuğlalarını o devasa kütüphanesindeki kitaplardan oluşturmasına niçin oluyor. Düşünün ki banyosunda, mutfağında, evin koridorlarında itinayla muhafaza edilen kitaplar dolu… Banyodaki kitapların buhardan zarar görmemesi için yaz kış soğuk suyla duş alınıyor… Bu sevgi kendimizin de sevgisini sorgulatmaya sebep oluyor. Lakin bir tek bir kitap için o evin duvarlarına balyozla vurup aramak, bu işte aklın yitirilmesinin en üzücü kısmı olsa gerek…
gonderi/140348713
Okur kalınca… (Ayfer)


Kâğıt Ev PDF indirme linki var mı?


Carlos Maria Dominguez – Kâğıt Ev kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Kâğıt Ev PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carlos Maria Dominguez Kimdir?

Carlos Maria Dominguez (d. 23 Nisan 1955’de Buenos Aires’te hayata merhaba dedi.) 1989’dan beri Montevideo’da yaşayan Arjantinli yazar ve gazeteci.

Kariyeri Arjantin’in Kriz Dergisinde başladı. Daha sonrasında Uruguaylı haftalık Brecha, Búsqueda’ya ve EL PAIS’in kültürel desteğine katılarak yazınsal eleştiri üstüne uzmanlaştı.

Dominguez romanlar, kısa öyküler, gezi kronikleri, biyografiler ve oyunlar olmak suretiyle ortalama 20 kitap yazdı. Türkçe piyasaya çıkan tek kitabı Jaguar Kitap’tan çıkan Kağıt Ev adlı kitaptır. Kağıt Ev adlı kitap Türkiye’de büyük ilgi görmüş oldu.


Carlos Maria Dominguez Kitapları – Eserleri

  • Kâğıt Ev
  • Waldemar Hansen’in Ani Ölümü


Carlos Maria Dominguez Alıntıları – Sözleri

  • Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan hastalık duyarlar, onlara minik, aptalca gelir. Ama yaşam aptalcadır aslına bakarsan, gürültüyle ve o şekilde tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor. Yaşam, anılardan ibarettir.
    Var olmayan, bir tek vuku bulmamış olandır. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Çoğunlukla bir kitabından kurtulmak ona haiz olmaktan daha zor olsa gerek. Kitaplar, sanki asla geri
    dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları benzer biçimde, bir gereksinim ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana. (Kâğıt Ev)
  • “İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.” (Kâğıt Ev)
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. Kimileri Malezya Kaplanı’nı okuyup uzak
    diyarlardaki üniversitelerde edebiyat profesörü oldu. Siddhartha binlerce gencin Hinduizm’e merak
    salmasını sağlamış oldu, Hemingway onları sporcu yapmış oldu, Dumas binlerce kadının yaşamını alt üst ettiyse de,
    yiyecek kitapları yardımıyla intihardan kurtulanların sayısı {hiç de} azca değildi. (Kâğıt Ev)
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. (Kâğıt Ev)
  • “Herkesin aileyle ilgili bir cehennemi var, ben de bir kural dışı sayılmam.” (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • “Dünya bir deliler dağı. Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?” (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Bir dostu, kolay jestlerin karmaşıklığında tanırız. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Bir dostu, kolay jestlerin karmaşıklığında tanırız. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • İçerideki ışık birazcık azdı, bir lamba yakmasını söyleyecektim ki, onun o frenleyici bir tampon görevi gören ses tonu ve bej ceketiyle baş başa kalmayı tercih ettim.
    “Bilmiyorum bu mevzuda konuşmak ister misin fakat… diye başladım, “sen” diye hitap etme sonucu almıştım, “Waldemar’ı kafamın içinden bir türlü çıkarıp atamıyorum. Mesleki belgesinin elinden alınmış olması, balkondan atlamaya götürmüş olabilir mi onu acaba diye merak ediyorum.”
    “Ne belgesinden haberim var ne de iptalinden,” diye karşılık verdi aceleyle.
    “Yazık, zira tam da bunun için gelmiştim.”
    “Wanda ya da Eva biliyordur bir ihtimal. Bir daha çalışamayacaktı mı diyorsunuz kısaca?”
    “Noterlik belgesini almışlar elinden. Bunun onun için ne kadar mühim bulunduğunu bilmiyorum doğal.
    Nina dirseklerini masaya dayayıp parmaklarını kavuşturdu onları gözlerinin önünde öylece tuttuktan sonrasında ağır ağır indirdi.
    “Walli işi için saatlerce vakit ayırırdı; gün boyu, kimi zaman geceleri ve pazarları da. Oldukça yalnızdı; çalışmak yalnız insanları meşgul eder. Sanırım Eva’dan sonrasında onu mutlu eden tek şeydi.”
    “Ama seninleydi…”
    “Bunun önemi yok, zira ben hem vardım hem yoktum,” dedi ve ellerini ayırdı. “Bir yıl kadar beraber yaşadık, ayrıldık, sonrasında barıştık. Ayrıldık. Tekrar barıştık. Onunla yaşamak kolay degil.
    “İnanması zor. ”
    “Oldukça kolay olsa gerek doğrusunu söylemek gerekirse. Walli fena yanlarını değişik biçimlerde kamufle etmesini bilirdi. Elinde kitabıyla, plaklarını dinleyerek, bilgisayarının başlangıcında saatler geçirir, sonrasında da niçin bana söylemeden gittin diye kınardı beni. En aptalca şeylerden rahatsız olur, fakat bu tarz şeyleri nadiren ifade ederdi. Gazete dağıtıcısı çocuğa cana yakın davrandığım için iki ay sonrasında azarlayabiliyordu beni örneğin.”
    “Kıskançtı.”
    “Güvensizdi. Sanırım niye onunla olduğumu hiçbir vakit bilemedi ve düşündüğümde, sanırım ben de bilmiyorum. Onu sevmediğim için değil. Bana karşı oldukça cömertti. Ancak risk almaya cüret edebilecek biri değildi. Risklerden asla hoşlanmazdı, dolayısıyla zevkleri çevresinde inşa etmiş olduğu bu dünyada kendini korumaya çalışıyordu. Onu oradan çıkaracak kimsesi yoktu. Sanırım, basitçe ifade etmek gerekirse, yaşlıydı ve bir tek kendisi için ehemmiyet taşıyan şeylerle baş başa kalmak istiyordu. Ben onun kendi kendisine verdiği bir çeşit hediyeydim; hâlâ bir hanımı eğlendirebildiğine bir kanıt kim bilir, doğal istediğinde ve bana katlanabildiğinde, elbiselerimi oraya buraya atmama, bulaşıkları kirli bırakmama ve karşısına geçip gülmeme. Onun ikramiyesi benzer biçimde bir şeydim ben, fakat kimi zaman beni kovduğu da olurdu.”
    Nina gözlerini indirdi ve tekrardan koltuğuna yaslandı. Saçı daha da elektriklenmişti sanki ve kendini denetim altında tutacak güç onu terk ediyor gibiydi.
    “Mutlu zamanlarımız vardı, başka türlü olan zamanlarımız vardı,” diye ekledi. “Ama zannetmiyorum ki bunun için geldiniz buraya.”
    “Şu iptal vakasını bildiğini düşünmüştüm.”
    “Bakın, her tarafa sıçrayan bir intihar bu. Sizin üzerinize ne geldi bilmiyorum fakat ben hâlâ temizlenmeye devam ediyorum. ”
    Şimdi siz başka bir hikâyeyle geliyorsunuz, yarın bir bakarsınız ki bir sahtekârlığa bulaşmış meğerse. Walli içine kapanık biriydi ve sempatik görünmek için kafi zekâya sahipti. Ancak sempatik insanların gizlediği o denli fazlaca şey vardır ki şaşkınlıklar içinde kalırsınız.”
    “Mesela ben?”
    “Hayır, siz değil,” diye gülümseyerek karşılık verdi.
    “Telefonda son olarak bir haçı konuşmuştuk. ”
    “Rivera’dan getirmişti. Nereden bulup çıkardı onu bilmiyorum fakat beni hasta etti. Ölümüm duvara asılı şekilde olacak diye övünüp dururdu. Bahsetmiş miydi size bundan? Sanırım artık gitme isteği vardı içinde fakat bana söyleyecek kadar havaya girememişti bir türlü. Ben kalması için bir niçin miydim? Olmadığım anlaşılıyor aslına bakarsan. Onun için hiçbir vakit yeterince iyi olmadım. Yeterince aydın, yeterince sabırlı, katlanmasını bilen biri değildim, müziğin kökenleri ya da Avusturyalıların çürümüş kafası üstüne saatlerce spekülasyonlar yapabilecek yeteneğim yoktu benim. Ama biliyor musunuz, sanata bayılıyordu ve onun çevresinde dönen yoğun mu yoğun bir dünyada yaşıyordu. Sonra da aynı yoğunluğu sanatın dışındaki saatlerden de talep ediyordu ve doğal naturel olarak bulamayınca da içinde hakir görme duyguları biriktirmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Reklamları, siyasetçileri, televizyonu, süpermarket kasiyerlerini, patronlarını, kendi ev sahiplerini. Onun benzer biçimde olan başka tipler de gördüm ben: Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan hastalık duyarlar, onlara minik, aptalca gelir. Ama yaşam aptalcadır aslına bakarsan, gürültüyle ve o şekilde tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.” (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir;sadece insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür,geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • “Hala benim dostum onlar. Kışın üzerimi örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgarlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim.” (Kâğıt Ev)
  • Bir gün, beklenmedik bir halde, anılarınızın düzenini yitiriyorsunuz. Hâlâ oradalar evet fakat
    bulunamaz bir hal aldılar. (Kâğıt Ev)
  • Inşa edilmiş kűtűphane yaratılan bir yaşam demekdir.Yığılmış kitaplar toplumu değildir asla. (Kâğıt Ev)
  • Kitap, tıpkı bir limana sükunet içinde yanaşan bir vapur benzer biçimde,[…] (Kâğıt Ev)
  • “Kitaplar benim evim.” (Kâğıt Ev)
  • … sadece insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Yaşamıyla ilgili fazlaca azca konuşan biriydi, beni de aslına bakarsan iyi bir söyleşi ilgilendiriyordu zira bunu yapabilecek birini bulmak {hiç de} kolay değildi. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş