Karabasan kimin eseri? Karabasan kitabının yazarı kimdir? Karabasan konusu ve anafikri nedir? Karabasan kitabı ne konu alıyor? Karabasan PDF indirme linki var mı? Karabasan kitabının yazarı Şafak Güçlü kimdir? İşte Karabasan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Şafak Güçlü

Yayın Evi: Hiç Yayınları

İSBN: 9786058479975

Sayfa Sayısı: 272

Karabasan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Onlar, pusuda uyumanızı bekliyor!!!”

Koridor giderek daralırken eski, çatlamış duvarlardan süzülen kanlar ve alev alev yanan kumaş perdeler evi daha da ürkütücü yapmıştı. Koridordaki tüm odaların kapıları süratli süratli açılıp kapanıyor ve her odada kendisine bakan iblisi görüyordu…

Farklı kültürlerde değişik adlarla kendisine yer gören ve Anadolu korku efsanelerinin günümüze de uzanan söylencesi olan Karabasan, Türkiye’nin korku markası yazar Şafak Güçlü ile tekrardan korku dünyamıza giriyor.

Büyü filmi; “Siccin” Amel Defteri ve “Lohusa” Ümmü Sübyan isminde kitapları ile İslami-Korku alanında Türkiye’de bir ilke imza atan yazar Şafak Güçlü, Karabasan ile korkutmaya devam ediyor.

Unutmayın !.. En Fena Kabus Henüz Görmediğinizdir !…

(Tanıtım Bülteninden)

Karabasan Alıntıları – Sözleri

• İnsanlar hayatları süresince hep acil eder, o denli telaşlı ve sabırsızlardır ki bu onları vurdumduymaz yapar. Gördüklerini görmez, saygısız ve egoist yapar. Verdikleri sözleri unutan, adi, aşağılık yaratıklar haline gelirler.
• Korku ve kabusun en fena tarafı, sürekliliği olduğunda insanoğlunun tepkilerinin daha basit olması halidir. İlk yada birkaç kere yaşanılan korku atakları insanı feryat çığlığa bağırır ve tabana kuvvet kaçar hale getirirdi fakat onlarca defa değişik korkuları ardı ardına yaşamaya başladığında bu artık bir tek minik tepkilerin ve şaşkınlıkların yerini almış olduğu basit ataklara dönüşüyordu.
• İnsanlar hayatları süresince hep acil eder. O denli telaşlı ve sabırsızlar ki bu onları vurdumduymaz yapar. Gördüklerini görmez saygısız ve egoist yapar.
• Korku ve kabusun en fena tarafı, sürekliliği olduğunda insanoğlunun tepkisinin daha soradan olması halidir.

Karabasan İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Eti Üç Harfli Maden İşletmeleri: Umarsızlık ve vicdani ret.
Cinlerle olan yaşam sürecimiz, bir çok vakit pek dillendirilmemesi ihtiyaç duyulan bir sır. Hocaların ya da hoca olduğu kabul edilen bazı kimselerin tekelinde olduğu bu alan, anlatılan hikayelerle ya da çağırılan cinlerle çocukluğumuzun akşamlarını süsler. ( ilk gençlik dönemleri de olabilir.) Bir de bunun yanında rüyalarda gelenler… Ve gerçek anlamda yaşamı alt üst olmuş insanoğlu…
Ben bu duruma şöyleki yaklaşıyorum. İnsan: Müslümanlık inancına haiz insan, zannedildiği suretiyle tüm her şeyi öteki tarafa bırakmış değil. Bir çok şeyi ölüm sonrasına bırakmış olsa dahi. Cinler, meydana getirilen kötülükler ve haksızlıklar karşısında, insanların vicdanen rahat edemeyip kendi karşılarına çıkardıkları, o ses, o his, o korku bir tür iç hesaplaşma olsa gerek. Ve hissettikleri rahatsız edici duygular karşısında çaresiz oluşları, ister istemez kimi hocaları, ya da hocavarileri sahneye çıkarmış olmalı.
Kattiyen benim düşündüğüm şekilde olması imkansız diyenler olacaktır. Varlıkarını Kur’ana dayandıranlar ve bir halde iletişime geçtiğini iddia edenler de olacaktır. Kur’andaki bahsi ile ilgili, Kur’ana inananlar için, var olmalarının haricinde iletişime geçilemeyeceği kanısındayım. İletişime geçme noktasında ise, zihnimiz kendi gerçeğini bir halde oluşturuyor diyebilirim. Bu gerçek, doğru ya da yanlış, inanmış olduğu seviyede yandaş bulabileceği şeklinde fazlasıyla bulaşıcı bir fikir de olabilir. işte tam burada inanç devreye giriyor. Neye inandığınız değil ne kadar oldukca inandığınız o şeyi gerçek kılar. Ve onu yürüyerek, kabullenilmesini elde eden şey de “inanç”tır bana bakılırsa. O yüzden inandığınız şey ve onu yaşam sürecinize ortak etmek, kaderin akışını değiştirecek, yaşamımızın yönünü bütünüyle değiştirecek keskin bir viraj.
İbni Sina’nın kanun adlı kitabındaki, beyin hasarları ile ilgili yapmış olduğu araştırmadan bir alıntı.
Yorucu ve karmaşık bir gecenin arkasından zor bigün daha geçirdim. Ölünün kafatasını açtıktan sonrasında beynindeki sinir sistemlerini birkaç kere yine ederek incelem ettim. Bana bakılırsa bu insanın yaşamış olduğu sanrıların ardında aslına bakarsak sıkça görünen bir beyin hastalığı yatmaktadır.
Kişi, kanını, kara ya da sarı safranın niçin olduğu şuur bulanıklıkları yaşamakta ve buna bağlı olarak da safranın niçin olduğu melankoli hali gözlemlenmektedir. hayatta olduğu zamanlardaki gözlemlediğim deneyimlerim de bu yöndedir. Bu durum kişide aşırı tutkulara ve karabasan adında olan hayaller görmesine niçin olmuştur.
Kitaptaki doktorun mevzuya yaklaşımı ise şöyleki
Bazı insanoğlu stres ve günlük yaşamın mücadelesi ile o şekilde yoğundur ki uyumak istese de uykuya kolay dalamaz. Beyin çalışmaya devam etmiş olduğu için bir çok vakit uyku ile uyanıklık içinde bir halde yaşarız. Beynin bir kısmı uykuya dalarken bir kısmı düşünmeye devam eder. Bu haldeyken de ya karabasan görerek uyanırız ya da sabahleyin kalktığımızda bitkin olduğumuzu hissederiz. Bazen sorunlarımız o denli artar ki fikir merkezi uyku merkezini ve sinir sistemini ele geçirerek günlerce uyumamızı engeller, hata yurt haricinde aylarca uyumamış hastalar gözlemlenmiştir. ve bu oldukça tehlikeli bir durumdur.
Kitap okunması mümkün 🙂 Filmlerini izleyenler var ise kitap bence filmlerden daha iyi, uyumadan ilkin okuyun ya da evde tek başınıza olduğunuzda. Ben tek başıma iken okudum hem de uyumadan ilkin. Cesareti olan kapağı …
Beynimiz yaratılmış en muhteşem ve olağanüstü organımızdır. (Kepilleus)

süper bir kitap muhteşem herkeze tavsiye ederim fakat birazcık korku (enes efdoğan)

Kitab güzele benziyor inşallah umduğum gibidir !!!!!!!!!!!!! (Zeynep hazır)

Karabasan PDF indirme linki var mı?

Şafak Güçlü – Karabasan kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Karabasan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Şafak Güçlü Kimdir?

1978 İstanbul doğumlu olan Şafak Güçlü aslen İzmirlidir. Henüz 5 yaşlarındayken kamera karşısına geçer ve bu güne kadar bir oldukca beyaz perde filmi, dizi ve reklamda oynar.

6 yaşlarındayken müziğe ilgi duyar ve piyano çalmaya adım atar. 14 senedir ustalaşmış olarak sahnelerde piyanistlik yapar. Güçlü 1996 senesinden beri tecrübe etme öykü ve film senaryoları yazmaktadır.

İlk, orta ve liseden sonrasında Akademi İstanbul’da ilkin TV sunuculuğu arkasından da oyunculuk bölümlerini bitirir.

1997-1999 yılları aralığında Fatih Belediye Tiyatrosunda Sheakespear’in “Bir Yaz Gecesi Rüyası” eserinde oyunculuk yapmıştır.

Aynı yıl içinde gene Fatih Belediyesinde Erol SAYAN yönetiminde Türk Sanat Müziği nota ve nazariyat eğitimi almıştır.

Paris ajans isminde hususi bir Dershanede 2 yıl ekran sunuculuğu ve Tv sunuculuğu eğitmenliği ve bölüm başkanlığı.

2000-2001 senelerinde vatani görevi esnasında İskenderun Subay Orduevinde orkestra şefliği, Müzik ve Tiyatro eğitmenliği.

2001 senesinde senenin askeri ödülü ve birçok takdir ve teşekkür ödülleri…

2004 senesinde Türk motifleri taşıyan ve tamamıyla kendi kültüründen yararlanan İlk korku filmi olan BÜYÜ isminde beyaz perde filminin Senaristliğini yapmıştır.

2006 senesinde Şeker Film casting adına PATİ SHOW isminde evcil hayvanları mevzu alan bir tv programının Sunucu, Senarist ve Yönetmenliğini yapmıştır.

2006 senesinde Deli Dersane (Şafak Güçlü- İrfan Saruhan) 2007 senesinde ise Deli Dersane kampta beyaz perde filmlerinin senaristliğini yazmıştır.

2007 aralığında çekimlerine başlanan Türk-Hindistan ortak yapımı olan Miras isminde bir beyaz perde filmimizde oyunculuk hayatına devam etmektedir.

Deneyimleri içinde; 4 beyaz perde filmi, 9 dizi ve 5 reklam filmi oyunculuğu vardır. Ayrıca 14 yıl ustalaşmış sahne deneyimi, 4 yıl radyo yöneticiliği ve programcılığı, 2.5 ay İzmir Kordon Tv’de Talk Show Sunuculuğu yapmıştır.

Şafak Güçlü Kitapları – Eserleri

• Siccin
• Karabasan
• Büyü Lanetin Şafağı
• Vesvese
• Lohusa Ümmü Sübyan
• Dark Lord
• Kan Fermanı
• Korku Avcıları

Şafak Güçlü Alıntıları – Sözleri

• Aklını, kabuslarını ve korkularını dağılabilen tek şey çizgi filmlerdi, hele ki o eski 80’li yılların çizgi filmlerine ve çizgi karakterlerine bayılıyordu. Mickey Mouse, Goofy,Donald Duck ve elbet sempatik şapşal köpek Pluto… (Vesvese)
• cok muthis bir kitap korkuyla dolu (Siccin)
• Artık ağaçların içinde dolaşan bir tek rüzgâr değildi. İblisin alevden yaratılmış çocuklarıda minik kızı takip ediyordu. (Siccin)
• İnsanlar hayatları süresince hep acil eder, o denli telaşlı ve sabırsızlardır ki bu onları vurdumduymaz yapar. Gördüklerini görmez, saygısız ve egoist yapar. Verdikleri sözleri unutan, adi, aşağılık yaratıklar haline gelirler. (Karabasan)
• ” Kimileri milyon dolarlık halıları çamurlu ayakkabılarının altında bile sermeye çekinmezken kimileri de benim şeklinde geleceği için atacağı adımları bile başkalarının insafıyla yapabiliyor, vereceği üç kuruşluk burs için sana ne olman icap ettiğini söylüyor. İşte adil dünya!” (Vesvese)
• Korku ve kabusun en fena tarafı, sürekliliği olduğunda insanoğlunun tepkisinin daha soradan olması halidir. (Karabasan)
• Bu bir tek Müzeyyen’in yaşamış olduğu bir mesele değildi. Bu, Türkiye’de halen kanayan bir yaraydı ve her yıl binlerce minik kız evladı daha bez bebeklerine doyamadan, kendi doğurduğu bebeklerine analık yapmayı öğreniyordu. (Siccin)
• Herkes hak ettiğini yaşar. (Vesvese)
• Hayattan ve onun kazandırdığı tüm acılardan uzak olan çocuklar, kim bilir gelecekte yaşayacak milyon tane sorundan bihaber bir halde özgürce hayatlarını yaşıyordu. (Siccin)
• Korku ve kabusun en fena tarafı, sürekliliği olduğunda insanoğlunun tepkilerinin daha basit olması halidir. İlk yada birkaç kere yaşanılan korku atakları insanı feryat çığlığa bağırır ve tabana kuvvet kaçar hale getirirdi fakat onlarca defa değişik korkuları ardı ardına yaşamaya başladığında bu artık bir tek minik tepkilerin ve şaşkınlıkların yerini almış olduğu basit ataklara dönüşüyordu. (Karabasan)
• Ya Şeytan size düşündüğünüzden yakınsa ?
  Oldukca daha yakında!
  Kanınızda…! (Vesvese)
• Kitaplar onu hem eğitiyor hem de kötülüklerden koruyordu. (Vesvese)
• Gerçekten korkmuş birinin tehditi saldırgan bir adamınkinden daha tehlikeliydi… (Büyü Lanetin Şafağı)
• O anda kendini gece yarısı evde tek başınayken korku romanları sonrasında da kendini okumuş olduğu romana kaptırıp, kendi yalnızlığından ve sessizliğinden korkan ürkek bir kız evladı şeklinde hissetmişti. (Siccin)
• Yürümüş olduğu yeni bir yolu vardı. (Siccin)
• “Vampir elindeki rulo şeklinde tuttuğu fermanı açtı. Parşömen kâğıdın üstünde kurumuş kan lekeleri ve silikleşmiş Arapça yazılar vardı. Bir süre bekleyen mahluk mırıldanmaya başladı! Bir anda önlerindeki ateş harlayarak terfi etti. Kıvılcımlar mağaranın onlarca metrelik tavanını bir anlığına yaladı ve tekrardan normale döndü. Bununla beraber öteki yaratıklar tekrardan aynı sözleri mırıldanmaya başladı. Şimdi tüm mağarada yankılanan anlaşılmaz bir uğultu gittikçe yükseliyordu.
  Artık ölümcül ayin başlamıştı!” (Kan Fermanı)
• Avucunu yalarsın yaşlanmış s**tük (Siccin)
• Bir yaşamın son bulması bile saniyelerle ölçülürken gelecek kaygısı taşımak, ucu bucağı olmayan planlar yapmak şimdi oldukca daha anlamsız ve anlam ifade etmeyen geliyordu. (Kan Fermanı)
• ️Ufak bölgeler büyük vakaları kaldıracak güçte olmazdı ve böylesi kasabalarda bir kere adın zedelendiğinde durum önüne geçikemez bir hal alabilirdi. (Büyü Lanetin Şafağı)
• Delilik nedir biliyor musun?Kimsenin görmediğini,bilmediğini bilmektir delilik. (Vesvese)