Eğitim

Karanlık Oda – Osman Balcıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Karanlık Oda – Osman Balcıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Karanlık Oda kimin eseri? Karanlık Oda kitabının yazarı kimdir? Karanlık Oda konusu ve anafikri nedir? Karanlık Oda kitabı ne konu alıyor? Karanlık Oda PDF indirme linki var mı? Karanlık Oda kitabının yazarı Osman Balcıgil kimdir? İşte Karanlık Oda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Osman Balcıgil

Yayın Evi: Kara Karga Yayınları

İSBN: 9786052241240

Sayfa Sayısı: 120


Karanlık Oda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kürtlük-Türklük, Alevilik-Sünnilik,

Zenginlik-Fakirlik, Doğuculuk-Batıcılık,

Dindarlık-Laiklik…

Büyükada’daki bir evin karanlık odasında, nefes kırmızı ışığın altında, 61 yaşındaki gazeteci Osman Balcıgil ve ondan yedi yıl ilkin doğan 25 yaşındaki delikanlı Deniz Gezmiş, memleketin siyah beyaz klişelerine bakıyorlar.

İşçiler, köylüler, öğrenciler, ekmek, toprak ve özgürlük…

Osman Balcıgil, “bir ceza olarak idamdan” bahsetmiş olduğu kitaplardan bağımsız bir ağabey, sembollüğünden haberdar olsa da bihaber kardeşi Deniz.

Darağacına doğru yürüyen gencecik, pırıl pırıl insanoğlu ve onlar gittikten sonrasında olanlar küvetlere dolduruluyor; fakat bu söyleşi, dokunulmaz, mahrem, samimi bir iç döküş olarak satırlara düşüyor.


Karanlık Oda Alıntıları – Sözleri

  • Genel kuraldır, iktidar kimin elindeyse, resmi zamanı o yazar.
  • Göz kamaştıran, öne çıkan, göğsümüzü kabartan, acı veren olayların çekiciliğine kapılıyor, meselelerin tümünü bu olayların üstünden izah etmeye çalışıyoruz. Bu da bizi yanlışa götürüyor.
  • İnsanlar arasındaki farkı yaratanın data olduğuna inanan nesilden geliyorum. Yaşla,mevkiiyle, makamla işim olmaz. Yaşı benden ufak olmuş, büyük olmuş fark etmez. Doğru söylüyorsa doğrudur, yanlış söylüyorsa yanlış!
  • Sana ne kardeşim başkalarının dininden, dinsizliğinden!
  • Zira biz aşığız devrimlere, susamışız özgürlüğe.
    Özgürlük yolunda düşen tüm gerillara slm olsun.
  • İktidarının dördüncü senesinde Menderes, CHP’nin gözbebeği Köy Enstitüleri’nin kapısına kilit astı.
    Zira bu okullar, köy çocuklarını alıp eli iş tutan, akıllı, uygar insanoğlu, bir başka deyişle cemiyet önderleri haline getiriyordu. Ağalık sistemine köklü bir karşı çıkış demekti Köy Enstitüleri. Buralarda, geleceğin aydın Türkiye’si dokunuyordu. Emperyalizmle, yerli işbirlikçileriyle, bağnazlık ve bağnazlıktan yana olanlarla göbekbağı olan bir sağ iktidarın, aydın bir gençliğe ve onun yön verdiği köylülüğe izin vermesi mümkün değildi.
  • Nasıl yaşayacağına, toplumun kendisi karar vermeli. Birileri değil.
  • Mensup olunan ırkı sevmeye, yüceltmeye kimsenin bir itirazı olmaz. Ama ötekilerden üstün görmeye başlanırsa alarm zilleri çalıyor anlama gelir.
  • Zira bu okullar, köy çocuklarını alıp eli iş tutan, akıllı, uygar insanoğlu, bir başka deyişle cemiyet önderleri haline getiriyordu. Ağalık sistemine köklü bir karşı çıkış demekti Köy Enstitüleri. Buralarda geleceğin aydın Türkiye’si dokunuyordu.
  • Aynı topraklarda yaşayıp da birileri sevinirken ötekiler üzülüyorsa ,mühim bir terslik var anlama gelir…
  • Atatürk ve tabanca arkadaşları politika adamı değildi. Vücudunu düşmana siper etmekten çekinmeyen, iyi yetişmiş ve sivil vatanseverlerdi.
  • “Sana daima müteşekkirim, bundan dolayı Kemalist düşünceyle yetirdin beni. Küçüklüğümden beri evde sürekli Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. Biz Türkiye’nin 2. Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere de atılacağız, kurşunlanacağız da. Tipkı 1. Kurtuluş Savaşı’nda olduğu benzer biçimde. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bigün ne olursa olsun yeneceğiz onları. Düşün baba, bugün hükümet işini enerjisini bırakmış, bizimle uğraşıyor. Zira bizlerden başka gerçek karşıcılık kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde yargı giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. Baba mektubuma son verirken seni, annemi, Bora’yı, Hamdi’yi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım. Ya vatan ya ölüm.”
    29 Ocak 1971 Cumhuriyet
  • “Bak Deniz,” diyorum “kabul etmemiz gerekiyor ki adamlar büyük sihirbaz. Şapkadan çıkaracakları tavşanları saymanın imkanı, ihtimali yok.”
  • “Insanlara zulüm yapıyorsan, evlatları bulunduğunu unutmayacaksın. Atılan bumerangın bigün ne olursa olsun geri döneceğini bileceksin! Çocuk büyür genç olur. Gencin öfkesi sınır tanımaz. Anlayamadılar bunu.”
  • Okuma yazma bilmeyen büyük kitleler Batı’yı bir uygarlık olmaktan oldukça “din” olarak değerlendiriyordu.


Karanlık Oda İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir nefeste okudum . Hüzünlendim , öğrendim , düşündüm , sorular sormuş oldum . Yakın tarihte neler yaşandı ? Neden yaşandı ?
Sohbet tadında bir kitaptı . (Arzu KAYA)

“Kommer’in başlatmış olduğu Türkiye’yi teslim alma projesi , ilerleyen yıllarda işte bu şekilde devam etti Deniz.”
Emperyalizm , Türkiye’de güvenebileceği müttefiki nihayet bulmuştu.
Kendilerini ” mütedeyyin çevreler ” diye adlandırsalar da , güzel ülkemizin tesiri altına girmiş olduğu yeni iklimin adı ” Siyasal İslam” dı. (Hikmet Tunceli)


Karanlık Oda PDF indirme linki var mı?


Osman Balcıgil – Karanlık Oda kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Karanlık Oda PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Osman Balcıgil Kimdir?

Ulusal gazete, mecmua ve televizyonların haber bölümlerinde muhabir, editör ve yönetici olarak uzun seneler çalıştı (1977-2000). Bu dönemde yapmış olduğu araştırma, yazdığı yazı ve tv programlarıyla pek oldukça ödüle layık görüldü. Latin Amerika’da yapmış olduğu emek harcaması 1988 senesinde Gazeteciler Cemiyeti tarafınca senenin röportajı olarak seçilmesini sağlamış oldu. Haberciliğini, siyasal ve toplumsal mevzularda yazdığı araştırma türünde kitaplarına da yansıtan Balcıgil, Devamlı Basın Kartı sahibi.

2000 senesinde gazetecilik yaşamını noktalayan Osman Balcıgil’in roman formundaki son emek harcaması Zerdüşt’ün Sırrı Destek Yayınevi tarafınca 2012 Temmuz’unda gösterildi. 2011’de aynı yayınevinden gösterilen Bilginin Efendisi, üç hafta benzer biçimde kısa bir süre içinde ikinci baskısını yaparak mühim bir başarıya imza atmıştı.


Osman Balcıgil Kitapları – Eserleri

  • Pisagor Tepkisi
  • Dante’nin İstanbul Cehennemi
  • Zerdüşt’ün Sırrı
  • Bilginin Efendisi
  • Mason Locasında Aşk ve Kılıç
  • 53. Risale
  • Ters Kanatlı Şahin
  • Celile
  • Yeşil Mürekkep
  • İdamın Günlüğü
  • İpek Sabahlık
  • Ben Celile Nazım Hikmet’in Annesi
  • Ben Sabahattin Ali
  • Karanlık Oda
  • Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale
  • Ben Suat Derviş
  • Latin Amerika’nın Atardamarları
  • Putlar Yıkılırken
  • 50 Maddede Ezoterizm
  • En Hüzünlü Eylül
  • Kara İblis Firarda
  • Toplum: Her Şeye Müstehak Toplum: Layığı Bu Değil
  • Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var


Osman Balcıgil Alıntıları – Sözleri

  • Erdal Eren, gerçekleştirdiği iddaa edilen Zekeriya Önge’nin öldürülmesi vakasının üstünden hemen hemen bir tek kırksekiz gün geçmişti ki, idama mahkum edildi.
    Eren’in davası bir devrin yargılanmaları hakkında düşünce sahibi olmak isteyenler için son aşama “iyi” bir örnek kuşkusuz. Daha da önemlisi, genel olarak idamların geri alınmaz bir cezalandırma biçimi bulunduğunu ifade etmeye olanak vermesi…
    Onsekiz yaşlarında olduğu da kuşkulu olan bu genç idamından bir kaç saat ilkin yazdığı mektupta, anası ve babasına, kendisine bu cezanın işlemediği bir suçtan dolayı verildiğini konu alıyor, onlara ” Bununla amaçlanan insanlara gözdağı vermektir.” diye sesleniyordu. (İdamın Günlüğü)
  • Kendini bırakma Suat… Bırakmayacağım abla. Kendim beni bırakana kadar bırakmayacağım. (Ben Suat Derviş)
  • Günün günü var. İnsanın ihtiyacı olduğunda, kendi parası gibisi yoktur. (Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale)
  • ‘Bakin Bay Sebottendorf, önceki konuşmalarımda da size bunu anlatmaya çalıştım. Ben de sizin benzer biçimde düşünüyorum. Milliyetçi bir dalganın Turkiye’yi teslim alması, bu dalganın giderek Almanya ve oteli Avrupa ülkeleriyle bir araya gelmesi kuşkusuz Türkiye için de iyi olur. Bunun için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz, gösteriyoruz. Yalnız, sizin de anlamanız ihtiyaç duyulan bir şey var, Anadolu toprakları Avrupadan değişik. Burada yaşayan insanoğlu, dünyevî ve uhrevî meselelerden, Avrupalilarin anladıklarını anlamıyor. (Ters Kanatlı Şahin)
  • Bir ara sol koltuğunun altındaki revolveri, sağ iç cebindeki Enam-ı Şerif’i yokladı… Sonra mottosu haline getirmiş olduğu cümleyi yüksek sesle tekrarladı:
    “Tıpkı eski günlerde olduğu benzer biçimde ha! Şeytan da aslına bakarsanız. (Ters Kanatlı Şahin)
  • Sonbahar sabahı üzüm bağında
    Sıra sıra, büklüm büklüm
    Salkımlarda tanelerin,
    Tanelerde aydınlığın,
    Aydınlıkta yüreğimin.
    Tekrardaki mucize gülüm,
    Tekrarın tekrarsızlığı! (Putlar Yıkılırken)
  • “Aslanım Beşiktaş!” dedi içinden.
    Facebook’ta dolaşan “Takımım Fenerbahçe –ya da Galatasaray– yükselenim Çarşı” mesajları da gösteriyordu ki Çarşı grubu bir tek Beşiktaşlıların değil tüm sporseverlerin gözünde devleşmişti. (Pisagor Tepkisi)
  • “Ama…” dedi kendi kendine.”Susmak, susmayı kabullenmek, gerçekleri görüp de susarak bir yaşam geçirmek de onursuzluk olurdu.” (Yeşil Mürekkep)
  • “Özlemi çıkart geriye bir şey kalnaz…” (53. Risale)
  • “Aradan ortalama on ay geçtikten sonrasında, 12 Ocak 1949 tarihindeki gazetelerde ‘Sabahattin Ali Bulgar sınırında öldürüldü’ şeklinde bir haber yer aldı. Değerli yazarın cesedini bir çoban bulmuştu.” (Ben Sabahattin Ali)
  • “Hayat korkakları affetmez.Kaybettigin tek cenk uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğindir.”
    Che Gueavera (Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var)
  • Bırakın bir rüyayı anlatmayı, gözle görülüp elle tutulan vakaları anlatmak bile zannedildiği kadar kolay değildir. (Dante’nin İstanbul Cehennemi)
  • Geçmek bilmez ki fakat şimdi o denli saat. (Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale)
  • Ya ben umutsuz bir vakayım yada felsefeler yetersiz. (Mason Locasında Aşk ve Kılıç)
  • “İnsanlarda tek sıkıntılı kanun
    Savaşlarda yoksulluğa karşı
    Kendilerini ayakta tutmaları
    Ölüme karşı yaşamalarıdır…. “
    #Eluard (Ters Kanatlı Şahin)
  • Zira cenk bir tek tabanca ve askerle değil, cephe gerisindekilerin maneviyatını yüksek tutmak suretiyle de yapılır. (Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale)
  • Boylarımız uzadı fakat karakter kıtlığı çekiyoruz.
    Para üstüne para koyuyoruz fakat ilişkilerde sıfıra sıfır elde var sıfır.
    Pencerelerinin içinde oldukça şeye haiz olduğumuz,
    boş odalarımızda yaşama zamanındayız. (Mason Locasında Aşk ve Kılıç)
  • Nasıl yaşayacağına, toplumun kendisi karar vermeli. Birileri değil. (Karanlık Oda)
  • İbn-i Heysem ” Gün ,güneş ufkun ondokuz aşama altında ağarmaya başlıyor günün agarma vakası güneş ondokuz dereceye çıktığında bitiyor” o süre ki şartlarda bu bulgulara ulaşmak müthiş hakkaten (53. Risale)
  • “Zira yapılmış olan,meydana getirilen ve eğer mudahele edilmezse binlerce yıl daha yapılmaya devam edilecek olan, bilgelerin bilgeliklerinin yok edilmesi ve akıllıların akıllarının boşa çıkartılmasından başka birşey değil.Demek istediğim, birileri tanrı rolüne soyunmuş,ötekilerde bunu kabullenmiş durumda.Tanrinin bundan haberi bulunduğunu asla sanmıyorum. (Pisagor Tepkisi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş