Eğitim

Kısmet bu işler – İstiklal Akarsu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kısmet bu işler – İstiklal Akarsu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kısmet bu işler kimin eseri? Kısmet bu işler kitabının yazarı kimdir? Kısmet bu işler konusu ve anafikri nedir? Kısmet bu işler kitabı ne konu alıyor? Kısmet bu işler PDF indirme linki var mı? Kısmet bu işler kitabının yazarı İstiklal Akarsu kimdir? İşte Kısmet bu işler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İstiklal Akarsu

Yayın Evi: Dex

İSBN: 9786050953343

Sayfa Sayısı: 228


Kısmet bu işler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kitabın Tanımı

Sosyal medyamızın utangaç yazarı, gülmece edebiyatımızın delişmen ustası, gündelik hayatımızın detaycı filozofu, mahallemizin neşeli delikanlısı İstiklal Akarsu’dan gönül telinizi titretirken güldüren öyküler…

İstiklal Akarsu bizi bu kez, ilkin yaşamının soğuk sandviç dönemine, 15 yaşlarının Burgazada’sına götürüyor; sonrasında mahalleli dostlarıyla çekirdek çitletiyor, otomobille gezdiriyor, zırdeli apartman komşularıyla piknik yaptırıp, Esenler Otogarı’nda anneannesini aratıyor, peşinden Boncuk Mustafa, Berbat Hasan, Peygamber Kazım, Paspas İsmail, Hoppala Hüseyin’le mangal başı sohbetine buyur ediyor ve en sonunda sevdiceğiyle tanışmamızı sağlıyor…

“Çekirdek deyip geçmemek lazım. Çekirdek yemek başlı başına bir maceradır. Çekirdek o dönemin facebook’udur, twitter’ıdır, instagram’ıdır. Şimdi nasıl arkadaşımız akrabamız, en yakınlarımız bilgisayarını telefonunun başında sosyal alemde vakit harcıyorsa o dönemin insanları- boşluktan mı yokluktan mı bilinmez- çekirdekle mesai harcıyordu. Öyle bir avuç yiyeyim durayım diye bir olay da söz konusu değil. Anca paket bitince uyanıp kendine geliyorsun ve durabiliyorsun. Yani kötü niyetli biri bunu fark etse ve önümüzdeki çekirdek bittikçe bakkaldan yenisini getirse ecelimizle vefat edene kadar oturduğumuz kaldırımda çekirdek yerdik, çok tehlikeli bir durum bu.”


Kısmet bu işler Alıntıları – Sözleri

  • Yemekten sonrasında çay içmeyi kim bulduysa ellerinden öpmek isterim. Muhteşem bir vaka. Sırf sonrasında çay içmek için bile yiyecek yenilebilir.
  • Yılmaz Bey’in bile ağzı açık kalmıştı, şundan dolayı asla çalışmadığı yerden çıkmıştı toplantı. Normalde Sedat Bey’in “Bahçeye hortum alınacak, para verin acele,” demesi, Yılmaz Bey’in de “Eskisinin nesi var?” deyip kendisini eski hortumla dövmesi lazımdı. Piknik vakası bir ilkti.
  • Vapur ilkin Kınalıada’ya yanaştı. Bu adaya niçin kınalı dediklerini asla merak etmiyorum şundan dolayı sebebi oldukca belli, toprağı kınalı şeklinde kıpkırmızı. Adaya isim verenler oldukça net bir tavır sergilemişler. Büyükada’nın adını verenler de maceraya girmemişler. Ada büyük, dolayısıyla tatava yapma Büyükada de geç. Heybeliada heybe şeklinde o da tamam da Burgaz ne, ne şekil isim takmışlar sana Burgazada?
  • Angela Nine, seksen yaşlarında, yolda zor yürüyor gelmiş yarışa katılmış. Dayanamayıp yanına gidiyorum.
    “Ninecim ver elini öpeyim.”
    “Al.”
    “Oldukça sağ ol ninecim, oldukca iyi geldi elini öpmek.”
    “Sen de mi yarısacaksin?”
    “Evet ninem de sen hayırdır bu yaşta?”
    “Ne varmis yasimda!”
    “Yüz elli var mısın sen?”
    “Ay manyak!”
    “Latife yaptım ninem, ver diğeri elini de öpeyim.”
    “İstemez istemez.”
    “Geçecem seni, asla şansın yok, boşuna zorlama kendini.”
    “Aaa delirmiş bu ayol.”
  • Ağustos ulaşınca isyan bayrağını çekip, “Ben artık çalışmak istemiyorum, sıkıldım adadan,” dedim. Babam “İstersen seni bir güzel döveyim, sıkıntın geçer, rutin dışına çıkar eğlenirsin,” dedi. Bu alışılmadık teklifi düşünmek için süre istedim.
  • Yemekten sonrasında çay içmeyi kim bulduysa ellerinden öpmek isterim. Muhteşem bir vaka. Sırf sonrasında çay içmek için bile yiyecek yenilebilir.
  • Sarhoş değildim, fakat tam ayık da sayılmazdım. Sarhoşluğa giden yoldaki ilk durağa yanaşmıştım. Bu durak enteresan bir duraktı. Gayet kendimdeydim. Olan biten her şeyin farkkndaydım. Algılarım açıktı. Sadece nereden geldiğini bilmediğim bir cesaret zerk olmuştu bedenime. Bu durak, cesaret durağıydı.
  • Yalnızlığın benim için tek getirisi fastfood’çulardaki “bir alana bir parasız” olan hamburger menülerini tek başıma yemem oluyordu ki onu da abartırsam bir süre sonrasında
    önümde küçük bombe bir göbek beliriyor, bana dost olup yalnızlığıma son veriyordu.
  • Dışarıda gördüğün her mamülün fiyatını mahalle bakkalıyla kıyaslıyorsan fakirsindir.
  • “…sevgili peşinden koşarken yorulacağıma, halı sahada top oynarken yorulurum daha iyi, hem bir ihtimal birazcık kilo veririm biçim tutarım, arada gol de atarım.”


Kısmet bu işler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İstiklal Akarsu’nun kitaplarının en sevdiğim yönü, sanki kuzenim bayram ziyaretine gelmiş de maceralarını anlatıyormuş şeklinde hissettirmesidir. “Kısmet Bu İşler” kitabı da öbürlerinden değişik değil. Okumaktan oldukca keyif aldım.
Kafa dağıtmak isteyen ve kaliteli gülmece seven okurlara şiddetle tavsiye ediyorum. (Ş. Serda KAYMAN)

İstiklal Akarsu gene tüm doğallığıyla tatlı mı tatlı bir kitapla karşımızda 🙂
Önceki kitaplarından aldığınız pozitif enerjiyi bu kitabından da almanız mümkün. Olaylara, kişilere ve hayata bakış açısıyla en o kadar da samimiyetiyle gönlümüze taht kurmasının yanı sıra, kitaplarını okurken yanıbaşınızdaymış da söyleşi ediyormuş şeklinde hissettiriyor oluşu onu hususi kılıyor.
Onun kitaplarını hayatınızın en fena döneminde okusanız bile tebessüm edebiliyorsunuz 🙂 (Gülcan)


Kısmet bu işler PDF indirme linki var mı?


İstiklal Akarsu – Kısmet bu işler kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kısmet bu işler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İstiklal Akarsu Kimdir?

Facebook’ta 3 yıl süresince yalnızca akrabalarına ve ilköğretim arkadaşlarına şakalar yazdıktan sonrasında bir arkadaşının “Twitter’a gelsene ne işin var Facebook’ta, burası tam sana bakılırsa!” demesiyle ekim 2009’da Twitter’a üye oldu. Burada yazdıklarıyla 3 yıl içinde 100.000’e yakın insana yetişme şansını elde etti. Akabinde bir de blog’um olsun dedi, hikâyelerini paylaştı. Sonra şansını kâğıt üstünde denemeye karar verdi. 2012 başlangıcında Bir Alex Değilim adlı ilk kitabı yayımlandı. Hikâyelerini yazmaya devam etti. Şimdi de “Olsa Dükkân Senin” ile macerasına devam ediyor.


İstiklal Akarsu Kitapları – Eserleri

  • Bir Alex Değilim
  • Olsa Dükkan Senin
  • Olur Öyleki
  • O İş Bende
  • Kısmet bu işler


İstiklal Akarsu Alıntıları – Sözleri

  • Yalnızlığın benim için tek getirisi fastfood’çulardaki “bir alana bir parasız” olan hamburger menülerini tek başıma yemem oluyordu ki onu da abartırsam bir süre sonrasında
    önümde küçük bombe bir göbek beliriyor, bana dost olup yalnızlığıma son veriyordu. (Kısmet bu işler)
  • Hani beni seviyordu bu kız , şu demek oluyor ki ben öyleki düşünüyorum , kim bilir asla sevmedi beni. Belli ki vaka Sevgili Yılmaz Erdoğan’ın söylediği gibiydi : ” Ben onun beni sevebilme ihtimalini sevmiştim. ” (Olsa Dükkan Senin)
  • “Anneannemin kuşağı ise oldukca değişik, komşuluğun kardeşlik ile eşdeğer olduğu bir zamandan geliyor. Onların zamanında komşu demek amca demek, yenge demek, teyze demek, kardeş demek, komşusunun külüne ihtiyaç duymak demek. Sobanın yerini kombinin almasıyla ne kül kaldı ne de komşuluk bu devirde.” (Olsa Dükkan Senin)
  • “… bir ergen ne kadar inek olursa, sekse de o denli aç olurdu.” (Olsa Dükkan Senin)
  • -Acıyor mu İstiklal?
    -Yav kızım oldukca açıyordu fakat sen koluma girince azaldi şeklinde sanki.
    -Ya İstiklal….
    -Öp de geçsin.
    -Oha bacağını mi öpelim??
    -Yok, yanağımı öp, ben onu bacağa iletirim.
    Öptüler…. (Olur Öyleki)
  • Tatil bitti…
    -komşu hoşgeldin, iyi mi geçti dinlence?
    -on numara ya. Bol bolca dinlendim, denizin güneşin tadını çıkardım.
    -İyi yaptın, keşke daha çok kalsaydın. Sezon açılmadı daha işler kesat
    -o süre ne yapıyoruz?
    -benim çay açık olsun
    Tavşan kanı caylarimizi içerken İsmet abinin şiirini dinliyoruz; işte gerçek refah budur.
    -caylarim leziz, içmeyen keriz. Aranızda marka paralarını vermeyenler var, onlara zehir zıkkım olsun çaylar.
    -yakışır İsmet abime, yakışır. (O İş Bende)
  • Dedim ya , geri zekalıydım o dönem diye , meğer derslik topyekün geri zekalıymış , 60 kişinin IQ ‘ sunun toplamı 100 filanmış. Tabi düzgüsel bir durum bu , adı üstünde çocuk. Bedenimiz şeklinde beynimizde küçücük. Cevabı ağır çekim ve uzata uzata söyleme hastalığı var.
    – Anladınız mı çocuklar?
    – Eeeeeeeeeeeeeeeeveeeeeeeeeeeeettt! (Bir Alex Değilim)
  • Güneş son kalan ışık kırıntılarını en kırmızı tonundan bizlere gönderiyor, “ulan bugün batıyorum ama yarın yine doğacağım, ben yokken efendi olun, uslu olun, yatın zıbarın” diyordu, fakat kime diyordu (Bir Alex Değilim)
  • Ondan sonrasında efendim, insanoğlu niçin kitap okumuyor! Bundan dolayı okumayanlar rahat durmuyor, kitap okuyanın kafasına top atıyorlar. (O İş Bende)
  • Oldukça enteresan bir görüntü vardı ortada. Yirmi dört tane Erzurum yöresi kıyafetli çocuk birbirine girmişti. Kavga biteceğine daha da büyüyordu , ışığı gören geliyordu. (Olsa Dükkan Senin)
  • Mallık kurnaz bir hastalıktır, asla beklemediğiniz anda gelir sizi bulur. (Bir Alex Değilim)
  • Yılmaz Bey’in bile ağzı açık kalmıştı, şundan dolayı asla çalışmadığı yerden çıkmıştı toplantı. Normalde Sedat Bey’in “Bahçeye hortum alınacak, para verin acele,” demesi, Yılmaz Bey’in de “Eskisinin nesi var?” deyip kendisini eski hortumla dövmesi lazımdı. Piknik vakası bir ilkti. (Kısmet bu işler)
  • “…sevgili peşinden koşarken yorulacağıma, halı sahada top oynarken yorulurum daha iyi, hem bir ihtimal birazcık kilo veririm biçim tutarım, arada gol de atarım.” (Kısmet bu işler)
  • ..artık ne kadar saçmaladıysam,iç sesim bile oha dedi bana. (Bir Alex Değilim)
  • Zaman akıp gidiyordu ve ikimiz de gerekirse yaslanacaktik. Zamana kafa tutamazdik. (O İş Bende)
  • Benim için dinlence demek , oldukca affedersiniz , g*tü devirip yatmak demekti ve bunun yaşla da ilgisi yoktu ; 15 yaşımdayken de böyleydim ben. Tembellik her daim ata sporum olagelmişti. (O İş Bende)
  • Bu dağ başlangıcında domuza, çakala meze olmak istemiyordum. Hasan amca bendeki bu urkekligi sevince, ‘ korkma evlat’ dedi Itimat veren bir sesle, “tabiatta en tehlikeli mahlukat insandır. İnsandan kork. Hayvanlar masumdur, zararsızdır, bak onlar bizlerden korkuyor, biz yaklaştıkça kaçıyorlar. ” adam haklıydı. İnsanoğlu, birçok hayvanın soyunun tükenmesine yol açmıştı. Yemeyi filan geçtim, sırf zevk için hayvan öldüren, acımasız varlıklardık. Bu kere insana gıcık olmuştum. İnsan kere tanrı tependen baksın senin. Boyundan posundan utan, ey insan. Hayati ve insanlığı sorgularken cesaret gelmişti bünyeme. Cesaretle birlikte domuzda cikageldi. Lan bismillah
    … bak iyi mi bakıyor melül melül, çok açık ki karnı aç. Hasan amca kendinden güvenilir hayvanın üzerine gitti, fırından aldığımız taze ekmekten bir parça koparıp önüne koydu.domuz ekmeği kokladı ve sonrasında bizlere homurdanmaya başladı. Sanırım ekmeği beğenmemişti. İyice korkmuştum hayra alamet değildi bu bakışlar.
    Hasan amca bana döndü, vakur bir ifadeyle gözlerimin içine baktı.
    -istiklal kaç, bu domuz belamızı s*kecek.
    Kaçtım. İyi kaçtım hem de, fuleli kaçtım. Hasan amcada peşimden geldi. Yaşına bakılırsa oldukca iyi performans sergiledi. Domuzdan kaçarken, insanoğlu zalimdir, hayvanlar gariptir diyen kendisi değilmiş şeklinde tüm hayvanların anasına avradına küfretmeyi de dikkatsizlik etmedi (O İş Bende)
  • Tam o sırada bu kız denizinin içinden angut bir Karadağ erkeği çıktı geldi yanımıza.
    – This is a Private Party!
    – Ne diyo İstiklal?
    – Hususi partiymiş amk!
    – Çıkalım abi o süre.
    – Nereye çıkıyosun lan. 500 km yol geldim , bir kız uğruna ülke değiştirdim ben , bu kadar kızın içinden yalnız çıkmam.
    – Please get out , this is private university party!
    – Çıkmıyoruz lan!
    – Abi Türkçe ne anlamış olur o.
    Ve ben o gazla gecemizin içine eden , dünyayı başımıza yıkan , ortamı dağıtan , curcunaya neden olan ; hadi özet geçelim , ağzımıza fare o cümleyi kurdum :
    – I am nah going out , sıkıyorsa take me out , fuck off , siktir git , fuck fuck fuck!… (Bir Alex Değilim)
  • – Akarsu bu ağacı sen dikmiştin di mi?
    – Evet Komutanım!
    – Ulan sen bu ağacı mı diktin o gün?
    – Eee… Anlamadım Komutanım… (Büyük sıçtık bu kez)
    – Ulan 4 bin 999 tane kızılçam diktik fakat senin ağaç sarıçam ayı!
    – Aaa…
    – Aaa ya… Dua et kimse farkına varmadı. (Olur Öyleki)
  • Vapur ilkin Kınalıada’ya yanaştı. Bu adaya niçin kınalı dediklerini asla merak etmiyorum şundan dolayı sebebi oldukca belli, toprağı kınalı şeklinde kıpkırmızı. Adaya isim verenler oldukça net bir tavır sergilemişler. Büyükada’nın adını verenler de maceraya girmemişler. Ada büyük, dolayısıyla tatava yapma Büyükada de geç. Heybeliada heybe şeklinde o da tamam da Burgaz ne, ne şekil isim takmışlar sana Burgazada? (Kısmet bu işler)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş