Eğitim

Kızlar da Yanmaz – Pakize Türkoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızlar da Yanmaz – Pakize Türkoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızlar da Yanmaz kimin eseri? Kızlar da Yanmaz kitabının yazarı kimdir? Kızlar da Yanmaz konusu ve anafikri nedir? Kızlar da Yanmaz kitabı ne konu alıyor? Kızlar da Yanmaz PDF indirme linki var mı? Kızlar da Yanmaz kitabının yazarı Pakize Türkoğlu kimdir? İşte Kızlar da Yanmaz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Pakize Türkoğlu

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053603092

Sayfa Sayısı: 560


Kızlar da Yanmaz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıl 1927, genç Cumhuriyet hemen hemen dört yaşlarında… Gazipaşa’nın bir yaylasında minik bir kız dünyaya gözünü açar. Okul çağına vardığında, komşularının “Kızlar okursa cehennemde yanar!” ikazlarına isyan eder.

Babasının, “Kızlar da yanmaz, okuyabilirsin” demesiyle dünyası değişmiş olur. İlk kez köyünden çıkıp Taşköprü’yü geçerek bucaktaki ilkokula başlarken, yeni bir dünyayla tanışır:Dünyanın tüm evlatları doluşmuşçasına kalabalık bir okul, rüya şeklinde dükkânlar, yeni sözcükler, akan suyu durdurabilen musluklar, Sümerbank kumaşları, kitaplar, elişi kâğıtları, kurmalı oyuncaklar, dev şeklinde vapurlar…

Yörede “Özgürlük Düğünü” diye kutlanan 10. Yıl’da süregelen okul yaşamı bu minik kıza Cumhuriyet’i, Gazi Mustafa Kemal’i, kitapların esrarengiz dünyasını, öğrenme coşkusunu, kent yaşamını ve değişik olanla yaşamayı da öğretir. Kızlar da Yanmaz, bir taraftan Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir köy çocuğunun bakış açısından o süreci, bir taraftan da genç Türkiye’nin eğitime verdiği önemi yalın bir içtenlikle anlatırken, temel eğitimin bir devlet hizmeti olarak her köye götürülmesi gereğinin önemini gözler önüne seriyor.


Kızlar da Yanmaz Alıntıları – Sözleri

  • Allah kız adam ayırmaz, günah yazarken haksızlık etmezdi.Evlatların yapmış olduğu iyi şeyler için onları daha oldukca severdi.Okumak güzel şeydi.Eğer fena olsa hiçbir baba kızının yanmasına razı olup kızını okula gönderir miydi?
  • Yeni evlendikleri günlerden birinde anam pencerenin önünde oturuyormuş,karşıdan,Dutçağızın yanından fesli bir genç insanın geçtiğini görmüş. Bu köyde bu şekilde yakışıklı birini asla görmediğini,yabancı olabileceğini düşünmüş,adam bizim eve dolanınca yabancıya görünmemek için içeri firar etmiş. Nenem onun kocasını odada yalnız karşılamak istediğini sanarak,”Nereye gidiyorsun gelin?İnsan kocası gelirken önüne varır” diye çıkışmış.Anam o süre anlamış o yakışıklı insanın kocası bulunduğunu. Şundan dolayı o güne kadar asla yüzüne,boyuna posuna bakamamış babamın utanmaktan.
  • Sanki tabiatın ve insanoğlunun uyanışı ve neşesi üzerine çizilmiş bir tablo şeklinde gözümün önüne geliyor o günler şimdi.
  • Anam ve babam dürüstlüğü, beraberce beraber olmayı, paylaşmayı zenginlik olarak gören, sağduyulu insanlardı.
  • Pakize yılmaz
    Alanya merkez ilkokulu
    Bir zamanlar dar kafalı sultanların elinde Köle gibiydik. fakat sevgili Atamız 1923’te bizi onların elinden kurtararak istediğimiz iradeye kavuşturdu.
    Atatürk’ün ülkeye yapmış olduğu yenilikler pek çoktur:
    Memleketin dört Bir yanını Demir ağlarla ördü. Tüm sahilleri limanlarla çevirdi. Eskiden Dünya işlerine önem verilmez devamlı her yerde ahiret işleri ile uğraşılırdı; fakat artık bu şekilde değildir.
    Atamız kılıkta da devrim yapmış oldu. Eskiden hanımlarımız kafes arkalarında gün görmeyen çiçekler şeklinde solardı. Hâlbuki bugün isteyenler tabip hakim öğretmen ve daha oldukca bilgili olanlar saylav bile oluyor. Eskiden ağa paşa bey kimseler vardı oysa şimdi köylü şehirli ağa paşa hepsi birdir. Bugün dünden başka olarak fukara varlıklı köylü şehirli hepimiz mahkemelerde aynı şekilde karşılanır. Atatürk bizim şeklinde küçüklerin ve büyüklerin okuması için yalnız şehirlerde değil köylerde de birçok yeni okullar açtırdı. Daha neler neler.
    Atatürk ve Cumhuriyeti, vatanı ve ulusumu oldukca severim.
  • “Evet, ancak içi yanan bir kadın böyle bir kilim dokuyabilir”
  • Demek ki evlerin önüne çiçekler dikilmeliydi!
  • “Ben istemiyorum öbür dünyaya gitmeyi öğretmenim, burada bile yoruluyorum, çantamı zor taşıyorum.Ben daha küçüğüm, bu dünyada kalmak istiyorum, öbür dünyaya gitmeyeceğim”
  • Gün gelir Tanrı’ya bile kızar kırılırlar, başkaldırırlar fakat yaşama küsmezlerdi.Zorluklara meydan okuyanlar, tüm belalara, safa geldi hoş geldi diye sitem edenler vardı aralarında.Kimi süre acı ya da iğneleyici sözleriyle ortalığı kırıp geçirirler fakat arkasından hoşgörü ve sevgi gösterebilirlerdi.Yaşamımın örgüsünü bir uçtan bir uca, kilim şeklinde renk renk dokuyan, bilincimi, bilinçaltımı dolduran o iyi hanımefendilerin etkileriydi sanki.


Kızlar da Yanmaz İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Cumhuriyet kızlarının biyografileri benim için oldukca çekicidir.
Birkaç açıdan…
Birincisi, köyden çıkıp bir savaşım vererek doruğa tırmanırlar. Şundan dolayı inançları onları başarıya götürür. Bu başarının hikâyesini öğreniriz.
İkincisi, cumhuriyet rejminin tahsil eşitliği yardımıyla, köylü evlatların, bilhassa kızların okumasını tüm serüveniyle öğreniriz.
Üçüncüsü, Köy Enstitüleri’nin köy çocuklarına okumak için tanımış olduğu imkânları birinci kaynaktan öğreniriz.
Dördüncüsü ise, bilgili, donanımlı olabilenler için halkevlerinin yaşamlarındaki rolünü bir kere daha gösterir.
Pakize Türkoğlu’nun ‘Kızlar da Yanmaz – Genç Cumhuriyet’te Köy Evladı Olmak’ kitabı işte yukarıda saydığım tüm öğeleri içeriyor.
Türkoğlu’nun kitabı iyimser bir anlayışla yazılmış.
Bu emeği verenlerin, bu çabayı gösterenlerin, çalışırlarsa iyi mi yükselecekleri umudunu veriyor.
Ne yazık ki bu umudun gerçekleşmesi için bugün koşullar elverişli değil.
Ne Köy Enstitüleri var, ne Halkevleri, ne de her insanın eşit olarak okuma fırsatı…
Türkoğlu’nun kitabını yalnız bir bildiri kitabı olmadığı, kuru bir cumhuriyet övgüsü olmadığından oldukca sevdim.
Şundan dolayı 1927 doğumlu Türkoğlu’nun o yıllarda anlattığı köy ve köylüler beni bilgilendirdi.
İnsan ilişkileri, komşuluklar, akraba münasebetleri, bizlere köydeki yaşam mevzusunda mühim bilgiler veriyor.
Asıl bir başka çekici yanı, köyde hanımefendilerin işlevi, yeri ve verdikleri mücadeleyi tüm yönleriyle aktarıyor olması. Şundan dolayı bir köy kızı olan Pakize Türkoğlu, köyden çıkıp şehirde okumanın hem zorluğunu, hem de o dönemde kolaylığını konu alıyor.
“Okuyan kızlar da yanar” korkutmasının; kızların okumasını önleyemediğini, birçok babanın ananın bu söze inanıp kızlarını okutmaktan çekinmediklerini gösteriyor.
Yaşamından notları okurken, adeta köy yaşamı üstüne bir roman okuduğum duygusuna kapıldım. Şundan dolayı hepsi de cumhuriyet rejiminde bir şeyler yapmak istiyorlardı.
Ayrıca cumhuriyetle nereden nereye geldiğimizin de köy bağlamında anlatılması, bu kitap.
Cumhuriyetin ne yaptığını, iyi mi bir rejim bulunduğunu idrak etmek için bilhassa başarı göstermiş cumhuriyet kızlarının yaşamını bilmek gerekir.
Şundan dolayı onlar ilerlemenin, köyden çıkmanın, kentlere ulaşmanın, kentin ve toplumsal yaşamın çağdaş uygarlık seviyesine çıkarılmasının simgesidirler. (Serdar)


Kızlar da Yanmaz PDF indirme linki var mı?


Pakize Türkoğlu – Kızlar da Yanmaz kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kızlar da Yanmaz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Pakize Türkoğlu Kimdir?

Pakize Türkoğlu, 1927 senesinde Antalya, Gazipaşa, Göksenir Yaylası’nda dünyaya geldi. Köyünde okul olmadığı için, ilköğrenimine başka bir ailenin yanında kalmış olarak, Gazipaşa Bucağı’nda başladı.1938’de Alanya İlkokulu’nu, 1944’te Antalya Aksu Köy Enstitüsü’nü, 1947’de Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü tamamladı. İlk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında yönetici ve öğretmen olarak 35 yıl çalıştı. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi iken, 1985’te emekli oldu. Bir süre Hususi Ortadoğu Lisesi ve Koç Hususi Lisesi’nde Eğitim Danışmanı ve Rehberlik Uzmanı olarak çalıştı. Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın Genel Yönetim Kurulu’nda ve İstanbul Temsilciliği’nde bulunmuş oldu. 1998’de, Tonguç ve Enstitüleri adlı yapıtıyla, Türkiye İş Bankası “Toplum ve İnsan Bilimleri” büyük ödülünü aldı. Dergi ve gazetelerde, kültür ve eğitim mevzularında yazılar yazıyor.


Pakize Türkoğlu Kitapları – Eserleri

  • Kızlar da Yanmaz
  • Tonguç ve Enstitüleri
  • Kısa Devam eden Hasat
  • Kimseli Kimsesiz


Pakize Türkoğlu Alıntıları – Sözleri

  • “Anadolu’ya yeni bir çıkarma yapıyoruz ” (Tonguç ve Enstitüleri)
  • Allah kız adam ayırmaz, günah yazarken haksızlık etmezdi.Evlatların yapmış olduğu iyi şeyler için onları daha oldukca severdi.Okumak güzel şeydi.Eğer fena olsa hiçbir baba kızının yanmasına razı olup kızını okula gönderir miydi? (Kızlar da Yanmaz)
  • “Müdür: söyle Orhan bizi sevmediğin için mi (yurttan) kaçıyorsun?
    Orhan: Hayır öğretmenim, Amerikan etinden bıkıyorum. Evde annemle yer sofrasında soğan ekmek yiyoruz. Hiç gürültü olmuyor. Burada zorla etli yiyecek yediriyorlar. Sorfabaşı başımızda bekliyor. Bundan kaçıyorum…” (Kimseli Kimsesiz)
  • Bugünün öğrencileri şeklinde hem okul yaşamında kaytarıp, hem de yükseklere göz diken tiplerden değildik. Sınava hazırlanmak diye ayrı bir etkinlik yoktu. Şundan dolayı aslına bakarsanız öğretmenliğe hazırlanıyorduk. Bu hazırlık bizlere birikim sağlıyordu. Yüksek tahsil düşünenler, amaçlayanlar, kurum içindeki tüm çalışmalarında daha oldukca başarı göstermiş olmalılardı. Bu nedenle, günümüz öğrencilerinin türbeleri doldurarak, yakarma ederek, din ulularından kendilerine imtihan başarısı dilemelerini bizim kuşağın anlaması hiçbir süre ihtimaller içinde değildir. (Kısa Devam eden Hasat)
  • Yeni evlendikleri günlerden birinde anam pencerenin önünde oturuyormuş,karşıdan,Dutçağızın yanından fesli bir genç insanın geçtiğini görmüş. Bu köyde bu şekilde yakışıklı birini asla görmediğini,yabancı olabileceğini düşünmüş,adam bizim eve dolanınca yabancıya görünmemek için içeri firar etmiş. Nenem onun kocasını odada yalnız karşılamak istediğini sanarak,”Nereye gidiyorsun gelin?İnsan kocası gelirken önüne varır” diye çıkışmış.Anam o süre anlamış o yakışıklı insanın kocası bulunduğunu. Şundan dolayı o güne kadar asla yüzüne,boyuna posuna bakamamış babamın utanmaktan. (Kızlar da Yanmaz)
  • “Yoksulluktan kendi çocuğunu bile başka aileye hizmet işçisi olarak vermek zorunda kalan oldukca insan var vatanımızda, sonrasında çocuk gelinler ve son yıllarda artan çocuğa yönelik cinsel hücum vakaları…” (Kimseli Kimsesiz)
  • “Gelecekte tarih bunların yaptığını başlarına çarpar. ” (Tonguç ve Enstitüleri)
  • Sanki tabiatın ve insanoğlunun uyanışı ve neşesi üzerine çizilmiş bir tablo şeklinde gözümün önüne geliyor o günler şimdi. (Kızlar da Yanmaz)
  • Kayhan Yükseler söze , anası vefat edince dört kardeşiyle beraber Yetiştirme Yurdunda büyüdüğünü anlatarak başlıyor.
    Köy Enstitülü eğitimci Pakize Turkoglu’nun yurtta grup öğretmeni bulunduğunu söylüyor, “Edebiyatı, yaşamı ondan ogrendim,” diye devam ediyor.
    Askeri ortaokulda yabancı dil için çekilen kurada kendisinin Rusçayı çektiğini belirten Yükseler, “Fransızca ve Rusça çekenlere baktım, agliyorlardi, ben de ağladım, ” diyor.
    , (Kimseli Kimsesiz)
  • Anam ve babam dürüstlüğü, beraberce beraber olmayı, paylaşmayı zenginlik olarak gören, sağduyulu insanlardı. (Kızlar da Yanmaz)
  • “Ben istemiyorum öbür dünyaya gitmeyi öğretmenim, burada bile yoruluyorum, çantamı zor taşıyorum.Ben daha küçüğüm, bu dünyada kalmak istiyorum, öbür dünyaya gitmeyeceğim” (Kızlar da Yanmaz)
  • “…köylü okursa ziraatçi kim olacak , çoban kim olacak bir düşün bir kere.” Diye ekledi… (Kimseli Kimsesiz)
  • senin yanına gelmeyen devlet adamları, senin hesabına milleti yönetemez. (Kısa Devam eden Hasat)
  • Bize erişince :Dizginleri softaya kaptırmış durumdayız. Hem de Cumhuriyet devrinde yetişmiş sözde çağdaş softalara. (Tonguç ve Enstitüleri)
  • Toprağa 1200 ayak birden vururduk .
    1200 ayak birden kırardık . (Tonguç ve Enstitüleri)
  • “Öğrenciyi asla eğitim piyonu olarak görmez ” (Tonguç ve Enstitüleri)
  • “Evet, ancak içi yanan bir kadın böyle bir kilim dokuyabilir” (Kızlar da Yanmaz)
  • kelle vermeye başlarsanız, sizin de kellenizi isteyeceklerdir.. (Tonguç ve Enstitüleri)
  • Bir okulun, eğitim kurumunun hatta üniversitenin büyük bir açıkhava tiyatrosu olabileceğini okurların anlaması kolay değil. Ne dün ne de bugün bir örneği yok şu sebeple. Ama bizim eğitim gördüğümüz Hasanoğlan’da büyük bir açıkhava tiyatromuz vardı. Hem de talebe emeğiyle yapılmıştı, ülkede cumhuriyet döneminde yapılmış ilk açıkhava tiyatrosuydu.
    Köy enstitülerinin hepsinde iyi bir tiyatro çabası vardı. Bilhassa hafta eğlencelerinde öğrencilerin amatörce yapmış olduğu tiyatro emekleri küçümsenecek şeklinde değildi. Oyun yazanlar da olurdu. Ayrıca, kitaplıklarda bilhassa de klasikler içinde birçok oyunun metinleri vardı. Onlar bizim elimizin altında, okuduğumuz kitaplar arasındaydı. (Kısa Devam eden Hasat)
  • Gün gelir Tanrı’ya bile kızar kırılırlar, başkaldırırlar fakat yaşama küsmezlerdi.Zorluklara meydan okuyanlar, tüm belalara, safa geldi hoş geldi diye sitem edenler vardı aralarında.Kimi süre acı ya da iğneleyici sözleriyle ortalığı kırıp geçirirler fakat arkasından hoşgörü ve sevgi gösterebilirlerdi.Yaşamımın örgüsünü bir uçtan bir uca, kilim şeklinde renk renk dokuyan, bilincimi, bilinçaltımı dolduran o iyi hanımefendilerin etkileriydi sanki. (Kızlar da Yanmaz)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş