Kitap Künyesi

Yazar: Can Yılmaz

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN: 9789751036797

Sayfa Sayısı: 240

Klişe Hayatlar Matbaası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Abim 8 Aralık 1968’de dünyaya geldi. Aslında Zeytinburnu’na geldi de, gene de global bakmak lazım. 1973 yılı baharına kadar el bebek gül bebek büyüyen Can, benim doğumumla, ilkin sanayiye çırak verilmek istenmiş, sonrasında “devlet okulunda aynı çileyi çeker nede olsa” düşüncesiyle ilkokula başlatılmıştır. Ben doğal 1973’ten 2016’ya kadar kendi biyografimle ilgilendiğim için arada neler bulunduğunu pek hatırlamıyorum. Ancak kitabının çıkacağını duyunca kitabın taslağına bakıp anladım ki meğer ne güzel günlerimiz olmuş.

Kamuoyunda gösterilerimde anlattığım kadarıyla tanınan abim elbet gülünç olması için abartılmış bir “tip” değil, hayatımdaki en yakın dostum, en güvendiğim eleştirmenim, meslektaşım, (amatörler içinde) en fazlaca güldüğüm güldürmen olarak fazlaca mühim bir “karakter”dir. İkimizi tanıyanlar daha iyi bilir, ben ne kadar “şey”sem o da bir o denli “başka bir şey”dir. Abimi severim, abim olmasa gene severdim. Az görüşürdüm bir ihtimal fakat gene severdim.

Kitabını okuyun siz de seveceksiniz. Eline sıhhat Can Hoca, gene 1-0 öndesin… Benim kitabım bile yok… Yaptın gene numaranı…

-Seni seven kardeşin meşhur güldürmen, Cem Yılmaz-

(Tanıtım Bülteninden)

Klişe Hayatlar Matbaası Alıntıları – Sözleri

• Birileri hayatınıza dokunur geçer, anlamadan hissettirmeden izler bırakır ve seneler seneler sonrasında o dokunuşlar kendini hatırlatır.
• Bir şahıs bile “aşk” yüzünden ölmüştür diyemedi… İnsan “aşk” yüzünden ölmezdi ki bu memlekette…
• “Yazmanın tadı müthiş, kafanın içinde dolaşan binlerce, milyonlarca fikrin, duygunun damıtılarak bir kağıda dökülmesi harika bir duygu, sadece kendin okusan bile, sadece kendine sakladığın tek bir dörtlük bile heyecan verici ve kışkırtıcı, hayata tutunmanı sağlayan bir bağ, bir yaşama sevinci…”
• Oysa, “büyümek” çocukluğun işgal edilen topraklarıdır…
• Bir mayıs sabahı doğan ATATÜRK’ü milyonlarla kol kola ansak. Yanımızda, kolumuzun altında kim bulunduğunu sorgulamadan; rengini, dinini, milletini önemsemeden kol kola yürüsek Anıtkabir’e. Saygımızı sunsak içimizde bir damla fenalık olmadan refah içinde…
• Sattığı ürünlerin özelliklerine pek meraklı olmadığından, sorulara Türk tecim hayatına altın harflerle kazınacak cevaplar verirdi sözgelişi:
  “Bu düğme ne için?”
  “O tamamen fonksiyon amaçlıdır…”
  Yani! Yanisi yok… Fonksiyon amaçlı işte, daha ne desin, her şey açık! Tabii burada aslolan sorun, “Vay be!” diyerek kafa sallayan müşteridir ya her neyse…
• Mesela, “Siz ne öneriyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verirdi:
  “İkisi de ultra pırlanta…”
• “İşinin başlangıcında duracaksın, dost.”
• Kulağımız Cüneyt Koryürek’te, gözümüz Daley Thompson’da nefesimizi tuttuk; sanki madalyayı Britanyalı Thompson değil, Muş Vartolu Veli Ballı alıyor…
• Anneannem gittiği yerden gelmeyince anladım ki her zamanki benzer biçimde kutlama için bir şeyler hazırlıyor; peynirli ekmek arası tabağı ile geri gelecek. O dönemin gerçek beyaz ekmeğinin içinde gerçek sütten meydana getirilen gerçek bir beyaz peynir, şimdilerde tam bir ütopya…

Klişe Hayatlar Matbaası İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Can Yılmaz in okuduğum kaçıncı kitabı bilmiyorum fakat aralarında minimum beğendiğim oldu diyebilirim. Yine öykülerinden oluşan derleme bir kitap bu kez öyküler öteki okuduğum kitaplarında olanlar daha uzundu. Bu kitabında asla fikir yazılarına yer vermemiş olmasına üzüldüm bundan dolayı onun mevzu fark etmeksizin düşüncelerini okumayı fazlaca seviyordum. Can Yılmaz konularında minik bilgileri devamlı fazlaca fazla ön plana çıkarıyor bu okurken bu kitapta beni birazcık rahatsız etti. Yine de sevmiş olarak okuduğum bir kitaptı (İpek aguslar)

Her okuduğum öyküde “bu benim de başıma geldi” söylediğim, hatıralarımı canlandıran bir kitap oldu.Öykülerin hepsi fazlaca iyi diyemem fakat bayağı insanların bayağı hikayelerini bu kadar yalın bir üslupla anlatmasını takdir etmek lazim.Çerezlik bir okuma oldu. (salihcan kılınç)

Kitabı okumaya karar verdiğimde bir okuma durağanlığı içerisindeydim. Bu şekilde anlarda yeni, minik ve gerçek, bizlerden olan kitapların arayışına giriyorum.
Youtube da pena kanalı var, hepiniz biliyorsunuzdur. Çağırılan tanınmış kişilerin ekşi lügat platformundaki soruların yanıtlandığı bir formatı var. Ayşen Gruda’yı izliyordum. O önerdi videoda Can abiyi 🙂 merakım o an başladı. Kitaplarıanın arasından seçim hayata geçirmeye çalışırken bu kitabının arkasında Cem Yılmaz’ın notu vardı. Ne yalan söyleyeyim Cem Yılmaz görünce bu kitabını seçmek istedim Kusura bakma Can abi
Gelelim kitaba; küçük öykülerden ve yer yer kısa anılardan oluşan bir kitap. 21 öykü/anı ve Sunay Akın’dan da bir önsöz barındırıyor. Öyküler tam içimizden, bizlerden. Ben bizlerden yazılmış öyküleri, bu ülke insanoğlunun yaşadıklarını okumayı fazlaca seviyorum. Ülke trajikomikken okuduklarımızda bir fazlaca o şekilde oluyor. Tüm kitabı yüzümde buruk bir gülümseme ve bir çok hikayede gözlerim doluyken okudum. Elimden düşürmedim. Ama bir sitemim var Can abi. Öykülerin %95 i niçin ölümle bitti. Oldukca içerledim. Ya da ölümle başladı ve öyküsünü dinledik. Tam 12 den vurdun kalbimi abi. Ne diyelim sıhhat olsun. Kitaba puanım sırf bu ölümler yüzünden 8. Aslında 10 numara kitap. Okuyun. İyi gelecek (Billur)

Klişe Hayatlar Matbaası PDF indirme linki var mı?

Can Yılmaz – Klişe Hayatlar Matbaası kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Klişe Hayatlar Matbaası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Can Yılmaz Kimdir?

Can Yılmaz Kitapları – Eserleri

• Klişe Hayatlar Matbaası
• Yap Bi Babalık
• Bilinmeyen Numaralar
• Kafa’da Kalmasın
• Hayatım Roman
• Kafa’da Kalmasın
• Aşkın Tekil Hali

Can Yılmaz Alıntıları – Sözleri

• Uçmak bir yığın problemi çözer, ne otomobil ne otobüs ne vapur, salla kanadı git… Kuş kadar hükmümüz yok lan bu dünyada. (Kafa’da Kalmasın)
• Beni merak ettiklerini sandım, beni sevdiklerini sandım, bana aşık olduklarını, bana düşman olduklarını, benden nefret ettiklerini, beni bağırlarına bastıklarını sandım. (Bilinmeyen Numaralar)
• Sevgisizlik çağlarında uyum sağladık içi çürümüş kalabalığa. Kendimizi ayıramadık, değişik olmaya çalışmadık, en süratli trene binmek istedik, etrafımızdaki güzellikleri görmeden ilerlemeye razı gelip. Plastiğe, metale, betona sarıldık sevdiğimiz yerine. (Kafa’da Kalmasın)
• “Ateşe dayanabildiğin kadar günah işleyeceksin” derdi babam. Ve acısına dayanabildiğin kadar ayrılığın, seveceksin bir insanı. Şundan dolayı ne kadar fazlaca seversen o denli fazla acı çekersin. Her büyük mutluluğun sonu, hep büyük hüsranları getirir. (Aşkın Tekil Hali)
• “Ulan oğlum, adam benzer biçimde ayrıldık. Niye evinize gitmiyorsunuz da içmeye devam ediyorsunuz? Ulan hadi doymadınız, zıkkımlandınız; niye evinize gitmeyip adam kaçırıyorsunuz? Ulan hadi zıkkımlandınız, adamı kaçırdınız; niye benim evime geliyorsunuz? Karşı bankanın kamerası düğün kasedi benzer biçimde kaydediyor o sokağı…” (Yap Bi Babalık)
• “Babalarımız hayatımızın tam ortasında fakat onlarla yaşamıyoruz sanki.” (Bilinmeyen Numaralar)
• Şeker kardeşim biz insan sarrafıyız, ben kapıdan girdiğinde sana notunu verdim aslına bakarsan (Yap Bi Babalık)
• “Kazanın öyküsünü söyledi bir rakı sofrasında. Camdan çıkmışım, sonrasında otomobile baktım yattığım yerden, ara sıra hatırlıyorum. Vay be demiştim, adama bak, iyi mi vurmuş güzelim arabayı. Halbuki vuran benim ha. Hale bak ya. Allah bu içkinin belasını versin.” (Yap Bi Babalık)
• “Her şeye karşın bahar gelmeye devam ediyor; ısrarla bıkmadan usanmadan, dalını kırmamıza kızmadan, suyuna kattığımız zehre küsmeden, yağmuruna bile karıştığımız, düzenine çomak yerleştirip, soktuğumuz çomağı da kırıp attığımıza kulak asmadan, gene tekrardan taptaze bir yaşamı önümüze seriyor, alın hayrını görün diye. Belki o da boş vermiş, otomatiğe takmış, bizi kendi halimize bırakmış, ne haliniz var ise görün hesabı…” (Kafa’da Kalmasın)
• Her şeye karşın bahar gelmeye devam ediyor; ısrarla bıkmadan usanmadan, dalını kırmamıza kızmadan, suyuna kattığımız zehre küsmeden, yağmuruna bile karıştığımız, düzenine çomak yerleştirip, soktuğumuz çomağı da kırıp attığımıza kulak asmadan, gene tekrardan taptaze bir yaşamı önümüze seriyor, alın hayrını görün diye. (Kafa’da Kalmasın)
• “Ateşe dayanabildiğin kadar günah işleyeceksin” derdi babam. Ve acısına dayanabildiğin kadar ayrılığın, seveceksin bir insanı. Şundan dolayı ne kadar fazlaca seversen o denli fazla acı çekersin. Her büyük mutluluğun sonu, hep büyük hüsranları getirir. (Aşkın Tekil Hali)
• Yaşlı birini memnun etmek için ona ne verebilirsin? Para, para etmez, altına otomobil çeksen gözü görmez, sekiz çeşit yiyecek versen yiyemez… Ucuz ve en kıymetli şeyi ver… Söylediklerine kıymet ver… (Hayatım Roman)
• Mutsuz bulunduğunu fark edemeyecek güzellikte bir hayal dünyası, insanoğlunun en büyük düşmanı. (Kafa’da Kalmasın)
• Korkumu bastırmak ve fena şeyler düşünmemek için, içimden şiir okuyordum.
  “Beni sev “dedi hanım.
  Ama kendin benzer biçimde sev.
  Yani kendini sever benzer biçimde sev.
  İçten ve nedensiz sev.
  O şekilde bir sev ki beni.
  Bana baktığında kendini gör… (Aşkın Tekil Hali)
• Bu seyahat seni sertleştirecek de, yumuşatacak da, eritecek de… Mühim olan içindeki sen, onu bulmalısın… (Kafa’da Kalmasın)
• Korkumu bastırmak ve fena şeyler düşünmemek için, içimden şiir okuyordum.
  “Beni sev “dedi hanım.
  Ama kendin benzer biçimde sev.
  Yani kendini sever benzer biçimde sev.
  İçten ve nedensiz sev.
  O şekilde bir sev ki beni.
  Bana baktığında kendini gör
  …. (Aşkın Tekil Hali)
• . …ve bir gece tüm yalnızlıklarımızla beraber el ele tutuşarak geçiyorduk şehrin en ihtişamlı insan köprüsünden… (Aşkın Tekil Hali)
• Kulağımız Cüneyt Koryürek’te, gözümüz Daley Thompson’da nefesimizi tuttuk; sanki madalyayı Britanyalı Thompson değil, Muş Vartolu Veli Ballı alıyor… (Klişe Hayatlar Matbaası)
• Mesela, “Siz ne öneriyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verirdi:
  “İkisi de ultra pırlanta…” (Klişe Hayatlar Matbaası)
• Hep sandım ben, sandım… Tüm bu tarz şeyleri yaşadığımı sandım, insanların benimle konuştuğunu sandım, bana sorular sorduklarını sandım, beni hikâyeleriyle doldurduklarını, taştığımı sandım. (Bilinmeyen Numaralar)