Eğitim

Kozmik Kahkaha – Vamık Volkan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kozmik Kahkaha – Vamık Volkan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kozmik Kahkaha kimin eseri? Kozmik Kahkaha kitabının yazarı kimdir? Kozmik Kahkaha konusu ve anafikri nedir? Kozmik Kahkaha kitabı ne konu alıyor? Kozmik Kahkaha PDF indirme linki var mı? Kozmik Kahkaha kitabının yazarı Vamık Volkan kimdir? İşte Kozmik Kahkaha kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Vamık Volkan

Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları

İSBN: 9789758420742

Sayfa Sayısı: 163


Kozmik Kahkaha Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kozmik Kahkaha ile süregelen olgu öyküleri dizisi, hem basit okura hem ruh çözümü öğrencilerine sesleniyor. Bu olgu öyküleri dizisi ile, psikanalitik tedavi süreci, psikiyatri dışındaki insanoğlu tarafınca da anlaşılıp değerlendirilebilecek. Olabildiğince teknik jargondan uzak durularak yazılan öyküler, sürükleyici ve etkisi altına alan.

Kozmik Kahkaha’da, çocukluğunda geçirdiği örseleyici deneyimlerin izleriyle başa çıkmaya çalışan Jane’in öyküsünü bulacaksınız. Kitap, bu izleri yaşamından silerek ”büyümeye” çalışan Jane’in uzun ve zahmetli ruh çözümü yolculuğunun; cinselliğe, hayata, aşka, kendisi ve başka insanlarla ilişkilerine bakışını değiştirmesinin, yaşamı ”yük” olmaktan çıkarıp yaşamaya kıymet kılmasının öyküsü…


Kozmik Kahkaha Alıntıları – Sözleri

  • “Hayır” demeyi öğrenmek, bir çocuğun ruhsal yaşamında bir kilometre taşıdır.
  • “Keşke önümde bana nasıl erişkin olunacağını gösteren bir model olmuş olsaydı”
  • Bir seansta bir hiddet patlaması esnasında annesine fahişe dedikten sonrasında dilini ısırdı, saldırganlığının cezasını kendisi, anında vermişti.
  • Vazonun simgesel anlamının ne olduğu açık değildi; benim aklıma ilk gelen, vazonun ölen ablayı simgelediğiydi, çiçeklik da tıpkı o kız benzer biçimde oldukca narindi. Elbette bu kadar narin bir nesneyi, emeklemekte olan Jane tarafınca her an kırılabilecek bir yere koymuş olması, annesinin bilinçaltında büyük kızının ölümünden Jane’i suçluyor ve ona olan öfkesini göstermek için bahane arıyor olabileceğini de düşündürmüştü.
  • Dıştaki nesnelerle kendisini kaynaştırmak psikozlu kişilerin bir özelliğidir. Bu kaynaşmanın yanı sıra, Jane benzer biçimde kişiler kendilerini ve başka insanları ya iyi ya da fena olarak algılarlar. Canlı ve cansız nesneleri benzer şekilde, iyicil yada saldırgan şeklinde sınıflandırıyordu. Sanki dünyasının gürültücü hayaletlerle dolu bulunduğunu hissediyordu; cansız nesneler gizemli, görünmez güçler tarafınca hareket ettiriliyorlardı.
  • “Hayır” demeyi öğrenmek, bir çocuğun ruhsal yaşamında bir kilometre taşıdır.
  • Evdeki kedisi -Kedicik Kız (Miss Kitty)- onun annesiyle arasındaki simbiyotik bağları (bir anlamda göbek bağları) simgeliyordu ve Jane bunu sık sık bir geçiş nesnesi yerine kullanıyordu.
    Bir bebeğin geçiş nesnesi çoğu zaman battaniye yada oyuncak ayı benzer biçimde yumuşak bir şeydir. Ayrıca kendine özgü bir kokusu vardır. Bebeğin zihninde geçiş nesnesi, haiz olduğu ilk “ben-olmayan” şeydir ve “ben-olmayan”
    şeklinde algılanan anneyi temsil eder. Bu tür bir nesne, mesela uyumaya çalıştığında anne ortamda değilse, bebeğin rahatlatıcı ve yatıştırıcı bir anne yanılsamasını müdafaasını sağlar. Geçiş nesnesi bebeğin evrilmekte olan
    kendilik temsilini annesinin imgesiyle bağlantılandırır, bu yüzden bebek geçiş
    nesnesini ruhsal anlamda, kendi denetimi altında meblağ. Emsalsiz geçiş nesnesi iki ile dört yaşlarında terk edilir. Jane benzer biçimde gerilemiş hastalar erişkinliklerinde de tekrardan geçiş nesnesi kullanmaya başlarlar. Bazen, tekrardan etkinleştirilmiş geçiş nesnesi evcil bir hayvan olabilir. Jane’in durumunda kedi onun tekrardan etkinleştirilmiş geçiş nesnesiydi.
  • Büyükle küçüğün, güzelle çirkinin, duyarlıyla duyarsızın aynı olduğu
    her şeyin birbiriyle kaynaştığı bir dünya, ki o bu dünyada insanlıktan çıkıp
    makineleşiyordu.
  • Kullandığımız erişkin dilinde bu “kötü” duygulanımlardan anaklitik depresyon, boflluk duygusu yada öfke benzer biçimde terimlerle söz ederiz. Nesne ilişkilerindeki çatışmalarda, çocuksu psikotik kendilikle ilişkili
    gerginliklerin deposu, kendilik temsillerini nesne temsillerinden ve bir nesne temsilini diğerinden ayırt etme yetisindeki kusurlardır. “Normal” ve basit bir çocuksu kendilik temsilinin aksine, çocuksu psikotik kendilik evrilerek, kendilik temsillerinin nesne temsillerinden ve bir nesne temsilinin öbürlerinden farklılaşmasının iyice oturmuş olduğu ve adlandınlamaz “kötü” duyguların ehlile ştirildiği daha olgun bir düzeye ulaşamaz.
    Çocuksu psikotik kendiliğin oluşmasına neden olan öteki bir durum da, gelişim yıllarında kesinlikle olması ihtiyaç duyulan gerilemedir (regresyon). Emsalsiz psişik çekirdek “normal” olabilir; libidinal olarak doyurulmuş, birbirlerine kaynaşmış kendilik ve nesne temsilleri ihtiva eder. Bu tür bir çekirdek, hem “iyi” hem de “kötü”
    kendilik ve nesne temsillerini özümsemeye ve korumaya başlayabilir ve böylelikle serpilir. Hatta, önceleri kaynaşmış kendilik ve nesne temsillerinin farklılaştığı ve bunlara birlikte rol alan ego işlevlerinin olgunlaştığı düzeylere bile ulaşabilir. Ne var ki, katlanılamaz bir travma (örn. ensest yada uygun yedeklerin yokluğunda nesne kaybı) evrilmiş olan psişik çekirdeği paramparça edebilir ve bu parçalara “kötü” saldırgan duygular yükleyebilir. Çocuksu psikotik kendiliğe gerilemiş (regresif) görüntüsünü veren de budur.
    îster ta en başta oluşturulmuş olsun, isterse gerile­ meyle ortaya çıksın, çocuksu psikotik kendiliğin kaderi çocuk büyüyüp geliştikçe değişebilir; çocuk yeni bir çekirdeğe doğru evrildikçe büzüşüp tümden yok olabileceği benzer biçimde, bebeklikten itibaren kişilik gelişimine egemen de olabilir, ki bu durumda çocukluk çağı şizofrenisi belirtilerinin çıkması beklenebilir. Bazı durumlarda, kendiliğin öteki parçalan, çocuksu psikotik kendiliği çevreleyen daha olgun ego düzenekleriyle el ele evrilir, fakat ayrıca çocuksu psikotik kendilik arka planda, bir kapsül içindeymişçesine sınırlan iyice çizilmiş halde korunur (D. Rosenfeld 1992; H. Rosenfeld 1965, Volkan 1976) ve kişiyi ergenlikte yada erişkin yaşta şizofreniye yatkın hale getirir. (İşte Jane’in durumunda olan da buydu.) Bazı durumlardaysa, bir fosil benzer biçimde kalmış olan çocuksu psikotik kendilik, şizofreniye niçin olmaksızın ansızın canlanıverir. Yaşama görünürde iyi uyum elde etmiş, bir ihtimal nevrotik olduğu düşünülse de çevresinde iyi isim yapmış biri ansızın garip, fakat odaklı psikotik davranışlar sergilemeye adım atar. Bunlar geçici olabilecekleri benzer biçimde, tedavi edilmezlerse yineleyici hal de alabilirler. Diğer bazı durumlardaysa çocuksu psikotik kendilik asla bir fosile dönüşmez ve asla tümden kapsül içine alınamaz. Şizofreninin tersine, bu yaygın psikotik bir duruma yol açmaz; ne var ki çoğu zaman cinsel içerikli yada saldırgan sapkınlıklarla ve/yada psikosomatik
    emarelerle giden bir psikotik kiflilik örgütlenmesinin oluşmasına niçin olur. Kişinin ilkel kişilik özellikleri (örn. paranoid tutumlar, alışkanlık olmuş istemsiz cinsel davranışlar yada saldırganca dışavurumlar, hipokondri ve psikososmatik durumlar) yüksek düzeyde gerçekleşen uzlaşma oluşturmanın (compromise formation) yanı sıra, çocuksu psikotik kendiliğin yarattığı etkilerle de uğraşır. Bu tür kişilik örgütlenmesi olan insanoğlu çevresindekilerle gündelik etkileşimlerinde “normal” gözükürler, sadece çocuksu psikotik kendiliklerinin bastırılmamış talepleriyle karşılaştıkları ve bunlara cevap verdikleri gizli saklı bir yaşamları daha vardır. Başkalarının göremediği, ikili yaşamlar sürdürmelerine neden olan iç güçlerin aslen farkındadırlar. Bunlar, tipik olarak sınırda kişilik örgütlenmesi olanlara benzemezler. Sınırda kişilik örgütlenmesi olan şahıs, libidinal yatırım yapılmış kendilik ve nesne temsillerini (ve bunlarla ilişkili kişileri ve eşyayı) saldırganca yatırım yapılmış olanlardan ayırmak suretiyle yadsıma (denial), değersizleştirme (değer düşürme), ülküleştirme (idealizasyon) ve yansıtmalı özdeşimin (projektif identifîkasyon) desteklediği bölme düzeneğini emin halde kullanır. Psikotik kişilik örgütlenmesi olan fert, daha olgun ya da görünürde daha olgun bir kendiliği yansıtan bir yaşamın yanı sıra,
    kendilik ve nesne kaynaşmalarının (füzyon), paranoid korkuların, garip cinsel ve saldırganca eylemlerin ve ilkel savunmaların egemen olduğu gizli saklı bir yaşam daha sürdürür. Olgun parçayla ilişkili ego düzeneklerinin başlıca ödevi, sanki rahatsız, ilkel, fantezilerin güdümündeki bir bebek/çocuk, koruyucu bir erişkinle aynı deriyi paylaşıyormuşçasma, denetimi korumaya
    çalışmaktır.
  • Bebeğin çevresi anne yada onun işlevini üstlenmiş herhangi bir anne yedeğiyle sınırlıdır. İkisi arasındaki ilişkiyi etkileyen biyolojik, fizyolojik ve ruhsal birçok etmen vardır; bazılarında ruhsal olarak kusurlu öğeler egemendir. Yaşamın ilk yıllarında genetik (biyolojik), fizyolojik, ruhsal ve çevresel etmenlerin yarattığı ego yetersizlikleri nesne ilişkilerinde çatışmalara neden olur. Tersine, nesne ilişkilerinde üstesinden gelinemez erken çatışmalar, kendilik ve nesne temsillerinin evrilmesini ve birlikte rol alan ego işlevlerinin daha olgun düzeylere gelişmesini sekteye uğratır.
  • Bir bebeğin geçiş nesnesi çoğu zaman battaniye yada oyuncak ayı benzer biçimde yumuşak bir şeydir. Ayrıca kendine özgü bir kokusu vardır. Bebeğin zihninde geçiş nesnesi, haiz olduğu ilk “ben-olmayan” şeydir ve “ben-olmayan” şeklinde algılanan anneyi temsil eder (bkz. Donald Winnicott, 1953). Bu tür bir nesne, örneğin uyumaya çalıştığında anne ortamda değilse, bebeğin rahatlatıcı ve yatıştırıcı bir anne yanılsamasını müdafaasını sağlar. Geçiş nesnesi bebeğin evrilmekte olan kendilik temsilini annesinin imgesiyle bağlantılandırır, bu yüzden bebek geçiş nesnesini ruhsal anlamda, kendi denetimi altında meblağ. Özgün geçiş nesnesi 2-4 yaşları içinde terk edilir.
  • “Hayır” demeyi öğrenmek, bir çocuğun ruhsal yaşamında bir kilometre taşıdır.
  • Kişisel dünyasında dağınıklığın en fazla olduğu alan yakın ilişkileriydi.
  • ‘’Hayır’’ demeyi öğrenmek, bir çocuğun ruhsal yaşamındaki bir kilometre taşıdır.
  • Dıştaki nesnelerle kendisini kaynaştırmak psikozlu kişilerin bir özelliğidir. Bu kaynaşmanın yanı sıra, Jane benzer biçimde kişiler kendilerini ve başka insanları ya iyi ya da fena olarak algılarlar…


Kozmik Kahkaha İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kozmik Kahkaha: Psikoanalitik öyküler serisinin ilk kitabı olan bu eserde psikotik.bozuklukların tedavisinde uzun soluklu psikanalizin iyi mi kullanıldığını bizlere bir olay üstünden anlatılıyor.
Psikanalitik tedavi şekilleri ile ilgilenen ve bu alanda ilerlemek isteyen meslektaşlarım başta olmak suretiyle bu alana merak duyanların keyifle sadece itiraf etmeki ki bazen zorlanarak okuyacağına inandığım bir ‘başyapıt’ (Semra Çandır)

Aşamayacağın hicbir yol olması imkansız terapi alır isen kitabı olmuş, mütüş de olmuş…
Jane ‘ın çocukluk travmaları üstünden psikanalizin temel tedavi sürecini koltukta izliyor benzer biçimde hissettiren bir kitap (R.Köse)

“Vamık Volkan ,psikozlu bir kadinin psikianalizini konu alıyor bu kitabında.
İçindeki analizler açısından insanı baya şaşırtan bir kitap. İçinde bol miktarda aktarima yer verilmiş ve erken çocukluk döneminde yaşananların insanların yetişkinlik yaşamını iyi mi etkilediği gözlemlenmekte.
Alanla uzaktan yakından ilgililerin kesinlikle okumasi ihtiyaç duyulan, ilgili olmayanların da okursa oldukca şey öğreneceği bir kitaptır. Fakat birazcık Freud ve psikoseksüel kuramla ilgili önbilgi olsa daha tadında bir okuma sağlar.” Akıcı bir kitaptı , kısa sürede bitti. Keyifli Okumalar. (Yokkii)


Kozmik Kahkaha PDF indirme linki var mı?


Vamık Volkan – Kozmik Kahkaha kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kozmik Kahkaha PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Vamık Volkan Kimdir?

Lefkoşa’da dünyaya geldi. Kıbrıs İslam Lisesi’nde okudu; son sınıftayken çıkan isyanla adı değişen Kıbrıs Türk Lisesi’ni tamamladı. Türkiye’ye geldi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1956’da mezun oldu. Türk vatandaşı olamadığı için emek harcama şartları zordu.

Şikago’ya gitti. Üç ay sonrasında babasından gelen mektupta, en yakın arkadaşının Kıbrıs’ta bir eczanede milliyetçi Rumlar tarafınca öldürüldüğünü özetleyen gazete kupürü çıktı. On yıl Türkiye ve Kıbrıs’a dönemedi.

2002’ye kadar tam 45 yıl Virginia Üniversitesi’nde ders verdi. 18 yıl üniversite hastanesinin başhekimliğini yapmış oldu.

Kırk kitap emek vermesi yapmış oldu ve 400’ü aşkın bilimsel yazı yayımladı. Psikolojik çatışma ve kimlik mevzularında sayısız araştırma ve saha emek vermesi gerçekleştirmiş oldu. Psikopolitik teoriler ve dünyanın sorunlu birçok yerinde sulh için yapmış olduğu emekler sebebiyle Nobel Barış Ödülü’ne aday yayınlandı.


Vamık Volkan Kitapları – Eserleri

  • Kozmik Kahkaha
  • Atlarla Yaşayan Kadın
  • Hayvan Katili
  • Kayıptan Sonra Yaşam
  • Kusursuz Kadının Peşinde
  • Fanustaki İnsanlar
  • Gidenin Ardından
  • Ölümsüz Atatürk
  • Atatürk’ün Psikanalitik Biyografisi
  • Körü Körüne İnanç
  • Göçmenler ve Sığınmacılar
  • Nazi Mirası
  • Atatürk Anatürk
  • 6 Adımda Borderline
  • Politik Psikoloji
  • Divanda Kılıç Dövüşü
  • Tarihi ve Psikolojik Boyutlarıyla Uluslararası Terörizm
  • Divandaki Düşmanlar
  • Kimlik Adına Öldürmek
  • Psikoterapide Nesne İlişkileri
  • Osmanlı’nın Yasından Atatürk’ün Türkiye’sine Onarıcı Liderlik ve Politik Psikoloji
  • Kanbağı-Etnik Gururdan Etnik Teröre
  • Türkler ve Yunanlılar
  • Bilinçdışında Kardeşler ve Psikopatoloji


Vamık Volkan Alıntıları – Sözleri

  • Takıntılı mükemmelliyeti arar, narsist onu iddia eder (Hayvan Katili)
  • George Orwell, “İster sevelim ister sevmeyelim, milliyetçi sevgiler ve nefretler çoğumuzun makyajının birer parçasıdır.” demektedir. (Politik Psikoloji)
  • Orwell milliyetçiliğin kendi grubu tarafınca meydana getirilen zulme karşı gelmek bir tarafa, bu zulmün bilincinde değilmiş benzer biçimde davranacağını vurgular. toplumların objektif gerçeklere karşı duyarsız kalmaları dünya haberlerinin yanlı aktarılmasına sebep olabilir. her şey gazetecinin hangi tarafı tuttuğuna bağlıdır. (Politik Psikoloji)
  • Bir çocuğun ölmesiyle, ebeveynler yalnızca oldukca kıymetli bir bağları değil, bununla beraber öngördükleri geleceği de yitirmiş olurlar. (Kayıptan Sonra Yaşam)
  • İnsanoğlu pseudospecia yöntemiyle evrime uğramıştır. Kabileler, klanlar, sınıflar vs. değişik bir türden gelirmişçesine değişik davranırlar, bunlar tabiat üstü niyetlerle kurulmuşlardır” (Politik Psikoloji)
  • Psikolojik bir hadisedir ki insan, hayatta bazı dostluklar elde etmek için olağanüstü çalışmak ve fedakârlıklar yapmak zorundadır. – Mustafa Kemal (Atatürk’ün Psikanalitik Biyografisi)
  • Dıştaki nesnelerle kendisini kaynaştırmak psikozlu kişilerin bir özelliğidir. Bu kaynaşmanın yanı sıra, Jane benzer biçimde kişiler kendilerini ve başka insanları ya iyi ya da fena olarak algılarlar. Canlı ve cansız nesneleri benzer şekilde, iyicil yada saldırgan şeklinde sınıflandırıyordu. Sanki dünyasının gürültücü hayaletlerle dolu bulunduğunu hissediyordu; cansız nesneler gizemli, görünmez güçler tarafınca hareket ettiriliyorlardı. (Kozmik Kahkaha)
  • Yas tutmak, soyut ya da somut, herhangi bir mühim yitik ya da herhangi bir yitik tehlikesi için bile gösterilen zaruri bir psikobiyolojik tepkidir. (Hayvan Katili)
  • “Hayır” demeyi öğrenmek, bir çocuğun ruhsal yaşamında bir kilometre taşıdır. (Kozmik Kahkaha)
  • tamamımız, yabancı düşmanlığının farkına varmalı ve aslen bilinçdışı kullanılan bir kavram olarak ‘yabancı’yı, fizyolojik anlamda bizlerden bir parça olarak entegre etmeyi öğrenmeliyiz. dolayısıyla yabancılara karşı hoşgörü ve insaniyet göstermek, devamlı bir uygarlık ve kültür çabası harcamak için çağrıda bulunmalıyız. yansıtmaların enerjisini zayıflatmanın ve ötekileri saldırganca dışlayan bir ulusal varlık olarak ‘biz’ terimini hafifletmenin tek yolu budur. (Göçmenler ve Sığınmacılar)
  • Türkiye’deki hastanelerde konversif bozukluklar ve takıntılı (obsesif) nevroz vakaları küçümsenmeyecek ölçüdedir. (Divanda Kılıç Dövüşü)
  • Bir fert olarak insan, ölmeye mahkumdur. Kendisi için de­ğil, kendisinden sonrasında gelecekler için çalışmak, bir ferdin ha­yatta ulaşabileceği mutluluğun ilk koşuludur. Herkesin kendi tercihleri vardır. Bazıları bahçıvanlığı ve çiçek yetiştirmeyi se­ver. Diğer bazıları, insanları eğitmeyi tercih eder. Çiçek yetişti­ren insan, başkalarından herhangi bir şey bekler mi? Başkaları­nı eğiten şahıs, çiçek yetiştiren kadar çalışmak zorundadır.
    yazar/mustafa-kemal-ataturk (Körü Körüne İnanç)
  • Kraliçe Victoria, kocasının ölümünden onlarca yıl sonrasında bile, garip bir şey gördüğünde, içinde Albert’ın resmi olan ve üstünden asla çkarmadığı ufak broşunu açarak görmüş olduğu şeyi “O’na” da gösterirmiş. (Gidenin Ardından)
  • Analitik süreçlerin bir bileşeni de dirençtir ve her analist direncin bazı durumlarda iyice katı ve aşılmaz hale geldiğini iyi bilir. Bu tür güçlük hatta imkânsızlıkla karşılaşmalar akla şu suali da getirir: Bu tür bir direnç ne kadar analizan kaynaklı ne kadar psikanalist kaynaklıdır? Bundan seneler ilkin meşhur psikanalist Paul Ornstein ile yaptığım bir sohbette bana psikanalizin direnç diye tanımladığı şeyin bir kısmının iatrojenik bulunduğunu söylemişti (Iatros=Doktor; Jenik=Kökenli). Analizanın kendi içsel dinamikleri ve yapılarına
    dayalı bir direnç özelliği olabileceği benzer biçimde psikanalistin yada psikoterapistin zamansız ve orantısız müdahalelerinin karşısında analizanın sıhhatli bir halde kendini korumaya emek vermesi; kendi bütünlüğünü ve sürekliliğini kaybetmeme gayreti, yorumunu kabul ettirme çabası içinde olan psikanaliste bir direnç olarak gözükebilir (Ornstein, Kişisel Görüşme, 2000). (Divanda Kılıç Dövüşü)
  • Kendi kimliği olduğu sandığı şeyin aslen büyük seviyede ebeveyniyle çeşitli özdeşimlerinin bir birleşimi bulunduğunu keşfediyordu. (Atlarla Yaşayan Kadın)
  • ” Burada büyümeyi öğreniyorum ….” (Atlarla Yaşayan Kadın)
  • “Geçmişte kurduğu yakın ilişkilerde aklı karışıyordu fakat oldukca yakınlaşmadığı sürece kendini insanlardan ayrıştırmakta zorlanmıyordu.” (Fanustaki İnsanlar)
  • …çocukluğunun “iyi” ve “fena” annelerini temsil ediyordu. (Kusursuz Kadının Peşinde)
  • “Takıntılı mukemmeliyeti arar,narsisit onu iddia eder ” (Hayvan Katili)
  • Bir de saat almıştı, geçen vaktin bilincinde olmanın bir erişkin etkinliği bulunduğunu düşünüyordu (Atlarla Yaşayan Kadın)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş