Eğitim

Kral Midas – Upton Sinclair Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kral Midas – Upton Sinclair Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kral Midas kimin eseri? Kral Midas kitabının yazarı kimdir? Kral Midas konusu ve anafikri nedir? Kral Midas kitabı ne konu alıyor? Kral Midas PDF indirme linki var mı? Kral Midas kitabının yazarı Upton Sinclair kimdir? İşte Kral Midas kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Upton Sinclair

Çevirmen: Gülsüm Öztürk

Editör: Rifat Özçöllü

Derleyen: Ayşen Oy

Tasarımcı: Ferhat Çınar

Orijinal Adı: King Midas

Yayın Evi: Çocuk Gezegeni

İSBN: 9789717781891

Sayfa Sayısı: 48


Kral Midas Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti


Kral Midas Alıntıları – Sözleri

  • Ruhun yaşamı mücadeledir. Ruhun yaşamı kutsaldır. Doğru olmak için savaşım etmek, yalnız yaşamın amacı değil bununla beraber yaşamın armağanıdır.
  • Ben dünyadaki en mühim şeyin altın ve zenginlik bulunduğunu sanırdım. Oysa yanılmışım…


Kral Midas İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bu hikâyenin verdiği nasihat şu; asla hiç kimseye tuttuğun altın olsun, benzer biçimde bir temennide bulunmayın. 🙂
Aç gözlü bir kralın dileği sonucu dokunduğu her şeyin altına dönüşmesi, bu yüzden kızının bile kendinden uzaklaşmasını konu alıyor. (Selman Sendrom)

1.sınıfta okuduğum ve adını hatırlamadığım bir hikayeye benzediği için almıştım. O mu bilmiyorum fakat kızı altına dönüşen bir kralın anlatıldığı oldukça kitap yoktur fdgsd. Klasik bir açgözlülük masalıydı. Onun haricinde pek bir şey katmıyor. (Oldpr)


Kral Midas PDF indirme linki var mı?


Upton Sinclair – Kral Midas kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kral Midas PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Upton Sinclair Kimdir?

Upton Sinclair (20 Eylül 1878 – 25 Kasım 1968) Pulitzer Ödüllü ABD’li yazar. 20. yüzyılın başlarında yazdığı eserlerle şöhrete kavuşmuş ve oldukça sayıda kitap yazmıştır. Bilhassa 1906 senesinde yazdığı ve dilimize Chicago Mezbahaları adıyla çevrilen The Jungle adlı eseri büyük yankı yapmış ve kamouyunun dikkatinin mezbahalardaki sağlıksız emek harcama koşullarına çekmiştir. Eserin yayınlanmasından derhal sonrasında ABD’deki et sektöründe iyileştirme emekleri başlamış ve mevzuyla ilgili yasal düzenleme yapılmıştır.

Hayatı

Gençliği

Baltimore, Maryland’de dünyaya geldi. Babası Upton Beall Sinclair, anası Priscilla Harden’dir. Babası bir içki satıcısıydı. Sinclair’in büyükbabası oldukça varlıklıydı, Sinclair bir çok vakit onlarda zaman geçirirdi. Devamlı olarak zenginlerin ve fakirlerin bulundukları ortamlarda olması onu etkileyecek ve ileride eserlerinin esin kaynağı olacaktır. 1888 senesinde ailesi New York şehrindeki Bronx bölgesine taşınınca, buradaki koleje gitmeye adım atar. Okul harcamalarını karşılamak için öykü ve makaleler yazmaya adım atar.

Yazarlığa adım atışı

Sinclair 1900 senesinde ilk eşi olan Meta Fuller ile evlenir. 1904 senesinde yazmak için üstünde çalmış olduğu kitabı için aslolan kimliğini saklayarakChicago’daki mezbaha ve et üretim kombina tesislerinde çalışır. The Jungle adlı yapıt 1906 senesinde basılınca oldukça başarıya ulaşmış olur ve büyük bir ilgi görür. Bu eserden kazanılmış olduğu parayla hayalindeki ütopyayı oluşturmak için New Jersey Englewood’a gider ve Helicon Hall isminde bir toplumcu koloni kurmaya girişir. Sonrasında Kongre seçimlerinde milletvekili talibi olsa da seçilemez. Koloni bir yıl sonrasında yanacaktır, yangında Lester Briggs adlı marangoz yaşamını yitirecektir.

Sonraki yaşamı

1911 senesinde Meta, eşini terk eder. Sinclair, ilkin Mary Craig Kimbrough ile ondan sonra da Mary Elizabeth Willis ile evlenir. Sırasıyla Kaliforniya,Arizona ve New Jersey’e gider. 1968 senesinde Washington’da ölür.

Siyasi yaşamı

Sinclair 1920 senesinde Temsilciler Meclisi ve 192 senesinde Senato için toplumcu listeden aday olsa da seçilemez. Siyasete bir süre ara verir. 1934 senesinde Kaliforniya valiliği için seçime katılır.Seçimlerde Sinclair, Kaliforniya’da Yoksulluğa Son (İngilizce: End Poverty in California) adında olan kampanyayla büyük destek kazanır. Ancak bu zamanda gerçekleşen büyük toz fırtınaları hasadı fena etkileyecek ve kitlesel göçe yol açacaktır. Eyaletteki muhafazakarlar da Sinclair’i azılı bir komünist olarak gösterecek ve karşı propaganda yapacaklardır. Sinclair seçimleri kaybedince yazarlığa geri döner. Bu döneme dair yapmış olduğu değerlendirmede garip görüşler ileri sürmüştür:

“ Amerika halkı sosyalizmi seçecektir fakat bu isimle değil. Bunu yoksulluğa son kampanyasında kanıtladım. Sosyalist listeden aday olduğumda 60 bin oy alırken, Kaliforniya’da Yoksulluğa Son! diyerek 879 bin oy aldım. Sanırım düşmanlarımızın hakkımızda öne sürdükleri büyük yalanlar başarıya ulaşmış oldu. Bu yalana cepheden saldırmaktansa etrafından dolaşmak tercih edilmelidir. „

— Upton Sinclair (1951)

Sosyal duyarlılık

Sinclair eserlerinde sürecinin toplumsal ve ekonomik özellikleri mühim bir yere oturur. Eserlerinde kapitalizmin adaletsizlikleri olarak görmüş olduğu olayların esas olarak Büyük Bunalımyıllarındaki yıkıcı tesirini işler.

The Jungle adlı eserinde Sinclair, denetimsiz kapitalizm yüzünden işçilerin karşı karşıya kalmış olduğu insanlık dışı koşulları işler. Ancak eserde vurgulanan işçilerin karşılaştıkları zorluklar, uzun iş saatleri, göçmen işçilerin maruz kaldıkları baskı, iş garantisinin olmaması ve düşük maaşlar yerine eserde arka planda yeralan et sektörünün içinde bulunmuş olduğu sağlıksız durum daha oldukça dikkat çekecek ve ABD hükümeti tarafınca yasal düzenlemeler yapılacaktır. Sinclair bununla ilgili garip bir benzetme yapar:

“ Ben toplumun kafasına hedef aldım, attığım yumruk midesine geldi! „

— Upton Sinclair

Lanny Budd dizisi

1940 – 1953 yılları aralığında Lanny Budd adıyla malum ve 11 dizi serüven kitabından oluşan seriyi yazar. Kahramanı meşhur bir ABD’li tabanca üreticisinin oğlu olan dizide I. Dünya Savaşından başlayarak döneme ilişkin çelişkileri ve sol bakış açısını aktarır. Bu dizi basılmış olduğu sırada oldukça popüler olacak ve 21 ülkede baskısı yapılacaktır. 1943 senesinde basılan seridekiDragon’s Teeth adlı eserle Pulitzer Ödülü’nü alır.

Geleneği

Sinclair’in mezartaşı ve üstündeThe Jungle

Sinclair’in Monrovia, Kaliforniya’daki evi müze olarak korunmaktadır. Ayrıca kendisine ilişkin oldukça sayıda el yazması, fotoğraf ve ilk baskı kitaplarİndiana eyaletindeki İndiana Üniversitesi Lilly Kütüphanesinde sergilenmektedir.

Sinemaya tesirleri

1906 senesinde basılan ‘’The Jungle’’ adlı yapıt 1914 senesinde filme çekilse de bu film kaybolmuştur ve hiçbir kopyası bulunmamaktadır. Ayrıca Sinclair, oldukça sayıda filmin senaryo çalışmasında yer almıştır. Bunların en bilineni Sergey Ayzenştayn ile beraber yapımında yer almış olduğu ¡Que viva México! filmidir. Bu dönemde Charlie Chaplin ile de ortak emekleri olmuştur. 1927 senesinde yazdığı Oil! adlı yapıt ise 2007 senesinde çekilenThere Will be Blood adlı Oscar ödüllü filme esin deposu olmuştur.


Upton Sinclair Kitapları – Eserleri

  • Şikago Mezbahaları
  • Petrol!
  • Kral Midas
  • Jimmie Higgins
  • Patron
  • Sanayi Kralı
  • Altın Zincir


Upton Sinclair Alıntıları – Sözleri

  • Tüm zamanlara mensup başarıya ulaşmış sanatçıların bir çok, zamanlarının zihniyetleriyle uyuşma halinde bulunmuşlar ve hakim kuvvetlerle kendilerini bir hissetmişlerdir. (Altın Zincir)
  • “Beni dinle fakat dinlediğini anlamasınlar. Burada olduğumu bilmesinler.” (Petrol!)
  • Bu dünyada refah yoktu vesselam! (Patron)
  • Sınıflar birbirleriyle dövüşür, bazıları yenilip harikuladelikleri söner, sanatları mahvolur, bazıları ise yenip kendi çıkarlarına uygun ölçüler koyarlar. Ebedi olan faktörler yalnız insanlığın hakkaniyet, kardeşlik ve hikmete doğru yapmış olduğu çabalardır. Sanatlar bu ülküye ne kadar hizmet ederlerse o denli ölmezlik şansı kazanmış olurlar. (Altın Zincir)
  • Zengin olunacaksa; köle benzer biçimde çalışmanın ne âlemi vardı ki? (Petrol!)
  • Yeryüzünde zincirinden boşanmış kötüler de var, insan suratlı iblisler. (Patron)
  • Yaratılışı böyleydi; dünyanın adaletini, yıkımın ve ölümün dal budak salmış olduğu bir yaşamın yaşamaya kıymet olup olmadığı sorgulamıyordu. (Şikago Mezbahaları)
  • Bu insana dünyanın en dikkat çekici dili verilmişti. Hayatın her türlü fırsatından altın benzer biçimde, kor benzer biçimde parlak, görkemli sözler döküyordu; yazdığı her şeyi şiirsel büyüsü ile nurlandırıyordu. Doğanın ona verdiği bu kabiliyet onun mutluluğuydu, fakat bununla beraber bir tehlikeydi, şundan dolayı onu düşünme zorunluluğundan alıkoyuyordu. Bu bizim için de tehlikedir, şundan dolayı büyüler aldatır. Ama bir kez kendinizi zorlayarak düşünün ve problem: Büyük ozanın ifade ettiklerinin gerçek değerleri nedir? O vakit anlayacaksınız ki fikirlerinin bir çok bayağı, bir bir çok zevksiz ve ucuz, bir bir çok da zamanının ve sınıfının yontulmamış aciz yargılarından ibarettir. (Altın Zincir)
  • İşi çabuklaştırmak için bundan daha rahat bir yöntem bulunmuş değildi asla o zamana kadar. Manivelanın kolu azıcık çevrildi mi, işçiler de hızlanırlardı. Görünmez bir vergiydi bu, tüketicinin farkına varmaksızın ödediği gümrük resmi benzer biçimde. İşçi ne kronometre tutabilir ne de bir saat içinde önüne gelen otomobilleri sayabilirdi. Zincirin hızını ayarlayan adam durumu bildirse bile, işçi gene bir şey yapamazdı buna karşı. Eğer bu hıza dayanma gücü yetmiyorsa, ondan daha kuvvetli bir düzine insan yerini kapmak için dışarda bekliyordu. Çenenizi kısın ve ne söyleniyorsa yapın. İşte o denli! (Sanayi Kralı)
  • “Tek bildiğim, bu işbırakımı savaşını kay­betmelerine niçin olmama asla izin vermeyecekleri. Yarın güneş doğacağına ne kadar eminsem, beni durdurmanın bir yolunu bula­caklarına da o denli inanırım!” (Petrol!)
  • Ben dünyadaki en mühim şeyin altın ve zenginlik bulunduğunu sanırdım. Oysa yanılmışım… (Kral Midas)
  • Roma mevzusunda oldukça şey bilenler çoğunlukla paracı Amerika’yı iyi bilmezler. Oysa ki dünyada birbirine o denli benzeyen iki uygarlık daha yoktur. Ben tüm bir kitap yazıp Amerikan ozanlarının, devlet adamlarının ve gazetecilerinin sözlerini Romalı eşlerininki ile karıştırabilirdim. Bu sözleri yakından tanımayanlar hangisinin kime ilişkin bulunduğunu anlamazlardı. (Altın Zincir)
  • Yoksul evlatları, kaçırılmaktan yana tam bir güvenlik içinde oynayabilirlerdi sokakta. Hele o günlerde, eğer onlara yiyecek verileceğinden güvenilir olsalar, birçok ana baba evlatlarının kaçırılmasına yok diyemezdi. (Patron)
  • Balzac tasvirlerinde “ikbalperestleri” doğrusu; onur, namus ve doğruluk pahasına servet icra eden adamları tercih eder. Bu insanlara hayrandı şundan dolayı kendisi de onlardandı. Artık olgun bir adam olarak, ‘varlıklı’ bir Polonyalı hanımla evlenmek isterken kız kardeşine yazdığı mektupta bu evlenmenin kendisi için ne demek bulunduğunu anlatır. Bu mektupta kullandığı dil ortağıyla görüşme eden bir pezevengin dilini hatırlatır. Eveline Hanska ile ilişkisi ona “büyük aleme giriş” ve “iktidara varış” sağlayacakmış! (Altın Zincir)
  • …insanoğlunun kendi başının çaresine bakması icap ettiğini, sırtınız yere gelirse çığlıklarınızı kimsenin duymayacağını bilecek kadar da görmüş geçirmiş biriydi. (Şikago Mezbahaları)
  • Başları öne eğikti fakat korkulu bir anlam vardı duruşlarında. (Jimmie Higgins)
  • İster yukarıdan bak ister aşağıdan, dünya güzel görünür! Polis çürümüştür, siyaset oyunu bir mezattan başka şey değil. Peşin para ile herhangi bir kimseyi, herhangi bir şeyi satın alabilirsin. (Sanayi Kralı)
  • Domuzların çığlıkları haricinde her şeylerini kullanırlar. (Şikago Mezbahaları)
  • Herkes kendini şampiyon sanır, bisikletle kimse beni geçemez diye yapıt savururdu. Ve işte şimdi, motorlu otomobiller da katılıyordu rekabete. Hem bunlar bisikletten daha oldukça daha süratli, daha tehlikeli ve daha etkileyiciydi. Mekanik branşında çalışan genç işçiler kontağı, transmisyonu soğutma sistemini öğreniyorlar, hep bunlardan söz ediyorlardı.
    Bu yeni sanayinin oldukça gelişeceği fikri üstünde birleşiyorlardı. Ve şehre dönerken Abner’in kafasına bir sual takıldı: “Acaba Bay Ford beni yanına almaz mı?” (Sanayi Kralı)
  • Yeni modellerinin mükemmelliği ve satışların artacağından güvenilir bulunması sebebiyle on-on iki bin yeni işçi alacağını ilân ettiriyor, gazetelere de yazdırıyordu. Dürüst iş miydi bu? Bunun üstüne, parasız ekmek kuyruğunda bekleşen, geceleri barınaklar sığınan tüm yersiz yurtsuz zavallılar, o kış kıyamette üstü açık marşandiz vagonlarında seyahat eden bir sürü işi olmayan, yığınlar halinde Red River’e akın ettiler. Sonra, fabrikanın parmaklıkları önüne vardıklarında, karşılarında otomobil Kralının “Kiralık adamlarını” buldular. Bunların ellerinde cop, ceplerinde tabanca vardı; personele mensup oldukları hakkında bir belge gösteremeyen herkesi coplarla geriye püskürtüyorlar, içeri girmeye uğraşanlar fazla kalabalık olunca da üstlerine buz benzer biçimde basınçlı su sıkıyorlardı hortumlarla. Bu da mı dürüst davranıştı? İnsanları kendisinden uzaklaştırmak için en çok kötü gangsterleri kullanmak da aşırı popülerliğin acayip bir sonucu olsa gerekti! (Sanayi Kralı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş