Eğitim

Medyum – Philippe Sollers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Medyum – Philippe Sollers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Medyum kimin eseri? Medyum kitabının yazarı kimdir? Medyum konusu ve anafikri nedir? Medyum kitabı ne konu alıyor? Medyum PDF indirme linki var mı? Medyum kitabının yazarı Philippe Sollers kimdir? İşte Medyum kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Philippe Sollers

Çevirmen: Aysel Bora

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750837470

Sayfa Sayısı: 108


Medyum Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sadece uygar Fransız edebiyatında değil, uygar dünya edebiyatında da tartışılmaz ve aykırı bir yere haiz olan Philippe Sollers’ten dünyanın vasatlığına karşı tokat şeklinde bir yanıt: Medyum.

Paris’teki işlerinden kurtulur kurtulmaz soluğu Venedik’te alan ‘‘Professore’’nin içinde yaşadığımız son zamanların takıntı ve deliliklerine ilişkin sayıklamaları, keskin gözlemlerle örülü felsefi çıkarımları ve karşı-delilik egzersizleri tam anlamıyla bir başyapıta dönüşüyor.

‘‘Dikkat, bilgiler değişebilir. ‘‘Voltaire” girişini alın mesela. Daha düne kadar bu evrensel figür, Özgürlük ve İnsan Hakları’nın alev ateş bir savunucusu olarak kutlanıyor, zamanının karanlıkçı zihniyetini alt etmiş olduğu için göklere çıkarılıyordu. Bugün, bir silgi darbesi: karşıma “Voltaire, kadın düşmanı, eşcinsellik karşıtı ve antisemit” çıkıyor. Arkasından sırtınızı buz kestiren alıntılar geliyor. Eğer, o andan itibaren Voltaire’le ilgilenmeye ve aşırı duyarlılık kazanan mevzularda (bayanlar, eşcinseller, Yahudiler) yazdıklarını okumaya devam edersem, ben de anında tehlikeli bir sapık, faşist ve potansiyel terörist olarak fişleneceğim. Sakın bir şey sormayın, ek informasyon istediğinizi dile getirmeyin, yoksa delilik sizi teşhis eder.’’


Medyum Alıntıları – Sözleri

  • “Yeni bilimde, her şey sırasıyla gelir, mükemmelliği de bundadır.”
  • “Eskiden bilgisizlik parmakla işaret edilebilir, cezalandırılabilir, hiçbir şekilde bir gerekçe ya da özür olamayacağı savunulabilirdi. Bugün bilgisizlik kabul görüyor. Günün sersemleri “cahiliz ve öyle olmaktan gururluyuz!” diye haykırıyor.” (s.73)
  • “ Kelimeler arasında kelimeler… Görünmeyen…”
  • 30 yaşındayım, venedik’teyim şu güneşli köşe hakkımda fazlaca şey biliyor.
  • Saat öğleden sonrasında iki,hava sıcak sevdiğim bir hanımla birlikteyim
  • Eskiden bilgisizlik parmakla işaret edilebilir, cezalandırılabilir, hiçbir şekilde bir gerekçe ya da özür olamayacağı savunulabilirdi. Bugün bilgisizlik kabul görüyor. Günün sersemleri “cahiliz ve öyle olmaktan gururluyuz!” diye haykırıyor.
  • “ Gece gemileri düşünmek, beni doyuruyor.”
  • “ Ne kendilerini okunmasını bilirler ne de yaşamasını, gözleri sağır, kulakları kördür, sahip oldukları tek şey iğreti bir hayattır ama var oldukları sürece her şeyi ağırlıklarıyla zehirlerler.”
  • “ Düşüncenin ön yargısı olmaz, düşünce doğal olarak demokrattır, sosyaldir.”


Medyum İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Genel durum mu? Her şey geçip gidiyor, her şey adileşiyor, her şey tahrip oluyor, her şey kaosa dönüşüyor… Her yerde yağma ve ahlak yoksunluğu…”
Aslında çağımızı veyahutta yaşamı özetleyen son aşama gerçekçi bir alıntı. Her şeyi iyi mi hızlıca tükettiğimizi, her şeyin olanca hızıyla kaosa ve çirkinliğe sürüklendiğini, sanki tekeri patlamış bir aracın yokuş aşağı yol alması şeklinde durdurulamaz şekilde sonumuza doğru ilerliyoruz. Kaçınılmaz olana soluksuz yol alarak (!) Felaket tellallığı olamayacak kadar gerçeklerle karşı karşıya olduğumuz çağda suçu kime yükleyebiliriz ki; tüm bu tarz şeyleri dile getirmiş olduğu için yazara mı, çağa mı, insanlara mı yoksa her koyun kendi bacağından asılır diyerek suçu hepimiz kendine mi yüklemeli; kim bilir.
Deliliğin, sert gerçekliklerin, yaşamın karınlık yüzünün ve insanların acımasızlıklarının bir öngörüsü bu kitap. Deliliğinin bilincinde olanların, hayata karşı alerjisi olan ve hatta kronik bir hastalık şeklinde hayata devam etmenin (!) Kitabını karşı-delilik olarak niteleyen ve çarpıcı bir dili olan yazarın, cinsellik, ölüm takıntıları, hastalıklar, içinden çıkılmaz düşünceler, tabular yada prensiplerle baş başa kalınacak bol miktarda cümle mevcut. Bol bolca maruz kalıyorsunuz kendinize, düşüncelere yada ardı arkası kesilmeyen sorulara … (•contra mundum•)

Biraz hiristiyanlığın doguşu roma dönemine ilişik informasyon birikimi birazcık faransa evveliyatına ilişik informasyon birikimi istiyor kitap . Tam anlaşilir olması icin doğal olarak bunun dışinda bir cok kisiyi ve mevzuyu eleştiriyor aslına bakarsak sıhhat simsarliğindan sanat simsarliğına kadar. Insanları yönetmek icin islamiyeti ve dunyanin bir cok yerinde ses getirecek aynı cinsin ilskilerinin kullanımı . Saint-Simon baş karakter şeklinde olaylari ustunden kullaniyor kimi zaman karakter kisiler aradinda degisiyor şeklinde bazende sanki kendisiymis şeklinde oluyor hatta bir ata iliskileri yasayan kendisiymis şeklinde oluyorsunuz fakat sonunda … her neyse bu kadar kafi 🙂 ayrıca bu kitabi okuduktan sonrasında bir cok şeye ayni bakmayacağınıza inanırım (Ülger Taş)

Tanıtım yazısında kitapla ilgili şöyleki bir cümle var: “ Dünyanın vasatlığına karşı tokat gibi bir cevap: “Medyum”.
Kitabın ana karakteri nam-ı kıymet “professore” Paris’teki işlerinden kurtulur kurtulmaz soluğu Venedik’te alır. Venedik-Paris hattında son aşama lüks içinde seyrü sefer ederken içinde yaşadığımız son zamanların ve dünyanın gidişatına dair gözlemlerini felsefi çıkarımlar dizisi halinde bizlere sunar.
Ancak kitabın başından sonuna dek kahramanın aşk kaçamaklarından bahsetmiş olduğu satırların arasına “reklam arası” şeklinde sıkıştırdığı dünyanın gidişatına dair başkaldırısı bana kopuk kopuk geldi.
Okuyanlar bu hususta ne düşünüyor ya da okumayı düşünenler iyi mi hissedecekler, bilemem…
Kahramanın oteline gelen masör ve işletmecinin kızıyla yaşamış olduğu maceraların arasına mevzudan mevzuya savrulur halde serpiştirdiği lâkin haklı olduğu denemelerine gelin göz atalım.
“Professore” dünyanın ahvalinden ve politikacılardan yakınarak başlıyor. Teknoloji,sanat ve edebiyattaki yozlaşmalardan yakınma ederek denemelerine devam ediyor.
Şüphesiz hem bahsetmiş olduğu konuların hem de teşhislerinin doğruluğu su götürmez.
Değindiği başlıklar veçhile, metin kahramanın feragat etmediği lüks hayatından ve nobran üst akıl üslubundan muhakeme edilince kimi okura eğreti şeklinde gelebilir.
Bana nazaran bu post-modernist yaklaşımın bir izdüşümü…
“Tok, açın halinden anlamaz,” da bir yere kadar, öyleki değil mi? Empati ve vicdan sahibi burjuva, kapitalizmi yeremez mi?
Objektif olalım.
Suyun üstünde yürüseniz dahi, “Çünkü yüzme bilmiyor,” diyenler her daim olacaktır.
Benim sürekli cevabım şudur :
“Benim hayatımı yargılamadan ilkin benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl tekrardan ayağa kalk ve aynı yolu yine git benim gittiğim şeklinde anca o vakit beni yargılayabilirsin.”
Demem o ki, iğneyi kendine ilkin bir batır. Ben çuvaldıza razıyım … kitap/kitap–65659 (Meltem Bige)


Medyum PDF indirme linki var mı?


Philippe Sollers – Medyum kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Medyum PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Philippe Sollers Kimdir?

Philippe Sollers (1936, Bordeaux). Gerçek adı Philippe Joyaux olan Sollers, ilk romanı Bir Garip Yalnızlık (1959) ile Aragon ve Mauriac’ın ilgisini çekerek edebiyat yaşamına süratli bir giriş yaptıktan sonrasında Park adlı romanıyla 1961 Médicis ödülünü kazanmıştır. 1960’ta, Julia Kristeva ve genç kuşaktan birkaç yazarla beraber Tel Quel dergisini ve dizisini kurdu. Uç sol bir siyasal çizgiye koşut bir yazı kuramı arayışına giren ekip, çalışmalarıyla 70’lerin sonlarına dek Fransa, İtalya ve ABD’de etkili oldu. Sollers, Dram adlı romanıyla (1965) kuramsal savlarının bir örneğini sunduktan sonrasında, aynı yolda Yasalar (1971), H (1973) ve Cennet’i (birinci cilt, 1981) yayımladı. Deneme ve araştırmalarıyla da döneme damgasını vuran Sollers’e Roland Barthes bir kitabını ayırdı. L’Infini dergisinin de kurucusu ve yöneticisi olan Sollers, Oyuncunun Portresi’nden Kaplan Yılı’na uzanan yapıtlarıyla Fransa’nın en fazlaca yankı uyandıran yazarlarından biri olmayı sürdürüyor.


Philippe Sollers Kitapları – Eserleri

  • Medyum
  • Merkez
  • Güzellik
  • Venedik Karnavalı
  • Hayran Olunası Casanova
  • Görmek ve Yazmak : Bir Mimar ile Yazar Tartışıyor
  • Sabit Tutku
  • Roland Barthes’ın Dostluğu
  • Arzu
  • Tanrısal Hayat
  • Kadınlar
  • Stüdyo


Philippe Sollers Alıntıları – Sözleri

  • Nefret ettiğiniz birini sevmediğinizden güvenli misiniz? (Merkez)
  • Her doğru fikir hakarettir (Venedik Karnavalı)
  • “Öleceğimi hissediyorum, ama bunun kendime karşın olmasını istiyorum. Buna razı olmam intahar kokardı.” (Hayran Olunası Casanova)
  • 30 yaşındayım, venedik’teyim şu güneşli köşe hakkımda fazlaca şey biliyor. (Medyum)
  • “ Her şey felaketli, hayal kırıcı ve aptalca. “ (Güzellik)
  • “Artık normal, hesap edilebilir tarihsel zamanda değiliz, tanımlanması gerekmeyen başka bir kasırga ortamının içindeyiz.” (Hayran Olunası Casanova)
  • İnsan konuşurken, potansiyel olarak faşisttir. Bunu asla hiç kimseye kabul ettiremezsiniz! Ama gene de kesinlikte ortadadır,apaçıktır. (Roland Barthes’ın Dostluğu)
  • İyi bir yazar ” Kadın ne ister?” demişti, ” azarlanacak bir adam”. (Venedik Karnavalı)
  • İyi, artık her şeyden şüphe duyacağım, eylemlerden, düşüncelerden, iştahlardan, düşlerden, isteklerden, ”benim”, ”benimkiler” sözcüklerine varana dek, her an, programlanmış gereksinimlerimi, sevgilerimi, dostluklarımı, yakınlıklarımı ayraç içine alacağım.
    Aynı zamanda, sınırsız bir yadsımadan hareketle tüm bu tarz şeyleri doğrulayacağım.
    Hiçbir şeyi kazanılmış yada kendiliğinden gerçekleşmiş saymayacağım. Başkaları için sınanmış ya da sağlama bağlanmış olan, bana güvenli ve kati görünmeyecek. Her fırsatta, çocukluk duyumumun ürkekliğini dirilteceğim, derhal şimdi, kulaklarımı dikmiş, gözlerimi açmış olarak, ondan geldiğim ve ona yöneldiğim şu vakit katmanını, şu dikey çizgiyi canlı tutacağım. (Stüdyo)
  • “ Ne kendilerini okunmasını bilirler ne de yaşamasını, gözleri sağır, kulakları kördür, sahip oldukları tek şey iğreti bir hayattır ama var oldukları sürece her şeyi ağırlıklarıyla zehirlerler.” (Medyum)
  • “Sözcükler ve şeyler demek ki, kendi aralarında, aynı söylemin birimleri gibi, aynı maddenin tanecikleri gibi dolaşırlar. Eski bir mitten, dünyanın Kitap olduğu, doğrudan doğruya yere yazılmış yazı olduğu mitinden uzak değildir”. Ve bir de: “Hiçbir şey edebiyatın kodlarının gözden geçirilip açıklanmasından daha çok dirence yol açmaz (Delecluze’ün Dante’nin La Vita nuova’sı karşısındaki kuşkusunu anımsarız); denilebilir ki ne pahasına olursa olsun bu kodlar bilinçdışı olarak kalmalı, tıpkı dilin kodunun böyle olduğu gibi, günümüzün hiçbir yapıtı asla dil üstüne dil değildir (bazı klasik ara noktaların durumu bunun dışında kalır)”. (Roland Barthes’ın Dostluğu)
  • “İnsanlık, ateşini yönlendirme işlevini dinlerin üstlendiği bir hastalıktır. Gelgelelim, dinler öldü ya da insani yardım kurumlarının boş vaazlarında çürüyor. Geriye toplu gösterilerden adam öldürmeye uzanabilen cehaletin güdümlenmesi kalıyor.” (Güzellik)
  • Ephikarmos: Öğeler bir araya geldi, sonrasında birbirlerinden ayrıldılar ve geldikleri yere geri döndüler : toprak toprağa, ruh yukarıya. (Venedik Karnavalı)
  • Umduğumu bulamamaktan buruk ukalaların yaman bilgiçliği (Venedik Karnavalı)
  • Her dakikayı hiçlikle soğurulmaya bir hazırlık olarak yaşıyorum. (Merkez)
  • Görüyorsunuz ya, bir asla, ya da neredeyse bir asla
    Ama onları kızdıran, telaşlandıran, endişelendiren, kaygılandıran da bu ”neredeyse”. O ”asla” de, asla değil; kim bilir delice bir zenginlikten geliyor ve, hissedildiği şeklinde, geriye kalan ne var ise, aniden gereksiz, boş, zavallı, yararsız, düzmece geliyor. O asla, fazla; fazlaca fazla. Hiç merak etmeyelim, adamakıllı gerçek ve romansı bir halde sahteleştirilmiş bir dünya var, Müdire ve garip duyguları var, her gün anlatılacak binlerce şey var, dramlar, tutkular, çıkarlar, tuhaflıklar, yenilikler. (Stüdyo)
  • Delisiniz, fakat bunun bilincine varmanızı her şey yasaklıyor. Siz de bu mevzuda daha fazlasını bilmekten kaçınıyorsunuz. Bunu size m a n t ı k çerçevesinde ispatlayacaklar. (Merkez)
  • En derin düşünen, canlıyı en fazlaca sevendir (Güzellik)
  • İnsanların bir çok acı çekmeyi hiçliğe yeğliyor. (Merkez)
  • Ruh İnsan hayata merhaba dedi, hücumda, fakat neredeyse kimse bunun bilincinde değil (1806’da Hegel hariç). Devasa vakalar içinde koşan insan yavaş yavaş yitik kimliklerini arayan İnsan – Atom’a dönüşüyor… (Arzu)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş