Kitap Künyesi

Yazar: Elizabeth Farrelly

Çevirmen: Ertem Gökyaran

Yayın Evi:

İSBN: 9789750831225

Sayfa Sayısı:

Mutluluğun Sakıncaları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mutluluğun Sakıncaları Alıntıları – Sözleri

• Filozof John Armstrong, yirminci yüzyılı “tek çıkar yolu hissizleşmek ve zekiymiş gibi davranmak olan, travma geçirmiş bir çocuğa” benzetiyor.
• Giyim, bedeni gizleyerek ifşa etme sanatıdır. Bu çelişki çok önemli. Giysiler, tıpkı maskeler gibi, bağlantı kurmamıza yardım etmek üzere bizi korurlar.
• Şehirlerin doğaya faydası, bizzat bizi doğanın dışında tutmalarıdır.
• Eğitimin ve zenginliğin birbirinden o denli ayrıştığı bir toplum hâline geldik ki denize nazır bir yer satın almaya ya da bir mimar tutmaya -özellikle de ikisini birden yapmaya- parası yetenlerin herhangi bir kültür belirtisi göstermeleri pek muhtemel değil.
• Göz kamaştıran parlaklıkları ve sundukları her türlü modern konforla, yüksek bir mevkinin siyasetçilere fısıldadığı o sahte vaatte bulunuyorlar: Her türlü doğal zorunluluktan muaf olmak. Yalan söylüyorlar ve biz de bu yüzden onları seviyoruz.
• (…) iyi eğitimli, azimli kadınlar. Ve çocuk sahibi oldukları ya da egolarını yarıştıramadıkları için kariyerlerinin sekteye uğramasına ses çıkarmıyorlar. Yani kadınlar, eskiden olduğu gibi , ayrımcılığı içselleştirerek kabahati yine kendilerinde arıyorlar. Bunun neresi eşitlik? Bir erkeğin çocuk sahibi oldu diye kariyerinin engellendiğini gördünüz mü hiç? Hatta böyle bir şeyi kabullenebileceğini düşünebilir misiniz?
• Nietzsche’den büyük ölçüde etkilenmiş olan D. H. Lawrence, erkekleri “yapmak”la, hanımefendileri ise “olmak”la ilişkilendirir; hareketsiz bir odağı temsil eden hanım, geceye aittir ve adamın gün bitip de dönmesini beklemektedir.
• Güzel olanla temas etmek, benliğinden özgürleşen kişinin kendi haricinde durması anlama gelir.
• Başarılı olmanız yetmez. Diğer her insanın başarısız olması gerekir.
• Nietzsche, “Hakikat çirkindir,” der ve ekler: “Sanat, hakikat karşısında helak olmayalım diye var.”

Mutluluğun Sakıncaları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Mutluluğun Sakıncaları, adından anlaşılmayacağı(!) suretiyle, bir “mutluluk sakıncalıdır” kitabı değil. Yazarın temel savı şu: özgürlükler dünyasında isteğin, arzunun sonu gelmiyor. Bu sonsuz arzular denizinde, herhangi bir şeye haiz olarak mutlu olacağımızı sanıyoruz fakat durum {hiç de} öyleki değil. Mutlu olmak suretiyle istediğimiz şeylere haiz olduğumuzda sandığımızdan azca mutlu oluyor hatta mutlu dahi olmuyoruz. Ne yapıyoruz peki? Bu kez mutluluğu daha oldukca istemek de arıyoruz. Bu da dünyaya daha çok tüketim, daha çok bina, daha çok “fena sanat” ve daha azca tatminle dönüyor. Kitapta yazarın sanat, mimari, beyaz perde, psikoloji, pazarlama ve öteki pek oldukca mevzuda fikirlerine yer verdiği kişilerin yanında, kendi örneksiz fikirleri de mevcut. Esprili dili olan kitap, son bölümünde yazarın “Bir Hayalim Var” adını verdiği ve gelecekte Avustralya özelinde bir dünya imgesel de okunmaya kıymet. Bilhassa mimari ile ilgilenenlerin pek oldukca gözlem ve değerlendirmeyi bulabileceği kitap, okumaya ve üstünde zarif kırmızı kalem hamleleri halletmeye kıymet. (Ferdi Bişkin)

Farrelly’in Mutluluğun Sakıncaları kitabında daha oldukca mutluluk üstüne incelemeler ve araştırmalar beklentim vardı açıkçası. Sonlarına doğru sıkılsam da bitirdim.
Dilimize çevrilen, bilhassa araştırma araştırma kitaplarında çoğunlukla din olgusunu ustalıkla empoze ettiklerinin farkına vardım, bu can sıkan bir mevzu bana nazaran -her din için geçerli -. Araştırmalarını Amerika-Avustralya içinde sürdürmüş yazar. Kitabın adı mutlulukla ilgili fakat mimarlık ve inşaat mühendisliği alanlarında okunmasını tavsiye ederim içtenlikle. Kitabın başından sonuna kadar insanların yaşamını sürdürdüğü bölgeler hakkında incelemede bulunmuş bundan dolayı.
Yazarın hanımefendileri rencide etmesini de bir türlü anlamlandıramadım. Alışveriş tutkunu, avmlerinden çıkamayan hanımefendileri genelleme olarak değerlendirmiş. Erkeğin aile kurma hakkı bulunduğunu, aileyi adamın kurduğunu ve kadının adama bu mevzuda muhtaçlığından da bahsetmiş. Feminizmi yermiş. Siyaset-çirkinlik konusunu da işlemiş.
Günlük hayatta yaşadığımız negatif durumları yazmış fakat ÇÖZÜMÜ YOK. Bu noktada her kısmı okuyup okuyup “Peki netice nerde?” dedim her bölüm sonunda.
Kitabın son kısmı hayaller kısmı üzgünüm fakat bana tam bir fiyasko geldi. Kim okyanusların kıyıları doldurup, bunların eridiği, benzinin litresinin 20$ olduğu bir dünya ister ki? Hayallerin hakkını vermiş bu mevzuda. (Ö҉Z҉G҉E҉)

Kitap bittiginde mitoloji politika demokrasi din mimari psikoloji guzellik tuketim benzer biçimde mevzularla ilgili bi dunya yeni bakisiniz olacak. Okumaya fazlasiyla deger (B. Görgün)

Mutluluğun Sakıncaları PDF indirme linki var mı?

Elizabeth Farrelly – Mutluluğun Sakıncaları kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Mutluluğun Sakıncaları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Elizabeth Farrelly Kimdir?

Elizabeth Farrelly 1957 senesinde Yeni Zelanda’da doğan mimar, yazar, eleştirmen, köşe yazarı. Aynı zamanda Sidney Üniversitesi’nde Mimarlık bölümünde konuk doçenttir. Bir önceki kitabı “Glenn Murcutt: Three Houses” 1993’de yayımlanmıştır.

Elizabeth Farrelly Kitapları – Eserleri

• Mutluluğun Sakıncaları

Elizabeth Farrelly Alıntıları – Sözleri

• Göz kamaştıran parlaklıkları ve sundukları her türlü çağıl konforla, yüksek bir mevkinin siyasetçilere fısıldadığı o düzmece vaatte bulunuyorlar: Her türlü naturel zorunluluktan muaf olmak. Yalan söylüyorlar ve ikimiz de bu yüzden onları seviyoruz. (Mutluluğun Sakıncaları)
• Güzel olanla temas etmek, benliğinden özgürleşen kişinin kendi haricinde durması anlama gelir. (Mutluluğun Sakıncaları)
• (…) iyi eğitimli, azimli bayanlar. Ve çocuk sahibi oldukları ya da egolarını yarıştıramadıkları için kariyerlerinin sekteye uğramasına ses çıkarmıyorlar. Yani bayanlar, eskiden olduğu benzer biçimde , ayrımcılığı içselleştirerek kabahati gene kendilerinde arıyorlar. Bunun neresi eşitlik? Bir adamın çocuk sahibi oldu diye kariyerinin önlendiğini gördünüz mü asla? Hatta bu şekilde bir şeyi kabullenebileceğini düşünebilir misiniz? (Mutluluğun Sakıncaları)
• Nietzsche’den büyük seviyede etkilenmiş olan D. H. Lawrence, erkekleri “yapmak”la, hanımefendileri ise “olmak”la ilişkilendirir; hareketsiz bir odağı temsil eden hanım, geceye aittir ve adamın gün bitip de dönmesini beklemektedir. (Mutluluğun Sakıncaları)
• Nietzsche, “Hakikat çirkindir,” der ve ekler: “Sanat, hakikat karşısında helak olmayalım diye var.” (Mutluluğun Sakıncaları)
• Şehirlerin doğaya faydası, bizzat bizi tabiat ananın haricinde tutmalarıdır. (Mutluluğun Sakıncaları)
• Eğitimin ve zenginliğin birbirinden o denli ayrıştığı bir cemiyet hâline geldik ki denize nazır bir yer satın almaya ya da bir mimar tutmaya -özellikle de ikisini birden yapmaya- parası yetenlerin herhangi bir kültür emaresi göstermeleri pek olası değil. (Mutluluğun Sakıncaları)
• Başarılı olmanız yetmez. Diğer her insanın başarısız olması gerekir. (Mutluluğun Sakıncaları)
• Filozof John Armstrong, yirminci yüzyılı “tek çıkar yolu hissizleşmek ve zekiymiş benzer biçimde hareket etmek olan, travma geçirmiş bir çocuğa” benzetiyor. (Mutluluğun Sakıncaları)
• Giyim, bedeni gizleyerek ifşa etme sanatıdır. Bu çelişki oldukca mühim. Giysiler, tıpkı maskeler benzer biçimde, bağlantı kurmamıza yardım etmek suretiyle bizi korurlar. (Mutluluğun Sakıncaları)