Eğitim

Müzik Tarihi – İlhan Mimaroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Müzik Tarihi – İlhan Mimaroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Müzik Tarihi kimin eseri? Müzik Tarihi kitabının yazarı kimdir? Müzik Tarihi konusu ve anafikri nedir? Müzik Tarihi kitabı ne konu alıyor? Müzik Tarihi PDF indirme linki var mı? Müzik Tarihi kitabının yazarı İlhan Mimaroğlu kimdir? İşte Müzik Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İlhan Mimaroğlu

Yayın Evi: Varlık Yayınları

İSBN: 9789754343687

Sayfa Sayısı: 232


Müzik Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Müzik zamanı denince, akla gelen elbet ki bizim Batı müziği dediğimiz, gerçekte bugün dünya uygarlığının ortaklaşa malı olmuş bir müziğin tarihidir. Bu konudaki yetkisini yalnız yurdumuzda değil, dış ülkelerde de, bilhassa Amerika’da kabul ettirmiş. Rockefeller bursunu kazanmış, Columbia Üniversitesi’nin Master Of Arts diplomasını almış, birçok ağırbaşlı mecmua ve gazetelerde müzik üstüne incelemeleri çıkmış, besteleri plaklara geçirilmiş, Amerika’nın Sesi radyosunun sanat konuşmacılığını ve büyük plak fabrikasının sanat müşavirliğini yapmış bulunan İlhan Mimaroğlu mevzuyu ana çizgileriyle ele alarak yapıtını oluştururken, çoksesli müzikten önceki çağların müziğini de özetlemiş ve kitabın sonunda müziğin büyük sorunları üstünde durmuştur. Yeni baskısında yeniden elden geçirilmiş olan bu kitabın müziği seven ve onun yüzyıllar süresince devam eden serüveniyle ilgilenen her insanın yararlanacağı bir kalite taşıdığına inanıyoruz.

(Arka Kapak)


Müzik Tarihi Alıntıları – Sözleri

  • Ses yazma başarısını ilk gösteren bulucu Thomas Edison 1877 senesinde
    kalay kâğıdı üstüne ses titreşimlerini yazmıştı. Daha ilkin bu yolda Leon
    Scott ve Charles Cros, çoğu zaman kuramsal alanda kalan emekler yapmış­
    lardı. Edison’un buluşu Alexander Graham Bell’i ve Charles Sumner Tabileri etkiledi. Bell ve Tainter, bugünküler benzer biçimde düz plaklar üzerine değil, fakat silindirler üzerine ses yazma yöntemini geliştirdiler. Bu iki araştırıcı
    hem de, kalay kâğıdı yerine balmumundan yapılmış yüzeylere
    ses geçirdiler.
  • HİNT, CAVA, TİBET, MÜZİKLERİ
    Eskiliği bakımından Hint müziği Çinlilerinkinden derhal sonrasında gelir.
    Kimi kaynağa nazaran Hint müziği doruğuna, klasik Sanskrit edebiyatıyla bir-
    likte, anlama gelir ki M.S. dördüncü ile altıncı yüzyıllar arasmda erişmiştir.
    On birinci yüzyıldan bu yana müslümanlığın etkisiyle Arap ve Fars öğeleri
    Hint müziğine karışmaya başlamış, bununla beraber bu müziğin kendine
    özgü nitelikleri yok olmamıştır.
  • Müzikte ilkelliğin geçerlikteki tanımı şudur: İlkel müzik diye, daha
    yüksek bir kültür evriminden uzak kalmış olmaları yüzünden sanat müziği
    geleneği edinmemiş cemiyet öbeklerinin uyguladığı müziğe denir. Nerede
    kültür evrimi bir sanat müziğini geliştirmişse, ayrıklıklar haricinde, orada bu
    gelişme “alt sınıfların” müziğini etkilemiş ve bu müziği ilkel durumdan çı­karmıştır. Bugün batı ülkelerinin büyük kentlerinin halk müziği, ilkel mü­zik tanımına uymaz.
  • BEETHOVEN
    Sokrates “müzik kurallarındaki değişim toplumu yöneten kuralların
    değişmesine bağlıdır” demişti. Romantizm, bu görüşü doğru çıkarmaktadır. Bastille’in düşmesi, 14 Temmuz 1789 günü, dünya tarihinde bir dö­nüm noktası olduğu benzer biçimde, müzik tarihinde de yeni bir dönemin başlangıcı sayı­labilir. Beethoven, değişmekte olan bir dünyada dünyaya gelmiştir.
  • HALK MÜZİĞ İ VE “YENİ SANAT”
    Kilise dışı müziği canlandıran bir etken, haçlı seferleriydi. “Kâfirlere”
    karşı girişilen savaşlar bir taraftan kahramanlık edebiyatının yayılmasına,
    öte taraftan Arap illerinden hem melodilerin, hem çalgıların Avrupa’ya gelmesine yol açtı. Gezgin şarkıcılar bu edebiyatı ve bu müziği Avrupa’nın
    dört bucağında okudular, söylediler. Oysa bunlar önceleri, bir ödevmiş benzer biçimde, kilise müziğini söylemekle yetinirlerdi.
  • “UT queant laxis, REsonere fibris, MIra gestorum, FAmuli tuorum, SOLve polluti, LAbii reatum, Soncte İohanes.”
    UT yerine bugün kullanılan Do adını da kullanan, Giovanni Maria Bononcini
  • RADYO VE MÜZİK
    Plak ve radyo da, müzik sanatım yığınlara ulaştıran bir araçtır. Hem
    plak, hem de radyo basılmış notanın tersine, müziği, kâğıt üstündeki bazı biçimler ve yazılarla değil, gerçek nitelikleriyle ses durumunda
    yoğaltı­
    cıya sunmaktadır. Bu bakıma her iki ortam, basımcılığın gelişmesi edebiyat için ne denli yararlı olmuşsa müziğe öylesine yararlı olmuşlardır.
  • FONOGRAF VE PLAK YAPIM I
    “Ses yazma” anlamına gelen “fonograf terimi (İngilizler çoğu zaman
    gramophone kelimesini kullanırlar, fakat bu kelimenin yanlış türemiş bir
    kelime bulunduğunu da öne sürerler) ses yazan ve okuyan gereçler için kullanılır. Bugün fonograf kelimesi, çoğu zaman yirmi beş ya da otuz santim çapındaki plakların sesini veren gereçleri anlatır
  • HALK MÜZİĞİ
    Halk müziği her ne kadar konumuzla direkt doğruya ilintili değilse bile, bu müziğin sanat müziğine olan tesirleri, halk müziğinin özellik ve
    nitelikleri üstünde durmayı hele her şeyden ilkin halk müziğinin tanımım
    vermeyi gerektirir. Bugün halk müziği diyince, bir taraftan halkın yarattığı,
    öte taraftan da halkın sevilmiş olduğu beğenmiş olduğu, çoğunlukla dinlediği müzik anlaşı­
    lır. Genellikle halk çoğunluklan, halkın yarattığı, anlama gelir ki belirli bir yaratıcısı olmayan, bireylere, kişilere bağlanmayan müziği ya da bu türlü bir
    müziğin doğurduğu alışkanlıklara uygun müziği beğenir, dinler. Bu müzi­
    ğin çoğunluklarca, sanat müziğine kıyasla benimsenmiş olması, yalınlığı,
    kolay anlaşılırlığı yüzündendir.
  • Cumhuriyetten sonrasında Atatürk’ün önderliğiyle batı yöntemlerine uygun bir müzik eğitimi yolundaki emekler aniden hızlanmış, Devlet
    Konservatuarı kurulmuş, yabancı ülkelere tahsil için genç müzikseverler gönderilmiş, aralarında yaratış yolunu seçenlerin de yetişmesi sağlanmıştır. Bu
    ilk dönem bestecilerden birkaçı, Rus beşlerine özenti bir takma adla, “Tüık
    Beşleri” adı altında öbeklenmişlerdir. Aralarında en önemlilerinin Adnan
    Saygun ile Cemal Reşit Rey olduğu söylenebilir. Beş bestecinin ortak yanı, Türk halk müziğiyle ve “klasik” denen Türk müziğiyle ilgilenmeleri,
    halk melodi ve ritmlerini batı besteciliğinin şekilleri içinde işlemeleri ve
    yerli mevzulara yönelmeleridir. Öğrenimini Paris’te Vincent d’Indy ve Eugfe-
    ne Borrel yanında icra eden Adnan Saygun (1906) yurt içinde yaygınlıkla,
    yurt dışındaysa bir sınıra kadar ilgi gören Yunus Emre Oratoryosu’yld, bu
    yapıtın mürik ile ilgili artamlanndan oldukça seçtiği mevzunun ilginçliğiyle ilgi
    görmüş olduğu saygınlığa hak kazanmıştır. Saygun aslolan, 1958 senesinde AVashing-
    ton’da Juilliard Dörtlüsü’nce ilk çalmışı meydana getirilen ikinci yaylı dörtlüsüyle ya-
    ratış hayatmda yeni bir evreye erişmiş ve Türkiye sınırlarını aşıp dünya genelinde bir ehemmiyet kazanma yolunda bulunduğunu düşündürmüştür. Çiabriel Faur6 ve Raoul Laparra talebesi Cemal Reşit Rey (1904-1985) yerli mevzuları Fransız müziğine özgü bir dil ile anlatmıştır. Karagöz orkestra süiti yada Fatih senfonik şiiri bestecinin yerli mevzulara olan eğiliminin tanıtlandır, buna karşı en başarıya ulaşmış yapıtlarından olan Coloque İnstrumental direkt doğruya Fransız tesirinde, çoğu zaman Ibert’in müziğini çağrıştıran bir yapıttır. Beşlerin diğer üyelerine ulaşınca, eğitimini Paris’te Nadia Boulanger
    yanında gören Ulvi Cemal Erkin (1906-1973) tesir öğesini, Anadolu ritmlerinin ve melodilerinin çarpıcılığında bulur. Bestecilik öğrenimini Viyana’da Josef Manc’ın talebesi olarak icra eden Ferit Alnar (1906-1978) da
    folklorun çekiciliğine güvenir. Viyana ve Prag’da yetişen Necil Kazım Ak ses (1908) yerli gereçleri çoğunlukla, yazışma kişiliğini elde eden koyu orkestra renkleriyle, bulanık bir anlatımla ve solak bir yapıyla işler
    Eğitimini Paris’te Ecole normale de musique’de Jacques Thibaud ve
    Georges Dandelot yamnda gören Ekrem Zeki Ün (1910-1987), beşlerle aynı kuşaktan olmakla beraber, gereksizcesine azca tanmır. O da gereçlerinde
    halk müziğinden ya da “klasik Türk müziği” denen müzikten yararlanan
    bir besteci olmakla beraber, yüzeyde kalmış bir ulusçuluğun saplantılarından uzak durması, çoğunlukla klasik biçimlere bağlı kalmış olarak öznel bir ifade araması onu bir bağımsız diye tanıtmıştır.


Müzik Tarihi İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Müzik Tarihi PDF indirme linki var mı?


İlhan Mimaroğlu – Müzik Tarihi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Müzik Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İlhan Mimaroğlu Kimdir?

İlhan Mimaroğlu, (1926 – 2012) Türk besteci, yazar. Kuruluş sürecinin meşhur baş yapıcılarından Kemaleddin Bey’in oğlu olan İlhan Mimaroğlu’nun buluşçu kişiliği, bestelerine olmasıyla birlikte, yazdığı müzik eleştirilerine, tecrübe etme ve anılarına yansımıştır. Onu yalnız besteci olarak değil, bununla birlikte müzik eleştirmeni, radyo programcısı ve bir yazar kimliğiyle de tanımak gerekir. 1959 senesinde New York’a yerleşen Mimaroğlu, Türkiye ile hep yakın ilişkiler içinde olmuştur. İstanbul ve Ankara radyolarında başlatmış olduğu “Çağımızın Bestecileri” adlı programı New York’dan sürdürmüş ve ek olarak jazz programları hazırlamıştır. 1961 senesinde Türkiye’de ilk baskısı meydana getirilen “Müzik Tarihi” kitabının baskıları yenilenmiş, bunu yeni kitapları izlemiştir. 1990’lı yıllardan başlayarak gazetelerde müzik yazıları ve denemeler de yazmıştır. Minik yaşta babası ölen Mimaroğlu, mühendis olan üvey babasının evinde büyümüştür. 1945 senesinde Galatasaray Lisesi’ni, 1949’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni tamamlamıştır. Ankara’da kısa bir süre Hayrullah Duygu’dan klarnet dersleri almış, ondan sonra kendisini bütünüyle müziğe adamıştır. Bu dönemde radyoda programcılık yapmış ve müzik yazıları yazmıştır. 1955 senesinde Rockfeller Bursuyla iki yıl için New York’a giden Mimaroğlu, Columbia Üniversitesi’nde Paul Henry Lang’ın müzikoloji ve Dogulas Moore’ın kompozisyon derslerini izlemiştir. 1959 senesinde tekrardan ABD’ye giderek New York’daki The Record Hunter plak firmasında repertuar uzmanlığı ve “Voice of America” radyosunda sanat eleştirmenliği yapmıştır. 1963 yılından itibaren Columbia Üniversitesi’nde Usaçevski yönetiminde tahsil gören besteci, elektronsal müzikte sanat mastırı drecesini almıştır. Bu dönemde Edgar Varése ve Staphan Wolpe ile kompozisyon çalışmıştır. Daha sonrasında Columbia Üniversitesi’nde elektronsal müzik dersleri veren Mimaroğlu, 1968 senesinde Fransız Radyosu’nun daveti üstüne Müzik Araştırmaları Merkezi Stüdyosu’nda çalışmalarını sürdürmüş, 1971-1972’de Guggenheim Ödülü’nü kazanmıştır. İlhan Mimaroğlu, “öncü müzik” anlayışındadır. Atonalitenin “çağrışımlara uygun düşmüş olduğu” görüşündedir. Elektronik yapıtlarını conventional stüdyo ortamına nazaran yazmakta, elektronsal gereçlerle kısıtlanmaktan kaçınmakta ve tını reklernini öne çıkarmayı yeğlemektedir. Yaratılarının yanı sıra, sayısı yüzleri gören müzik yazılarıyla katkılar getiren sanatçı, Cumhuriyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde gösterilen yazılarıyla yankı uyandırmıştır. Besteci, ASCAP üyesidir.

Başlıca yapıtları

İlhan Mimaroğu’nun yapıtlarını “geleneksel çalgılar için” ve “elektronsal gereçler için” iki grupta ele almak olanaklıdır. Onun geleneksel çalgılar için yazdığı yapıtlar organik olarak gene “öncü” niteliktedir.

Geleneksel çalgılar için

Monologlar, klarnet ve viyola için.

Püç parça, 1952.

Pices Sentimentales, piyano için.

Anı ve Günce Sonatı, piyano için.

Rosa, piyano için, 1978.

Valses ignobles et sentencieuses, piyano için.

Yaylı dördüller.

Yaylı çalgılar için gece ezgileri.

Sessions, piyano için, 1977.

Ses bantı ve çalgı ya da şarkı ortamı için

Music Plus One, keman için.

Still Life, viyolonsel için, 1980.

Sleepsong for Sleeper, klarnet, piyano ve elekronik teyp için.

Elektronik müzik

Görsel Emek harcama, 1965.

Immolation Scene, söz ve şarkı için, 1983.

Prelüdler, manyetik teyp için, 1966-76.

Jean Dubuffet’in Coucou Bazar’I için müzik.

Le Tombeau d’Edgar A. Poe, 1964.

Besteci ve Çalgıcı için piyano müziği, 1976.

La Ruche, viyolonsel, klavsen, piyano ve elektrikli aygıtlar için.

Intermezzo, 1964.

Bowery Bum, 1964.

Wings of the Delirious Demon 1969.

Sing me a song of Songmy, 1971.

Tract, ses ve elektronsal için, 1972-74.

To Kill a Sunrise, 1974.

The Ofering, ses ve teyp için, 1979.

Kitapları

Amerika’nın Sesi, Ankara, 1956.

Caz Sanatı, İstanbul, 1958.

11 Modern Besteci, Ankara, 1961.

Müzik Tarihi, İstanbul, 1961, 4. basım, 1990.

Günsüz Gece, İstanbul, 1989.

Elektronik Müzik, 1991.

Ertesi Günce, İstanbul, 1994.

Yokistan Tasarısı, İstanbul, 1997.

Geldim gördüm geçtim gittim, 1999.

Film müziği

İlhan Mimaroğlu, Federico Fellini’nin 1969 tarihindeki filmi Satyricon’un müziklerini Nino Rota ile beraber yapmıştır. Bilhassa filmin 31. dakikasından sonraki Türkçe sözlerin de işitildiği atonal elektronik müzik bölümünün İlhan Mimaroğlu’na ilişik olduğu anlaşılmaktadır.


İlhan Mimaroğlu Kitapları – Eserleri

  • Müzik Tarihi
  • Caz Sanatı
  • New York Kapı Dışı Sanatı
  • Sinema Köşelerinde
  • Günsüz Günce
  • Geldim Gördüm Geçtim Gittim
  • Yokistan Tasarısı
  • Elektronik Müzik
  • 11 Modern Besteci
  • Ertesi Günce
  • Karşı Köşe
  • Other Words


İlhan Mimaroğlu Alıntıları – Sözleri

  • RADYO VE MÜZİK
    Plak ve radyo da, müzik sanatım yığınlara ulaştıran bir araçtır. Hem
    plak, hem de radyo basılmış notanın tersine, müziği, kâğıt üstündeki bazı biçimler ve yazılarla değil, gerçek nitelikleriyle ses durumunda
    yoğaltı­
    cıya sunmaktadır. Bu bakıma her iki ortam, basımcılığın gelişmesi edebiyat için ne denli yararlı olmuşsa müziğe öylesine yararlı olmuşlardır. (Müzik Tarihi)
  • BEETHOVEN
    Sokrates “müzik kurallarındaki değişim toplumu yöneten kuralların
    değişmesine bağlıdır” demişti. Romantizm, bu görüşü doğru çıkarmaktadır. Bastille’in düşmesi, 14 Temmuz 1789 günü, dünya tarihinde bir dö­nüm noktası olduğu benzer biçimde, müzik tarihinde de yeni bir dönemin başlangıcı sayı­labilir. Beethoven, değişmekte olan bir dünyada dünyaya gelmiştir. (Müzik Tarihi)
  • HİNT, CAVA, TİBET, MÜZİKLERİ
    Eskiliği bakımından Hint müziği Çinlilerinkinden derhal sonrasında gelir.
    Kimi kaynağa nazaran Hint müziği doruğuna, klasik Sanskrit edebiyatıyla bir-
    likte, anlama gelir ki M.S. dördüncü ile altıncı yüzyıllar arasmda erişmiştir.
    On birinci yüzyıldan bu yana müslümanlığın etkisiyle Arap ve Fars öğeleri
    Hint müziğine karışmaya başlamış, bununla beraber bu müziğin kendine
    özgü nitelikleri yok olmamıştır. (Müzik Tarihi)
  • Dürüst on şahıs bulabilseymiş, Gomora’yı yerle bir etmezmiş Tanrı. Ama, bulamamış. (Günsüz Günce)
  • Bilim adamları, modern insanoğlunun geçmişinin 92.000 yıl önceye uzandığını söylüyorlar.
    O yüzden modern insan böylesine bunak olsa gerek! (Günsüz Günce)
  • HALK MÜZİĞİ
    Halk müziği her ne kadar konumuzla direkt doğruya ilintili değilse bile, bu müziğin sanat müziğine olan tesirleri, halk müziğinin özellik ve
    nitelikleri üstünde durmayı hele her şeyden ilkin halk müziğinin tanımım
    vermeyi gerektirir. Bugün halk müziği diyince, bir taraftan halkın yarattığı,
    öte taraftan da halkın sevilmiş olduğu beğenmiş olduğu, çoğunlukla dinlediği müzik anlaşı­
    lır. Genellikle halk çoğunluklan, halkın yarattığı, anlama gelir ki belirli bir yaratıcısı olmayan, bireylere, kişilere bağlanmayan müziği ya da bu türlü bir
    müziğin doğurduğu alışkanlıklara uygun müziği beğenir, dinler. Bu müzi­
    ğin çoğunluklarca, sanat müziğine kıyasla benimsenmiş olması, yalınlığı,
    kolay anlaşılırlığı yüzündendir. (Müzik Tarihi)
  • HALK MÜZİĞ İ VE “YENİ SANAT”
    Kilise dışı müziği canlandıran bir etken, haçlı seferleriydi. “Kâfirlere”
    karşı girişilen savaşlar bir taraftan kahramanlık edebiyatının yayılmasına,
    öte taraftan Arap illerinden hem melodilerin, hem çalgıların Avrupa’ya gelmesine yol açtı. Gezgin şarkıcılar bu edebiyatı ve bu müziği Avrupa’nın
    dört bucağında okudular, söylediler. Oysa bunlar önceleri, bir ödevmiş benzer biçimde, kilise müziğini söylemekle yetinirlerdi. (Müzik Tarihi)
  • FONOGRAF VE PLAK YAPIM I
    “Ses yazma” anlamına gelen “fonograf terimi (İngilizler çoğu zaman
    gramophone kelimesini kullanırlar, fakat bu kelimenin yanlış türemiş bir
    kelime bulunduğunu da öne sürerler) ses yazan ve okuyan gereçler için kullanılır. Bugün fonograf kelimesi, çoğu zaman yirmi beş ya da otuz santim çapındaki plakların sesini veren gereçleri anlatır (Müzik Tarihi)
  • Bugünün modası yarının çöpü ve diğer günün geçmiş özlemidir. (Günsüz Günce)
  • Cumhuriyetten sonrasında Atatürk’ün önderliğiyle batı yöntemlerine uygun bir müzik eğitimi yolundaki emekler aniden hızlanmış, Devlet
    Konservatuarı kurulmuş, yabancı ülkelere tahsil için genç müzikseverler gönderilmiş, aralarında yaratış yolunu seçenlerin de yetişmesi sağlanmıştır. Bu
    ilk dönem bestecilerden birkaçı, Rus beşlerine özenti bir takma adla, “Tüık
    Beşleri” adı altında öbeklenmişlerdir. Aralarında en önemlilerinin Adnan
    Saygun ile Cemal Reşit Rey olduğu söylenebilir. Beş bestecinin ortak yanı, Türk halk müziğiyle ve “klasik” denen Türk müziğiyle ilgilenmeleri,
    halk melodi ve ritmlerini batı besteciliğinin şekilleri içinde işlemeleri ve
    yerli mevzulara yönelmeleridir. Öğrenimini Paris’te Vincent d’Indy ve Eugfe-
    ne Borrel yanında icra eden Adnan Saygun (1906) yurt içinde yaygınlıkla,
    yurt dışındaysa bir sınıra kadar ilgi gören Yunus Emre Oratoryosu’yld, bu
    yapıtın mürik ile ilgili artamlanndan oldukça seçtiği mevzunun ilginçliğiyle ilgi
    görmüş olduğu saygınlığa hak kazanmıştır. Saygun aslolan, 1958 senesinde AVashing-
    ton’da Juilliard Dörtlüsü’nce ilk çalmışı meydana getirilen ikinci yaylı dörtlüsüyle ya-
    ratış hayatmda yeni bir evreye erişmiş ve Türkiye sınırlarını aşıp dünya genelinde bir ehemmiyet kazanma yolunda bulunduğunu düşündürmüştür. Çiabriel Faur6 ve Raoul Laparra talebesi Cemal Reşit Rey (1904-1985) yerli mevzuları Fransız müziğine özgü bir dil ile anlatmıştır. Karagöz orkestra süiti yada Fatih senfonik şiiri bestecinin yerli mevzulara olan eğiliminin tanıtlandır, buna karşı en başarıya ulaşmış yapıtlarından olan Coloque İnstrumental direkt doğruya Fransız tesirinde, çoğu zaman Ibert’in müziğini çağrıştıran bir yapıttır. Beşlerin diğer üyelerine ulaşınca, eğitimini Paris’te Nadia Boulanger
    yanında gören Ulvi Cemal Erkin (1906-1973) tesir öğesini, Anadolu ritmlerinin ve melodilerinin çarpıcılığında bulur. Bestecilik öğrenimini Viyana’da Josef Manc’ın talebesi olarak icra eden Ferit Alnar (1906-1978) da
    folklorun çekiciliğine güvenir. Viyana ve Prag’da yetişen Necil Kazım Ak ses (1908) yerli gereçleri çoğunlukla, yazışma kişiliğini elde eden koyu orkestra renkleriyle, bulanık bir anlatımla ve solak bir yapıyla işler
    Eğitimini Paris’te Ecole normale de musique’de Jacques Thibaud ve
    Georges Dandelot yamnda gören Ekrem Zeki Ün (1910-1987), beşlerle aynı kuşaktan olmakla beraber, gereksizcesine azca tanmır. O da gereçlerinde
    halk müziğinden ya da “klasik Türk müziği” denen müzikten yararlanan
    bir besteci olmakla beraber, yüzeyde kalmış bir ulusçuluğun saplantılarından uzak durması, çoğunlukla klasik biçimlere bağlı kalmış olarak öznel bir ifade araması onu bir bağımsız diye tanıtmıştır. (Müzik Tarihi)
  • Ne demişti Brecht? Banka kurmanın yanında banka soymak ne ki? (Günsüz Günce)
  • “Apres moi, le deluge,” demişler. “Ben gittikten sonra tufan kopsun.”
    “Avec moi, le deluge” diyorum ben. Tufan ben buradayken kopsun. (Günsüz Günce)
  • Gresham yasasına nazaran fena paranın iyi parayı kovması benzer biçimde, fena müzik de iyi müziği kovar.
    “İyi haber gazete satmaz,” derler
    İyi müzik de plak satmaz. (Günsüz Günce)
  • … Bu ara filmimizde ( Patricio Guzman’ın Şili deki darbeyi mevzu alan belgesli ) yaşlı bir adam göründü. Ağlıyordu. Gençliğinde Nazilerden firar etmiş. Şili’ye yerleşmiş. Pinochet darbesinde oğlunu öldürmüşler. Bilebilir miydi? Nazilerden kaçıp günün birinde Şili’de Amerikan faşizminin içine düşeceğini?
    Ağlıyor adam, dünyanın dört bucağında zıpçıktıları Hitler gençliği benzer biçimde üreten Amerika. (Geldim Gördüm Geçtim Gittim)
  • ” Mutlular iyi yanar. ” der şeytan.
    Birgünler kendimizi mutlu saymış olmalıydık! (Günsüz Günce)
  • Bilgi, bilginin nerede bulunduğunu bilmektir. (Günsüz Günce)
  • Müzikte ilkelliğin geçerlikteki tanımı şudur: İlkel müzik diye, daha
    yüksek bir kültür evriminden uzak kalmış olmaları yüzünden sanat müziği
    geleneği edinmemiş cemiyet öbeklerinin uyguladığı müziğe denir. Nerede
    kültür evrimi bir sanat müziğini geliştirmişse, ayrıklıklar haricinde, orada bu
    gelişme “alt sınıfların” müziğini etkilemiş ve bu müziği ilkel durumdan çı­karmıştır. Bugün batı ülkelerinin büyük kentlerinin halk müziği, ilkel mü­zik tanımına uymaz. (Müzik Tarihi)
  • Ömrünün sadece son yıllarında elektrikli gitarı deneyen Fransız Çingene Django Reinhardt, üslubunda Çingene müziğinin ve Avrupa’nın hafifçe müziğinin yankıları bulunmakla birlikte, cazın en büyük yaratıcılarından biridir. Gençliğinde bir kaza yapmış, sol elinin iki parmağı yanmıştır. Fakat buna karşın Reinhardt şaşkınlık verici bir gitar virtüözü olmuştur. 1934 senesinde kendi solo gitarı yanında iki gidişat gitarı, bir kontrabas ve bir kemandan (Stephane Grapelly) meydana gelen Fransız Hot Club Kuinteti’ni kurmuş, bu toplulukla bir oldukça plak yapmış, birçok memlekette konserler vermiştir. Django Reinhardt 1953 senesinde Fontainebleau’da ölmüştür. (Caz Sanatı)
  • Çoğunlukla birlik olduğuma şaşırmadım değil. Ne var ki, o günlerde, arada sırada, çoğunlukla birlik olabiliyordum. Gitgide azaldı bu. Hiçe indi bir yerlerden sonrasında. Şu sonuca vardım ki, ben neyi beğenirsem o iyidir ve hep iyi kalır. Ayrıcalığı yok. Başkaları neyi beğenirse o kötüdür. Bu kuralın ayrıcalıkları olabilir, pek seyrek ayrıcalıkları… (Sinema Köşelerinde)
  • “Apres moi, le deluge,” demişler. “Ben gittikten sonra tufan kopsun.”
    “Avec moi, le deluge” diyorum ben. “Tufan ben buradayken kopsun.” (Günsüz Günce)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş