Eğitim

Parfümler – Vedat Ozan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Parfümler – Vedat Ozan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Parfümler kimin eseri? Parfümler kitabının yazarı kimdir? Parfümler konusu ve anafikri nedir? Parfümler kitabı ne konu alıyor? Parfümler PDF indirme linki var mı? Parfümler kitabının yazarı Vedat Ozan kimdir? İşte Parfümler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Vedat Ozan

Editör: Mesut Varlık

Tasarımcı: Emir Tali

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051419305

Sayfa Sayısı: 625


Parfümler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu dünyanın kokusu çıktı! 

Gönül rahatlığıyla “burnunuzun dikine” gidebilesiniz diye hazırlanan Kokular Kitabı’nın Parfümler’e odaklanan bu yeni cildinde, koku dünyasının görünen yüzündeki hülyalı ifadelerin perde arkasına şahit olacaksınız. Hazır olun, beklentilerinizden değişik şeylerle karşılaşabilirsiniz. 

Sert bilimsel gerçekle yumuşak hayallerin tam ortasında bir yerde ayağı kaymadan durmaya emek harcayarak, Shalimar’dan cK One’a, Grasse’taki yasemin tarlalarından koku moleküllerine uzanan şaşırtıcı bir yolculuğa çıkacaksınız. Üstelik “koku” dendiğinde, Türkiye’de akla gelen ilk isim olan Vedat Ozan’ın “burnunuzda tüten” üslubuyla…

Vedat Ozan, bu kez de mitolojiden kültürel tarihe, kimyadan iktisat-politiğe, edebiyattan beyaz perdeye girilmedik tarla bırakmadı. Parfüm kullanın yada kullanmayın; bu cilt olmazsa olmaz başucu kitabınız olacak. Parfümler’den sonrasında parfümler, artık sizin için değişik kokacak…

Ama hepsi bu değil. Bu ciltte tamamen parfümlere odaklanan Vedat Ozan iki cilt daha hazırlıyor; mevzunun “kültürel tarih” ve “lezzet” boyutları da var! “Kendimize karşı dürüst olalım; zamanı ve ruhunu bilmeden onu yansıtma iddiasıyla ortaya çıkan bir ürünü anlamamız mümkün değil. Korkmayın, kimya dersinden kaçıp tarih dersine yakalanmadınız. Ufak dedikodular ve fevkâlade gereksiz bilgilerle donanmış ‘cemaat haberleri’ türünden virüsler noksan değil kitapta… 

‘Rahat olun’ şu demek oluyor ki, ‘sorun yok’.”

(Tanıtım Bülteninden)


Parfümler Alıntıları – Sözleri

  • Moda, arzu yapım eden bir fabrikadır.
  • “Başka bir zamana aitmiş şeklinde değil, başka bir dönemin bizzat kendisiymiş şeklinde kokan..
  • Hatırlarsanız, ilk yazıda, içinde yoğun olarak misk kullanılan parfumleri sayarken Lancôme’un Tresor’una da değinmiş, hatta
    bu parfumün yüzde 21,4’ünün ağırlığı galaxolide’den oluşan suni bir misk akoruyla oluşturulduğunu söylemiştik. Tresoru benzerlerinden ayıran, yalnız yoğun galaxolide kullanımı değil normal olarak. Bu parfum hem de, daha ilkin değindiğim piramidal parfum yapısına ters düşerek, adına lineer yada çizgisel parfümler denen yeni bir kulvarın da en mühim temsilcilerinden.
  • “Ben hanımefendileri giydirmiyorum, onları çiçeğe dönüştürüyorum.”
    Christian Dior
  • Edgar Allan Poe
  • acıbademin, şu demek oluyor ki meyve çekirdeğinin kendisini yiyecek istiyorsanız birazcık da dikkatli olmak gerek, zira içinde yapıt oranda da olsa hydrogen eyanide bulunabiliyor, yırtıcı halinde Hydrogen eyanide de, ll. Dünya Savaşı esnasında I. G. Farben tröstüne bağlı bir yapınak tarafınca üretilen ünlü Zyklon B adlı, ilkin böcek ilacı, hemen sonra da toplama kamplarındaki gaz odalarında zehir olarak kullanılan
    silahın etken maddesi.
  • 1989 tarihindeki Samsara
  • .. oryantalist eğilimin bir sonucu olarak isimlendirilen Mitsouko, Japoncada “gizem” anlamına geliyor ve Claude Farrere’in La Batai/le (Savaş) adlı romanının hanım kahramanının adı. Çıkış yılının 1919 olduğu da düşünülürse, bir anlamda I. Dünya Savaşı’nın bitimini kutlayan parfüm oluyor Mitsouko.
    Claude Farrere’in romanlırını okumadıysanız da bilhassa İstanbullular, Sultanahmet’teki bir caddenin isminden hatırlayacaktır: “Klodfarer Caddesi”.
    Romanda, bir Japon kadının bir İngiliz subayla olanaksız aşkı anlatılıyor. Jacques Guerlain, Claude Farrere’in hem okuru, hem
    de Farrere’in bir romanının içinde Guerlain parfumlerine atıfta olmasına yanıt vermek istemekte.
  • Laura Biagotti’nin Roma’sı,


Parfümler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bu kadar karakteristik bir mevzuda bu kadar kapsamlı fakat sıkmayan bir kitap yazmak asla kolay ve kolay bir şey değil. Kültür olarak kafi bilgiye haiz olmadığımız bir mevzu olmasına karşın (şarap şeklinde), tüm tarihçe ve ilişkiler ağını o denli detaylı anlatmış ki Vedat Ozan, kendi adıma bu sektörü tanımaktan oldukça memnun oldum. Bir kursa katılmışçasına, bu mevzu hakkında temel ve orta düzeyde bilinmesi ihtiyaç duyulan herşeyi öğrenebiliyorsunuz.
Nokta atışlı informasyon meraklıları için kaçırılmaması ihtiyaç duyulan bir gömü. (FİLİZ ERDEM)

Ilkin oldukça güzel bir araştırma ,derleme kitabı bulunduğunu belirtmek isterim. Yazarı Vedat Ozan kendisi bir fotoğrafçı, koku uzmanı Kadıköy Anadolu lisesi ve Boğaziçi Üniversitelerini bitirmiş. O okullardan almış olduğu araştırma ruhu ve bilgisi ile biz okurlar için 4 serilik KOKU temalı kitaplar yazmış. İlk kitabı Kokular Kitabı idi. Geçen yıl rastlantı eseri bir arkadaşımın fena hastalığa yakalanmış kızına ziyarete giderken, almak için girdiğim kitapevinde tanıştık kitap ile ( kızımız oldukça kitap okur ve şu anda oldukça iyi ) o gece ben kitabı vermeden bitirdim ve oldukça etkilendim. Koku ile bilmediğim o denli oldukça şey ile tanıştım ki, bu şekilde bir duyguya haiz olduğum için Allahıma şükür ettim. İkinci kitabı okumak bugüne nasipmiş.
Şimdi bu Kitap neyi konu alıyor derseniz; içinde yok yok, bugün hayatımızın bir parçası olan parfümlerin hikayeleri, bu parfümlere isim veren meşhur modaevlerinin parfüm ile olan bağları, parfümlerin yaratılması, onu yaratan parfümörün hikayesi, yaratılırken yaşanmış olan duygular, parfümlerin malzemeleri, birazcık kimya, birazcık botanik bilimi, ne ararsanız var kitapta.
Yazarımız o denli oldukça kaynaktan yararlanmış ki biz oturup bu tarz şeyleri tek tek araştırsak yıllarımızı alır. O bizim yerimize yapmış ve nüktedanlığı ile yazıya dönüştürmüş.
Parfüm neye benzermiş biliyor musunuz? Müziğe o yüzden de içerikleri notalar ile adlandırılıyor.
Dip, kalp ve üst notalar katmanları… Peki bu notalar neyi ifade ediyor? En kolay tarifi ile uçuculuk sürelerini…
Ve parfümleri yaratırken binlerce olan o ufak şişelerin durduğu yere ne deniyor? Org…
Hiç elinize aldığınız parfümün içinde ne var diye detaylı baktınız mı? Ben bakmadım, kitabı okuyunca da o küçücük şişede ki sıvının 300 adete varan molekül, meyve, çiçek vb lerden oluştuğunu öğrendim. Bu uyumlu bileşenlerin üst üste konulmasına da Akor diyorlar. Tıpkı müzik şeklinde sancılı süreçler ile yaratılıyor bizim püf diye sıktığımız o kokular.
Sıktınız parfümü dışarı çıktınız size dostunuz mis şeklinde kokuyorsun dedi. Sizin de hoşunuza gitti peki asla merak ettiniz mi bu mis kelimesi nerden geliyor. O da Misk den geliyor. Peki Misk ne, işte onu ben yazmayayım siz kitabı alın okuyun nerden geldiğine benim kadar hayret edeceksiniz.
Ya parfüm kullanımın sınırlandırılması için İngiltere’de bir yasa teklifi verildiğini biliyor musunuz? Yıl 1770 parlamentoya verilen teklif özetlemek gerekirse şu şekilde;
Parfüm kullanan mevki fark etmeksizin bir karı majestelerinin tebaasından herhangi bir erkeği baştan çıkarmaya yada onu bu yolla evliliğe götürmeye niçin olursa bu davranışları büyücülükle savaşım yasası gereği….
Yaratılan parfümlerin çağı yansıttığını, süreci değiştirdiğini, savaşlarda bile insanların hayatlarında bulunduğunu, aslen parfümörlerin çoğunlukla adam, bayanların azınlıkta bulunduğunu, azılı pazarlama illeti keşfedildikten sonrasında parfümlerin artık birbirine benzediğini, bugün raflarda birbirine rakip şeklinde duran o bildik parfümlerin aslen üç, beş şirkete ilişkin bulunduğunu, büyük firmalar tarafınca üretilenler haricinde, hususi üretim icra eden daha butik firmalar bulunduğunu Türkiye’ninde Nişhane ve Pekji adı altında iki firmaya haiz bulunduğunu ve daha nicelerini bu kitapta bulacaksınız.
Botanik, kimya sevmeseniz bile kitabı okuduktan sonrasında şu şekilde bu mevzularda başka kaynakları karıştırmak isteyeceğinizin garantisini veriyorum.
Bu kitap keyif ile bitti. Şimdi üçüncü kitap Kültürleri alma zamanı.
keyifli okumalar… (Aslıhan Alpaslan)

Bu kitapta, John Oakes’in kitabı misali, parfüm önerileri bulmayı bekleyen var ise öyleki bir içinde ne olduğu yok. Fakat parfümlerin zamanı, moda paralelinde gelişimi, tasarım parfümler, niş parfümler, parfüm pazarlama taktikleri ve ünlü parfümlerin ruhları ve oluşum süreçleri paralelinde genel kültür bazında inanılmaz bilgiler ve detaylar var.
Parfümlerin içerikleri, notaları, parfümörleri ve modacılarla olan münasebetleri ince ince elenip, şık bir dizgesel dahilinde, bilimsel nitelikli olmayan, şüper akıcı ve mizahi bir üslupla irdelenmiş. Oldukça yetkin bir yazarın ve yayıncının elinden çıkmış olduğu belli. Parfümlere ve kokulara ilgi duyan hepimiz ilk kitapla(kokular kitabı) birlikte “Parfümler”i de kesinlikle okusun. Senelerdir parfümlere tutku derecesinde merak besleyen biri olarak, parfüm yaşamına dair pek bir halttan anlamadığımı ve yarım yamalak,yanlış bilgilere haiz olduğumu farketmeme vesile olduğundan kütüphanemde baş köşede yerini aldı Vedat Ozan’ın”Parfümler” kitabı. (Tauman)


Parfümler PDF indirme linki var mı?


Vedat Ozan – Parfümler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Parfümler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Vedat Ozan Kimdir?

M. Vedat Ozan, (d. 1959) Türk parfümör, koku uzmanı ve fotoğrafçı.

1978 senesinde Kadıköy Anadolu Lisesi’ni (Kadıköy Maarif Koleji) tamamlamış oldu. Yüksek öğrenimi 1980 senesinde Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. İFSAK’ta fotoğraf üstüne almış olduğu eğitimlerin peşinden proje koordinatörlüğü ve fotoğraf eğitmenliği yapmış oldu. Bunun yanı sıra İFSAK Dergisi gösterim kurulunda da yer aldı.

Profesyonel bağımsız parfümörlüğünün yanı sıra duyular (ve bilhassa koku duyusu) mevzusunda emek harcamalar yapmış oldu. 2009-2012 içinde 94.9 frekansından gösterim icra eden Açık Radyo’da Salı sabahları 10.30’da Koku adlı programı hazırlayıp sundu. Koku duyusu ile ilgili olarak çeşitli konuşma ve seminerlere katıldı, hem de üniversitelerde çeşitli derslere misafir eğitmen olarak çağrı edildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Kültürel İncelemeler, Lisanüstü programında “Duyuların Kültürel Tarihi” adlı dersin ve Bilgi Eğitim Kurumunda “Koku Temel Eğitimi” sertifika programının eğitmenliğini yapmaktadır. Bunun yanı sıra birçok dergide koku üstüne makaleler kaleme aldı. Harper’s Bazaar, Marie Claire Maison, Vogue Türkiye şeklinde dergilerde de kendisi ile koku duyusu üstüne meydana getirilen söyleşiler yer aldı.

Şu an çalışmalarını kokucuk.com web sitesi üstünden sürdüren Vedat Ozan, koku duyusu üstüne atölyeler düzenliyor.

wikipedia


Vedat Ozan Kitapları – Eserleri

  • Kokular Kitabı – 1
  • Parfümler
  • Kokular Kitabı 3
  • Lezzetler


Vedat Ozan Alıntıları – Sözleri

  • Yeni Gineli bir kabilede bir dostla vedalaşmak, elini onun koltukaltına sokarak ovuşturmak şeklinde yapılıyor. (Kokular Kitabı – 1)
  • 17. yüzyılda, eğer saray tarafınca iltimas geçilmeye uygun bulunduysa, kendilerine kraliyet damgalı bir “patent mektubu” verilen kişiler vardı. Bu kişilerin işi, iksir satmaktı. Bu satılan iksirlere de “patentli ilaç” adı verilirdi. ……….. satılanın ilaç olarak bir faydası yoktu. O zamandan süregelen bu akım, halen bugüne dek sürmekte ve kah iksir, kah yutulacak hap şeklinde bu şekilde olağanüstü ürünler satılmakta. ………. Reçetesiz satılıyorlar ve yalnız eczane raflarında görülmeleri, pazarlamacının ürünü sağllıklı bir alanda konumlandırma çabasından değişik bir anlam ifade etmiyor. Yani benzin istasyonunda da satılabilirlerdi fakat biz o süre bu ürünleri yeterince kuvvetli bir sıhhat ve tıp bağlantısıyla değerlendiremezdik. (Lezzetler)
  • Bundan dolayı yaşam sandığımız kadar karışık değil. Sadece biz kimi zaman bağlantıları kurmaktan uzak kalıyoruz, hepsi bu. (Lezzetler)
  • Keyifle yenebilecek sıhhatli bir çikolata iyi mi olmalıdır? Öznellikten mümkün mertebe kaçarak ve değişik kriterler kullanarak bu soruya baktığımızda yanıt kolay: Kesinlikle koyu renkli, “bitter” tabir ettiğimiz, içinde minimum yüzde 70 yada daha çok kakao katı maddesi olan çikolatalar; zira bunların şekeri daha azca ve doymuş yağ oranı oldukça düşük. Eğer “ bitter çikolata beni zorlar” derseniz ya minimum yüzde 40 kakao katı maddesi içeren sütlü çikolata ya da minimum yüzde 30 kakao yağı içeren beyaz çikolatalar bulup tüketmenizde yarar var (Lezzetler)
  • “Ben hanımefendileri giydirmiyorum, onları çiçeğe dönüştürüyorum.”
    Christian Dior (Parfümler)
  • Her ne kadar vücut kokusu eş seçiminde pozitif yönde bir referans olmaktan çıkmış olsa da, negatif referans olma hali devam ediyor, kokusunu beğenmediğimiz birisiyle ilişki içine girmekten imtina ediyoruz. (Kokular Kitabı – 1)
  • Edgar Allan Poe (Parfümler)
  • MHC:
    Major Histocompatibility Complex/ Büyük Doku Uyuşum Karmaşası (Kokular Kitabı – 1)
  • Kamplardan sağ kurtulanlar, Mengele’nin bu yüzden devamlı 4711 Echt Kölnisch ısser adlı ünlü limon kolonyasnıı kullandığını konu alıyor. (Kokular Kitabı 3)
  • “Kara Ölüm” de denilen vebanın bulaşma sistematiği temelde şu şekilde çalışıyor: Hastalığı taşıyan pire fareye yapışıyor. Ancak hastalanan fare acele öldüğünden yumurtalarıyla birlikte ilk bulmuş olduğu insana geçiyor. Geçtiği insan hasta olup ölürken de gene farelere geri dönerek bir hastalık bulaşma döngüsü yaratıyor. Her ev sahibinin öldüğü bir döngü şu demek oluyor ki bu bahsettiğimiz.
    Limonen-D ise çöplük alanlara dadanan fareleri çöp yığınındaki taze sıkılmış limonların kabuğunun içinde karşılıyor ve hem pireyi hem de yumurtalarını “etkisiz” hale getirdiğinden döngüyü kırıyor. O dönem bunun bilincinde olmadan çılgınca limon ve limonata tüketen Fransa’nın, bilhassa de Paris’in, salgın hastalıklardan azca hasarla kurtulabilmesi, işte bu kadar kolay bir içecek modasından kaynaklanıyor. (Lezzetler)
  • Kokmamak için en sıhhatli yol, güne başlarken ve günü sonlandırdığımızda, akan suyla, sabun bile kullanmadan şakır şakır bir duş yapmak. (Kokular Kitabı – 1)
  • Peki, gazla adam öldürmek birden mi akıllarına geliyor? Tabii ki hayır ve kimyasalların tabanca olarak kullanımına oldukça önceleri, MÖ lOOO’li yıllarda Çinlilerin arsenikli duman uygulamasıyla rastlıyoruz. Topyekun savaşlarda ilk kullanımı ise I. Dünya Savaşı yıllarına denk düşüyor ve ilk kullananlar Fransızlar. Hemen akabinde, hemen sonra birleşerek LG. Farben adlı geçici tecim tröstünü oluşturan Bayer, BASF ve Hoechst’ün ürettiği gazlar, bu kez
    Almanlar tarafınca ünlü Ypres Muharebelerinde kullanılıyor. Ypres’te siperin içinde öldürücü hardal gazına maruz kalıp da tesadüfen yaşamı kurtulan askerler, sonraları bu gazı leylak, turp, sarımsak, soğan ve başta hardal olmak suretiyle çeşitli baharatın karışımından oluşan bir koku olarak tanımlıyorlar.”Sarımsak, soğan” dedim diye aldanmayın, öldürücü olmasına
    karşın kesinkes “hoş bir kokusu vardı” diye tanımlanıyor hardal gazının kokusu. Aslında san-kahve arası bir sıvı olan sülfür hardalının kokusu yok. Ancak havayla karışıp gaza dönüştüğünde gerçekleşen tepki sonucunda hardala yakın koku profiline haiz bazı uçucu koku molekülleri oluşuyor. (Kokular Kitabı 3)
  • Laura Biagotti’nin Roma’sı, (Parfümler)
  • Yaşlanan insanların bir “yaşlılık kokusu” vardır bilirsiniz. Türkiye’de neredeyse sempatiyle karşılanan bu kokuya, Japon toplumunda hiçbir hoşgörü yok. (Kokular Kitabı – 1)
  • Moda, arzu yapım eden bir fabrikadır. (Parfümler)
  • Nikotin, kafein yada kokain falan şeklinde alkaloid olarak adlandırılan kimyasal bileşimler ailesinden. Bunların hepsinin ortak özelliği, acımsı olmaları, bir çok kez miktara bağlı olarak zehirleyici özelliklerinin bulunması ve organik varlık sebeplerinin, içinde bulundukları bitkiyi hayvanların yemesine karşı bir koruyucu kalkan görevi görmeleri. Biz insanoğlu fazlasıyla acayip yaratıklar olduğumuz için o bitkinin “yeme beni-zehirlerim seni” uyarısını göz ardı ettiğimiz şeklinde, bu acılık ve zehir halinden de keyif alarak saçmalık şampiyonu ender canlı türlerinden biri olarak evrenselleşiyoruz. (Kokular Kitabı 3)
  • Orada bulunmuş olduğu süre içinde o denli dik durup çevresini de o denli şenlendirip canlandırıyor ki, koğuş arkadaşları onu kampa girerken koluna dövmelenen mahkum numarası olan 4714 yada “Milena” diye değil, azca ilkin bahsettiğim o zamanların en ünlü limon kolonyası 4711 diye çağırıyorlar. (Kokular Kitabı 3)
  • 16 Mart 1988 günü, sabahleyin saat 11’e doğru, sekiz uçaklık filo, 14 sorti yapmış oldu. Attıkları bombalarda hardal, sarin ve VX gazı vardı. Ilkin bir şey anlamadı insanoğlu, hatta çocuklar gülümsemeye falan başladılar, bundan dolayı uzaktan hoş bir “elma kokusu”geliyordu burunlarına ve içlerine çektiler bu tatlı kokuyu. Zaten son sözleri de, “Daye behna seva te”, “Anne elma kokusu geliyor” oldu. Sonra derileri yan maya, solunum sistemleri çökmeye başladı. Beş binden fazla insan öldü, on beş bin şahıs yaralandı Halepçe’de. (Kokular Kitabı 3)
  • Domates, öteki meyveler şeklinde tatlı olmadığından halk dilinde sebze olarak sınıflandırılmasına karşın aslen bir meyve. Meyve ile sebze ayrımında esas olan; tatlılık oranı yada pişirilebilir olması şeklinde bizi yanıltan özellikler değil, tohum olma hali.
    Meyve, bitkinin döllenme sonucu oluşan tohumlarını taşıyan bir organ ve nebat tarafınca bu işlevi yerine getirmesi için üretiliyor. Sebze ise bitkinin kök, beden, yaprak şeklinde üreme amaçlı olmayan bölümlerine verilen isim.
    Ancak biz genel anlamda bu biyolojik ayrıma saygınlık etmeyip pişmeden yenebilenleri meyve, pişebilenleri sebze yada tatlıları meyve, tatlı olmayanları sebze diye adlandırdığımız için zeytin, kabak, salatalık, patlıcan şeklinde pek oldukça gerçek meyveyi sebze zannediyor, gene aslen meyve olan fındık yada cevizi ise dış kabuklarındaki sertlikleri sebebiyle “kuru yemiş” diye ayrı bir kategoriye yolcu ediyoruz. (Lezzetler)
  • acıbademin, şu demek oluyor ki meyve çekirdeğinin kendisini yiyecek istiyorsanız birazcık da dikkatli olmak gerek, zira içinde yapıt oranda da olsa hydrogen eyanide bulunabiliyor, yırtıcı halinde Hydrogen eyanide de, ll. Dünya Savaşı esnasında I. G. Farben tröstüne bağlı bir yapınak tarafınca üretilen ünlü Zyklon B adlı, ilkin böcek ilacı, hemen sonra da toplama kamplarındaki gaz odalarında zehir olarak kullanılan
    silahın etken maddesi. (Parfümler)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş