Eğitim

Yüzeybilim Fragmanlar – Ulus Baker Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yüzeybilim Fragmanlar – Ulus Baker Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yüzeybilim Fragmanlar kimin eseri? Yüzeybilim Fragmanlar kitabının yazarı kimdir? Yüzeybilim Fragmanlar konusu ve anafikri nedir? Yüzeybilim Fragmanlar kitabı ne konu alıyor? Yüzeybilim Fragmanlar PDF indirme linki var mı? Yüzeybilim Fragmanlar kitabının yazarı Ulus Baker kimdir? İşte Yüzeybilim Fragmanlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ulus Baker

Yayın Evi: Birikim Yayınları

İSBN: 9789755160429

Sayfa Sayısı: 496


Yüzeybilim Fragmanlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Ağaç ya da köklerden farklı olarak rizomlar (köksaplar) herhangi bir noktayı başka herhangi bir noktaya bağlama özelliğine sahiptirler. Ama bu iki nokta arasında ‘ortak özellikler’ bulunması asla gerekmez. Tümüyle farklı doğalarda olabilirler. Çok farklı işaret düzenlerine ve iletişim mekanizmalarına sahiptirler. (…) Bir rizom birimlerden değil boyutlardan oluşur, daha doğrusu hareket halindeki yönlerden. Ne başı ne de sonu vardır.

Ama her zaman bir ‘ortası’ bulunur. Bu ortadan kaynaklanır, gelişir, serpilir. (…) Böyle bir çoğulluk boyut değiştirdiğinde aynı zamanda zorunlu olarak doğası da değişir, başkalaşıma uğrar. Nokta ve konumlarla, noktalar arasındaki ikili ilişkilerle tanımlanan bir yapı gibi değildir. O yalnızca çizgilerden yapılmıştır. Onun boyutları bir parçalara ayrılma ve kopuş noktalarıyla tanımlanmıştır.Rizomun esas özelliği şecereye ve soy ağacına, aile ve Devlet değerlerine karşı çıkışı, onları bozulmaya uğratmasıdır. Bir tür karşı-hafızadır. Değişimlerle, unutuşlarla, kalıpların kırılmasıyla, yayılma ve işgal ile büyür.” Ulus Baker, noktalar ve konumların değil çizgilerin olduğu, sezgiyle hareket eden, toplumsal mücadelelerle, sanatlarla, bilimlerle bağlantılar kurarak ilerleyen bir fikir geliştirdi… Elinizdeki kitap, onun fikir akış şebekesidir. Yüzeybilim-Fragmanlar üç bölümden oluşuyor:Rizom-düşünce: Spinoza, Tarde, Deleuze.Otonom-düşünce: Hardt, Negri, Lazzarato.Oluş-fikir: Minör-edebiyat – Woolf, Acker, Jünger.Bu kuramsal şebekenin hatları, felsefeden edebiyata, tarihin dip köşelerinden günümüzün her ânına, diyanet işleri fetvalarından ölüm oruçlarına, hastaneden pulculara, geçmediği yer bırakmıyor. Olsaydı, konuşsaydı, dinleseydik… dedirten metinler…


Yüzeybilim Fragmanlar Alıntıları – Sözleri

  • “Hakikat şudur ki insan, insanda bile hiçbir vakit insani olana hayranlık duymadı, hep insan-üzerine duydu…”
  • “Bizler ya başkasıyla varolurken kendimizden vazgeçeriz, ya da beraber varolacağımız başkasımın kendinden vazgeçmesini talep ederiz. Bu da mutlak bir mutsuzluk ve pasifliktir. Böylece sevgi benzer biçimde neşeli bir duygu bile bir şantaja dönüşür.”
  • Aşka meydana getirilen en büyük hakaret karşındakini belli şartlar dahilinde sevmektir – kısaca aşka koşullar dayatmak.
  • “Bizler ya başkasıyla var olurken kendimizden vazgeçeriz ya da beraber var olacağımız başkasının kendinden vazgeçmesini talep ederiz. Bu da mutlak bir mutsuzluk ve pasifliktir. Böylece sevgi benzer biçimde neşeli bir duygu bile bir şantaja dönüşür.”
  • Arada Ulus’a kulak vermek…
    ”(…)Romantizmin sulu gözlülüğünden en uzak bir sinemacının, Godard’ın kitabından bir sekansı hatırlıyorum, bu sekans, romantizmin ”klişelerinin” tümünü taşır ve terennüm eder. La Chinoise , Çinli Kız , filmimizde, genç devrimci kız, (güzeldir, kısaca duygusal klişelerin ilki) yakalanır, cellatları ona işkence edeceklerdir fakat kız o denli güzeldir ki, yüzünü bir peçeyle kapatmak zorundadırlar…İşkencecileri işlerini görerken kız devamlı olarak ”devrimci çarpıcı sözler” atmaktadır fısıldayarak,bu sebeple kuvvetsiz ve bitkindir. Bu da duygusal bir klişedir basit çarpıcı sözler: Kardeşler…Kardeşler…Ama buradaki beyaz perde imgesinin zirve noktası anlatılamaz, sadece görülebilir: Kızcağızın yüzündeki peçe, fısıldayışıyla, nefesiyle inip kalkmaktadır, neredeyse yüzü açılacaktır, fakat açılmaz, peçe tekrardan düşer…Godard romantizmin bir klişesini inanılmaz güçte bir sinematografik imge haline getirmiştir…Katlanılamaz olan bir güzelliği kapatmak zorunda olan cellatlar ve işkenceciler…Hatta kitle kültürünün en basit ve budalaca klişeleri bile romantizmin malzemesi dahilindedir. Ama duygusal duyarlılığın hakkaten işlediği noktadan itibaren, klişeler ilkin kitlelerin günlük kullanımından sökülüp alınır, imgelere, herkesi ilgilendirmeye devam eden, fakat daha ilkin asla karşılaşmadıkları imgelere dönüşür.Romantik edebiyatın sırlarından birisi budur. En kişisel, en basit, en önemsiz bir ayrıntıdan, en kişiliksiz klişeden bir imge yaratmak(…)”
  • Aşka meydana getirilen en büyük hakaret karşındakini belli şartlar dahilinde sevmektir – kısaca aşka koşullar dayatmak.
  • “Diyebiliriz ki heykel taşı aldatarak yapılır.”
  • Hayat , kaçınılmaz bir savaşım, bir kavga, mecburi ve cebri bir akıştır. Bu akış üstünde Tanrılar bile birbirlerini yemektedirler…ve biz, sapına kadar tabiat ananın içindeki varlıklar olarak, bu cehennemi akışa mahkum görünüyoruz.
  • Ölüm mevzusundaki en garip felsefi tutumu spinoza’da buluyoruz: canlı ferdin özünun değil varoluşunun sonlanışı olarak ölüm onun için bir hiçtir ve onun bilincine hiçbir kavram sunamaz. Başka bir deyişle bir hiçlik olan ölümü düşünmek bir hiçten ibarettir.


Yüzeybilim Fragmanlar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ulus Baker’in, Deleuze’cü bir yola kendisini iyi mi kaptırdığına şahit olduğumuz derleme eseri.
Deleuze’ün 21. yüzyıl kuramcı, felsefeci ve düşünürleri için en mühim tavsiyesi şüphesiz ki yeni terimler yaratılması ve bu terimler ışığında tekrardan düşünme hareketine başlanması idi. Yeni kavram ve terimler noktasında Ulus Baker ülkemizdeki fikir hareketi içinde fazlaca kıymetli bir yere haizdir. Bilhassa mit yazımında fazlaca ileride bir isimdir.
Ölümünden sonrasında derlenen bu eseriyle Baker, düşüncenin yapısal modelleri üstüne bir sınıflandırmaya giderek, filozofları bu sınıflandırmaları içinde dağıtmış ve onların tekrardan yorumlanmasını elde etmiştir. Daha net ifadeyle mevcud fikir yapılarını tekrardan düşünmüştür. Deleuze ve Guattari’nin batı fikir sisteminin benimsediği ağaç modeline karşı çıkışlarıyla ortaya koydukları ve başlangıcı-sonu olmayan bir model olan rizom fikir sistemini, otonomi ile bağımsız gelişen düşünceyi, minör yazınsal fikir ile de kısmen temsili daha fazlaca yaratıcı bir yazınsal dilin oluşunu sınıflandırır. Bu fikir modellerinin kökeninde Deleuze olması başta bahsettiğim etkinin bir yansıması olarak yorumladım.
Kitabın muhteviyatında ise bir fazlaca mevzu var. Yani hem başı-sonu belli olmayan rizom fikir ile derhal her mevzu ele alınmış, hem otonomi ile bağımsız fikri ortaya konulmuş hem de minör yazınsal fikir ile kendisinden olmayanın sesi olmak benzer biçimde bir oluş sergilenmiş. Oldukça güzel ve sıkmadan yormadan derlenmiş bir yapıt. Okumanızı tavsiye ederim. (Uğur De Molinari)

Ah.. Bana felsefeyi sevdiren adam. Arkadaşımın tavsiyesi üstüne okuduğum ve “işte felsefe kalıp kırar, kalıp yaratmaz” iç rahatlığına ulaştıran bir kitap. Ulus Baker, gününden kopmayan biriydi, sanattan kopmayan biriydi, dövüşten kopmayan biriydi. Düşüncelerini sevmeyin, lazım değil fakat kitaplarından birinin içinde muhakkak size hitap eden bir başlık olacaktır. Açın, okuyun. (Nur Banu)

Spinoza ve kitabı ethica’ya,durkheim ve tarde’nin yolundan sosyoloji ye bağlantılar kurarak günümüz yaşamına ışık tutan başarı göstermiş bir yapıt.bu kitabı bizlere kazanırdığı ve okunabilirliği,anlaşılmasını kolaylaştırdığı için millet baker’e huzurlarınızda teşekkür ederim.felsefe zor okunan bir tür edebiyata nazaran fakat bu kitap {hiç de} o şekilde değil.müsadenizle birazcık alıntılar hayata geçirmeye başlamış olalım.
“Bir duygu hem zihnin hem de vücudun aktifliği ya da pasifiğidir.(sayfa 46)
“Bireysel olarak yaşadığımızı sandığımız sevinç,melankoli,alçakgönüllülük,boş gurur benzer biçimde duygular haliyle toplumsaldırlar,bu sebeple daima ötekileri ilgilendirirler ve ötekilerle ilgilenmemizdenilgilenmemişsen doğarlar.(sayfa 49) (Hasan gül)


Yüzeybilim Fragmanlar PDF indirme linki var mı?


Ulus Baker – Yüzeybilim Fragmanlar kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Yüzeybilim Fragmanlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ulus Baker Kimdir?

Kıbrıs Türk’ü bir ailenin evladı olarak Ankara’da dünyaya geldi. Babası Sedat Baker ruh hastalıkları hekimi, anası Pembe Marmara ise Kıbrıs Türkü bir ozan ve öğretmendi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Kısmı’nden mezun oldu. Gilles Deleuze ve Baruch Spinoza çevirileri yapmış oldu, makaleler yazdı. ODTÜ Sosyoloji Kısmı’nde yüksek lisans ve doktora yapmış oldu. Çeşitli yayınevlerine katıda bulunmuş oldu. Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’ni (İletişim, 1988) hazırlayan kadroda yer aldı. Toplum ve Bilim dergisi gösterim kurulu üyeliği yapmış oldu. Başka dergilerin yanı sıra Birikim’de yazıları yayımlandı. Birfazlaca platformda dersleriyle, konferanslarıyla, “serbest” konuşmalarıyla, sanal ortamda yazışmalarıyla, hep insanlarla söyleşi halinde oldu ODTÜ, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Özgür Üniversite’de beyaz perde zamanı ve sosyoloji dersleri verdi. Siyâsî kuram, kitle kontakt araçları, beyaz perde alanlarında çalıştı. Dziga Vertov üstüne beyaz perde eleştirileri yapmış oldu. Birikim, Toplum ve Bilim, Virgül, Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nde yazılar yazdı.

12 Temmuz 2007 tarihinde, böbrek ve kalp yetmezliğinden öldü.


Ulus Baker Kitapları – Eserleri

  • Sanat ve Arzu
  • Aşındırma Denemeleri
  • Yüzeybilim Fragmanlar
  • Dolaylı Eylem
  • Kanaatlerden İmajlara – Duygular Sosyolojisine Doğru
  • Beyin Ekran
  • Siyasal Alanın Oluşumu Üstüne Bir Deneme
  • Siyasal Dilde Huzur Söylemi
  • Yüzeybilim Fragmanlar


Ulus Baker Alıntıları – Sözleri

  • “Hakikat şudur ki insan, insanda bile hiçbir vakit insani olana hayranlık duymadı, hep insan-üzerine duydu…” (Yüzeybilim Fragmanlar)
  • Herakleitos hekimler mevzusunda şöyleki diyordu: “Hekimler kesip biçtikleri, yakıp dağladıkları zaman hastalıkların yaptığından farklı hiçbir şey yapmadıkları halde bir de gelip para istiyorlar.” (Siyasal Alanın Oluşumu Üstüne Bir Deneme)
  • Ölüm mevzusundaki en garip felsefi tutumu spinoza’da buluyoruz: canlı ferdin özünun değil varoluşunun sonlanışı olarak ölüm onun için bir hiçtir ve onun bilincine hiçbir kavram sunamaz. Başka bir deyişle bir hiçlik olan ölümü düşünmek bir hiçten ibarettir. (Yüzeybilim Fragmanlar)
  • Acaba niçin Dostoyevski edebiyatın en yüksek noktasında içeriyor? Ve bir çağ sonrasında Tarkovski başka bir alanda beyaz perdede, en yüksek filmleri yapabiliyor? (Beyin Ekran)
  • Formalizmin tersine yapısalcılık, somut ile soyutu zıtlaştırmayı reddeder bu sebeple soyutu ayrıcalıklı kılmak ister. (Siyasal Dilde Huzur Söylemi)
  • Aşk “organizma” ile “ruh” u birbirinden ayırmadan bedenlerin safi bir karışımıdır. (Siyasal Dilde Huzur Söylemi)
  • Fikir dünyasının bugün artık bir zamanlar Marx’ın Ruge’ye yazdığı mektupta dile getirmiş olduğu benzer biçimde, acımasız bir eleştiriye, ” mukaddes” sayılan her şeyi tepeden tırnağa eleştirmeye, kısacası bir ” fikirler terörüne” ihtiyacı var… (Aşındırma Denemeleri)
  • Doğa uluslar, milletler, kabileler yaratmaz, yalnızca bireyler yaratır. (Sanat ve Arzu)
  • Aşka meydana getirilen en büyük hakaret karşındakini belli şartlar dahilinde sevmektir – kısaca aşka koşullar dayatmak. (Yüzeybilim Fragmanlar)
  • “Aşıklar da genel anlamda deli benzer biçimde olurlar,” diyor Spinoza, “komik duruma düşerler,” diyor. (Sanat ve Arzu)
  • Itimat” ya birisine mutlak duyulacak bir duygudur ya da her an tuzla buz olmaya açık bir gerilim hâlidir… (Dolaylı Eylem)
  • Kederli ruhların desteklemek ve propagandasını yapmak için bir despota gereksinimleri olduğu benzer biçimde, despotunda amacına ulaşmak için ruhların kederlenmesine ihtiyacı vardır. (Yüzeybilim Fragmanlar)
  • “Devlet, dinin devam etmesinin bir aracıdır.” (Siyasal Dilde Huzur Söylemi)
  • Kişinin haiz olduğu haklar daha ziyade hemen hemen döl iken sabitleniyor. (Siyasal Dilde Huzur Söylemi)
  • Şu giderek genel kültür haline geliyor: gittikçe daha azca okuyor, daha fazlaca seyrediyoruz… (Beyin Ekran)
  • ”Neden, diye sormuştu Deleuze, her aşk, her yaşantı, her vaka bizi yaralıyor, paramparça ediyor? ”Neden tüm vakalar hep bir salgın, harp, yaralanma ya da ölüm türünden?” (Dolaylı Eylem)
  • Muhafazakar fikriyat, toplumsal yaşantı içinde toplumsal ve politik bir tavır haline ulaşınca, bu “dram” traji-gülünç bir hâle bürünür. Geçmişin “değerlerini” korumak, “ataların mirasını” korumak için çaba sarfetmek fazlaca kolay ırkçılığa ve faşizme neden olan tutkulara dönüşebildiyse, bunun sebebi, bir muhafazakarın kafasındaki “geleneğin” büyük bir kısmının devlet, aile, vatan, ülke, millet, halk benzer biçimde göreli terkiplerden oluşmasıdır. “Yerlilik” fikri de bu terkiplerden pek bağışık değildir (Aşındırma Denemeleri)
  • Metaforlar dünyanın biricikliğini şiirsel olarak gerçekleştiren araçlardır. (Kanaatlerden İmajlara – Duygular Sosyolojisine Doğru)
  • Tarih, bir anlatıdan, “bildiren bir dil”den başka bir şey değildir (Faye, 1972: 3). (Siyasal Dilde Huzur Söylemi)
  • Sinematografi metin değildir, bilâkis toplumsal fenomenleri çözümleme (Vertov), görünmeyeni görünür kılma(Jean-Luc Godard) yoludur. (Kanaatlerden İmajlara – Duygular Sosyolojisine Doğru)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş