Eğitim

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu – Eleanor Coerr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu – Eleanor Coerr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kimin eseri? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabının yazarı kimdir? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu konusu ve anafikri nedir? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabı ne konu alıyor? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu PDF indirme linki var mı? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabının yazarı Eleanor Coerr kimdir? İşte Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Eleanor Coerr

Çevirmen: Zuhal Yeke

Editör: Aslı Onat

Orijinal Adı: Sadako and the Thousand Paper Cranes

Yayın Evi: Beyaz Balina Yayınları

İSBN: 9789756580585

Sayfa Sayısı: 96


Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bilinen en eski çocuk romanlarından olan Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu, yaşanmış bir hikâyeyi konu alıyor.

Yazar, Sadako Sasaki’nin günlüğünden yola çıkarak, Hiroşima’ya atılan atom bombasının arkasından bu ülkede yaşananları ve dünya kamuoyundaki yankılarını ağlatısal bir üslupla kaleme alıyor.

-Özcan Meşhur- Türkiye Gazetesi

Sadako, yalnız evlatların değil, büyüklerin de sevmiş olarak okuyacağı bir kitap, gerçek bir yaşamöyküsü. Savaşın yıkıcılığı, atom bombasının insanlık onurunu yok eden ölümcül tesirleri… Ve en önemlisi, küçücük bir kızın yaşam tutunma çabası, turnaların kanadına asılı kurtulma düşleri… Bu romanı okuyun, küçüklere da okutun… Ve kağıttan turna kuşu katlamayı öğretin onlara, yaşam boyu barışa ve umuda sarılmaları için…

-Ali Çolak- Zaman Gazetesi

Sadako ve Kâğıttan Bin Turna Kuşu bir çocuk romanından fazlaca büyüklerin okuması ihtiyaç duyulan bir kitap adeta. Acı, fakat bir o denli da ümit dolu kitabın kendisinin de acayip bir çekiciliği var… Bir çocuğun yüreği ve elleri için hazırlanmış… Her sayfada malum sona karşın terk edilmeyen cesaret, okuyucunun kalbini de kağıt bir turna şeklinde katlıyor okudukça…

-Ece Yücel- Radikal Kitap

Japon geleneğine nazaran kâğıttan bin tane “tuna kuşu” meydana getiren kişinin her dileği gerçekleşmiş… Sadako isminde bir Japon kızı da Hiroşima’ya atılan atom bombasının etkisiyle on iki yaşlarında öleceğini bildiğinden turna kuşları hayata geçirmeye başlıyor… Kitapta, Sadako’nun gerçek yaşamından yola çıkarak bu ufak kızın hayata sarılışının hikâyesi anlatılmakta…

“Altı yıl süresince aradığım, basılmasını beklediğim kitap. Sonunda iki yıl ilkin buldum ve aldım. Yaklaşık otuz dakika sonrasında kitap bitmişti fakat ben de bitmiştim. Umut etmeyi unuttuğum zamanlardan utandım. Uçurumun eşiğine gelinse bile iyi mi yaşanacağını bilmediğim için utandım. Bence tüm yetişkinlerin, umutlarını yitirmiş, çocukluğunu öldürmüşlerin okuması lüzumlu olan bir kitap.

-Zephyra-


Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu Alıntıları – Sözleri

  • Artık insana benzer halleri kalmamıştı.
  • Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu? Yoksa, ölüm uykuya dalmak şeklinde bir şey miydi?
  • Bu bizim yalvarışımız
    Bu bizim duamız
    Dünyada sulh istiyoruz.
  • Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu yoksa ölüm uykuya dalmak şeklinde birşey miydi..?
    ~√~
  • “Tanrıların da çikolata sevdiğini ümit ederim.”
  • “Ne olursa olsun beni seviyorlar,”
  • Ölmek insanoğlunun canını yakar mıydı?
    Yoksa uykuya dalmaya mı benziyordu?
  • “Oysa yarın o denli uzak görünüyordu ki…”
    ~√~
  • Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu? Yoksa ölüm, uykuya dalmak şeklinde bir şey miydi?


Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu?: Kitabı beğendiniz mi? Diğer okurlara tavsiye eder misiniz?
Hmm… Şimdi bilemedim. Yani beğenmesine beğendim de tavsiye mevzusunda kararsızım. İçindeki bazı cümleler fazlaca güzeldi – tek cümle olarak; alıntı şeklinde. Ama bir tüm olarak, okurken fazlaca güzel dedirtmedi. Bakın yanlış anlaşılmasın hikayeye bir söz etmiyorum ki yaşanmış, gerçek bir yaşam hikayesi. Hatta öğrendiğim vakit ağlamıştım. Kitabı okurken de ağlamak arzu ederdim. Bence kitabın daha ilk sayfasında – ön sözünde sonunu söylediği için merak uyandırmadı.
“Atom bombasının yaymış olduğu ışınım sonucu lösemiye yakalanan Sadako, bombanın atılmış olduğu tarihten 10 yıl sonrasında öldü.”
Buna rağmennn daha iyi bir üslupla , daha güzel bir halde olabilirdi. Misal olarak dönem dizilerini, tarih romanlarını diyebiliriz. Sonuçta onların da sonu belli fakat kendini izlettiriyor, okutuyor. Özetlemek gerekirse spoilerden öte birazcık da yazarın başarısızlığından kaynaklı bence. Okumayın diyemem hatta okuyun. Beklentiniz olmadan okuyun. İsteyenlere pdf olarak gönderebilirim. İyi okumalar.
“Doktor Numata odaya geldi ve elini Sadako’nun alnına koydu. Sadako doktorun, “Şimdi dinlenmen gerek. Yarın daha çok kuş yapabilirsin,” söylediğini güçlükle duyabildi.
Ve yarı baygın bir halde başını öne eğerek, “Yarın…” diyebildi. Oysa yarın, o denli uzak görünüyordu ki…”
“Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu? Yoksa ölüm, uykuya dalmak şeklinde bir şey miydi?” (ٌ₰‹‹D’opَaminٍ›› ٌ₰)

Sadako
II Dünya Savaşı’nda, Japonya’da yaşamış ufak bir kızın gerçek öyküsü anlatılmaktadır.
Atom bombası atıldıktan sonrasında radyasyondan etkilenen Sadako, tam 10 yıl sonrasında lösemiye yakalanır ve yaşamını kaybeder. Ama o umudunu, hiçbir vakit yitirmez ve son ana kadar canlı meblağ. Nasıl mı?
Japon geleneğinde “1000 tane turşu kuşu yapanın dileği kabul olur. ” inancına sımsıkı sarılarak.. Ve adım atar, hastane odasında turna kuşlarını katlamaya..
Lösemi ağrıları bir taraftan, ailesinin gözlerinde görmüş olduğu hüzün öteki taraftan, Sadako’nun her daim omuzlarındadır. Ama O, gene de pes etmez,
kokeşi bebeğine bakarak ” İyileşeceğim. Ve bigün, rüzgar kadar süratli koşacağım, ” der.
Her geçen gün turna kuşlarını hayata geçirmeye devam eder, taa ki son katladığı 644. turna kuşu kadar.. Sonrasında hayata gözlerini yumar.
◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕
Okur olarak son söz:
Bilindiği suretiyle atom bombası II Dünya Savaşı’nda Japonya’ da ciddi yaralar açmıştır. Ama öyleki ki Japonya, zaman içinde o yaraları sarmayı başarmıştır.
Bir gün kampüste Asyalı öğrencilerle söyleşi ederken mevzu o vakit, II Dünya Savaşı’ndan açılmıştı.
Sorardık, Japon arkadaşa:
_Ciddi bir savaştan çıkmış ülkesiniz.Ama yaralarınızı sarıp ülkenizi gelişmiş ülkeler seviyesine yükseltebildiniz, peki bunu iyi mi başardınız? dedik.
Japon arkadaşta başlardı, anlatmaya..
Bizim eğitmenlerimiz, biz okula başlamadan ilkin bizi, atom bombasının atılmış olduğu Hiroşima ve Nagazaki kentlerine görürdü ve biz oradaki tahribatı canlı canlı gözlerimizle görürdük. Sonra öğretmenlerimiz eklerdi. “Bakın görün, biz ne acılar çektik, ne hale geldik, eğer sizler şimdi çalışmazsanız, geçmişte çektiğimiz acıları yine yaşarsınız,” derlerdi.
“Anlayacağınız çocuk yaşta bizlere yaşanılanlardan öğrenek almamız öğretildi. Bizler de fazlaca çalıştık.”
Düşünüyorum da Japonya’ya bataklık ülkesi demek aslına bakarsak pek yanlış olmaz bundan dolayı orada  topraklardan ne doğru muntazam maden çıkar, ne ekin yetişir. Orada bir tek, pirinç yetiştirip balıkçılık yapabilirsin. Ama onlar ne yapıyor?
Şartlara boyun eğmiyor. Dışarıdan ham madde, maden satın alıyor. Sonra almış olduğu madenleri işleyip; cep telefonu, tablet, bilgisayar olarak piyasaya geri satıp ekonomisini güçlendiriyor. Ve böylelikle, yükselerek gelişmiş ülkeler içinde yerini alıyor.
Zaten Japon kültüründe başarısızlık onur meselesi kabul edilmiyor mu? Televizyonlarda görüyoruz, adam başarısız olunca derhal harikili yapmış olup, kendi canına son veriyor.
Sözün aslı atalarımızın değimiyle “Çalışan demir pas tutmaz. ” diyorum. Darısı ülkemizin başına..
Şuan, Sadako’nun duygu yüklü hikayesinden  buralara kadar iyi mi geldim, bilemedim. Konudan mevzuya zıplamışım. Ama sanırım bu, hikayenin satırları tesirinde fazla kalmış olmamdan kaynaklanıyor. Gerçekten hikâye fazlasıyla okunmayı hak ediyor.
Bir sonraki incelemede. görüşmek suretiyle..
Sevgiyle kalınız. ◕‿◕ (Gizemli okur)

Bilinen en eski çocuk kitaplarından birisi olan Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu, 2. Dünya Savaşı esnasında 1945 senesinde yaşananları ve sonrasını Sadako’nun yaşamı üstünden konu alıyor. On iki yaşlarında bir çocuğun radyasyondan dolayı hastalanması ve hayata tutunma çabaları bizi karşılıyor. Sadako’nun kendi günlüklerinden esinlenilmiştir. Çocuk kitapları içinde yer verilse de her insana kendinden bir şeyler katabilecek niteliktedir.
Keyifli Okumalar… (Mihmandar)


Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu PDF indirme linki var mı?


Eleanor Coerr – Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Eleanor Coerr Kimdir?

Eleanor Coerr, Kanada doğumlu Amerikan çocuk kitapları yazarıdır.

Kamsack, Saskatchewan, Kanada’da hayata merhaba dedi ve Saskatoon’da büyüdü. Bir çocuk olarak, düşünmeyi ve yeni hikayeler okumayı severdi. Lisede Japon göçmenlerin evladı olarak dünyaya gelen en iyi arkadaşı yardımıyla kaligrafiye, Japon yemeklerine ve origamiye ilgi duydu.

Saskatchewan Üniversitesi’ne girdi, hemen sonra Kadel Airbrush Okulu’na geçiş yapmış oldu. Amerikan Üniversitesi’nden İngilizce lisans derecesi ve Maryland Üniversitesi’nden kütüphane bilimi alanında yüksek lisans derecesi aldı. Mezuniyetten sonrasında, gazete muhabiri ve çocuk köşesi editörü olarak çalıştı. Monterey Peninsula College’da çocuk edebiyatı ve California’daki Chapman College’da yaratıcı yazarlık dersleri verdi.

1965 senesinde ABD’nin Uruguay Büyükelçisi Wymberly DeRenne Coerr (1913–1996) ile evliliğe ilk adımını attı. Eşi 1996’da Parkinson hastalığından öldü. Evliliği süresince Japonya, Tayvan, Tayland, Filipinler ve Brezilya’daki yabancı görevler de dahil olmak suretiyle birçok ülkeye gezi etti.

İlk kitabını 1945’te hem yazdı hem de resimledi. Belki de en fazlaca 1977’de gösterilen Sadako and the Thousand Paper Cranes adlı kitabıyla tanınır. İki yaşlarındayken Hiroşima’ya atılan atom bombasından meydana gelen komplikasyonlar sebebiyle lösemi teşhisi konan Sadako Sasaki’nin öyküsünü anlatır.

Coerr 22 Kasım 2010’da 88 yaşlarında öldü.


Eleanor Coerr Kitapları – Eserleri

  • Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
  • Mieko ve Beşinci Hazine
  • Mieko and the Fifth Treasure
  • Sadako and the Thousand Paper Cranes


Eleanor Coerr Alıntıları – Sözleri

  • Artık insana benzer halleri kalmamıştı. (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • “Oysa yarın o denli uzak görünüyordu ki…”
    ~√~ (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • “Ne olursa olsun beni seviyorlar,” (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • “But everything was different now.” (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Good food cures everything, (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Ölmek insanoğlunun canını yakar mıydı?
    Yoksa uykuya dalmaya mı benziyordu? (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • Dökülen su asla bardağa dönmez! (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • Worry about things that can not be changed. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Blood was everywhere. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • “Unutmayın, kıymetli bir taş, cilalanmadan parlamaz.” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • “Dökülen su, asla bardağa dönmez. İnsan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemelidir…” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • “Tanrıların da çikolata sevdiğini ümit ederim.” (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • ‘Spilled water never returns to the glass’ (Mieko and the Fifth Treasure)
  • “Dökülen su, asla bardağa dönmez. İnsan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemelidir…” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • … feeling very sorry for herself. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu? Yoksa ölüm, uykuya dalmak şeklinde bir şey miydi? (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • Spilled water never returns to the glass. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • “İçimdeki tüm bu acı ve nefret yüzünden kalbimde güzelliğe yer kalmadı artık…” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • “Dökülen su, asla bardağa dönmez” İnsan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemelidir (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • Ölürken insanoğlunun canı acıyor muydu? Yoksa, ölüm uykuya dalmak şeklinde bir şey miydi? (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş