Eğitim

Şarkı Okuma Kitabı – Bülent Somay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şarkı Okuma Kitabı – Bülent Somay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şarkı Okuma Kitabı kimin eseri? Şarkı Okuma Kitabı kitabının yazarı kimdir? Şarkı Okuma Kitabı konusu ve anafikri nedir? Şarkı Okuma Kitabı kitabı ne konu alıyor? Şarkı Okuma Kitabı PDF indirme linki var mı? Şarkı Okuma Kitabı kitabının yazarı Bülent Somay kimdir? İşte Şarkı Okuma Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Bülent Somay

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753422680

Sayfa Sayısı: 152


Şarkı Okuma Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitapta hayata geçirmeye çalıştığım şey bazı şarkıları alıp çözümlemek ya da açıklamak değil. Şarkı kendisi için vardır, açıklaması da olmamalıdır… Buradaki şarkıların her biri hayatım süresince yeniden yeniden okuduğum ve “okuduğum” şarkılar. Israrla çalıp söyledim onları. Hepsi de kendimi kurmamda ve tekrardan kurmamda bir yere haiz. Hepsi bana hayatımla, hayatımızla ilgili sorular sordu. Ben de onlara yanıt vermek için epey vakit harcadım. İşte bu sorularla, bunlar etrafındaki düşünceler var bu kitapta…

Benim için “şarkı sözü” müziğin bir aksesuarı olmadı hiçbir vakit. Söz ve müzik daima bir bütündü. Sözünü anlamadan müziği de yeterince takdir edemeyeceğimi bildim hep. Ufak yaşlarımdan beri müzikte kahramanlarım Bob Dylan ve Leonard Cohen’di: İkisi de şarkı yazarı ve ozan. Onları örnek alarak başladım müzikle uğraşmaya. Şarkı sözü şiirdi: Hususi bir şiir türü fakat gene de şiir. O yüzden şiir şeklinde okunmayı, şiir şeklinde yaşanmayı hakediyordu.

Bu şarkıları iyi mi seçtiğim ise apayrı bir mevzu. Bazılarını seçmeme şansım yoktu aslına bakarsanız. Suzanne, Famous Blue Raincoat, Manifiesto; bunlar eskiden beri yakamı bırakmayan şarkılar. Seçtiğim tüm şarkılar ortak temalar içermeseler de, aynı yörelerde dolaşıyor: Aşk ve ölüm, sevgi ve sertlik, dayanışma ve ihanet, teslimiyet ve ümit…


Şarkı Okuma Kitabı Alıntıları – Sözleri

  • Herkes bilir ki harp bitti
    Herkes bilir, iyiler yitirdi.
  • Bir hanım, bir adam, bir “diğeri” çıkıp, bizlere varlığından haberdar olmadığımız, şüphe bile duymadığımız bir “ben”imizi aynasında gösterdiğinde, o “ben”e, kendimizdeki yeniye, şaşkınlık verici, şaşırtıcı olana aşık oluyoruz.
  • Hele Cohen’i çoğumuz için “Cohen” icra eden şarkının, Suzanne’in aslen “Suzanne Takes You Down” adlı bir şiir bulunduğunu, 1966’da, Parasites of Heaven (Cennetin Asalakları) adlı kitapta yayımlandığını, Cohen’in bigün Montreal New York arası bir şehirlerarası telefon konuşmasında Judy Collins’e şiirini okurken telefon başlangıcında şarkıyı bestelediğini öğrendiğimde diyecek bir şey kalmamıştı artık. Şarkı sözü şiirdi: Hususi bir şiir türü fakat gene de şiir. O yüzden şiir şeklinde okunmayı, şiir şeklinde yaşanmayı da hak ediyordu.
  • Çocukluk diye adlandırılan bir kurumun içine doğuyorduk bir kere. Yarım insandık, hatta hemen hemen indan olmayan bir şey, insan taslağı.
  • Eğer insanlara söyleyecek bir şeyiniz olduğuna inanıyorsanız, yazarsınız.
  • Seeger bu şarkıda birbirinin aynısı binlerce minik eve tıkılmış, birbirinin aynısı hayatlar yaşayan, birbirinin aynısı okullara gidip birbirinin aynısı insanlarla evlenen ve sonunda birbirinin aynısı çocuklar yetiştiren Amerikan orta sınıfıyla, ”Amerikan Hayat Tarzı”yla dalgasını geçer.
  • Ne bir hayır gelmiş şiddetten, ne de geleceği var
  • Herkes bilir ki hilelidir zarlar
    Herkes içinden yakarış edip sallar
    Herkes bilir ki harp bitti
    Herkes bilir, iyiler yitirdi
    Herkes bilir, bu dövüş danışıklı
    Fakir gene fukara, varlıklı daha zengin
    Bu işler böyledir
    Herkes bunu bilir
  • Le Guin: Bir mum yakmak, bir gölge düşürmektir.
  • Ama korkuya deva olan bir şey var: Şarkı söylemek.


Şarkı Okuma Kitabı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Şarkı Okuma Kitabı.
Bülent Somay’dan Bir Şeyler Eksik’ten sonrasında okuduğum 2. kitap…
Bülent Somay okumaya geçtiğimiz mayıs ayında başladım. Bir Şeyler Eksik ile bende ilgi uyandıran yazara Şarkı Okuma Kitabı ile devam ettim.
Şarkı Okuma Kitabı; 150 sayfadan oluşan yoğun bir kitap…
Yazar, kitap süresince kendini etkileyen ve üstünde düşünmesini elde eden yabancı 8 şarkının hem İngilizce hem de Türkçesini vermiş. Bu şarkılardan almış olduğu ilhamla; aşk, dayanışma, ihanet, sevgi, sertlik, ölüm, teslimiyet ve ümit şeklinde mevzularda kişisel düşüncelerini açıklamış.
Somay, birçok şarkıcıya atıfta bulunmuş. Görüşlerini, okuru yormadan sadece yoğun bir anlatımla ortaya koymuş. Kabul etmem gerekir ki zor ve idrak etmek için birazcık çaba isteyen bir kitap: Şarkı Okuma Kitabı.
Kitaptan bazı alıntılar:
“Eğer insanlara söyleyecek bir şeyiniz olduğuna inanıyorsanız, yazarsınız” (15).
“Oldukça erken yaşlarda mühim metinlerle tanışmanın büyük bir riski vardır. Tanıştığınız şey fazlaca uzun süre yalnızca bir ‘metin’ olarak kalır” (40).
“Ne yazık ki edebiyat büyük seviyede adamların arazisi, bir sürü fazlaca iyi hanım yazarın varlığına karşın hâlâ bu şekilde bu” (43).
“Biz de hakikaten sevilip sevilmediğimizi asla bilemeyiz” (84).
“Sen dayandıkça, ruhun yenik düşmedikçe, vazgeçmedikçe, etinden ve kemiğinden bir yol örüyorsun özgürlüğüne. Niçin dayanacağız? Gece karşısında, ölüm karşısında, ipini koparmış, hesabı sorulamaz sertlik karşısında yapayalnızız” (92).
“Kadın, sevgi bittiği, “allahaısmarladık” deme vakti ulaştığında, darbeyi mümkün olan en ölümcül yere vuracaktır. Bir nesne olarak yaşamış olduğu birlikteliğin bitiriliş ânı, bir iktidar ânıdır hanım için” (118).
“Baba sevilmiş olduğu her şeye yapmış olduğu şeklinde çocuğunu nesneleştirirken, anne de onun bağımsız varlığını ifade etmeye çalışmasının önüne dikilir; aşırı sevgiyle, aşırı şefkatle, kendi yapamadıklarını ona yaptırmaya emek harcayarak, kimi zaman öfkeyle, kimi zaman de şiddetle. Ama her hanım kesinlikle çocuğunu öldürür; minimum birkaç kere” (119).
“İntikam, yas tutmayı becerememenin, yasla beraber yaşayamamanın öteki adıdır. Kayıpla yüzleşemeyen, kaybı anlayamayan kişinin paniğidir” (129).
Okuyun, pişman olmazsınız. (Mahir)

“Işık, Aydınlanma aklının sandığının aksine, her zaman çok iyi bir şey olmayabilir. Ya nükleer bir patlamanın ışığıysa oradan sızan; ya Büyük Patlamanın kör edici ışığıysa? Le Guin, “Bir mum yakmak, bir gölge düşürmektir/’ demişti. Sembolik düzenin çatlağından sızan ışığın gölgesinde yaşıyoruz bu çağda. Belki de yapmamız gereken, kör olmayı da göze alarak gölgeden çıkmaktır.” (Dilara)

“Şarkı Okuma Kitabı” Bülent Somay’ın kaleminden çıkmış fazlaca kıymetli, sanat içerikli bir yaratı. Nostaljinin ve geçmişin zirvesinde olan söz yazarlarını, şarkıcılarını tanıyıp, onların yazmış olduğu sözlerin içine girip detaylı bir incelemeye eşlik ediyoruz. İçerisinde Sting’den, Peter Gabriel’e kadar uzanan onlarca usta isme tanıklık ediyor ve kendilerini en iyi şekilde tanımaya çalışıyoruz. Hani deriz ya, “Acaba ozan burada ne demek istemiş?” diye. İşte bu yaratı de tam bunun ilacı olmuş diyebilirim. Tabii değişik bir halde sual düşünürsek, o da “Acaba sanatçı burada ne demek istemiş?” şeklinde olacaktır
Yazılan sözlerin derinlemesine inilip, incelenmesinden ziyade bu sözler üstünden değişik düşüncelere seyahat yapmak, değişik anlamlara yelken açmak da fazlaca güzeldi. Bülent Somay bu eserinde şarkıların anlamlarını, daha doğrusu sözlerin anlamlarını incelemek haricinde, kendisinin oluşturmuş olduğu denemeler ve yazılar ile de bir toplu öykü oluşturmuş diyebilirim. Gerçekten okurken keyif aldığımı, bu tür alanlara ilgi duyan kişilerin de fazlaca büyük keyif alacağını kolaylıkla söyleyebilirim. Geçmişin tadını, havasını almak insana fazlaca iyi geliyor. Tavsiyemdir. (Berkant)


Şarkı Okuma Kitabı PDF indirme linki var mı?


Bülent Somay – Şarkı Okuma Kitabı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Şarkı Okuma Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bülent Somay Kimdir?

1956’da İstanbul, Bakırköy’de hayata merhaba dedi. 1972’de girmiş olduğu Boğaziçi Üniversitesinden 1981 senesinde, İngiliz Edebiyatı branşında lisansüstü derecesiyle ayrıldı. 1982-83 yıllarında Montréal McGill Üniversitesinde bilimkurgu alanında doktora emek harcaması yapmış oldu, sadece doktora derecesini almadan İstanbul’a döndü. 1983’ten bu yana Akıntıya Karşı, Zemin, Birikim, Demokrat ve Defter dergilerinde tecrübe etme ve yazıları yayımlandı. 1984-1995 yılları aralığında Mozaik Müzik Topluluğunun bir üyesi olarak, 1995’ten sonrasında ise bağımsız olarak müzik çalışmalarını sürdürdü. Metis Yayınları’nda fantazi ve bilimkurgu dizilerinin editörlüğünü yapmış oldu. 1986-1994 yılları aralığında yazdığı siyasal makalelerini Geriye Kalan Devrimdir (Metis, 1997) adlı kitabında, sevilmiş olduğu şarkıların sözlerinden hareketle yazdığı denemelerini Şarkı Okuma Kitabı’nda (Metis, 2000) topladı. Tarihin Bilinçdışı (2004), Bir Şeyler Eksik (2007) ve Çokbilmiş Özne (2008)Metis yayınlarından çıkan öteki kitaplarıdır. Ütopya, Distopya ve Bilimkurgu hakkında yazılarını derlediği The View from the Masthead: Journey through Dystopia towards an Open-Ended Utopia kitabı 2010’da İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafınca yayımlandı. 2002’den beri Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Kısmı’nde öğretim görevlisi olarak iş yapmaktadır. Bülent Somay hem de İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Yüksek Lisans Programı Direktörüdür. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi mensubudur.


Bülent Somay Kitapları – Eserleri

  • Bir Şeyler Eksik
  • Şarkı Okuma Kitabı
  • Cinselliğe Dair Vazgeçmemiz Gereken 100 Efsane
  • Tarihin Bilinçdışı
  • Oldukça Bilmiş Özne
  • Geriye Kalan Devrimdir


Bülent Somay Alıntıları – Sözleri

  • Aynı şekilde, bilimkurgu romanlarının iyi niyetli pozitivist çabalarının aslen göz ucuyla görülen tekinsiz Gerçek’i evcilleştirme gayretinden başka bir şey olmadığını da fark edebiliriz bu yolla. Yoksa, Bilim kurgu tarihinde yüzlerce, binlerce örneği bulunan “başka türle karşı karşıya gelme” öykülerinin ne anlamı olabilirdi ki? Yabancı, uzaylı bir ırk gelip dünyayı fethetmeye kalkar. Ya da tam tersine, insanoğlu gidip onların gezegenlerini fethetmeye çalışır. Bunun bir sömürgecilik/elkoyuculuk metaforu bulunduğunu keşfetmek kolaydır. Bilim kurgu yazarı kendi ideolojik konumuna bağlı olarak, bu durum hakkında köktencilik, liberal, hatta anarşist bir yorum yapabilir. Ancak içerikten Bilim kurgu formuna geçiş çalışmasını incelediğimizde, mühim olanın sömürgecilik metaforu değil de, “diğeri”nin sadece “pozitif bilim” içine çekilerek evcillestirilebilen Gerçek çekirdeği bulunduğunu fark ederiz. Marslı yeşil yaratiklardan kızılderiliye ya da Afrikalı siyaha aktarım yapmak kolaydır, fakat aynı metaforun tüm “ötekiler”, bayanlar, ezilen sınıflar, Cinsel, politik ve bölgesel ötekiler için de işlemekte bulunduğunu ve hepsi karşısında hissedilen dehşet duygusunu bilimselleştirme yöntemiyle örtmeye çalıştığını görmek, yepyeni bir içgörünün kapılarını açar bizlere. (Tarihin Bilinçdışı)
  • Tabii ki her öykü onu anlatanın kimliğine, ideolojik terciklerine nazaran belirlenecek. (Tarihin Bilinçdışı)
  • Ama korkuya deva olan bir şey var: Şarkı söylemek. (Şarkı Okuma Kitabı)
  • Herkes “aslında” bulunduğunu iddia etmiş olduğu şeyin bir karikatürüne dönüşür zaman içinde. Her özne kendisini minimum bir (aslen iki) “öteki” yaratarak kurar… (Oldukça Bilmiş Özne)
  • Freud’un neredeyse bir yüzyıl ilkin söylediği şeklinde, “Eşcin­selliğin bir avantaj olmadığına kuşku yok, sadece utanılacak bir şey, bir kusur yada bir aşağılanma sebebi olduğu da söylenemez ; hastalık kategorisine dahil edilemez.” (Cinselliğe Dair Vazgeçmemiz Gereken 100 Efsane)
  • Hepimiz kıskanırız, devamlı. Eğer kıskanmasaydık, herhangi bir şeye haiz olduğumuzu iyi mi anlardık (Bir Şeyler Eksik)
  • Bir hanım, bir adam, bir “diğeri” çıkıp, bizlere varlığından haberdar olmadığımız, şüphe bile duymadığımız bir “ben”imizi aynasında gösterdiğinde, o “ben”e, kendimizdeki yeniye, şaşkınlık verici, şaşırtıcı olana aşık oluyoruz. (Şarkı Okuma Kitabı)
  • Kuşkusuz her dahice yorum, kısa zamanda cehaletin bayrağına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. (Oldukça Bilmiş Özne)
  • Bazı insanoğlu dinlemezler, siz konuşurken bir sonraki konuşmalarını hazırlarlar.. (Bir Şeyler Eksik)
  • Le Guin: Bir mum yakmak, bir gölge düşürmektir. (Şarkı Okuma Kitabı)
  • “Bilinen biinenler vardır.Bunlar bildiğimizi bildiğimiz şeylerdir. Bilinen bilinmeyenler vardır.Yani,bilmediğimizi bildiğimiz şeyler vardır. Ama bir de bilinmeyen bilinmeyenler vardır. Bilmediğimizi bilmediğimiz şeyler vardır. ” (Oldukça Bilmiş Özne)
  • Eksik doldurulamaz, kapatılamaz, kamufle bile edilemez. Marifet eksikle beraber yaşamasını öğrenmekte. (Bir Şeyler Eksik)
  • Mısır papirüsünde, timsah tezeğinin doğum kontrolü için iyi mi kullanılacağı anlatılıyordu. Keçi barsağından meydana getirilen ilk prezervatiflerden 1960’ta keşfettiğimiz doğum denetim hapına kadar insanlık zamanı, üreme, çoğalma riskini almadan sevişmenin yollarını aramamızın hikayeleriyle dolu. (Cinselliğe Dair Vazgeçmemiz Gereken 100 Efsane)
  • Pas tekrardan demire dönüşmez, kırılan vazoyu yapıştırsanız da aynı çiçeklik olmaz artık; kemiklerden yaşayan bir dinazor çıkaramayız. Ama pasa bakarak demirin şeklini, kırıklara bakarak vazoyu, kemiklerden dinazor canlısını hayal edebilir, zihnimizde kurabiliriz. (Tarihin Bilinçdışı)
  • Çocukluk diye adlandırılan bir kurumun içine doğuyorduk bir kere. Yarım insandık, hatta hemen hemen indan olmayan bir şey, insan taslağı. (Şarkı Okuma Kitabı)
  • * Özenti başarısızlığa uğrayınca haseti doğurur. (Oldukça Bilmiş Özne)
  • “Bir cağın egemen fikirleri, o son zamanların egemen sınıfının fikirleridir”, amenna. Peki fakat o son zamanların ezilen sınıflarinın fikirleri, duyguları nereye gitmiştir bu denklemde? Tabii ki bastırılmış, o son zamanların bilinçdışına itilmiştir. O yüzden de bu “bastırılmış olanın geri dönüşünü” anlamlandırabilmek için, psikanalizin yöntemine, bilinçdışının bilgili davranışları etkileyen, yönlendiren ve bazen da belirleyen potansiyelini kavrama tekniklerine ihtiyacımız var. (Tarihin Bilinçdışı)
  • Demokrasi kültürü kitabı metalaştırarak kolay elde edilir bir nesne haline getirdi. Ancak bunu yaparken de kitabın taşımış olduğu seçkin kıymeti ortadan kaldırdı… (Tarihin Bilinçdışı)
  • Akhilleus, Bri­seis adlı tutsak kadının kime ilişkin olduğu tartışması yüzünden Agamennon’a kızıp çadırına çekilmişti. Ama muharebeye geri dönüş sebebi (ki bunun sonu olaca­ğını da biliyordu), Patroklos’un onun kılığını (kısaca zırhını) gi­yip muharebeye giderek Hektor tarafınca öldürülmesiydi. Akhil­leus-Patroklos aşkından daha büyük bir aşk hayal edilebilir mi? Bakmayın siz Patroklos’u el çabukluğuyla Akhilleus’un “kuzeni” yapıveren heteroseksist Amerikalıların çekmiş olduğu Troy filmine! (Bir Şeyler Eksik)
  • “Kolay elde edilen, hızlı okunan ve anlaşılması için bilgi ve araştırma gerektirmeyen kitaplar”, prekapitalist dönemdeki edebiyat eserlerinin tam zıddıdır: O zamanki kitapları elde etmek zordu (sınırı olan baskı, yüksek fiyat, bir çok vakit bir tek el yazması); süratli okunamazlardı (okuryazarlık fazlaca sınırlıydı); anlaşılmaları için ön hazırlık, ön data gerekiyordu (bir kısmı halkın konuşmuş olduğu bir dilde bile değildi, örnek olarak Latinceydi, çoğunda başka ve elde edilmesi daha da güç eserleri atıf vardı). Oysa demokrasi kültürü kitabı metalaraştırarak kolay elde edilir bir nesne haline getirdi. (Tarihin Bilinçdışı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş