Eğitim

Şehitler Tepesi – Mustafa Özçelik Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şehitler Tepesi – Mustafa Özçelik Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şehitler Tepesi kimin eseri? Şehitler Tepesi kitabının yazarı kimdir? Şehitler Tepesi konusu ve anafikri nedir? Şehitler Tepesi kitabı ne konu alıyor? Şehitler Tepesi PDF indirme linki var mı? Şehitler Tepesi kitabının yazarı Mustafa Özçelik kimdir? İşte Şehitler Tepesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Mustafa Özçelik

Yayın Evi: Nar Yayınları

İSBN: 9789944281010

Sayfa Sayısı: 101


Şehitler Tepesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Serdar Bey anlatmaya başladı:

-Savaşın tüm dehşetiyle yargı sürdüğü yıllardı. Düşman adım adım ilerliyordu. Köyün erkekleri cepheye gitmişti. Köyde yalnız hanımefendiler çocuklar ve yaşlılar kalmıştı. Nihayet korkulan an gelmiş düşman köye girmişti. Herkesi köy meydanında toplayıp eziyet etmeye başladılar. Deden o yıllarda minik bir çocukmuş daha. Düşmanı ilk kez böylesine yakından görüyormuş.

Düşman komutanı Kur ‘an-ı Kerim ‘i eline almış:

-Bu mu kurtaracak sizi? diye ayağının altına almak istemiş. İşte ne olduysa o süre olmuş. Deden bir ok benzer biçimde fırlamış yerinden. Komutanın üstüne atılarak Kur ‘an ‘ı elinden almayı başarmış. Sonra da nehire doğru kaçmaya başlamış. Bu vakası gören kalabalık hanım ve yaşlılar olmasına karşın cesaretlenmiş ve askerlerle çatışmaya başlamışlar.


Şehitler Tepesi Alıntıları – Sözleri

  • İnsan tabiattan hiçbir süre kopmamalı. Kokusunu işitebileceği, rengini görebileceği bir çiçeği, sırtını okşayabileceği bir hayvanı olmalı. Olmalı ki, bazı şeyleri öğrenebilsin.
  • Romatizim forumlarda kılmışsın gene tek başına sevmek ayıp değil anlat aşkını bir mesajla


Şehitler Tepesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Büyük şehirlerde yaşayan çocuk… Çocukluğunu şehrin kargaşasında yitirmiş çocuk…
Köyüne gittiğinde ağacını, köpeğini, çocuğunu, duasını, geçmişini, yaşamını kabul eden çocuk…
Şehitler tepesi bir çocuğun yaşamı… Belki de son zamanlarda hepimizin yanından geçip gittiği, gözlerinin içine bakmaya çekindiği, hayatlarının yanından teğet geçmiş olduğu her bir çocuğun hikâyesi…
İyi ki yazılmış. Mustafa Özçelik Beyefendi’ye selâm olsun…
Tavsiyedir vesselâm. (Sedabayrakdurgut)

Çocukken onlarca defa okuduğum bu güzel kitabı yine okumak istedim iyi ki de okumuşum. Bazen bu şekilde kitapları yine okumak insana oldukça iyi hissettiriyor.
Çocuk kitabı deniyor fakat çocuklar kadar büyüklerinde okuması ihtiyaç duyulan oldukça güzel bir kitap. Hafife alınmayacak bir kitap bence hepimiz okumalı. (Züleyha Yıldırım)


Şehitler Tepesi PDF indirme linki var mı?


Mustafa Özçelik – Şehitler Tepesi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Şehitler Tepesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mustafa Özçelik Kimdir?

1954 senesinde Eskikent’in Günyüzü ilçesinde hayata merhaba dedi. Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe ve Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yüksek tahsil gördü. Ortaokul ve liselerde öğretmenlik yapmış oldu. Hususi öğretim kurumlarında çalıştı. Dumlupınar Üniversitesinde Türk Dili Öğretim görevlisi olarak dersler verdi.

Edebi yaşamı Mavera dergisinde yayımladığı yazı ve şiirlerle başladı. 1976’dan bu yana şiir, tecrübe etme, yazı, yaşam öyküsü, öykü, masal, günlük türlerinde emekler yapmış oldu. Bunlardan büyük bir kısmı kitaplaştı.

1984’te Suffe yayınlarınca senenin şairi, 1997’de Gençlik dergisince senenin şairi, 2004’te Çocuk Edebiyatçıları ve Sanatçıları birliğince senenin çocuk romancısı seçildi.

Emek harcamaları daha oldukça, Mavera, Yönelişler, İlim ve Sanat, Dolunay, Düş Çınarı, Dergâh, Kayıtlar, Kültür Dünyası, Kırağı, Kardelen, Kitap Dergisi, Bu Meydan, Güneysu, Kubbealtı Akademi, Edebiyat Ortamı, Taşra Edebiyat, Yedi İklim, Yitik Düşler, Ay Vakti, Bir Nokta dergilerinde yayımlandı.


Mustafa Özçelik Kitapları – Eserleri

  • Kelile ve Dimne
  • Şehitler Tepesi
  • Mehmet Akif Ve İstiklal Marşı
  • Yunus Emre Menkıbeleri
  • Bizim Yunus
  • Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat
  • Zengin Dilenci
  • Nasreddin Hoca
  • Dilim Ol Söyle
  • Mevlana ve Yunus Emre
  • Bir Hisli Yürek / Mehmet Akif Ersoy
  • Anadolu’nun Gönül Dili: Yunus Emre
  • Okumak ve Yazmak
  • Battal Gazi
  • Bir Irmak Düşü
  • Şiir, Ozan, İnsan ve Hayat
  • Ben Öğretmenim Çocuklar: Öğretmen Hikayeleri Antolojisi
  • Kitap Kitabı Çağırır
  • Şairin Şiirle İmtihanı
  • Bir Testi Su
  • Yunus Emre’nin Dostları
  • Gül ve Hançer
  • Asım
  • Mehmet Akif’ten Seçmeler
  • Aşık Yunus
  • Nun ve Kalem
  • Seyfi Baba
  • Yazarlar ve Kitaplar
  • Yazmanın Esrarengiz Dünyası
  • Kırmızı Uçurtma
  • Gece Işıltısı
  • Anadolu’nun Manevi Irmağı: Yunus Emre
  • Aşk ve Niyaz
  • Nasreddin Hoca
  • Güle Güle Yağmura ve Selam
  • Sufi Şiirler Antolojisi
  • Yunus Emre
  • Seyyid Battal Gazi
  • Eğitime Adanmış Hayatlar
  • Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Mevlana, Mevleviler ve Mevlevihaneler
  • Şairin Duası


Mustafa Özçelik Alıntıları – Sözleri

  • “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
    Zümer Suresi 9.âyetin bir kısmı
    Senelerce, asırlarca devam eden uykudan artık,
    Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yık! Bir baksana: gökler uyanık, yer uyanıktır;
    Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır! Eyvah! Bu zilletlere sensin gene illet…
    Ey derd-i bilgisizlik, sana düşmekte bu millet, (Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat)
  • ” Bu broşürün içinde okuyacağınız yazıların yegane ve bir ağızdan ifadesi yalnız, Mehmet Akif, taşsız bir avuç toprak altında yatıyor. Ona vaadimiz olan mermer taşı dikelim’dir. İş başına dostlar! Damla damla göl olur. Mermer makberinin önünde toplanacağımız ve bir minnet ve şükran vazifesini başaracağımız güne hazırlanalım.” (Bir Hisli Yürek / Mehmet Akif Ersoy)
  • ” Battal’ın söylediği olmaz. Allah’ın söylediği olur. ” (Seyyid Battal Gazi)
  • ” Kader şimdi hicranını söyletiyor akşam kuşlarına
    Bu yüzden içinde boğulan bir insanın
    Son kıyameti bu şiir ” (Aşk ve Niyaz)
  • ” Zayıfları korumuş olan, zalimin korkulu rüyası olan bir şahsiyettir. ” (Seyyid Battal Gazi)
  • Başkalarının kusurunu örtmede gece benzer biçimde ol.. (Mevlana ve Yunus Emre)
  • Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;
    Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
    Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı kıymet. (Mehmet Akif’ten Seçmeler)
  • Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım:
    Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım:
    Ne yapmış olup ye’simi kahreyleyeyim, bilmiyorum ki?
    O şekilde dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! .. (Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat)
  • Yunus’un Bursa’daki kabrinin ilim ve edebiyat dünyasında gündeme gelmesi ise Rıza Tevfik’le olmuştur. Rıza Tevfik, Bursalı Aşık Yunus’u iki yazı ile ilim alemine tanıtmıştır. (Aşık Yunus)
  • Gönül Çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı
    İki cihan bedbahtı, kim bir gönül yıkar ise (Bizim Yunus)
  • İnsan tabiattan hiçbir süre kopmamalı. Kokusunu işitebileceği, rengini görebileceği bir çiçeği, sırtını okşayabileceği bir hayvanı olmalı. Olmalı ki, bazı şeyleri öğrenebilsin. (Şehitler Tepesi)
  • Gönül Kabe’den daha değerlidir. (Bizim Yunus)
  • Bana dünyâda ne yer kaldı, emîn ol, ne de yâr;
    Ararım göçmek için başka zemin, başka diyâr.
    Bunalan rûhuma ister bir uzun boylu sefer;
    Yaşamaktan ne çıkar günlerim oldukça heder?
    Bir güler çehre sezip güldürmüş olduğu yoktur yüzümün;
    Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün.
    Seneler var ki harâb olmadığım gün bilmiyorum; (Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat)
  • “BİZİM HİKAYEMİZ ‘KORKMA’ DİYE BAŞLAR “İSTİKLAL” DİYE BİTER.
    İSTİKLÂL MARŞI
    Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
    Sönmeden yurdumun üstünde tüten son olarak ocak.
    O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
    O benimdir, o benim milletimindir sadece.
    Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
    Kahraman ırkıma bir gül… ne bu sertlik bu celâl?
    Sana olmaz dökülen kanlarımız sonrasında helâl,
    Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.
    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
    Hangi deli bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
    Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;
    Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
    Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
    Benim inanç dolu göğsüm benzer biçimde serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl bu şekilde bir îmânı boğar,
    “Medeniyet!” söylediğin tek dişi kalmış canavar?
    Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
    Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
    Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
    Kim bilir, bir ihtimal yarın… bir ihtimal yarından da yakın.
    Bastığın bölgeleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
    Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
    Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
    Verme, dünyâları alsan da, bu aden vatanı.
    Kim bu aden vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
    Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
    Cânı, cânânı, tüm varımı alsın da Hudâ,
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
    Ruhumun senden, İlâhî, şudur sadece emeli:
    Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
    Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli
    Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli
    O süre vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;
    Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
    Fışkırır rûh-i mücerred benzer biçimde yerden na’şım;
    O süre yükselerek Arş’a kıymet, bir ihtimal başım.
    Dalgalan sen de şafaklar benzer biçimde ey şanlı hilâl;
    Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
    Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
    Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın özgürlük;
    Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl! (Mehmet Akif Ve İstiklal Marşı)
  • Cömertlik ve yardım etmede akarsu benzer biçimde ol… (Mevlana ve Yunus Emre)
  • Akif’in ölümüne ilgisiz kalan, resmi bir merasim düzenlemeyen hatta gizli saklı tutulmasını isteyen resmi çevrelerin bu tavrını Peyami Safa da yazdığı bir makalede şöyleki değerlendirecektir: ”Zararı yok, kimi zaman tüm memleketi birkaç insanın vefası temsil eder.” (Bir Hisli Yürek / Mehmet Akif Ersoy)
  • Molla Kasım, Yunus’un mirasını şer’i şerif üzre ve hakkaniyetle, varisler içinde bölme eden bir hakkaniyet timsalidir ve bilerek yada bilmeyerek, gaybın direktifiyle hareket etmektedir. (Kasım) kelimesi de (bölme eden) demek olduğuna nazaran, bu vazifeye son aşama uygun düşmektedir; bir nevi kassamlık yapılmaktadır. Bu zatın “Molla Ali”, “Molla Mehmet” olmayıp da “Molla Kasım” olması, bu mânadadır. Onun adaleti yardımıyla melekler de, insanoğlu da, balıklar da payını almıştır.
    -Arif Nihat Asya (Yunus Emre Menkıbeleri)
  • Dunya aci su gibidir, içenin yalnız susuzlugu artar (Kelile ve Dimne)
  • Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil
    Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil (Bizim Yunus)
  • ” Akıllılar,ilkin feryat ederler ; cahillerse sonunda başlarını vururlar. ” (Bir Testi Su)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş