Şiirin Gizli Tarihi – Refik Durbaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şiirin Gizli Tarihi – Refik Durbaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şiirin Gizli Tarihi kimin eseri? Şiirin Gizli Tarihi kitabının yazarı kimdir? Şiirin Gizli Tarihi konusu ve anafikri nedir? Şiirin Gizli Tarihi kitabı ne konu alıyor? Şiirin Gizli Tarihi PDF indirme linki var mı? Şiirin Gizli Tarihi kitabının yazarı Refik Durbaş kimdir? İşte Şiirin Gizli Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Refik Durbaş
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050938111
Sayfa Sayısı: 336
Şiirin Gizli Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şiir gizlide saklıdır
Refik Durbaş, Şiirin Gizli Tarihi’nde şiir şeklinde yaşayanların mahrem tarihlerini konu alıyor. Bizleri yaşamın hakkaten esrarengiz olduğuna inandıran söz peygamberlerini… Onların aşklarını, dostluklarını, yüzünüze bir gülümseme nakşedecek öykülerini…
Sözün hükmünün hemen hemen yitmediği, şiirin “gül kuruttuğu” zamanlar…
“Nâzım Hikmet’in affı için anası Celile Hanım, bir imza kampanyası açmış, Galata
Köprüsü üstünde imza toplamaktadır.
Birlikte içki içtikleri bir gecebaşını Vâlâ Nureddin’in göğsüne yaslayıp “Nâzımcığım hapiste” diye gözyaşı döken Yahya Kemal ise bir zamanlar sevip evlenmeye karar verilmiş olduğu ve artık gözleri görmeyen Celile Hanım’ın önünden geçecek ve Nâzım Hikmet’in affı için imzasını vermeyecektir.”
(Tanıtım Bülteninden)
Şiirin Gizli Tarihi Alıntıları – Sözleri
- İnsanlar gözlerinden yaşlanırlar. (Tarık Dursun K.)
- Türk şiirinin zamanı birazcık da cezaevlerinin zamanı değil midir? Hasan İzzettin Dinamo da bu tarihe katkısı olanlardan biri…
- Aşk ya da kavga dizeleriyle gönülleri çelen şairler; gizli saklı korkuları, akıl almaz gariplikleriyle günlük yaşamlarında bayağı birer insandır.
- Ozan elbet “tutku”ya, “esin”e, hatta “yetenek”ini üst düzeyde tutmaya ehemmiyet vermelidir. Ama bir zanaatçı titizliğiyle çalışmasını da bilmelidir. Bir marangoz, demirci ustasının yaratıcılığı çalmış olduğu seviyede yükseliyorsa, ozan de çalışmasıyla şiirini daha ileri düzeylere çıkarabilir.
- Zeytin İlhan Berk’te bir parça deniz mavisidir:
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nda “sitem”dir:
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.
Yâr yâr! Seni kara saplı bir bıçak şeklinde sineme sapladılar.
Cahit Zarifoğlu’nda ölüm ile meydana getirilen kahvaltıdır:
uzak insan sahillerine
kelimeyi dolanan dillere
taşıdılar zeytin
kahvaltı ve zeytin
sofrada üç büyük zeytin üç kanlı bakış
Nevzat Çelik’e gore zeytinin karası, bakmaya doyulmayan gözlerdir:
Hangi sevda vurmuş seni
Hangi delikanlı
Gönlüne
Salvo bakışlarla..
Soramam
Zeytin karası gözlerini
Yoluma yatırma
Dayanamam
Hüsnü Arkan’a gore dallarına ay dünyaya gelen yeşil duvaklı bir gelindir:
bak bu ışık senin ışığın
dallarına ay dünyaya gelen, delice, delice zeytin
bu bahar gene gelin olacak
omuzunda yeşil bir duvak, delice - Salah Birsel, Akgün’ün “Dul Ümmü’nün Yası” şiirinde “sarı inek”e ağıt yaktığına değinerek, “Nahit Ulvi, şiirine öküzü sokarak Türk edebiyatını ahıra çevirdi” diyecektir.
- Asıl adı Ahmet Bozkurt fakat, 1976’da ilk şiirini yayımladığından beri Ahmet Erhan olarak bilindi. “Günde üç maç meydana getirilen kavurucu sıcakların altında Adana Demirspor’da Fatih Terim ile aynı takımda epeyce sıyrık bir meşin yuvarlağın ardında” koştu.
- Ideal Tamer, Cumhuriyet gazetesinde yer edinen yazısında “Yaşadığın dönemde piyasaya çıkan şiir kitaplarını düşün. Issız bir adaya gideceksin. Beş senelik bir kesit seçmeni isteseler, yanına hangi devrin kitaplarını alırdın?” sorusunun karşılığı olarak ‘1950-1955 periyodu’nden 22 ozan ile kitaplarının adını veriyordu. İşte Ideal Tamer’in ‘şiirimizin beş altın yılı’nın şairleri:
Orhan Veli Kanık, Necati Cumalı, Metin Eloğlu, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Cahit Sıtkı Tarancı, Melih Cevdet Anday, Rıfat Ilgaz, Turgut Uyar, İlhan Demiraslan, Cahit Irgat, İlhan Berk, Asaf Halet Çelebi, Sait Faik Abasıyanık, Behçet Necatigil, Sabahattin Kudret Aksal, Attila İlhan, Edip Cansever, Cahit Külebi, Oktay Rifat, Özdemir Asaf, Ceyhun Atuf Kansu, Fazıl Hüsnü Dağlarca… - İnsan, günün herhangi bir vaktinde tek başına, kendi yalnızlığında ne yapar ?
- Maça gitmişliğim bir elin parmaklarını geçmez, fakat televizyonda Göztepe’nin, Akhisar’ın, Adana Demirspor’un maçlarını izlemeye çalışıyorum.
- Yazılmaz, sadece yaşanır bir güz…
- Sonbahar geldi şundan dolayı…
Şiirler okumanın vaktidir şimdi…
Hüznü, hüzün olarak yaşamak için…
Sevinci, luk olarak yaşamak için…
Yalnızlığı, yalnızlık olarak yaşamak için…
Ece Ayhan misali, “Şiirimiz gül kurutur” diyebilmek için…
İlhan Berk misali, “Ben, sadece kokumla varım” diyebilmek için…
Bedri Rahmi misali, “Önde zeytin ağaçları arkasında yar / Sene 1946 / Mevsim / Sonbahar / Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim / Dalları neyleyim / Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim” diyebilmek için…
Geceler minik bahçede, bir pazar günü, İstanbul’da, sisiyle, görünmez mehtabıyla, kokularla iç içe hüznüyle, korkusuz kokusuyla, dalgalarda sürüklenen yelkovan kuşlarıyla, kuytulara gizlenmiş parkları, yok olmuş, boynu bükük kır kahveleriyle, sokak başlarında sönmüş ateşleriyle, uzun ve gölgeli aşkları ve aşıklarıyla işte bir güz daha geldi.
Uçuk sarı bir hüzün…
Sarışın anılarıyla…
Yazılmaz, sadece yaşanır bir güz…. - Bedri Rahmi Eyuboğlu, yazısına okumuş olduğu tüm Rus romanlarında semavere rastladığından söz ederek başlıyor ve devam ediyor:
Fakat Maksim Gorki’den okuduğum tek bir roman olan Ana’daki kadar keyifli keyifli kaynayan semaveri ötekilerde bulamadım. Ana’yı okuyalı yedi sekiz yıl oldu. Fakat bana o şekilde geliyor ki, Maksim Gorki’nin kahramanlarına tüm sayfalarda fıkır fıkır kaynayan bir semaver gidişat tutuyordu.
Devam ediyor Eyuboğlu:
Bu semaver mukaddes bir ateş şeklinde mütemadiyen kaynıyor. Ve tüm kahramanlarının gözünde tüten bu semaverden Gorki nihayet kendi eliyle güzel demlenmiş ve enfes rengine güç ad bulunan çayı sunuyor.
Bir zamanlar Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısı’nın girişindeki sabahçı kahvesinde buluşan neyzenler çaya daha iyi tat versin diye demliğe bir paket Bafra sigarası tütünü atarlarmış… - “Şiiri ilkin yaşamak gerek, yazılması fazlalıktır.”
- Kimi şiirler vardır, ya bir peçeteye, ya bir sigara paketinin arkasına yazılmıştır. Bu yüzden de unutulur giderler.
Şiirin Gizli Tarihi İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Ozan izlenimleri…: Kitabın adı “Şiirin gizli saklı anekdotları”olsa daha iyi olurmuş! Hoş okunan ilgiçlikler fıkra şeklinde okuyunca a-ha deyip, şaşkınlık edip, gülümseyip hoş duygular oluşuyor!
İyi güzel de, Refik Durbaş ve yayınevi bu kitaba bir “Dizin” yapmaz mı?!
Bu kitap bir roman, öykü değil, başından sonuna bir anı değil… R. Durbaş’ın yaşamış olduğu, duyduğu garip yazar, çizer, sanatçı anekdotları. Bunları yazdığı için eline sıhhat… Bu şekilde bir kitaba en azından bir yazarlar dizini mecburi olmalı. Kardeşim bu işin kesinlikle programı bile vardır… dizin meydana getirecek bir sekreteriniz de mi yok… okuyucu olarak mısra bunun niçin mühim bulunduğunu kolay bir üslupla anlatayım:
O süre ben Ömer Seyfettin hakkında okumak istediğimi, açar sayfa sayfa bulur ve okurum…. Dizin koymama tembelliği ne yazık ki yalnız bu kitapla sınırı olan değil… (İsmail ünsal)
Şiiri seven şairi seven her insanın elinin altında olması ihtiyaç duyulan bi kitap.
Ayrıca sanılan aksine şairlerin yokluk içinde geçen hayatlarından fazlaca güzel anı ve hikayeler bulabilirisiniz. (Akhenaten IV.)
2018 Kasım ayı içinde kaybettiğimiz değerlerden Refik Durbaş. Edebiyata dair o denli yetkin eserleri var ki…
Bu eseri de onlardan biri. Bizlerin onbinlerce sayfa araştırma yaparak ulaşamayacağımız detayları, anıları, anekdotları tane tane aktarıyor.
Edebiyata bilhassa de şairlere ve yaşamlarına düşkün bir okursanız bu eseri tam da sizlere gore.
Öğrenmek istemez misiniz Melih Cevdet’in okuma listesini?
Ya da Asaf’ın Laviniasını, Orhan Veli’nin Nazım için yazdığını… (Adem Kara)
Şiirin Gizli Tarihi PDF indirme linki var mı?
Refik Durbaş – Şiirin Gizli Tarihi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Şiirin Gizli Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Refik Durbaş Kimdir?
10 Şubat 1944’te Erzurum Pasinler’de dünyaya geldi. Liseyi İzmir’de tamamlamış oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı’ndeki öğrenimini yarıda bıraktı. Gazeteciliğe 1967’de Yeni İstanbul gazetesinde başladı, yirmi yıl Cumhuriyet gazetesinde çalıştıktan sonrasında 1992’de emekli oldu. Ardından Sabah gazetesinde kitap ve sanat sayfaları hazırladı. Yeni Yüzyıl gazetesinin kuruluşunda vazife alarak kültür-sanat bölümünü yönetti. Yeni Yüzyıl ve Ateş gazetelerinde köşe yazarlığı yapmış oldu. Sabah gazetesinde iki yıla yakın “Sabah Posta Kutusu” köşesini yönetti. Yaşamını İstanbul’da sürdürüyor.
Refik Durbaş Kitapları – Eserleri
- Refik Durbaş – Seçme Şiirler
- Kalbim Dinamit Kuyusu
- Nereye Uçar Sema
- Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 1
- Çırak Aranıyor – Toplu Şiirler 1
- Yeni Bir Defter – Şiirler – Meçhul Bir Aşk
- Şiirin Gizli Tarihi
- Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 2
- Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 3
- Düşler Şairi
- Hücremde Ayışığı
- Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 5
- Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 4
- İstanbul Hatırası
- Selam Olsun Çocukluğuma
- Siyah Bir Acıda
- Kimse Hatırlamıyor
- Rakı ile Edebiyat Muhabbeti
- Bağışla Ziyanımı
- Kurabiye Ev
- Türk Yazınından Seçilmiş Cezaevi Şiirleri
- Köroğlu
- Edebiyat Anılarda Yaşar
- Hatıram Olsun
- Kırk Dört Sıfır Dört
- Şayeste
- Kardan Adam Üşüyor
- Menzil
- İki Sevda Arasında Karasevda
- Beyaz Güvercinleri Çocukluğun
- Efsaneler Kenti İstanbul
- Kanatların Yelken Ettik Gemiye
- Güneşli Rüzgarı Nazım’ın
- Kuyruklu Hayvan Masalları
- Adresi Yar
- Anneye Sevgi Babaya Saygı
- Kar Altında Allı Turna
- Kırık Ayna
- Yaramaz Şiirler
- Geçti mi Geçen Günler
- Adresi Kalbimde
- Çırak Çıktı Çocukluğum
- Galata Köprüsü
- Maviydi Sema Yeryüzü Yeşil
- Zuzu ile Babası
- Şaşkın Baykuş
- Anılarımın Kardeşi İzmir
- Kuş Tufanı
- Gölgem İstanbul Sokaklarında
- Rüzgarla Randevu
- Gazeteci Çocuk
- Kırmızı Kanatlı Kartal
- Yol Uzundur Günden Ama Ölümden Kısa
- Biri Dev Biri Pire
- Anadolu Efsaneleri
- Rüya Tabirleri
- Menzil
- Çaylar Şirketten
- Şimdi Haberler
- Mehmed Akif: Hayatı ve Toplu Şiirleri
- Yazılmaz Bir İstanbul
- Pençesi Pamuk Kedi
- Mektup Var İlhami Bekir’den
- Yasemin ve Martı
- Nar Düştü Kar Üzerine
- Kar Üstünde Beyaz Bulut
- Bez Bebekle Kuklası
- Kalbim Dinamit Kuyusu
- Zuzu ile Minnak
- 100 Aşk Bir de Şiiri
- İstanbul Hayattır I
- Gözbebeğim İstanbul
- Tilki Tilki Saat Kaç
- Gül ile Sitemkar
- Kuyruğu Zıp Zıp Kanguru
- Gözbebeğim Türkiye
Refik Durbaş Alıntıları – Sözleri
- Yaşadığım ile gördüğümü aynı tasa koyamam. Duyduklarımsa ezberimde değil artık. Bir çeşmeden akan iki ayrı kurnanın suyu tatta, renkte ayrı olmasa da, şekilde farklıdır. Göz de o şekilde değil midir, biri diğerinden sakınır gördüğünü! biri candan can süzerken, diğeri sözü yalan eder… (Anadolu Efsaneleri)
- “Aşk lügatinde söz, bizim canımızdır.
Biz sözlerden ibaretiz.”
Nizami (Anadolu Efsaneleri) - O zamanlar, kişiler kendinden söz etmeye utanırdı. (Anadolu Efsaneleri)
- Çıkrığım, çocukluğumun safran sarısı zamanından kalma
hüznüm, atalarımın akreplerle akrabalığı zamanından
meşe ağaçlarıyla döşeli avluda
suyun ve ecelin nöbetini beklemekteyim
yaşamın nöbetini bir de…
Ozan, seneler ve yüzyıllar geçip giderken
taşın ve sabrın ve yalnızlığının arasından
bigün sen de dur o kuyunun başlangıcında
ve sor kendin ile zamanı damıtan o suya
Ne kaldı şunun şurasında ömrünün vaftizine? (Hatıram Olsun) - “Köprü’den fazlaca geçerim; hem ne kadar geçtimse, beni düşürmedi bir kerecik olsun ümitsizliğe, ne Haliç’in o yosun yüzlü miskin suları; ne onun yaratılışa küsmüş şeklinde durgun kenarı!” (Mehmed Akif: Hayatı ve Toplu Şiirleri)
- Maça gitmişliğim bir elin parmaklarını geçmez, fakat televizyonda Göztepe’nin, Akhisar’ın, Adana Demirspor’un maçlarını izlemeye çalışıyorum. (Şiirin Gizli Tarihi)
- Her elvedada iki veda vardır
biri kalana, diğeri gidene yazılır
her vedanın iki elvedasından
biri yaşam, diğeri ölümle yaşanır. (Şayeste) - Ben ki umutsuz bir resimim bu kent albümünde
Kalbinin sevda duvarına asmalısın beni
Bu rahmetler, bu rüzgarlar, kutsal geceler
– adına seviyorum seni. Beni anlamalısın. (Kuş Tufanı) - Sevdimse seni sevmişim
Rüzgar olmuş peşin sıra esmişim
Yolumda izlerin var kim bilir
Gözümde nazların var görülmez.
Sevdimse seni sevmişim
Kırk haneli ağızlara düşmüşüm
Canım ciğerim
Hürriyetim,
SEVDİMSE SENİ SEVMİŞİM (Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 2) - ” Bana bir varmış de!
Bir varmış bir yokmuş deme!
İçime dokunuyor.” (Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 3) - İşte geldim. Karanlığını çaldım.
Korkudan , yalnızlıktan sana sığındım. (Kuş Tufanı) - Aşk ya da kavga dizeleriyle gönülleri çelen şairler; gizli saklı korkuları, akıl almaz gariplikleriyle günlük yaşamlarında bayağı birer insandır. (Şiirin Gizli Tarihi)
- Ey neşeli ölüm! Acıyla yaratılan aşk
Sizlerle tüm her şeyden, anılardan geçtim (Adresi Kalbimde) - Yüreğimde mezarlar açma artık
elimde kırbaçları tutuklu rüzgar (Hücremde Ayışığı) - Ey adımı adı misali taşa yazan usta
Yalnızlığımı da yazsaydın ya
Başımın tacında duran zamana
Ayaklarımın ucundan akan zamana…
Bir de geçmiş ve gelecek zamana… (Adresi Kalbimde) - Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yas Yaşıyor muyum acaba? (Kimse Hatırlamıyor)
- Ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi
Şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık (Kuş Tufanı) - Arkadaşımdı uçurtma ve üzüntü
Birini gökyüzüne armağan verdim
Keder, kalbime emanet kaldı. (Bağışla Ziyanımı) - Binlerce çiçeğe yüz bin ad koydum;
Papatya, lale, nergis, gül, yasemen…
– Birinin adını da sen koy. (Refik Durbaş – Seçme Şiirler) - Dinle sana bir tembih edeyim
hatırdan gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş erişince
onu yâd ellere açıcı olma (Kanatların Yelken Ettik Gemiye)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!