Eğitim

Son Çarem – Kübra Nur Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Son Çarem – Kübra Nur Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Son Çarem kimin eseri? Son Çarem kitabının yazarı kimdir? Son Çarem konusu ve anafikri nedir? Son Çarem kitabı ne konu alıyor? Son Çarem PDF indirme linki var mı? Son Çarem kitabının yazarı Kübra Nur kimdir? İşte Son Çarem kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Kübra Nur

Yayın Evi: Agapi Yayınları

İSBN: 9786059817011

Sayfa Sayısı: 350


Son Çarem Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hiç tanımadığım bir adamı bir sapık benzer biçimde takip etmeyi kabul etmiştim. Evet, şimdi de bu saçma ve iyi mi yapacağıma dair tek bir fikrimin bile olmadığı iş için hazırlığımı bitirmek üzereyim. 

Üstümde beyaz yazlık bir elbise var. Başıma büyük, hasır şapkamı taktım ve açık sarı saçlarımın omuzlarımdan dökülmesine izin verdim. Gözümde güneş gözlüklerim ve kolumda çantamla aynadaki 

görüntüme baktım. Narin ve zarif görünüyordum. Bu halimle bir gizmen olamayacak kadar süslüydüm. Neyse ki işin temelinde aslına bakarsanız gerçek bir gizmen olmamam yatıyordu. Çantamdan fotoğrafları çıkarıp hedefime, akşamdan beri, milyonuncu kere baktım. Biraz özgüven sağlamak adına genişçe gülümseyip kendimi görevime hazırladım. “Senin için geliyorum ve sen, bu şehirde tutunmam için benim son çaremsin!


Son Çarem Alıntıları – Sözleri

  • Değer biçemediğiniz şeyleri kaybetttiğinizde göğsünüzde oluşan
    koca boşluğa bir ad bulamıyorsunuz.
  • Çokbilmiş ,pislik ,kendini beğenmiş!
    Sakinim!
    Egoist!
    Değilmişim.
  • Şu şekilde ki,sonuçta sende bir insansın,Arın.Biliyorum,türümüzün örnekleri yüzünden sana insan demek moralimi bozuyor fakat ne yazık ki öylesin.Ve hiçbir insan muhteşem olmadığı benzer biçimde ,sende değilsin.Tüm bu kusursuzluk ,yaşamının tümüne sinmiş bu fevkaladelik insana itimat vermiyor.Anlatabiliyor muyum?
  • “Sevdiğimiz her insan kalbimizi kırar Mayıs.Ve biz bir tek onsuz yapamayacağımız kişileri affetmek isteriz Sana kızmaya başladığım ilk andan beri seni affedeceğim anın gelmesini bekledim.Aksini söylesem bile senden caymak diye birşey olmadığını biliyordum.Bu da seni,düşündüğümden fazla sevdiğimi kanıtladı.Hayatımdan çıkamayacak kadar içime yerleştin.”
  • “Seninle tanışmadan ilkin bir insanoğlunun bu kadar mutlu olabileceğini de bu kadar üzülebileceğini de bilmiyordum.Yaşamın değişik bir boyutunu keşfetmiş gibiyim.Şimdi de tüm bu tarz şeyleri; daha oldukca hissedebilmeyi, daha içten gülebilmeyi, kalbimin mutluluktan perendeler atışını,tüm güzel rüyalarımı ve nicesini kaybettiğim için müthiş bir azap çekiyorum.”
  • Çokbilmiş, pislik, kendini beğenmiş!
    Sakinim! Egoist!
    Değilmişim.
  • “Bir şey soracağım izninle,” dedikten sonrasında tek kolumu bankın sırtına yaslayarak hafifçe ona doğru döndüm. “Hiç yürürken egonun ayağına takıldığı oluyor mu? Her yeri kaplamış vaziyette şu sebeple.”
  • “Sevdiğimiz her insan kalbimizi kırar Mayıs. Ve biz bir tek onsuz yapamayacağımız kişileri affetmek isteriz…”


Son Çarem İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitapta ki Karakterimiz Mayıs iş bulamayan kardeşiyle beraber yaşayan bir kız
Hiç ummadığı aniden Akının ona ajanlık teklif etmesiyle işler değişiyor
Akın Arının peşine kızı takıyor fakat asla beklemediği bir halde Bu ikili birbirlerine aşık oluyor
Arın ihaneti öğreniyor
Mayısla evleniyor ve mutlu mesut yaşıyorlar (Merve Geçit)

Son Çarem #starkyorumluyor
Romantik komedileri sevdiğimi bu kitapla keşfettim. Gerçekten iyi yazıldığında her biçim beğenilebilir. Yazarımız Kübra, bir o kadar güzel bir aşk yazmış ki tadı damağımda kaldı. Kızıyorum aslına bakarsak bu şekilde güzel aşklar yazanlara. O şekilde bir muhteşem adam karakter yaratıp karşısına öyleki keyifli bir bayan karakter yazmış ki Kübra, kıskanıyorum. Ciddiyim, oldukca kıskanıyorum. Bu şekilde bir aşk yaşamayı kim istemez ki. Kim Arın Arıkan’ın muhteşem aşkına layık olmak istemez?
Arın mükemmelken Mayıs’ın komikliği de kitabı acaip sürükleyici yapmış. Yazarın dili oldukca esprili ve akıcıydı. Bayıldım diline anlayacağınız, ba-yıl-dım! Ve bunca süre niçin kitaplarıyla tanışmamışım diye kendime kızıp durdum.
Kitaptan özetlemek gerekirse söz etmek isterim. Bir gün iş arayan, çulsuz Mayıs’ın yolu Akın Arıkan ile kesişir. Esas oğlan ile değil, kardeşiyle -burada bile klişelikten uzak olmuş yazar- doğrusu. Esas oğlanın mükemmelliğini hazmedemeyen -yardımcı oyuncu- kardeşi Mayıs’a ağabeyinin bir yanlışını bulması için ajanlık yapmasını teklif eder. Çulsuz esas kızımız da mecburen bu teklifi kabul eder ve komediyle harmanlanmış güzel aşkın temeli o gün atılır.
Kitapta Arın’ın ağzından iki bölüm vardı ve benim en sevdiğim bölümler onlar oldu. Bu biçim kitaplarda nedense adamların duygularından bahsetmiş olduğu bölümleri daha etkisi altına alan buluyorum. Mayıs’ın sakarlığına bile aşık olan ve özetleyen bir adam düşünün. Herkes bu şekilde güzel yazamazdı; bunu bilir, bunu konuşurum.
Kitabı oldukca kısa zamanda bitirdim ve üşengeçliğimden bugüne dek yorumunu beklettim. Ama duygularım hala taze. Yazarın değindiği her kitabı okurum bu saatten sonrasında. Ayrıca reading slump’a girenlere de Kübra’nın kitaplarını tavsiye edeceğim bundan sonrasında. Şundan dolayı o denli akıcı ve sürükleyici ve esprili bir dili var ki adeta bir rs kovucu. Bu alanda beni doyum eden sayılı Türk yazardan biri. Siz de duygusal güldürü seviyorsanız yada bu alana bir talih vermek istiyorsanız, daha bir kitabını okumuş olmama karşın beni şaşırtmayacağını düşünerekten Kübra Nur’un kitaplarını tavsiye ediyorum. Keyifle okuyun! (Büşra Topcu)

birkaç cümleyle özetlemek gerekirse, duygusal güldürü film tadında bir kitap olmuş. bu türü severim şu sebeple fazla kafa yormanız gerekmez okursunuz ve biter. bu açıdan yazar da destek olmuş doğal dili akıcı, gereksiz betimlemelerle sıkmamış, mizahını da sevdim. okurken film izliyormuşsunuz benzer biçimde gülebiliyorsunuz, evet bu bir başarıdır. 🙂 çerezlik ve keyifli bir şeyler arıyorsanız tavsiye ederim.
-wattpad kitaplarına karşı olan önyargımın kırılma sesidir bu. 🙂 (gece)


Son Çarem PDF indirme linki var mı?


Kübra Nur – Son Çarem kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Son Çarem PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kübra Nur Kimdir?

1994 senesinde Van’da doğdum.

Babamın mesleği dolayısıyla İstanbul, Balıkesir, Kastamonu benzer biçimde şehirler gezdim.

Şu an Yalova Üniversitesinde Endüstri mühendisliği okumaktayım.

Hikayelerimi yazmaya ise 14 yaşlarında başladım.


Kübra Nur Kitapları – Eserleri

  • Üç Yapraklı Ahududu
  • Bir İstanbul Gecesi
  • Çirkin Ördek Yavrusu
  • Son Şansım
  • Son Çarem
  • Ben Prenses Değilim!
  • Lacivert
  • Son Aşkım


Kübra Nur Alıntıları – Sözleri

  • Yalan sizi kendisine tutsak eder. (Son Aşkım)
  • ~ Sokakları denize çıkan bir şehirde hayata devam etmenin hafifletici hissi vardı yüreğimde. / 69
    ~ Beni yoran şey yaşamın ta kendisiydi, ne yazık. / 201
    ~ Herkesin her duyguyu gizleme derdinde olduğu şu dünya…
    / 218
    ~ Elinizde hakikaten fena bir örnek varken, iyi olanın aslına bakarsak ne işe yaradığını daha kolay öğreniyordunuz. / 273
    ~ Hayatın bir çok süre karmaşık olduğu doğruydu fakat oldukca kolay noktaları da vardı. Sevgi tüm yaraları kapatmaya yetmiyordu bir ihtimal. Her şeyi kolaylaştırdığını da söyleyemezdim fakat birçok şeye iyi geldiğini biliyordum. Birine bir evi sevdirmeye yetiyordu. Bazen karanlıkları aydınlatmaya yetiyordu. Bazen tek başımıza kaldığımızda aslına bakarsak tek başımıza olmadığımızı bilmemize yetiyordu. Sevgi kolay bir şeydi. Doğru anda, doğru insanoğlu içinde filizlenip büyüdüğünde dünyanın en güzel şeyine dönüşüyordu. Birbirini seven iki insan, bu dünyada asla yalnız kalmıyordu. Aralarında kilometreler olsa bile. Bu, her şey demek değildi bir ihtimal fakat birçok insan için oldukca şey demek bulunduğunu biliyordum. Benim için öyleydi. / 292
    ~ Sevgi saklanamazdı. / 316 (Bir İstanbul Gecesi)
  • “Seninle tanışmadan ilkin bir insanoğlunun bu kadar mutlu olabileceğini de bu kadar üzülebileceğini de bilmiyordum.Yaşamın değişik bir boyutunu keşfetmiş gibiyim.Şimdi de tüm bu tarz şeyleri; daha oldukca hissedebilmeyi, daha içten gülebilmeyi, kalbimin mutluluktan perendeler atışını,tüm güzel rüyalarımı ve nicesini kaybettiğim için müthiş bir azap çekiyorum.” (Son Çarem)
  • “Bakışları almam ihtiyaç duyulan bir emanetmiş benzer biçimde orada öylece bekliyor ve beni her hatırladığımda yeniden yeniden gülümsetiyordu.” (Bir İstanbul Gecesi)
  • “Yanlış bir zamanda mı geldim?” diye sordu Arın.
    “Hayır,” dedim derhal. “Akın’ın gömleğine bir şey dökülmüş. Ben de çıkarmaya çalışıyordum.”
    Arın’ın tek kaşı yavaşça yukarı kalktı. “Gömleği mi?”
    “Hayır,” dedim gene. “Lekeyi. Aslında gömleğini de çıkarmak istedim fakat Akın istemedi.
    Arın gür sesli bir kahkaha koyuverirken başını iki yana salladı. “Kardeşim hep birazcık salak olmuştur.” (Son Aşkım)
  • “Aşkın sabitlerden, değişkenlerden, kısıtlamalardan daha fazlası olduğunu öğrendim. En büyük değişkenin, insanın sol kaburgasının altında sakladığı yüreği olduğunu öğrendim. Kalp ve yüreğin aslında çok da aynı anlama gelmediğini öğrendim. Aşk kimileri için bir yuva, kimileri için huzurdu. Benim içinse akasyalar, ateş böcekleri, yıldızlı gökyüzü ve mavi renk olduğunu öğrendim.” (Son Aşkım)
  • Sizin derdinizi kendi derdi bilecek insanların olması kalkandır. (Bir İstanbul Gecesi)
  • Bahçeden çıkıp Akın’ın yolun karşısına park etmiş olduğu otomobilinin yanına gittik. Bir beyefendi benzer biçimde, benim için kapımı açıp binmemi bekledikten sonrasında kapıyı kapattı. Ardından sürücü koltuğuna yerleşti. Tam arabayı çalıştırmaya hazırlanıyordu ki, bakışları torpidonun üstündeki bir şeye takıldı. Yarım bir gülüşle uzanıp, orada duran tek dal pembe gülü alıp bana uzattı.
    ”Bir çiçekçi yolumu kesti ve ondan bir çiçek almam için oldukca ısrar etti. O şekilde ki , almazsam beni lanetleyeceğini falan düşünmeye başladım. En sonunda pes ederek bu gülü aldım ve randevumuz için güzel bir başlangıç olur diye düşündüm.”
    Gülü sapından tutarak aldım ve burnuma götürüp kokladım. ”Teşekkür ederim. Fazlaca hoş,” dedikten sonrasında, pembe yapraklarından birini koparıp ağzıma attım.
    Akın’ın bana taraftan bir bakış attığını, sonrasında minik bir hıhlama sesi çıkararak yeniden yola döndüğünü, arkasından yeniden bana dönerek kaşlarını şaşkınca çatarak yüzüme baktığını fark ettim. Tamamı iki saniye içinde oluverdi.
    ”Bir şey mi oldu ? ” diye sormuş oldum ağzımdaki yaprağı yutarken.
    ”Yanlış mı gördüm, yoksa birazcık ilkin sana verdiğim gülü mü yedin ?”
    Bir an durakladım. Bir çok insanoğlunun onlara armağan edilen gülü yemedikleri bilgisi her nede olsa beynimin arka köşelerine saklanmıştı. Ve sadece Akın’ın şaşkın bakışlarını gördüğünde saklandığı köşeden çıkma zahmeti göstermişti.
    ”Hı,hı.” Usulca mırıldanırsam bir ihtimal mevzuyu uzatmaz, öylece geçiştirmeyi tercih ederdi. (Son Aşkım)
  • ” Bir kadının sevilmeyi ya da kabul görülmeyi hak etmesi için güzel olmasına gerek yoktu. Kadınlar, hayatlarındaki iyi şeyleri güzellikleri karşılığında almak zorunda değillerdi. Güzellik, onların sevilmemelerinin karşılığında ödedikleri karşılık değildi. ” (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Ben, Damla’yı güzel buluyor, bilhassa gözlerini oldukca beğeniyordum. Ama bu, gözleri mavi olmasa onu sevmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Damla’yı beğeniyordum fakat insan her beğenmiş olduğu hanıma aşık olmuyordu. Aşk için daha fazlası gerekiyordu; onun için kendinde, kişiliğinde, kalbinde bir yer açabilecek kadar önemsemen gerekiyordu. Ve bu bir tek güzellikle olmuyordu. (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Lacivert diyorum…:
    ” Siyah kadar asil,mavi kadar güzel. ” (Lacivert)
  • ” Sizi öldürmeyen şey güçlendiriyordu. ” (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Eğer ilişkiyi doğru temeller üstünde başlatırsan en küçük sıkıntıda yıkılmaz (Üç Yapraklı Ahududu)
  • Terbiyesizin biri kapıma dayandı diye evimden ayrılmam haksızlık.”
    Elindekileri yeniden sehpanın üstüne bıraktı ve gelip yanıma oturdu. “Elbette haksızlık,” diye konuşmaya başladı, içimi titreten bir anlayışla gözlerimin içine bakarken. “Elbette olması ihtiyaç duyulan o insanın bir yere kapatılması, cezalandırılması ve senin asla bu şekilde rahatsız edilmemen. Elbette bir evde dilediğin benzer biçimde tek başına kalabilmelisin, sokakta günün her saatinde dilediğin benzer biçimde yürüyebilmelisin, yaşamının hiçbir anında hiçbir insan seni rahatsız
    etme hakkını kendinde bulmamalı. Fakat olması gerekenin olduğu bir dünyada yaşamıyoruz,
    ne yazık ki. (Son Şansım)
  • Dudaklarımdan bir homurdanma döküldü.”Kuvvetli kadınmış”diyerek pufladım.
    “Bu da yeni moda.Kuvvetli kadınız diye her şeye yakınma etmeden katlanmamız planlanıyor.Ne hikmetse ya kuvvetli ya zayıf oluyoruz ,ya hep ya asla oluyoruz.Bir türlü insan olamıyoruz sizin gözünüzde.” (Üç Yapraklı Ahududu)
  • Kış bitmişti fakat yeniden vardığında el ele tutuşup gene baharı getirecektik (Son Şansım)
  • – şimdi sen bu şekilde söyledin ya .
    Ben sanki bu şehri fethetmişim benzer biçimde hissettim. Ama savaşmadan,kan dökmeden. Acısız bir yengi. (Ben Prenses Değilim!)
  • “Bana uyacak biri nasıl biri, onu soruyorum.” dedi gülerek.
    Ortada gülünç bir şey vardı da ben mi göremeiyordum. Omuz silktim. ‘“Başvuranlar arasında henüz öyle bir adaya rastlamadım. O yüzden tam bilemiyorum.”
    “Sana bu konuda yardımcı olabilirim.”
    Önerisine göz devirmemem hakikaten yaptığım en zor şeylerden biriydi. Benim ne kadar başarıya ulaşmış ve ustalaşmış bir çöpçatan olduğumu buradan anlayabilirdiniz.
    “Öyle mi ? Bu… iyi olur.”
    Evet, lütfen sana iyi mi birini ayarlamamı istediğini anlat bana. Anlat da ağlayarak masanın altına girme aşamasına daha süratli geleyim.
    “Bence…” dedi, benim içimdeki fena hislerden habersiz,rahat, güzel bir gülümsemeyle.
    “Bana uyacak kişi sevimli biri olmalı. Orta boylu, beyaz tenli. Çilli.’”
    Bunları saydıktan sonrasında bir yanıt bekliyormuş benzer biçimde yüzüme baktı. Ama ne diyebilirdim ki ? Tüm çilli hanım müşterilerimle yollarımızı ayırma planları yapmakla meşguldüm.
    Akın minik bir öksürükten sonrasında devam etti.
    “Çok zeki biri olmalı.” derken kaşları yukarı doğru kavislendi.
    “Bana gökyüzünde yıldızların yerini gösterip isimlerini söyleyebilecek kadar zeki.”
    Bir dakika. Beklediğim bu değildi… Kaşlarım şüpheyle birbirine yaklaşırken Akın saymaya devam etti.
    “Sonra, biraz tuhaf biri olmalı. Erkek köpeğine, bir dişi ismi verecek ya da ona getirilen çiçekleri yiyecek kadar tuhaf biri.”
    İşte bu tarz şeyleri söylemesinin arkasından gözlerim hayretle dev gibi açılmıştı. Bu şahıs sana da birazcık tanıdık geliyor muydu, sayın okur ? Yoksa beynim üzüntüden kendini kapattı da rüyalar âlemine mi geçiş yapmıştım?
    “Her güzel şeye, onu anlamak için pürdikkat bakacak biri olmalı.” diye sürdürdü Akın konuşmasını.
    “Etrafındaki insanlara ger zaman ayak uyduramasa da onları incitmeden yaşamayı başarmış biri olmalı. Kendisi incinmiş olduğu halde üstelik. Eşsiz biri olmalı. Kendi mucizevi ışığını yaymalı.”
    Beynim kendini kapatmış mıydı bilmiyordum fakat bana komut vermeyi kestiğine güvence verebilirim. (Son Aşkım)
  • ” Birine güvenmek, aşktan, sevgiden, iyilikten bağımsız bir şeydi.Birine güvenmek, insanoğlunun karşısındakinden ziyade ta kendisiyle alakalıydı. ” (Ben Prenses Değilim!)
  • Ama geçiyordu işte. Herşey gelip geçiyordu. Ve geriye yalnız ben kalıyordum.. (Çirkin Ördek Yavrusu)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş