Sonsuz Gün Batımında – Furuğ Ferruhzad Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sonsuz Gün Batımında – Furuğ Ferruhzad Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sonsuz Gün Batımında kimin eseri? Sonsuz Gün Batımında kitabının yazarı kimdir? Sonsuz Gün Batımında konusu ve anafikri nedir? Sonsuz Gün Batımında kitabı ne konu alıyor? Sonsuz Gün Batımında PDF indirme linki var mı? Sonsuz Gün Batımında kitabının yazarı Furuğ Ferruhzad kimdir? İşte Sonsuz Gün Batımında kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Furuğ Ferruhzad
Çevirmen: Kenan Karabulut
Orijinal Adı: Der Gurub-i Ebedi
Yayın Evi: Telos Yayınevi
İSBN: 9786058564343
Sayfa Sayısı: 254
Sonsuz Gün Batımında Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“…kavramların ve mukayeselerin sarsıldığı bir vakit içinde yaşıyoruz. Dış dünya inanmak istemediğim kadar viranedir.
Ben niçin şiir yazdığımı açıklayamıyorum. Sanatla ilgilenen her insanın sebebinin -ya da en azından sebeplerden birisinin- bu yok oluş karşısında bir tür açığa vurulmamış direnme ve yüzleşme isteği bulunduğunu düşünüyorum. Bunlar yaşamı oldukca seven ve hem de ölümü de anlayan insanlardır. Sanat emek vermesi bir tür ölümsüz kalma yada ‘kendini’ geride bırakma, ölümün anlamını yok etme uğraşıdır.
Kimi vakit düşünüyorum, ölüm de bir tabiat kanunudur, doğrudur, fakat insan bu kanun karşısında yalnız aşağılanma ve küçülme hissediyor…”
Furuğ, 1935-1967 yılları arasına sıkışan otuz iki senelik ömründe, bir bayan ozan olarak bu aşağılanma duygusuna meydan okudu. Mektupları, hatıraları ve söyleşileri, ‘sonsuz gün batımında’ bu meydan okumanın izleriyle; güçlü bir yaşama arzusu ve ölümün varlığını sanatla aşma çabasıyla dolu. Üstelik doğduğu yaşamış olduğu toprakları hor görmeden:
” Ne olursa olsun Tahran’ımızı seviyorum… O gevşetici güneşi, o ağır gün batımını, o toprak yolları ve o yoksul, mutsuz insanları severim…”
(Tanıtım Bülteninden)
Sonsuz Gün Batımında Alıntıları – Sözleri
- dünya azca çirkin değil
eğer insanlık bunlara gözlerini kapasaydı
dünyada çirkinlikler çoğalırdı
fakat insanlık çaresiz değildir. - Eğer bana deniz kıyısına git ve kumların üstünde uyu deselerdi oldukca daha mutlu olurdum. Orada daha özgür olabilir, bağırabilir, şarkı söyleyebilirdim, bir o tarafa bir bu tarafa koşabilirdim ve asla kimse hareketlerimi izlemez, alaycı bir tavırla ‘etik’ adına ölçmezdi.
- İnsanlardan uzaklaştıkça insanı seviyorsun, insanoğlu sana yaklaştığında da aksine onlardan kaçıyorsun…
- … bana düşen eski bir merdivenden aşağı inmek
ve yalnızlık içinde çürüyen bir şeye ulaşmaktır - ben pişman değilim
kalbim sanki zamana doğru akmakta
yaşam kalbimi tekrarlayacak
rüzgar göletlerinin üstünde hindiba sürüyor
o beni tekrarlayacak. - ey yedi yaş
ey yola koyulmanın şaşırtıcı anı
senden sonrasında kalabalık içinde çılgınlıktan ve cehaletten ne var ise yok olup gitti - Susanların yada söyleyecek bir şeyi olmayanların, susmaları en güzelidir yoksa bu korkulu boşlukla uzlaşma güçleri tükenir ve kendilerini tüm idealleriyle yalnız ve boşuna bulurlar.
- -Hayat hakkında neler söylersiniz?
Vallahi bu mevzuda konuşmak bence oldukca yorucu ve faydasız bir iş. - yarim şiir, dostum şiir
onun rahat eline ulaşincaya değin gideceğim - Benim için mutluluk güzel elbiseler, iyi yaşam ya da güzel yemekler değil, ben ruhen rahat olduğumda mutlu oluyorum ve şiir ruhumu rahat kılıyor.
Sonsuz Gün Batımında İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Furuğ, 1935-1967 yılları arasına sıkışan otuz iki senelik ömründe, bir bayan ozan olarak bu aşağılanma duygusuna meydan okudu. Mektupları, hatıraları ve söyleşileri, ‘sonsuz gün batımında’ bu meydan okumanın izleriyle; güçlü bir yaşama arzusu ve ölümün varlığını sanatla aşma çabasıyla dolu. Üstelik doğduğu yaşamış olduğu toprakları hor görmeden: “Ne olursa olsun Tahran’ımızı seviyorum… O gevşetici güneşi, o ağır gün batımını, o toprak yolları ve o yoksul, mutsuz insanları severim…”
***
Behruz Celali tarafınca hazırlanan kitap, Furuğ Ferruhzad’ın hemen hemen otuz üç yaşlarındayken bir trafik kazasıyla sonlanan yaşamının öyküsünü kendi söyleşileri ve yakınlarının anlatılarıyla ele alarak başlıyor. Kitabın derhal girişinde şairin hususi hayatıyla ilgili konuşmayı yorucu ve gereksiz bir uğraş olarak görmüş olduğu içeriyor. Sonrasında ailesi ve yakınlarıyla mektuplarını okurken hissedeceğiniz, insanlardan sonrasında paylaşılan mektupları okurken yaşanmış olan “fena bir şey yapıyor olma” hâlini katmerlendiriyor bu da. Yine de onu tanıma arzunuza karşı koyamıyor ve içinizi kemiren bu hisle okumaya devam ediyorsunuz. Tanıdıkça beslediğiniz sempati, ilerleyen sayfalarda Ferruhzad’ın seyahat yazılarıyla taçlanıyor, artık onunla dost olup söyleşi etme şansını buluyorsunuz. Şiire, beyaz perdeye, müziğe ilgisini okudukça kafanızda profili gittikçe tamamlanıyor.
Kitapta Ferruhzad’ın edebiyat temalı söyleşileri de içeriyor. Fakat ben Fars edebiyatı mevzusunda bilgili olmadığım için buradan almam gerekeni yeterince alamadım.
Kitap hassaten dikkat gerektiren bir kısımla, Ferruhzad’ın cüzzam hastaları için çalışmalarıyla sonlanıyor. Cüzzam hastalarının yaşadıklarını mevzu alan, belgesel türündeki Ev Karadır adlı filmin gidişatı da kitapta içeriyor. (Beyza)
oldukca etkisinde bırakan :(: Yeryüzü Ayetleri kitabında yapmış olduğum incelemede azca oldukca bahsettim esasen. Furuğ’un bu kitabı hayatından, düşüncelerinden, hayallerinden, geçmişinden, şiirlerinden kesitler içeriyor. doğumundan ölümüne her şeyini bu kitapta bulabilirsiniz. Bir çok satırlarda kendimi de buldum. sizin de kendinizi bulacağınızdan inanırım. beni fazlasıyla etkiledi….kesinlikle okumalısınız..
” İnsanlara iyi mi davranmam icap ettiğini bilmiyorum. Ben utangaç bir insanım. Başkalarıyla bir söyleşi konusunu açmak benim için büyük bir problem, bilhassa bu insanoğlu bana asla garip gelmiyorlarsa, her neyse geçelim. ”
” fakat hiçbir zaman ve hiçbir yerde rahatlık bulamadığımdan, hiçbir zaman ağzımı açıp konuşamadığımdan, kendimi sizlere ve başkalarına anlatamadığımdan dolayı ne yapabilirdim? ” (Ferdi Yılmaz)
savaşım etmek: En iyi başlık ne diye düşündüm bu kitap için en anlamlı ve rahat olsada “Savaşım Etmektir” diye yorumladım. Furuğ Ferruhzad yaşamış olduğu yaşam ve zorluklar karşısında ki çabası, yaşamış olduğu toplumda; sanatına, yapmış olduğu yeniliklere karşı meydana getirilen ağır eleştirilerin üstesinden gelmeyi aklına koymuş, başladığı yoldan önüne çıkan taşlara takıldığı anlarda olsa hep ayağa kalkmayı başarmış, kuvvetli şairdir benim için. “Sonsuz Gün Batımında” kitabı kendisini daha iyi tanımama vesile oldu. Ailesiyle yaşamış olduğu zorluklar, babasından hissetmeye çalmış olduğu desteği ve sevgi eksikliğini şiirlerinin bi kısmına yansıtan, oğlundan uzakta geçirdiği bir yaşam. Görmüş olduğu baskılar sebebiyle ruhsal çöküntü ve ruhsal destek almak zorunda kalması. Kendi fikir yapısını bi türlü benimsemeyen yalnız “ev hanımı” olarak kalıp kendi hedeflerini köreltmesini sağlamaya çalışan seslerden sıyrılıp, ayakta kalmaya çalışan büyük bi sanatçıya dönüşmek. “Sonsuz Gün Batımında” Furuğ Ferruhzadla ilgili dört gözle beklenen her şeye ulaşmak mümkündür. Mektuplar, şiirler, söyleyişiler, yaşam mücadelesi, ilgilenilmiş olduğu alanlar ve bizlere kazandırıldığı büyük eserlerini bulabilirsiniz. Umarım sizlere yararlı bi araştırma bırakabilmisimdir, Esenlikle kalınca.
DİPNOT: Hayatta mücadeleler karşısında hani derler ya tırnaklarıyla kazıdı da geldi diye bi başarı öyküsünden bahsederiz. Bu şekilde örnek insanların, hayallerinin peşinden gidip, “hiçbir hayal ucuz değildir”. Sözünü bizlere yansıtması ve bu hayatta toplumun ne düşündüğü değil, senin ne hissedip, ne düşündüğünün mühim bulunduğunu gösteren,bizlere zorluklar karşısında da ayakta kalmayı pes etmeden işte ben burdayım mesajını gösteren yaşanmışlıklara, hayallerimize sıkıca tutunmamız icap ettiğini gösteren örnek insanlara, teşekkürü borç bilirim. (Batuhan Bel)
Sonsuz Gün Batımında PDF indirme linki var mı?
Furuğ Ferruhzad – Sonsuz Gün Batımında kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sonsuz Gün Batımında PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Furuğ Ferruhzad Kimdir?
Füruğ Ferruhzad, (Farsça: فروغ فرخزاد, Forough Farrokhzad) (d. 5 Ocak 1935 – ö. 13 Şubat 1967), İranlı ozan, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. İran’ın 20. yy’da yetiştirdiği en mühim hanım şairlerindendir.
Yaşamı
Babası Albay Muhammed Ferruhzad ve anası Turan Veziri Tebar’ın yedi çocuğundan üçüncüsüydü. Mahalle okulunda 9. sınıfa kadar devam ettikten sonrasında kız sanat okuluna gitti. Burada fotoğraf, dikiş-nakış ve el sanatları öğrendi. Hicivci ozan Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına vardığında Perviz Şapur ile evliliğe ilk adımını attı. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz’da devam etti. Bir yıl sonrasında tek evladı olan Kāmyār’ı dünyaya getirdi. Evliliğinden iki yıl sonrasında 1954 senesinde Füruğ, eşinden ayrıldı. Mahkeme Kāmyār’ın velayetini babasına verdi.
Füruğ, Tahran’a geri dönerek şiir yazmaya devam etti ve Esir adını verdiği ilk kitabını yayınladı.
1958 senesinde İbrahim Gülistan’la tanışır ve dokuz ayını Avrupa’da geçirir. Ozan bu zamanda yaşamının esin deposu olan şiirlerine devam eder ve hızla iki kitabını daha piyasaya sürer. Bunlardan ilki Duvar ve diğeri de İsyandır.
İranlı cüzzam hastalarını ve onların sorunları ile ilgili olarak Tebriz’de film yapar. 1962 senesinde filmi Kara Ev adını verdiği filmiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ödüller kazanır. Film çekimi esnasında cüzzamlılar evinde tanıştığı Hüseyin Mansur adlı evladı evlat edinir.
1963 senesinde Füruğ, Yeniden Doğuş adlı eserini yayınlar. Artık şiirde olgunlaşma zamanlarıdır ve sanat içerikli düzeyi yüksektir. Bu kitabıyla ozan, İran şiirinde derin ve etkisinde bırakan değişikliklere yol açmıştır.
13 Şubat 1967 tarihinde öğleden sonrasında saat 14.30’da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aracına çarpamamak için direksiyonu kıran Füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşlarında hayata gözlerini yummuştur.
Modern İran şiirine mühim katkılar elde eden şairin ölümünden sonrasında emek harcamaları Soğuk Mevsim adı altında bir kitapta toplandı. Michael Hillman, Yalnız Kadın adıyla onun yaşamını ve şiirlerini 1987 senesinde yayınladı. Şairin şiirleri ve yaşamı hakkında daha pek oldukca yazı ve kitap gösterildi, yaşamı filme çekildi.
Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde hanımefendilerin sorunlarını da ele almakta, İran toplumunun hanımefendilere karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri ara sıra şiddetli tartışmalara yol açmıştır. İran’da hanımefendilerin yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunmaktaydı. Dönemindeki Şah’ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi vakit İran toplumunca erotikbulunmuştur.
İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin 1999 yılında yapılmış Rüzgar Bizi Sürükleyecek filminin adı, şairin bir dizesinden alıntıdır.
Ödülleri
1962 senesinde yapmış olduğu belgeselle İtalya Belgesel Filmler Festivali’nde birincilik.
1963 senesinde “Kara Ev” filmiyle, Almanya’daki Oberhausen Film Festivali’nde en iyi film ödülü.
Furuğ Ferruhzad Kitapları – Eserleri
- Yaralarım Aşktandır
- Sonsuz Gün Batımında
- Aşk Şiirleri
- Yeryüzü Ayetleri
- Dünya Sevmek İçin Oldukca Ufak
- Furuğ-i Ferruhzad
- İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına
- Kederli İpek
- Bir Başka Doğuş
- Gitmekti Benim Payıma Düşen
- Ses, Ses, Yalnız Ses
- Hemû Berhem
- Sonsuz Günbatımı
- Rüzgâr Bizi Götürecek
- Ilkin Ben Öleceğim
- Tüm Şiirleri
- Sadece Ses Kalıcıdır
- Sin: Selected Poems of Forugh Farrokhzad
- Duvar
- Furuğ – Dünya Şiir Mitosları 2
- Ma Baweri Bı Destpekerdışe Mewsime Serdi Biyar
- Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar
- Son Gün
Furuğ Ferruhzad Alıntıları – Sözleri
- O günlerde çepeçevre dönen kuşlara benziyordum. Karanlık sema ile çevrilmiş boşlukta kanat açarak yükselmiş, aydınlığın ve ışığın kaynağına doğru uçmak istiyordum. Yolumda yağmurlu ipekler ayağıma dolanıyor, rüzgârların nefesi uçuş seyrimi kesiyor ve bulutların sisi gözlerimi kapatıyordu. Ben kanat çırpıyordum, devamlı kanat çırpıyordum. Yolum uzak bir yoldu. Kanatlarım yorulunca uykunun kucağına dalmak için aşağıya indim. Yorgunluktan uyanık kalma korkusunu unuttum fakat uykumda uçuşları düşünüyordum ve şimdi o uykudan uyandım. Yolumda yağmurların, rüzgârların ve bulutların oturup beklemekte olduklarını biliyorum. Ve ben bitkinlikten, acıdan boşalmış kanatlarla ve umut dolu bir kalple gene de ufkun uzaklarındaki o aydınlık, rahat, mutlu ve gerçek özgürlüğün olduğu caddelerde parlayan güneşin hayranı olacağım. (Dünya Sevmek İçin Oldukca Ufak)
- Neden gölgemi uzaklaştırıyorsun benden?
Soruyorum sana:
Acı mıdır yoksa mutluluk mudur karanlık?
Zindan mıdır yoksa özgürlük ovası mıdır gövde?
Nedir gecenin karanlığı?
Gece,
Kimin kara ruhunun gölgesidir? (Duvar) - ben pişman değilim
kalbim sanki zamana doğru akmakta
yaşam kalbimi tekrarlayacak
rüzgar göletlerinin üstünde hindiba sürüyor
o beni tekrarlayacak. (Sonsuz Gün Batımında) - „ah…
budur benim payıma düşen
budur benim payıma düşen
benim payıma düşen
Bir perde asılmasının benden almış olduğu gökyüzüdür
benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden
inmektir
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette
benim payıma düşen, anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir
ve “ellerini seviyorum” diyen
sesin hüznünde ölmektir” (Ses, Ses, Yalnız Ses) - “Ax, bihêle wenda bibim di dilê te de.”
—Ohhh bırak kalbinde kaybolayım.”:::!!! (Hemû Berhem) - Benim için mutluluk güzel elbiseler, iyi yaşam ya da güzel yemekler değil, ben ruhen rahat olduğumda mutlu oluyorum ve şiir ruhumu rahat kılıyor. (Sonsuz Gün Batımında)
- ger min dest bida ser felekê mîna yezdan
min ê rakira ji binî vê feleka han
ji nû ve yeka din a wisa ava bikira ku
kirina mirazê dil bibûya özgür û hêsan
Xeyyam (Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar) - su akışının sesi…
ve dişi toprak kabuğu üstüne..
yıldız ışığının düşüş sesi ve aşkın yayılma sesi..
Ses, ses, yalnız ses kalıcıdır. (Sadece Ses Kalıcıdır) - ben yüreğini yitirmiş bu zamandan korkuyorum (Yeryüzü Ayetleri)
- Şklovski der ki: “Biz birbirimizin yüzüne bakarız fakat birbirimizi görmeyiz!” (Ses, Ses, Yalnız Ses)
- “Titreyen ağlayışım dans ediyor gözyaşlarımla” (Gitmekti Benim Payıma Düşen)
- güneş ölmüştü
güneş ölmüştü ve yarın
evlatların belleğinde
belirsiz, yitik bir imgeydi… (Rüzgâr Bizi Götürecek) - ah!
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen
bir perdenin asılışının benden almış olduğu gökyüzüdür
bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır (Yeryüzü Ayetleri) - “kalbim, kalbinle beraber okudu aşk masalını” (Rüzgâr Bizi Götürecek)
- Düşünüyorum fakat biliyorum ki asla
gücüm yok bu kafesten kurtulmaya,
gardiyan razı olsa da
takatim yok kanatlanıp uçmaya. (Yeryüzü Ayetleri) - hemî hebûna min ayeteke tarî ye
ku di ber xwe de te dubare dike
dê te bibe berbanga bişkivîn û şînbûnên ebedî
di vê ayetê de min kir axîn ji te re, kir axîn
di vê ayetê de min tu li dar û av û agir lûl kirî (Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar) - hemû hebûna min ayeteke tarî ye.. (Hemû Berhem)
- Gece kara bir toz şeklinde ağaçları üstüne çökmüştü. Sert bir rüzgar esiyor ve kuru sarı yaprakları caddede bir o yana, bir bu yana sürüklüyordu. O donmuş parmak uçlarıyla pencerenin buharla kaplı camını sildi. Şehrin ışıkları uzaktan göz kırpıyor ve her an daha da soluklaşıyordu. Uzun ağaçların dallarında sanki bir yalvarış vardı, gökyüzüne uzanmış ve yukarıda bir yerde, bulutların içinde bir şeyler arıyordu. (Son Gün)
- Ses,ses, yalnız ses,
su akışının sesi
ve dişi toprak kabuğu üstüne
yıldız ışığının düşüş sesi ve aşkın yayılma sesi
Ses, ses, yalnız ses kalıcıdır. (Sadece Ses Kalıcıdır) - seni gördüm bir gece rüyamda, sarhoşum
ah… yoksa rüyalarda mı göreceğim artık seni (Kederli İpek)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!