Eğitim

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz – Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz – Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kimin eseri? Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabının yazarı kimdir? Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz konusu ve anafikri nedir? Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabı ne konu alıyor? Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz PDF indirme linki var mı? Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabının yazarı Nilgün Marmara kimdir? İşte Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Nilgün Marmara

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752892927

Sayfa Sayısı: 99


Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi, Nilgün Marmara’nın Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Kısmı’nden Ocak 1985’teki mezuniyet tezi.

İki şairin bu sıradışı buluşması, hem Plath’ın şiirinin çözümlenmesi hem de Marmara’nın Plath’la kendi yaşamı ve şiiri içinde ne türden ilişkiler kurduğunu göstermesi açısından son aşama mühim bir belge.

İngilizce kaleme alınmış sav, karşılıklı sayfalarda İngilizce ve Türkçe olarak yer ediniyor.


Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz Alıntıları – Sözleri

  • “…Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak…”
  • Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir feryat, mutlu, yaşama olasılığının aranışıdır.
  • Ama bu ölüm içgüdüsü bu kadar etkiliyse, intihar oranlarının niçin bu kadar düşük olduğu sorulabilir. Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir feryat, mutlu, yaşama olasılığının arayışıdır.
  • “İşte beni doğurarak getirdiğin krallık bu, anne, anne.
    Ama kaşlarımı istediğim kadar çatayım, yanımdakini ele vermeyeceğim.”
  • Çölde
    Bir mahluk gördüm, çıplak, yırtıcı.
    Çömelmiş oturuyor
    Yüreğini ellerinde tutuyor
    Yiyordu.
    Dedim ki: “Tadı güzel mi dostum?”
    “Acı, acı,” diye karşılık verdi;
    “Ama seviyorum
    Zira acı
    Ve benim kalbim.” H. Crane
  • Ben yalnız atan bir kalptim.
  • Pavese’nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne
    yazdığı şeklinde: “Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.”
    Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli
    aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden kabul edilen “Seneler”de şu şekilde der:
    “Sözcükler kuru, sürücüsüz,
    Yorulmak bilmez toynak sesleri.
    Bu arada
    Sabit yıldızlar havuzun dibinden
    Bir yaşamı yönetiyor.”
  • Fazlaca yalnızım, mutsuzum
    Göründüğüm şeklinde değilim aslına bakarsak
    Karanlıklarda kaybolmuşum
    Bir ışık arıyorum, bir ümit arıyorum uzun süreden beri
    Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
    Kimse duymuyor çığlıklarımı
    Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor…
  • “…ölmek bu dünyada yeni bir şey değildir, ama yaşamak daha da az yenidir.” der Rus ozan Yessenin “Elveda” adlı şiirinde, intihar etmeden ilkin.
  • “…ölmek bu dünyada yeni bir şey değildir, ama yaşamak daha da az yenidir.” der Rus ozan Yessenin
    “Elveda” adlı şiirinde, intihar etmeden ilkin.
  • “Ah kalbim, bu umutsuzluk karşısında hiç mi çaren yok?”
  • Plath‘a gore, ölü gövde kusursuzlaştırılmıştır, şundan dolayı: …başarmışlığın gülümseyişini taşır,
  • S. Plath çekmiş olduğu acıyı mısralarıyla yenmeye çalışmışsa da, eserleri doğaçlama yaşanmış olan bu tutkulu yaşamın ölüme yenik düşmesinin kanıtıdır.
  • “İkimizi de öldüren
    sevgim oldu.”
  • Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir feryat, mutlu, yaşama olasılığının aranışıdır.


Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sylvia Plath, Nilgün Marmara için yolundan gidebilecek kadar etkilenilecek bir şairdir.
Nilgün Marmara’nın bu kitabı aslına bakarsak Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmak için hazırladığı bir tezdir. 1985 senesinde hazırlanan bu tezi yazar/dost-korpe 2005 senesinde dilimize çevirip, kitaplaştırmıştır. Peki Nilgün Marmara’nın üniversiteyi bitirmesi için lüzumlu şartlara ulaşmasını elde eden bu sav niçin kitap olmuştur şundan dolayı Nilgün Marmara da analizini yapmış olduğu ozan şeklinde intiharı seçmiştir…
Nilgün Marmara ise “Umarım böylesine emsalsiz ve belirgin bir mevzuda şiirlerini ölüm terimini derinden algılayarak yazmış ve intiharında da sanatı kadar başarıya ulaşmış olmuş bir kadının analizini yapabilme mevzusunda başarısız olmam” diyerek hayranı olduğu şairi anlatırken her sayfasında daha oldukça sevdiriyor Sylvia’yı, şiirleri bir o kadar güzel çözümleme ediyor ki kendi gittiği karanlığın arkasından okuru da ister istemez çekiyor Sylvia’nın o cazip karanlığına….
Belki de Sylvia’nın yaşamını özetleyen filmi seyredip sonrasında bu tarz şeyleri okuduğum için bu kadar kapıldım albenisine ya da kendimden kesitler bulduğum için, bilemiyorum… Tek bildiğim her insanın bu kitabı sevemeyeceği. Ilkin bazı şeyleri sevip benimseyip o şekilde okumamız gerekiyor sanırım.
Ve bildiğim öteki bir şey de bazı kişiler için “yazmak” faaliyetinin yaşam olduğu. Kitapta da söylediği şeklinde “Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli aramaktan vazgeçer” ve sözcüklerinden vazgeçtikten sonrasında kendi hayatından da vazgeçer.
Bu tezi hazırlayıp 2 yıl sonrasında nerede ise aynı yaşlarda, aynı ölüm şeklini “İntiharı” paylaşan iki ozan için üzülmemiz ihtiyaç duyulan nokta, eserleri onlar yaşarken istedikleri özeni göremediler. Oysa şimdi seneler sonrasında filmleri çekiliyor, kitapları okunuyor hatta günlükleri bile basılıyor.
Nilgün Marmara için bu oldukça mühim olmasa da Sylvia Plath için çıkmazda olan yaşamını daha da batağa çekmiştir eserlerinin güzel olmadığı düşüncesi…
Ve kitabından etkisinde bırakan bir alıntı ile bitirmek isterim incelememi;
Plath, can sıkan bir yaşam sürse bir ihtimal yaşam süresini uzatabilirdi, fakat bunu yapamadı şundan dolayı yaşamının kapısını şiirlerindeki şeklinde kapamayı yeğledi, süratli ve manikçe, itiraz edilemez bir kesinlikle. “46
Muhtemelen keyifle okuyamayacağınız bir okuma olacaktır, iyi okumalar… (Merve)

Ah be Nilgün..: Yine de okurken düşündüren, aydınlatan bir yazı.. Bazı yazılar insanı başka bir kitap ve ya yazarı tanıma isteği uyandırır. Bu yazı sonrası ben de Sylvia Plath eserlerini okumaya başlayacağım. 2 muhteşem hanım ve 2 benzer ölüm.. En korkutucusu da bu yazılarda kendimi bulmam.. (Gulzar Sharifova)

••”En harlı alevlerin ortasında bile altın nilüfer yetişir.”
yazmaktadır,
11 Şubat 1963’te,
30 yaşlarında,
ikinci kattaki odalarında uyumakta olan evlatlarının
yanına süt ve kurabiye bıraktıktan sonrasında,
odalarının kapısını da içeri gaz girmeyeceğinden
güvenli olmak suretiyle bantlayarak kapatan
ve kafasını fırının içine sokarak
intihar eden Plath’in gömüt taşında.
.
••22 yıl sonrasında,
bu intihara duyarsız kalmayıp,
Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Kısmı
bitirme tezi olarak;
‘Slyvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi’
tezini sunacaktı Nilgün Marmara.
.
••Mezuniyetinin hemen hemen ikinci senesinde ise,
etkilendiği yazar Slyvia Plath şeklinde bir ölümü seçip,
13 Ekim 1987’de 29 yaşlarındayken
kalmış olduğu evin balkonundan atlayarak intihar edecekti.
.
••Cemal Süreya, 841. gün eserinde;
“Nilgün ölmüş.
Beşinci kattaki evinin penceresinden
kendini aşağı atarak canına kıymış,
Ece Ayhan söylemiş oldu.
Fazlaca değişik bir insandı Zelda.
Akşamları belli saatten sonrasında kişilik
hatta gövde değiştiriyor şeklinde gelirdi bana.
Yüzü alarır bakışlarına oldukça güzel
fakat ürkütücü bir parıltı eklenirdi.
O kadar da gençti.
Sanırım otuzuna değmemişti daha…
Bu dünyayı başka bir yaşamın bekleme salonu
ya da zaman geçirme yeri olarak görüyordu.
Dönerek baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde.
O zamanlar görememişim.
Bugün ortaya çıkıyor.”
diye bahsetmişti Marmara’dan.
.
••Bitirme tezinde,
Slyvia Plath için yapmış olduğu bir analizde şu şekilde demişti Nilgün;
“ ‘Yaratma yetersizliği’ ve
bir sanat eseri kadar kusursuz bir ölüme kavuşma arzusu…’
Yoksa bu şahıs hem de kendisi miydi?
.
#NilgünMarmara #SlyviaPlath #061119 (Zeliha KRAL)


Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz PDF indirme linki var mı?


Nilgün Marmara – Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nilgün Marmara Kimdir?

Nilgün Marmara, Balkan göçmeni olan bir ailenin iki kızından biri olarak, 13 Şubat 1958’de İstanbul, Moda’da hayata merhaba dedi. Bir Marksist olan babası Fikri Marmara, muhasebe müdürüydü. Babası, Bulgaristan’ın Plevne şehrinden, annesiyse Vidin’den İstanbul’a göç etmişlerdir.

Liseyi Kadıköy Maarif Koleji’nde okudu. Üniversite hayatına İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden başladı sadece siyasal sebeplerle burada devam edemeyip yine sınava girdi ve Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmıştır. Okulu, “Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” tezi ile 1985’te tamamlamış oldu. Mezun olduktan sonrasında Marmaris’te bir dinlence köyünde çalışmaya başladı. Farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğunda memurluklarda bulunsa da iş yaşamı oldukça uzun soluklu olmadı.

1982’de, dost ortamında tanıştığı sanayi mühendisi Kağan Önal ile evliliğe ilk adımını attı. Eşinin işi dolayısıyla 16 ay Libya’da yaşadılar.

13 Ekim 1987’de 29 yaşlarındayken kalmış olduğu evin balkonundan atlayarak intihar etti.

İntiharının arkasından Ece Ayhan, “Meçhul Talebe Anıtı” şiirinde “Aldırma128! İntiharın parasız yatılı ufak zabit okullarında..” mısralarıyla kendisine seslendi.

Ferda Erdinç, “üstü ağır oturaklı bir kadın, altı ayak parmakları birbirine bakan bir çocuktu”, Cemal Süreya 841. gün eserinde, “Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söylemiş oldu. Fazlaca değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonrasında kişilik hatta gövde değiştiriyor şeklinde gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına oldukça güzel fakat ürkütücü bir parıltı eklenirdi. O kadar da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha.. Bu dünyayı başka bir yaşamın bekleme salonu ya da zaman geçirme yeri olarak görüyordu. Dönerek baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor.” demiştir. Ayrıca Seyhan Erözçelik, Nilgün Marmara’nın intiharının arkasından Nilgün’ün Göztaşı adlı şiiri yazmıştır.

Ölümü Ardından Tartışmalar

Nilgün Marmara’ın intihar etmediği, öldürülmüş olduğu ve Nilgün Marmara’nın ölümünde eşi Kağan Önal’ın dikkatsizliği olduğu açıklanmıştır.

Kağan Önal, kendisine yöneltilen suçlamalara yönelik, “Oysa Nilgün’ün tedavi olması gerekiyordu fakat o doktordan kaçıyordu. Doktor, vardığında evde olması gerekirken evde değildi. Doktor beklemişti. Gelince de konuştular… Doktor bana “İşiniz çok zor, tedavi olması lazım ama çok zeki ve kültürlü. Yani en zor vakalardan” demişti. Zira iyileşmesi için entelektüel faaliyetlerde bulunmaması gerekiyordu. İlacı dayayacaklar ve uyuşacaktı. Orta kültür ve zekalı durumlarda bu hastalık genel anlamda 20’li yaşlarda ortaya çıkarmış, Lityum tedavisi ile başarıya ulaşmış olunurmuş. Ancak Nilgün bu tipte değildi. Tedavi olması, buna ikna olması, tedaviden memnun kalması hepsi ayrı bir dertti. Dolayısıyla tedavi olmadı. Öldüğü gün bana tedaviye yine başlayacağına dair söz vermişti.” şeklinde açıklamıştır.

Nilgün Marmara’nın, ölümünün arkasından basılan Kırmızı Kahverengi Defter adlı kitap büyük bir münakaşa yarattı. Kitap, Nilgün Marmara’nın günlüklerini yayımladığını söylüyor olsa da Libya’da geçirdiği zamana dair tek alıntıyı “Kağan eteğine kirli bir herif oldu, her gün barlarda sürtüyor.” şeklinde yapmıştı ve kitabın en büyük problemi “baskının kesilip biçilme seçimi sebebiyle, Nilgün Marmara, ıstıraplar içinde, yalnız ölümü ve arada da şiiri düşünen, asık suratlı, sinik ve netice olarak intiharından ibaret birisiymiş, yaşamamış, kısaca aslına bakarsak intiharına kadar bayağı varolmamış biri şeklinde” sunmasıydı.

2016 senesinde Everest Yayınları’nca Nilgün Marmara’nın arkasında bıraktığı “günlüklerinin ‘Kırmızı Kahverengi Defter’ adıyla izinsiz bir şekilde yayımlanmasından itibaren başlayan yanlış anlamalar, yersiz kuşkular, haksızlıklar, aşırı yorumlar silsilesine bir son vermek amacıyla eksiksiz olarak yayımlanan ‘Defterler’, Nilgün Marmara ile ilgili soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. ‘Defterler’ ile Nilgün Marmara adı etrafında dönen spekülasyonlar, yalan haberler, yanlış iftiralar sona eriyor. ‘Defterler’ gündelik yaşama, çevresine, ilişkilerine bakışını yansıtarak şimdiye kadar bilinenden, varsayılandan farklı bir Nilgün Marmara portresini de gözler önüne seriyor.” arka kapak yazısıyla günlüğün tıpkıbasımı da ihtiva eder şekliyle yayımlandı.

2017 senesinde günlüklerini tuttuğu iki defterinden başka notları da gene Everest Yayınları’nca Kağıtlar ismiyle yayımlandı.

Eserleri

Şiir

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988)

Metinler (1990)

Günlük

Kırmızı Kahverengi Defter (1993, Gülseli İnal tarafınca hazırlandı)

Defterler. (2016)

Kağıtlar. (2017)

İnceleme

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (1985, Dost Körpe tarafınca 20 yıl sonrasında Türkçeye çevrildi)

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nilgün_Marmara


Nilgün Marmara Kitapları – Eserleri

  • Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
  • Kırmızı Kahverengi Defter
  • Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz
  • Metinler
  • Kağıtlar
  • Defterler


Nilgün Marmara Alıntıları – Sözleri

  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “Hiçliği kusan uzaklıklar yazgımdı ve öğrettiler hoşnutluğu, yaşamdan sıyrılacak gizleri.” (Metinler)
  • ölürken, kahkahamı ona bırakacağım. (Defterler)
  • Zamanın kara saplı bıçağı, kanımca büyük yaralar açtı, o güzel kızıllığın kapanması da olanaksız bence. (Kağıtlar)
  • Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
    niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
    niye kimseler izin vermez yollarına
    kuş konmasına? (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Herkesin vicdanı kendi polisidir. (Kağıtlar)
  • Pavese’nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne
    yazdığı şeklinde: “Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.”
    Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli
    aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden kabul edilen “Seneler”de şu şekilde der:
    “Sözcükler kuru, sürücüsüz,
    Yorulmak bilmez toynak sesleri.
    Bu arada
    Sabit yıldızlar havuzun dibinden
    Bir yaşamı yönetiyor.” (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ey, iki adımlık yerküre
    Senin tüm arka bahçelerini
    gördüm ben! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Avazım çıkmış olduğu kadar gülüyorum… (Kağıtlar)
  • ..
    Sana neler anlatmalıyım neler, oldukça yer, oldukça insan, çirkin, güzel, vakalar, tarihler, akış, akış…
    Gözlerimin önünde biten, yiten herşey bir çevrimin içinde tutsaklandığım ben ve rastlantıyla aynı çevrim içre bulunan ötekiler, bizlere değen, değmeyen her şeyi. konuşmak, konuşabilmek böylesine zorken ben anlatıyorum beynimdeki öteki ses kanalıyla sana, kimi zaman de düşlerde. şükür! bir itimat var hâlâ (nereden sonrasında!) beni duyarsın. (Kağıtlar)
  • Her şey yitik değerde,
    Burada bu çöl kıyısında,
    Acı avcımız:
    Tertipli ısrarı
    ve çantası
    dolu pıhtılarımızla. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • “Delilik sevgilim, bir sözcük üstüne kurulmuyor,
    var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.” (Metinler)
  • Bir tek güneşten utandım hayatımda.
    Yalnızca. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Ağlıyordum, onu gönlümde arzu ederdim ve yalnız orada. (Metinler)
  • Eskiden bir yıldızmış.
    Göğünü yitirmiş. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “…Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak…” (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Tavşan korkmuş olduğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. (Defterler)
  • Kim ekler kendine uçtu uçacak düşüncemizi ve ne yakın kılar enerjisini bizlere aydınlanabilir gecenin?
    Bizim söz, sözün biz olduğu! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ben yalnız atan bir kalptim. (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş