Eğitim

Zümrütname – Celal Şengör Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Zümrütname – Celal Şengör Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Zümrütname kimin eseri? Zümrütname kitabının yazarı kimdir? Zümrütname konusu ve anafikri nedir? Zümrütname kitabı ne konu alıyor? Zümrütname PDF indirme linki var mı? Zümrütname kitabının yazarı Celal Şengör kimdir? İşte Zümrütname kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Celal Şengör

Yayın Evi: Ka Kitap

İSBN: 9786058488809

Sayfa Sayısı: 220


Zümrütname Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Üretken bir bilim adamı olan ve çeşitli ülkelerde yayınlanmış bilimsel makalelerinin yanı sıra, popüler bilimsel yazı ve denemelerinde de bilim adamı tavrından asla taviz vermeyen Şengör, Zümrütname’de bilimin ve bilimsel düşüncenin özgürleştirici, aydınlatıcı, yol gösterici bulunduğunu bundan dolayı de vazgeçilmezliğini korumak için çaba sarfeden bir bilim düşünürü olarak çıkıyor karşımıza.

Zümrütname, bilim tarihinden bilim felsefesine, gündelik yaşamın yorumundan seyahat notlarına; Atatürk’ten İhsan Ketin’e, Herakleitos’tan Charles Darwin’e, Kâtip Çelebi’den Hasan-Âli Yücel ve Ekrem Akurgal’a uzanan, fikir coğrafyasında renkli bir seyahat.

(Tanıtım Bülteninden)

 


Zümrütname Alıntıları – Sözleri

  • Bilgili insan herseyi bilen insan değildir. Bilgili insan fazlaca şeyi bilen insan bile değildir. Bilgili insan neyi bilmediğini neyi iyi mi öğrenebileceğini bilen insandır. Bilgili insan Sokrates’in pek böbürlendiği benzer biçimde hiçbir şey bilmediğini bilen insan da değildir. Zira bu ifade kendisi ile çeliştiği benzer biçimde bu çelişki haricinde bile doğru olması imkansız.
  • Ben, manevî miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kaide bırakmıyorum. Benim içsel mirasım ilim ve akıldır.
    -MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  • Son bir senedir yazdığım CBT yazılarına şöyleki bir baktım. Türkiye’de bilimden mi bahsedeceğim, bu mevzuda meydana getirilen en iyi işler hep ya onun zamanında yada onun kafasından çıkan programlar sonucu yapılmış. Sanattan mı bahsedeceğim, he­men tüm mühim adımları O attırmış. Askerlik mi, en iyisini o yapmış. Türkiye’yi dünyada tanıtmak mı, en etkilisini ve en yaygınını o becermiş. Eğitim mi, en akılcısını o planlamış ve yaptırtmış. Dünya genelinde dış ilişkiler mi, ülkemizin en haysi­yetli periyodunu onun zamanında yaşamışız. Güzel giyinmek mi, milletine en güzel mankenliği o etmiş, giyinip kuşanmasını öğ­retmiş. Reform mu, envai çeşidinin en etkili ve kalıcısını o yapmış. Devrim mi, tarihin gelmiş geçmiş en başarıya ulaşmış devrimcisi ol­muş…
    … İtalyanların Leonardo’su, Galile’si, İngilizlerin Newton’u ve Maxwell’i, Fran­sızların Descartes’i, Pasteur’ü, Almanların Goethe’si, Einstein’ı, Danimarkalıların Steno’su, Bohr’u, Avusturyalıların Suess’ü, Schrodinger’i, Rusların Mendeleyev’i, Pavlov’u var ise, bizim de Mustafa Kemal’imiz var. Bilimsel dâhiler kulübüne kaydettirebildiğimiz şimdilik tek üyemiz. Ne dersek diyelim, milletçe bu­nun bu şekilde bulunduğunun pek fakında değiliz. Kimimiz onu hâlâ Hitler’le, Mussolini’yle, Franko’yla, kimimiz de Lenin, Stalin yada Mao ile karşılaştırmaya çalışıyor!
  • Suça verilen ceza örnek olarak suçun yeniden etmemesi için alınan bir tedbirdir. Bu tedbirin en aşırı şekli idamdır. Suçu işleyeni ortadan kaldırarak suçun ortadan kalkacağı düşünülmüştür. Zamanla çağdaş toplumlar bunun bu şekilde olmadığını görmüşler, kabahat türlerinin kişiye bağlı olmadığını keşfetmişlerdir. O vakit, mümkün olabildiğince suça sebep olabilecek sebeplerin ortadan kaldırılması üstünde çalışılmaya başlanılmıştır..!!!
  • Bilgili insan her şeyi bilen insan değildir. Bilgili insan fazlaca şey bilen insan bile değildir. Bilgili insan neyi bilmediğini, neyi iyi mi öğrenebileceğini bilen insandır…
  • Herakleitos’un, fikirlerin tartılmasında insan kütlelerine  asla itimadı yoktu. İnsan kütlelerinin faydası, gerçeğin pek fazlaca  oşesini aniden görerek onun hakikate olabildiğince yakın bir  resmim ortaya çıkarmaktı. Bu resmin gerçekle çelişen tek bir  köşesini görmek için tek bir insan yeterdi. Ortakla gerçeğin aynı olmadığını gösteren ve bu şekilde bilimle demokrasinin ara  kesidini 2500 yıl ilkin çırılçıplak ortaya koyan büyük Efesli bu  yüzden antidemokratlıkla suçlandı, kendisine sosyalistlikten  faşistliğe kadar her türlü felsefe yakıştırıldı. Halbuki o, tabiat bilimlerinden hareketle, demokrasinin bir takım sloganı olmaması icap ettiğini, olursa tabiatın gerçeklerine çarparak parçalanabileceğini vatandaşlarına anlatmak istiyordu.
    O gün olduğu benzer biçimde bugün de Herakleitos’un çığlığı insanlı- ğın çoğunluğunun sağır kulaklarına çarpıp boşlukta kaybolmaktadır.
  • Bizim toplumumuz niçin gelişmedi biliyormusunuz. Şundan dolayı bizde büyük herşeyi bilir kafası var.Yanlis kardeşim büyük herşeyi bilmez.Gelismek eskiyi yikmaktir..Ee sen eskiyi yikmazsan ne olur. Hala yakarış ile zelzele karsilarsin.
  • Bilgili insan her şeyi bilen insan değildir. Bilgili insan fazlaca şey bilen insan bile değildir. Bilgili insan neyi bilmediğini, neyi iyi mi öğrenebileceğini bilen insandır..
  • Okunmadan hiçbir yere gelinemeyeceğini söylerken, bilgisiz ve görgüsüz bir toplumun Atatürk’ün hayallerini iyi mi kısacık bir sürede iki paralık ettiğine hayıflanıyor. Çocukken babasının onu Atatürk’ün bir hocasını ziyarete götürdüğünü hatırlıyor: “Atatürk bu bilgisizlik yüzünden ümitsizliğe düşmüş olduğu aniden hocasına ‘ben kurtuluşu sağlayamadım, yalnızca çöküşü 50-60 yıl geciktirdim’ demiş ne yazık ki gene haklı çıktı” diyor.
  • “ Bozkırları biz donattık, Tanrı’nın noksanını tamamladık”
    Köy Enstitülerinde yazan bir söz.


Zümrütname İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Zümrütname PDF indirme linki var mı?


Celal Şengör – Zümrütname kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Zümrütname PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Celal Şengör Kimdir?

24 Mart 1955’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1973 senesinde Robert Kolej’i tamamladı. 1978’de State University of New York at Albany’den yerbilimci olarak mezun oldu ve aynı üniversiteden 1979’da yüksek lisansını tamamladı. 1981’de İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi, Genel Jeoloji kürsüsünde asistan olarak vazife halletmeye başladı. 1982’de de State University of New York at Albany’den doktora aldı. 1984 senesinde Londra Jeoloji Cemiyeti’nin Başkanlık Ödülü’nü, 1986’da TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü aldı. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalında doçent oldu. 1988’de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi’nden onur bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) pâyesi aldı. Academia Europaea’ya 1990 senesinde kabul edildi ve cemiyetin ilk Türk üyesi oldu. Aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 senesinde ise Avusturya Jeoloji Derneği onur üyesi oldu. Yine 1991 senesinde Kültür Bakanlığı’nın Bilgi Çağı Ödülünü kazanmıştır. 1992 senesinde İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı’nda profesörlüğe yükseltildi. 1993 senesinde Türkiye Bilimler Akademisi en genç kurucu üyesi oldu ve Akademi konseyine seçildi. Aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi oldu. 1994 senesinde Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan yerbilim dernekleri onur üyeliğine seçildi. Ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafınca Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 senesinde, Fransız Bilimler Akademisi tarafınca yerbilimleri branşında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi. 1998 Mayıs ayı içinde Şengör, Collège de France’da konuk profesör olarak bir kürsü işgal etti. Burada “XIX. Yüzyılda Tektoniğin Gelişmesine Fransız Jeologlarının Katkısı” temalı bir ders verdi ve 28 Mayıs 1998’de Collège de France’ın madalyasını aldı. 1999’da Londra Jeoloji Cemiyeti kendisine Bigsby Madalyasını tevcih etti. 2000 yılının Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. Rus Bilimler Akademisi’ne Fuad Köprülü’den sonrasında seçilen ikinci Türktür. Ayrıca 2013 senesinde Leopoldina Doğa Araştırıcıları Akademisi üyeliğine seçilmiştir.

Şengör, jeolojide bilhassa yapısal yerbilim ve tektonik dallarındaki emek harcamaları ile ün yapmıştır. Şerit kıtaların dağ kuşaklarının yapısına tesirini ortaya koymuş ve Kimmer Kıtası adını verdiği bir şerit kıta ortaya çıkarmıştır. Orta Asya’nın jeolojik yapısını ortaya çıkarmış, Kıta-kıta çarpışmasının ön ülkeleri iyi mi etkilediği meselesini çözmüştür. Yücel Yılmaz ile beraber, Levha tektoniği içinde Türkiye’nin yerini değerlendiren ve atıf klasiği haline gelen bir yazı yazmıştır. Jeoloji ve tektonik mevzularında 6 kitap, 175 bilimsel yazı, 137 bildiri özeti, pek fazlaca popüler bilim makalesi, tarih ve felsefe ile ilgili de iki kitap ve 300’e yakın tecrübe etme yazısı yayınlamıştır. 86 ülkenin Bilimler Akademisine üye olan Şengör’ün yayınlanmış 1826 makalesi vardır ve bu makalelere 12658 atıf yapılmıştır. Bunların 1997-1998 yılları aralığında Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki “Zümrütten Akisler” köşesinde çıkmış olanları Yapı Kredi Yayınları tarafınca 1999’da “Zümrütnâme” başlığı altında kitaplaştırılmıştır.

Fransa, İngiltere, Avustarya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde konuk öğretim üyesi olarak çalışmalarda bulunan Şengör, Collège de France haricinde İngiltere’de Oxford (Royal Society Araştırıcı bursuyla), ABD’de California Institute of Technology (Moore Distinguished Scholar olarak) ve Avusturya’da Salzburg Lodron-Paris Üniversitesi’nde konuk profesörlük yapmıştır. Şengör ek olarak pek fazlaca internasyonal dergide editör, destek editör ve gösterim kurulu üyeliği yapmıştır ve yapmaktadır.

Hususi yaşamı

Jeolojiye olan merakının iyi mi başladığı, “Bir Bilim Adamının Serüveni” adlı kitapta, Şengör’ün “Ben jeolojiyi minik yaştan kısaca Jules Verne’in Arzın Merkezine Seyahatkitabını okuduğum günden itibaren sevmeye başladım. Hemen arkasından Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ‘ı okudum. Onu da okuduktan sonrasında kendi kendime, ‘Adam olmak demek, Jules Verne’in tarif ettiği gibi olmak demektir’ diye düşündüm. Bana jeolojiyi Jules Verne sevdirdi…” şeklindeki ifadeleriyle anlatılmıştır.[6] Bir röportajında kendisine ilişik kütüphanesinde 30000’in üstünde kitabı bulunduğunu söylemiştir.

Şengör 1986 senesinde Oya Maltepe ile evliliğe ilk adımını atmıştır. Tek evladı olan oğlu H. C. Asım Şengör 1989 senesinde dünyaya gelmiştir. “Şengör Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” adlı bir şirketi de vardır.

Çalmış olduğu üniversiteler

State University of New York At Albany, A.B.D – “Yüksek Lisans, Doktora”

Collège de France, Fransa – “Misafir Profesör”

Oxford Üniversitesi, İngiltere – “Misafir Profesör”

Caltech, A.B.D – “Misafir Profesör”

Salzburg Lodron-Paris, Avusturya – “Misafir Profesör”

İstanbul Teknik Üniversitesi – “Öğretim Üyesi”

Kitapları

Kendi yazdıkları:

“Zümrütname” (Yapı Kredi Yayınları, 1999)

“Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması” (TÜBİTAK Yayınları, 2001)

“Yaşamın Evrimi” (İstanbul Teknik Üniversitesi Yayınları, 2004)

“99 Sayfada İstanbul Depremi” (İş Bankası Kültür Yayınları, 2006)

“Zümrüt Ayna: Bilimsel Fikir Üstüne Denemeler” (Yapı Kredi Yayınları, 2003)

”Bilgiyle Sohbet – Popüler Bilim Yazıları” ( İş Bankası Kültür Yayınları, 2014)

Hakkında yazılanlar:

“Bir Bilim Adamının Serüveni – Celal Şengör Kitabı” (Söyleşi: Sefa Kaplan) (İş Bankası Kültür Yayınları, 2010)

Katkıda bulundukları:

“Pîrî Reis 1513 Dünya Haritası” (Boyut Yayıncılık, 2013)

Ödülleri

Yurtdışında birçok üniversitede bulunmuş olan Prof. Şengör, birçok internasyonal ödülün de sahibidir. Ayrıca, TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazanan en genç bilim adamıdır.

Ödüllerinin bazıları:

Londra Jeoloji Cemiyeti, Başkanlık Ödülü [1984]

TÜBİTAK, Bilim Ödülü [1986]

Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi, Onur Bilim Doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) [1988]

Kültür Bakanlığı, Bilgi Çağı Ödülü [1991]

Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı, Rammal Madalyası [1994]

Collège de France Madalyası [1998]

Londra Jeoloji Cemiyeti, Bigsby Madalyası [1999]

Guztav-Steinman Madalyası [2010]


Celal Şengör Kitapları – Eserleri

  • Dahi Diktatör
  • Aptalı Tanımak
  • Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?
  • Bilgiyle Sohbet
  • Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması
  • Bilimin Büyüsü
  • Zümrüt Ayna
  • Cehennemdeki Üniversiteliler
  • Newton Neden Türk Değildi?
  • Zümrütname
  • Yaşamın Evrimi
  • Jeolojinin Eduard Suess’e Kadarki Kısa Tarihi
  • Tectonic Evolution of the Tethyan Region
  • Globale Geologie und ihr Einfluss auf das Denken von Eduard Suess: Der Katastrophismus-Uniformitarianismus-Streit
  • Une Autre Histoire De La Tectonique
  • The Large Wavelength Deformations of the Lithosphere
  • The Face of the Earth: The Legacy of Eduard Suess
  • The Permian Extinction and the Tethys: An Exercise in Global Geology
  • Cimmeride Orogenic System And The Tectonics of Eurasia
  • Is the Present the Key to the Past or the Past the Key to the Present?: James Hutton and Adam Smith Versus Abraham Gottlob Werner and Karl Marx in …
  • Revising the Revisions


Celal Şengör Alıntıları – Sözleri

  • Evrim, yalnız yaşamın vakit içinde değişimi değil, doğadaki tüm süreçlerin devamlı açınımı ve dönüşümü olarak düşünülmediği takdirde anlaşılması imkansız. (Yaşamın Evrimi)
  • İnsanoğlu düşünmeye başladığı en eski zamanlardan beri ölüm olgusuyla başa çıkabilmek için gövde-ruh ikiliğini buluş etmiştir. Ölüm sonucu bedeni yok olsa da ruhunun ebediyen yaşayacağını var sayarak kendini avutmuştur. (Bilgiyle Sohbet)
  • buluş çıkarma’’ benzer biçimde bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir. (Aptalı Tanımak)
  • Bizi kurtaracak ne duygusal solculuk, ne de gariban sağcılıktır! Unutmayalım: En hakiki mürşit ilimdir, fendir, ondan ayrılmak gaflettir, dalalettir. (Cehennemdeki Üniversiteliler)
  • Anaksimandros tüm dünya bir zamanlar sularla kaplı idiyse, ilk canlılar içinde insanoğlunun olamayacağını düşünmüştür. Ona bakılırsa ilk canlılar balık gibiydi. Daha sonrasında kabuklu canlılar türedi ve bunlar ortaya çıkmaya başlamış olan karalara göç etti. Bunlardan da insan türedi. (Bilimin Büyüsü)
  • Evet, din de sosyolojik bir olgudur, bunun öğrenilmesi, bilinmesi gerekir. Ama devletin yapacağı şey en fazla dinler tarihini okutmak, din felsefesini, sosyolojisini öğretmek olabilir. Bu kadar. (Dahi Diktatör)
  • “Bu hurafelerin üstüne bir cemiyet bina edemeyiz. Sen
    buna inanmak istiyorsan inanabilirsin, fakat bunu dayatmana müsaade
    etmeyeceğim. Sizin dayatmanızdır ki, toplumu felakete götürdü, çürüttü, yok
    etti. Ben bu çökmüş toplumun çocuğuyum, yeni nesillerin bu felakete doğmasına
    müsaade etmeyeceğim.” (Dahi Diktatör)
  • Marx ve Engels, Darwin’in evrim kuramını ‘insanlık hakkında acı bir hicviye’ olarak nitelemiştir. (Yaşamın Evrimi)
  • “Ancak düşündüğü şekilde hare­ket eden insan hürdür. Hiçbir riyakar, hiçbir yalancı hür olması imkansız. …Doğrudan doğruya hakikati ve hayrı kendi ruhuna amaç bilmiyen, bir ihtimal kurnaz bir adam olabilir. Fakat hiçbir vakit akıllı sayılamaz ve hür olması imkansız.” (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
  • “Cehaletten, sadece tutsaklık çıkar.” (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
  • Yaşam kolay şekillerle başlamış, giderek daha karmaşık, giderek daha gelişmiş türlere doğru evrimleşmişti. (Yaşamın Evrimi)
  • — Lan, ananı da al git..
    — (Şikâyetçi bir yurttaş hakkında) …bak bakalım ne istiyor bu sahtekâr…
    — (Muhalefet partisi hakkında) Kadrolaşmanın en kaşarlanmışını…
    — (Muhalefet partisi başkanına) Sevsinler seni…
    Yerim olsa daha da uzatacağım bu listeyi. Çocuğunuzun terbiyesinin bozulmaması için duymamasını isteyeceğiniz bu sözlerin sahibi ülkemizin Başbakanlık Makamı’nda bulunan zattır. (Aptalı Tanımak)
  • Vatanımızda de hele son son yirmi-otuz yılda “kampüsleşmek,” kısaca okulları şehirden kırsala kaçırmak pek moda oldu. Öğrenciyi şehrin, kısaca uygarlığın dışına, kırsal ortamın içine atan bu saçma sapan eğilimin nedenlerini acaba birileri sorguladı mı? Şehrin içindeki kütüphanelerden, kültür yuvalarından, hatta lokanta ve sinemalardan evladı niçin koparıp aldık? (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
  • Marx ve Engels’in savundukları şekliyle diyalektik, bilimsel (ve mantıki) bir fikir seçimi değildir.Bir kere, doğada hiçbir şey lüzumlu olarak içinde kendi çelişkisinin tohumlarını taşımaz. Bazı süreçlerin ortadan kalkması, kendi iç mekanizmalarının bir ürünü değil, çevredeki tesadüfi değişimlerin sonucu olarak gelişir. (Yaşamın Evrimi)
  • tabiat bilimiyle çelişen, insanoğlunun çocukluk çağlarındaki cehaletin ürünü olan envai çeşit inançlara bakılırsa yaşamı düzenlemeye kalkmak, eninde sonunda tabiat ile çarpışmaya mahkum bir projedir. (Newton Neden Türk Değildi?)
  • Bizi, insan uygarlığından nasibini alamamış bilgisiz kişiler yönetiyor. Her yeni hükümetle birazcık daha dünyanın alay konusu ve şamar oğlanı oluyoruz; Atatürk’ün bizlere bahşettiği dünyayı fanatik bırakan Türk imajının yerine yeniden Osmanlı’ nın hasta adam imajı geliyor. (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
  • Cahille münakaşa, dışarıdan bakanlar aranızdaki farkı anlayamayabilirler!” (Aptalı Tanımak)
  • Her kitabın bir maksadı vardır. Kur’an’ın maksadı insanların kafasını anlamadığı seslerle doldurmak değildir. Bir ileti vermektir. Atatürk bunun bilincinde, yapmış olduğu ilk işlerden biri de Kur’an’ı çeviri ettirmek oluyor.
    Şunu söylemek istiyor aslına bakarsak: İnanıyor musun? Evvela neye inandığını bil, bunu bilmen lazım. (Dahi Diktatör)
  • Yanlışlanabilir teoriler ortaya atan ve bu teoriler yanlışlandığı vakit da yanıldıklarını kabul edip doğrunun ardında koşan toplumlar bilimsel toplumlardır. (Zümrüt Ayna)
  • İhvan al Safa ve Hillan al Vafa üyelerinin Kur’an’ın yanılmaz bir kılavuz olmadığını düşündükleri kesindir. Kur’an’ın içine karıştığını düşündükleri yanılgı ve çelişkileri akıl yönetiminde felsefenin temizleyebileceğine inanıyorlardı. (Yaşamın Evrimi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş