Eğitim

Tanrı’yı Beklerken – Simone Weil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrı’yı Beklerken – Simone Weil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrı’yı Beklerken kimin eseri? Tanrı’yı Beklerken kitabının yazarı kimdir? Tanrı’yı Beklerken konusu ve anafikri nedir? Tanrı’yı Beklerken kitabı ne konu alıyor? Tanrı’yı Beklerken PDF indirme linki var mı? Tanrı’yı Beklerken kitabının yazarı Simone Weil kimdir? İşte Tanrı’yı Beklerken kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Simone Weil

Çevirmen: Kenan Sarıalioğlu

Orijinal Adı: Attente de Dieu

Yayın Evi: Fol Kitap Yayınları

İSBN: 9786257307130

Sayfa Sayısı: 192


Tanrı’yı Beklerken Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap, Fransız felsefeci ve toplumbilimci Simone Weil’in en mühim eserlerinden biridir. Weil’in Tanrı sevgisi üstüne kaleme almış olduğu denemeler ve mektuplarından oluşmaktadır.

Tanrı’yı Beklerken adı rastgele seçilmiş değildir. Onun bekleyişi, efendinin dönüşünü bekleyen hizmetçinin uyanık durumunu gösterir; onun içini kemiren ‘tamamlanmamış’ bir karakteri ifade eder. Weil için Tanrı’nın son derecede uçsuz bucaksız sevgisi, dönemin ve mekânın sonsuzluğu üstünden gelir bulur bizi. Bizim bekleyişimizden azadedir O’nun gelişi; fakat zamanında gelir o…

İnsan, iyiliği beklemek ve kötülüğü uzaklaştırmaktan başka şey yapmamalı. Sadece fenalık tarafınca sarsılmamak için kas enerjisini kullanmalıdır. Tanrı’yı arzu etmek ve geri kalan her şeyden caymak, selamete erdiren budur yalnız.


Tanrı’yı Beklerken Alıntıları – Sözleri

  • Tuhaf bir duygu fakat Tanrı’nın öfkesi düşüncesi bende sevgiden başka bir şey uyandırmıyor. Bende bir tür korku yaratan, beni ürperten ihtimaller içinde bir Tanrı lütfu, onun merhameti düşüncesidir.
  • “Görünmez olmak mı istiyorsun, yoksulluktan daha açık bir yolu yok bunun…”
  • Paraleller sadece sonsuzda birleşirler…
  • Meydana gelmiş olan her şeyin olmasını arzu etmek gerekir, başka da hiçbir şey gerekmez. Gözlerimizin önünde olup bitenler iyi oldukları için değil, Tanrı bunlara izin verdiği için, olayların akışında Tanrı’ya itaat, aslen mutlak iyilik olduğundan.
  • İnsan için tek yıkım, tek başına kötülükle temasa bırakılmaktır. İnsanın hiçliği, işte o vakit deneysel olarak doğrulanmış olur.
  • ”Benim işim kendimi düşünmek değil, benim işim Tanrı’yı düşünmek ve beni düşünmek de Tanrı’nın işi.”
  • Bir göksel vatanımız var bizim. Ama sevilmesi de zor olsa gerek bir bakıma, şundan dolayı bilmiyoruz onu; hele de bir bakıma sevmesi oldukca zor olsa gerek, şundan dolayı iyi mi istersek o şekilde hayal edebiliyoruz onu. Bu niteliğiyle bir kurguyu sevme ihtimaliyle karşı karşıyayız.


Tanrı’yı Beklerken İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gerçek anlamıyla Tanrı sevgisi ruhta belirdiğinde, bu sevgiler ortadan kaybolmaz, son aşama daha kuvvetli olur, tüm bunlar da tek bir sevgiyi beraber oluşturur.
[s. 22)
İnsan kendi kendini yadsıyarak Tanrı’dan sonrasında yaratıcı bir olumlamayla bir başkasını olumluyabilecek duruma gelir.
[s. 29)
Bir Grimm masalında, bir dev ile minik bir terzi içinde güç yarışı vardır. Dev, bir taşı o denli yükseğe atmış ki taş oldukca uzun süre yere düşmemiş. Ufak terzi ise elindeki kuşu salıvermiş, kuş uçup gitmiş.. Kanatları olmayan şey, sonunda daima yere düşer.. [s. 67) (Engin Demirci)


Tanrı’yı Beklerken PDF indirme linki var mı?


Simone Weil – Tanrı’yı Beklerken kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Tanrı’yı Beklerken PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Simone Weil Kimdir?

Hayatı

Weil, 1909’da ataları Musevi olmakla beraber kendisini ve büyük adam kardeşini agnostik olarak büyüten bir ailenin evladı olarak Paris’te dünyaya geldi. Hayatı süresince başağrıları ve sinizütten dolayı acı çekti.

Weil’in oniki yaşlarında Antik Yunanca öğrenerek ileri düzeyde kitapları okuyabilmesi ileride sergileyecek yeteneklerinin bir ön habercisiydi. École Normale Supérieure’deki sınıfının ikincisi olmuştu.

1919’da on yaşlarındayken Bolşevik bulunduğunu duyuru etti. Gençliğinde işçi hareketine katıldı. Politik yazılar kaleme aldı, gösterilerde yürüdü ve işçi haklarını savundu.

1931’de öğretmenlik diplomasını alarak Le Puy adlı kız okulunda felsefe öğretmeni oldu. Öğretmenliğinin yanı sıra tüm eleştirilere karşın marksizme inanan bir şahıs olarak işi olmayan ve grevdeki işçiler arasına girerek mahalli politik eylemlere katıldı. Sonraları Marksist görüşlerinden vazgeçmesine karşın demokratik ve paracı toplumlara ilişkin görüşlerini yazmaya devam etti. Weil kapitalizm ve sosyalizmin sınırları hakkında kötümser bir görüşe sahipti. 1934’de sıradışı metotları sebebiyle öğretmenliği bırakmaya zorlandı ve Paris fabrikasında çalışmaya başladı. Fena sağlığı ve noksan fizyolojik gücü sebebiyle fabrikada fazla çalışamadı.

1936’da öğretmenliğe geri dönmüş sadece artık tüm şevkini kaybetmişti. Aynı yıl İspanya’ya gider ve İspanya İç Savaşı’nda anarşist cepheye katılır. Silah kullanmaz sadece cephe arkasında çalışır. Kaynar suyla yaralanır ve Fransa’ya geri döner.

Savaşdan sonrasında Weil ilgisini dine yöneltir. Tanrı ve onun kendi yaşamı ile ilgili iradesi hakkında daha çok şey keşfetmenin peşine düşmüştür. İlk mistik deneyimini Solesmes Manastırında keşişlerin söyledikleri ilahileri dinlerken yaşar. Bu deneyiminden sonrasında yaşamının geri kalanını Tanrı’nın kendi yaşamıyla ilgili iradesini keşfetmeye ve deneyimlerinin entelektüel neticelerini ifade etmeye adamıştır.

Weil’e 1943’de tüberküloz teşhisi konmuştur. Doktorları tarafınca dinlenmesi ve iyi bir rejim programı takip etmesi istendi sadece o, politik eylemlere katılmaya, ülkesindeki direniş sebebiyle duyduğu üzüntüyle yiyeceğini ülkesindeki insanlarının yiyeceği oranında kısıtlar ve bir çok kez oldukca azca yiyecekle yetinir. Paraya ehemmiyet vermeyişi hususi bir tedavi kabul etmesine izin vermez. Sağlığı gittikçe kötüleştiğinden İngiltere’de Ashford’da bir senatoryum’da yatmak zorunda kalır.

Kimilerince 20.yüzyılın en garip filozoflarından kabul edilen Simone Weil, 1943 yılının Ağustos ayında 34 yaşlarındayken kalp yetmezliğinden dünyaya gözlerini kapar. Ölüm raporunda şu ifadeler yer alır; “Merhume zihin dengesini yitirerek yiyecek yemeği reddedip kendini öldürdü.”

Bir çok eseri ölümünden sonrasında yayınlanmıştır.


Simone Weil Kitapları – Eserleri

  • Yerçekimi ve Tanrı’nın Lütfu
  • Allah Aşkı Üstüne Düzensiz Düşünceler
  • Kişi ve Kutsal
  • Yerçekimi ve İnayet
  • Felsefe Dersleri
  • The Notebooks of Simone Weil
  • The Need for Roots
  • Some Thoughts on the Epic
  • Destan Üstüne Bazı Düşünceler
  • Tanrı’yı Beklerken
  • Kökler
  • Waiting for God
  • Baskı ve Özgürlük
  • Tanrı Sevgisinin Örtük Biçimleri


Simone Weil Alıntıları – Sözleri

  • Madde, fabrikadan kıymeti artarak; işçi ise kıymeti düşük çıkar. (Kökler)
  • ”Benim işim kendimi düşünmek değil, benim işim Tanrı’yı düşünmek ve beni düşünmek de Tanrı’nın işi.” (Tanrı’yı Beklerken)
  • .
    Kendine yönelik şefkat, gerçek alçakgönüllülüktür.
    … (The Notebooks of Simone Weil)
  • Bağlanma yanılsamalar üretir ve her kim gerçeği istiyorsa bunlardan kopmak zorundadır. (Yerçekimi ve İnayet)
  • Bir iktidar ne kadar kalıcı olursa o denli zalimleşir. (Felsefe Dersleri)
  • .
    İyilik arzusunun daima yerine getirildiğine inanmak , bu inançtır ve kimde var ise ateist değildir.
    … (The Notebooks of Simone Weil)
  • Dünyanın gerçekliği bizim tarafımızdan, bağlılığımızla oluşmuştur. Bu, ben’in bizim tarafımızdan şeylere aktarılan gerçekliğidir. Bu hiçbir şekilde dışsal gerçek değildir. Bu dışsal gerçeklik sadece tam bir kopuşla algılanabilir. Yalnızca bir iplik bile kalsa, hâlâ bağlantı var anlama gelir. (Yerçekimi ve Tanrı’nın Lütfu)
  • I only read what I am hungry for at the moment when I have an appetite for it, and then I do not read, I eat. (Waiting for God)
  • Hareketsiz kalmalı ve arzuladığımız ve yaklaşamadığımız şeyle birleşmeliyiz. Tanrı’yla da bu şekilde birleşilir:ona yaklaşılmaz. Mesafe güzelliğin ruhudur… (Yerçekimi ve İnayet)
  • “(…) kimseye hesap verebilirliği olmayan, egemen bir hükümdar tarafından yönetilen her toplum, hasta bir kişinin ellerindedir.” (Kökler)
  • Köklenmek, kim bilir insan ruhunun en mühim ve minimum malum ihtiyacıdır. (The Need for Roots)
  • Bir devletin vatandaşlarından gizlediği fena planları olacağına düşmanlarının bilmiş olduğu iyi planları olsun. (Felsefe Dersleri)
  • Takdir-i ilahinin sonsuz tasarrufuyla, hakkaniyet ve hakikatin ruhu bir insana hükmettiğinde bu kişinin yapmış olduğu her şey güzellikle bezenir.
    Güzellik bu dünyanın en yüce sırrıdır. (Kişi ve Kutsal)
  • Tanrı hakkında yalnızca bir şey bilebiliriz:O, bizim olmadığımız şeydir… (Yerçekimi ve İnayet)
  • “Erdem, kişinin kendi hatalarının farkındalığıdır.” (Felsefe Dersleri)
  • İnsanlarla değil, tabiat ile direkt yüzleşmek tek disiplindir. Başkasının iradesine bağımlı olmak bir köle olmaktır ve bu tüm insanların kaderi. (The Notebooks of Simone Weil)
  • Just punishment, like just almsgiving, enshrines the real presence of God and constitutes something in the nature of a sacrament. That also is made quite clear in the Gospel. It is expressed by the words: “He that is without sin among you let him first cast a stone.” Christ alone is without sin. (Waiting for God)
  • .
    İyilik arzusunun daima yerine getirildiğine inanmak bu inançtır ve kimde var ise ateist değildir.
    … (The Notebooks of Simone Weil)
  • Doğal yetilerle kavranan her şey varsayımsaldır. Yalnızca doğaüstü sevgi bir şey ortaya çıkarır. Bu şekilde ikimiz de ortak yaratıcılarız.Kendimizi yaratmayı feshederek dünyanın yaratılışına katılıyoruz…. (Yerçekimi ve İnayet)
  • Dünya üstünde, çeşitli kılıklar içinde gördüğümüz fenalık, Tanrı’dan uzak oluşumuzun bir işaretidir. Lakin mesafenin kendisi aşktır ve aşka âşık olunmalıdır. Kötülüğe âşık olamayız fakat Tanrı, işte bu kötülükler arasından geçilerek sevilir. Bir çocuk, kıymetli bir vazoyu kırdığında, anası bu vakadan hoşnut olmaz. Gelgelelim bir vakit sonrasında, çocuk uzaklara gittiğinde ya da öldüğünde, anne bu vakayı şefkat ile anımsar. Zira bu anıya artık çocuğunun varlığı sinmiştir. İşte bu sebeple, iyi ve fena olan tüm şeylerin içinde, fark gözetmeksizin Tanrı’yı sevmeliyiz. Yalnızca iyilik çevresinde bir aşk kurarsak sevdiğimiz şey Tanrı’nın kendisi olmaz, adına Tanrı dediğimiz bir dünyeviliği sevmiş oluruz. (Allah Aşkı Üstüne Düzensiz Düşünceler)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş