Ödenmeyecek! Ödemiyoruz – Dario Fo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ödenmeyecek! Ödemiyoruz – Dario Fo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ödenmeyecek! Ödemiyoruz kimin eseri? Ödenmeyecek! Ödemiyoruz kitabının yazarı kimdir? Ödenmeyecek! Ödemiyoruz konusu ve anafikri nedir? Ödenmeyecek! Ödemiyoruz kitabı ne konu alıyor? Ödenmeyecek! Ödemiyoruz PDF indirme linki var mı? Ödenmeyecek! Ödemiyoruz kitabının yazarı Dario Fo kimdir? İşte Ödenmeyecek! Ödemiyoruz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Dario Fo
Çevirmen: Füsun Demirel
Orijinal Adı: Sotto paga! Non si paga!
Yayın Evi: Açılım Yayınları
İSBN: 9789758064083
Sayfa Sayısı: 103
Ödenmeyecek! Ödemiyoruz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Oyun varoşlarda yaşayan işçileri anlatır. Semtin süpermarketinde alışveriş icra eden hanımefendiler, fiyatların devamlı artması karşısında bir fiil hayata geçirmeye, para ödememeye karar verirler.
Ödenmeyecek! Ödemiyoruz Alıntıları – Sözleri
- Yaşamın sürprizleri asla bitmiyor!
- …her şeyimiz var… Bazılarımız otomobil bile aldı. . . Hepimizin buzdolabı . . . televizyonu hatta cep telefonu var.
- Her şey yoluna girecek.
- Her şey hızla iğrençleşiyor..
- Gerçekte biz emekçiler birazcık alt tabakayız, öylesine alt ki, kıçımız yere yapışıktır. Ama dikkat edin, yavaş yavaş ilkin dizlerimiz üstünde durup, sonrasında ayaklarımız üzerine kalkabiliriz. Ve sizi uyarırız: Ayaklarımız üzerine kalkınca da netice almasını biliriz!
- … bundan dolayı grevlerin sonunda satmaca hep işçiye çıkar,
- Babam benim tahsilim için hep kemerini sıkarak yaşadı… Sonunda elime ne geçti?
Hiçbirşey.. - Reformların hepsi bir feyk!
Yirmi senedir bizlere vaadlerde bulunup durdular … sonrasında da akaryakıt zamları, ek vergiler, vesaire reformlarını gerçekleştirdiler…
Ödenmeyecek! Ödemiyoruz İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Nobel ödüllü oyun yazarı Dario Fo’nun, yetmişli yıllarda Torino şehrindeki işçi grevlerinden esinlenerek yazdığı dahası bu grevlere ve işçi sınıfının ve dahası ülkesinin ekonomisinin vahim durumuna farkındalık getirmek için yazdığı bu oyun, ilerleyen dönemlerde tiyatro kültürünün ulaşmış olduğu nerede ise tüm ülkelerde sahnelerdeki yerini bulmuştur. Vatanımızda ise doksanlı yıllarda oynanmaya başlanmış olup aralıksız günümüze kadar tiyatro sahnelerimizdeki yerini korumuştur. Bu oyun nerede ise tüm şehirlerimizin tiyatrolarında sahnelenmiştir. Günümüzde dahi birçok şehrimizde bu oyunun biletleri satımdadır.
Yetmişli yılların İtalyasının ekonomisi, yanlış siyasal eğilimler sonucu önüne geçilemez bir enflasyonun – fiyat artışlarının seyriyle git gide dibe çökmektedir. Bu durumdan haliyle en oldukca etkilenen bizim emekçi sınıfımızdır. Sonrası efendim, yağmaya kadar varan grevler – eylemler. Bu duruma tepkisiz kalması beklenmeyen büyük usta Dario Fo, siyasal eleştiri olarak da değerlendirilen bu oyununda bu vehameti anlatırken alaycı – gülünç bir dil de kullanmış olsa da oyunun finali bir fazlaca trajiktir.
Okumanız yada izlemeniz dileğiyle… (Black Garden)
1970’li yılların İtalyası. İtalya’nın Torino kenti ve yoksul bir mahalle. Yoksulluğun halkın her yerine vurmuş olduğu, işçilerin işbırakımı yaparken dahi bir sonuca ulaşamadığı bundan dolayı sendikaların işbırakımı işçilerine kayıtsız kalmış olduğu, kapitalizmin pençesini yoksul halkın gırtlağından ayırmadığı Torino’da bir mahallede iki ailenin yaşanmış olan yokluk karşısındaki tavır ve davranışları.
İki evli çift ve birbirlerine olan dostlukları. Kocalar fabrikada çalışır ve haklarının ardında grevleri ile koşarlar. Alanlarda boy gösterirler. Yaşanan zam üzerine zamlardan bıkan mahalle sakinleri bir marketi yağmalarlar. İşçi ailelerimizin eşlerinden biri de bu yağmaya katılırken işçilerimiz bu yağmaya katılanları kınarlar.
Eşler kocalarından yağma ürünlerini saklamaya çalışır fakat işler sarpa sarıyor. Polis, asker, ev aramaları derken vakalar iyice sarpa sarıyor.
Yaşananları kara gülmece tadında tiyatro eseri olarak kaleme alan yazar günümüz dünyasını da anlatır bir taraftan. Pek bir fark gözetemezsiniz. Aradaki twk ve en büyük fark girişimde bulunacak işçi sınıfının kalmamış olmasıdır. (Sîdar Ronahî)
Ödenmeyecek! Ödemiyoruz PDF indirme linki var mı?
Dario Fo – Ödenmeyecek! Ödemiyoruz kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ödenmeyecek! Ödemiyoruz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Dario Fo Kimdir?
Dario Fo İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncu. 1997 senesinde Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır.
Oyunlarındaki temalar güncel sorunlara dayandığı için tiyatro karikatürcüsü, toplumsal ajitatör ve köktencilik palyaço olarak da vasıflandırılan Fo, kariyerine ufak kabare ve tiyatrolar için yergili revüler yazan bir metin yazarına yardım ederek adım atmıştır. Oyuncu Franca Rame ile evlendikten sonrasında, 1959’da Rame ile beraber Dario Fo – France Rame Topluluğu’nu kurmuştur. İkili “Canzonissima” adlı tv programında sundukları gülünç skeçlerle kısa sürede tanınmış, zaman içinde siyasal bir ajit-prop tiyatrosu geliştirmişlerdir. İkilinin oyunları temelde “Commedia dell’Arte” geleneğine dayanmaktadır ve tarzları Fo’nun deyişiyle “resmi olmayan solculuk”la kaynaşmıştı. İkili ondan sonra, 1968’de İtalyan Komünist Partisi’yle bağları olan Yeni Sahne adlı bir başka topluluk kurmuştur. 1970’te ise Halk Tiyatrosu Topluluğu ile yapınak, park, spor alanı benzer biçimde halkın toplu olarak bulunmuş olduğu bölgeleri dolaşmaya başlamışlardır. Morte Accidentale di un Anarchico (1974; Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, 1990) ve Non si paga, non si paga! (1974; Ödemiyoruz, Ödeyemeyeceğiz!) benzer biçimde oyunları oldukca tutulmuştur.
Bir oyuncu olarak Fo en oldukca, tek başına bir kabiliyet gösterisi yapmış olduğu Mistero Buffo’daki (1973) rolüyle tanınmıştır. Her seyirci topluluğu önünde değişecek kadar güncelliğe dayanan bu yapıt, ortaçağ gizem oyunlarının uygar bir uyarlaması olarak değerlendirilmektedir.
Oyunları:
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü (Morte Accidentale di un Anarchico- 1970)
Klaksonlar, Borazanlar ve Bırtlar
Kadın Oyunları(Female Parts- 1981)
Elizabeth, Neredeyse Kadın
Ödenmeyecek, Ödemiyoruz (Non si Paga! Non si Paga! – 1974)
Japon Kuklası
Açık Aile
Ödülleri:
1981 Sonning Ödülü
1986 Obie Ödülü
1997 Nobel Edebiyat Ödülü
1997 İtalya Kültür ve Sanat Altın Madalyası (Devlet madalyası)
Dario Fo Kitapları – Eserleri
- Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
- Kadın Oyunları
- Ödenmeyecek! Ödemiyoruz
- Seks? Eh, hayır Demem
- Klakson Borazanlar ve Bırtlar
- Kadın Oyunları 2
- Kadınlardan Konuşalım
- Neredeyse Kadın: Elizabeth
- Johan Padan Amerika’yı Keşfediyor
- Basit Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi
- Amerika’nın Yasak Hikayesi
- Marino Serbest! Marino Masum!
- Yüzsüz
- Oyuncunun Yeni Temel El Kitabı
- Basit Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi
- Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
Dario Fo Alıntıları – Sözleri
- Ve eğer sevmeyi, aşık olmayı, cinselliği anlayıp yaşayamıyorsak; dünyayı değiştirebilmek için kollarımızı sıvarken bir yanımızın eksikliğini hep duyacağımızı ve bunu miras olarak yarınlara taşıyacağımızı hatırlatıyor. (Seks? Eh, hayır Demem)
- “Artık bana bir kelime… bir mektup bile lütfetmeyen bu tatlı görgüsüz için geberiyorum ben… ve sesi hep beynimde… ve gözleri gözlerimin içinde… aşkından ölüyorum… onu seviyorum…” (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- “Bağımlıktan kurtulabilirsin… Zor fakat bunu başarabilirsin… İşin güç yanı çöküntüden çıkmak…” (Kadınlardan Konuşalım)
- “-Ama anne lütfen! Ben âşık oldum!
+İşte problem! Bizi saran tutku adına, asla kimseyi,hiçbir şeyi görmüyor gözümüz!” (Kadınlardan Konuşalım) - Benim vasiyetim. Okuyorum: “Sevgili dostlarım, hükümet adamları, ölümümle hepiniz kovuldunuz! Cenazemde kimseyi istemiyorum, hiçbir devlet, hükümet temsilcisini, ailemden asla kimseyi, bilhassa de birazcık aptal olan adam kardeşimi, istemiyorum. Yakılmak isterim. Küllerim helikoptere konulsun, Torino semalarından, tüm fabrikalarımın üstüne serpilsin… Böylece işçiler külleri içlerine çekerek zehirlensin ve beni hatırlasınlar. Kalplerinde değil de..
ciğerlerinde yatacağım. Ebediyen”. (Klakson Borazanlar ve Bırtlar) - “Sevişmeye başladığımızda, zevk almazsak ne yaparız?..Herkes susuyor mu? Peki, ben söyleyeyim. Numara yaparız!” (Seks? Eh, hayır Demem)
- Calusalar suların akış yanlarını düzenlemeyi biliyorlardı ve evvelde söylediğimiz benzer biçimde hem balık avlamak hem de yetiştirmek için kanallar açmayı öğrenmişlerdi. Köyleri çevreleyen bu kanallar bununla beraber, dışarıdan gelebilecek saldırılar için de bir bariyer işlevi görüyordu. Komşuları benzer biçimde onlar da dut ağacı gövdesinin iç kısmı kullanılarak ve kimi zaman de tabaklama yapılarak hazırlanmış, deriden ve kenevirden elbiseler giyiyorlardı. Savaşa giden askerler ise pamuğun oldukca sıkı bir halde örülmesiyle yapılmış zırhlar kullanıyorlardı. Toplumsal organizasyonları oldukça karmaşıktı ve Cenup Florida’da bulunan tüm kabilelerin oluşturduğu konfederasyonun başındaydılar. Deniz ticaretleri ise Karayipler’den bugünün Birleşik Devletler’inin şimal kısımlarına kadar yayılmıştı.
Hem Calusalar hem de onların daha ataerkil komşuları Apalaçiler [Apalachee], toprak ve taş tümülüslerin tepesine kurulan evlerden oluşan köy yapılarını birlikte kullanıyorlardı.
Bu tip yapılanmalar üç değişik ihtiyaca yanıt veriyordu. Ilk olarak alüvyon dönemlerinde, insanları ve yiyecekleri koruyorlardı. İkinci olarak, tümülüsün tam ortasına kazılmış bir kuyu yardımıyla, alüvyon süresi süresince suyun filtre edilmesini sağlıyorlardı (Bu topraklar periyodik olarak alüvyona maruz kalıyor ve bataklığa dönüşü-yor ve eğer kuyular eğer olmazsa içecek su bulmak imkansızlaşıyordu; alüvyon altında kalmış ovaların ortasındaki bu suni tepeler, bu şekilde zamanlarda içilebilir temiz su olmasına yarıyorlardı.) Son olarak da, dışarıdan gelecek saldırılara karşı koruyucu bir bariyer vazifesi görüyorlardı: eğer saldırganlar kanalları ve çitleri geçerierse, köy halkı tümülüslerin en yüksek tepesine gerileyip, taşlarla saldırabiliyor ve düşmanın üzerine sivriltilmiş uçları olan kütükler yuvarlayabiliyorlardı. (Amerika’nın Yasak Hikayesi) - “Gördün mü Marta, adaletin kefesi bir kasap çengeline asılı.” (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- “Büyük bir senarist bulunduğunu itiraf etmeli.Tam bir Tanrısal senaryo!” (Kadınlardan Konuşalım)
- “İş adamları üzerine para yağar… Biz zavallı kullara asla…” (Kadınlardan Konuşalım)
- Ben deliyim,dolandırıcı değil.. sözlerine dikkat et (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
- Babam benim tahsilim için hep kemerini sıkarak yaşadı… Sonunda elime ne geçti?
Hiçbirşey.. (Ödenmeyecek! Ödemiyoruz) - “Evde yalnızken radyoyu sonuna kadar açmazsam, kendimi asmak geçiyor içimden…” (Kadın Oyunları)
- “Hepiniz kafamızı duvara çarpacağımızı ön görmüş müydünüz?
Hepiniz mi?
Ne mutlu size! ” (Kadın Oyunları 2) - Pisliğin içinde yüzüyoruz, hatta onu içiriyorlar. Hiç kimse kalkıp da bunu bizlere limonlu çay diye yutturamaz. (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
- “Panter ve kaplan öpüştüler, ağzı daha ufak olan başsız kaldı” (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- “Derin duyguların yokluğu büyük bir eksikliktir” (Seks? Eh, hayır Demem)
- ADAM: Evet, aptalca bir eğlence, bunun bomboş bir düzüşme kolleksiyonculuğu bulunduğunu kabul ediyorum… fakat inan, seninle başka… (Kadına aşk dolu sokulur) sensiz yapamayacağım, tek hanım sensin!!… Dünyada haiz olduğum en tatlı kadınsın… sığınağımsın benim… sen tıpkı… annem şeklindesin…
ANTONIA: (Feryat atarak) Annen! Biliyordum! Annen! Beni terfi ettirdin! Sağ ol canım! Karılar, devlet bakanlıklarındaki bürokratlar gibidir tıpkı. İşe yaramadıklarında terfi ettirilirler. (Kadın Oyunları 2) - “Hiçbiriniz, itimat vermiyorsunuz. ” (Klakson Borazanlar ve Bırtlar)
- Başımız dik yürüyoruz bundan dolayı boğazımıza kadar boka battık.. (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!