Eğitim

Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi – Ahmet Atilla Şentürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi – Ahmet Atilla Şentürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi kimin eseri? Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi kitabının yazarı kimdir? Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi konusu ve anafikri nedir? Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi kitabı ne konu alıyor? Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi PDF indirme linki var mı? Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi kitabının yazarı Ahmet Atilla Şentürk kimdir? İşte Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Atilla Şentürk

Yayın Evi: Büyüyen Ay Yayınları

İSBN: 9786055166397

Sayfa Sayısı: 280


Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ahmet Atilla ŞentürkTaşlıcalı Yahya Beğin Şehzade Mustafa Mersiyesi Yahut Kanuni Hicviyesi

Ahmet Atillâ Şentürk, üzüntü ve hiddet hisleriyle nazmedilerek bununla beraber Kanunî için yazılmış bir hicviye hüviyeti kazanan ünlü “Şehzâde Mustafa Mersiyesi”ni yorumlayarak şehzâdenin idamına edebiyat cephesinden ışık tutuyor: Halkın ve ordunun kendisine ümitler bağladığı bir Şehzâde, tahtının oğlu tarafınca ele geçirileceği vehmiyle aldatılan yaşlanmış bir baba, düzmece mektuplar, yargısız infaz, zamanı etkileyen bir idam, galeyana gelen ordu, zaptedilemeyen bir kalem, haksızlık karşısında susmayıp ikbal vadeden bir yaşamı feda eden bir ozan, Türk edebiyatı tarihinde bir hükümdar aleyhinde ilk kez bu aşama sivrilen bir dil, hakaret mi yoksa iltifat mı kestirilemeyen bir üslup, bundan cesaret alan kadınlı erkekli bir şairler topluluğu, daima mutlak otoritenin yanında olmakla itham edilen bir edebiyatın olağan dışı kahramanları ve hicvedilmesine karşın susmayı yeğleyen dünya hakimi bir hükümdar…


Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi Alıntıları – Sözleri

  • “Meded meded bu cihânun yıkıldı bir yanı
    Ecel celâlileri aldı Mustafa Han’ı”
  • Ne sağ olmak murâdımdır ne ölmekten kaçar cânım
    Cihânda hasta-i aşk olalı bir hoşça hâlim var
    Ben ol hayrân-ı aşkım ki yitirdim akl u idrâki
    Ne âlemden haberdâram ne kendimden hayâlim var
    – Aşkın hasıl etmiş olduğu hayranlıkla öylesine yitirdim ki aklı ve idrâki; âlemden de kendimden de haberim yok.


Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ahmet Atilla Şentürk Hocanın kaleminden çıkan bu yapıt, merhum Halil İnalcık’ın “Ozan ve Patron” tezinin tam zıttını kanıtlayan bir araştırma ve şerh kitabıdır. 16. Yy. şairi olan Taşlıcalı Yahyâ Beğ’in Kanunî Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzâde Mustafa’nın babası tarafınca boğdurtulmasından derhal sonrasında yazıya döktüğü yedi bentlik mersiye büyük bir öneme hâizdir. Zira mersiye ölen insanoğlunun iyiliklerini ve faziletlerini belirtmek için yazılır. Fakat Taşlıcalı Yahyâ ilk kez patrona başkaldıran; yalnız uysal bir kul değil, tersine haksızlık karşısında Kanunî’yi dahi karşısına alan güzîde bir eserdir. Divan şairlerini yalnızca padişah dalkavuğu ya da padişaha tabasbus eden bir tip olarak gören câhil-i cühelâlar içinde âdeta tokat durumunda bir eserdir. Attilla Hocanın “…Yahut Kanunî Hicviyesi” olarak ek başlık ile eseri adlandırmasının sebebi de sırf bu sebepledir. Taşlıcalı Yahyâ Beğ Kanunî’yi, Hürrem Sultanı ve Rüstem Paşa’yı över görünürken bu zikredilen adları âdeta yerden yere vurur. Üstelik o şekilde sanat oyunları ile bunu yapar ki padişah huzuruna çağıracak olsa her türlü mana çıkabilir. Yani ortada şairin hep başını kurtarmaya salâhiyetli bir metin vardır. Oldukça söz, esere merakı azaltabilir. Bu sebeple son olarak zikrettiğim yapıt ile Dursun Ali Tökel’in “Ölüme Sevinen Mersiye: Yahyâ Bey’in Rüstem Paşa Mersiyesi” başlıklı makalesi de kesinlikle okunmalıdır. (Şükrü Mehmet YİĞİT)


Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi PDF indirme linki var mı?


Ahmet Atilla Şentürk – Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Atilla Şentürk Kimdir?

1958 senesinde İstanbul’da hayata merhaba dedi. Yeşilköy Lisesi’nden sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi. 1980’de Tâhirü’l- Mevlevî Hayatı ve Eserleri adlı mezuniyet teziyle Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı’nü tamamlamış oldu. Ardından {mezun olduğu} bölüme asistan girerek 1987’de Eski Türk edebiyatı sahasında hazırladığı XVI.Asra Kadar Anadolu Sahası Mesnevîlerinde Edebî Tasvirler adlı çalışmasıyla hekim unvanını aldı. 1991-93 ders yıllarında A.B.D Ohio State Üniversitesinde ”Daily Life in the Ottoman Empire in Light of Literary Texts” temalı disertasyonla visiting scholar olarak bulunmuş oldu. 1993’te doçent, 2000’de profesör oldu. Sahasında kitap ve makaleler yayımladı. Halen aynı üniversitede eski Türk edebiyatı zamanı,metinler şerhi, metin tamiri mevzularında dersler vermekte ve Osmanlı Araştırmaları dergisinin editörlüğünü yürütmektedir.


Ahmet Atilla Şentürk Kitapları – Eserleri

  • Osmanlı Şiiri Antolojisi
  • Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi
  • Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi
  • Kanuni Hicviyesi
  • Dîvân – Molla Aşkı
  • Ahmet Paşa’nın Güneş Kasidesi Üstüne Düşünceler
  • Eski Türk Edebiyatı Tarihi
  • Klasik Osmanlı Edebiyatı Tiplerinden Sufi Yahut Zahid Hakkında


Ahmet Atilla Şentürk Alıntıları – Sözleri

  • Ehl-i dil pîr-i kerâmet didi âkil oldur
    Otura yâre yakîn yüriye düşmenden ırah
    Gönül ehli, keramet sahibi yaşlı bilge ”Akıllı insan, sevgiliye yakın oturup düşmandan uzak yürüyendir.” dedi. (Dîvân – Molla Aşkı)
  • “Hümâ Kuşu, ” kemikle beslendiği ve yeryüzünden görünmeyecek kadar yükseklerde uçtuğu için edebiyatta her şeyden el etek çekmişlik ve kanaatin sembolü olarak geçer. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Padişah, şairin Sihâm-ı Kâzâ’sını okurken, yakınında bir yere yıldırım düşmesi üstüne elindeki şiir mecmuasını yırtar ve Nef’î’yi azlettirerek tekrar hiciv yazmaması için kendisinden söz alır. Zamanın şairlerinden biri buna işaret ederek Nef’i’yi şöylece yerer:
     Gökten nazire indi Sihâm-ı Kâzâsına
    Nef’î diliyle uğradı hakkın belasına
    Sultan IV. Murat’ın emri yada izniyle idam edilen şairin cesedinin denize atılmış olduğu rivayet edilir. (Eski Türk Edebiyatı Tarihi)
  • Şîrler pençe-i kahrumda olurken lerzân
    Beni bir gözleri âhûya zebûn etdi felek
    (Arslanlar benim kahredici pençemde titrerlerken, felek beni bir gözü ahuya (sevgili) yeni düşürdü.) (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Ayağa batan diken, o yolda çekilen acı ve sıkıntıyı temsil eder. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • “Meded meded bu cihânun yıkıldı bir yanı
    Ecel celâlileri aldı Mustafa Han’ı” (Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi)
  • Ben bu şiiri gamlı zamanımda yazdım, zihnim gam bulutlarıyla örtülü idi…. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • O devirde güzel şiir, en katı ve öfkeli gönülleri dahi yumuşatan büyülü bir anahtar gibiydi.
    (XVI. Yy) (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Bir güzelliği elde etmek için başa gelecek sıkıntılara razı olmak ziyan değildir, tersine yarar getirir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Dîvânu Lugati’t-türk’te geçen ve her şeyin kendi cinsiyle yaşaması yolunda söylenen “kılıç tatıksa ış yunçır, er Tatıksa et tunçır = kılıç paslanırsa iş kötüleşir, adam Farslaşırsa kanı bozulur” (Divânü Lûgati’t-türk, c. II, s. 281-282) atasözü o dönemde mevcud millî şuuru yansıtması bakımından manidardır. (Eski Türk Edebiyatı Tarihi)
  • “Lâle ” eski şiirimizde bugün gelincik dediğimiz yabani çiçeğin adıdır. Ortasında bulunan siyahlık sebebiyle bağrı yanmış âşıklar şiirde bu çiçeğe benzetilir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Şiir, insanoğlunun içinden gelen engel olunmaz bir sanat olup bir çok vakit insanoğlunun yaradılışı ve kabiliyeti ile direkt ilişkilidir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Ne sağ olmak murâdımdır ne ölmekten kaçar cânım
    Cihânda hasta-i aşk olalı bir hoşça hâlim var
    Ben ol hayrân-ı aşkım ki yitirdim akl u idrâki
    Ne âlemden haberdâram ne kendimden hayâlim var
    – Aşkın hasıl etmiş olduğu hayranlıkla öylesine yitirdim ki aklı ve idrâki; âlemden de kendimden de haberim yok. (Taşlıcalı Yayha Beğ’in Şehzade Mustafa Mersiyesi)
  • Kaşgarlı Mahmut, Türk milletinin ve dilinin önemini belirtmek için eserinin derhal başlangıcında iki hadise yer vermiştir. Bu hadislerden biri: “Derdini dinletebilmek ve Türklerin gönlünü almak için onların dilleri ile konuşmaktan başka yolu yoktur. Bir kimse kendi takımından ayrılıp da onlara sığınacak olursa o zümrenin korkusundan kurtulur.” diğeri ise: “Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır.” şeklindedir. Hadisleri Kaşgarlı Mahmut Buhara‘nın güvenilir imamlarından birinden ve Nişaburlu bir imamdan senetleri ile işittiğini belirtmektedir. (Eski Türk Edebiyatı Tarihi)
  • Peygamber dünyayı aydınlatan bir meşaledir
    Allah’ın şerri kesip atmak için çekilmiş kılıcıdır.
    Ka’b b. Züheyr, Müslüman olmadan ilkin Hz. Peygamberi ve ailesini hicvettiği için kanı helal kılınmış, görüldüğü yerde öldürülmesi emredilmişti. Fakat Müslüman olduktan sonrasında Hz. Muhammed için bir kaside yazarak tanınmayacak bir halde huzuruna çıkmış, “Ka’b huzurunuza Müslüman olarak gelse onu affeder misiniz?” diye sorup pozitif yönde yanıt alınca kendisini tanıtmış ve nazmettiği kasideyi öğrenim görmüştür.
    Bunun üstüne Hz. Muhammed elinde verecek bir şeyi bulunmadığından şaire, sırtındaki hırkasını çıkarıp vermiştir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Eski Yunan mitolojisinde Narcissus, muhteşem güzellikte bir delikanlı imiş. Her gören ona âşık ve fanatik olduğu hâlde asla kendisinin aksini görmediği için bunun sebebini anlayamaz ve olanlara karşı umursamaz bir tavır takınırmış. Nihayet birgün sudaki aksini görerek bu muhteşem güzelliğe âşık olur ve onu elde etmek için suya atılır ve boğulur. Onun öldüğü yerde açan çiçeklere onun adını verirler. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş