Eğitim

Divanü Lugat-it Türk – Kaşgarlı Mahmud Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Divanü Lugat-it Türk – Kaşgarlı Mahmud Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Divanü Lugat-it Türk kimin eseri? Divanü Lugat-it Türk kitabının yazarı kimdir? Divanü Lugat-it Türk konusu ve anafikri nedir? Divanü Lugat-it Türk kitabı ne konu alıyor? Divanü Lugat-it Türk PDF indirme linki var mı? Divanü Lugat-it Türk kitabının yazarı Kaşgarlı Mahmud kimdir? İşte Divanü Lugat-it Türk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Kaşgarlı Mahmud

Derleyen: Fuat Bozkurt

Yayın Evi: Eğitim Yayınları

İSBN: 9786054392612

Sayfa Sayısı: 720


Divanü Lugat-it Türk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türk dünyasında, Divanü Lugat-it Türk ölçüsünde adından oldukca söz edilen, fakat okuru olmayan ikinci bir yapıt bulunmaz. Okunması bir yana, içinde ne olduğu bile yeterince kim bilir. Bu daha oldukca yapıtın topluma sunuluş biçiminden oluşur. Şundan dolayı, yapıt günümüz Türk okuru için kullanışsızdır. Bu yüzden, Divan bulunmuş olduğu günden bu yana, iki elin on parmağını aşmayan uzmanların yararlandığı bir kaynak olarak kalmıştır. Böylece bu büyük anıt, Türk okuruna yabancı kalmıştır.

Oysa, Batı’da bu tür kitaplar geniş okur için de hazırlanmış olur. Okul öğrencilerinin anlayacağı özet baskıları yapılır.

Bu eksiği gidermek için yapıtı yeni bir düzenle sunan yayınevimiz, bilhassa Türk okuruna yabancı olan adını Türkçede karşılamak düşüncesiyle, kapağa Türk Dili Divanı adını eklemeyi uygun buldu.


Divanü Lugat-it Türk Alıntıları – Sözleri

  • Türkler kökende yirmi boydur. Tümünün soyu, Tanrı’nın selamı üstüne olsun Nuh oğlu Yafes oğlu Türk’e dayanır.
  • Yüce Tanrı, devlet güneşini Türk burçlarında doğdurdu. Onların ülkeleri çevresinde döndürdü göklerin çemberini; ve onlara ad verdi Türk diye; ülkelerin idaresini verdi mülk diye; dönemin hakanları yapmış oldu onları; ellerine verildi günümüzdeki insanların yuları; onları görevlendirdi halk üzre; onları kuvvetlendirdi hak üzre; aziz kıldı onlara yanaşanları ve idareleri altında çalışanları; onlar (Türkler) yardımıyla muratlarına erdiler ve ayak takımının şerrinden esen oldular. Aklı olan hepimiz onlara katılmalı ve onların oklarından korunmalı.
  • Mala tamah etmek yüzünden adamların ahlakı bozuldu
    Bir zenginlik gördüklerinde,leşe üşüşen akbabalar benzer biçimde ona saldırıyorlar
  • “And içerek söylüyorum, ben Buhara’nın sözüne güvenilir imamlarından birinden ve başkaca Nişaburlu bir imamdan işittim. İkisi de senetleriyle bildiriyorlar ki, yalvacımız, (peygamberimiz) kıyamet alâmetlerini, âhir süre karışklıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkacaklarını söylediği sırada, ‘Türk dilini öğreniniz, şundan dolayı onlar için uzun sürecek bir saltanat vardır’ buyurmuştur. Bu söz doğru ise (kısaca hadis ise), Türk dilini öğrenmek lüzumlu bir iş olur; yok, bu söz doğru değilse, akıl da bunu buyurur.”
  • Kaşgarlı Mahmud’un sözlüğünde
    “Kuruk kaşuk
    agızka yaramas, kurug söz kulakka yakışmas.”
    “Kuru kaşık ağza yaraşmaz, kuru söz
    kulağa yakışmaz.” şeklinde bir söz yer almıştır.
  • “Allah’ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş bulunduğunu ve Türklerin ülkesi üstünde göklerin tüm dairelerini döndürmüş bulunduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne egemen kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafınca tüm kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafınca hak üstüne kuvvetlendirildi. Türkler ile beraber olan kavimler aziz oldu. Bu şekilde kavimler, Türkler tarafınca her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular.”
  • Tanrı yeryüzündeki erki Türklere vermiştir; bunların dilini öğrenmekte yarar vardır. Bu kitabı Araplara Türkçe öğretmek için yazdım, buyurun.
  • Kadınları sevmeyi öğrenin!
  • Allah onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hakim kıldı.


Divanü Lugat-it Türk İncelemesi – Kişisel Yorumlar

VASITA
• Beklediğimiz inkılâbın dış vasıtalarına, sadece, bunların iç desteklerini beslemek şuuriyle el atabiliriz. Su bulunmadan boru döşenemez.
• Ruh yetkinliğinden belli başlı bir kıvam belirten bu iç destek sunar, bilhassa yılgınlığı, düşüklüğü, küçüklük ukdesini, nefs güvensizliğini, mızmızlığı, hareketsizliği, dünya ve eşyaya karşı ilgisizlik ve bilgisizliği kendi menfî kutupları saymak ve şiddetle mahkûm etmek borcu altındadır.
• İç desteklerin olumlu unsurları şunlardır: “Nâr-ı beyzầ” halinde bir vecd ve aşk mizacı, sultânî bir düzen ve disiplin zevki, esnasında baldan tatlı ve esnasında zakkumdan acı bir seciye, sabrından zerre kaptırmaz sebat bünyesi, şecaat, fedakârlık, atılganlık, derinlik, gerçeklik melekeleri; ve bunlarla bir arada, kâinattaki her noktanın kıymet hükmüne ve tüm bir dünya muhasebesine iyelik şiarı… Hayatı tüm dallariyle kuşatıcı, renklendirici, süsleyici bir (estetik- güzellik sanati); dağları, taşları devirip sürükleyici ve gâye noktasına sürücü bir (diyalektik-metodlu düşünme ve ifadelendirme sanatı); başıboşları mıknatısların demir tozlarını çekişi benzer biçimde toplayıp derleyecek bir (retorik- örgüleştirme sanatı); silâhların etki kudretini saha saha bölgeleştirecek bir (taktik-tâbiye sanatı)… Bu kıymetler bu dâvayı güdenlerce, başlarına geçirmek zorunda oldukları vasıfların tâcından birer elmas taş…
• Tek tek içimizi ve kitle halinde müdîrler kadromuzu, nefsimize otuz dakika uyku ve bir dilim ekmek fazlasını bile haram edercesine, her türlü şahsîlikten uzak ve yalnız ictimailiğe bağlı, müthiş bir aksiyon) ruhu çevresinde tamamladıktan sonrasında, dış vasıtalar…
• Dış vasıtaların başlangıcında, tüm şubeleriyle güzel sanatlar (bilhassa edebiyat, tiyatro, beyaz perde), gösterim yolları (gazete, dergi, kitap), telkin kürsüleri, (konuşma, vaaz, söyleşi), kültür teşekkülleri (her köşede bir kulüp) ve İslâm sermayesine yön ve hareket verici mihraklar…
• Güzel sanatlarda, kadro ifadesiyle mevcut değiliz. Zaten Tanzimattan beri güzel sanatlar, ana kaynağını yitirmiştir. Bugün esasen mevcut olmayan ve yangın yerine dönmüş bulunan edebiyat arsasında, en aşağı örnekleriyle de olsa, solcular ve başıboşlar dolaşmakta… Biz yokuz! Büyük Doğu ideolocyasının örücüsü, bir zamanlar, şimdi sövgü edebiyatını yönetim eden bir kişi tarafınca “tek misrai bir millete onur vermeye yeter!” diye anıldığı ve hiçbir süre ve mekânda sanatkâr olarak inkâr edilmediği halde, gerçek çehresi belli olur olmaz, kendisine tüm sanat müesseseleri ve kayıtları (tiyatro, seçki, okuma kitabı) kapılarını kapamış, o da 40 senelik çilesi içinde, özlemiş olduğu İslâmî duygu plânına bağlı gençlik kolunu sanatta bir türlü yetiştirememiştir. Her halde kabahat, cemiyeti bu hale getirenlerle, bu hâle gelip bilincinde olmayanlarda…
• Güzel sanatlar sahasına, bilhassa şiir, roman, tiyatro, el atmak ve buna yeterlik kazanıncaya kadar şişmanların zayıflama idmanı yapmaları benzer biçimde, kan-ter içinde çalışmak borcundayız.
• Yayın vasıtaları, başta günlük gazete bulunmak suretiyle, kuruluşundan beri, köksüzlük ve kozmopolitlik güdümünün kuklası olarak millî ruha aykırı bir hizip elinde kalmış ve bu hizbin içinde, hiçbir süre ve mekânda, sâf ve hakikî Anadolu evlatları yer alamamıştır. Artık gazeteciliğin koca bir işletme haline gelmesi ve ruhî ölçek yanında bir de iktisadî (unsur) belirtmesi bakımından tamamiyle İslâmî ana paraya ilişkin olan bu kabahat, gaflet ve zillet derecemizin gönderlere çekilmeye lâyık belgesidir.
• Eğer son 10 yıldaki, lâfta mukaddesatçı, hakikatte sözü ve fikri nâmevcut 4-5 gazetenin hazin tecrübesi öne atılacak olursa, deriz ki, bu da bizim ehliyetleri tâyinde, dâvayı tespitte ve ne ve iyi mi olmak icap ettiğini teşhiste düştüğümüz aczin ifadesinden başka bir şey olmamış ve dâva bu yüzden kalkınma yerine harcanma yoluna itilmiştir. Yumurtadan yeni çıkmış civcivlerin, kendilerini baba horoz farzetmeye yeltendiği ve kendilerine tecelli imkânı bulmuş olduğu şuursuz bir orta derecede başka türlü olamazdı.
• Telkin kürsüleri yönünden karşı taraf, İstanbul’un tüm ampulleri kuvvetinde bir lâmba yakıyorsa, biz bir kibrit bile çakamıyoruz. Konferanslarımız mahrem ve kaçamak, vaazlarımız köhne ve gafil, sohbetlerimiz de bezgin ve mahçuptur.
• Almanların eski cep kuruazörleri benzer biçimde, her sınıfın kuvvetini toplaması, ilmî, fikrî, siyasî, iktisadî, her şekle döndürülebilecek tarzda teçhizatlandırılması ve Anadolu’nun 10.000 nüfus üstü tüm kasabalarına dağıtılması ihtiyaç duyulan kültür teşekküllerimizden ne haber???
• Gelelim İslâmî ana paraya: Müslümanlığın her türlü içtimaî tezahür hakkını kaybedip sadece fert fert gönül mahzenlerine tıkalı olmasına ve namaz saflarının bile birbirinden kesik ve kopuk fertlerin toplam kabul etmez yekûn çizgisi haline getirilmiş olmasına uygun olarak, unsurları içinde her türlü birlikten yoksun, amaçsız, plânsız, (risk)siz, kullara karşı korkak ve Allah’a karşı kaygısız, sermayenin resmî ibadetini, kim bilir, onun ruhunu ve sarf yerini bilmez bir gizli saklı çıkın… Bu, cihad farzına yabancı, korkak ana paraya yön ve hareket aşılayıcı mihrakları, gene aynı ana para bağlılarının halisleri içinde bulup onları her ân kamçılamak, beklediğimiz inkılâbın ilk maddesidir. Böyleleri de vardır.
• Tüm bu iç ve dış vasıtalar harekete geçirildikten ve her şey ruh ve düşünce plânını köpürtmekten ibaret bırakıldıktan sonrasında, bir balkona çıkıp, güneşi beklercesine neticeyi kollamaktan gayri iş kalmaz.
yazar/i1030 / kitap/kitap–6057 (zaimoğlu mehmet)


Divanü Lugat-it Türk PDF indirme linki var mı?


Kaşgarlı Mahmud – Divanü Lugat-it Türk kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Divanü Lugat-it Türk PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kaşgarlı Mahmud Kimdir?

Kaşgarlı Mahmud (1008 – 1105) Türkî dillerle ilgili çalışmalarıyla tanınmış 11. yüzyıl leksikograflarındandır (Sözlükbilimci). Tam adı “Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed”dir. Kaşgar’ın 45 km cenup batısındaki Opal nahiyesinde dünyaya geldi. Bazı kaynaklara bakılırsa ise Isık Göl yakınındaki Bars Kul’da dünyaya gelmiştir.


Kaşgarlı Mahmud Kitapları – Eserleri

  • Divanü Lugati’t Türk
  • Divanü Lugat-it Türk
  • Divanü Lugat-it Türk
  • Divanu Lugati’t-Türk


Kaşgarlı Mahmud Alıntıları – Sözleri

  • tepük
    kurşundan meydana getirilen, iğ başı şeklinde bir şey. Üzerine keçi kılı vb. sarılmış olur; çocuklar ayaklarıyla vurarak onunla oynarlar. (Divanü Lugati’t Türk)
  • Allah onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hakim kıldı. (Divanü Lugat-it Türk)
  • Kadınları sevmeyi öğrenin! (Divanü Lugat-it Türk)
  • ine.gü
    göbek çukurunun iç kısmında, kulunca benzer bir hastalığın adı. (Divanü Lugati’t Türk)
  • Yüce Tanrı, devlet güneşini Türk burçlarında doğdurdu. Onların ülkeleri çevresinde döndürdü göklerin çemberini; ve onlara ad verdi Türk diye; ülkelerin idaresini verdi mülk diye; dönemin hakanları yapmış oldu onları; ellerine verildi günümüzdeki insanların yuları; onları görevlendirdi halk üzre; onları kuvvetlendirdi hak üzre; aziz kıldı onlara yanaşanları ve idareleri altında çalışanları; onlar (Türkler) yardımıyla muratlarına erdiler ve ayak takımının şerrinden esen oldular. Aklı olan hepimiz onlara katılmalı ve onların oklarından korunmalı. (Divanü Lugat-it Türk)
  • (tüşük) tüşük şahıs
    tembel ve seviyesiz kimse. (Divanü Lugati’t Türk)
  • “Buhârâ’nın sözüne güvenilir bir aliminden ve ek olarak Nişaburlu bir âlimden duydum. Her ikisi de kendilerine ilişkin rivayet zincciri ile şunu naklediyorlardı: Allah Resulû (s.a.v.); kıyamet alametlerini, ahir süre karışıklıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkacağını söylediği sırada “Türk dilini öğreniniz; şundan dolayı onların uzun sürecek egemenlikleri vardır.” buyurdu. Bu hadis doğru ise -ki sorumluluğu rivayet edenlere aittir- Türk dilini öğrenmek oldukca lüzumlu bir iş olur; yok doğru değilse o süre da akıl bunu gerektirir.” (Divanu Lugati’t-Türk)
  • “And içerek söylüyorum, ben Buhara’nın sözüne güvenilir imamlarından birinden ve başkaca Nişaburlu bir imamdan işittim. İkisi de senetleriyle bildiriyorlar ki, yalvacımız, (peygamberimiz) kıyamet alâmetlerini, âhir süre karışklıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkacaklarını söylediği sırada, ‘Türk dilini öğreniniz, şundan dolayı onlar için uzun sürecek bir saltanat vardır’ buyurmuştur. Bu söz doğru ise (kısaca hadis ise), Türk dilini öğrenmek lüzumlu bir iş olur; yok, bu söz doğru değilse, akıl da bunu buyurur.” (Divanü Lugat-it Türk)
  • …bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.. (Divanü Lugat-it Türk)
  • ilenç
    düşüncesinin yanlışlığı ortaya çıkan nasihatçıyı kınamak. (Divanü Lugati’t Türk)
  • Mala tamah etmek yüzünden adamların ahlakı bozuldu
    Bir zenginlik gördüklerinde,leşe üşüşen akbabalar benzer biçimde ona saldırıyorlar (Divanü Lugat-it Türk)
  • Atasaslı: Kim göğe tükürse yüzüne düşer. Kendisinden büyük mertebedeki kişiyle uğraşan yada ona düşmanlık güden için söylenir. (Divanü Lugati’t Türk)
  • “Allah’ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş bulunduğunu ve Türklerin ülkesi üstünde göklerin tüm dairelerini döndürmüş bulunduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne egemen kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafınca tüm kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafınca hak üstüne kuvvetlendirildi. Türkler ile beraber olan kavimler aziz oldu. Bu şekilde kavimler, Türkler tarafınca her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular.” (Divanü Lugat-it Türk)
  • Kaşgarlı Mahmud’un sözlüğünde
    “Kuruk kaşuk
    agızka yaramas, kurug söz kulakka yakışmas.”
    “Kuru kaşık ağza yaraşmaz, kuru söz
    kulağa yakışmaz.” şeklinde bir söz yer almıştır. (Divanü Lugat-it Türk)
  • Atasaslı: Rüşvet cehennemin kapısını bile açar. (Divanü Lugati’t Türk)
  • “Tat” Türk dilini bilmeyen Fars.
    Türkçeyi bilmeyen her insana de “sumlım” adı verilir. (Divanü Lugati’t Türk)
  • kök bürkürdi
    sema, yağmur yağdırdı. (Divanü Lugati’t Türk)
  • igdük
    süt ve yoğurttan meydana getirilen ve yenilen, peynire benzer bir şey. (Divanü Lugati’t Türk)
  • Tanrı yeryüzündeki erki Türklere vermiştir; bunların dilini öğrenmekte yarar vardır. Bu kitabı Araplara Türkçe öğretmek için yazdım, buyurun. (Divanü Lugat-it Türk)
  • Türkler kökende yirmi boydur. Tümünün soyu, Tanrı’nın selamı üstüne olsun Nuh oğlu Yafes oğlu Türk’e dayanır. (Divanü Lugat-it Türk)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş