Kitap Künyesi

Yazar: Mustafa Akar

Yayın Evi: Profil Yayınları

İSBN: 9789759962135

Sayfa Sayısı: 88

Tenezzül Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ben hep tedirgin , beklerdim arka odalarda

Üçüncü çayın demi kırılınca kalkıp girerdim kışa

O süpürülmüş bahçeler , güneş altındaki geçmez şaşkınlık

O kayısı renkli sabahleyin Türkçesi

Akşamı özetleyen kırk altı hoşça kal lalesi saydım şimdi

Niye diye sorma , niyetleri kaldırmaz ki şiir

Tenezzül Alıntıları – Sözleri

• Acının bir yarısıda sevince eş..
• Biliyor musunuz ben kışlara bakılırsa yapılmış bir adamım
  Ben kendi kalbine bile geç kalmış şehirlilerdenim
• Güllere su verme güze alışsınlar ..
• Sana değil yoksulluğa sarılınca rahatlat beni
• “dingin bir akşamı şımartıyoruz çay içerek
  dışarda yaz, bir yabancının selamı sanki”
• Anlaşılmak mevzuu değil inan anlamadan da seviyor annem beni
• Seni görünce ellerime bir şey oluyor..
• ağaçlara tutunurum işte dönerken dünya..
• Gel dostum, oldukca kırgınız şimdi
  Hiç bilmediğimiz bir dilde susalım daha iyi
• ay’ a fazla bakma anılarını yitirirsin

Tenezzül İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sezonluk Değildir Dostluklar.: Bazı zamanlar takılıp düşüyorum, canım acıyor, kimseler ile paylaşamıyorum. Demek istediklerimi ben susayım onlar idrak etsin isterim. Acaba öyleki mi avutuyorum kendimi ? Düştüğüm yerden kaldırılmak , duymak istediklerimi değil de hissedebildiklerimi hissettiren kimseler ile olmak isterim.
İşte tam da bu anlara takıldığım bir zamanda postacı kapımı çaldı ve elinde bir koli. Gerçi haberdarım artık telefonuma gelen sms ile kolimi anlık takip etme şansım var. Haberdar olamadığım , hayalini bile oluşturmayı beceremediğim husus ise kolinin muhteviyatı, yaşattığı mahcubiyet duygusu.
Koskocaman bir kalp kutu içerinde serpilmiş kuru çiçekler içinde kitaplar, özene bezene elde hazırlanmış defterler ve ne olduklarını açıklamak istemediğim onlarca armağan ( Eylül bağışla, talepler oldukca olur diye gizlilik esası uygulamak isterim).
EylulTurk hediyenin zerafeti öylesine etkiledi ki beni bu yaşıma geldim hiçbir Allah’ın kulu kalp temalı bir armağan vermedi bana, sanırım benden kaynaklı bir sorun:)
Her hecesini yüreğimin bir köşesine sabitleyip sakladığım mektup; ellerimi, kollarımı ve nefesimi aldı. Onlarca, yüzlerce binlerce kez teşekkür etsem de sevincimi anlatmamda yetersiz duracak tüm minnettarlıklar.
‘’ nedir bi bir elin sıcaklığı
içimdeki bu fazla yıldızları söndüremedikten sonrasında
anımsamak sözgelimi
temmuzda ilkyaz elmaları
martta mormenekşeleri
nisandaki hanımellerini hatırlayabilir mi’’
Yazmış Musatafa Akar ‘’Dunak ‘’ başlıklı şiirinde . Daha da oldukca oldukca güzel dizeleri var. Bir röportajında niçin ‘’ Tenezzül ‘’ diye sorulduğunda verdiği cevaplar ise tam şaire yakışır bir kalitede;
‘’Ayrıca kitabın adını da merak ediyorum. Neden Tenezzül?
Zira neredeyse çağdaş zamanlarda şiir yazmak tenezzülen bir hal aldı. İnsanlar şiire yaklaşırken artık isteksizler. Bilinç dersen hak getire. Bu kavramların adı da değişti, değişiyor artık. Siz de kalkmışsınız bu ortamda şiir yazıp, insanlara da uzatıyorsunuz , al oku diye. Bu tarz bir olay.’’
Tenezzül???
Üyeliğim, bir kaç gün sonrasında beş yılı bitirip altıncı yıla giriyor. Daha kaç yıl devam eder, ömrüm olur mu? Sabrım olur mu? Nasip olur mu ? Bilinmez.
Gerçi iki yıl kadar bir ara vermişliğim var, sanki oldukca umursanmış şeklinde ‘’ Fare dağa küsmüş de dağın haberi olmamış’’ misali.
Hepimizin ayrı ayrı dünyaları var burası ise ortak bir dünya bizim için. Karşımdakini olduğu şeklinde kabul ederek duygusal sıkıntılar yaşamadan olmaya çalıştığım ortam.
Bu sitede bulunmaktan zevk aldığım anlamış olur ve tanımaktan mutlu olduğum okurlar öyleki oldukca ki ;
Mesela en zevk aldığım , ısrarla ve anlam ifade etmeyen mesajlar gönderip yanıt vermediğim süre ”Ukala” yazan, arkasından da bu kişilerce hiçbir izahat yapmadan engellendiğim andır. Tenezzül etmediğim önyargısı oluşuyor nedensiz anlamsızca. Tam da bu zamanda , kendimi kraliçe şeklinde hissediyorum:))
Tenezzül edip takip edenler, takip edilip edilmediğini tenezzülsüzlük algısıyla takip edeni bırakanlar. Hazırlanan iletilerdeki listelere uygun görüp ismimi yazanlar, uygun görmeyip yazmayanlar.
Tesadüfen denk gelip tanıştıklarım, bilhassa randevulaşıp buluştuklarım, telefonla görüştüklerim, birbirimize numaralarımızı verip bir kere bile mesajlaşmadıklarım .
Bazen günde onlarca defa kez görüştüklerim, sabahleyin akşam dertleştiklerim aniden iletişimimiz kesilse de gönülden kopmadığımıza inandıklarım.
Unutulmuş olsam da unutamadıklarım, baya bir zamandır buralarda olmayıp acaba geri geldi mi diye siteye her girişimde sayfasına umutla, özlemle baktıklarım.
Ahh oldukca erken gelmişim dünyaya, şimdi onun yaşlarında olmak vardı be dediklerim.
Geç kalmışım bir yirmi yıl ilkin tanısaymışım tüh diye hayıflandıklarım.
Özelden yazıp, meraktan en azından bir fotoğrafımı görmek isteyip görünce hayal kırıklığı sonrası geri dönüş yapmayanlar.
Hani birazcık daha muhabbet etmeye devam etsek , asla birimiz masum değiliz kabul edelim hafızamızda yüreğimizde onlarca düşünce besleyip, (inkar edemem vazgeçemediğim görkemli bir demodeliğim var )bir adım daha atmaktan ürperip , kaybolmaktan korkarak azca ötede kalalım dediklerim.
Çocuklarım kadar sevdiklerim, akrabamdan öte gördüklerim .
Allah’ın sevgili kuluymuşum ki sevmeyi öğrendim de; Varlıklarından rahatsız olduğum, aynı ortamda bulunmaktan nefret etmeye kadar varan duygularımı yenmeme vesile olarak kendi nefis mücadelemi kazandıranlar.
Ama aslolan haz; Nerelidir, hangi inanca haizdir? Genç midir yaşlı mısır? Güzel midir çirkin midir? Diline, dinine , çağdaş haline, memleketine ya da mesleğine takılmadan deli şeklinde takip ettiğim, devamlı profiline girip öğreneceğim yeni neler var diye incelediğim, paylaşımlarına yeniden yeniden bakmaktan sıkılmadığım, ileti atınca mutlu olduğum , yanıt vermediğinde üzüldüğüm , yüzünü görmek için can attığım, sesini duymak için gün saydığım, hatta hayalimde canlandırdığım isim sayamayacağım, hele ki ufacık minnacık güzel bir söz ederek günümün güzel geçmesine sebep olan , kendisinin bende bulunmuş olduğu yeri azca oldukca bilen bir sürü dost var burada.
Tenezzülü eksiltip,
artan yürek dolusu dostluklarda buluşmak suretiyle ;
Keyifli okumalarınız olsun. (Ferah)

Tenezzül PDF indirme linki var mı?

Mustafa Akar – Tenezzül kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Tenezzül PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mustafa Akar Kimdir?

1980’de Giresun’da hayata merhaba dedi. Selçuk Üniversitesi’nde İktisat okuduktan sonrasında yarıda bıraktı. 1998’den beri Dergâh, Kırklar, Derkenar ve İtibar dergilerinde şiir ve yazıları yayımlandı. Ayrıca İtibar dergisini çıkaran ekipte yer aldı. Ülke TV’de gösterilen Her Kişi Niyetine programının sunucularından önde gelen Akar, uzun seneler gazetecilik yaptıktan sonrasında halen Lacivert dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yürütmektedir. Akar, Furkan Çalışkan’la beraber Türkiye Yazarlar Birliği 2015 Senenin Yapımcısı Ödülü’ne layık görülmüştür. İstanbul’da yaşayan ozan, evli ve iki çocuk babasıdır.

Mustafa Akar Kitapları – Eserleri

• Berhayat
• Tüm Nefesliler
• Tenezzül
• Gezegenin Tamahkar Evlatları
• Ufak Bir Gökada
• Fena Arkadaşlardan Öğrendiğim İyi Şarkılar
• Ev Hali
• Coğrafya Kederleri
• Evyazı Tahtası

Mustafa Akar Alıntıları – Sözleri

• ay’ a fazla bakma anılarını yitirirsin (Tenezzül)
• Her dilde sevdim seni hatta dilsizlikte bile (Berhayat)
• Yirminci yüzyılda dünya
  Benden neler neler sakladı
  Geçmişi onaramıyor, geleceği kavrayamıyorum daha
  Dügâh, Yaşadım 20. yüzyılı (Fena Arkadaşlardan Öğrendiğim İyi Şarkılar)
• Sizinle konuşurken içime kuşlar üşüşüyor, ürperiyorum. Bazen kelimeler de yetmiyor anlaşmaya. (Ev Hali)
• “Şiirden yaşam kadar anlayan” adamların kızgın bakışlarına geldi kış. (Gezegenin Tamahkar Evlatları)
• Acının bir yarısıda sevince eş.. (Tenezzül)
• Ben bir ihtimal alıştım yaklaştım kendime kendimden
  Bir kalbim varmış, onu hatırladım (Berhayat)
• Güzel insanların yanında kendimizi unuturuz. Ben de Sabiha’nın yanında kendim unutuyordum devamlı.Sonra her sabahleyin kendimi tekrardan bulup onu yanında yitmeye gidiyordum. (Gezegenin Tamahkar Evlatları)
• Bir kalbim varmış onu hatırladım. (Berhayat)
• Şimdi senden uzağım ya
  Acı acı gülüyor garlarda otobüsler . (Berhayat)
• İyi niyet
  Harikulade bir yalancıdır
  Dolaşır tüm halisane bakışlarda
  Örter üzerini ahlaklı yalanların (Fena Arkadaşlardan Öğrendiğim İyi Şarkılar)
• ağaçlara tutunurum işte dönerken dünya.. (Tenezzül)
• Anıların da bir tozu var. Tanpınar’ın şiiri tanım ederken kullandığı köpük imgesi şeklinde: “Deniz köpüğünü dalgaların ucundan toplamaya kalkın, elinizde tuzlu su kalır.” An toplamak da köpüğü elle tutmaya benziyor. Zamanla kayboluyor yaşananlar, asi bir toz bulutu örtüyor üzerlerini, giderek durdukları yerde eklemleniyorlar başka hayallere ya da büsbütün kendi gerçekliklerinden sıyrılıp kayboluşun kuyusuna düşüyorlar. Üstelik anımsamak adına yazılmış, bir bölgelere kaydedilmiş olsalar bile… (Ev Hali)
• İçime yığılan karlardı, mevsim sürgünü serüvenlerdi
  Ha bir de o bitkin yaşam değil mi
  Bana kalsa 80 yapımı bir filmdi (Ufak Bir Gökada)
• Bir görünüm resmine noksan parçaları yerleştirir şeklinde
  Al oku bu şiiri
  Sonra geç karşısına
  Seyret onda kendini
  Dügâh, Yaşadım 20. yüzyılı (Fena Arkadaşlardan Öğrendiğim İyi Şarkılar)
• Yirminci yüzyılda dünya
  benden neler neler sakladı
  geçmişi onaramıyor, geleceği kavrayamıyorum daha (Fena Arkadaşlardan Öğrendiğim İyi Şarkılar)
• “İnsan nerenin yerlisidir?” (Gezegenin Tamahkar Evlatları)
• “Zaman mıdır durdukça çürüyen yoksa kelimeler mi?” (Ufak Bir Gökada)
• Eskimiş sevgileri hatırlamakla
  Kaybettin bu savaşı sen
  Tığınla ömrünün yırtıklarını diksende
  Fayda yok buna inan (Ufak Bir Gökada)
• kalbin kadarsın. (Berhayat)