Eğitim

Türk Modernleşmesi – Şerif Mardin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Modernleşmesi – Şerif Mardin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Modernleşmesi kimin eseri? Türk Modernleşmesi kitabının yazarı kimdir? Türk Modernleşmesi konusu ve anafikri nedir? Türk Modernleşmesi kitabı ne konu alıyor? Türk Modernleşmesi PDF indirme linki var mı? Türk Modernleşmesi kitabının yazarı Şerif Mardin kimdir? İşte Türk Modernleşmesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Şerif Mardin

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789754701449

Sayfa Sayısı: 366


Türk Modernleşmesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye’nin modernleşme/Batılılaşma eksenindeki müzmin münakaşa mevzularına Mardin’in yaklaşımı, modernleşme sürecini “ileri”-“geri” kutuplaşmasına indirgemiyor. Derlemede, modernleşmeyi ve değişik fikir akımlarının modernleşmeyi algılayışlarını ele alan makaleler yanında modernleşme sürecinin gençlik, kültür, kitle, demokrasi benzer biçimde kurumsal-kavramsal çerçevelerdeki özgül izdüşümlerini, dinamiklerini tartışan yazılar yeralıyor.


Türk Modernleşmesi Alıntıları – Sözleri

  • Bir insan dünyayı “yönetenler” ve “yönetilenler” diye ikiye ayrılmış görüyorsa ve eğer onun dünyaya karşı tutumu bu gruplardan birine dahil olmasına dayanıyırsa, bu “mahalli” bir tavırdır. Fakat bir insan kendisini “insanlığın” bir parçası olarak görüyorsa bu evrensel bir tavırdır
  • Ahmet Mithat’a gore Batı’nın teknolojisi alınabilirdi, hatta oldukça çalışmak benzer biçimde bazı değerleri de alınabilirdi, fakat iş, askerî kahramanlık ve onun tersi olan “züppelik” benzer biçimde Osmanlı toplumunun can damarlarına erişince, orada duruyordu.
  • Farabi Platonun Kanunlar’ına yazdığı özetinin giriş kısmında ilimleri halka göstermediği ve açıklamadığı için Platon’u över. Buna karşılı o da, bilgiyi alakasız kişilerden saklamak için muamma ve kinaye metodunu kullanmıştır.
  • Toplumların eğitim, teknoloji, politika, hukuk, ekonomi, sanat yada dine ilişkin sorunlarını çözdükleri kendilerine özgü yola, o toplumun kültürü denir.
  • “Gerçek”, artık bir “hoca”nın irfanından değil, soyut kuramların kendi iç yapısından çıkarılmaya çalışılıyordu.
  • Fazlaca milletli imparatorlukta “Türk”, o zamanlar, pek de saygınlık gören bir kelime değildi. Daha oldukça “geri kalmış” ya da “göçebe” anlamında kullanılıyordu.
  • Türkiye, kelimenin mutad anlamıyla gelişmekte olan bir ülke değildir; o, birkaç asırdır bünyesinin özelliklerini sürdüren bir devlettir.


Türk Modernleşmesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Türk modernizmini açıklarken işlediği değişik konuların başlangıcında Batıcılık gelmektedir. Osmanlı Devletinden modernleşme çabalarını ele almış. Tanzimat fermanın üstünde durmuştur. Osmanlı Devleti’nin modernleşirken kendi çıkarlarını koruyamamanın tebaanın tepkisine yol açmıştır. (Mardin,1991,12) Bunun yanında Tanzimat fermanının getirmiş olduğu yenilikler ev hayatına kadar yansımıştır. (Mardin,1991,13) Bu da yavaş yavaş yenilik teriminin tebaalarda vuku bulması, Osmanlı Devleti için değişik bir devrin başladığını ortaya koymaktadır. Öyleki ki Halkın etik çöküntüyü Batılılaşma ile bir tutması da bir tesadüf olmadığına değinir Şerif Mardin. 19. Ve 20. Yy. başlarındaki yeniliğe karşı eleştirilerin hepsinde bu ideolojinin bulunduğunu savunur. Yine kitabın muhteviyatında Osmanlıyı kurtarmak için ortaya çıkan düşünce akımlarının iyi mi ve ne şekilde ortaya çıktığına ve Osmanlı’daki etkisine değinmiştir.
Bunun yanı sıra Kitapta, ilk matbaanın iyi mi ve ne amaçla kurulduğuna ve bununla beraber kurulduğu süre karşılaşmış olduğu karşıcılık, nahiv( sentaks), tarih ve askeri manevra benzer biçimde laik bilimler üstüne kitaplar basılacağı gerçeğinden oldukça , kitap dolaşımının artışı ile beraber ulemanın itirazlarının arttığına değinmiştir. karşıcılık, nahiv( sentaks), tarih ve askeri manevra benzer biçimde laik bilimler üstüne kitaplar basılacağı gerçeğinden oldukça , kitap dolaşımının artışı ile beraber ulemanın itirazlarının arttığına değinmiştir.
Kitapta değinilen bir öteki husus da Türk Tarihi ve Siyaseti’dir. Şerif Mardin’e gore Modern Türk Siyasetinin zamanı incelendiğinde karşıcılık hareketlerinin tamamının bölücülük ithamıyla suçlandığını öne sürer. Öyleki ki ne süre yönetimdeki partinin ülkeyi modernleştirme çabalarını muhalefetin engellediğine inanılsa bu suçlamalar gündeme getirilmektedir. Yine Mardin’e gore Türkiye’de muhalefetin, devamlı boğazının sıkılmasının yol açmış olduğu en mühim yitik, toplumsal ve tutumsal yaratıcılığın engellenmesidir.
Şerif Mardin’in değindiği bir öteki husus Osmanlı İmparatorluğu’nda köylünün statüsünün, Osmanlı ekonomisinin özgüllerinin en mühim bir parçası olduğudur. Burada gene zenginlik de memurlar bakımından geçicidir şundan dolayı, varlıklı ferdin ölümünde bu zenginlik devlet tarafınca müsadere edilebilir.
Kitap yazı şeklinde olduğundan uzunca bir ara verseniz de bir şey kaybedilmiyor. Okuması bence oldukça zor. Zaman süre, sayfalarda ve satırlarda geri dönüşler yaşıyorsunuz. Neyi iyi mi anladığınızı, anlayıp anlamadığınızı sorgularken buluyorsunuz kendinizi. Yine de okumak isteyenler için kişiye fazlasıyla katkısı olacağından bu zahmete katlanmak paha biçilemez.
İyi okumalar. (Kübra Zeybek)

Türkiyenin 19. yüzyılda Batıya yapmış olduğu ve hala menzile vardıramadığı yolculuğunu anlatır..Farklı zamanlarda yazılmış makaleler toplamıdır..Değerlidir fakat eleştirilmelidir. Şerif Mardin elbet ki fena niyetli değildir.Ancak bir ulusun ismiyle anılmış modernleşme kelimesi,o ulusa bir açıdan oryantalist bakışın dikalasıdır, oligarşik tavrın netleşisidir.. Zira modernleşme dediğimiz, görünmez iksiri içmiş bir ekip eli değnekli adamların”çağıl söylediğin budur!” dayatmalarının önüne geçebilmiş midir?
HAYIR… (…gece…)

Şerif mardinin makalerinden oluşan türk modernleşmesi adlı kitap tanzimat fermanindan başlayarak 1980 öncesi Türkiye insanını yansız akılcı olarak incelemelerini ihtiva eder. bugünümüze de ışık tutmaktadir. (İsmail ersin)


Türk Modernleşmesi PDF indirme linki var mı?


Şerif Mardin – Türk Modernleşmesi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Türk Modernleşmesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Şerif Mardin Kimdir?

1927 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi’nde başladığı orta öğrenimini ABD’de tamamladı. Kökleri Hz. Muhammed (S.A.V)’in torunu Hz. Hüseyin’e kadar gittiği iddia edilen Mardinizade ailesine mensuptur ve baba tarafınca Betül Mardin ve Arif Mardin’in kuzenidir.

Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Kısmı mezuniyetinin arkasından lisansüstü eğitimini Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapmış oldu. Doktorasını Stanford Üniversitesi’nde Hoover Institute’de “The young Ottoman movement: a study in the evolution of Turkish political thought in the nineteenth century” başlıklı tezle savundu. Aynı tezin genişletilmiş halini 1962 senesinde Princeton University Press’ten “The Genesis of The Young Ottoman Thought” adıyla bastırdı. Bu mevzu üstündeki çalışmalarını 1964 senesinde çıkan öteki eseri “Jön Türklerin Siyasi Fikirleri: 1895-1908” (Türkiye İş Bankası Yayınları) ile taçlandırdı. Bu iki emek harcama sonraki emek harcama alanını belirleme etti ve Türk Modernleşmesi problematiğini genişletecek detaylı yazı emekleri ile devam etti. 1954-1966 yılları aralığında devrin mühim dergisi olan Forum’da yazarlık yapmış oldu.

Ankara Üniversitesi’nde 13 yıl hocalık yaptıktan sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’nde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nin kurucu Dekanlığını ve Sosyoloji Kısmı Başkanlığı yapmış oldu (1973). Daha sonrasında ortalama 13 yıl Washington’daki American University’de İslam Araştırmaları Merkezi Başkanlığını yürüttü. Sonra Türkiye’ye Sabancı Üniversitesi’ne Tanzimat Periyodu Türk Düşüncesi ile alakalı çalışmalarını geliştirecek bir programın başına döndü. 2011 senesinde Emeritus statüsü verilmiş, hâlen aynı fakültede iş yapmaktadır. İnsan, tarih, sosyoloji, popüler kültür mevzularında her Pazar gösterilen Gerçek Orada Bir Yerde adlı söyleşi programında, Oğuz Haksever’in yönetiminde Gündüz Vassaf ve Murat Belge ile beraber yer aldı.


Şerif Mardin Kitapları – Eserleri

  • Din ve İdeoloji
  • Türk Modernleşmesi
  • İdeoloji
  • Türkiye’de Toplum ve Siyaset
  • Jön Türklerin Siyasi Fikirleri
  • Türkiye’de Din Ve Siyaset
  • Bediüzzaman Said Nursi Olayı
  • Türkiye, İslam ve Sekülarizm
  • Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu
  • Siyasal ve Sosyal Bilimler
  • Avrupa’da Etik, Din ve Laiklik


Şerif Mardin Alıntıları – Sözleri

  • İslâmiyet, esas itibariyle mevcut olan bir şehirsel yapının üstüne kurulmuş bir yapıdır, fakat bu şehirsel yapı gelişmemiş olduğundan dinin birleştirici görevi burada her zamankinden güçlü olmuştur. (Din ve İdeoloji)
  • Bize ârız olan bu kepazelik nedir, bizi bu iktidarsızlığa sevk eden nedir, bu uyuşukluk nedir, bu kadınsı hal nedir? Bizler vergilerimizi öder ve sonrasında da aptal aptal bakmaktan başka birşey yapmazken, yaratılış bakımından bizlerden daha parlak zeka olmayan Frenklerin, devlet harcamaları mevzusunda hükümetlerini hesaba çekmeyi lüzumlu görmeleri nedendir? (Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu)
  • “Biz düşünmüyoruz… gerçekten düşünmüyoruz, düşündüğümüzü sanıyoruz, düşündüğümüzü düşünüyoruz…” (Jön Türklerin Siyasi Fikirleri)
  • Komünizm Rusya’nın teşkilatlandırdığı bir hareket haline ulaştıktan sonra, komünizmin bir tüm olarak “insanlığa” eskiden beri “insanlık” mefhumuna karşı duyulan husumetin yeni bir biçim almasını mümkün kıldı.
    Bu andan itibaren “insanlık” tan bahsedenlere “solcu” ve “vatan haini” demek imkanı belirdi.
    Türkiye’de bir aydınının kabul edilebilmesi için yukarıda saydığımız iki ana fikirden, laiklikten yada “insanlığa yönelmişlik” ten asla olmasa bir tanesini kati bir halde reddetmesi gerekir. (Siyasal ve Sosyal Bilimler)
  • Türklerin ataları esas itibariyle “pek azca bir şey”le sağlanan “çoban yaşamı” yaşamışlardı.
    Bundan dolayı da “müstakar siyasal varlıklar” kuramamışlardı.
    Bu benzer biçimde bir toplumsal yapının bir öteki sonucu “iyelik” fikrinin oluşmamış olmasıydı. (Jön Türklerin Siyasi Fikirleri)
  • Freud’un şahsiyet evrimi teorisi, bilinmiş olduğu benzer biçimde üç şahsiyet katının teşekkülünü öngörür. Bunlardan birincisi “id”, şekillenmemiş arzular katı, şahsiyetin alt katında yatar, teme­lini teşkil eder. Şahsiyetin ikinci katı kişinin bir şahıs olduğu­nun farkına varmasıdır. Buna ego katı diyoruz. Nihayet, ki­şinin çevresinden almış olduğu telkinlerle cemiyet normlarını kabul eder hale gelmesi, “vicdan”ın belirmesi, süper-ego’nun te­şekkülü olarak tanımlanır. (Din ve İdeoloji)
  • Türkiye’deki en mühim mesele, karşılıklı etkileşimin reddi üstüne kuruludur, şundan dolayı çoğulculuk cephe halinde yaşanabilir, fakat mühim olan burada birleştirici bir ilke olabilecek midir, sorusuna geliyorum. Karşılıklı etkileşim başlayabilecek midir, kastvari bölünmenin üstesinden gelinebilecek midir? (Avrupa’da Etik, Din ve Laiklik)
  • Ey hakkaniyet isteyenler! Eğer sümüklü böcekler benzer biçimde başınızı sallamaya devam ederseniz, müstebitler sesinizi yükseltmenize asla izin vermeyeceklerdir.
    Siz kölelersiniz… (Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu)
  • Osmanlı İmparatorluğu’nda ezilen ahali içinde yalnız Hristiyan ahaliye ehemmiyet vermek büyük devletlerin temel hatasıydı. Öte taraftan Padişah da Arap vatandaşları darıltmamak için onlara hususi ayrıcalıklar veriyordu. Bu siyaset da doğru değildi. (Jön Türklerin Siyasi Fikirleri)
  • 1890’ların genç reformcular kuşağı tabiatın ve toplumun genel yasaları karşısında insanı ikinci konuma koyan bir cemiyet ilişkiler anlayışını benimsedi. (Bediüzzaman Said Nursi Olayı)
  • Sadece bizlere benzeyen ve bununla beraber bizlerden değişik olan ve benzerliğin yakını ve ötekiliğin uzağında bizimle var olabilen biri, gerçek ötekiliğin var bulunduğunu temellendirebilir. (Türkiye, İslam ve Sekülarizm)
  • ..birisi mevcut düzeni beğenmemeye başlarsa o süre o kısır döngünün içinden çıkmak imkanı belirmiş olur. (İdeoloji)
  • Bilindiği benzer biçimde, İmam Gazzali’nin meşhur “Filozofların Tutarsızlığı” (Tehâfutu’l-Felâsife) isminde eseriyle İslam dünyasında felsefi düşünceyi yıktığı ve bu yüzden hem İslam düşüncesinin hem de buna bağlı olarak İslam dünyasının gerilediği görüşü yaygındır. Gerçekte ise İmam Gazzali, İslam dünyasında Ortaçağ düşüncesinin şu demek oluyor ki Aristoteles felsefesinin ve buna bağlı olarak bilimin tüm disiplinlerini değil, yalnız Metafizik disiplinini reddetmeye çalışmış ve bunda da başarıya ulaşmış olmuştur. Buna karşılık Gazzali, bu düĢüncenin diğeri disiplinlerini Müslümanlıkla ve bilhassa de Sünni fikir ile bağdaştırmakla kalmamış, “mantık bilmeyenin ilmine saygınlık yoktur,” diyerek Aristoteles mantığını, tüm bilimlerin ve bununla beraber dini bilimlerin de temeli haline getirmiştir. Böylece Aristoteles düşüncesinin -ki bu, Ortaçağ’da dünyanın her tarafında egemen olan bilim ve felsefe demekti. Metafizik haricinde kalan disiplinleri bununla beraber dini düşüncenin tartışılmaz dayanakları haline gelmişti. (Avrupa’da Etik, Din ve Laiklik)
  • Erich Fromm’ a gore çağıl diktatörlüklerin çıkmasında en önemli amillerden biri , eskiden beri otorite mefhumu üstünde kurulmuş bir cemiyetten sıyrılan çağıl insanoğlunun sorumluluk yükünün artığı ve bu külfeti üzerine almayı reddettiğidir. (Siyasal ve Sosyal Bilimler)
  • Tüm insanoğlu insanlıkta ve insan olmakta eşittirler, asla kimse başkaları üstünde üstünlüğe yada değere haiz değildir ve hepimiz kendi yaşamını ve yaşam koşullarını düzenleme hakkına haizdir. (Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu)
  • Cahil insanoğlu devletin ve yurtseverliğin ne işe yaradığını da bilmezler. (Türkiye, İslam ve Sekülarizm)
  • Gerçekten de Kemalist devrim, birçok tarzda gerçekleştirilebilirdi. Yani bu devrim, eşrafın karşısına etkin bir halde çıkan bir devrimsel örgütlenimle; ve/ya da alt sınıflara gerçek hizmetler götürerek; ve/ya da çevresel kitleler üstünde odaklaşan bir ideolojiyle gerçekleştirilebilirdi. Oysa gerçekte, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, devletin güçlendirilmesini ilk amaç olarak benimsediler ve eşrafa bağımlı kalmayı gerektirse bile bundan vazgeçmediler. (Türkiye’de Toplum ve Siyaset)
  • Dinin toplumsal hayatta oynadığı rol, dini kurumların Cumhuriyet sürecinin modernleşme perspektifiyle yaşamış olduğu gerilimli ilişki, cemiyet bilimleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır.
    Şerif Mardin bu kitapta,
    19.yüzyıldaki siyasal tartışmalardan AKP ‘ye uzanan gerilim hatlarının siyasal düşüncede ve politika sahnesinde iyi mi bir rol oynadığını inceliyor. (Türkiye, İslam ve Sekülarizm)
  • – … Kemalizm’de derin, bugünün cemiyet artışmalarına yönelmiş bir felsefe ve toplumsal kuramı arayanların bunu bulamamış olmalarıdır. Sözü edilen cemiyet itişlerinin bir dinî ve ideolojik çerçeveye girdiklerinde daha azca baskıcı olacaklarını asla sanmam fakat bu durumda günümüzün anlam ifade etmeyen şiddetinin azalmış olacağı oldukça muhtemeldir. Dinî arayışların günümüzde politika düzeyinde bile görünmelerine erişince bu gelişimleri yukarıda sayılan toplumsal fonksiyon boşlukları açısından olağan saymak gerekir. Bu sebeple “Tabiat, boşluktan nefret eder!” (Türkiye’de Din Ve Siyaset)
  • Bir şahıs kendi çıkarlarını korumak için çaba sarfetmek için fikirlerini hep “kendi tarafına yontarak” ortaya atabilir. Bu ilkel anlamda “ideolojik” bir düşüncedir. Diğer taraftan, bir kimse belirli bir grubun yada kültürün içinden dünya vakalarına bakmış olduğu için bu grubun yada kültürün duvarlarını aşamıyorsa -varsayımlarının ötesine geçemiyorsa- bu “dizgesel” bir ideolojidir. (İdeoloji)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş