Kitap Künyesi

Yazar: Mevlâna İdris

Çevirmen: Yağmur Çelebi

Yayın Evi: Uçurtma Yayınları

İSBN: 9789758947195

Sayfa Sayısı: 144

Vay Canına Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mevlana İdris, “Ağırlıkları ölçülemeyen ve tehlikeli oyuncakları seven yaramaz ufaklıklara gülümseyerek” kalem almış olduğu Vay Canına’da “Denizle sema, yıldızla balık arasındaki tek kontakt noktası çocuk” diyor.

Vay Canına Alıntıları – Sözleri

• “İnsanlar ölecekleri günü bilselerdi
  Daha mı süratli koşarlardı
  Daha mı yavaş?”
• Biraz kelebek
  Biraz kelebeklerin incecik kanadı
  Biraz leylak
  Biraz leylakların incecik kokusu
  Biraz çocuk
  Biraz evlatların incecik bakışı
• Yorulunca başını gökyüzüne koy
  Ve kal öylece
  Bizi bırak
  Bize aldırma
  Içimizden denizler
  Içimizden acılar
  Içimizden bin bölüme bölünmüş yüzler geçsin bırak…
• İnsanlar ölecekleri günü bilselerdi
  Daha mi süratli koşarlardı
  Daha mi yavaş?
  Bu probleminin yanıtını düşünüyorum…
  √Bu Koşuş Nereye
• Ben çocuğum
  İçimde olan şeyleri dışımda da görmek isterim.
  Yani aşk
  Yani maviler birazcık…
• …Buna asla üzülmüyorum.
  Üzülmeyecek ne fazlaca şey var
  Ve hepimiz kendi zamanında kendi kaderini yaşıyor
  Bunu biliyorum
  Ama gene de
  Bu şekilde bir dünyaya şahit olmak beni mahvediyor
  Üzülüyorum
• Birimiz bir kitabı okuyor benzer biçimde yaşıyor
  Birimiz bir yaşamı yaşıyor benzer biçimde okuyor
• İnsanın celladının gene insan olması korkulu.
• “İnsanlar ölecekleri günü bilselerdi
  Daha mı süratli koşarlardı
  Daha mı yavaş?”
• “Anlamsızca hızlandırılan ve hızla anlamsızlaştırılan bir yaşamın içinden geçiyoruz.”

Vay Canına İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Mevlana İdris’ten daha ilkin Para Dağıtan Adam’ı okumuştum, genel olarak güzel şeyler yazıyor. Beni rahatsız eden bir şey var fakat. Belki “bir çizgisi” olduğundan şiirlere bazı öğeler yerleştirmeye çalışıyor. Bu kitapta Andımızın kaldırılması ile ilgili dipnot düşüp fazlaca şükür kaldırıldı vs yazmış. Kitap 97 senesinde yayınlanmış. O süre hepimiz daha okuyorduk. Sonraki basımda eklemiş o ifadeyi çok açık ki. Çizgisi var dedim şu sebeple o zamanlar okunmasını eleştirmiş, sonrasında da kaldırılınca bir dipnot düşmüş. Bariz bir halde çocuklar için yazdığını düşününce olmadı gibime geldi. Ya da şöyleki düzelteyim: Kitaplarını bir tek bir zümrece okunmaya mahkûm etmiş. Büyük olasılıkla ebeveynler, kitapları kendileri okumadan ufaklıklara okutmuyordur. Öyleki olunca ve bu şekilde de bir dipnot olunca… Onun haricinde güzel mevzular işlemiş. Başarılı. (Seren)

İnceleme yapmayı pek beceremesemde birşeyler yazasım geldi. Belki kitabın yeni okuyucular kazanmasına destek olurum:)) o süre başlıyim bariğğ 🙂
Bu yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitap, çocuk dünyasını özetleyen denemelerle dolu. Ele almış olduğu mevzular bakımından beğendim. Anlatmak istediği şeyleri yazılarında oldukça açık bir halde belirtmiş. Sayfaların içinde dolaşırken farketmeden ufak bir gülümseme dokunuveriyor dudaklarınıza. Bunda resimlerin de oranı var tabiğğ 🙂 Kitaba ayrı bir hava katıyorlar. Hatta resimler olmasa bu kitabı merak edip okumazdım sanırım:)
Ama hakikaten saçma buldugum yerlerde var. Mesela
* adam olmak yada çim adam olmak mühim değil
* susam sokağında değiliz susmayalım
Vs. :///
Espri mi halletmeye çalışmış yoksa bir şey mi anlatmaya çabalamış anladım:/
Çim insanla adam arasındaki bağlantıyı da çözemedim:/
Neyse, bu kadar sanırım 🙂
Bir incelemenin daha sonuna geldikk, her insana buradan sevgilerimi fışkırıyorum:)) (VENTUS)

“Öyleki bir dünyadayız ki ayakta durmak için kalbimize tutunmak zorundayız.Kalbimiz derinlerde. Derinliklere bir taş at ve gelecek sesi dinle. Bu kitabı aç ve okumaya başla. Bir ses duymadınsa kitabı kapattıktan sonrasında defterini aç ve sesini duyabileceğin bir kitap yazmayı dene.” diye başlıyor kitap. Ben de bir taş attım derinlere, seneler yılı büyümeye başladı benimle.Hep bir ağızdan “Vay canına” dedik yırtıcı kalabalıklara, vurdumduymaz insanlığa, açlığa, yoksulluğa, muharebeye,kuraklığa.Masum evlatların canına susamış kızıl göze haykırdık cesurca “vay haline”. Bedenimiz bir cüce, ruhumuz koca bir devdi.İşte bu dev yüreklerin dünyaya tekrardan refah getireceğini inanıyordu Mevlana İdris.Su kitapları yazıyor,su benzer biçimde aziz olun diye fısıldıyordu geceleri tüm evlatların kulaklarına.Yoksa siz de mi o çocuklardan birisiniz? (Tuba Arslan)

Vay Canına PDF indirme linki var mı?

Mevlâna İdris – Vay Canına kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Vay Canına PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mevlâna İdris Kimdir?

Mevlâna İdris Zengin (d. 1966), Türk yazar ve ozan.

Mevlâna İdris Zengin, 1966 senesinde Kahramanmaraş, Andırın’da dünyaya geldi. 1989 senesinde İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İkindiyazıları, Diriliş, Dergâh,Albatros, Geniş Zamanlar ve Gerçek Hayat benzer biçimde birçok mecmua ve gazetede, şiir, hikâye ve denemeleri yayımlandı. Ayrıca, çocuk edebiyatı branşında birçok kitap kaleme almıştır.

Ödülleri:

Kuş Renkli Çocukluğum isminde şiir kitabı ile 1987’de Sema Yayınları Çocuk Edebiyatı Ödülü.

“Korku Dükkânı” isminde kitabı ile 1998 senesinde Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü.

2008’de Kosova/Prizren’de gösterilen Türkçem dergisinin Türkçeye katkı yapanlarla ilgili internasyonal ödülü

2011’de Birikim Eğitim Kurumu tarafınca “En Başarılı Çocuk Yazarı” seçilmiştir.

Hakkında Mısır-Kahire, Almanya-Berlin ve Türkiye-İstanbul,Çanakkale,Erzurum olmak suretiyle beş ayrı üniversitede beş ayrı bilimsel emek harcama yapılmıştır.

Mevlâna İdris şimdiye kadar Frankfurt, Şam, Köln, Budapeşte, Priştine, Londra, Pekin benzer biçimde şehirlerde çocuk edebiyatıyla ilgili konuşma ve değişik etkinliklere iştirak etmiştir.

Bazı masalları çizgi film olarak çekilmiş ve TV’de yayınlanmıştır. Yazar hâlen İstanbul’da yaşamını sürdürmekte ve yazı çalışmalarına devam etmektedir.

Mevlâna İdris Kitapları – Eserleri

• İyi Geceler Bayım
• Hayal Dükkanı
• Şizofreni Risalesi
• Ütüsüz Ayakkabılar
• Dünyanın En Uğurböceği
• Vay Canına
• Anayasa
• İyilik Dükkanı
• Korku Dükkanı
• Kardan Tavşan
• Filozof Köpek
• Sinir Dükkanı
• Kafamın İçinden Masallar
• Gazoz Çeşmesi
• Uçan Eşek
• Kuyruğu Dumanlı Kedi
• Para Dağıtan Adam
• Kirpinin Bahar Konseri
• Vejetaryen Aslan
• Dondurmalı Matematik
• Romantik Tilki
• Tehlikeli Bir Kipat
• Profesör Haşır Huşur
• Ellerimizin Büyük Boşluğu
• Küçükken Dinlemediğim Masallar
• Tuz
• Hipnozcu Kedi
• Kuşkucu Horoz
• Dünyayı Kurtaran Çocuk
• Sufi ile Pufi
• Behram Geri Dön
• Çocuk Kırmızı
• Dokuz Düğmeli Adam
• Havuç Havuç Havuç
• Kuş Adam
• Düşünen Adam
• Tersine Adam
• Halepli Zeynep
• Dünyayı Delen Köstebek
• Mardinli Saatçi İle Madridli Zapparo
• Öğretmen Öküz
• Yağmurlu Şehirdeki Adam
• Dolphin The Lifeguard
• Çınçınlı Masal Sokağı
• Mavi Çocuk
• Sarı Telefon Sokağında Rüya
• Trafik Polisi Kurbağa
• Sessizlik Torbası
• Masal Alan Adam
• Asker Fil
• Bulut Çocuk
• Bir Çuval Gözlük
• Kirpiler Şapka Giymez

Mevlâna İdris Alıntıları – Sözleri

• Her şey fazlaca açıktı,
  Herkes kimsesiz.
  Herkes bir şeyin yoksuluydu.
  Hepimiz aynı anda yenilmiştik
  Ve şarkılarımız kederliydi (Masal Alan Adam)
• Profesör Haşır Huşur için bazı şeyler artık eskisi benzer biçimde anlaşılır ve çözümlenebilir gelmiyordu, hatta karmaşık sayılabilecek kimi durumlar vardı, karmaşık karmakarışık… (Profesör Haşır Huşur)
• Kameraya bakıp kalabalık şeyler söylemek ve gülümsemekle meşgulüz şu an (Ellerimizin Büyük Boşluğu)
• Bazen annemi fazlaca mutsuz görüyorum . Bu şekilde anlarda babam evdeyse, gidip ona ters ters bakıyorum. (İyilik Dükkanı)
• Bazen sıkılırız. Bir şeylerin dışına çıkmak isteriz.
  Evin dışına çıkarız, şehrin dışına çıkarız, kendimizin dışına çıkarız. Evin önünde bir roketimiz olsa bir ihtimal dünyanın dışına bile çıkarız.
  Canımız sıkıldığında kırlara gidersek renkli şeyler görürüz. Yeşil çimenler, büyük ağaçlar, ufak ve neşeli dereler, mavi gökler, çeşitli kuşlar, kertenkeleler, durmadan vıraklayan fakat ne söylediğini anlayamadığımız kurbağalar, bir ihtimal bir tavşan, mor bir kelebek, bir ihtimal bir sincap ya da tilki… Sonra gördüğümüz değişik şeyler bizi birazcık değiştirir ve değişmiş olarak eski yerimize geri döneriz. (Dünyanın En Uğurböceği)
• Hayat bir kurabiye
  Haramsa dur helalse ye (Dondurmalı Matematik)
• Kopya adamlar ne ki?
  Acımıyorlardı asla. Öldürüldüklerinde acı duyup duymadıkları bilinmiyordu. Zaten ölseler de ne ki?
  Yerlerine derhal yenileri kopyalanıp üretiliyordu.
  Dünyanın güvenli denilebilecek bir yeri
  kalmamıştı. (Profesör Haşır Huşur)
• İçimde yağmur sesleri var
  Anne
  Damlalar hep seni arar (Dondurmalı Matematik)
• Oturmuş fazlaca mühim şeyler düşünürken “niçin o şekilde boş boş oturuyorsun” dendiği süre mecburen sinirleniyorum. Boş boşmuş. Sensin boş. (Sinir Dükkanı)
• …Buna asla üzülmüyorum.
  Üzülmeyecek ne fazlaca şey var
  Ve hepimiz kendi zamanında kendi kaderini yaşıyor
  Bunu biliyorum
  Ama gene de
  Bu şekilde bir dünyaya şahit olmak beni mahvediyor
  Üzülüyorum (Vay Canına)
• Ne süre babasının isteklerinin aksine hareket etse başına acayip bir şey gelirdi (Behram Geri Dön)
• Dünya birazcık acımasız gibiydi sanki. Ne fazlaca arkadaşı artık yaşamıyordu. Gitmişlerdi. Zamana kimse direnemiyordu sanki. (Mardinli Saatçi İle Madridli Zapparo)
• Politikacılar konuşurken kendime iyilik olsun diye kulaklarımı pamukla kapatıyorum (İyilik Dükkanı)
• “Birisini şarkı söylerken duyduğunda dur ve dinle. Birisi seni çağırıp bir şeyler istediğinde dur ve dinle. Birisi sığınacak bir yer arıyorsa ona yardım et. Birisi yalnız yürüyorsa onun ayaklarına bak, gözlerine bak ve azalt yalnızlığını. Birisinin yalnızlığını azaltırsan ne olur biliyor musun?”
  “Bilmiyorum” dedi uğurböceği.
  “Birisinin yalnızlığını azaltırsan kalbinde üç çiçek açar.” (Dünyanın En Uğurböceği)
• Erkekler de ağlayabilir. (Anayasa)
• Dünyanın tüm çiçek çeşitlerini tuğla haline getirip, o tuğlalardan bir ev oluşturmayı ve o evde yaşamayı hayal ediyorum. (Hayal Dükkanı)
• Yazıyor ve söylüyorsunuz, yazıyor ve söylüyorsunuz. Her şey geçip gidiyor. Gözümüzün önünden büyük bir yaşam akıyor ve sizin tutup bana sorduğunuz soruya bakın. Bu mühim değil ki… (Ütüsüz Ayakkabılar)
• Yalnızca insanların mı canı sıkılır ? Bir ağacın, bir böceğin de canı sıkılır mı ? Mesela , kırmızı kanatlarının üstünde siyah benekleri olan ve uçmadıgı anlarda ortasindan kesilmis bir top benzer biçimde duran uğur böceğinin de canı sıkılmış mıdır ki ? (Küçükken Dinlemediğim Masallar)
• Büyük bir amaçsızlık ve anlamsızlık her insanın kanını dondurmuş, tüm dünyayı kuşatmıştı. Bir şey soran yoktu bir başkasına. Zaten artık kimse pek konuşmuyordu da… (Para Dağıtan Adam)
• Biriniz birkaç yıldız taksın gökyüzüne
  Biriniz çay hazırlasın
  Biriniz akşam olsun
  İçinde atların öldüğü müzik susunca
  Biriniz çoçukluğuna sarılıp kuyuya insin
  Biriniz onun uzattığı şiiri okusun
  Ağlamak gerekiyorsa biriniz ağlasın
  Biriniz akşam olsun tekrardan
  Biriniz yağmuru dansa kaldırsın (İyi Geceler Bayım)