Eğitim

Yönteme Karşı – Paul Feyerabend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yönteme Karşı – Paul Feyerabend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yönteme Karşı kimin eseri? Yönteme Karşı kitabının yazarı kimdir? Yönteme Karşı konusu ve anafikri nedir? Yönteme Karşı kitabı ne konu alıyor? Yönteme Karşı PDF indirme linki var mı? Yönteme Karşı kitabının yazarı Paul Feyerabend kimdir? İşte Yönteme Karşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Paul Feyerabend

Çevirmen: Ertuğrul Başer

Orijinal Adı: Against Method

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755391403

Sayfa Sayısı: 384


Yönteme Karşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dünyayı anlama ve anlamlandırma biçimlerinden önde gelen bilimin, modernizmle beraber oturmuş olduğu iktidar koltuğunu tartışıyor. Bilim tek yol mudur? Batı biliminin hemen hemen tam olarak nüfuz etmediği kültürde ve zamanlarda yaşayanlar, yaşamın önlerine koyduğu sorunları aşıp ayakta kalmamışlar mıydı? Daha sonrasında da kalamazlar mıydı? (Bu soruya bugün, kısaca onların öz kaynakları ve kültürleri tahrip edilmişken pozitif cevap vermek zor olsa gerek bir ihtimal. Soru, bunun kimin eseri olduğudur…) Bilimi “Bilim” icra eden, kısaca bilimin söylediğini tek doğru derecesine yükselten, bunun bu şekilde olduğuna bizi ikna eden nedir? Akla yatkınlığı mı? Deneyle ispatlanabilir olması mı? “İyi” sonuçlar alması mı? Özetlemek gerekirse bilimin yöntemini; akılcılığı, onun kullandığı araçları sorgulayarak ezberimizi bozuyor Feyerabend. Peki Batı biliminin, “akılcılığı” yöntem olarak kullanmaktan başka şansı yok mudur? Elbette vardır: Bilimsel devrimler söz konusu olduğunda kısaca paradigmanın değişikliğe uğramış olduğu sıçrama anlarında, “akılcılığın” iyi mi ihlal edildiğini tarihsel örneklere (Galileo örneğinde olduğu şeklinde) dayanarak gözler önüne seriyor Feyerabend.


Yönteme Karşı Alıntıları – Sözleri

  • Bu kitabı oluşturan perspektif inceden inceye planlanmış bir fikir silsilesinin değil, tesadüfi karşılaşmaların kışkırttığı argümanların sonucudur. Hepimizin bir şeyler öğrenebileceği kültürel başarıların anlam ifade etmeyen yıkımına ve bazı entelektüellerin kibirli, arsız bir edayla insanların hayatlarına karışmasına duyduğum hiddet ve kötülüklerini süslemek için kullandıkları ağdalı cümleler karşısında duyduğum nefret, kitabımın arkasındaki temel kuvvetti ve hâlâ da öyledir.
  • Bu tecrübe etme, anarşizmin bir ihtimal en çekici siyasal felsefe olmasa bile bilgikuramı ve bilim felsefesi için kesinlikle mükemmel bir ilaç olduğu kanaatiyle yazıldı.
  • Bir anarşist aklın otoritesini baltalamak için akıl oyunu oynayan gizli saklı gizmen gibidir
  • Bilimin kuramsal otoritesi sanıldığından oldukça daha küçüktür.Ama toplumsal otoritesi o denli güçlendi ki dengeli bir gelişmeyi yeniden oluşturmak için artık siyasal müdahale gereklidir.
  • O halde durağan(durgun) bir yöntem ve durağan(durgun) bir aklilik kuramı düşüncesi ziyadesiyle bön bir insan ve toplumsal çevre anlayışı üstüne kuruludur.
  • Nasıl devletle dinsel kurumlar birbirinden ayrılmışsa devletle bilimsel kurumlar da birbirinden ayrılmalı ve bilim doğruluğa ve gerçekliğe giden yegane yol olarak değil; birçok görüş içinde bir görüş olarak öğretilmelidir.
  • Hayatlarını paylaşmadığımız, sorunlarını bilmediğimiz insanoğlu için elimizde çözümler bulunduğuna inanmak kendini beğenmişliktir, kibirliliktir.
  • Bilimi desteklemek için kullanılabilecek her şey ona karşı da kullanılabilir. Nasıl fizyolojik ölçüm araçlarımız bir fizyolojik bölgeden diğerine değişiyor ve değişmesi gerekiyorsa gerçekliği görünüşten ayıran ölçüm araçları da bir kültürden diğerine yada bir tarihsel evreden diğerine değişmiş olur ve değişmelidir.
  • Modern bilimsel tıp popülaritesinin çoğunu hasta insanların gidecek başka bölgeleri olmamasına ve televizyonun, söylentilerin, tam teşekküllü hastaneler eliyle sahneye konan teknik sirklerin onları bundan daha iyisini yapamayacaklarını ikna etmelerine borçludur.


Yönteme Karşı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

bu sitede bir oldukça kitap eksiği var. daha ilkin başka bir yayınevinden başka bir adla çıkan baskısıyla ilgili notumu ekliyorum.
paul feyerabend’in pınar yayınlarından 1991’de çevrilip basılan kitabı.
senelerdir bu mevzuda yazayım diyip erteliyordum. son olarak bari kitabını okuyayım da ondan sonrasında yazarım deyip okumaya başladım.
doğrusu günümüzde bilim denen şey dogmatik ve bağnazlıkla savunulan bir put haline gelmiş. tam bu noktadan yakalayıp eleştirmek güzel olurdu.
bu yüzden geçen ay bu kitaba başladım. lakin oldukça bunaltan. bir türlü ilerlemiyor. tam bir ayda 50 sayfa ilerleyebildim.
yazarın anlattıklarından mıdır, çevirenin metne renk katamamasından mıdır nedir, hayatımda gördüğüm en bunaltan kitap!
bunun yüzünden bir aydır başka kitap da okumadım. arada ilerleyen sayfalarda güzel bir şey var mı diye baktım o da yok.
hasılı bugün itibariyle pes edip ellinci sayfada bırakmış bulunuyorum.
bu şekilde güzel bir mevzuyu bu kadar çok kötü özetleyen yazara buradan teessüflerimi iletirim.
genel olarak fikir akımlarını eleştirmeye takılıp kalmış. bilimcilerin bilimi dogmatik ve kimi vakit bağnazca algılayışından, bir fikir akımı şeklinde hoyratça sahiplenmelerinden falan bahsediyor.
yazısını izm’lerin saçmasapan eleştirileriyle, bunaltan felsefe betimlemeleriyle de süsleyerek bayrağı dikiyor.
özgür düşünceden bahsederken bilimcilerin aslına bakarsak özgür düşünemediğinden bahsetmiş. sıkça “yönteme hayır” adlı kitabının açıklamasını yapmış olup durmuş.
fakat kendisi uyduruk batı zamanı sahiplenmiş görünüyor. gerçi büyük bir çelişki sayılmaz.
özgürlüğü gereksiz kutsamış da insanoğlunun içinde din olmayınca o da boş kalıyor.
ne diyeyim, Allah hidayet ve zihin açıklığı versin!
aslına bakarsak yazarın amacı bu şekilde bir kitap yazmak da değil. problem üslubun sıkıcılığı ile beraber kitabın bu isimle sunulmasından ve dahi benim beklentimden kaynaklanıyor. zira yazar bazı akımları eleştirmek amaçlı yazdığı bunaltan köşe yazılarını derleyip kitap haline getirmiş.
fakat netice olarak ortaya oldukça zevksiz bir yapıt çıkarmış. (Derin Millet)


Yönteme Karşı PDF indirme linki var mı?


Paul Feyerabend – Yönteme Karşı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Yönteme Karşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Paul Feyerabend Kimdir?

Paul Karl Feyerabend (d. 13 Ocak 1924, Viyana – ö. 11 Şubat 1994), Avusturyalı felsefeci ve bilim felsefecisi. Karl Popper’ın öğrencisidir, sadece sonrasında tamamen Popper’a karşıt bir kuramsal konumda düşüncelerini temellendirmiştir. 20. yüzyıl felsefesinde ve bilhassa bilim felsefesi alanında Karl Popper, Thomas Kuhn ile beraber en mühim üçüncü isimdir. Kuhn’un görelikçi kuramına yakın sadece bilimin hem kuramsal hem de toplumsal statüsüne dair köktencilik bir kuramsal reddiye konumuna haizdir. “Anarşist data kuramının” en mühim isimlerinden biridir.

Biyografisi

Paul Feyerabend, 1946 senesinde Viyana’da Tarih, Sosyoloji, Fizik, Gökbilim ve Matematik okumaya başladı. Viyana Çevresi grubuna ilişkin felsefeci ve bilim felsefecisi Victor Kraft’ın yanında felsefe doktora imtihanını verdikten sonrasında, British Consul’dan burs kazanmıştır veLondra’ya gitti. Burada, Ludwig Wittgenstein’ın yanında asistan olarak çalışmaya başlamayı istiyordu. Bu vakit içinde Wittgenstein’ın ölmesi sonucunda Feyerabend, Karl Popper’ın yanında göreve başlamaya karar verdi. Feyerabend ve Popper arasındaki sevgi-nefret ilişkisi böylece temellendi. Feyerabend’in bir çok eseri, esas bakımdan açık ya da örtük olarak hocası Popper’ın eleştirisini içermektedir. 1955 ve 1990 yılları aralığında Berkeley, Hamburg, Auckland, Kassel, New Haven, Londra, Berlin şeklinde birçok yerde bulunmuş oldu, aynı vakit içinde Berkeley ve Zürih’teki Teknik Üniversite’de profesörlük yapmış oldu. 1990’da her ikisinden birden emekliye ayrıldı. Feyerabend, Thomas Kuhn ile beraber esas olarak sosyolojik data yönelimli görelikçi bilim felsefesinin savunucularından birisidir. Yalnız Kuhn’dan daha değişik olarak Feyerabend, mantıksal tutarlılık bakımından kuramsal iddialarını daha çok sonuna kadar götürmekte ısrar eder ve bundan dolayı daha çok tartışmalı bir konumda bulunur.

Feyerabend’in Bilim felsefesindeki yeri

Feyerabend’in bilim felsefesindeki düşünceleri 1968’lerden sonrasında değişik bir gelişim göstermeye adım atar. Feyerabend hocası Popper’ın eleştirel akılcılığını ve bu temelde bilimi temellendirme girişimini kabul edilmez bulur. Akılcılığın bilim felsefesinden arındırılmasına yönelir, zira Feyerabend’e bakılırsa rasyonalizm, ilk olarak ve esas olarak “yasa ve seviye” rasyonalizmidir. Dolayısıyla o bilim felsefesinde görece bir bilim anlayışını savunur. Bu bakımdan Feyerabend’in emek harcaması, bilim felsefesi alanında, malum bir Anarşizm kuramı ya da felsefi bir Dadaizm olarak anlaşılır. Feyerabend, bilimin ortodoks dogmatizmine karşı ya da başka bir deyişle bilimin ortodoks dogmatik tarzda anlaşılışına karşı isyan eder.

Feyerabend, “Akla Veda” diyen öncü adlardan biridir. Aklı tek ve bütünsel bir kalite, onun yönteminin de tek bir yol izlediği fikri Feyerabend’in karşısına almış olduğu bir görüştür. Bunun yanı sıra bilimsel kuramlara ve yönteme tanınan ayrıcalığa da itiraz eder. En mühim metinlerinden birinin adı “Yönteme Hayır”dır. Bilimsel kuramlar tarihsel olarak görelidirler ve data bakımından öteki kaynaklardan üstün ya da ayrıcalıklı bir konuma haiz olamazlar. Feyerabend’in geç dönem yazıları, bir anlamda, Popper’in eleştirel rasyonalizminin geçersizliğini göstermek üstüne kuruludur. Ahmet İnam, Feyerabend’in bilime yönelik anarşist girişimini şu şekilde değerlendiriyor;

Bilim düşmanlığı savunulmuyor burada: Bilimin sınırlan, yeri yurdu, ortaya konuyor, tartışılıyor. Bilimde yaratıcı olabilmiş, bilime katkıda bulunmuş Batılı insan için anarşizmin bir anlamı var: Zincirlerinden kurtulmaya çalışıyor. Kör bilimciliğin tehlikelerini görüyor. Feyerabend, deyim yerindeyse, bilimi ‘ti’ye alıyor, yer yer bir kara gülmece yapıyor bilim üzerine. Buna hakkı var: Bilimi tanıyor, bilim zamanı üstünde detaylı, kapsamlı emek harcamalar yapmış, son gelişimleri üzerine yabana atılmayacak görüşler ileri sürmüş…

Feyerabend’in en keskin ifadesi olan “Her şey uyar” (Anything goes) sözü, onun bilimi, din ya da sanat ile aynı noktada ya da onlarla beraber, mümkün olan data olanaklarından biri olarak ele almasının bir sonucu şeklinde ortaya çıkar. Bilim, din, sanat bunların her biri data edinmenin değişik yollarıdır, birbirlerinden daha üstün ya da öncelikli ya da ayrıcalıklı değillerdir. Gerçekliğe ulaşmanın değişik yollarıdır bunlar. Birbirleriyle ölçülebilir ya da kıyaslanabilir değillerdir. Tek bir yönteme indirgenemezler. Buradan Feyerabend ve Kuhn “Eş-ölçülemezlik” sorununa gelirler. Bu kavram bilhassa Kuhn’a ilişkin görünmektedir; yalnız Kuhn bu meseleyi bilim içi değişik kuramların eş-ölcülemezliği bağlamında değerlendirirken, Feyarabend daha ileri giderek bilimin kendisinin diğeri data kaynaklarıyla eş-ölçülemezliği meselesi olarak ele almıştır.

Feyerabend’den Alıntılar

“O zamanlar, hatta daha da yenilerde, çağcıl bilimin yükselişiyle yirminci yüzyıldaki gözden geçirilişi esnasında, Bayan Us, araştırmanın güzel, yardımsever sadece bazen fazlasıyla koruyucu olabilen tanrıçasıydı. Bugün onun felsefi koruyucuları (ya da pezevenkleri mi demeliyim?) Bu tanrıçayı ‘olgun’, kısaca geveze fakat dişleri dökülmüş bir hanıma çevirdiler.”

Bilgi Üstüne Üç Söyleşi’nin kapak arkasından;

“Düşünceler, tıpkı kelebekler şeklinde, yalnızca varolmakla kalmaz; gelişir, başka düşüncelerle ilişkiye girer, etkide bulunurlar… Platon düşüncelerle yaşam arasındaki uçurumun söyleşiyle aşılabileceğini düşünmüştü – kendisince, geçmiş olayların yüzeysel bir anlatımı olan yazılı söyleşiyle değil değişik ortamlardan gelen kişiler içinde gerçek, sözlü bir alışverişle. Söyleşinin denemeden daha esinleyici olduğuna ben de katılıyorum. Savlar, uslamlamalar üretebilir. Savların, uslamlamaların işin içinde olmayanlar ya da başka bir okuldan uzmanlar üstündeki etkilerini izah edebilir, bir denemenin ya da kitabın gizlemeye çalmış olduğu açık uçları ortaya serer, en önemlisi yaşamımızın en sağlam olduğuna inandığımız parçalarının kuruntuluğunu tanıtlayabilir. Sakıncalı yanı, tüm bunların yaşayan kişilerin, gözlerimizin önündeki eylemlerine değil, kağıt üstünde yapılması. Yine bir tür arıtkan etkinliğe katılmaya çağrılıyoruz. Yine, “salt” data de içinde olmak suretiyle, yaşamlarımızı hakkaten biçimleyen fikir, idrak, duygu arasındaki savaşlardan oldukça uzağız..”


Paul Feyerabend Kitapları – Eserleri

  • Bilimin Tiranlığı
  • Yönteme Karşı
  • Özgür Bir Toplumda Bilim
  • Akla Veda
  • Bilgi Üstüne Üç Söyleşi
  • Anarşizm Üstüne Tezler
  • Vakit Öldürmek
  • Bilim Kilisesi
  • Problems of Empiricism


Paul Feyerabend Alıntıları – Sözleri

  • Gerçekten tüm evren öylesine muhteşem bir uyum içinde dönmektedir ki, tüm parçalarının düzenini bozmadan herhangi bir şeyin yerinin değiştirilebilmesi ihtimaller içinde değildir. (Bilim Kilisesi)
  • – “Çağdaş kültür”ün veya “dünya kültürünün bunalımı”ndan bahsettiklerine bakmayın, demek istedikleri Batı bilimsel nitelikli ve sanat hayatıdır…” (Akla Veda)
  • İnsanın aynı yaşamı paylaşmadığı ve sorunlarını bilmediği insanların sorunlarını çözecek çözümlere haiz bulunduğunu sanmasi budalılık, kendini beğenmişliktir. (Özgür Bir Toplumda Bilim)
  • Bilgi hazır bulunmuyor,insanlarca yapılıyor,bir sanat yapıtı şeklinde. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • Talebe her za­man demokrasinin gücüne ve ifade özgürlüğüne inandığını söylemişti mektubunda; çatışmaların rasyonel bir tartışmayla çözülebileceğine inanmıştı, fakat “şimdi yalnızca benim tarafımda olan silahlı bir adama güvenirim,” diyordu. Gerçekten de haklı. Kim işkenceciler, katiller ve tecavüzcülerle rasyonel bir münakaşa yürütebilir ki? (Bilimin Tiranlığı)
  • Bir anarşist aklın otoritesini baltalamak için akıl oyunu oynayan gizli saklı gizmen gibidir (Yönteme Karşı)
  • Özgür bir cemiyet, başka geleneklerin onlar hakkında ne söylediğine bakılmaksızın, tüm geleneklere eşit hakların verildiği bir toplumdur. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • İnsanlar ve tabiat, evvelde koyulmuş belirli sınırlar içinde kalındığı sürece, aşılamayan ve anlaşılamayan kaprisli varlıklar olarak kalacaklardır. (Anarşizm Üstüne Tezler)
  • Sık sık âşık oluyordum, hem de tutkuyla; fakat serüven, ki benim için çoğunlukla hayal gücünün bir işiydi, gerçek olmaya başlıyor şeklinde olunca duygularım değişiyordu. Hemen her hareketim tecrübe etme kabilindendi, tamamlanmamıştı ve kapsamlı bir amaçtan yoksundu. Belki oldukça fazla şeyden hoş­lanıyordum ve bir yere çakılı kalmak istemiyordum. Gece gündüz birinin, tercihen bir kadının ortaya çıkıp işleri yoluna koymasını umut ederek etrafta dolaştığım uzun yalnızlık ve sorun anları oldu. (Vakit Öldürmek)
  • Fizikte görülen gelişmelere paralel olarak, iyi mi kullanılan ölçülerin de devamlı olarak geliştirilmesi gerekiyorsa, aynı şekilde, aydınların kullandıkları standartların da geliştirilmesi gerekir. (Bilim Kilisesi)
  • Tanimadiklari ırk,kültür tane ya da bakış açılarıyla karşılaştıklarında insanların tepkileri değişik farklıdır.
    Şaşkınlıkla ve merakla derhal tanimak ,öğrenmek isteyebilirler;
    Küçümseyebilir ve naturel bir üstünlük duygusuna kapilabilirler; iğrenebilir ve açıkça nefret duyabilirler.
    Bir beyin ve ağızları olduğundan da,hissetmekle yetinmez konuşur, duygularini ifade eder ve onları aklamaya çalışırlar.Görecelik işte bu süreçte ortaya çıkan görüşlerden birisidir. (Akla Veda)
  • – “Uyumdan söz edenlerin sesi, buldukları her çeşitliliği kendi uyumlu kurallarına doğal olarak kılmak isteyen tiranların sesine kuşku çekecek kadar benzer!..” (Bilimin Tiranlığı)
  • Hristiyanlık insanlığa sevgiyi öğretmiştir, sevmeyi telkin etmiştir. Sonra da binlerce insanı yakmıştır, sakat bırakmıştır, katletmiştir. Fransız devrimi Akıl ve Ahlak diye yola çıkmış, oluşturduğu kan göllerinin içinde nice canları soluksuz bırakmıştır. ABD her insana özgürlük ve mutluluk getirmek amacıyla kurulmuştur. Uzun süre köleliği, baskıyı, insanoğlunun insanı ufak görmesini kaldırıp atamamıştır. (Bilim Kilisesi)
  • Politik rölativizm, tüm geleneklerin eşit haklara haiz bulunduğunu kabul eder. Bazı kimselerin hayatlarını belirli bir geleneğe bakılırsa tanzim etmeleri, bu geleneğin içinde bulunmuş olduğu toplumun tüm temel haklarıyla donatılması için kafi gelir… Felsefi rölativizm, tüm geleneklerin, teorilerin ve fikirlerin doğru olma şanslarını eşit olarak gören bir doktrindir. (Bilim Kilisesi)
  • Gelenek “her şeyin kralıdır.” Fakat değişik insanoğlu değişik krallara itaat ederler. (Akla Veda)
  • Biraz akordiyon çalardım; iyi de çalardım. Kimse umursamazdı. Bu yüzden kim bilir haiz olduğum bir beceri zaman içinde körleşti. (Vakit Öldürmek)
  • Liberallerin ve Marksistlerin devamlı olarak özgürlükten, eşitlikten ve ger­çeklikten söz ettikleri doğrudur, fakat savundukları eşitlik, tüm yaşam biçimlerine eşit haklar vermez, mesela, Kızılderililere ve Harvard akademisyenlerine eşit davranmaz – yalnızca kendi oyun alanına, Batı akılcılığına giriş hakkı tanır. Diğer yaşam biçimleri söz konusu bile olması imkansız. Gerçeklik de, insanlığın tüm taraflarını kapsayan, insanoğlunun hem bedensel hem ruhsal, hem dün­yevi hem Tanrısal taraflarını barındıran bir şey değildir, aksine, bu oyun alanında meydana getirilen oyunların bir sonucudur. Ne özgürlük ne de data vardır – mevcud tek şey, yeni önyargılar üstüne ku­rulan yeni bir köleliktir. (Anarşizm Üstüne Tezler)
  • Doğanın eylemleri, yaşamı zamana yayılmış bir yaratıkça öngörülemez. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • Benim şeklinde dalgacı herifin biri, felsefe şeklinde ciddi bir mevzuyu öğretmek için uygun gö­rünmüyordu. (Vakit Öldürmek)
  • Bir felsefeci yeni bir moda yaratıyor ve ötekiler koca bir sürü ha­linde kimin o modaya uyup kimin uymadığını araştırmaya başlıyor. (Bilimin Tiranlığı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş