Eğitim

Yüzümdeki Sen – Cem Kertiş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yüzümdeki Sen – Cem Kertiş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yüzümdeki Sen kimin eseri? Yüzümdeki Sen kitabının yazarı kimdir? Yüzümdeki Sen konusu ve anafikri nedir? Yüzümdeki Sen kitabı ne konu alıyor? Yüzümdeki Sen PDF indirme linki var mı? Yüzümdeki Sen kitabının yazarı Cem Kertiş kimdir? İşte Yüzümdeki Sen kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Cem Kertiş

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Yayınları

İSBN: 9786053320760

Sayfa Sayısı: 180


Yüzümdeki Sen Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Genç bir felsefe öğretmeni olan Sinan akıl hastanesinden taburcu edilir. Onu akıl hastanesine sürükleyen vakaları unutmak ve kendine yeni bir yüz yaratmak için yaşamını inşa etmeye koyulur. Kentin sokaklarında, meyhanelerinde, batakhanelerinde zaman içinde bir arayışa dönüşen bu yolculuğa rüyalar, saplantılar, tutkulu hayatlar da birlikte rol alır. Peki, bu genç adamı arayışa mahkûm eden nedir? Kayıp bir aden mi? Yitirdiği çocukluğu mu? Kusursuz bir an mı?

Yüzümdeki Sen insanoğlunun anakarası olan çocukluğun, yitirilen hayallerin, hüzünlü özlemlerin, içimizden söküp çıkaramadığımız saplantıların, karanlık rüyaların ve tutkunun anlatıldığı bir ilk roman.

“Ustaca yazılmış bir roman. Sanatının ehli bir karikatüristin, çok az çizgi kullanarak insan ruhunun derinliklerini anlatması gibi Cem Kertiş de kelimeleri yeterince kullanarak karakterlerini derinlemesine anlatabilmiş. Özellikle de kurgusuyla, oldukça güçlü bir roman yazmış.”


Yüzümdeki Sen Alıntıları – Sözleri

  • Kim ruhunu yüzüne çizebilecek kadar cesaretli?
  • “Sustu.Aslında kısacık sustu da,bu adamın suskunluğunun derinliğini,süresi değil de kendisi belirliyordu.”
  • “Geçmişindeki acı bir olayın geleceğini ele geçirmesine izin mi vereceksin?Bedenin dışında sahip olduklarını uçurumdan aşağıya atıyor gibisin.”
    “Evet , belki de.Sahip olduklarım beni tutsak etti.”
  • “Soruların cevaplarını düşünerek değil de yaşayarak bulacağımı bilemeyecek kadar toy olduğumu yıllar sonra anlayacaktım.”
  • “Mesela yüzünü bıçakladığın günü senden dinleyemedim hiç.Tutuyorsun.”
    “Anlatmak istemiyorum sadece , tuttuğum filan yok.”
    “Elbette sen bilirsin , ama bir şey seni zehirleyene kadar onu içinde bekletmeninin sana zararı olabilir.”
  • Belki de yalnızca ben değil,hepimiz içine konuşacağı birini hapsetmiştir.
  • Belkide yalnızca ben değil,hepimiz içine konuşacağı birini hapsetmiştir.
  • Zamanın kuklasıydım.
    Pikabı olmayan, ortada kalmış plaktım.
    Oldukça yaşanmış fakat asla özlenmemiş metruk bir evdim…
  • Çocukluğumu anımsamak
    Sonra sek sek oynamak gözlerindeki çukurun kenarında
    Hep ebe olduğum bir saklambaçta hamile olmak yokluğuna…


Yüzümdeki Sen İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İnanılmaz güzel bir kitap okudum ben.
Bir çok şahıs tarafınca keşfedilmemiş bir kitap.
Benim de bir duyum ile almadığım denk gelip yeni yazarlar tanıma heyecanı ile aldığım bir kitap.
Aslında bir beklentim yoktu alırken. Sevebilme ihtimalimi de düşünmedim.
Okurken ruh halim kim bilir tam da bu kitaba uygun olduğundan bu kadar sevdim.
Yazar da süper ötesi anlatmış ki ruhunu, içini, hayal kırıklıklarını, isteklerini, üzüntülerini, vazgeçlerini.. Bu ikisi birleşince sevmemek mümkün değildi galiba.
Kitapta nişanlısından ayrılan bir insanın sonrasında yaşadıkları anlatılmış.
Oldukça sevdiğini iddia etmiş olduğu hanımdan ayrılmak zorunda kalınca ve bu ayrılış asla beklemedigi bir halde gerçekleşince kendini fazlaca değişik bir yerde bulur melankolik Sinan.
Zaman geçer, yaşamı altüst olur, yaşama küser. Tanrıya küser. Ne hayata ne bir yaratıcıya inancı kalır. Bu sebeple tüm benliği ile sevmişti onu. Ya da o şekilde mi ?
Bir yere kadar ana karakter için bunun bu şekilde bulunduğunu düşündüm. Bir şeyi fazlaca sevince, yaşam onla dolu olunca sonrasında da pat yok olunca insan deliriyormuş demek, dedim.
Sonra belli bir sayfa okuduktan sonrasında bu şekilde olmadığını anladım. Yani hayal kırıklığı, hayata küsmek, devam edemiyor olmak bununla ilgili değilmiş.
Sinan’ın problemi Sahra’ yı fazlaca sevmesi, hayatında artık onun olmaması da değilmiş. Sinan’ın problemi kendisiymiş.
Ruhunu bilmemesiymiş. Kendini tanımamasıymış.
Aşk sanmasıymış Sahrayı.
Bunu turuncu saçlı hanım ile yeniden karşılaşınca anlıyor. Ne kadar talihli bir adamsın Sinan dedim, içimden. Ona bakılırsa dünyanın unutulmuş adamıydı kendisi. Bana bakılırsa talihli. Nasıl bakmak istiyorsanız o şekilde görünüyorsunuz açıkçası.
Ben onun bu kadar dipten sonrasında gökyüzüne uzanacağını hissetmiştim. Ya da onun için bunu istedim.
Abartısız, mütevazi, ruh analizini doğru bir halde yapmış yazar. Bayıldım.
…..
( Spoiler )
Ana karakterin bir aşk uğruna yüzünü paramparça etmesini iyi mi içselleştirdiysem dün gece rüyamda yüzü kesik, yaralı zombiler ile köşe kapmaca oynuyordum.
Yüzleri bıçakla parçalanmış insanoğlu TWD zombileri benzer biçimde masum değillerdi ne yazık ki. Oldukça süratli koşuyorlardı fakat benim kondisyon yerlerde olunca çalan telefon sağ olsun kurtardı beni :)))
Mutlaka okuyun.
Gerçek aşkı bulmanız, o süreçte sabırlı olmanız dileğiyle. (Meltemmm)

Bir senaryo yazarına özgü üslupla sonuna kadar merak duygusunu zirvede tutuyor yazar.
Felsefi derinliği, yoğun duygusu ile insanoğlunun psikolojisine direkt tesir eden bir kitap.. 
Defalarca aynalara bakarız bir sivilce çıksa bile bunu dert ederiz fakat felsefe öğretmeni Sinan yüzünü kesti. Düşünebiliyor musunuz yüzünü bıçakla kesti. Nişanlısı Sahra’nın  onu aldatmasına şahit olduktan sonrasında kendini bu şekilde cezalandırmıştı.Akıl hastanesinde bir yıl tedavi olduktan sonrasında taburcu olan Sinan ailesinin evinde kalır fakat oraya ilişkin olmadığını hisseder. Ailesi de aslına bakarsan onu pek anlamıyordu. Mesela yüzü mevzusunda. Sinan ameliyat olup yüzünü iyileştirmek istemezken ailesi onu buna zorluyordu.Ya da eşcinsel komşu Fahri’den onlar nefret ederken Sinan onu seviyordu.
Yolda rastlantı etmiş olduğu iki kişiden kaptan Murat amcanın yaşamını Sinan değiştirirken, ressam Salih ‘de Sinan’ın yaşamını değiştirecekti…
Sonra evi terketti Sinan tesadüf sonucu ilköğretim aşkı Elif’i buldu. İşe başladı.
Üçüncü derslik birahaneler, meyhaneler de zaman geçirip bol miktarda düşünüyordu. Giittigi birahane de gösterilen porno filmimizde ağlayarak orayı terkeden Sinan’ın o şekilde bölgelere layık olmadığı aşikardı.
Doktoru ile olan diyalogları , ressam ile olan “asla”lik sohbeti , rüyaları, mektupları muazzamdı.
“Ruhumu yüzüme çizdim.”  diyor kitabın bir bölümünde Sinan,” beni doğurandı “söylediği Sahra için kendisine zarar verdiği yüzünü anlatırken.
Hem dışlanmış,hem vurdumduymaz, hem umutla dolu olan Sinan iyi ki tanıdım seni.. (Emelin güncesi)


Yüzümdeki Sen PDF indirme linki var mı?


Cem Kertiş – Yüzümdeki Sen kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Yüzümdeki Sen PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Cem Kertiş Kimdir?

1978 senesinde istanbul’un şişli ilçesinde hayata merhaba dedi. ilk ve orta öğrenimini gene aynı şehri tamamladıktan sonrasında odtü felsefe kısmı’nden 2002 senesinde mezun oldu. yüksek lisansını iü’nde tamamlayan yazarımız, haliç üniversitesi’nde de ingilizce öğretmenliği sertifika programını tamamladı. 2009 senesinde ilk kitabı çirkin çocuklar gösterildi. büyük ilgi uyandıran ikinci kitabı sevgibey tekin yayınevi tarafınca gösterildi. halen hususi bir kurumda felsefe öğretmeni olarak vazife yapmaktadır


Cem Kertiş Kitapları – Eserleri

  • Yüzümdeki Sen
  • Duygu Baba
  • Sevgibey
  • Kaybolanın Hikayesi
  • Çirkin Çocuklar


Cem Kertiş Alıntıları – Sözleri

  • “Aslında hiçliğin dinginliği, olmamanın huzuru varken; yaşamayı istemektir karamsar olan.” (Çirkin Çocuklar)
  • “Soruların cevaplarını düşünerek değil de yaşayarak bulacağımı bilemeyecek kadar toy olduğumu yıllar sonra anlayacaktım.” (Yüzümdeki Sen)
  • Ey kuş, koskoca gökyüzünü bıraktın da ne diye gelip yalnızlığıma girdin. (Kaybolanın Hikayesi)
  • Belkide yalnızca ben değil,hepimiz içine konuşacağı birini hapsetmiştir. (Yüzümdeki Sen)
  • Belki de yalnızca ben değil,hepimiz içine konuşacağı birini hapsetmiştir. (Yüzümdeki Sen)
  • Zamanın kuklasıydım.
    Pikabı olmayan, ortada kalmış plaktım.
    Oldukça yaşanmış fakat asla özlenmemiş metruk bir evdim… (Yüzümdeki Sen)
  • Bu sebeple bazı güzellikler vardır; insanı küçültür, ezer. (Çirkin Çocuklar)
  • Kadın işte, asla kestiremediği bir zamanda gelip de insanı başkalaştırıyor. (Kaybolanın Hikayesi)
  • Bir delinin bile delirmesi gerekir kurtulabilmesi için. O halde yılgınlar, o halda bırakılmışlar, korkmuşlar, ezilmişler, tutunamamışlar, bıkmışlar, konuşamayanlar, anlatamayanlar, tüm vidalar, kerpetenler, çekiçler, sistemin tüm dişlileri; delirmek isteyip de deliremeyenler, ölmek isteyip de ölemeyenler, sevmek isteyip de sevemeyenler, ağlayamayan, gülemeyenler gelin beraberce delirelim! Belki o vakit sevebiliriz. “Dünyanın dokunamayacağı bir sevmek için, tek yol delirmektir.” diyerek, en zoru tecrübe edelim. (Çirkin Çocuklar)
  • Herkes arada bir kendinden uzaklaşmalı. (Duygu Baba)
  • Çocukluğumu anımsamak
    Sonra sek sek oynamak gözlerindeki çukurun kenarında
    Hep ebe olduğum bir saklambaçta hamile olmak yokluğuna… (Yüzümdeki Sen)
  • ‘İçimdeki çınar ağacının dibinde yatan ölü “benim”…’ (Çirkin Çocuklar)
  • İnsan istesede aç kalmaz bu şehirde, çöplükleri yiyecek dolu. (Kaybolanın Hikayesi)
  • “Sustu.Aslında kısacık sustu da,bu adamın suskunluğunun derinliğini,süresi değil de kendisi belirliyordu.” (Yüzümdeki Sen)
  • Hiç tanımadığınız bir insanoğlunun derdini dinlemek gibisi yoktur. Yaşadığınızı hissedersiniz. (Kaybolanın Hikayesi)
  • “Dizleri hep yaralı olduğundan , fazlaca geç anlarlardı kalplerindeki yaraları.” (Çirkin Çocuklar)
  • “Geçmişindeki acı bir olayın geleceğini ele geçirmesine izin mi vereceksin?Bedenin dışında sahip olduklarını uçurumdan aşağıya atıyor gibisin.”
    “Evet , belki de.Sahip olduklarım beni tutsak etti.” (Yüzümdeki Sen)
  • Kapıyı birazcık sert kapatınca cam yarıya kadar düştü.. Araya, cebimden çıkardığım işe yaramaz kağıt parçalarını tıkıştırdım…
    Arabam da benim benzer biçimde yaşlılık emareleri gösteriyor. Ben de hayatla arama bir şeyler sıkıştırmazsam yitik gideceğim kim bilir… (Kaybolanın Hikayesi)
  • Çocukluğu mutsuz biri çocukluğuna hapsolur şu sebeple. (Duygu Baba)
  • “Mesela yüzünü bıçakladığın günü senden dinleyemedim hiç.Tutuyorsun.”
    “Anlatmak istemiyorum sadece , tuttuğum filan yok.”
    “Elbette sen bilirsin , ama bir şey seni zehirleyene kadar onu içinde bekletmeninin sana zararı olabilir.” (Yüzümdeki Sen)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş