Eğitim

Güzel Ölümün Öyküsü – Ayşegül Devecioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Güzel Ölümün Öyküsü – Ayşegül Devecioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Güzel Ölümün Öyküsü kimin eseri? Güzel Ölümün Öyküsü kitabının yazarı kimdir? Güzel Ölümün Öyküsü konusu ve anafikri nedir? Güzel Ölümün Öyküsü kitabı ne konu alıyor? Güzel Ölümün Öyküsü PDF indirme linki var mı? Güzel Ölümün Öyküsü kitabının yazarı Ayşegül Devecioğlu kimdir? İşte Güzel Ölümün Öyküsü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ayşegül Devecioğlu

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9786053161745

Sayfa Sayısı: 128


Güzel Ölümün Öyküsü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Yürümeye devam ediyor. Hava eskisi kadar soğuk değil, yakında bahar gelecek, ardından yaz, dünya dönmeye devam edecek. Peki dünya ne zaman duracak? Yaşamın hep böyle süreceği bilgisi, karanlıkla birlikte derisinden içeri sızıyor. Dünya dönmeye devam edecek. Sabah, gece birbiri ardına, korna böğürtüleri, kaldırımlar, insanlar arasında, bir de o kükreme, betonun, inşaat kepçesinin, polis arabasının, kim bilir neyin.”

Güzel Ölümün Öyküsü Ayşegül Devecioğlu koleksiyonunun altıncı kitabı.

(Tanıtım Bülteninden)


Güzel Ölümün Öyküsü Alıntıları – Sözleri

  • Çöp her yerde. Kokuyor, çürüyor,yayılıyor,ne kadar toplansa canlı yaratıkmış benzer biçimde tekrardan çoğalıyor. Üzerine gidildikçe güçleniyor, şehre meydan okuyor.Aslını ararsanız kent çöpe çoktan teslim oldu.Kent bunu biliyor, çöpün onu öldürdüğünü.Sessiz sedasız oldu, can havliyle haykırmış olabilir fakat kimse duymadı.3
  • Yıldızları görmüyor, fakat orada olduklarını biliyor, gökyüzünde gizlenendiklerini. Gizlenmekte haklılar diye geçiriyor içinden, insanoğlu parlayan bir şey görmüş oldu mü söndürmeye bakar.
  • Bu işin sonunda ölüm var!
  • İçi çabucak tekrardan kararıyor. Gökyüzünün şimdi mavi olmasına aldanmamalı diye düşünüyor. Kararabilir, kızarabilir, yeşile hatta mora bile dönüşebilir. Gökyüzüne itimat olmaz. Başının üstünde bir dam yoksa gökyüzüne güvenmeyeceksin. Denizle ilgili detayları ise taa eskiye uzanıyor. Tek gözü cam olan öğretmenin deniz suyu doldurulmuş bir şişeyle sınıfa gelip, deniz suyunun görünmüş olduğu benzer biçimde mavi değil, kül rengi, kirli bir su bulunduğunu anlattığı güne kadar uzanıyor. Emenike şişeye doldurulan şeyin artık deniz olmadığını biliyor. Deniz olmayan şeyin rengi umurunda değil.
  • Yaşamın kederli soluğunu içine çektiğinde, günün daha şimdiden kendini belli eden boşunalığı.
  • Kimse şaşırmıyordu sokakta yada bir yıkıntıda öylece kaskatı yatıyor oluşlarına, yüzlerinde yaşamdan artakalan ize, yaşamın son anına ilişkin değil, yaşamın tümünün izini. Gömüldükten hatta çürüdükten sonrasında bile silinmeyecek bu iz.
  • Yine de sessizliğin içi boş değil. Yetimhane de, mecburi gece sessizliğinde dünyanın altını üzerine getirmeye hazır, geçmişsiz, geleceksiz yarı deli bir çocuk sürüsünün haykırışları gizli saklı.
  • Herkes piçe pislik yapmak için birbiriyle yarışıyor. Anasından emdiği sütü burnundan getiriyorlar piçin, kan kusturuyorlar.
  • “Yine de biliyor, çirkin ölüm gelip onu bulana kadar, bu gökyüzünün altında kalacağını, nefesi kesilerek, her sabahleyin aynı şeyleri izleyeceğini, güvercinleri, bulutları, kaldırımları… Dünya dönüyor dedikleri bu. Şarkısı bile var, ara sıra kulağına çalınıyor.”


Güzel Ölümün Öyküsü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bu kitapla ilgili iyi mi yorum yapılır tam olarak bilemiyorum. Yazar,kurban ve acındırma psikolojisine girmeden, duyguları sınırlayarak sokak çocuklarını, yetiştirme yurtlarında yaşananları, yanından geçip de dönerek bakmadığımız, niçin sokakta bulunduğunu bile merak etmediğimiz evlatların öyküsünü konu alıyor. Başlarda birazcık tedirginlik hissetsemde sonunu merak ederek okudum… Her Ölüm güzel mi, işte siz onu okuyunca karar verin…. Herkese tavsiye edemem. Bu sebeple, ben bile sevip sevemediğim mevzusunda kararsızım…. (Medine Özkaner)

Eylül ayında okuduklarım içinde Ayşegül Devecioğlu’nun “Güzel Ölümün Öyküsü” de var. Yazardan okuduğum beşinci kitap oldu ve kalan iki öykü kitabını da okuduktan sonrasında yeni eserini beklemeye başlayacağım.
Daha önceki romanlarında olduğu benzer biçimde gene gerçekleri en sert, en acımasız haliyle okuruna sunuyor Ayşegül Devecioğlu.
Bu seferki mevzunun kahramanları yetiştirme yurtlarındaki çocuklar. Onların zor hayatlarından sahneleri, huzursuz ve rahatsız edici bölümleri okurken Ayşegül Devecioğlu’nun değişmeyen tarzını farkediyorsunuz. Yazar bence hayatta her neyse, kurguda da o olmalı ve ben bunu birebir okura sunmalıyım diyor. Tüm eserlerinde hissettim bunu.
Ayşegül Devecioğlu’nun tarzını sevdim. Ağlayan Dağ Susan Nehir’den sonrasında beni en fazlaca etkileyen bu eseri oldu diyebilirim.
#güzelölümünöyküsü #ayşegüldevecioğlu #metisyayınları #roman #kitapönerisi #eylülokumalarım #külliyatokumalarım #kitapyorumu (Seda Ediz)

Çirkin Yaşamın Güzel Ölümü: Zaman yada yazgı düz çizgiler halindeki mutluluklar çizelgesinden oluşmuyor. Zamanın da kamburu var. Ve bu kambur hâlen bilemediğimiz bir halde bazılarının kalbine ve bedenine yükleniyor. Kimileri bir zaman kimileri de bir yaşam bu kamburu taşıyor.
İşte yazar bu kambur’un taşıyıcılarından olan sokakta yaşıyan, evsiz insanları konu alıyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı idi. Dil ve betimler zarif ve edebî. Hüzünlü kurgusu da oldukça yerinde, gerçekleri gözümüzü sokuyor. Artık sokakta caddede yürürken görmeden gecemiyeceğimiz derecede vicdanlarima vuruyor kelimeleri ile yazar.
Evet çözümsüzlük ve umarsızlık var. İnsan denilen yaratığın açgözlülüğünden.
Ölüm. Güzel ölümün öyküsü. Güzel ölüm de mi olurmuş. Dinlemek gerekiyor yazarı. Acaba yaşamın çirkinliğine alternatif midir güzel bir ölüm? (Dertmend)


Güzel Ölümün Öyküsü PDF indirme linki var mı?


Ayşegül Devecioğlu – Güzel Ölümün Öyküsü kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Güzel Ölümün Öyküsü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ayşegül Devecioğlu Kimdir?

Ayşegül Devecioğlu (d. 1956) Türk yazar.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde eğitim görmüş oldu fakat eğitimini tamamlamadan ayrıldı. Üniversite yıllarında Devrimci yol hareketine katıldı.[1]. 1976’da Behçet Dinlerer ile evliliğe ilk adımını attı, Ali Fuat adına bir oğulları oldu. 1986’dan sonrasında gazete, mecmua ve televizyonlarda çalıştı. Çeşitli dergilerde yazıları, denemeleri yayımlandı. İlk romanı Kuş Diline Öykünen, 2004yılında yayımlandı. 2007’de piyasaya çıkan ikinci romanı Ağlayan Dağ Susan Nehir ile Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanmıştır. İstanbul’da yaşıyor.


Ayşegül Devecioğlu Kitapları – Eserleri

  • Ağlayan Dağ Susan Nehir
  • Güzel Ölümün Öyküsü
  • Kuş Diline Öykünen
  • Arkası Mutlaka Gelir
  • Kış Uykusu
  • Başka Aşklar
  • Ara Tonlar


Ayşegül Devecioğlu Alıntıları – Sözleri

  • Herkes piçe pislik yapmak için birbiriyle yarışıyor. Anasından emdiği sütü burnundan getiriyorlar piçin, kan kusturuyorlar. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • Herkes, hepimiz benzer biçimde olmayanlara gözdağı vermek için uyduruldu. (Ara Tonlar)
  • “İçimde susturmaya çalıştığım bir ses çoğalmaktaydı.” (Ağlayan Dağ Susan Nehir)
  • Geriye kalan yalnızca dilsiz günlerin tortusuydu. (Başka Aşklar)
  • Utanır, suçlu benzer biçimde küçülür, ezilir büzülür evlatlarını yediremeyen, giydiremeyen, yüzlerini güldüremeyen analar! (Kış Uykusu)
  • Bazen yaşam öyleki karmaşık gözükür ki, içinden çıkmak zorlaşır. Halbuki olup bitenler çoğunlukla göz önündedir, fakat hep aynı seviyeden bakınca bir şey görmek mümkün olmaz. Yine de bir çok şahıs gözünü uydurmuş olduğu delikten hayata bakmaktan vazgeçmez. Kıpırdamadan durur ve manzaranın değişmesini, daha doğrusu değişmemesini bekler. (Ara Tonlar)
  • Yine de sessizliğin içi boş değil. Yetimhane de, mecburi gece sessizliğinde dünyanın altını üzerine getirmeye hazır, geçmişsiz, geleceksiz yarı deli bir çocuk sürüsünün haykırışları gizli saklı. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • “..unutmak hem de hatırda tutmak mümkün olabilir mi? Birlikte?” (Ağlayan Dağ Susan Nehir)
  • Ölümden değil yaşamdan kaçıyorlar. (Başka Aşklar)
  • İbrahim, Hüseyin… Necmi… Bir zamanlar okullarda, mitinglerde, mahallelerde görmüş olduğu yüzlerce genç, bir çok ya ölmüş ya hapisteydi şimdi. Kendilerinden geleceğe ne kalacaktı? Onları kim hatırlayacaktı? Geriye ne kalmıştı! Ne kalacaktı! Naif, masalsı anlatılar mı!? Etleriyle, kanlarıyla yaşadıkları gerçek masala mı dönüşecekti? (Kuş Diline Öykünen)
  • Bu işin sonunda ölüm var! (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • Yanan ormanlar, köyler, ahırlarında diri diri yakılan hayvanların sesleri uzaktaydı; fakat yanık kokusu, büyük yıkımların o akıl sır ermez yollarını izleyerek kilometrelerce uzaklıktan gelip her şeyin içine işliyordu; ipliklere, boyaya, kumaşa… Çamaşırlardan gelen kokuyu ümitsizce içine çekti, bin kez yıkasa da onları arıtamayacaktı; koku kafalarının içindeydi; beyinlerine girmiş, ciğerlerine işlemişti… (Başka Aşklar)
  • “Bir kedi hiç sebepsiz neşelendirebilir insanı…” (Kış Uykusu)
  • Sonra o karanlık, daracık, kirli kokulu kuytuda, bu kez isyanla öfkeyle sordu kendisine: Toplumsal belleğin uyanmasını sağlayacak, uyuyan canavarın önüne atılacak kemik bu mu?
    Onlardan geriye yalnız bu mu kalacaktı! Hain pusularda, kan uykularda, vurulduk ey halkım unutma bizi! (Kuş Diline Öykünen)
  • Ocaktan kor alıp bassaydı gözlerine de, kızının yanında gözyaşı dökmeseydi! (Kış Uykusu)
  • Ama ışık yanan her ev şenlikli mi ya! (Kış Uykusu)
  • Her şey, hepimiz diğerlerinin nefes almasına engel olmuyormuş benzer biçimde, içine tıkıldıkları bu deliğin perişanlığını mazur gösterebilecek bir şeyler arıyor, kafasının içinde amaçsızca dönerek duran zavallı kelimeler yığınından utanç ve telaş içinde sözcükleri bulup çıkarıyordu. (Başka Aşklar)
  • Yaşamın kederli soluğunu içine çektiğinde, günün daha şimdiden kendini belli eden boşunalığı. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • İçi çabucak tekrardan kararıyor. Gökyüzünün şimdi mavi olmasına aldanmamalı diye düşünüyor. Kararabilir, kızarabilir, yeşile hatta mora bile dönüşebilir. Gökyüzüne itimat olmaz. Başının üstünde bir dam yoksa gökyüzüne güvenmeyeceksin. Denizle ilgili detayları ise taa eskiye uzanıyor. Tek gözü cam olan öğretmenin deniz suyu doldurulmuş bir şişeyle sınıfa gelip, deniz suyunun görünmüş olduğu benzer biçimde mavi değil, kül rengi, kirli bir su bulunduğunu anlattığı güne kadar uzanıyor. Emenike şişeye doldurulan şeyin artık deniz olmadığını biliyor. Deniz olmayan şeyin rengi umurunda değil. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • Perileri esir etmenin yolu elbiselerini saklamaktır. Mucizenin yaratıklarını özgürlüğe masallar kavuşturur. (Ağlayan Dağ Susan Nehir)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş