Eğitim

İğne Oyası – Serra Menekay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İğne Oyası – Serra Menekay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İğne Oyası kimin eseri? İğne Oyası kitabının yazarı kimdir? İğne Oyası konusu ve anafikri nedir? İğne Oyası kitabı ne konu alıyor? İğne Oyası PDF indirme linki var mı? İğne Oyası kitabının yazarı Serra Menekay kimdir? İşte İğne Oyası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Serra Menekay

Yayın Evi: Alibi Yayıncılık

İSBN: 9786058271937

Sayfa Sayısı: 272


İğne Oyası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Serra Menekay; “Aluşta’dan Esen Yeller” ve Kuşbakışı”ndan sonrasında yeni bir roman ile okuyucularıyla buluşuyor… “İğne Oyası, Bir 12 Eylül Romanı”

Serra Menekay yeni romanını şöyleki tanıtıyor okuyucularına;

“…12 Eylül’e giden o süreçte ülkemiz tam bir iğne oyası titizliğiyle işlendi. Aynı iğne oyası gibi düğümler ata ata, tek tek, ince ince işlediler bizi. Atılan her birim düğüm ülkenin geleceğe çıkan yollarını tıkamayı, kendi kaderini belirleyecek aydın nesillerin önünü kapamayı ve geleceği geriye dönüşsüz biçimde değiştirmeyi amaçlıyordu. Biz de izin verdik oramıza buramıza iğnelerin batmasına. Ne kaldı geriye? Ne uğruna savaştığını bilmeden harcanmış gencecik hayatlar, bitmeyen bir yas, temellerinden sallanmış bir ülke ve bu ülkenin tarihinden sökülemeyen, üzerinden bir türlü temizlenemeyen 12 Eylül adında kara bir leke.”

İğne Oyası, bilgisiz bir köylü bayanı olan Dürdane ile 12 Eylül’e giden süreci “çekirdekten solcu” olarak yaşayan üniversite talebesi Mehmet’in olağan dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsü…

Serra Menekay gene ustalıklı kurgusu ve akıcı diliyle Dürdane ve Mehmet’in dertlerinin penceresinden ülkemizin karanlık bir dönemine ışık tutuyor.

(Tanıtım Bülteninden)


İğne Oyası Alıntıları – Sözleri

  • “…12 Eylül’e giden o süreçte ülkemiz tam bir iğne oyası titizliğiyle işlendi. Aynı iğne oyası gibi düğümler ata ata, tek tek, ince ince işlediler bizi. Atılan her birim düğüm ülkenin geleceğe çıkan yollarını tıkamayı, kendi kaderini belirleyecek aydın nesillerin önünü kapamayı ve geleceği geriye dönüşsüz biçimde değiştirmeyi amaçlıyordu. Biz de izin verdik oramıza buramıza iğnelerin batmasına. Ne kaldı geriye? Ne uğruna savaştığını bilmeden harcanmış gencecik hayatlar, bitmeyen bir yas, temellerinden sallanmış bir ülke ve bu ülkenin tarihinden sökülemeyen, üzerinden bir türlü temizlenemeyen 12 Eylül adında kara bir leke.”
  • Birbir çok hakikaten ne işe yaradığını asla anlamadı… Anlayanlar da anlamayanlar da bu toplumsal şizofreninin kurbanı oldu. Kimi öldü, kimi katil oldu, kimi hapislerde işkence görmüş oldu; kimi tahsilinden, kimi ekmeğinden, kimi sevdiğinden fakat hepimiz umutlarından oldu… Herkes iyiyi, gerçeği yaptığını düşündü, oysa herken kurbandı.


İğne Oyası İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Iğne Oyası: Ah Dürdane ! Ne sabırlı bir kadınsin sen. Acını, sevdanı, ozlemini ilmek ilmek igne oyalarına işledin. Kitabi oldukca fakat oldukca beğendim 12 eylül öncesinde ve sonrasında yaşanmış olan vakalar, karaktereler üstünden cok güzel anlatılmış Okurken romanı birebir yaşamış şeklinde hissettim. Dili oldukça sadeydi. Dürdane ile üzüldüm, sinirlendim,ağladım. Kurgusu gerçeğe dayalı bir roman hissiyatı verdi bana Kitapda sevdiğim bir başka tarafta bölümlerden oluşmasıydı. Bir taraftan Mehmet’in günlüğünu, bir taraftan da Dürdane’nin yaşadıklarını okuyoruz. (Kitaptan Anne)

Serra Menekay ‘ın kalemine fanatik olduğumu bilmeyen kaldı mı? Yazarımız kitaplarında hangi mevzuyu işlerse işlesin harikalar yaratıyor. Bu sebeple kelimeleri cümlelere iğne oyası şeklinde sabırla ve ince ince işliyor. Mesela kitabı akşam saatlerinde elime aldım. Bitirmeden gözüme uyku girmedi. Bu sebeple insan merak ediyor. Bu kitapta da Dürdane ile oldukca kuvvetli bir bağ kurdum. Bu sebeple Dürdane bizlerden biriydi. Her şeyden ilkin bir hanımdı ve doğal olarak ki anneydi. O denli üzücü şeyler yaşadı ki ayaklarının üstünde durabilmesini oldukca istedim. Bu sebeple biz hanımefendiler ayaklarımızın üstünde durabildiğimiz kadar güçlüyüz. Peki bir kadının ayaklarının üstünde durabilmesi söylendiği kadar kolay mı? Aslında asla değil. Ama içindeki gücü keşfetmesi lazım. Kitapta da Dürdane’ nin içindeki gücü keşfetmesini elde eden gene bir karı oldu. Kadının hanıma destek oluşunu görmek beni oldukca etkiledi. Zaten her annenin en büyük güç deposu çocuklarıdır. Dürdane’ nin de çocuklarına kavuşmak haricinde istediği bir şey yoktu. Ah ben bu şekilde söyleyince “Çocuklarıyla ayrı mı? Acaba kocası nerede? ” diye düşündünüz. Biliyorum. Ama üzgünüm. O kadarını söylemek istemiyorum. Bu sebeple okurken kitabı hissetmenizi isterim. Dürdane içindeki gücü keşfetti. Ama ayaklarının üstünde durabildi mi? İşte size aslolan sual bu olsun. Bu sebeple bazı insanoğlu güçlerinin bilincinde fakat içinde yaşamayı tercih eder. Yani dışarıya yansıtmadığı şeklinde ezilmeyi göze alır.
Peki Dürdane o şekilde bir insan mı?
Bir hanım neler yaşadı da bu hale geldi?
Ve son sual hazır mısınız Bu kitabın işleniş seçimi 12 Eylül sürecine iyi mi ışık tutacak?
Hadi sizde okuyun canlarım. Sonra uzun uzun söyleşi edelim.
Yazarımızın alın terine sıhhat. Galeati Yayıncılık ‘a da yazarımızın kalemi ile tanışmama vesile olduğundan oldukca teşekkür ederim
Kitapla ve sevgiyle kalınca… (Gizem Kısacıklar)


İğne Oyası PDF indirme linki var mı?


Serra Menekay – İğne Oyası kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de İğne Oyası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Serra Menekay Kimdir?

Serra Menekay Kırım’lı bir baba ve Selanik’li bir annenin ilk evladı olarak 1970 senesinde Ankara’da dünyaya geldi. Annesi ile babası öğrenim sebebiyle bulundukları Ankara’da tanışıp evlenmişlerdi. Babasının işi sebebiyle 1972 senesinde İzmir’in Ödemiş ilçesine taşındılar ve Serra Menekay ilk ve orta tahsilini Ödemiş’te, her yıl okul birincisi olarak tamamladı.

Bu yıllarda büyükbabası Bilal Menekay’ın okuma körlüğü olarak malum Aleksi hastalığına yakalanması sonucu, ona sesli olarak kitap okurken Rus Klasikleri ile tanıştı ve okuldan artan tüm zamanlarda bu kitapları okudu. Dedesinden babaannesini dinlerken duyduğu sahne anılarından da etkilenen Serra Menekay, okulda düzenlenen tüm müsamerelerde yer aldı. Sahnedeki rahatlığı, öykünmek kabiliyeti, empati ve rol yapma kabiliyeti ile öne çıktı ve konservatuara gitmeyi oldukca istedi. Ancak derslerdeki başarısı sebebiyle ailesi tarafınca bilime yönlendirildi.

1987 yılı üniversite sınavında ilk tercihi olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanmıştır. Tıp fakültesinde de başarı göstermiş bir öğrencilik periyodu geçiren Serra Menekay, bu öğrencilik yıllarında tiyatroyla yakından ilgilendi. Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, Mavi Tiyatro ve Tıp Fakültesi Oyuncuları ile İzmir’de, Ankara’da ve çeşitli turnelerde pek oldukca kez sahneye çıktı. Şiirle uğraşmaya bu yıllarda başladı.

1993 senesinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip tıp doktoru oldu. Klinisyenliği tercih etmedi, birazcık da renklere olan aşkı yüzünden Biyokimya alanında uzmanlaşmaya karar verdi ve 1994 senesinde TUS sınavında ilk tercihi olan Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzmanlığı eğitimine hak kazanmıştır. 1998 senesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesindeki ihtisasını tamamlayıp uzman oldu. İznik, İstanbul ve Ödemiş’te Biyokimya Uzmanı olarak çalıştı.

2001 senesinde eşi Vedat Öncel ile evliliğe ilk adımını attı ve eşinin görevi sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri’nin Texas Eyaletine taşındı. Burada bulunmuş olduğu 4 yıla yakın süre süresince Midwestern State Üniversitesi Biyokimya Bölümünde öğretim üyesi yardımcılığının yanında United Regional Health Care Hospital laboratuvarında misafir hekimlik yapmış oldu ve bilhassa kalite emek harcamaları ile ilgilendi. ABD’de bulunmuş olduğu süre içinde de tiyatroyla ilgilenen Serra Menekay Öncel, eşinin vazife yapmış olduğu NATO üssünün tiyatro topluluğuyla beraber iki sürem sahne aldı. Business Professional Women derneğine üye oldu ve çeşitli kurumlardan almış olduğu davetler üstüne Türk Yemekleri kursları verdi, tarifleri derneğin yayınladığı kitapta basıldı.

Yine eşinin görevi sebebiyle 2005 senesinde Ankara’ya yerleşen Serra Menekay Öncel, Denge Laboratuvarları, Ankara Hususi Ulus Hastanesi, Delta Laboratuvarı ve Sistem/Synevo Laboratuvarlarında Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzmanı olarak çalıştı. Bilhassa Sistem Laboratuvarlarında çalışırken kalite emek harcamaları ile yakından ilgilendi. Ankara’da bulunmuş olduğu dönemde çeşitli dergilerde yazılarını yayınlamaya başladı. Türkiye Klinikleri Yayınevi ile yazılarının yayınlanması ile süregelen birlikteliği medikal yayıncılık alanında da sürdü. Kalite mevzusundaki çalışmalarını IQ Uluslararası Kalite Danışmanlık Firması bünyesinde genişletip, geliştiren Serra Menekay Öncel, Ankara’da bulunmuş olduğu sekiz yıl süresince çeşitli yurt içi-yurt dışı kurumlara ve {özel sektör}-kamu-Avrupa Birliği projelerine mesleki danışmanlık, medikal danışmanlık ve kalite danışmanlığı yapmış oldu.

Hekimlik mesleğinin yanı sıra edebiyatla hep ilgilenen Serra Menekay Öncel, 1997 senesinde babaannesinin arkadaşı olan ve kitabındaki “Nehar” karakterine esin veren Nigar Hanımdan Kırım’dan kaçış öyküsünü ve Almanya yıllarını dinledi. Bu hikâyelerin bigün ne olursa olsun yazılması icap ettiğini ilk o yıllarda düşündü ve ses kayıtları almaya başladı. 2011 yılındaki Kırım ziyaretinde de kayıt almayı sürdüren Serra Menekay Öncel, Türkiye’ye dönüşünde dinlediklerini, hissettiklerini yazmaya ve hayal ettikleriyle birleştirmeye başladı. Uzun zamandır şiddetle hayalini kurduğu Kırım ve ailesinin hikâyesi temalı ilk romanını tamamlamak için 2013 senesinde eşinin desteğini alarak mesleğine ara verdi ve yine Kırım’a gitti. Seneler sonrasında Kırım’da dedesinin ufak kardeşi Fatma halasıyla beraber yaşayıp “Aluşta’dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü” isminde ilk romanını tamamlayarak, ailesinin ve Kırım Türklerinin inanılmaz mücadelesini kitaplaştırdı. Serra Menekay Öncel Kırım’dan geri döndükten iki hafta sonrasında Rusya Kırım’a el koydu. Romanın yazım aşamasını 2014 senesinde İzmir’de bitirir bitirmez Doğan Kitap’a gönderen Serra Menekay Öncel ortalama iki ay sonrasında eserin basıma kabul edilmiş olduğu yanıtını aldı ve 2015 yılının ilk ayında “Aluşta’dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü” okurlarıyla buluştu.

İkinci olarak basılan romanı “Kuşbakışı” bir pilotun bakış açısından Balyoz ve benzeri davalarla Türk Ordusuna kurulan kumpası mevzu alıyor. Gerçekliklerle örülü bir zemin üstündeki bu hikâye bütünüyle bir kurgudan ibaret. Kitap Ağustos 2016’da Alibi Yayıncılık tarafınca basıldı. Cahil bir köylü bayanı olan Dürdane ile 12 Eylül’e giden süreci “çekirdekten solcu” olarak yaşayan üniversite talebesi Mehmet’in olağan dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsünün anlatıldığı İğne Oyası-Bir 12 Eylül Romanı Nisan 2017’de gene Alibi Yayıncılık’tan çıktı.

“Cahil bir köylü bayanı olan Dürdane ile 12 Eylül’e giden süreci “çekirdekten solcu” olarak yaşayan üniversite talebesi Mehmet’in olağan dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsünün anlatıldığı İğne Oyası-Bir 12 Eylül Romanı Nisan 2017’de gene Alibi Yayıncılık’tan çıktı. Yazarın meşhur Türkçü, eğitimci, reformist ve aydın İsmail Gaspıralı’nın kızı Şefika Gaspıralı’nın inanılmaz yaşam öyküsünü anlattığı romanı Şefika, Şefika Gaspıralı’nın milletvekili seçilişinin 100. senesinde yayımlandı. Serra Menekay Öncel halen İzmir’de bir Eğitim Araştırma Hastanesinde Tıbbi Biyokimya Uzmanı olarak çalışmakta ve yazmayı sürdürmektedir.


Serra Menekay Kitapları – Eserleri

  • Aluşta’dan Esen Yeller
  • Şefika
  • İğne Oyası
  • Kuşbakışı
  • Adını Arayan Çocuk
  • Kıvılcımdan Aleve
  • Adını Arayan Çocuk (İkinci Kitap)
  • Aşk x 96 =Aşk
  • Gördesli Makbule ve Demirci Akıncıları
  • Çocuk Gözümden Şimdiki Aklımla Ödemiş


Serra Menekay Alıntıları – Sözleri

  • “Orada başa gelenin çekildiğini öğrendim.Insanoğlunun ben yapamam katlanamam söylediği şeylere bile katlanabildiğini gördüm” (Aluşta’dan Esen Yeller)
  • Biliyor musun, bayanların sükutları ikrardan değil, refah açlığından gelir bir çok süre. O suskunlukları bir boyun eğiş şeklinde görmekse adamların en sık düştükleri hatadır. Halbuki kuvvetli hanımefendiler için fırtına öncesindeki sessizliktir suskular.
    ^ (Aşk x 96 =Aşk)
  • Bilgisi engin olan insanoğlu bilmedikleri şeylerin ne oldukca bulunduğunu en iyi bilenlerdir.
    Cahil ise her şeyi bildiğini zanneder. (Kuşbakışı)
  • Bir çocuğun büyümesini istiyorsan karar almasını sağlamalısın, hatta becerebilirsen mühim kararları ona bırakmalısın. Her sonucu onların adına sen verecek olursan, asla büyümezler.
    ^ (Şefika)
  • … içinde iyilik olan her şey gülümser (Adını Arayan Çocuk)
  • “… emri duydunuz. Tüm Kırım Tatarları diyor emirde. Hepiniz sürüleceksiniz. Savaşta bulunan yakınlarınız sonrasında yanınıza gönderilecekler. Şimdi size 15 dakika mühlet. Eşyalarınızı toparlayın. Her biriniz yanınıza 3 kilo araç-gereç alabilirsiniz, daha çok değil…” (Aluşta’dan Esen Yeller)
  • Zaten kadının katılmadığı hiçbir harp kazanılmaz ve kalıcı olmaz. (Kıvılcımdan Aleve)
  • Ama unutma hayatta en mühim şeylerden biri yaptığın işi sevmekse, diğeri de yaşamı paylaştığın eşini sevmek. (Kuşbakışı)
  • (… “Hem sen niye kendine Kırım Tatarı diyorsun, sen Özbekistan’da doğmuşsun, Özbekistan Tatarı demelisin” diyince İzzet’in tepesi atıp, “Ne kısaca bir seyahat esnasında uçakta doğsaydım, tayyare tatarı mı diyecektim kendime? Ben ne olduğumu oldukca iyi biliyorum. Ben Kırım Tatarıyım Türk’üm, böyle de gurur duyuyorum” demiş Fabrika Müdürü’ne.) (Aluşta’dan Esen Yeller)
  • Ne gariptir! İnsanoğlu haiz olduğu şeylerin kıymetini yitirdiği süre anlamış olur…. (Kıvılcımdan Aleve)
  • -“Beyin imajinasyonla çalışır ve gördükleri gerçektir, sahiden neyin gerçek olduğu beyninin umurunda değil Göksel. Bunu sakın aklından çıkarma. Bol bolca yürüdüğünü, koştuğunu göster beynine. Göster ki gerçek olsun. Başka neyi istiyorsan onun hayalini kur. Hayal oluşturmayı savsaklamak ve asla küçümseme.”diyor. (Kuşbakışı)
  • “Bu sıcaklığa mı aşk deniyordu, yoksa bu ilişkideki imkânsızlığa mı?” (Aluşta’dan Esen Yeller)
  • “Elimde şu olsa başarırdım, bu yoksa başarmam mümkün değil” diyerek hayıflanmak yerine elindekileri yerli yerinde kullanmanın akılcı yolu bulunmalıdır.Kaldı ki; zor koşullarda erişilen başarılar insana daha oldukca şey öğretir. (Adını Arayan Çocuk (İkinci Kitap))
  • Senelerdir kitapların dünyasında yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim sana; her kitap, her okura başka bir şey anlatır. (Adını Arayan Çocuk)
  • Bir çocuğun büyümesini istiyorsan karar almasını sağlamalısın, hatta becerebilirsen mühim kararları ona bırakmalısın. Her kararrı onların adına sen verecek olursan asla büyümezler. (Şefika)
  • Dedem “Biz iki bavulla vatansız kaldık yavrum, o yüzden buraların ve buraları yine Türk’e vatan meydana getiren Mustafa Kemal’in kıymetini iyi biliriz.” derdi. (Çocuk Gözümden Şimdiki Aklımla Ödemiş)
  • “Sorun sistemde değil Göksel, sistemi doğru dürüst uygulamayı beceremeyen yetersiz insanlarda.” (Kuşbakışı)
  • Söz vermiştim anneme, benim uçağın düşmeyecek demiştim. (Kuşbakışı)
  • Her şeyi bildiğini zanneden gerçekte hiçbir şey bilmeyendir. (Şefika)
  • Kadın olmanın yanında azınlık olmanın ve müslüman olmanın ayrımcılığı da biniyordu Türk kadınlarının sırtına. (Şefika)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş