Eğitim

Kan Ağacı – Jale Demirdöğen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kan Ağacı – Jale Demirdöğen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kan Ağacı kimin eseri? Kan Ağacı kitabının yazarı kimdir? Kan Ağacı konusu ve anafikri nedir? Kan Ağacı kitabı ne konu alıyor? Kan Ağacı PDF indirme linki var mı? Kan Ağacı kitabının yazarı Jale Demirdöğen kimdir? İşte Kan Ağacı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Jale Demirdöğen

Tasarımcı: M. Aytek Yıldırım

Yayın Evi: Nemesis Kitap

İSBN: 9786056402739

Sayfa Sayısı: 336


Kan Ağacı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

1970’li yılların İzmir’i… Dik merdivenleriyle denizi ve insanları birbirine kavuşturan eski Rum mahallesinde yaşayan bir avuç bekleyici…

Kaderini komşu evlerin penceresinde birleştirmiş iki hüzünlü hanım, yaşamın anlamını aşkla çözmeye çalışan bir çocuk ve aşk için ölmekten çekinmeyen savaşçı bir adam….

Günümüzün İstanbul’u… Denize nazır köşkünde, nefretini bir bastonu yere vurarak tüm dünyaya haykıran bir anne. O bastonun tehditkâr sesinin yankısında kaderlerinin yer değiştirdiğini bilmeden yaşayan üç hanım…

Zamana ve apayrı hayatlara, çaldırmış olduğu şarkılar ve söylediği sözlerle köprü olan, özgürlüğün ve yalnızlığın yakıcı savunucusu bir radyocu…

Ve hepsi bekledi…

Kimi, gidenlerin dönüşünü…

Kimi, dönmeyenlerin ölüşünü…

 Melike, güllü sedirde ayaklarını altına topladı.

Canan, iyi bir kırmızı şarap seçmek için mahzenin kapısındaydı.

Rüzgâr usulca esip Derman’ın kıvırcık saçlarını karıştırırken, Lucia, parlattığı son gümüş parçayı da vitrindeki yerine kaldırıyordu.

 Suna, radyoyu kapattı. Başucundaki kitaba uzanırken ellerine ilaç sürmediğini fark etti.

İncecik atıştırmaya süregelen yağmur altında Fuat, merdivene oturdu ve bir sigara yaktı.

Firuze Hanım, pırlanta taşlı saatinin kelepçesini ve saçlarının topuzunu açıp yatmaya hazırlanırken, Nergis için yoksun bir geceyi daha sessiz bir sabaha başlamanın vakti gelmişti.

 Bir bekleyici iyi mi beklemesi icap ettiğini bilir. Bekleyiş ne kadar uzun sürerse, özlem o denli anlamsızlaştırır zamanı. Saatler ve beklenenin yüzü birbirine karışır. Her şeyi unutulur o’nun; bir tek bakışı unutulmaz. O unutulsa, esasen bekleyici olunmaz.

 Herkes birini bekledi. Kimi, gidenlerin dönüşünü… Kimi, dönmeyenlerin ölüşünü…

 (Tanıtım Bülteninden)


Kan Ağacı Alıntıları – Sözleri

  • ‘Hayatla o kadar da fazla didişmeye gerek yok, düşününce her şey o denli kolay ve fakat öte taraftan öylesine zor ki… Mutluluk ve rahatlık içinde yaşamak, bir ağacın hayatımızı güzelleştirmek için bizlere sunmuş olduğu o görkemli renkteki çiçeği branşında seyretmek kadar kolay aslen. Zorluk, daldaki çiçeği karşıdan sevmeye katlanabilmekte. Onu koparmak için dala uzanan elimize o emri veren hırsımızı dizginleyebilmekte.’
  • Bundan dolayı unutmak istediğim ne var ise bu gece hatırımda.
  • Hiçbir şey olmaması, hiçbir şey olmayacağı ihtimalini ortadan kaldırmazdı.
  • Fakat yaşam bu şekilde bir şeydi işte. Hüzün ve mutluluğun hep iç içe yaşamış olduğu yerdi.
  • Onun tek bir gelişi, tüm gidişlerini katlanılır kılmasaydı bu aşk bunca zamandır, bunca sıkıntıya ve hasrete karşın sürer miydi?
  • “Bundan dolayı sevgili unutkan, unutmaya kafi gelecek gücünüz olsa bile, o güç yalnızca bildiklerinizi unutmanıza yeter; bilmediklerinizi değil.”
  • Mutluluk ve rahatlık içinde yaşamak,bir ağacın hayatımızı güzelleştirmek için bizlere sunmuş olduğu o görkemli renkteki çiçeği branşında seyretmek kadar kolay aslen.Zorluk,daldaki çiçeği karşıdan sevmeye katlanabilmekte.Onu koparmak için dala uzanan elimize o emri veren hırsımızı dizginleyebilmekte.
  • Aşkın başka bir şeklini bilmiyordu ve öğrenmeye de asla niyeti yoktu.
  • Bekleyiş ne kadar uzun sürerse özlem o denli anlamsızlaştırırdı zamanı.
  • Bu iyi mi bir kırılmışlıktı ki; bunca direnme, bunca nefret, bunca kin, bir insan yüreğinde bunca yıl yargı sürebiliyordu?
  • Varlığına alışılmış birinin ani yokluğu, hissedildiği yeri derin bir sessizliğe düşürürdü; hele ki zaman geceyse.


Kan Ağacı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

O şekilde bir roman kurgulamış ki yazar kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar okumuyor adeta yaşıyorsunuz ve kitap bittiğinde sanki sevdiklerinizden ayrılmış benzer biçimde üzülüyor ve bununla birlikte da güçleniyorsunuz. Evet güçleniyorsunuz. Belki de bu yüzden okuduktan seneler sonrasında bile yeri benim için apayrıdır.
Romanımızın konusu 1970’lerin o samimi, sımsıcak, temiz insanlarla dolu İzmir’iyle, 2009 İstanbul’u içinde geçiyor. Hikayeyle beraber adeta sizde zamanda seyahat yapıyor 1970’lerin Kemeraltısın’da dolaşıyor, Tarihi asansörün merdivenlerinden iniyorsunuz. Melikeyi öyleki fazlaca sevdim ki. Fuatı…. Dermanı… Nergisi… Cananı… Sunayı… Luciayı… Unutkanın radyo programlarını… her karakter apayrı yer etti aklımda, gönlümde. Kah onlarla üzüldüm kah onlarla sevindim. Kısacası Yazar bu kitabıyla gönlüme dokundu sanki. Sanki o an ihtiyacım olan eli uzattı bana. Unutamamaktan, Unutmamaktan şikayetçi olan bana  hatırlamanın tutsaklık bulunduğunu “unutabileceğimi” özgürleşebileceğimi ümit edebileceğimi gösterdi. kesinlikle okunması ihtiyaç duyulan, her insanın kütüphanesinde bulunması ihtiyaç duyulan bir başyapıt. Kitabı bitirdikten sonrasında Kan Ağaçları şu demek oluyor ki Zakkum Ağaçları artık yalnız birer ağaç olmayacak sizin için. 
Bu kitabı okuduktan sonrasında Kan Ağacımın dalları üstündeki mükemmel çiçeği uzaktan sevmeye söz vermiştim, tutamadım sözümü, hırslarımı dizginleyemedim. Çiçeği dalından kopardım…
Ve işte şimdi  ilk olarak kendim için ve sonrada çoğumuz için  “Daldaki çiçeği karşıdan sevmeye katlanabilmeyi, hırslarımızı dizginleyebilecek gücü bulabilmeyi ve tutsaklıklarımızdan kurtularak aklımızın ve kalbimizin kapılarını açabilmeyi “temenni ediyorum.  yazar/i7747 kitap/kitap–19716 (bilge arslantaş)

#kitapyorum
#Kanagaci
#JaleDemirdogen
Zakkum çiçeğinin öteki adıdır Kan Ağacı. Zehirli olduğundan bu isim verilmiştir. Halk içinde “zıkkımın kökü ” ifadesi de burdan gelir. Kitaba isminin verilme sebebi hem çiçeğinin güzelliği hem de kökünde barındırdığı zehir bakımından hayata benzetilmesi sanırım.
Kitapta her bir karakterin bir hikayesi var. Yalnızlığına aşık bur adam Özgür, annesinin gölgesinde büyümüş Canan, aşkının bedelini hayatıyla ödeyen Fuat, mutluluğu gozpinarindaki yaşla her daim bekleten Melike, sevdigi adam her an gelecek temennisiyle yaşayan Nergis, paraya tapan Firuze, vefayı ve fedakarlığı iliklerine kadar yaşayan Derman, savrulup gitmiş düzmece yaşam yaşayan Suna…
Eski Türk filmleri tadında bir kitap. Fazlaca hüzünlü bölümlerle kaybolmuş değerleri anımsatıyor. Olay örgüsünu kitabın ortalarına gelinceye kadar tahmin edebiliyorsunuz. Yine de elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Yazarın vurucu sözlerinin oranı var bunda.
Kitapta en fazlaca etkilendigim karakter Derman oldu. Vefayi, karşılıksız sevgiyi, fedakarlığı temsil etmesi bakımından…
Mutlu sonla biten öykü okumak isterseniz bu kitap tavsiyemdir. (Öztürks)

Kitap oldukça sürükleyici ve güzeldi. Altı çizilesi o denli fazlaca cümle vardı ki, kitabın çizik içinde kalmasına kıyamadığım için çizmedim. Jale Hanım’ın öteki kitaplarını da okumayı düşünüyorum ve yazarla tanışmamış olanlara kesinlikle tavsiye ediyorum.
Konusuna erişince ; kitap 1970 yılı İzmir ve 2009 yılı İstanbul olmak suretiyle iki değişik süreci konu alıyor. 1970’lerin İzmir’inde Melike ve Fuat’ın aşkları yanısıra dönemdeki komşuluklar, sevgi anlayışı da okurken beni eskilere, büyüdüğüm mahalleye götürdü açıkçası. 2009 senesinde ise İstanbul’da yaşayan Firuze Donatti’nin aşkının öcü için kızı Canan ve sevdiği Özgür’ün, hizmetçileri Lucia’nın ve daha hangi hayatları, iyi mi değiştirdiğini okurken fazlaca etkileneceksiniz.
Aşkı uğruna tüm bu hayatları değişiklik yapmak ne kadar doğru? İçinde hakkaten sevgi olan bir insan bu kadar taş kalpli olabilir mi? Aşk, uğrunda feda olduğun mudur ya da feda ettiklerin midir? Tüm bu tarz şeyleri merak ediyorsanız bence Kan Ağacı’nı kesinlikle okumalısınız. (Nihal Yurtseven)


Kan Ağacı PDF indirme linki var mı?


Jale Demirdöğen – Kan Ağacı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Kan Ağacı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jale Demirdöğen Kimdir?

1968 senesinde Trabzon’da dünyaya geldi. Öğrenimine Ankara, Aydın ve İzmir’de devam etti. Yazın hayatına “Narçiçek” adlı kitapta toplamış olduğu şiirleriyle süregelen yazarın, “Kusursuz Veda” ve “Kan Ağacı” adlı iki romanı bulunmaktadır. “Evvel Zaman İçimde”, halen İzmir’de yaşamakta olan yazarın ikinci şiir kitabıdır.


Jale Demirdöğen Kitapları – Eserleri

  • Kan Ağacı
  • Mutsuz Evlatların Tanrısı
  • Hayal
  • Kusursuz Veda
  • Normal
  • Leyl
  • O İyi mi?
  • Kabul
  • Evvel Zaman İçimde
  • Narçiçek


Jale Demirdöğen Alıntıları – Sözleri

  • “Ne kadar sürdü Rauf?”
    “Tam on yedi yıl ve bir yaşam. “
    “Uzun süre. “
    “Ne kadar kısa sürdüğünü tahmin bile edemezsin. “ (Leyl)
  • Sanki bir hamalım da aşkı sırtıma yüklemişler. (O İyi mi?)
  • Ne kadar severse sevsin, insan insanı yoruyor. (O İyi mi?)
  • Bu iyi mi bir kırılmışlıktı ki; bunca direnme, bunca nefret, bunca kin, bir insan yüreğinde bunca yıl yargı sürebiliyordu? (Kan Ağacı)
  • “Okuyacağınız hikayeyi size ben anlatacağım. Birçoğunuzla onlarca defa tanıştım. Bazılarınızı fazlaca acele unuttum. Vakti ulaştığında beni uğurlayanınız da oldu, bırakmamakta ısrar edeniniz de. Ben kim miyim? Hepinizin en kısa uykusuyum. Ben suçluluk duygusuyum!” (Kabul)
  • “Evet.Dinlediği halde duymayanlar vardır,bir de dinlemediği halde duyanlar…Önemli olan dinlemek değil,duyabilmektir. (Kabul)
  • Eşyalar değil, olaylardı kıymetli olan. (Hayal)
  • Mutluluğunu da, enerjisini de insan kendi yaratır. Var oluşumuz bir başkasının eseri
    değildir. Başkalarının katkısı olur fakat o denli. Hayatımızdan birileri çekip gitse bile özümüzde olanlarla ayağa kalkar ve yolumuza devam ederiz, olması ihtiyaç duyulan bu. (O İyi mi?)
  • İnsanın, sevilmiş olduğu birine karşı yapmış olduğu hata için değil de bu hatayı dürüstçe itiraf etmiş olduğu için suçluluk duyması ne acı. (O İyi mi?)
  • Ben el evren ne der cümlesi kadar uçsuz bucaksız bir kabristan daha görmedim.Yaşarken öldürüyor insanları (Kabul)
  • Bundan dolayı unutmak istediğim ne var ise bu gece hatırımda. (Kan Ağacı)
  • Yıkılmaya yüz tutmuş her şeye dikkat ederim. Bana hep yapılırken ki heyacanı hatırlatır şu sebeple. Depremde hasar görmüş metropoller benzer biçimde,itimat benzer biçimde,aşk benzer biçimde… Aşka düştüğünü fark ettiğin süre hissettiğin heyecanı düşün. Düşündüğün süre yıkmama ihtimalin doğar. Düşünmez,hatırlamazsan yıkarsın, biter. (Leyl)
  • Henüz yaşanmamış olanlar, yaşanmışlıklar kadar yormuyordu insanı. (Kusursuz Veda)
  • Bilinmeyeni yaşayıp da öğrendikten sonrasında anlıyordu insan, kim bilir olanın taşımış olduğu o kuvvetli umudun kıymetini. (Kusursuz Veda)
  • Hiçbir şey olmaması, hiçbir şey olmayacağı ihtimalini ortadan kaldırmazdı. (Kan Ağacı)
  • Herkes bana kendini anlatır fakat kimse bana beni sormaz. (Hayal)
  • Yol,gideni sever. Döneneyse hep acı verir. (Leyl)
  • “Dinle! Hiç değilse ölü olmanın çaresizliğiyle beni sen dinle! Yaşayan birine anlatamadığın bir şeyi en iyi anlayabilicek olan bir ölüdür!” (Normal)
  • İnsanın, geleceğini görebildiği bir mevzu hakkında artık düşünce yürütemeyecek duruma gelmesi, yaşamın ona sağ gösterip sol vurması benzer biçimde bir şey. (O İyi mi?)
  • Itimat ya da aşk iki kişilik değil midir ? Siz yıkmak istemezken yıkmaya çalışan ya da çoktan yıkmış birileri olacaktır ki oda bunu ona hissettiğiniz kişidir. Yani kimi zaman bir şeylerin yıkılmasına tek başına yetemeyiz. Değil mi ? (Leyl)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş