Eğitim

Toplumun Mcdonaldlaştırılması – George Ritzer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Toplumun Mcdonaldlaştırılması – George Ritzer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Toplumun Mcdonaldlaştırılması kimin eseri? Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabının yazarı kimdir? Toplumun Mcdonaldlaştırılması konusu ve anafikri nedir? Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabı ne konu alıyor? Toplumun Mcdonaldlaştırılması PDF indirme linki var mı? Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabının yazarı George Ritzer kimdir? İşte Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: George Ritzer

Çevirmen: Şen Süer

Orijinal Adı: The McDonaldization of Society

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755395777

Sayfa Sayısı: 384


Toplumun Mcdonaldlaştırılması Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

McDonald’s nedir? Basit, işlevsel, modüler yiyecekler; parlak renklerle döşenmiş, ışıltılı mekânlar; birörnek giysili, genç, neşeli çalışanlar; mama sandalyesine kadar her türlü ayrıntının düşünüldüğü tertemiz aile ortamları… “fast food”un adı haline gelmiş bir ticari marka…

Amerikalı cemiyet kuramcısı George Ritzer, bu garip çalışmasında, McDonald’s teriminin bunlardan ibaret olmadığını yalın ve çarpıcı bir üslupla ortaya koyuyor. McDonald’s, toplama kampı modelinden esin alarak tüm dünyayı “akılcılığın demir kafesi” içine hapseden toplumsal, ekonomik, kültürel bir sistemin adı. McDoktorlar’dan McÜniversiteler’e Mc-Gazete ve McEğlence’ye kadar insan yaşamının tüm alanlarını yutmakta olan bir kafes. “Toplumun McDonaldlaştırılması” teriminin temsil etmiş olduğu akılcılaşma süreci, çağdaş yaşamın gereksinimlerine süratli ve etkili yanıtlar elde eden dört temel unsura dayanır: Verimlilik, hesaplanabilirlik, öngörülebilirlik ve denetim. Akılcılaşma tüm yaşam alanlarına başat olmakla kalmaz, yaşamın öncesine ve sonrasına da el atar: McDoğumlar ve McCenazeler, hep bu elden çıkmadır. Ancak akılcılaşma ister istemez kendi içinde akıldışılığı barındırmaktadır ve bu da bununla beraber insansızlaşmayı, insanlıktan çıkmayı getirir: Standart büyüklük ve lezzetteki patateslerin ardında korkulu bir çevre tahribatı; parlak renklerle döşenmiş bolca ışıklı ekonomik, ergonomik, öngörülemezliğin tehlikelerinden uzak aile sofralarında “benliğin sınırlandığı, duyguların denetlendiği, ruhun boyun eğdiği” bir dünya vardır. Yer yer sosyolojik araştırma değil de kara ütopya hissi veren Toplumun McDonaldlaştırılması’nda Ritzer, teknolojiyi külliyen dışlamadan, nostaljik duygusallıklara kendini kaptırmadan, çağdaş topluma sağlam bir eleştiri getiriyor.

Kötümser fakat paniğe kapılmıyor: Bu yoldan dönüş olduğuna inanmasa bile, McDonaldlaştırılmış toplumdan hastalık duyanlar için ergonomik önlemler sunuyor. Belki de ürünlerin üzerine, yazarın önerilmiş olduğu benzer biçimde bir uyarı yazısı koyarak başlanabilir işe: “DİKKAT!” Gündelik yaşamın “tuzaklarına” düşmek istemeyenlere…


Toplumun Mcdonaldlaştırılması Alıntıları – Sözleri

  • Hazır yiyecek restoranları: Domuz yalağında yiyecek yiyecek benzer biçimde.
  • “Yapabileceğiniz en politik şeylerden biri, bir şeyleri kendi başınıza yapmanızdır”
  • Alışveriş mer­kezine gitmeyi tam bir alışkanlık haline getirmiş bazı insanoğlu, Kowinski’nin “zombiler” söylediği, tüm hafta sonlarını saatler boyu alış­veriş merkezlerinde geçiren insanoğlu haline gelmiştir.
  • Sistemi insanileştirmek ve alt üst etmek için elinizden gelen her şeyi yapın.
  • “Yapabileceğiniz en politik şeylerden biri, bir şeyleri kendi başınıza yapmanızdır…”
  • “Fast-food modeli insanlara, birçok ihtiyacı karşılamanın verimli bir yöntemini sunar ya da bari sunuyormuş benzer biçimde görünür.”
  • Postendüstriyel organizasyonun bir takım özelliği vardır ve bunların içinde şunlar bulunmaktadır: Hiyerarşik ayrımların eşitlenmesi, örgütler arasındaki sınırların muğlaklaşması, daha entegre olup daha azca uzmanlaşmış örgütsel yapılar, kurallara doğal olarak olmayan davranışların artması ve potansiyel çalışanların yaratıcılığına vurgu icra eden alım politikalarıdır.
  • McDonaldlaşmış sistemlerin kısıtlamalarından kurtulmuş olan, sadece bu sistemlerin mümkün kıldığı teknolojik gelişmelerden yararlanan insanoğlu; şu anda olduklarından oldukca daha düşünceli, becerikli, yaratıcı ve çokyönlü olma potansiyeline haiz olabilir. Kısacası, McDonaldlaşmanın daha azca olduğu bir dünya olsaydı, insanoğlu kendi potansiyellerini daha iyi gerçekleştirirlerdi.
    McDonaldlaşmaya hem “olanaklar tanıyan” hem de “engellemeler getiren bir süreç” olarak bakmalıyız. McDonaldlaşmış sistemler, geçmişte yapamadığımız birçok şeyi yapmamızı sağlamaktadır; sadece bu sistemler bununla beraber bizi normalde yapabileceğimiz şeylerden de alıkoymaktadır. McDonaldlaşma, “iki tarafı keskin” bir fenomendir.
  • McDonaldlaşmadan rahatsız yada ona karşı bireyler, çeşitli yollarla ona meydan okuyabilmektedirler. Rasyonelleşmiş kafesin parmaklıklarını kauçuktan yapılmış olarak görenler, onun tehlikelerine ve aşırılıklarına kapılmadan McDonaldlaşmış dünyanın kendilerine sunmuş olduğu şeylerden en iyi şekilde yararlanmayı seçebilirler. Ancak bunu yapmak oldukca kolay değildir; şundan dolayı McDonaldlaşmış kurumların cazibesi güçlüdür ve rasyonel faaliyetlerin hayranı olup etkisine tutulmak kolaydır. Kendilerini sundukları şeylerden dolayı rasyonel sistemlerden yararlananlar, McDonaldlaşmanın tehlikelerini daima akıllarının kenarında tutmalıdırlar.


Toplumun Mcdonaldlaştırılması İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Oh be bitti sonunda 😀
Ilk olarak bana bu kitabı armağan edip beni bu şekilde muhteşem, bu şekilde şaşırtıcı ve bu şekilde garip bir kitapla tanıştıran Gökçe Hanıma (socialbibliophile) buradan oldukca mu oldukca teşekkür ederim. Kendisinin bana 2. hediyesi oldu bu ya 🙂
Kitabın incelemesine geçmeden ilkin kısa bir not:
Bu kitabı okumak isteyenler ilkin Mcdonalds,Burger King ya da Starbucks benzer biçimde dünya genelinde yayılmış şirketlerden bir şeyler yeyip içmeyi sevenler için tavsiye edilmez. Bundan dolayı kitabı okuduktan sonrasında bu tarz şeyleri yapmayı bırakırsınız 😀
Kitap iyi mi fakat iyi mi bi’ kitap!
Okurken de yazdığım benzer biçimde bu kitabı evinizde okuyun, nedeeeen?
Bundan dolayı okurken yüzünüz oldukca garip hallere bürünebilir. Bu şekilde sayfaları okurken “Nasıl yaaaa?” “Ohaaa!” benzer biçimde şeyleri çokça söyleyip şaşırmaya devam ediyorsunuz. Toplum içinde sakıncalı bir durum ve insanoğlu sizi deli sanabilir 😀
Kitap genel olarak isminden de anlaşılabileceği benzer biçimde Mcdonalds ve türevlerinin dünya genelinde yayılması ile toplumların değişmesini inceliyor. Oldukça geniş ve kapsamlı bir araştırma kitabı fakat korkmayın terimlerle dolu değil. Oldukça mütevazi ve anlaşılır bir halde yazılmış.
Kitapta oldukca şaşırdığım şeylerden bi’ örnek vermem gerekirse sözgelişi dünyada her yıl en oldukca basılan ikinci şey İKEA’nın broşürleriymiş…
Ne???
Latife değil evet 🙁
Neyse ben kitabı oldukca fakat oldukca sevdim. 10 puan vermemden bellli aslına bakarsanız, fakat okumam oldukca uzun sürdü. Evde kalsam 2 güne biterdi oldukca uzattım 🙁
Kesinlikle okunması ihtiyaç duyulan bi’ kitaptır demiyorum fakat okunması ihtiyaç duyulan bi’ kitaptır.
Toplumu eleştiren, yeren ve bölgelere sokan, şaşırtıcı bir kitap olmakla beraber Distopya kitabı olmasa bile ben bu kitabı okuduğum en iyi distopik eserlerden sayarım! O aşama…
Okumak isteyen herkesssseeeee İyi Okumalar Dilerim 🙂 (Ömer Gezen)

McDonaldlaştıramadıklarımızdan mısınız?: Halihazırda içinde yaşadığımız toplumun dinamiklerini dünyaya azca ilkin inmiş bir uzaylıya çözümleme ederek anlatır benzer biçimde açıklayan bir kitap. Bunu da McDonald’s’ın öncülük etmiş olduğu dört temel unsur üstünden kuruyor: daha verimli, daha hesaplanabilir, daha öngörülebilir ve daha denetlenebilir sistemler kurma aşkı. O şekilde ki kimi zaman bu kurulu yapıdan başka bir alternatifin olabileceğini dahi asla düşünmediğimi farkettim. Bu açıdan bu uzaylıya anlatır benzer biçimde teker teker anlatması bir yabancılaşma hissi yaratarak durumu daha iyi görmeyi sağlıyor. Kitabın bu dört unsur tezi yalnız yeme içme alanında değil, doğumdan ölüme her alanda onlarca defa değişik örneklerle anlatılıyor. Bana en enteresan geleni ölüm benzer biçimde naturel bir sürecin bile mcdonaldlaştırıldığını açıklaması olmuştu. Arada bazı fikirlerine katılmasam da toplumbilimi açısından giriş durumunda güzel bir emek harcama. (Kazım Cansever)

Sosyoloji, İktisat, Coğrafya benzer biçimde alanlarda çalışanlara ithafen.: Toplumun McDonaldlaşması; son yıllarda dillere pelesenk olan kavramları (süratli yaşam, hazırcılık, sabırsızlık, tüketim çılgınlığı ve toplumu, devamlı gelişme -özellikle firmalar için-, küreselleşme) McDonald’s örneği özelinde ele alan mühim bir kitap. Çağımızda öne çıkan bu meselelere sosyolojik, tutumsal ve mekansal -daha genel kapsamda coğrafi- perspektiften bakan yapıt, bununla beraber McDonald’laşmanın insan doğasına ne kadar uygun olabileceğini de sorguluyor. (Efe)


Toplumun Mcdonaldlaştırılması PDF indirme linki var mı?


George Ritzer – Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Toplumun Mcdonaldlaştırılması PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı George Ritzer Kimdir?

1940’ta New York’ta doğan George Ritzer, 1958’de Bronx High School of Science’ı bitirip City College of New York’ta yüksek tahsil görmüş ve arkasından University of Michigan’da master yapmıştır. Bir müddet Ford Motor Company’de yöneticilik görevini üstlenmiş sadece bu işin kendisine gore olmadığını fark ederek Cornell University’de doktoraya başvurmuştur. 1968’den itibaren dünyanın çeşitli vatanlarında profesör olarak dersler vermektedir. Kendisini, “Kendimi temelde bir sosyal teorist olarak yetiştirdim, dolayısıyla bu alanda gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum” diye ifade eden Ritzer’in, McDonaldlaşma, küreselleşme, tüketim, çağdaş ve postmodern toplumsal kuram alanlarında oldukca sayıda eseri bulunmaktadır: Sociology: A Multiple Paragism Science (1975, 1980); Toward an Integrated Sociological Paradigm (1981); The Globalizatin of Nothing (2004); Enchanting a Disenchanted World (2005) [Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek, Çev. Şen Süer Kaya, Ayrıntı Yayınları, 2000] ve Globalization: A Basic Text (2010) [Küresel Dünya, Çev. Melih Pekdemir, Ayrıntı Yayınları, 2011].


George Ritzer Kitapları – Eserleri

  • Toplumun Mcdonaldlaştırılması
  • Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek
  • Modern Sosyoloji Kuramları
  • Klasik Sosyoloji Kuramları
  • Sosyoloji Kuramları
  • Küresel Dünya
  • Modern Sosyoloji Kuramları
  • Globalization: The Essentials


George Ritzer Alıntıları – Sözleri

  • Kent, belirli bir kişilik türü üretir. (Sosyoloji Kuramları)

  • Bir ideoloji, “şimdiyi, geçmiş açısından kavramaya çalışarak onu gizleyen” bir takım fikirdir (Mannheim, 1929/1936:97). Bunun tersine bir ütopya, “şimdiyi aşan ve geleceğe yönelen” bir dizi fikirdir (Mannheim, 1929/1936:97). Ideolojileri kullananlar, statukoyla ilgili bazı şeylerin anlaşılmasını güçleştirerek onu savunmaya çalışırlar, oysa ütopyayı kullananlar , alternatif bir toplumsal biçimin avantajlarını vurgulayarak statükoyu yıkmak için çaba gösterirler. Bir ütopya benimseyenler, “sadece zaten varolan verili bir topumsal düzenin bakış açısından gerçekleştirilemez olarak görünen” bir amaç için çalışırlar (Mannheim, 1929/1936:196). Bu yüzden, bir ütopyayı kabul edenler ile bir ideolojiyi benimseyenler içinde temel bir çatışma daima vardır.
    … (Klasik Sosyoloji Kuramları)
  • Toplum acı çekerken, hastalığının sorumlusunu, fena talihinin öcünü alabileceği kimseleri arar. Kamuoyu tarafınca aslına bakarsanız ayrımcı muaemele görenler bunun için biçilmiş kaftandır. Dışlanmışlar kefaret ödeyen kurbanlar olur. (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • “Fast-food modeli insanlara, birçok ihtiyacı karşılamanın verimli bir yöntemini sunar ya da bari sunuyormuş benzer biçimde görünür.” (Toplumun Mcdonaldlaştırılması)

  • Ideal tip
    “Onun işlevi, benzerlikleri yada farklılıkları saptamak, onları en emsalsiz şekilde anlaşılabilir kavramlarla betimlemek yada onları nedensel olarak idrak etmek ve açıklamak amacıyla ampirik gerçeklik ile karşılaştırma yapmaktır.”
    Marx Weber (Klasik Sosyoloji Kuramları)
  • Yüzeyde, para, çeşitli amaçların kolay bir aracı yada Simmel’in ifadesiyle “aracın en saf biçimi” olarak görünür. Bununla beraber para, kendi içinde bir amaç haline gelen bir aracın en aşırı örneği olmuştur. (Sosyoloji Kuramları)
  • Modern dünya, hiçbir kaçış yolu olmayan rasyonel sistemlerin demir kafesidir. (Sosyoloji Kuramları)
  • Bilhassa geçmişte olduğu benzer biçimde bugün de Batı toplumları adamların lehine, bayanların ve azınlıkların alehine olacak şekilde örgütlenmiştir. (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • Bir mimarın ifade etmiş olduğu benzer biçimde: “yukarıya bakıp gökyüzünü görebiliyor olmakta büyülü bir şeyler vardır.” (Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek)
  • Kitlelerin çabaları tehlikeli hale ulaştığında topla tüfekle durdurulabilir fakat zihnimizi denetim eden ve inandığımız fikirler, vicdanımızı tutsak alan fikirler, kalbimiz kırılmadan kaçamayacağımız zincirlerdir; sadece onlara doğal olarak olarak kurtulabileceğimiz iblislerdir.K.Marx (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • Comte’un yaklaşımının evrimci kuramı yada üç aşama yasası.
    Bu kuram, dünyanın üç entelektüel aşamadan geçtiğini ileri sürer. Comte’a gore, yalnız dünya bu süreçten geçmez bununla beraber gruplar, toplumlar, bilimler, bireyler ve hatta zihinler aynı üç aşamadan geçer. Birincisi, 1300’den önceki dünyayı karakterize eden teolojik aşamadır. Bu dönem süresince başlica düşünce sistemi, insana gore biçimlendirilen doğaüstü güçlerin ve dinsel figürlerin her şeyin kökeninde olduğu şeklindeki inancı vurgulamıştır. Hususi olarak, toplumsal ve fizyolojik dünya, Tanrı tarafınca yaratılmı olarak algılanmıştır. İkinci aşama, kabaca 1300 ile 1800 içinde gerçekleşen doğa ötesi aşamadır. Bu döneme hususi durumunu, kişiselleşmiş tanrılardan ziyade “doğa” benzer biçimde soyut güçlerin neredeyse her şeyi açıkladığına dair inanç vermiştir. Son olarak, 1800’de dünya, bilime inancın karakterize etmiş olduğu pozitif aşamaya girdi. İnsanlar artık mutlak nedenler (Tanrı yada tabiat) arayışını terk etmişler ve bunun yerine toplumsal ve fizyolojik dünyayı, onları yöneten yasaları keşfetmek için gözlemeye yoğunlaşmışlardır. (Klasik Sosyoloji Kuramları)
  • Insanların toplumsal süreçlerin kendilerine ilişkin bir gerçeklik olduğuna ve onlar karşısında meydana getirecek hiçbir şey olmadığına inanması. (Küresel Dünya)
  • Gerçek olmayan, gerçeklik haline geldi. Gerçek artık taklidi öykünmek ediyor. (Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek)
  • Merton, açık ve gizil işlevler kavramlarını da ileri sürdü. Bu iki terim, işlevsel çözümlemeye mühim katkı yapmıştır. Basit terimlerle, açık işlevler amaçlanmış olanlardır, buna rağmen gizil işlevler amaçlanmamış olanlardır. Mesela, köleliğin açık işlevi, Güneyin ekonomik üretkenliğini artırmaktı sadece o, hem varlıklı hem de yoksul güneyli beyazlara, onların toplumsal statülerini artırmalarına hizmet eden geniş bir alt kesim elde eden gizil bir işleve sahipti. (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • “Bir konuşmanın seyri içinde ne süre gülmek gerektiği iyi mi bilinir?” (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • sadece hepimizin bilmiş olduğu suretiyle dünya, büyük bir eşitsizlikle karakterize edilir. (Küresel Dünya)
  • Elbette bu kolay bir iş değildir; sadece ilkesel olarak, her şeyi kapsayabilen Küreselleşme de dahil olmak suretiyle hiçbir toplumsal süreç durdurulamaz değildir ; tüm toplumsal süreçler kendilerini yaratanlar ve içinde yer alanlar tarafınca değiştirilmeye açıktır. (Küresel Dünya)
  • Üniversiteler öğrencileri düşünmeye sevk etmek yerine talebe sürüsü üreten fabrikalara dönüşür. Amaç mantıklı kişi yaratmak değil, en etkili şekilde en fazla öğrenciyi işlemden geçirmektir. Fabrikalarda otomobil ve sucuk iyi mi üretiliyorsa, üniversitelerde de talebe o şekilde üretilir. (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • Bir anlamda, feminist bir perspektif daima olmuştur. Kadınlar ikinci plana itildikleri her yerde – ve onlar neredeyse daima ve her yerde ikinci plana itilmişlerdir- bu durumu bir şekilde kavramış ve karşı çıkmış görünürler (Lerner, 1993). Fakat zaman içinde sosyolojiyi mesleki bir iktidar temeli olarak düzenleyen erkekler tarafınca onların eserleri, bütünlüğü bozularak, kıymeti düşürülerek yada sosyolojinin genel kaydı haricinde tutularak mesleğin uçlarına itildi. Meslekte merkezi bir konum üstüne alan kişiler sosyoloji olarak betimledikleri ve açıkça öncülüğünü yaptıkları alan içinde eleştirel bir halde değil alışılagelmiş bir halde tepki gösterdikleri toplumsal cinsiyet konusunu önemsizleştirerek etraflarında dolaşan feminist iddialara temelde muhafazakâr tepkiler gösterdiler. (Sosyoloji Kuramları)
  • Iktidarda olanlar aslına bakarsak hakikaten mühim mevzuları gasp etmiş haldeyken, öteki insanlara da nispeten önemsiz mevzular hakkında demokratik bir halde karar vermek bırakılmış oluyor:
    “Demokrasiden geriye kalan ise büyük seviyede metalar içinde seçim yapmaktan başka bir şey değil.” (Küresel Dünya)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş