Eğitim

Ölü Ordunun Generali – İsmail Kadare Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ölü Ordunun Generali – İsmail Kadare Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ölü Ordunun Generali kimin eseri? Ölü Ordunun Generali kitabının yazarı kimdir? Ölü Ordunun Generali konusu ve anafikri nedir? Ölü Ordunun Generali kitabı ne konu alıyor? Ölü Ordunun Generali PDF indirme linki var mı? Ölü Ordunun Generali kitabının yazarı İsmail Kadare kimdir? İşte Ölü Ordunun Generali kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İsmail Kadare

Çevirmen: Attila Tokatlı

Orijinal Adı: The General of the Dead Army

Yayın Evi: Kyrhos Yayınları

İSBN: 9786054232499

Sayfa Sayısı: 272


Ölü Ordunun Generali Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir General… Bir Rahip… ve işçiler… Dağ dağ, bölge bölge dolaşıp araştırmalar yapıyor… Durup dinlenmeden yürütülen bu çalışmanın tek amacı General tarafınca mukaddes görülen bir vazife: 1943 senesinde Arnavutlarla savaşırken ölen askerlerinin savaşım verdiği topraklara dönerek, onların asla eğer olmazsa kemiklerini kendi yurtlarına götürmek.

Bu seyahat, ölümün zifirî karanlığında meydana getirilen bir seyahat. Kendisini, ölümün yarattığı bilinmeyen bir elementi arayan jeologlara benzeten General kimlik tespitine çalışırken, bulunan anı defterleri de yol gösterici oluyor.

İsmail Kadere’nin emsalsiz kalemiyle bir Attilâ Tokatlı çevirisi bir araya erişince, savaşçı bir ruhun egemen olduğu defterlerden sulu gözlü bir asker kaçağının notlarına; günlüklerden aktarılan aşk macerasından cenk mücadelesine kadar tüm ayrıntılar, metni son aşama ilgi çekici bir romana dönüştürüyor.


Ölü Ordunun Generali Alıntıları – Sözleri

  • “Her düşüncemiz birer tahta ile kaplanmış!” diye düşündü General. “Üstelik üstündeki yazıların zor bela okunduğu bir tahta! Rüzgar estiğinde tahta gıcırdıyor ve tuhaftır ki rüzgar hep esiyor.”
  • Balçık asla yalan söylemez. Her yıl çimenini çıkartır. Ve söz verdiği şeklinde hepimizi bağrına almaya hazır.
  • Ama insan, ölüleri de bekleyemez miydi ki?
  • Bir bölgeleri kazıp onların topraklarına kolaylıkla girebiliyorsun fakat yüreklerine asla giremiyorsun.
  • Eski İsviçreli askerlerin o şarkısında ne diyordu? “Bizim yaşantımız, kışlar ve geceler içinde bir yolculuktur!”
  • Dilediğiniz şeklinde kazar, derinine inebilirsiniz topraklarının, fakat ruhlarının derinine inemezsiniz hiçbir vakit.
  • De Profundis
    =Derinliklerden dışarı
  • Yüreğimin ağır ve soğuk bir şey tarafınca ezilip sıkıldığını hissediyordum. Bu duygu beni artık terketmeyecekti
  • Ama insan, ölüleri de bekleyemez miydi ki?
  • Oscar Wilde: “Alt derslik insanların kabahat işlemeye ihtiyacı vardır bu sebeple bizlere sanatın verdiği kuvvetli duyguları onlara kabahat işleme duygusu verir.” der.


Ölü Ordunun Generali İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Etnik kıyımlar hep en güzel bahanelere sığınılarak gerçekleştirilir; hakkaniyet, eşitlik, bağımsızlık, insan hakları, demokrasi, ayrıcalıklara karşı savaşım..”
-Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler
.
İkinci Dünya Savaşı sonrası,yirmi yıl kadar olmuş.İtalya’nın Arnavutluk’u alma hayalleri yalnız kağıt üstünde değil sahada da başarısız sonuçlanmış.Büyük kayıplar veren İtalyanlar, bu kadar vakit sonrasında asla eğer olmazsa ölen askerlerinin anısına saygı gösterecek bir gömüt yaptırabilmek için bir general ve bir rahip “kemik toplatmayla” görevlendiriliyor ve kitabımız burada başlıyor.
.
Yukarıda alıntısını yaptığım kitapta gene şöyleki bir cümle geçiyor “Kimlik belirlenen bir şey değil, insanoğlunun yaşam boyu seçtiği aidiyetlerin toplamıdır.”
Ölü Ordunun Generali’ni okurken devamlı bu kitabı düşündüm bu sebeple harbe ve taraflara bu şekilde objektif bir yaklaşım yalnız tasarı bir dünyanın değil, nitelikli bir toplumsal gözlemin de ürünü.
.
Tüm kitap süresince dünyanın yalnız unvanlardan oluştuğunu addetmek bile aslen bu “cenk” gerçeğinin ne kadar düzmece bir zeminde bulunduğunun göstergesi. Gönderilen generalin faşizm ile bıçak sırtı olan düşüncelerinin, militarizmin naturel sonucu bulunduğunu söyleyebiliriz.En azından ben fikrimce bu bu şekilde.
.
Anlatımı duru,oldukça akıcı bir okuma sağlıyor okuruna. Sorun şu ki burada yüksek oktavlı aforizmalar ya da beklenmeyen durumlar söz konusu değil.Evrensel bir savaştan gündelik cinayetler furyasına düşmüş insanların bunalımları ve aslen hepsinin kanlı canlı insan olması. Tarafı ne olursa olsun acıkan, susayan, korkan, seven, sakınan, bunalan, kaçan, kalan.Ama insan.Bu kadar kolay. İnsana bakınca gene insanı görebilmek.Bu sebeple askerlere ilişik günlükler haricinde lirik bir üslupla karşılaşmayacaksınız.
.
Okurken düşündüren fakat asla yormayan, başka kitap ve metinlerin çağrışımını meydana getiren, iyi ki okumuşum söylediğim ve bundan sonrasında her insana gönül rahatlığıyla önereceğim bir kitap oldu kendisi.
.
“Ölümcül Kimlikler”in son alıntısı da son satırların misafiri olsun o vakit
“İnsanlar babalarından oldukça dönemin çocuklarıdır” diyor Maalouf. Zamanın kimde, iyi mi aktığını söylemiyor fakat. Biz de kendi köhne varlığımızda anlamlandırmaya çalışıyoruz bu kelimeleri.Bulabilecek şeklinde. (Gülcan Durak)

Kitap ikinci dünya savaşından yirmi yıl sonrasında annelerin, eşlerin, evlatların ziyaret edip teselli bulacakları en azından ölülerinin nerde bulunduğunu bilecekleri bir mezara haiz kılmak icin Arnavutluk’a giden bir generalin öyküsünü konu alıyor. General yabancı bir ülkede ölülerini aramanın mantıksızlığı algılamadan geldiği yabancı ülkenin insanlarına suçlu gözüyle bakıyor. Bu duruma sebep olan generalin kendini beğenmiş olma özelliğidir. Kitaptaki kişilerin adları yok genel olarak rahip general sürücü işçi şeklinde meslekleri ile anılıyor kişiler. Yazarın amaci herhalde tercüme yapılacak her ülke insanoğlunun kendi generallerini düşünmesini sağlamaktır. Kitabın genel olarak bir mezara haiz olma ihtiyacını ya da generalin görevinin ağlatısal durumunu oldukça iyi veremediğini düşünüyorum. Tüm her şey bittikten sonrasında mevzu havada kalıyor. Ve bir insan bu kitabı niye yazmış diye düşünüyorsunuz. (Ahmet bilen)


Ölü Ordunun Generali PDF indirme linki var mı?


İsmail Kadare – Ölü Ordunun Generali kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Ölü Ordunun Generali PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmail Kadare Kimdir?

İsmail Kadare (d. 28 Ocak 1936, Ergiri), 1992’de Uluslararası Cino del Duca Ödülü’nü ve 2005’te Man Booker Uluslararası Ödülü’nü kazanan Arnavut yazardır.

İsmail Kadare Arnavutluk’un güneyindeki Ergiri kentinde dünyaya geldi. Babası bir mahkeme mübaşiriydi, annesinin babası zengin ve eğitimli bir aileden geliyordu. Kadare çocukluğunu ve doğduğu, büyümüş olduğu Gjirokastër (Türkçesi: Ergiri) kentini, Taş Kentin Günlüğü adlı romanında anlatır.

Arnavutluk’ta 2. Dünya Savaşı sonrası komünist rejim kurulduğunda Kadare 8 yaşındaydı ve bu rejimin içinde yetişti. Romanlarında komünist cemiyet mevzuları sık sık geçer. Öğrencilik yıllarındaki yazı denemelerinden sonrasında, Tiran’da edebiyat fakültesinde ve kısa bir süre için Moskova’da Maxim-Gorki Edebiyat Enstitüsünde okudu.

1960’lı yıllarda Kadare şiir alanında ün kazanmıştır. Esas ününü ise 1964 yılına gösterilen ve başrolünü (Marcello Mastroianni)’nin oynadığı bir filme de uyarlanan Ölü Ordunun Generali adlı romanıyla kazanmıştır. Bunu yurtdışında da büyük ilgi gören pek oldukça öteki romanı izledi.

Arnavutluk’taki komünist yönetim romanlarına sıkıdüzen uyguladıysa da, ünü dolayısıyla belirli seviyede bir dokunulmazlığa sahipti. 1990 senesinde Ramiz Alia yönetimine karşı protesto olarak daha önceleri de pek oldukça kez gittiği Fransa’ya sığınma etti. 1999’da Arnavutluk’a geri döndü fakat Paris’te de bir dairesi bulunmaktadır.

1992’de Cino Del Duca ödülünü kazanan Kadare’ye, 1996’da Fransa’daki “Academy of Moral and Political Sciences”a yaşam boyu üyelik hakkı verildi. 2005’te Man Booker Uluslararası Ödülü’nü, 2009’da Asturias Prensliği Ödülü’nü, 2015’te Kudüs Ödülü’nü kazanmıştır. Adı birkaç kez Nobel Edebiyat Ödülü adayları içinde geçen Kadare’nin kitapları 45’tan fazla dile çevrildi.[

Türkçe yayımlanmış eserleri

Ölü Ordunun Generali (1963)

Taş Kentin Günlüğü

Düğün (1968)

Şenlik Kurulu

Canavar

Piramit (1992)

Kosova’ya Üç Ağıt (1998)

Kaza (2010)

Rüyalar Sarayı (1981)

Kuşatma (1970)

İbret Taşı (1978)

Taş Kentin Düşüşü

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/İsmail_Kadare


İsmail Kadare Kitapları – Eserleri

  • Ölü Ordunun Generali
  • Taş Kentin Düşüşü
  • İbret Taşı
  • Rüyalar Sarayı
  • Kuşatma
  • Kaza
  • Kosova’ya Üç Ağıt
  • Canavar
  • Piramit
  • Broken April


İsmail Kadare Alıntıları – Sözleri

  • Bir bölgeleri kazıp onların topraklarına kolaylıkla girebiliyorsun fakat yüreklerine asla giremiyorsun. (Ölü Ordunun Generali)
  • Korkuyla yalan, çıkar ortağıdır. (Taş Kentin Düşüşü)
  • Gölge, efendisini ilk terk eden şeydi, ad ise son olarak; ad, insanoğlunun haiz olduğu şeylerin kim bilir en sadık olanıydı. (Piramit)
  • …’Ah, yaşam 1rüyadır,’… (Rüyalar Sarayı)
  • …İçinde bilhassa yazgı, dalgınlık ve bitkinlik barındırıyordu… (Rüyalar Sarayı)
  • “Her düşüncemiz birer tahta ile kaplanmış!” diye düşündü General. “Üstelik üstündeki yazıların zor bela okunduğu bir tahta! Rüzgar estiğinde tahta gıcırdıyor ve tuhaftır ki rüzgar hep esiyor.” (Ölü Ordunun Generali)
  • ..degismekle kalmadik muhtemelen asla eskisi şeklinde olmayacagiz..olum cogumuzu acimasizlastirdi ve acıma ile bagislama duygularimizi bizlerden aldi.. (Kuşatma)
  • “Şehirler kuşatılır, suları kesilir, yiyecekleri kısıtlanır, top ateşine tutulur, kapıları parçalanır, duvarları yıkılır, yanıp kül olur; hatta sonradan üstünde sabanlar gezmesin, ot bitmesin diye toprağına tuz ekilir.
    Şehirler bu şekilde yok olur, umutsuza fakat mertçe.” (Taş Kentin Düşüşü)
  • De Profundis
    =Derinliklerden dışarı (Ölü Ordunun Generali)
  • …Yanlış yorumlanan 1rüya her şeyi altüst edebilir, anladın mı??? (Rüyalar Sarayı)
  • Oscar Wilde: “Alt sınıf insanların suç işlemeye ihtiyacı vardır çünkü bize sanatın verdiği güçlü duyguları onlara suç işleme duygusu verir.” der. (Ölü Ordunun Generali)
  • “İnsanlar kötücül ve iflah olmazdır” (İbret Taşı)
  • …Dünya o kadar gri ve sıkıcıydı ki onu kaybetme düşüncesiyle kendine eziyet etmeye değmezdi… (Rüyalar Sarayı)
  • “İnsanın en büyük düşmanının kendisi olduğunu nasıl öğrenmedin?” (Taş Kentin Düşüşü)
  • “Şehirler kuşatılır, suları kesilir, yiyecekleri kısıtlanır, top ateşine tutulur, kapıları parçalanır, duvarları yıkılır, yanıp kül olur; hatta sonradan üstünde sabanlar gezmesin, ot bitmesin diye toprağına tuz ekilir.
    Şehirler bu şekilde yok olur, umutsuz fakat mertçe.” (Taş Kentin Düşüşü)
  • Halklar, hayal kurup kapılarının eşiğinde durarak bekleyenler şeklinde hiçbir vakit boşuna beklemezler. Bir halk bir şey temenni ediyorsa, bu onun beklediğini içinde yoğurmakta olduğu anlamına gelir. (İbret Taşı)
  • “Hiçbir şey görünmüş olduğu kadar kolay değildir.” (Rüyalar Sarayı)
  • …”Ve bu kadar vakit geçmesine karşın aydınlığa kavuşan 1şey olmadı, hatta iyice arapsaçına döndü.”… (Rüyalar Sarayı)
  • Korkuyla yalan, çıkar ortağıdır… (Taş Kentin Düşüşü)
  • “Körlük ölüme daha yakın gibi görünüyor.” (Taş Kentin Düşüşü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş