Eğitim

Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım – İsmail Hakkı Uzunçarşılı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım – İsmail Hakkı Uzunçarşılı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım kimin eseri? Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım kitabının yazarı kimdir? Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım konusu ve anafikri nedir? Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım kitabı ne konu alıyor? Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım PDF indirme linki var mı? Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım kitabının yazarı İsmail Hakkı Uzunçarşılı kimdir? İşte Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İsmail Hakkı Uzunçarşılı

Yayın Evi: Türk Tarih Kurumu Yayınları

İSBN: 9789751600134

Sayfa Sayısı: 652


Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti


Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım Alıntıları – Sözleri

  • “Karlofça muahedesi, Osmanlıların askerî kudretinin önemli surette za’fa uğradığını meydana koymuş ve asırlarca devam eden düşman üstündeki Türk kudret ve satvetini silmiştir.”
  • “Viyana bozgunu, Avrupa’nın göbeğine kadar girmiş olan Türk ordularının son seferidir. Bu dönüş, Kanuni Sultan Süleyman zamanından sonrasında tevakkuf devresi geçiren Osmanlı ordularının Avrupa’yı telâş ve heyecana düşüren istilâlarının sonu olmuştur.”
  • “Fazıl Ahmed Paşa vezir-i âzam olduğu vakit yirmi yedi yaşlarında bulunuyordu.”
  • “IV.Mehmed’in çocukluğu dolayısiyle tüm işler ilk devirde ocak ağalarının elinde olup, üç dört ayda bir vezir-i âzam değişmesi hükümet mekanizmasını bozmuştur.”
  • “Köprülü Mehmed Paşa’nın sadareti gerek saray ve gerek devlet ricali ve gerekse halk içinde hayreti mûcip oldu; bu tarihe kadar hiçbir başarısı ve şöhreti olmayan ve Varvar Ali Paşa’ya tutsak düşmüş olan Köprülü aleyhinde her kafadan bir ses çıkıyordu.”
  • “Osmanlı tarihini sathî okuyan ve okutanlar, üç yüz seneyi mütecaviz azametli bir devir yaşayan bi devletin XVII.yüzyıl ortalarına kadar bir bütçesi olmadığını ve ilk bütçenin Tarhoncu Ahmed Paşa zamanında düzen edilmiş bulunduğunu zannetmek suretiyle büyük hataya düşmüşlerdir.”
  • “… taş yürekli cellâd Kara Ali bile firar etmiş, bir tarafa sinmişti. Vezir-i âzam Sofu Mehmed Paşa, Kara Ali’yi saklandığı yerden çıkararak döve döve Sultan İbrahim’i boğmağa götürdü.”
  • “Sultan İbrahim asabî vaziyeti sebebiyle canı istediği vakit bazan taht-ı revanla ve bazan at yada otomobil ile İstanbul’da dolaşır ve kendisini okutmak suretiyle adını duyduğu okuyuculara giderdi.”
  • “Sultan İbrahim, Osmanlı hânedanından hayatta kalmış tek şehzâde idi. Sultan Murad’ın, Ahmed ve Süleyman, Alâüddin, Mehmed isimlerinde dört oğlu olduysa da hepsi de minik yaşta ölmüştü.”
  • “Sultan Murad’ın genç yaşlarında vefatı devleti güçlü bir elden yoksun bıraktı; yerine gelen İbrahim, korku içinde ve her an ölümle karşı karşıya yaşamış olduğundan âsabı bozulmuştu.”


Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Üç kıta yedi denize uzanan imparatorluğun çökme sebepleri: II.Selim (Sarı Selim)’in tahta çıkışından Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası olan 1699 Karlofça Anlaşması’na kadar olan 133 senelik süreci özetleyen Osmanlı Tarihi III.Cilt I.Kısım, Osmanlı Devleti’nin niçin yıkıldığını anlamamız açısından oldukça mühim bir dönem.
Osmanlı Devleti’nin en kuvvetli ve zirvede olduğu Kanuni Sultân Süleyman’ın ölümün peşinden süregelen devrin en mühim özelliği padişahların devlet üstünde otorite kuramamaları sebebiyle paşaların yönetimi ele alması olmuştur.
Fatih Sultân Mehmet, Yavuz Sultân Selim ve Kanuni Sultân Süleyman’ın en mühim özelliği bozgunculuk meydana getiren, devlet sistemini işlemez hale getirip problem oluşturanları derhal bertaraf etmeleri idi. Bu adlar devlet üstünde otorite sahibi tek kişiydiler. Ancak yetkin olmayan padişahların hükümdar olmasıyla padişahların boşluğunu valide sultanlar ile paşalar doldurmaya çalıştı. Bu durum ise devletin sistemini içinden çıkılmaz bir hale soktu.
Paşaların ön planda olup devleti yönettiği bu zamanda paşaların içinde yaşanmış olan çekememezlik ve kavgalar sebebiyle bu paşalar kısa süreliğine göreve gelip kısa sürede görevden azledilmesi sebebiyle devlet otoritesi kurulmamıştır.
Birbiri peşinden çevirdikleri işler sebebiyle Osmanlı Tarihi’nde en fazlaca paşa kellesi bu zamanda vurulmuştur, en fazlaca bu zamanda paşa idam edilmiştir dersek yanlış olmaz.
Rüşvetin devlet işleyişinde tek geçer kanun olması sebebiyle göreve gelen hepimiz rüşvetle geliyor ve verdiği rüşvetin parasını çıkarmak için ise her işi rüşvetle hallediyorlardı. Yaptıkları işler bakımından fazlaca titiz ve dine uymaları ihtiyaç duyulan kadılar ile şeyhülislamların bile rüşvete bulaşması devleti ve toplumu büyük bir kaosa sürükledi.
Osmanlı Devleti’nin temel dayanağı olan tarim ve tarim arazilerini işleyen tımarlı sipahilere verilen araziler belirli bir kaide ve kural ile askere yada paşalara verilirdi sadece bu kaide ve kaidelere uymadan toprakların dağıtılması ziraat ve askerlik sistemini bozdu. Toprağı elinden giden asker eşkiyalığa korumakla yükümlü olduğu halkın sırtında bir kambur olmaya başladı.
Her padişah tahta çıktığında cülüs bahşişi alan yeniçerilerin mevcudu ilk başlarda azdı. Ancak otoritenin bozulmasıyla beraber kaide dışı yeniçeri ocağına asker yazılmasıyla cülüs alan asker sayısı oldukça artmıştı. Sık sık padişah değişmiş olduğu için her değişiklikte yeniçerilerin cülüs istemesi ve paşaların çıkarları için ellerinde oyuncak olan yeniçerilerin isyanı bu döneme damga vurmuştur. Bu dönemde yaşanmış olan savaşların kaybedilmesinde yeniçerilerin isyanları mühim bir sebep olmuştur.
Sık sık yaşanmış olan isyanlarla halkın huzuru kalmamış, halktan vergi ya toplanamamış ya da aşırı vergi alınmış, tecim durmuştur
Bu dönemde yaşananları hemen sonra gelen padişah ve paşalar doğru algılamadığı için de devlet devamlı bir bataklığın içine gömülmüş ve yıkılmıştır. Üç kıta yedi denize uzanan imparatorluğun çökme sebepleri bu kitapta oldukça güzel bir halde anlatılmaktadır. (Mustafa BAKIRHAN)


Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım PDF indirme linki var mı?


İsmail Hakkı Uzunçarşılı – Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmail Hakkı Uzunçarşılı Kimdir?

1912’de Darülfünun’un edebiyat bölümünü bitirerek Kütahya İdadisi tarih öğretmenliğine atandı. 1921’de gittiği Ankara’da, ulusal hükümetçe ilkin Trabzon Lisesi’nde, sonrasında Kastamonu İdadisi’nde göreve getirildi. Öğretmenliği çeşitli okullarda sürdüren Uzunçarşılı 1926’da ilköğretim müdürü, 1927’de Balıkesir milletvekili oldu.

Meclis çalışmalarının yanı sıra 1932-1938 yılları aralığında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Kısmı’nde dersler verdi; Türk Tarih Kurumu’nda vazife yapmış oldu. 1950’de milletvekilliğinden ayrılarak yalnızca tarih çalışmalarına devam etti. Kastamonu’da çıkan Açık Söz gazetesine çıkan yazılarla adını duyurdu.

İlk çalışmalarını Kastamonu zamanı, Balıkesir zamanı, Kütahya Şehri (1932) benzer biçimde mahalli tarih araştırmalarına ayırdı. Daha sonrasında Anadolu Beylikleri’ni araştırma konusu edindiyse de Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasal geçmişine ve devlet örgütüne ilişkin kitaplarıyla tanındı. 89 yaşlarında arşivde çalışırken hayata gözlerini yumdu.


İsmail Hakkı Uzunçarşılı Kitapları – Eserleri

  • Osmanlı Tarihi 1. Cilt
  • Osmanlı Tarihi
  • Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı
  • Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri
  • Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım
  • Osmanlı Tarihi 4. Cilt, 1. Kısım
  • Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 2. Kısım
  • Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı
  • Çandarlı Vezir Ailesi
  • Osmanlı Devleti Teşkilatında Kapukulu Ocakları 1
  • Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapukulu Ocakları – II
  • Büyük Osmanlı Tarihi
  • Osmanlı Tarihi (4.cilt, 2.kısım)
  • Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal
  • Midhat Paşa ve Yıldız Mahkemesi
  • Meşhur Rumeli Ayanlarından Tirsinikli İsmail, Yılık Oğlu Süleyman Ağalar ve Alemdar Mustafa Paşa
  • Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı
  • Midhat Paşa ve Taif Mahkumları
  • Büyük Osmanlı Tarihi 3.Cilt
  • Osmanlı Hanedanı Üzerine İncelemeler – Seçme Makaleler 2
  • Sivas Şehri
  • Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal
  • Midhat ve Rüştü Paşaların Tevkiflerine Dair Vesikalar
  • Özgürlük Kahramanı Resneli Niyazi Hatıratı
  • Kütahya Şehri
  • Topkapı Sarayı Müzesi Osmanlı Saray Arşivi Katoloğu FERMÂNLAR, HÜKÜMLER, BERATLAR , I – II
  • Mekke-i Mükerreme Emirleri
  • Meşhur Rumeli Ayanlarından Tirsinikli İsmail, Senelik Oğlu Süleyman Ağalar ve Alemdar Mustafa Paşa


İsmail Hakkı Uzunçarşılı Alıntıları – Sözleri

  • “Karlofça muahedesi, Osmanlıların askerî kudretinin önemli surette za’fa uğradığını meydana koymuş ve asırlarca devam eden düşman üstündeki Türk kudret ve satvetini silmiştir.” (Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım)
  • “Padişah Haliç’teki düşman donanmasını batırmak için top makinesi yaptırarak bununla yüksekten taş gülleler atmağa karar verdi; Beyoğlu sırtında koydurduğu bu makineler ile Haliç’teki gemilerden bazılarını batırmıştı.” (Osmanlı Tarihi 1. Cilt)
  • “Osmanlıların ilk devirlerinde en yüksek ilmiye derecesi kazaskerlik idi. Fatih Sultan Mehmed zamanındaki kanunnâmeye nazaran şeyhü’l-islâm diye isim verilen müftü ulemânın reisi kısaca müderrislerin içinde en yüksek derecede idi.” (Osmanlı Tarihi)
  • “Hayreddin Paşa unvaniyle vezir olan Kara Halil Efendi ilk kez vezirlikle birlikte beylerbeyliği, kısaca ordu kumandanlığını da nefsinde toplamış ve kendisinden sonrasında gelen vezir-i azamlar da aynı suretle her iki vazifeyi de ellerinde bulundurmuşlardır.” (Çandarlı Vezir Ailesi)
  • “Avrupa kısmında muharebe olduğu vakit Eflâk ve Boğdan voyvodalarının yaya ve atlı tüfenkendaz kuvvetler ile sefere gelmeleri kanundu. Eflâk ve Boğdan voyvodalıklarının bir tecavüze karşı müdafaası devlete aitti.” (Osmanlı Tarihi (4.cilt, 2.kısım))
  • XV. yüzyılın ilk yarisi içinde (II. Murad Zamaninda) Rumeli’yi gezerek Türklerle öteki Balkan hıristiyanlarının içtimaî vaziyetleri hakkında bir karşılaştırma yapmış olan ve Türklerin her hususta Balkanlılardan üstün olduklarını gösteren Bertrandon de la Broquière şunları söylüyor:
    Büyük bir refah içinde bulunan Türk köylüleri, hıristiyan köylülerin çoğunun aksine olarak hiçbir vakit ayakkabısız gezmezler, dizlerine kadar çıkan sarı çizme giyerler; Türkler erken kalkar ve işlerine erken giderler; sükûnet ve büyük bir gayretle iş görürler; Rumlar, Sırplar ve Bulgarların aksine olarak Türkler, evlerinin kendilerine mahsus olan kısmında ehlî hayvan
    bulundurmazlar; hiçbir Türk temizce yıkanmadan evinden çıkmaz; bir hayvanın yediği yemeği bir Türk yemez; bir tavuk kes-
    mek istediği takdirde bile onu bir süre temiz yiyecekle besler;
    acıma sahibi olan Türk, harpte yükümlülük altında insan öldürür; tabiaten sükûtî olmasına ve çalışmakla sertleşmiş olmasına karşın şiir kabiliyeti yüksek, ilme eğilim ve istidadı çoktur…” (Büyük Osmanlı Tarihi)
  • “Ahîlerin nüfuzundan istifade eden Osman Gazi, plânlı ve programlı faaliyetiyle hududunu genişletmiş, yaşamış olduğu müddetçe Anadolu Selçuklulariyle İlhanlılara doğal olarak bir uç beyi olarak kalmıştır.” (Osmanlı Tarihi 1. Cilt)
  • “Biz sizden bir krallık yer alarak kolunuzu kestik; siz ise donanmamızı yenik etmekle sakalımızı tıraş etmiş oldunuz; kesilmiş kol yerine gelmez, lâkin tıraş edilmiş sakal daha gür olarak çıkar.” (Büyük Osmanlı Tarihi 3.Cilt)
  • “[III.Osman] çıkık karınlı, fazlaca şişman olup tenasübten yoksun bir vücudu vardı; tebdil gezerken çarşıda satılan gözleme, kebab, leblebi, muhallebi benzer biçimde şeyleri satın alır ve açıkta yerdi.” (Osmanlı Tarihi 4. Cilt, 1. Kısım)
  • “Ordusu üstünde hiçbir Osmanlı hükümdarı Sultan Süleyman kadar sevgi ve saygı uyandırmamıştır.” (Osmanlı Tarihi)
  • “Fatih’in ölümü sadece onbir gün askerden saklanabilmiştir. Fatih’in ölümünün saklanması ve heyecanlı durum sebebiyle cesedin dikkatsizlik edilerek kokduğu ve İstanbul muhafızı İshak Paşa’nın talimatıyla üstüne mum yakılarak cesedin tahnit edildiğine dair önemli bir vesika görülmektedir.” (Osmanlı Tarihi)
  • “Sultan Mustafa’yı en kuvvetlisi istesin, Bayezid Han’ı ana ve babası talep etsin, Selim fakire de mevlâsı rağbet etsin.” (Büyük Osmanlı Tarihi 3.Cilt)
  • “IV.Mehmed’in çocukluğu dolayısiyle tüm işler ilk devirde ocak ağalarının elinde olup, üç dört ayda bir vezir-i âzam değişmesi hükümet mekanizmasını bozmuştur.” (Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 1. Kısım)
  • “En buhranlı ve tehlikeli zamanlarda dahi devlet işlerini dikkatsizlik ederek av ardında koşan ve Avusturya cephesinden felâketli haberler gelmesine karşın bu îtiyadından vazgeçmeyen Dördüncü Mehmed’e bu ibtilâsından dolayı Avcı lakabı verilmiştir.” (Osmanlı Tarihi 3. Cilt, 2. Kısım)
  • “Acemi Ocağı ile Yeniçeri Ocağı teşkilâtları I.Sultan Murad zamanında Kazasker Cendereli Kara Halil ile Konyalı Molla Rüstem’in tavsiyeleriyle ortaya konmuştur.” (Osmanlı Tarihi 1. Cilt)
  • “Sadareti müddetince, düşünce, sanat ve eğlence devri açan Nevşehirli Damad İbrahim Paşa, eski adı Muşkara olup kendisi tarafınca îmar edilerek Nevkent adında olan köyde dünyaya gelmiştir.” (Osmanlı Tarihi 4. Cilt, 1. Kısım)
  • “1768 seferi Osmanlı Devleti’nin artık düzen ve intizamdan yoksun toplama kuvvetlerle talim ve terbiyesi muhteşem kuvvetlere karşı duramayacağını kat’i surette gösterip Avrupa devletleri tarzında askerî ıslahat yapılması zaruretini ortaya koymuştur.” (Osmanlı Tarihi 4. Cilt, 1. Kısım)
  • “Bu devlet ol devlettir ki murad edinirse cümle donanmanın lengerlerini gümüşten, iplerini ipekten, yelkenlerini atlastan etmekte suûbet çekmez…” (Büyük Osmanlı Tarihi 3.Cilt)
  • Eğer Abdülaziz’in hiyn-i vefatında vakanın intihar olmayıp katil olduğuna kuşku iras edecek bir nevi esbab yok idiyse üç yıl sonrasında kurulan ve bu vesile ile bazı önemli ve vatanperver zevatın def ve mahvı murad olunan yalancı muhakemede nazar-ı dikkate şayan hiçbir kanıt irae eylemediği her ehl-i vukufun malûmudur. Mezkûr zevat aleyhinde isnad olunan cürmün hile ve hud’asız isbatı gayr-ı mümkün idüğinden ve eğer kanuna karşı hareket ederek şahitleri istintak hakkı müttehemlerden diriğ edilmemiş olsa idi, işbu isnadın kizbden ibaret bulunduğunun meydana çıkacağı dahi zarurî bulunduğundan kanun hilâfında hareket etmek ve yalancı tanık istihdam eylemek benzer biçimde deni vasıtalara müracaat edilerek ol veçhile müttehemler cürümlü çıkarılmış idi. İşbu muhakemenin Abdülhamid tarafınca düzen edilmiş bir tuzak olduğu çoğunun malûmu olup, hattâ müttehemlerin düşmanlan tarafınca bile itiraf edilmiş olduğu cihetle ol babta tafsilâta giriş­meğe hacet yoktur. Zulm ile olsun kizb ile olsun, karacılık ve rüşvet ve denaet ile olsun Abdülhamid maksadım kuvveden fiile çıkararak her istediğini icradan kendini men edecek tehlikeli, fakat müstakim, saygın ve âlicenap zevatı def ve mahvedip Abdülaziz zamanında cari olan sû-i istimalât ve tazyikat devrini evvelkinden daha eşnâbir surette yine tazelendirdi (Midhat Paşa ve Yıldız Mahkemesi)
  • “Damad İbrahim Paşa sadaretinde başını Batı’ya çeviren Osmanlı hükümeti, Avrupa’nın sanat ve kültüründen yararlanmak suretiyle kendisine minik de olsa bir pencere açmağa muvaffak olmuştur.” (Osmanlı Tarihi (4.cilt, 2.kısım))

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş