Eğitim

Saf Değiştiren – Siegfried Lenz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Saf Değiştiren – Siegfried Lenz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Saf Değiştiren kimin eseri? Saf Değiştiren kitabının yazarı kimdir? Saf Değiştiren konusu ve anafikri nedir? Saf Değiştiren kitabı ne konu alıyor? Saf Değiştiren PDF indirme linki var mı? Saf Değiştiren kitabının yazarı Siegfried Lenz kimdir? İşte Saf Değiştiren kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Siegfried Lenz

Çevirmen: Ayşe Sarısayın

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750738760

Sayfa Sayısı: 272


Saf Değiştiren Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıl 1944, İkinci Dünya Savaşı’nın son yazı. İzinden dönen asker Walter Proska, yolda ufak bir birliğe rastlar. Ordunun unutmuş olduğu bu beraber, yakıcı güneşin ve partizanların bitmek bilmeyen saldırıları altında Proska’nın arkadaşları ölümü arzulayan, deliliğe sığınan askerler haline gelir. Savaşın buyruk-komuta zincirine dayanan kırılmaz döngüsü Proska için yavaş yavaş anlamını yitirirken bambaşka sorular kendini dayatır: İnsan vazife uğruna vicdanını susturmalı mıdır? Düşman aslına bakarsak kimdir? Seçme özgürlüğü ne anlama gelir ya da masumiyeti kaybetmeden de taraf seçmek mümkün müdür?

Siegfried Lenz, Saf Değiştiren’i 1951’de kaleme aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın arkasından, Almanya’nın o günkü şartlarında yankı bulmayacağı düşüncesiyle yayımlanmayan roman, gün ışığına çıkmak için yazarının ölümünü bekledi ve yazılışından 65 yıl sonrasında, ilk kez 2016’da yayımlandı. Lenz’in eserinin merkezinde, ferdin totaliter yapılarla hesaplaşması yer alır.

Ahlaki olanla mı daha çok ilgilenmek gerekir, yoksa bizlere yararı dokunanla mı? Ahlaki olan, her yerde işe yaramıyor. İşe yarayan, daima etik değil. İspatı: devlet teorisi. Fenalık, yanlışlık ve zalimlik acımasızca kullanılıyor. Ve bunu meydana getiren bazı devletlerin hazırda tuttukları şaşırtıcı bir cevapları var, lafebeliği de diyebiliriz bir bakıma. Tüm insanoğlu melek olsaymış, devletin bu tür araçlar kullanmaya ihtiyacı olmazmış! Şeytana özgü bir ironi. Despotların diyalektiği.


Saf Değiştiren Alıntıları – Sözleri

  • SAVAŞ, evet : Kanın bile sıkılıp suyunun çıkarıldığı süre ..
    SAVAŞ : Demirin büyük öfkesi , panzerlerin sakin ısırıklarla tabiatı katletmeleri. .
    SAVAŞ :Haddini bilmeyen adamların cinneti,acımasız _gülünç macera ,her insanın kendi kronometresinin çalmış olduğu ve bu yüzden hoşgörü ve sabrın oldukca seyrek görüldüğü günler .__ve kimse ürkütücü süre hakemini tanımıyor!
    SAVAŞ ,harp , harp : Kalplerin sırça benzer biçimde parçalanması,kırmızı sıvının kabarması,özlemin kısa dönem yapması
    SAVAŞ! Kimsin sen ? Sen uyku kaçıran !Bizi sefaletin keskin nefesiyle vuran!
  • “Yağmur ,bitkin bir makineli tüfek benzer biçimde camlara vuruyordu. “
  • Nasıl ki dünyaya gelmek elimizde değil, hayatımızı kendi isteğimize gore uzatmakta öyleki. Bu yüzden ölenlere hemen hemen doğmamış olanlardan daha oldukca üzülmeyi anlamıyorum..
  • “Vazife denilen şey…. Bunu derimizin altına zerk etmiş olmalılar. Bu şekilde delirttiler bizi, bağımlı hale getirdiler. Rafine ettikleri vazife serumunu enjekte edip uyuşmamız için uğraştılar.“
  • Anılar çağrılmadan gelir, işinize yarasalar da yaramasalar da oradadırlar.
  • Yaşamak talih mı, şanssızlık mı kimse bilmiyor.
  • İnsanın yaşamış olduğu süre süresince kendini ameliyat etmesi gerekiyor. Peki, en iyi cerrahların kimler bulunduğunu biliyor musun? Teşhislerini sakince kendileri koyan ve içsel yalnızlıklarına sığınan ve orada acımasız bir dürüstlükle kendi bağışlarını dinleyenler.
  • Kalplerimizi özgürlük toprağıyla doldurmalı ve üstünde kuşku yetiştirmeliyiz.
  • Hayatın müziğini çalan, ölümdür.
  • Anılardan hoşlanmam .
    “Her gün diğerinden farklıdır ,hiçbir şeyin tekrarı yoktur “
  • “Sahtekâr domuz ” diye mırıldandı ..
    “Sah_te_kâr _do_muz ” diye tekrarladı tren.
    “Görürsün sen” diye geçirdi içinden …
    “Gö_rür_sün_sen” diye gümbürdedi tren.
  • “Gökyüzünden hızla bir yıldız kaydı ..
    Tanrının mermisi. “
  • “Rab sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar ”
    Yoksa yanılıyor muyum ?
  • “Burada sizin yerinize ben düşünüyorum “
  • “Burada biri kaybolduğunda, ondan geriye hiçbir şey kalmıyor “


Saf Değiştiren İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Siegfried Lenz’in zamanının iklimine uymayan ve 62 yıl sonrasında gün yüzüne çıkan romanı “Saf Değiştiren” bilhassa karakter yaratma becerisi ve savaşın yıkıcı enerjisini, çatışmaya oldukca yer vermeden, insan psikolojisi üstünden anlatmasıyla kıymet kazanıyor. Sorguladığı terbiye, vatan sevgisi ve ölüm kavramları ise güncelliğini yitirmiyor. (Gökhan Gök)

Yazılışından 65 yıl sonrasında, ilk kez 2016’da yayımlanmış. Kitap döneminde yankı uyandırmayacağı düşüncesiyle basılmamış.
2. Dünya Savaşı’nda Alman Askerleri karşılarına çıkan bir en ufak bir direniş karşısında derhal ‘kırılma’ yaşarlar. Karşı taraf ise ne durumda olunursa olunsun dönmeyi düşünmez.
Ne kadar okurken soğukluk hissetmiş olsam da akıcı dili ve garip anlatımıyla beni içine çekti. Milliyetçilik, ahlâk, anavatan, üstün ırk ile alakalı görüşleri, doğu bloğunun can sıkan totaliter yapısını ve daha bir oldukca terimi görüyorsunuz romanda. İnsanların ruh hali, vakalara tavırları, sizin içinizde hissetmenizi sağlıyor. Savaş romanları okumayı seviyorsanız oldukça okunabilir bir roman. (Kitapların derinliği)


Saf Değiştiren PDF indirme linki var mı?


Siegfried Lenz – Saf Değiştiren kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Saf Değiştiren PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Siegfried Lenz Kimdir?

1926’da, doğu Prusya’nın Lyck kentinde hayata merhaba dedi. 1943-1945 içinde donanmada denizci olarak, vazife yapmış oldu, savaşın bitmesinden kısa bir süre ilkin Danimarka’ya kaçarken ingilizlere tutsak düştü. Savaştan sonrasında Hamburg Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı, Felsefe ve Edebiyat Bilimi eğitimi aldı; gazetecilik yapmış oldu. Yazarlık yaşamı, yirmi beş yaşlarındayken yazdığı Gökte Atmacalar Vardı romanıyla, 1951 senesinde başladı. Nazi döneminde ziyan olan Alman dili ve edebiyatına saygınlık kazandırma amacıyla kurulan Grup 47 adlı edebiyat topluluğuna katıldı, Günter Grass’la beraber Alman Sosyal Demokrat Partisi saflarında yer alarak Willy Brandt’ın Doğu politikasına destek verdi. 1973 senesinde Alman Dil ve Yazın Akademisi üyeliğine seçildi. Roman, hikâye, tecrübe etme, radyo ve tiyatro oyunu alanlarında pek oldukca yaratı veren ve eserleri ortalama otuz dile çevrilen Siegfried Lenz, harp sonrası Alman edebiyatının ve uygar romancılığın mühim isimlerinden biridir. Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı, Kanlı Söylenti, Bir Savaş Sonu, Gözbağı ile Ekmek ve Oyunlar, Almanca Dersi yazarın Türkçeye çevrilerek piyasaya çıkan eserleridir. Fazlaca sayıda ödüle kıymet görülen, onursal doktora ve fahri hemşerilik unvanlarına haiz Lenz’in ödülleri içinde Bremen Edebiyat Ödülü (1961), Andreas Gryphius Ödülü (1979),Thomas Mann Ödülü (1984), Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği Barış Ödülü (1988), Frankfurt Şehri Goethe Ödülü (1999)Johann VVolfgang von Goethe Altın Madalyası (2003) ilk olarak anılabilir.


Siegfried Lenz Kitapları – Eserleri

  • Saygı Duruşu
  • Saf Değiştiren
  • Almanca Dersi
  • Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı
  • Bir Savaş Sonu
  • İşgal Altında
  • Məhəbbət Yuvası
  • Kanlı Söylenti
  • Bu Zaman Hikayeleri
  • Bir Karaborsacının İtirafları
  • Ekmek ve Oyunlar


Siegfried Lenz Alıntıları – Sözleri

  • Her şeyi oldukca geç anlıyor, zor kavrıyordu, bu onun şansıydı kim bilir, böylece dayanması kolaylaşıyordu, en başta da kendisine dayanabilmesi. (Almanca Dersi)
  • “Yağmur ,bitkin bir makineli tüfek benzer biçimde camlara vuruyordu. ” (Saf Değiştiren)
  • “Sason: Acımadan daha kuvvetli olan bir şey vardır.
    Köylü: Nedir Beyim?
    Sason: İşkence görmüş babalara, dökülen göz yaşları. Ben gördüm bunu inan, içimizdeki birine, bir fırıncıya, fırınında işkence ederlerken gördüm, evlatları da oradaydı. Sonradan yaralarını hamurla iyileştirmeye çalıştılar.” (Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı)
  • SAVAŞ, evet : Kanın bile sıkılıp suyunun çıkarıldığı süre ..
    SAVAŞ : Demirin büyük öfkesi , panzerlerin sakin ısırıklarla tabiatı katletmeleri. .
    SAVAŞ :Haddini bilmeyen adamların cinneti,acımasız _gülünç macera ,her insanın kendi kronometresinin çalmış olduğu ve bu yüzden hoşgörü ve sabrın oldukca seyrek görüldüğü günler .__ve kimse ürkütücü süre hakemini tanımıyor!
    SAVAŞ ,harp , harp : Kalplerin sırça benzer biçimde parçalanması,kırmızı sıvının kabarması,özlemin kısa dönem yapması
    SAVAŞ! Kimsin sen ? Sen uyku kaçıran !Bizi sefaletin keskin nefesiyle vuran! (Saf Değiştiren)
  • Neden bizim insanlarımız herhangi bir yerde, herhangi bir alandaki bilgisizliklerini itiraf etmekten kaçınırlar? “Memleket” duygusuna kapılmanın yol açmış olduğu sınırlılık, kendini tüm soruları cevaplamak için yetkili görmek olsa gerek. Dar görüşlülüğün kibiri… (Almanca Dersi)
  • Zor durumda olanı, bu durumdan kurtarmak için, insanoğlunun kafasını çalıştırması yeni şanslar araması gerekiyordu. (Bir Karaborsacının İtirafları)
  • Bazen kaybetmeye de alışmalısın Witt-Witt. Belki de böylesi daha iyi, haiz olduklarınla hep aynı yerde kalmazsın böylece. Her süre yeni başlangıçlar yapmak gerek. Bunu yapabildiğimiz sürece ümit etmeyi sürdürebiliriz. (Almanca Dersi)
  • Yokluk, düş gücümüzü uyandırıyor, benliğimizde var bulunduğunu asla bilmediğimiz kabiliyetleri ortaya koyuyordu. Ama, sadece becerikli olanlar ayakta durabiliyordu, ve işte aranızda ne oldukca beceriklinin bulunduğunu bu karaborsa döneminde görüp öğrendik. (Bir Karaborsacının İtirafları)
  • Kimi süre bir inanç uğruna ölmek, o inanca bir yaşam boyu hizmet etmekten daha kolaydır. (İşgal Altında)
  • Hiç bir düş gücü işkenceyi kaldırmaya, evlatların açlıktan ölmelerine engel olmaya, başka türlü düşünenlerin haklarını güvenceye almaya kafi olamamıştır. Edebiyat, milyonların sefaleti sınırında yaşamasına, canavar bürokrasilerin tutsağı durumuna düşmüş olmamıza, gezegenimizin ölüp gitmesine şaşkın ve çaresiz kalmamıza engel olamıyor. (Bir Savaş Sonu)
  • “Adalette hep uygunsuzluk vardır.” (Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı)
  • “Yalnızca itaat etmeyi bilenler emir verebilir.” (Almanca Dersi)
  • ”Nasıl güzeldin o fotoğrafta.” (Saygı Duruşu)
  • “Onları evlerine götür! Sana söyleyebileceğim tek şey bu: Onları evlerine götür!” (Bir Savaş Sonu)
  • “Rab sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar ”
    Yoksa yanılıyor muyum ? (Saf Değiştiren)
  • Bildiklerimiz hep yetersizdir, onun içindir ki bildiklerimizi tekrarlamaya bayılırız (İşgal Altında)
  • “Kurtulmanın bir yolu yok muydu?” (Saygı Duruşu)
  • “Büyük hayvanların en sevdikleri şey, yazınsal protestolardır. Böylece kuvvetli olduklarını daha iyi anlarlar.” (Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı)
  • Mühendis: İnsan kurur burda. Artık bir şeye karar vermeliyiz.
    Baron : Bir şeye değil. Kesin, sınırı olan bir görevimiz var.
    Otelci: Utanın baron. (Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı)
  • Herkesin adına hareket etmek diye bir şey yoktur. Bunu göze alanın asla yanılmaması şarttır. Oysa hem kendini, hem de başkalarını yanıltmaktadır aslına bakarsak. (İşgal Altında)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş