Eğitim

Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun – Hatice Meryem Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun – Hatice Meryem Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kimin eseri? Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kitabının yazarı kimdir? Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun konusu ve anafikri nedir? Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kitabı ne konu alıyor? Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun PDF indirme linki var mı? Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kitabının yazarı Hatice Meryem kimdir? İşte Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hatice Meryem

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750500893

Sayfa Sayısı: 95


Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“A kızım, sinek kadar kocan olsun, başlangıcında bulunsun; sinek kadar olsun fakat olsun…”

Nasıldır sözgelişi…

Bir ayyaşın karısı olmak… bir apartman kapıcısının karısı… bir tornacının… bir cücenin… bir imamın… bir kuryenin… bir marangozun karısı… gardiyanın karısı… kasabın karısı… fazlaca genç bir insanın karısı… ince ruhlu bir insanın karısı… bir işçinin karısı… avare bir insanın… bir insanın ikinci karısı… bir demiryolcunun karısı… bir tüccarın… bir sünepe insanın… bir emeklinin… bir oburun… bir gereksiz insanın… bir şoparın… ilkaşkının karısı… bir saz aşığının… bir yazgı kurbanının… yakışıklı bir insanın karısı… bir şairin karısı… yaşlı bir insanın karısı… bir garibanın… babasının karısı… ya bir de oğlunun…

Nasıl bir yaşantıdır, neler hissettirir, iyi mi katlanılır, safası iyi mi sürülür, hayalleri nicedir…

Kuvvetli bir gerçekçilikle, fakat mizahla, fakat sevgiyle kurulmuş “eş durumu” fantezileri… “Kadınlık durumlarındaki” ezilmişliği, yoksunlukları, fakat onunla birlikte direnç ve “ayakta kalma” stratejilerini de yansıtan, yaşama heyecanı taşıyan iştahlı bir anlatı…

Hatice Meryem’den,


Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun Alıntıları – Sözleri

  • …gençlik işte, okumuş yazmış adamdır, eli ekmek meblağ, yalnız bir hanıma gerekseme var diye düşünmüştüm… Meğer adam kendinden geçmiş.
  • …kaderin kuvvetinden haberdar insanoğlu benzer biçimde sessizliğe gömülürdük.
  • “istersen babanın evine dön Filiz, tekrardan evlenirsin, çocuğun da olur hem!” derdi. “Yok,” derdim, “Yok, ben bir yere gitmem, yanından ayrılmam, nasıl yapsak kadir Mevla’m bu şekilde uygun görmüş, hem belli mi olur yaradanım işi, sen bakma doktora, nice doğuramayan hanım ansızın çatır çatır doğuruyor, nice… “
  • Hayretle anlardım; yaşlılık, insanoğlunun etinin yerini öğren­mesiymiş.
  • Ben oğlumun karısı olsaydım eğer… şaşacak bir şey yok bunda, her hanım bir oğul doğurduktan sonrasında, kocası ‘dost’u olur doğallıkla.
  • Göz, kadının en günahkar organıdır… Allah bayanlara gözü sınamak için vermiştir, bir düşünün bakalım, eline beline diline haiz ol demişler fakat göz görmezse el de, bel de, dil de uslu durur değil mi hanımlar…
  • …yaşam gaddar, bu kadar yufka yürekli olma yiğidim…
  • “Öyleki fazlaca seviyorum ki seni tatlım, yiyebilirim.”
  • “Soyumu sadece yaşama bu şekilde dört elle ve bedeniyle sarılan bir bayan sürdürebilir!”


Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Evde Kalmış” ve “Müzmin Bekar”: Önceki incelemelerimde değindiğim kadının sadece iki durumda varlığını kabul ettirdiğini dile getirmiştim. Bunlar : evlenmek ve anne olmak hatta adam anası olmanın kadının yerini toplumda daha sağlamlaştırdığı görüşünde bulunmuştum. Bu incelememde kitabımızında konusu olan evlilik müessesesi üstünde birazcık durup gerek kendi görüşlerim gereksede kitabın içerdiklerini ifade etmeye çalışacağım.
Kitabımızın kapağından adım atmak gerekirse adamın bir canavar yada ucube olarak resmedilmesi mevcut. Bu adamların tamamının bir ucube yada canavar bulunduğunun vurgusundan fazlaca adamın bence kadının gözünde evlilik kurumuyla bir tutulmasından dolayı bu şekilde resmedildiğini düşünüyorum. Kitabımızın içeriğine göz attığımızda 30 öyküden oluşan ve her öykü: “ Ben bir … karısı olsaydım eğer…” diye devam eden ve kadının kendini bir evlilik üstünden tanım etmeye çalmış olduğu öyküler okuyoruz. Bu öykülerin toplumu fazlaca iyi gözlemleyip gerçekçiğe asla uzak düşmediğini dile getirmek gerekir. Bir adamın eşi olarak kinizme iyi mi ulaşılır diye düşünmüyorsunuz inanırım hanımefendiler bundan dolayı birebir yaşamın gerçeği bu maalesef fakat adam okurlar için bir ihtimal bazı şeylere anlam kazandırır bu kinizm şahaseri . Peki bayanı hakikaten bazı roller üstünden değerlendirmek doğru mudur? Kanımca tüm indirgemeler yanlış sonuca ulaştırır. Mantık alanında tüm tümdengelimler doğru sonuca ulaştırırken tümevarımlar için bu sonu dile getirmek maalesef yanlış sonuçlar vermektedir. Bir hanım kimlerin karısı olur sorusuna yazar: “Bir ayyaşın karısı olmak… bir apartman kapıcısının karısı… bir tornacının… bir cücenin… bir imamın… bir kuryenin… bir marangozun karısı… gardiyanın karısı… kasabın karısı… çok genç bir adamın karısı… ince ruhlu bir adamın karısı… bir işçinin karısı… avare bir adamın… bir adamın ikinci karısı… bir demiryolcunun karısı… bir tüccarın… bir sünepe adamın… bir emeklinin… bir oburun… bir lüzumsuz adamın… bir şoparın… ilkaşkının karısı… bir saz aşığının… bir kader kurbanının… yakışıklı bir adamın karısı… bir şairin karısı… yaşlı bir adamın karısı… bir garibanın… babasının karısı… ya bir de oğlunun…” benzer biçimde yanıtlar vermekte Hatice Meryem.
Kitaba da adını veren aslen fazlaca klişe olan mahalle baskısının dillendirilmiş hali “A kızım, sinek kadar kocan olsun, başında bulunsun; sinek kadar olsun ama olsun…” ifadesi. Peki kadının evlenmesi eğer olmazsa olmazlardan mı? Maalesef hanımefendiler belli bir yaştan ( bu yaş haddi fazlaca net olmadığından bir sayı ile ifade etmedim, edilmesininde doğru olmadığı düşüncesindeyim ) sonrasında coğrafi ve mekânsal şartlarında odak merkezi olmasıyla birlikte evlendirilme baskısı altına girmektedirler. Kadının buradaki tüm rolleri, statüsü, kimliği ve aidiyetleri farketmeksizin her hanım bu baskıyı tatmaktadır. Hatta bu baskı bir süreç olmasından dolayı bayanı ömrü süresince baskı altına almakta ve tabiricaizse ölüme dek sürmektedir. Bir kadının evlenmesiyle kalmayan çocuk, ev işleri, kadınlık görevleri ( ! )…ve daha nicesiyle.
“ Hayat Erkeği “ size neyi çağrıştırıyor? Hayatla savaşım eden, yılmayan, çalışan, direnen…Peki ya “ Hayat Kadını “ ifadesi ne çağrıştırıyor? Bunu bir düşünün ve aradaki zihniyetinizi bir sorgulayın. Bakmayın o şekilde siz temizseniz toplumun bu kadar kokuşmuş bulunduğunu iddia edemezsiniz. Bu kokuşmuş toplumu oluşturan yalnız dışarda bıraktıklarınız yada bıraktıklarımız değil içerdekilerde topluma dahil.
“ Evde kalmış “ ifadesinin hiç erkeklere dair kullanıldığına tanık oldunuz mu ya da ben dillendirirken aklınızdaki tasavvurunda ne geldiğinin farkında mısınız? Bir diğer tabir “ Müzmin Bekar “ ifadesi erkekler için kullanılır malum aslında kadının evlisi makbulken erkeğin bekarı yüceltilmekte hatta gıpta edilmektedir. Peki kadının bekarı ayıplanırken erkeğin bekarı neden yüceltilmektedir? “ Kız almak ” ifadeside genel anlamda sanki hanım bir mal bir meta halini almışta adam bir lütufta bulunuyormuşta bayanı kurtarıyor izlenimi vermiyor mu? Oysa kim alıyor kim veriyor yahu… Belli bir yaş haddini aşmak, evlenmek istememek, özgür ruhlu olmak, yalnızlığı sevmek, kişi olmak…ayıplanacak yada evde kalmış ifadesi benzer biçimde çirkin ithamlara yol açmamalı. Bunu ne yalnız dinle ne de yalnız ekonomik sistemle ne de yalnız siyasal sistemle…açıklayabiliriz bu hepsinin toplamının ürünü. Sadece birini düzeltmekle olacak bir şey değil hatta düzeltmenin bile yanlışlara yol açacağı görüşündeyim toptan bir zihniyet değişimi lüzumlu bu topluma. Bu sebeple maalesef maddi kültürün hızına tinsel kültür yetişememekte. Onun için “ Hız “ bir çok süre yozlaşmaya ve asimilasyona ve insanların üstünde arada kalmışlığa yol açmakta.
Yine uzun oldu galiba araştırma mevzular maalesef fazlaca derin ve ne kadar şey söylersek açıklayalım noksan kalıyor.
Kitapla kalınca dostlar. (bhmflzf)

Ben bir ayyaşın karısı olsaydım eğer… yağmurlu bir gecede, pencerenin kenarındaki sandalyeye ilişmiş, oluklardan akan suların sesinden türlü nağmeler duyar ve Allah’ın belası kocamı beklerken kapı süratli süratli tokmaklanırdı.
Ben bir apartman kapıcısının karısı olsaydım eğer… her akşam sarımsaklı yemekler pişirir, tüm apartmanı kokuya boğardım.
Ben bir marangozun karısı olsaydım eğer… sırla, sabırla dolu bir yaşantımız olurdu.
Ben ince ruhlu bir insanın karısı olsaydım eğer… muhtemelen ben de hâli, tavrı, duruşu, oturuşu pek narin, pek ince bir bayan olurdum.
Ben bir işçinin karısı olsaydım eğer… iki yakamız bir araya gelmezdi bir türlü.
Ben bir insanın ikinci karısı olsaydım eğer… her şeyden ilkin ilk karısını, o ilk bayanı karalamamak icap ettiğini adım benzer biçimde bilirdim.
Ben bir demiryolcunun karısı olsaydım eğer… istasyon binasına bitişik kulübelerden birinde yaşıyor olurduk.
Ben bir emeklinin karısı olsaydım eğer… emekli olduğu günden beri kendini salondaki eşyalardan biri, dahası en kıymetli sanan kocamla başım belada olurdu.
Ben bir oburun karısı olsaydım eğer… büyük olasılıkla çocuklarımızda obur olurdu.
Ben bir şoparın karısı olsaydım eğer… güya babam bu şopara varmamı istememiş olurdu da, ben firar etmiş olurdum.
Ben oğlumun karısı olsaydım eğer… şaşacak bir şey yok bunda, her hanım bir oğul doğurduktan sonrasında, kocası ‘dost’u olur doğallıkla….
Fazlaca güzel bir mevzu seçimi, görkemli bir kitap adı, yormayan bir yazım seçimi… Başlıklar dikkatinizi çektiyse alıp okumalısınız, çekmediyse sayfayı kaydırıp başka incelemelere ve alıntılara geçebilirsiniz. (BrsnKs)

Eğer bir…. karısı olsaydım, diye süregelen bir cümlenin boşluğunu dolduruyor yazar. Kadınların neredeyse her türden erkeklerle olan evliliklerinden, ilişkilerinden dolayı başlarına gelmiş, gelen, gelecek olan şeyleri, birazcık da (kara) mizahi dille konu alıyor.
Her öyküsünde dokunurmaları var yazarın. Yalnız kalan hanımefendiler, hor görülen, ikinci derslik olarak görülen, cinsellik objesi halinde kabul edilen hanımefendiler bunlar. Hem bayanların hem adamların kendilerini tanımlayabileceği yazılar. İçlerinden biri de bir ihtimal sizsiniz, biziz. (Sîdar Ronahî)


Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun PDF indirme linki var mı?


Hatice Meryem – Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hatice Meryem Kimdir?

1968 Kasım’ında İstanbul’da hayata merhaba dedi. 9 Eylül Üniversitesi İİBF Mali­ye Kısmı’nden mezun oldu. Üç buçuk yıl bir bankada çalıştı. 1994 senesinde mesleği­ni bırakıp Londra’ya gitti. Orada temizlikçilik, çocuk bakıcılığı, ütücülük, gazete da­ğıtıcılığı benzer biçimde çeşitli işlerde çalıştı. 1996-2001 yıllan içinde Öküz dergisinin Genel Yayın Koordinatörlüğü’nü yapmış oldu. 1999 senesinde Varlık dergisinin düzenlemiş olduğu “Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri Yarışması”nda “Siftah” adlı öyküsü öykü branşında dik­kate kıymet bulunmuş oldu. 2000 senesinde Siftah adlı öykü kitabı Varlık Yayınlan’ndan çıktı. Öyküleri Varlık ve E dergisinde yayımlandı. Amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun adlı kitabı 2002 senesinde yayımlanmış ek olarak Ankara Devlet Tiyatrosu tarafınca sahneye konmuştur. 2008 senesinde İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar, 2013’te ise Beyefendi adlı kitapları İletişim Yayınları tarafınca yayımlanmıştır.


Hatice Meryem Kitapları – Eserleri

  • Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?
  • Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun
  • Yetim
  • Aklımdaki Yılan
  • İnsan Kısım Kısım, Yer Damar Damar
  • Beyefendi


Hatice Meryem Alıntıları – Sözleri

  • beklemekten yorulunmaz beyefendi
    beklemek en eski düşünme biçimi
    beklemek ağır aksak bir isyanın adı (Beyefendi)
  • Terliklerini sürüye sürüye geliyor yanına. Hep bu şekilde yapar. Sürür terliklerini. Sırf onun yüzünden sürüyen terlik sesini seviyorsun. Onu ve onun sevilmiş olduğu her şeyi seviyorsun. Varlığın onun varlığıyla sadece bir anlam kazanabiliyor. Onsuz bir hiçsin. Buna kalben inanıyorsun. (Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?)
  • İnsan yavrusu annesiz hayatta kalamıyor, ölüyor dedim. Annelik, insan soyunun sürmesi için en elzem kaynak, en önemli vazife dedim. Bu önemli vazife kesinlikle cinsiyet farkı gözetilmeksizin insanlığın geleceği için yeni baştan ele alınmalı dedim. Günümüz dünyasında ebeveynlerin çocuklarına -bilerek ya da bilmeyerek- etmiş olduğu zulmün haddi hududu yok, kim bilir en doğrusu evlatları anne babaların insafına bırakmamaktır, kim bilir tarçın ve süt kokulu evler inşa edilmeli, kim bilir çocuklar oralarda bolca oranda şefkat duygusu yüklenilmiş robot ebeveynler tarafınca büyütülmelidir dedim. Hem böylece insanlık ilk kez çocukluğunda yara almamış, aile içi şiddete maruz kalmamış, sertliği aileden görüp tanımamış bir kuşakla tanışmış olur dedim. Dedim de dedim. (Yetim)
  • …yaşam gaddar, bu kadar yufka yürekli olma yiğidim… (Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun)
  • evde her an her dakika bir cinayetin işlenebileceğini söylerdim. “yok artık!” der, abarttığımı söylerlerdi. ebeveynlerimin birbirlerini fazlaca sevdiklerini, işte bu yüzden bu şekilde şiddetli kavgalar ettiklerini söylerlerdi. şaşkına uğrardım. göz bakılırsa bakılırsa yaklaşan bir cinayeti önleyebilecekken hiçbir şeyin yapılamayışına. insanlığa inancımı kaybettiğim zamanlardı. (Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?)
  • Huzursuzluğun o an büstünü meydana getirecek olsalar, bu siz olurdunuz. (Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?)
  • Benim ol, yaşatayım kız seni.. (Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?)
  • “2009 senesinde tv ekranlarında devrin hakkaniyet bakanı çıktı ve deklare etti. O yıl adam şiddetiyle öldürülen hanım sayısı 963’tü. Bu, o yıl terörle harpte ölenlerin sayısından fazlaydı.” (Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?)
  • “istersen babanın evine dön Filiz, tekrardan evlenirsin, çocuğun da olur hem!” derdi. “Yok,” derdim, “Yok, ben bir yere gitmem, yanından ayrılmam, nasıl yapsak kadir Mevla’m bu şekilde uygun görmüş, hem belli mi olur yaradanım işi, sen bakma doktora, nice doğuramayan hanım ansızın çatır çatır doğuruyor, nice… ” (Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun)
  • Sevgi kimi zaman gözüme ne kadar itici görünüyordu. (Yetim)
  • (…) onu görünce içimde kurumaya yüz tutmuş bir çıranın tutuştuğunu hissettim. (Aklımdaki Yılan)
  • Kozluk’ta bir bayan yatak yatak hastaysa, değil bir komşusu, padişah gelse kılını kıpırdatmazdı ve inim inim inleyerek daha da perişan ederdi kendini.Yatağın yorganın hakkını verirdi.Bir konuk,bir yabancı benzer biçimde durmazdı içinde.Bir kardeş benzer biçimde sarılırdı yorgana.Mezara girer benzer biçimde gömülürdü yatağa.Yastık ne tarafta, çarşaf ne yanda bilmezdi asla!Yolunu şaşırmış bir yolcu benzer biçimde gözlerini kaydırır, müebbet hapse mahkûm biri benzer biçimde umutsuzca susar, ziyaretçilerine anlatacaklarını aralayabildiği gözleriyle anlatırdı yalnız. (İnsan Kısım Kısım, Yer Damar Damar)
  • İnsan kendine söz geçirmez, geçiremezse başkaları diş tırnak geçirir, bunu bilmiyor muydum? (Yetim)
  • Kabusların gerçeğe, gerçeklerin kabusa dönüstugu zamanlardi. (Yetim)
  • Evliliğinde acıdan başka bir şey bulmayan bir bayan, kızına birlikteliği telkin etmemeliydi. (Aklımdaki Yılan)
  • kentleri aldık
    bilinçaltımızın kabesi yaptık
    köy ölüm bundan dolayı beyefendi
    kelimelerimizin kentindeyiz
    burada sizinle yanyanayken bile (Beyefendi)
  • Beklemekten yorulunmaz beyefendi
    Beklemek en eski düşünme biçimi
    Beklemek ağır aksak bir isyanın adı (Beyefendi)
  • kadınlık destanının ilk mısraı
    “erkekleri seviniz”
    başımızın üstünde yeriniz var beyefendi
    ikinci mısra-ı da şöyleki
    “kelimelerini de
    size kaba davranana kadar
    ve hoşnut edenlerini
    tutun kıymetli yatağınızda
    diğerlerini çalıştırın ey hanımlar
    tarlaya ırgat verin
    başka ne işe yararlar
    yatakta mutlu etmedikçe sizi
    biz sizi memnun etsin diye yarattık onları”
    yatak sıhhat sıhhattir beyefendi
    neşedir yaşamın ta kendisidir
    yatağına haiz çıkacak yeni hanım beyefendi
    bir an ilkin edinecek kendine ilişik bir yatak
    yoksa altına kaçıracak
    daha kaç nesil daha (Beyefendi)
  • oturup karşılıklı birer kahve içsek
    unutsak kaldığımız bölgeleri
    unutsak kaldığımız yerlerdeki tüm kelimeleri (Beyefendi)
  • Ben oğlumun karısı olsaydım eğer… şaşacak bir şey yok bunda, her hanım bir oğul doğurduktan sonrasında, kocası ‘dost’u olur doğallıkla. (Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş