Eğitim

Siyasi İdeolojiler – Andrew Heywood Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Siyasi İdeolojiler – Andrew Heywood Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Siyasi İdeolojiler kimin eseri? Siyasi İdeolojiler kitabının yazarı kimdir? Siyasi İdeolojiler konusu ve anafikri nedir? Siyasi İdeolojiler kitabı ne konu alıyor? Siyasi İdeolojiler PDF indirme linki var mı? Siyasi İdeolojiler kitabının yazarı Andrew Heywood kimdir? İşte Siyasi İdeolojiler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Andrew Heywood

Çevirmen: Levent Köker

Yayın Evi: BB101

İSBN: 9786059802062

Sayfa Sayısı: 417


Siyasi İdeolojiler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Siyasî ideolojiler üstüne yazılmış bu rehber kitabın güncellenmiş beşinci edisyonu, dünya siyasetine yön vermiş ve onu şekillendirmiş siyasî öğreti ve kuramlara kolay anlaşılabilir bir giriş sunmaktadır.

Liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm şeklinde 19. Yüzyıl ideolojilerinin yanısıra feminizm, ekolojizm ve siyasal İslam şeklinde “yeni” ideolojileri de içeren geniş bir yelpazeyle, Heywood, her ideolojinin hem tarihsel gelişiminin hem de bunların modern siyasî hareketler, partiler ve hükûmetler üstündeki etkilerinin kolay bir açıklamasını yapmaktadır. Yazar, ideolojilerin kendilerine özgü fikirleri ve değerleriyle birlikte bu ideolojilere mensup değişik akımları ve bunlar arasındaki iç gerilimleri de vurgulamıştır.

Bu yeni edisyon oldukça-kültürlülük ve yeni muhafazakarlık şeklinde günümüzdeki anahtar meselelerin kapsamlı bir incelemesiyle tamamıyla gözden geçirilmiş ve güncellenmiştir. Andrew Heywood’un benzeri olmayan talebe-dostu yazım stilinin yanına her bölümde tahsil özellikleri de eklenmiştir.

-İdeoloji İncelemeleri ideolojilerin doğasını ve onların başlıca mevzularını ana hatlarıyla incelemektedir.

-Sayfa kenarlarındaki lügat tanımları, anahtar kavramlar hakkında kısa bir referans açıklaması yapmaktadır.

-Her ideolojinin “Başlıca İsimleri” kutuları mühim düşünürler ve onların mühim fikirleriyle ilgili detaylı data vermektedir.

-“Anahtar Kavram” kutuları mühim fikirleri keşfedip ayrıntılarıyla incelemektedir.

-Her ideoloji “Üstüne Bakış Açıları” ve “İçindeki Gerilimler” kutuları ideolojik geleneklerin kendi içindeki ve birbirleri arasındaki farklılıkları ele almaktadır.

-Her bölüm sonunda yer edinen “Tartışma Soruları” bölümün pekiştirilmesini sağlamaktadır.

-Bölüm sonunda yer edinen “Okuma Önerileri” ise mevzu hakkında daha derinlemesine araştırma yapmak isteyenlere rehberlik sunmaktadır.

(Tanıtım Bülteninden)


Siyasi İdeolojiler Alıntıları – Sözleri

  • İktidar yozlaştırır; mutlak iktidar kesinlikle yozlaştırır.
  • Anarşizmin kökeninde insan doğasının iyiliğine, en azından potansiyel iyiliğine duyulan ütopik bir kabul yatmaktadır.
  • Siyasî bir amentü olarak liberalizm, muhtemelen 19. Yüzyıldan ilkin varolmamıştı fakat libera­lizm, daha önceki üç yüzyılda gelişen fikirler ve teorilere dayandırıldı. Liberal fikirler, Avrupa’da fe­odalizmin çöküşü ve onun yerine gelişen bir piyasa toplumunun yada paracı toplumun bir sonu­cu olarak ortaya çıktı. Biroldukça açıdan liberalizm, mutlak monarkların ve arazi sahibi aristokrasinin yerleşik iktidarı ile çatışma hâlindeki büyüyen orta sınıfın özlemlerini yansıtıyordu. Liberal fikirler radikaldi: Bu fikirler, temel reformlar hatta bazen devrimsel değişimi talep ediyordu.
  • Her dönemde yönetici sınıfın fikirleri, egemen fikirlerdir. Yani, toplumun maddî gücüne hükme­ den derslik, bununla beraber egemen entelektüel güçtür.( Marx/Engels)
  • Anarşizm devlet sistemini çözümleme ederek, baskı ve zorlamanın iyi mi ortadan kaldırılabileceğini çözümlemektense içgüdüsel olarak özgürlüğe ve özerkliğe yönelen, kalben etik varlıklar olan insanların bu özelliklerini harekete geçirmek için enerjisini harcar.
  • “‘Bugüne kadar mevcud toplumların zamanı derslik mücadelesinin tarihidir.”
  • Özgürlük, John locke’ın da belirttiği şeklinde bir tek “hukukun boyundurluğu”nda varolabilir; “Hukuk olmayan yerde, özgürlük de olmaz.”
  • Özgür­lük sınırsız olduğunda, bir “ruhsat”a, diğerlerini rahatsızlık etme hakkına dönüşebilir. John Stuart Mill, (On Liberty (Özgürlük Üzerine, [1859] 1972, s. 73) adlı eserinde, “medenî topluluğun herhangi bir üyesinin iradesine rağmen üzerinde kullanılabilecek meşru gücün yegâne amacı, “di­ğerlerine zarar vermesini engellemek”, bulunduğunu öne sürer. Mill, bireylerin mutlak özgürlük kulla­nacakları “kendileriyle ilgili” eylemler ile diğerlerinin özgürlüklerini kısıtlayabilecek ya da onlara zarar verebilecek “diğerleriyle ilgili” eylemler içinde net bir fark yapar. Mill, kişi üstünde, ki­şinin kendisine fizyolojik yada ahlâkî olarak zarar vermesini engellemek suretiyle tasarlanmış olsalar bile hiçbir kısıtlamayı kabul etmez. Bu türden bir görüşe nazaran mesela, otomobil sürücülerinin güvenlik kemeri takmalarını yada motosiklet kullanıcılarının kask takmalarını mecburi kılan yasalar yada bir ferdin ne okuyacağını ya da dinleyeceğini sınırlayan her tür sıkıdüzen kabul edilemez niteliktedir.


Siyasi İdeolojiler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

NEDİR BU SİYASET: YouTube kitap kanalımda bu kitabı önerdim:

Hitler’in Yahudi düşmanlığının sebebi neydi?

Bugüne kadar 8 aydan uzun bir ilişkim olmadı fakat bu kitabı tam 343 gün süresince yavaş yavaş okuyup bitirdim. 2018 yılına benim için siyasal mevzuda bir aydınlanma yılı oldu desem abartmış olmam.
Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okuduğum sıralar karşıma bazı kelimeler çıkıyordu. Liberalizm, muhafazakarlık vs… İşte Andrew Heywood’un Siyasi İdeolojiler kitabını edinmem de bu tür siyasal kelimelere karşı “Ne demek yahu bu kelimeler?” dememin sonucunda gerçekleşti.
Kitap, 12 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerin içinde ideolojinin kelime anlamı ve tarihsel evrimi, liberalizm, muhafazakarlık, sosyalizm, anarşizm, milliyetçilik, faşizm, feminizm, ekolojizm, dini köktencilik, oldukça-kültürcülük ve ideoloji teriminin küresel-modern boyutu mevzusunda açıklamalar bulunmaktadır. Kitabın sonundaki kaynakçada bulunan kitapları sayayım dedim, yoruldum. 300-350 arası bir sayıda kaynaktan yararlanılmış görkemli bir kitap bulunduğunu düşünüyorum.
Örnek olarak, eğer Hitler’e bir tek faşist deyip de geçmek istemiyorsan, faşizm kelimesinin kökenini, tarihsel gelişimini ve etkilediği devletleri, öteki siyasal görüşlerle olan karşılaştırmalarını ve kesişim kümelerini, bu görüşü korumak için çaba sarfeden siyasal liderleri de tanımak istiyorsan bu kitabı gönül rahatlığıyla edinebilirsin.
Yazarın herhangi bir siyasal görüşü anlatma metodunu özetlemek gerekirse anlatacak olursam bu kitabın iyi mi bir kitap bulunduğunu daha rahat anlayabilirsiniz. Örnek olarak, elimizde herhangi bir siyasal görüş bulunduğunu düşünelim. Bu siyasal görüşün kelimesinin kökeninden itibaren başlayıp eski uygarlıklarda bulunan karşılıklarını, tarihsel gelişimini, kişi ve cemiyet mevzusundaki ilişkilerini, tüm öteki siyasal görüşlerle olan karşılaştırmalarını, özgürlük, din, kültür ve bireye yaklaşım açısıyla olan tarihsel sürecini, piyasa tasarılarıyla bağlantılarını ve minimum 6 kişiden oluşacak halde de en mühim savunucularını bahsediyor desem yanlış konuşmuş olmam.
Diyeceğim o ki, siyasal görüşünüz ne olursa olsun objektif bir kitap okumak istiyorsanız tam olarak başucu yapabileceğiniz, doyurucu siyasal bilgiler içeren bir kitaptır. (Oğuz Aktürk)

Siyasi İdeolojiler: Andrey Heywood’un “Siyasi İdeolojiler” kitabını sanırım üçüncü kez okudum. Geçmişten günümüze tüm siyasal fikirlerin tarihçesini, nereden çıktığını, yapıtaşlarını, neler vaad ettiğini ve hangi neticeleri verdiğini oldukça güzel bir halde anlatmış. Bende bu okumanın üstüne kitabın bana düşündürdüklerini sizlerle paylaşmak istedim. Tabii ki siyasal ideoloji denince ilk akla gelen kavramlar; sosyalizm, komünizm, liberalizm ve liberalizmi ilke edinmiş ekonomik yapı kapitalizm…Ben bilhassa Sosyalizm ile Liberalizm arasındaki mücadeleye değinmek isterim
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birkaç ülke kural dışı dünyanın her yanında liberalizm ve kapitalizm hakim olmuş. Gerek toplumsal gerek ekonomik çevrede her geçen gün tesiri artmaya da devam ediyor. Liberalizm diyince bireyci,akılcı, adaletten yana, hoşgörünün hakim olduğu ve farklılıkların desteklendiği bir siyasal görüş akla gelir. Karl Marx ömrünü sömürüye ve adaletsizliğe karşı harcamışken onun öğretisini örnek alan Bolşevikler bu anlayışla iktidara gelip tam zıttı uygulamalar ile Karl Marx’ın onca senelik alın terini heba etmiştir bence. Bugün sol görüşlü akademisyenler, düşünürlerin anlattığı hak, hakkaniyet, adil gelir dağılımı,sınıfsız cemiyet hayalleri acaba ne kadar gerçekleşebildi öğrenilmesi ihtiyaç duyulan bir durum.
Marx’a nazaran iktidar işçi ve köylü sınıfın elinde olmalı ve üretim araçlarının mülkiyeti kolektif olmalıdır. Lenin uzun uğraşlar sonunda bunu gerçekleştirmeye yaklaştı. Evet yaklaştı diyorum zira; 1917 senesinde Çarlık Rusya’yı 150 kişilik bir grup ile indirip kendi ideolojisini kuran Lenin’in Rusya’sında bir çok şey Marx’ın anlattığı şeklinde tezahür etmedi. Bolşevik=Çoğunluk anlama gelir. 1917 senesinde meydana getirilen devrim ile Bolşevikler iktidara geldi ve kendilerini eleştirenleri, minik bir azınlığı dar ağaçlarında sallandırdı. Yaklaşık 70 küsur yıl ülke tek bir parti tek bir fikir seçimi tarafınca yönetildi. Halkın refahını ve mutluluğunu temin etmesi ihtiyaç duyulan sistem bizatihi fakirliğin ve mutsuzluğun deposu oldu. Yaratıcı zekayı ve özgür bireyi hapsetti. Kaynaklar insanoğlu için olması gerekirken, insanoğlu kaynaklar için çalışır duruma geldi. Düşünün ki uzaya astronot gönderen Sovyetler uzaya giden astoronotların dönüş harcaması merkezi yönetim tarafınca onaylanmadığı için bir süre astronotlarını uzayda bekletti ve ABD’nin yardımı ile dünyaya geri getirebildiler. İktidarı eleştiren düşünür ve yazarlar sınırdışı edildi, kimileri zindanlarda çürüdü, kimileri faili bilinmeyen adam öldürmeye kurban gitti. Devrim ile gelen iktidar ihtimaller içinde bir devrime karşı direndi. Kendi damarlarını tıkadı. Ben sosyalizm karşıtı değilim hatta haiz olduğu değerleri benimseyen bir insan olarak kim bilir dünyada refahın ve huzurun sağlanabileceği bir sistemin bu kadar yanlış bir halde tezahür etmesine kızgınım. Biz hep sistemi eleştirdik oysa eleştirmemiz ihtiyaç duyulan bizleri yönetenler olmalı…
Sovyet Rusya’nın dağılması demek Sosyalizmin enerjisini kaybedip yerini Liberal fikir akımına bırakması demekti. Peki 70 senelik başarısız bir Sosyalizm deneyiminden sonrasında Liberalizm insanlara ne sundu. Kanayan yaralar kapanmış oldu mı, refah ve mutluluk adil bir halde dağıtıldı mı diye sorarsanız heralde son 20 yılda yaşananları göz önünde bulundurursak yanıt apaçık ortada. Kamu mülkiyetini korumak için çaba sarfeden Sosyalizm üretim artışında tertipli bir artış sağlayamamış, değişik verimlilikteki işçilerin performansları adil bir halde değerlendirilmemiştir. Peki liberal bir ekonomide bu sağlanmış mıdır? Üretimi artırıp maliyetleri düşürmek adına ucuz işgücünün olduğu yerlerde üretim tercih ediliyor. Çalışanların tutarı geçimlik düzeyde tutulmaya devam ediyor. Son 20 yılda hız kazanan özelleştirme terimi bence bir sömürü aracı olarak kullanılıyor. Aslında özelleştirme ile amaçlanan devlet bütçesindeki hantallığı azaltmak, verimliliği arttırmaktır. Normal de kurumların çalışanlara satılması özelleştirmenin aslolan amacıdır. Böylelikle çalışanlar hem emeklerinin karşılığı olan tutarı alacak hem de kardan hisse alacaklardır. Böylece gelir dağılımı düzelecek, verimlilik süreklilik kazanacaktır. Şu sebeple çalışanlar işletmelerinin daha çok kar etmesi için daha fedakâr emek vermeyi tercih edeceklerdir. Fakat Liberalizm bu kavramın da içini boşaltıp, sömürmüştür. Bugün kamu işletmelerinin özelleştirilmesinin en büyük sebebi aşırı siyaset ve önlenemez zarar olgusudur. Hadi aşırı bürokrasiyi anladık peki zarar etme olgusuna ne demeli. Kamu kesiminin amacı aslına bakarsan kar elde etmek değil toplumsal hakkaniyet ve refahı sağlamaktır. Bundan dolayı kamu kurumlarının bazılarının zarar etmesi olağan bir durumdur. Bilhassa stratejik öneme haiz olan alanlarda bu böyledir.
Bugüne baktığımızda ben ve benim jenerasyonum Sosyalizmin etkili olduğu dönemde yaşamadık. Ama okuduk, araştırdık, canlı tanıklarından dinleme fırsatı bulduk O gün ile bugün içinde değişen nedir? O gün ideoloji uğruna savaşlar vardı, bugün kıymetli yeraltı kaynakları adına (sözde demokrasi getireceğiz yalanı) harp var. O günde demokrasi için çabalayanlar hapiste yada ölü, bugünde. İşçiler ve emekliler güç bela geçiniyor. Afrika’daki çocuklar hala aç ve yaşam savaşı veriyor. Peki o gün sosyalizme karşı duranlar bugün yaşananlara niye ses çıkartmıyor? Ya biz seslerini duymuyoruz ya da bir köşede düzmece mutluluğun keyfini çıkartıyorlar. Modern toplumlar, düzmece gereksinimler üretmekle birlikte, insanları gözü doymaz tüketicilere dönüştürmenin yanında, yaygın aptallaştırıcı refahın yayılmasıyla hem eleştiri hem de karşıt görüşü felce uğratmıştır…
Velhasıl kelam bu kadar sözün peşinden görevli olarak siyasal ideolojileri, soyut fikirleri ve ölmüş adamları eleştirmek işin kolayına kaçmaktır. Yanlış olan sistem değil, biziz. Ne demişler; iktidar yozlaştırır, mutlak iktidar kesinlikle yozlaştırır. (Murat Koçhan)

Nedir bu ideoloji ??: İdeoloji nedir ? Sağ sol ayrımı nedir ? Hangi ideoloji neyi anlatır ? Kaç tane ideoloji var? İdeolojilerin başlıca düşünce babaları kimdir ?
Gibi soruların cevabı bu kitapta bu kitaba 20/10 versem yeridir zira vatanımızda en küçük fikri olan politikacı ekonomist olduğu icin bu kitabın okunmasından yanayım zira ilkin ideolojinin ne oldugu hangi görüşlerin iyi mi oluştugu neyi savunduğu neyi anlatmak istediğini oldukça temiz ve yansız anlatmış .
– olarak diyebileceğim tek şey kimi zaman ders kitabı okuyormuşum şeklinde hissettirdi
Kitapta bulucağınız görüşler
-liberalizm
-sosyalizm
-muhafazakarlık
-milliyetçilik
-faşizm
-feminizm
-çevrecilik
-dini köktencilik (köktencilik islam ve hristiyan sağ ek olarak hindu terör örgütleri)
-çok kültürcülük
-sonnculuk(idolojinin sonu)
Gibi şeklinde her bölümde görüşler incelenmiş açıkcası siyasete ilgisi olan insanoğlu okumalı türkiyede yaşıyan genci yaşlısı aslına bakarsan çoğumuz gündem ve siyasetin içindeyiz o yüzden güzel bir kaynak temeli bunla atıp sonrasında kitabın icindeki tavsiye kaynakları okuyarak dahada derin okumalar yapabilirsiniz kitap her ideolojinin sonunda kaynak kitapta öneriyor iyi okumalar (Kemal Gündoğdu)


Siyasi İdeolojiler PDF indirme linki var mı?


Andrew Heywood – Siyasi İdeolojiler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Siyasi İdeolojiler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Andrew Heywood Kimdir?

Andrew Heywood, önde gelen bir politika bilimi ders kitabı yazarıdır. Britanyalı olan Heywood, Croydon Col­lege’ın destek müdürlüğü ve Orpington College’da yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. 20 yılı aşkın bir süre çeşitli üniversitelerin Siyaset Bilimi bölümlerinde dersler verip bölüm yöneticiliği görevlerinde bulun­muştur. Şu anda yayınevlerine danışmanlık yapmaktadır.


Andrew Heywood Kitapları – Eserleri

  • Siyaset
  • Siyasi İdeolojiler
  • Küresel Siyaset
  • Siyasetin Temel Kavramları
  • Siyaset Teorisine Giriş
  • Global Politics


Andrew Heywood Alıntıları – Sözleri

  • Anarşistlere nazaran devlet, kuvvetli olanın, mülk sahiplerinin ve ayrıcalıklı olanın çıkarları doğrultusunda işleyen yasallık kazandırılmış bir baskıdan başka bir şey değildir. (Siyasetin Temel Kavramları)
  • Gaiptan sesler duyan iktidardaki deli insanoğlu,aşırılıklarını ,bazı bilimsel niteliği olan yazarlarını birkaç yıl ilkin yazdıklarından damıtıyorlar. (Küresel Siyaset)
  • Eğer oy kullanma herhangi bir şeyi değiştirseydi onu ortadan kaldırırlardı.
    Ken Livingston (Siyaset)
  • “Hiç bir insan başlı başına bir ada değildir, her insan kıtanın bir parçasıdır, bütünün bir parçası.” (Siyasetin Temel Kavramları)
  • Mesela ‘Rationalism in Politics’ ([1962] 1991) adlı denemesinde Michael Oakeshott (bkz.s170) tutucu olmayı, ‘aşina olunanı bilinmeyene, deneyim edilmişi denenmemişe, vakıayı muammaya, mevcudu muhtemele, sınırı olan olanı sınırsıza, yakını uzağa, kafi olanı mebzule, uygun olanı mükemmele, mevcut luğu ütopik mutluluğa tercih etme’ olarak tanımlar. (Siyaset Teorisine Giriş)
  • “Amerika 11 Eylül’de değişmedi. Sadece daha çok kendisi oldu.”
    Robert Kagan (Küresel Siyaset)
  • “Toplumsal varoluş, bilinci belirler.” (Siyasetin Temel Kavramları)
  • Özgür­lük sınırsız olduğunda, bir “ruhsat”a, diğerlerini rahatsızlık etme hakkına dönüşebilir. John Stuart Mill, (On Liberty (Özgürlük Üzerine, [1859] 1972, s. 73) adlı eserinde, “medenî topluluğun herhangi bir üyesinin iradesine rağmen üzerinde kullanılabilecek meşru gücün yegâne amacı, “di­ğerlerine zarar vermesini engellemek”, bulunduğunu öne sürer. Mill, bireylerin mutlak özgürlük kulla­nacakları “kendileriyle ilgili” eylemler ile diğerlerinin özgürlüklerini kısıtlayabilecek ya da onlara zarar verebilecek “diğerleriyle ilgili” eylemler içinde net bir fark yapar. Mill, kişi üstünde, ki­şinin kendisine fizyolojik yada ahlâkî olarak zarar vermesini engellemek suretiyle tasarlanmış olsalar bile hiçbir kısıtlamayı kabul etmez. Bu türden bir görüşe nazaran mesela, otomobil sürücülerinin güvenlik kemeri takmalarını yada motosiklet kullanıcılarının kask takmalarını mecburi kılan yasalar yada bir ferdin ne okuyacağını ya da dinleyeceğini sınırlayan her tür sıkıdüzen kabul edilemez niteliktedir. (Siyasi İdeolojiler)
  • “Tartışma, kavga ve harp her halükarda olacaktır.” (Siyaset Teorisine Giriş)
  • “Fakat kimi zaman siyasetçilerin hiçbir şey söylemeden sözü yuvarlayarak konuşmaları hem cehaletlerinin ortaya çıkmamasını hem de yanlış anlaşılmaktan kaçınmalarını sağlamaktadır.” (Siyaset Teorisine Giriş)
  • Anarşizm devlet sistemini çözümleme ederek, baskı ve zorlamanın iyi mi ortadan kaldırılabileceğini çözümlemektense içgüdüsel olarak özgürlüğe ve özerkliğe yönelen, kalben etik varlıklar olan insanların bu özelliklerini harekete geçirmek için enerjisini harcar. (Siyasi İdeolojiler)
  • İnsan doğası gereği siyasal hayvandır.
    Aristoteles, Siyaset (Siyaset)
  • Savaş ve ahlâk arasındaki ilişki mevzusunda üç genel tutum benimsenebilir. Reelpolitik, savaşın siyasî bir davranış olarak ahlâkî haklılığa gereksinim duymadığını ileri sürer. Haklı harp teorisi, yalnızca haklı gerekçelerle başvurma ve hakkaniyete uygun şekilde yürütme mevzularındaki ahlâkî ilkelere uygun olduğu durumlarda savaşı haklı görür. Pasifizm, savaşın gereksiz bir fenalık bulunduğunu ve hiçbir vakit haklı gösterilemeyeceğini ileri sürer. (Küresel Siyaset)
  • Hakikatten ‘tarihin sonu’ teorisyenleri 20. yüzyılın sonlarında komünizmin çöküşünü liberal demokrasinin evrensel ve nihai zaferi olarak yorumlamışlardır. (Siyasetin Temel Kavramları)
  • “‘Bugüne kadar mevcud toplumların zamanı derslik mücadelesinin tarihidir.” (Siyasi İdeolojiler)
  • İlke şu varyasıma dayalıdır: İnsanlar doğaları gereği egoist olduklarından , tüm yönetim sistemleri tiranlaşma ve baskıcı olma eğilimindedir. (Siyasetin Temel Kavramları)
  • Sosyal demokrat devlet, bir tek tertipli var oluşun koşullarını ortaya koymaktan oldukça, bilhassa, bir piyasa ekonomisinin dengesizliklerini ve adaletsizliklerini düzeltmeye destek olan etken bir katılımcıdır. (Siyaset)
  • Her dönemde yönetici sınıfın fikirleri, egemen fikirlerdir. Yani, toplumun maddî gücüne hükme­ den derslik, bununla beraber egemen entelektüel güçtür.( Marx/Engels) (Siyasi İdeolojiler)
  • Sosyalizmin ahlâki enerjisini insanların neye benzediklerine değil ne olma kapasitesine haiz olduklarına duyduğu ilgiden gelir. (Siyasetin Temel Kavramları)
  • Gaipten sesler duyan iktidardaki deli insanoğlu, aşırılıklarını bazı bilimsel niteliği olan yazarların birkaç yıl ilkin yazdıklarından damıtıyorlar. (Küresel Siyaset)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş