Eğitim

Heyulanın Dönüşü – Yiğit Bener Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Heyulanın Dönüşü – Yiğit Bener Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Heyulanın Dönüşü kimin eseri? Heyulanın Dönüşü kitabının yazarı kimdir? Heyulanın Dönüşü konusu ve anafikri nedir? Heyulanın Dönüşü kitabı ne konu alıyor? Heyulanın Dönüşü PDF indirme linki var mı? Heyulanın Dönüşü kitabının yazarı Yiğit Bener kimdir? İşte Heyulanın Dönüşü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Yiğit Bener

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750721779

Sayfa Sayısı: 360


Heyulanın Dönüşü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kitaplarıyla edebiyatımıza emsalsiz katkılarda bulunan Yiğit Bener, yeni romanı Heyulanın Dönüşü’yle Can Yayınları’na katılıyor.

Heyula, kendisine bu adı veren bir anlatıcı. Ülkesini terk etmek zorunda kalmış, yaşamını orada yitirmiş, sonrasında bu dünyaya geri gelmiş bir hayalet. Ülkesine dönüyor ve kendi ağzından bizlere kendi yaşamını konu alıyor, yaşamı ve ölümü sorguluyor. Yaşamın anlamı nedir? Dostlarımızla, ailemizle, içine doğduğumuz toplumla iyi mi, ne süre hesaplaşacağız?

Heyula’nın Dönüşü’nün, bildiğimiz romanlara benzemeyen bir kurgusu var. Olay örgüsüne, karaktere dayalı bir metin değil önümüzdeki. Yaşamın mizahını olmasıyla birlikte acısını da bütünüyle değişik bir gözle okuruna aktaran bir antiroman…


Heyulanın Dönüşü Alıntıları – Sözleri

  • Belki o süre yaşam denen bu oldukca kıymetli ve biricik zamanı saçmalıklarla doldurup boşa harcamaktan vazgeçmeyi başarabiliriz.
  • Gündelik dertlerimizi ölümün şaşmaz ölçeğine vurduğumuzda derhal görürüz, şu kısa ömrümüzde ne kadar gereksiz şeyi dert edinip, ne kadar oldukca anlam ifade etmeyen şeyin peşinden koştuğumuzu! Değer mi?
  • Sükutu ikrardan mı geliyordu, güvenli olamadım.
  • Anlaşılan, kati tedavi ya da aşı bulmadıkça kurtuluş yok küresel salgından. Çaresiz, kendi vahamızı kendimiz yaratıp direnmeye çalışacağız, umar bulunana dek.
  • Heyulalık umarsız bir arayıştır, onulmaz bir yara: köklerinden koparılmış, tekinsiz bir varoluş.
  • Belleğini yitiren toplumlar, aynı ilkellik ve kan gölünde boğulmaya mahkumdurlar.
  • Her doğum günümde “çoğu gitti azı kaldı” diye takılır kadim dostum
  • Sanki hepimiz bir başkasının yabancısı, kısaca ötekinin “barbar”ı değilmiş şeklinde…
  • Hepimizi bekleyen kaçınılmaz son bellidir: Herkes, eninde sonunda unutulmaya mahkûmdur; ille hatırlanmak için utanç verici işlere kalkışanlar bile…


Heyulanın Dönüşü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

2011’de basilan Heyyulanin Donusu 2012 de Orhan Kemal Roman Armagani’ni kazandi. Ve hey gidi Yigit Bener bu adı nereden animsiyorum derseniz Gecenin Sonuna Yolculuk derim Yigit Bener Gecenin Sonuna Yolculuk cevirisi ile 2002 Dunya Kitap Yilin Ceviri Odulu’nu kazandi.
Yigit Bener Heyula’nin Donusu!! Bu kitabi okuyun dostlar!! (Ebru Aykaç Takipçisi)

Antiroman: Hızlanan kalp atışlarımı hissediyorum şundan dolayı kitabın kahramanı Heyula, ülkesini terk etmek zorunda kalmış, yaşamını orada yitirmiş,sonrasında bu dünyaya geri gelmiş bir hayalet…
41. Orhan Kemal Roman Ödülünü Yiğit Bener’e kazandıran romandır.
“Heyulanın Dönüşü” antiromandır.
Antiroman, geleneksel roman formundan uzak durmaya çalışan ve geleneksel roman ifade biçimine bir tepki sonucu ortaya çıkan bir anlatı türüdür. Aklınızda bulunsun. (Sevda hayatt)

Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, kesinlikle son kitabı olmayacak. Kitap bir roman aslına bakarsak fakat daha oldukca yazarın düşüncelerini özetleyen bir tecrübe etme kitabına benziyor. Maceralı, vakası örgüsü barındıran bir roman bekliyorsanız kitabından sıkılabilirsiniz. Kitap süresince yazarın fikirleriyle kendi fikirlerimin ne kadar benzeştiğini gördüğümden midir bilmiyorum kitabı okumak hakkaten bana oldukca zevk verdi, oldukca sevmiş olarak okudum. Fakat kitap içinde ne olduğu ve fikir seçimi sebebiyle her insana hitap etmiyor hatta bazıları yanlış ya da oldukca can sıkan bulabilir. Ayrıca tüm günü kitap okuyarak geçirmek istiyorsanız bu kitap doğru tercih olmayabilir.
“Heyula yalnızca farklı olandır, farklı hissedip farklı söyleyendir.” Yazarın anlattığı Heyula şeklinde insanların daha oldukca olmasını arzu ederdim, okurken de düşünmeden edemedim: Ben de mi bir heyulayım?
Keyifli okumalar. (Kahveli Kitap)


Heyulanın Dönüşü PDF indirme linki var mı?


Yiğit Bener – Heyulanın Dönüşü kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Heyulanın Dönüşü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yiğit Bener Kimdir?

Yiğit Bener, 1958 senesinde Brüksel’de dünyaya geldi. Yazar Erhan Bener’in oğlu, Vüs’at O. Bener’in yeğenidir. Evli ve bir kızı olan Bener, İstanbul’da yaşamaktadır.

İlk ve orta öğrenimini Paris ve Ankara’da tamamladıktan sonrasında, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okudu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonrasında son derslik öğrencisiyken eğitimini yarım bıraktı; on yıl süresince Brüksel ve Paris’te yaşadı. Çocuk bakıcılığı, mecmua yöneticiliği, göçmen sorunları danışmanlığı, çevirmenlik şeklinde işlerde çalıştı. Halen yazarlığın yanı sıra ustalaşmış konuşma tercümanı olarak iş koşturmacasındadır. Meslek örgütleri TKTD ve AIIC’de yöneticilik yapmış oldu. Boğaziçi Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde Konferans Tercümanlığı Yüksek Lisans programında öğretim görevlisidir.

İlk öyküsü Yabancı, 1991’de Uygar Türk Dili dergisinde gösterildi. Louis Ferdinand Céline’in Gecenin Sonuna Yolculuk adlı romanının çevirisiyle 2002 Dünya Tercüme Ödülünü aldı. 2012’de romanı Heyulanın Dönüşü ile Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazanmıştır. Öykü kitabı Diğeri Kabuslar, 2010 senesinde Célin Vuraler tarafınca Autres cauchemars adıyla Fransızcaya çevrildi. Sanal edebiyat dergisi İktidarsız’ın kurucularından ve yazarlarındandır.


Yiğit Bener Kitapları – Eserleri

  • Diğeri Kabuslar
  • Kırılma Noktası
  • Acı Portakal
  • Diğeri Düşler
  • Eksik Taşlar
  • Heyulanın Dönüşü
  • Kusursuz Gezinti
  • Yaramaz Babamla Beter Amcamın Maceraları
  • Simultane Cinnet
  • Özgür Rosto
  • Matbaacılık Oyuncağı
  • Heptameron


Yiğit Bener Alıntıları – Sözleri

  • ”Oldukca eskiden düşlerde gülerdi
    Artık onun da bir geçmişi var” (Eksik Taşlar)
  • Her ilişkiden alabileceklerimizin bir sınırı bulunduğunu unutmamalıyız.Olabilenle yetinip işin tadını çıkarmak yerine bu sınırları zorlarsak, düş kırıklığı kaçınılmazdır. Bu hatayı çoğumuz yaparız. Bir ilişkide bir mutluluk kırıntısı yakaladığımızda bunu derhal ne pahasına olursa olsun yaşamın her alanına yaymaya, tüm gereksinimlerimizi bu birlikteliğin sırtından karşılamaya,tüm tatminsizliklerimizi bu ilişki yardımıyla telafi etmeye kalkışırız…böylece var olanı da boğarız. Beklentilerimizi doğru ayarlamayı bilsek…olabileni belli bir seviyede sürdürülebilir kılmaya yoğunlaşsak- olmasıyla birlikte…olabildiğince…gittiği yere kadar… o süre asla eğer olmazsa yaşanmış olan o sınırı olan mutluluğun yinelenebilmesine izin veririz. Üstelik süre içinde birlikteliğin çerçevesinin genişleyebilmesine fırsat tanımış oluruz.eğer öyleki bir olasılık var ise.Gelgelelim açgözlüyüz… sabırsızız…emek vermek istemiyoruz.zora gelemiyoruz…alışılmış kalıpların dışına çıkabilecek düş gücüne haiz değiliz… Birçoğumuzsa düpedüz yüreksiz… Sonuç olarak, kafamızda (son kertede toplumsal ideolojinin belirlediği) bir ilişki şablonu var, bunun dışına çıkamıyoruz. Beklentilerimizi, davranışlarımızı belirleyen işte bu şablon… içinde debelenip duruyoruz, sınırlarını aşamıyoruz. Mutsuz ilişkilerimizden kopmayı başarabilirsek bile mutsuzluk üreten o şablonumuzu aşamıyoruz. gidip gidip aynı kalıba uyan,aynı kurallara bakılırsa belirlenmiş… kısaca aynı mutsuzlukları tekrardan üretecek olan benzer ilişkilere tıkılıyoruz. Zor olanı,kuraldışı olanı deneyip yaratıcılık sergilemektense kısaca her ilişkiyi kendi tekilliği,biricikliği içinde yaşamaktansa,her ilişkiyi aynı çoğul kalıba yerleştirip boğmayı,sıradanlığı güvenceli bir vasatlığı yeğliyoruz…sonrasında mutsuzuz da mutsuz diye yakınıyoruz. (Kırılma Noktası)
  • İnsan olarak uyanabilmek, sonrasında da insan olmaktan utanmadan, vicdan kanaması geçirmeden tekrardan uykuya dalabilmek… Kâbustan kurtuluş… (Diğeri Kabuslar)
  • İnsan kendini tekrardan yaratamıyor! (Diğeri Düşler)
  • Anlaşılan, kati tedavi ya da aşı bulmadıkça kurtuluş yok küresel salgından. Çaresiz, kendi vahamızı kendimiz yaratıp direnmeye çalışacağız, umar bulunana dek. (Heyulanın Dönüşü)
  • ~ Uruguaylı üstadın belirttiği şeklinde:eğer bir çocuğa mutluluğu tanımlamak istiyorsanız oynasın diye önüne bir top yuvarlayın. (Diğeri Düşler)
  • Hep iş, hep iş! Bu iş denen şeyden nefret ediyorum. Sanki ebeveynleri evlatlarından uzak tutmak için icad edilmiş… (Özgür Rosto)
  • Soyut söylemlerin kavrayamayacağı gerçek yaşamın içinden çıkıp geliyorum ben, gerçeğin ta kendisiyim, hatta gerçekliğin kendisinden bile daha sahiciyim. (Kırılma Noktası)
  • Hem sivri biber de sevmez annem. Yemek yerken tabağındaki o ufak ufak dogranmış biber parçalarını hep ayıklar. (Özgür Rosto)
  • Sükutu ikrardan mı geliyordu, güvenli olamadım. (Heyulanın Dönüşü)
  • Aslına bakarsanız insan benim şeklinde neredeyse doğuştan iki dilli olunca, yazılı ya da sözlü tercüme edimi her iki dilimin ve kültürümü buluşup kaynaştığı biricik süre dilimidir… (Simultane Cinnet)
  • Kadriye evde bir hayvan olmasının çocuklar için iyi bir şey bulunduğunu söylemiş oldu. (Özgür Rosto)
  • Acılar insanı olgunlaştırır dediklerine bakmayın: O iş bir seferde olmuyor,ilkin enikonu ahmaklaşıyor insan, acılaşıyor, hatta kimi zaman kötücülleşiyor.
    “Olgunluk” sadece ondan sonra, oldukca sonrasında… (Diğeri Kabuslar)
  • Belki o süre yaşam denen bu oldukca kıymetli ve biricik zamanı saçmalıklarla doldurup boşa harcamaktan vazgeçmeyi başarabiliriz. (Heyulanın Dönüşü)
  • Belleğini yitiren toplumlar, aynı ilkellik ve kan gölünde boğulmaya mahkumdurlar. (Heyulanın Dönüşü)
  • Söylemin ötesindeki gerçeklik, köşeli kuramların, katı inançların algılamaya izin verdiklerinden oldukca daha ciddidir, enikonu acımasızdır: Gün gelir, bakarsınız yıllarınızı verdiğiniz, onca önemsediğiniz, titizlikle biriktirdiğiniz her şey, her kıymet, her varlık aniden yerle bir olup gitmiş… kesinlikleriniz temelden sarsılmış, tüm dayanaklarınız çökmüş… Bu şekilde bir tükenişle baş etmek kolay mı sanıyorsunuz? Bu şekilde bir enkazın altından oturaklı bir edayla çıkılabilir mi? (Kırılma Noktası)
  • Yurtta barış cihanda barış derken şimdilerde daha oldukca, cihanla kavgalı yurtta kavgalı olduk galiba. (Kırılma Noktası)
  • Karikatür fotoğraf sanatının piçidir… (Simultane Cinnet)
  • “Dejavu”
    … Beynin bitkinlik ya da başka nedenlerden dolayı bir görüntüyü anında algılayamamasından ( kısaca görüntünün beynin idrak etme merkezine ulaşmadan ilkin belleğe kaydolmasından ) meydana gelen tıbbi anlamda bir araz olabileceğini ve beyin bu girdiyi gecikmeli olarak algıladığında kişinin bu vakası daha ilkin yaşamış olduğu hissine kapılabileceğini bilmekte yarar var. .. (Kusursuz Gezinti)
  • Hombres! Erkekler! Evet söylüyorum, siz erkekler… Neden böylesiniz siz, niçin? Nedir derdiniz sizin? Neden ‘hayır’ denildiğinde bunun bir tek ve bir tek ‘hayır’ anlamına geldiğini anlamazsınız bir türlü? Nedir ezelden beri bizlere yönettiğiniz bu sertlik? Bizleri öldürürsünüz, saldırı edersiniz, döversiniz, söversiniz, aşağılarsınız, susturursunuz, kendi kaderimiz üstüne söz söyleme ya da kendi bedenimize haiz olma hakkının bile tanımazsınız bizlere… Nereden geliyor bu saygısızlık? Neden bizlere bir türlü eşitleriniz olarak kabul edemiyorsunuz? Neden? Nedir derdiniz? Ne elde etmeye çalışıyorsunuz? Ne elde edebileceğinizi sanıyorsunuz? Ve daha ne kadar sürecek bu? Ne istiyorsunuz bizlerden? Nedir bizlere, ruhumuza, bedenimize, karnımıza düşmanlığınız? (Acı Portakal)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş