Eğitim

Tanıdığım Atsız – Altan Deliorman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanıdığım Atsız – Altan Deliorman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanıdığım Atsız kimin eseri? Tanıdığım Atsız kitabının yazarı kimdir? Tanıdığım Atsız konusu ve anafikri nedir? Tanıdığım Atsız kitabı ne konu alıyor? Tanıdığım Atsız PDF indirme linki var mı? Tanıdığım Atsız kitabının yazarı Altan Deliorman kimdir? İşte Tanıdığım Atsız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Altan Deliorman

Yayın Evi: Orkun Yayınları

İSBN: 9789757728373

Sayfa Sayısı: 291


Tanıdığım Atsız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Atsız, çeşitli yönleri bulunan bir şahsiyettir. Fikir adamı, yazar, ozan, romancı, alim ve öğretmen olarak, yaşamış olduğu çağa güçlü tesirler vermiştir. Fakat O’nun daha oldukça dâva adamı, ülkücü yönü, inancı uğrundaki mücadeleci tarafı dikkat çekicidir. Zamanındaki ve kendisinden sonraki nesillere de en ziyade bu yönü ile etkili olmuştur. Türklüğe derin bir sevgi ile bağlanmak ve ona karşılıksız hizmet etmek fikrini yüceltmiştir. Buna karşılık, içinde yaşamış olduğu cemiyetin bir kesimi ona sevgisini ve gönlünü vermiştir. Bu, azca şey değildir. Bir başka kesimi de Atsız’a hıncını, öfkesini., nefretini demir parmaklıkların arkasını, yer altı zindanlarını revâ görmüştür. Bir bakıma Atsız, vicdanlarda -ve kendi vatanında- mahkûm edilmek istenmiştir. O’nun bu büyük ıztıraba yiğitçe katlanışı, bir destan motifi kadar muhteşemdir.

Bu çapta bir şahsiyetin yaşamını, görüşlerini, ruh ve karakter yapısını öğrenmek genç nesillerin hem hakkı, hem vazifesi olmalıdır. “Tanıdığım Atsız”ın yazılmasındaki aslolan sebep de budur.


Tanıdığım Atsız Alıntıları – Sözleri

  • Atsız, kalabalıktan ve sıkışık yerlerden hoşlanmazdı. Mecbur kalmadıkça kalabalığa girmezdi. Sessizliği, yalnızlığı tercih ederdi. Bir de yürüyüşü oldukça severdi. İmkân bulmuş olduğu kadar yürümek isterdi.
  • Milli Yol’un 6 sayısında Atsız’ın iki yazısı birden çıktı. Biri, Bedii Faik’e yanıt olarak yazılan Şerefli (!) Basındı. Bu biçim yazılarında olduğu şeklinde, oldukça sert, hasmını ilk hamlede susturacak seviyede zehir zemberek bir yanıt. Dünya’da tekrar Atsız aleyhinde yazı yayınlandığını hatırlamıyorum.
  • Bazı insanlara bazı etiketler yapıştırarak onları mahkûm etme ilkelliğinden o zamanlar sıyrılmış değildik. Ama gerçeği açıklayalım; bugün dahi bu şekilde bir tavırdan uzaklaştığımızı iddia edebilir miyiz?
  • Elimizi kolumuzu bağlayan çaresizliklere nalet! Bitip tükenmek bilmez şu anlaşmazlıklara nalet! Ve nihayet, bahta nalet!
  • Yazık Türk milletine. Yüzyıllarca zahmet çeksin, kan döksün, vergi versin, sonrasında onun münevver bilginleri, toplayıcı ve kurtarıcı formülleri bulacakları yerde onu parçalasın…
    Yazık… Yazık…
  • İktidara haiz olanlar onu bazen zindana tıkmışlar, bazen ekmeğini elinden almışlar, hatta, nihayet bir kütüphane köşesinin karanlığına itivermişlerdi. Atsız, her şeye göğüs germişti. Ideal yolunda yürüyenlerin, daha başlangıçta fırtınalar ve boralarla karşılaşabileceklerini iyi biliyordu.
  • Yazık Türk milletine. Yüzyıllarca zahmet çeksin, kan döksün, vergi versin, sonrasında onun münevver bilginleri, toplayıcı ve kurtarıcı formülleri bulacakları yerde onu parçalasın…
    Yazık… Yazık…
  • Hayat ve Hatıralarım’ı okuduktan sonrasında, Atsız’ın, Dr. Rıza Nur hakkında pozitif yönde görüşlerinin büyük seviyede değişmiş olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, 1964-1975 yılları aralığında piyasaya sürülen Ötüken dergisinde, artık Rıza Nur’dan eski hayranlıkla bahsedilmediği, hatta asla bahsedilmediği görülmektedir.
  • Türkçülük bayrağını yükseltenler yoruldukça, yıprandıkça düştükçe, o bayrak, bir adım geriden gelenler tarafınca kavranacak ve Türkçülük ordusu, bir çığ şeklinde büyüyerek hep ileriye, büyük ülküye, Kızıl Elma’ya doğru yürüyecektir.
    Hüseyin Nihâl Atsız
  • Milli Yol’un 6 sayısında Atsız’ın iki yazısı birden çıktı. Biri, Bedii Faik’e yanıt olarak yazılan Şerefli (!) Basındı. Bu biçim yazılarında olduğu şeklinde, oldukça sert, hasmını ilk hamlede susturacak seviyede zehir zemberek bir yanıt. Dünya’da tekrar Atsız aleyhinde yazı yayınlandığını hatırlamıyorum.
  • Bu çirkef dünyada çamura bulanması en güç şey gerçek insanoğlunun şerefidir.
  • En hoşuma giden tarafı kitap satılan bir masaydı. Satışa sunulan kitaplar, masanın üstünde istif edilmiş olarak dururdu. Başında kimse beklemezdi. Dileyen dilediği kitabı alır, parasını kumbara şeklinde bir kabın içine bırakırdı. Üyelerin vicdanına bırakılmış bir iş. Tam bir güven havası. Sonradan merak edip sormuşumdur, kitap satış hesaplarında açık çıkmış mıdır diye. Hemen derhal asla çıkmazmış.
  • Elimizi kolumuzu bağlayan çaresizliklere nalet! Bitip tükenmek bilmez şu anlaşmazlıklara nalet! Ve nihayet, bahta nalet!
  • – “Umut” mi dedin?
    – Evet
    – Hatırlar mısın, Hoca’nın odasında bir levha asılıydı. Üstünde bir cümle: “Umut, en sonrasında terk edilen şeydir!”
  • Yuksel ki yerin bu değildir
    Dünyaya gelmek hüner degildir


Tanıdığım Atsız İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Altan Deliorman – Tanıdığım Atsız: Atsız’ı yazınsal eserlerini okuyarak tanımak, fikirlerini öğrenmek elbet mümkündür. Ama onun oldukça çeşitli cephelerinin yanında doğal ki bir de “insan” tarafı vardır. Bu tarafını, onu sadece yakından tanımış olanlar bilebilir. Altan Deliorman, “Tanıdığım Atsız”da, onu, bilhassa bu yönüyle konu alıyor. Dünya görüşü, insanlara bakışı, davranışları, yaşam seçimi, öfkeleri, tepkileri, lukları, kederleri, hayalleri ve hayal kırıklıkları ile..
”Atsız’la ilk hatıralarımı, onun vefatını takip eden gün yazmaya başlamıştım. O sırada günlük bir gazetede piyasaya sürülen bu yazıların dokuz-on gün devam edeceğini sanıyordum. O şekilde olmadı. Çeşitli vakalarla yoğurulmuş yıllardan hafızamda kalanlar tahminimden çokmuş. Yazılarım iki ayı aşkın bir süre devam etmesine karşın, sadece 1960’a kadar olan süreci kağıda dökmek imkanını bulabildim.
Bu hatıraların yayınlanması geniş bir ilgi görmüş oldu. Çeşitli çevrelerden, tanıdık-tanımadık değişik nesillerden teşvik ve takdir topladı. Kitap hâline getirilmesi dileği yaygınlaştı. Bunun üstüne, 1960 sonrası devreyi de yazarak, hatıraları tamamlamak düşüncesi bende yerleşti.
Bu kitap, özetlemek gerekirse anlattığım gelişmenin sonucu olarak ortaya çıktı.”
Altan Deliorman, 5 Kasım 1978, İstanbul.
”..Böylece Atsız Beğ’le tanışmıştık.
Bu tanışıklık, günler, geceler, seneler boyu, ine-çıka, yakınlaşa-uzaklaşa tam yirmi beş yıl devam edecekti.
Yani çeyrek çağ.
Gözlerini kapamış olduğu son güne kadar..” (syf. 15)
”Atsız’ı iyi tanımak isteyenler bu kitabı okumalılar.”
Ahmet Bican Ercilasun (Özkan KAYA)


Tanıdığım Atsız PDF indirme linki var mı?


Altan Deliorman – Tanıdığım Atsız kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Tanıdığım Atsız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Altan Deliorman Kimdir?

Haydarpaşa lisesi’ni bitirip İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde iki yıl tahsil gördükten sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih kısmına geçti ve buradan mezun oldu. 1954 senesinde Türk Sanatı dergisi’nin açmış olduğu hikâye yarışmasında birinci oldu. Aynı zamanda basın yaşamı başladı. Türk Dünyası dergisini yayınladı ve yönetti. Türk Kültürü, Cultura Turcica, Millî Yol, Millî Işık, Türk Edebiyatı dergilerinde yazıları gösterildi. Tan, Akşam, Ekonomi, Ocak, Son Havadis, Ortadoğu ve Tercüman gazetelerinde yazılar yazdı; Ocak gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yapmış oldu. Avrupa Türkleri için Bayrak dergisini yayınlayıp yönetti.

1974’te, Ermeni Komitecileri incelemesiyle Türkiye Milli Kültür Vakfı ödülünü kazanmıştır. Işıklı Hayatlar eseriyle TYB, Türk Yurdunun Bilgeleri ile de ESKADER Ödülü’nü aldı. 1976’da Millî Eğitim Bakanlığı’nın isteğiyle İbrahim Kafesoğlu ile beraber Tarih Lise I ve Lise II ders kitaplarını yazdı. Ayrıca Altan Deliorman’ın Türklere Karşı Ermeni Komitecileri, Yugoslavya’da Müslüman Türk’e Büyük Darbe, Tanıdığım Atsız, Üç Makale, Küp Kafalı Çocuk, Sessiz Bir Ses, Türk Yurdunun Bilgeleri, Işıklı Hayatlar, Osmanlılardan Ilkin Türkler, Kırık Kanatlı Jöntürk şeklinde kitaplarının yanı sıra,Tarık bin Ziyad adlı bir de romanı da bulunmaktadır.

Tarihçi yazar rahatsızlığı sebebiyle tedavi görmüş olduğu Şişli Etfal Hastanesi ‘nde, geçirdiği beyin kanaması neticesinde, 76 yaşlarında İstanbul’da vefat etmiştir.


Altan Deliorman Kitapları – Eserleri

  • Atsız
  • Tanıdığım Atsız
  • Atatürk’ün Hayatındaki Kadınlar
  • Kırık Kanatlı Jön-Türk
  • Türk Yurdunun Bilgeleri
  • Türk Kültüründe Bozkurt
  • Işıklı Hayatlar
  • Türklere Karşı Ermeni Komitecileri
  • Mustafa Kemal Balkanlarda
  • Sessiz Bir Ses


Altan Deliorman Alıntıları – Sözleri

  • Türkçü; eyyamcı ve dalkavuk olması imkansız. Sert yaşamaktan hoşlanır ve en büyük sertliği de nefsine karşı gösterir.
    A T S I Z (Atsız)
  • Milli Yol’un 6 sayısında Atsız’ın iki yazısı birden çıktı. Biri, Bedii Faik’e yanıt olarak yazılan Şerefli (!) Basındı. Bu biçim yazılarında olduğu şeklinde, oldukça sert, hasmını ilk hamlede susturacak seviyede zehir zemberek bir yanıt. Dünya’da tekrar Atsız aleyhinde yazı yayınlandığını hatırlamıyorum. (Tanıdığım Atsız)
  • Yazık Türk milletine. Yüzyıllarca zahmet çeksin, kan döksün, vergi versin, sonrasında onun münevver bilginleri, toplayıcı ve kurtarıcı formülleri bulacakları yerde onu parçalasın…
    Yazık… Yazık… (Tanıdığım Atsız)
  • Aradan seneler geçti.
    Dolmabahçe Sarayı’nın balkonda oturuyorlardı. Tanınmış birkaç gazeteci eşleriyle beraber orada bulunuyorlardı. Henüz sofraya oturulmamıştı. Havadan, sudan konuşulmaktaydı. Söz, evlenme bahsine geldi, dayandı.
    Gazi, neşeli bir halde, hem de samimi bir halle kendi evliliğinden bahsetmeye başladı:
    – izdivaçta kadının her arzusunu yapmak oldukça güç. Mesela siz kitap okumak isterseniz; o, o esnada kitap okumanızı istemez. Bizim izdivacımızda da bu kabil ihtilaflar oldukça olurdu. (Atatürk’ün Hayatındaki Kadınlar)
  • Ermeni komitecileri Türk giysisine girerek kendi soydaşlarını öldürüyorlar, sonrasında da “Bakın, Türkler şu kadar Ermeniyi kesti” diye propaganda yapıyorlardı. (Türklere Karşı Ermeni Komitecileri)
  • Burada güneş açmıyor,
    Umut kuşu uçmuyor,
    Yol yok, kervan göçmüyor,
    Dakikalar geçmiyor.
    Bir kadının melali,
    Bir yavrunun hayâli,
    Bir evin öksüz hâl,
    Gözlerimden kaçmıyor.
    Döndüm vuslat yolundan,
    Yandım firkat çölünden.
    Tanrı rahmet selinden,
    Bir damlacık saçmıyor.
    Karardı gündüzlerim,
    Kış oluyor yazlarım,
    Dumanlanan gözlerim,
    Uzak yakın seçmiyor.
    Bir gönülüm: Muratsız.
    Bir kartalım: Kanatsız.
    Kendinden geçse Atsız,
    Dakikalar geçmiyor… (Atsız)
  • Bu çirkef dünyada çamura bulanması en güç şey gerçek insanoğlunun şerefidir. (Tanıdığım Atsız)
  • Bazı insanlara bazı etiketler yapıştırarak onları mahkûm etme ilkelliğinden o zamanlar sıyrılmış değildik. Ama gerçeği açıklayalım; bugün dahi bu şekilde bir tavırdan uzaklaştığımızı iddia edebilir miyiz? (Tanıdığım Atsız)
  • Yazık Türk milletine. Yüzyıllarca zahmet çeksin, kan döksün, vergi versin, sonrasında onun münevver bilginleri, toplayıcı ve kurtarıcı formülleri bulacakları yerde onu parçalasın…
    Yazık… Yazık… (Tanıdığım Atsız)
  • Ermeni komiteci Mıgırdıç Yanıkyan:
    “Sizler bu mektubu okuduğunuz zaman ben yeni bir savaş biçimi icat etmiş ve bunu uygulamaya koyulmuş bulunuyorum. Önden gidiyorum, bütün Ermeniler peşimden gelsin. Bunu yapacaklarına eminim. Çağımız gösteriyor ki artık sonuç almanın tek yolu şiddet eylemlerinden geçiyor. Ermenilerin uzun uykularından uyanmalarının ve kaba Türklerden onların anlayacağı dille konuşarak haklarını almalarının vakti geldi. Türk hükümeti ile bu dünyada hiçbir millet münasebet kuramamalı. Türk Hükümetinin temsilcisi sıfatıyla dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bürün kişiler yok edilmeli.” (Türklere Karşı Ermeni Komitecileri)
  • Hayat ve Hatıralarım’ı okuduktan sonrasında, Atsız’ın, Dr. Rıza Nur hakkında pozitif yönde görüşlerinin büyük seviyede değişmiş olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, 1964-1975 yılları aralığında piyasaya sürülen Ötüken dergisinde, artık Rıza Nur’dan eski hayranlıkla bahsedilmediği, hatta asla bahsedilmediği görülmektedir. (Tanıdığım Atsız)
  • Komiteciler Ermenileri tahrik etmeğe başladılar.
    Müdafi Vatandaşlar Cemiyeti’ nin kurucularından Gergecyan’n (bu adam, sonrasında, Taşnak Cemiyetinin sonucu ile diğeri komiteciler tarafınca öldürülecektir) adamları dükkânları kapattırdılar, kiliselerin çanların çaldırmadılar. Gergesyan ‘in kardeşi silâhinı ateşleyerek iki Türk askerinin ölümüne sebep olunca çatışma başladı.
    Rus konsolosu, Vali Samih Beyi ziyaret ederek:
    – Bu şekilde âsi bir halkı Rusya’da olsa kesinlikle kırarlar, dedi.
    Aynı konsolos, kendisiyle görüşen Ermeni komitecilerine de:
    – Türkiye şeklinde yırtıcı bir hükûmetin idaresi altında yaşamağa değmez, diyordu. (Türklere Karşı Ermeni Komitecileri)
  • İktidara haiz olanlar onu bazen zindana tıkmışlar, bazen ekmeğini elinden almışlar, hatta, nihayet bir kütüphane köşesinin karanlığına itivermişlerdi. Atsız, her şeye göğüs germişti. Ideal yolunda yürüyenlerin, daha başlangıçta fırtınalar ve boralarla karşılaşabileceklerini iyi biliyordu. (Tanıdığım Atsız)
  • Milli Yol’un 6 sayısında Atsız’ın iki yazısı birden çıktı. Biri, Bedii Faik’e yanıt olarak yazılan Şerefli (!) Basındı. Bu biçim yazılarında olduğu şeklinde, oldukça sert, hasmını ilk hamlede susturacak seviyede zehir zemberek bir yanıt. Dünya’da tekrar Atsız aleyhinde yazı yayınlandığını hatırlamıyorum. (Tanıdığım Atsız)
  • Türkçülük bayrağını yükseltenler yoruldukça, yıprandıkça düştükçe, o bayrak, bir adım geriden gelenler tarafınca kavranacak ve Türkçülük ordusu, bir çığ şeklinde büyüyerek hep ileriye, büyük ülküye, Kızıl Elma’ya doğru yürüyecektir.
    Hüseyin Nihâl Atsız (Tanıdığım Atsız)
  • Evde oturmuş söyleşi ediyorlardı. Makbule Hanım, ağabeysine gene kendisini mektebe göndermediği için serzenişte bulunuyordu. Mustafa Kemal, kardeşinin saçlarını çekti:
    – Makbuş, Makbuş. Sen okursan mevkiimi elimden alırsın. Okumadığın halde bu kadar zekisin. Hele bir de mekteplere, Darülfünunlara gitseydin, neler yapmazdın. Zübeyde Hanım söze karışmıştı:
    – Kızım gene okumuş sayılır. Cahil kalmadı ya… (Atatürk’ün Hayatındaki Kadınlar)
  • Yuksel ki yerin bu değildir
    Dünyaya gelmek hüner degildir (Tanıdığım Atsız)
  • Atsız, kalabalıktan ve sıkışık yerlerden hoşlanmazdı. Mecbur kalmadıkça kalabalığa girmezdi. Sessizliği, yalnızlığı tercih ederdi. Bir de yürüyüşü oldukça severdi. İmkân bulmuş olduğu kadar yürümek isterdi. (Tanıdığım Atsız)
  • Biraz sonrasında tayyare yaklaşmış, alana inmiş, Atatürkün bulunmuş olduğu yere yaklaşmıştı. Ilkin Vecihi Bey indi, elini uzatarak Sabiha Gökçen’in uçaktan inmesine yardım etti.
    Tam o sırada Atatürkün arkasından bir ses duyuldu:
    – Kadın değil mi, ne de olsa erkeksiz uçamazlar.
    Bu sesi Atatürk de duymuştu. Fakat sesini çıkarmadı. Sabiha Gökçen’e, eliyle uçağı göstererek hafifçe sesle bir şeyler söylemiş oldu. Sabiha, pilot Sabiha olarak koşarak uçağa bindi. Şimdi tayyare havada akrobasi hareketleri yapıyor, seyredenlerin heyecandan yürekleri kalkıyordu.
    Atatürk orada hazır bulunanlara kısa bir hitabede bulunmuş oldu:
    – Türk kızı, erkeği kadar cesaret ve azimle Türk semalarındaki yerini alacaktır. Sabiha Gökçen, yarının binlerce Sabiha’sından yalnız ve yalnız biridir. Yarın on binlerce Sabiha olacaktır. (Atatürk’ün Hayatındaki Kadınlar)
  • Hasta Adamın mirasına dikilmiş haris gözler elbet Ermeni meselesini kurcalayacaklar, bu şekilde bir sorun yoksa ihdas edeceklerdi. Bir taraftan İngiltere, bir taraftan Rusya, ve bunların arkasında Orta doğudaki petrol kavgasının öncüleri, Ermenilerin ulusal duygularını kamçılayacak, onları kendi emelleri için kullanacak, isyana teşvik edeceklerdi. kilise, komiteler, komiteciler… hepsi şu hikayenin neticesi fakat büyük ve kanlı bir oyunun aktörleridir. (Türklere Karşı Ermeni Komitecileri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler