Eğitim

Tarihsel Bunalım Ve İnsan – José Ortega y Gasset Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tarihsel Bunalım Ve İnsan – José Ortega y Gasset Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tarihsel Bunalım Ve İnsan kimin eseri? Tarihsel Bunalım Ve İnsan kitabının yazarı kimdir? Tarihsel Bunalım Ve İnsan konusu ve anafikri nedir? Tarihsel Bunalım Ve İnsan kitabı ne konu alıyor? Tarihsel Bunalım Ve İnsan PDF indirme linki var mı? Tarihsel Bunalım Ve İnsan kitabının yazarı José Ortega y Gasset kimdir? İşte Tarihsel Bunalım Ve İnsan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: José Ortega y Gasset

Çevirmen: Neyyire Gül Işık

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753422215

Sayfa Sayısı: 192


Tarihsel Bunalım Ve İnsan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Kavşak noktasındaki adamdır” Ortega y Gasset: XIX. yüzyıl ile XX. yüzyılın, geleneksel İspanyol kültürü ile modern Avrupa kültürünün, basın dünyasıyla bilimsel niteliği olan ortamın, felsefeyle politikanın, Krallık’la Cumhuriyet’in, Dikta’yla Demokrasi’nin, İç Savaş’la Dünya Savaşı’nın, kişinin kültürel konumunu belirleyen ve zenginleştiren çeşitli ve tutarsız tarihsel toplumsal yönelişlerin kavşağında gelişmiştir kişiliği… . Böylesine muhteşem bir yer tutmak için Ortega, İspanyol kültüründe neyin temsilcisiydi acaba? Her şeyden ilkin bir tutumun, bir tavır koyuşun. “Düşünen insanı” temsil ediyordu; insanı çevreleyen, onunla bağlantısı bulunan, ilgi alanını oluşturan her şeye “düşünceli bir dikkatle” yönelmeyi öneriyordu. Düşünme eylemini bir “zihinsel sevgi çabası” olarak tanımlar Ortega, düşünceye “kurtarış” der: Olup bitenlerin anlamını çıkarabilmek, yaşamın vakalarını gerçeğin ışığı altında incelemek, onun için insanı kurtarmak yolunda bir çabadır şundan dolayı.

-Neyyire Gül Işık-


Tarihsel Bunalım Ve İnsan Alıntıları – Sözleri

  • Yaşam kökten yalnızlıktır.
  • Gerçekten de boş inanışlara tutulmuş ruh, kendisine efendi arayan bir köpektir. En oldukça istediği şey hizmet etmektir: bir başka insana, bir imparatora, bir büyücüye, bir puta. Varolmanın çatışmalarını tek başına göğüsleme dehşetine katlanmak olmasın da ne olursa olsun.
  • İnsana özgü olan şey insanoğlunun yaşamıdır, bedeni değildir, ruhu bile değildir. Beden bir şeydir; ruh da bir şeydir, gelgelelim insan bir şey değildir, bir dramdır – yaşam denilen dram. İnsan bedeniyle ve payına düşmüş olan ruhuyla yaşar. Her ikisi de -bedeni ve ruhu- ona en yakın olan, yaşamasını elde eden aygıtlardır, doğrusu insan kendi anlatımında onlarla varolmak durumundadır.
  • Yaşam kültürlü olmalı, fakat kültür de yaşamsal olmalı…
  • Yaşam kökten yalnızlıktır.
  • Sorun, içinde yer aldığımız toplumsal gerçeği değiştirmektir. Bu değişimi gerçekleştirmeye yarayan araca siyaset denir.
  • Yaşam kökten yalnızlıktır…
  • Yaşam başlı başına, daima için bir deniz kazasıdır. Ancak, geminin batması ille de boğulmak demek değildir. Biumar insancık, dibe doğru gömüldüğünü duydukça, batmamak için kollarını oynatır. Ölüme sürüklenmemek için bir tepki olarak yapmış olduğu o kol hareketidir -yüzme hareketidir- kültür.
  • Tarih demek, geçmişe tekrardan can verme, geçmişi hayalinde tekrardan yaşatmaktır.
  • Siyasal düzende, gelenekçi ruh, kurulu düzenin çerçevesinde saygıyla yerleşerek yaşayacaktır.
  • Ölüm isteğinde hep bir diriliştir aranan.
  • Kendi acımı kendim çekmek zorundayımdır, gerçek anlamıyla asla kimse onu paylaşamaz.
  • Ölüm isteğinde hep bir diriliştir aranan.
  • “Bunalım” dediğimiz, insanoğlunun belli bazı şeylere tutunmuş, onların desteğinde yaşıyorken, başka şeylere tutunup onların desteğinde yaşamaya geçmesinden başka bir şey değildir.
  • “Politika denen şey, kişilerin kendilerine bir makam edinmek için ülke çıkarlarını öne sürdükleri çeşitli entrikalardan ibaretti.”


Tarihsel Bunalım Ve İnsan İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Tarihsel Bunalım ve İnsan’a Dair Bir Muhakkeme….: Fazlaca güzel bir tarih anlatısı Tüm tarihçilere tavsiyem olabilir Tarihe insana ve hayata dair enteresan çıkarsamaları var İlk sayfalarından birazcık sıkıldım fakat sonrası müthiş kafa açıcı… Gasset’e gore bir tarihçi ilkin ülkesini sonrasında yaşamı sonrada insan denen meçhulü oldukça iyi tanımak zorunda Ki bir belgeyi ve yada bir deposu doğru değerlendirebilsin Kendini araştırmış olduğu dönemlerde hissedebilmeli de örneğin Devrin ruhunu ve iştiyakını okuyabilmeli İnsanı bilmeli her şeyden evvel… Yani ki her Tarihçinin okumasını arzu ederdim bu kitabı Hususiyetle de şu , bilinmezli kaos dolu hengameli bunalımlı zamanlarımızda… İyi gelecektir sanki… (Sümeyye Reyhan Öztürk)

İspanyolların ve Türklerin coğrafyaları ve kültürleri değişik olsa bile yakın tarihte yaşadıkları benzerlik gösteriyor. Ortega Gasset İspanya’nın son zamanlarda yetişmiş meşhur düşünürlerinden… Düşüncelerini felsefi açıdan çeşitli kaynaklarla sunmuş olduğu derlemeleri içeriyor bu kitap… Felsefe severlere tavsiye ederim… (Recep Pehlivan)


Tarihsel Bunalım Ve İnsan PDF indirme linki var mı?


José Ortega y Gasset – Tarihsel Bunalım Ve İnsan kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Tarihsel Bunalım Ve İnsan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı José Ortega y Gasset Kimdir?

José Ortega y Gasset (9 Mayıs 1883 – 18 Ekim 1955), Madrid doğumlu İspanyol felsefeci.

Hakkında

Madrid ve Alman üniversitelerinde okudu. 1910’da doğduğu kente (Madrid) dönerek doğa ötesi profesörü oldu. Çeşitli dergiler çıkararakİspanya’da kültür ve edebiyatı tekrardan canlandırma hareketinde mühim bir isim oldu. La Revista de Occidente bu dergilerin en tanınmışıdır.

İç savaşın çıkmasıyla İspanya’dan ayrılan Gasset, ilkin Fransa’da, sonrasında Arjantin’de yaşadı.

Yaşamının son yıllarında yeniden İspanya’ya döndü ve 1955’te Madrit’te öldü.

Ne söylediği kadar iyi mi söylediğine de ehemmiyet veren bu İspanyol felsefeci, Camus’ye gore “Nietzsche’den sonrasında kim bilir en büyük Avrupalı yazar”dır. Varoluşçu fikir içinde anılması ihtiyaç duyulan mühim düşünürdür.

Kültürel ve siyasal açıdan muhafazakâr kabul edilen Gasset, tıpkı öteki varoluşçu düşünürler benzer biçimde, insan söz konusu olduğunda, varoluşun özden ilkin geldiğini söyler. Ona gore, taşa bir varoluş verilmiştir, onun olduğu şey olması için çarpışması, savaşım etmesi gerekmez. Oysa, insan, içinde bulunmuş olduğu her anda, varoluşunu tekrardan yaratmak, özünü belirlemek durumundadır.


José Ortega y Gasset Kitapları – Eserleri

  • İnsan ve ”Herkes”
  • Sevgi Üzerine
  • Kitlelerin Ayaklanması
  • Sistem Olarak Tarih
  • Sanatın İnsansızlaştırılması ve Roman Üzerine Düşünceler
  • Tarihsel Bunalım Ve İnsan
  • Kütlelerin İsyanı
  • Quijote Üstüne Düşünceler
  • Avcılık Üzerine
  • Üniversitenin Misyonu
  • Kütüphanecinin Görevi
  • Çağımızın Meselesi


José Ortega y Gasset Alıntıları – Sözleri

  • Yaşam kökten yalnızlıktır. (Tarihsel Bunalım Ve İnsan)
  • “..diğeri insanlarla beraber yaşadığımız, normalde dünya diyince anladığımız, gerçek dünya olan ortak nesnel dünya … ne benimdir ne senin; açık seçik karşımızda bulunmaz, başkalarıyla beraber yaşarken oluşturduğumuz çok önemli bir yorumdur, fakat o ‘yorum’ niteliğiyle, hiçbir vakit bizlere gerçek yüzünü göstermediğinden, o yüze hep el yordamıyla ulaştığımızdan ve hep bilmecelerle, bilinmedik kesitlerle, tedirginlik verici şaşırtmacalarla, hilelerle, tuzaklarla dolu bulunduğunu sezdiğimizden, hep sorunludur. Ötekinin benim için bilinmedik bir yabancı olarak varlığı, ikimize ortak olan o dünyanın üzerine yansır; o dünya da -daha ilkin söylediğimiz gibi- o nedenle, doğrusu ötekilerden kaynaklandığı için gerçek ‘bendışı’dır; bu yüzden de, benim gözümde büyük bilinmeyeni, resmen yabancılık durumunu oluşturur. Bir cemiyet oluşturduklarından dolayı tüm insanlara ilişkin olan, nesnel dediğimiz dünya, toplumun, son elde insanlığın işlevindedir.” (İnsan ve ”Herkes”)
  • “O şekilde bir olgu var ki günümüzde, iyiliği kötülüğü bir yana, Avrupa’nın kamusal yaşamında en büyük önemi almış durumda. Bu olgu topluma tümüyle kitlelerin başat olmasıdır. Oysa kitleler, tanımları gereği, kendi yaşantılarını yönetmemelidirler ve yönetemezler, hele topluma hükmetmeleri olacak iş değildir, dolayısıyla Avrupa, halklarının, ulusların, kültürlerin karşılaşacağı en ağır bunalımın içine düşmüş bulunuyor. Tarihte birkaç kez ortaya çıkmış bir bunalımdır bu. Çehresi de neticeleri da tanıdıktır. Adı da tanıdıktır. Kitlelerin ayaklanması denir adına.” (Kitlelerin Ayaklanması)
  • “Yol üstü bir gerçek olan, aslı gereği seyyah olan insanoğlunu anlamayı dileyen bir kimse, tüm durağan kavramları kaldırıp atmalı ve dur durak bilmeyen bir yolculuğun kavramlarıyla düşünmeyi öğrenmelidir.” (Sistem Olarak Tarih)
  • Bu denemelerde arananlar şunlar: Bir olgu ele alındığında -bir insan, kitap, tablo, görünüm, hata, sızı- onu en kısa yoldan anlamının bütünlüğüne eriştirmek. Hayatın daima kıyıya vuran dalgalarını geri çekmesiyle beraber bir enkazın yetersiz kalıntıları benzer biçimde ayaklarımıza attığı her türlü malzemeyi o şekilde bir düzene yerleştirip yerleştirmek ki güneş üzerlerinde sayısız yansımalar yaratsın. (Quijote Üstüne Düşünceler)
  • “… İnsan yalnız kaldığında zekâsının salt kendisi için, kendi münzevi yaşamının hizmetinde işlemeye başladığını keşfeder, dışa dönük ilgilerden yoksun, fakat güvertesine kadar yüklü bir vapur misali, deniz kazasına uğrama tehlikesinde bir yaşamdır o ve en derin ilgilerle dopdoludur.” (Sistem Olarak Tarih)
  • “Politika denen şey, kişilerin kendilerine bir makam edinmek için ülke çıkarlarını öne sürdükleri çeşitli entrikalardan ibaretti.” (Tarihsel Bunalım Ve İnsan)
  • “Neresi olursa, neresi olursa … yeter ki dünyanın haricinde olsun!” (Sevgi Üzerine)
  • “İnsan nede olsa, sevgisi de öyledir. Bu nedenle, bir insanoğlunun iyi mi birisi olduğu mevzusunda en kati belirtiyi sevgide bulabiliriz.” (Sevgi Üzerine)
  • O şekilde yüzyıllar vardır ki, dileklerini yenilemeyi bilmediklerinden doygunluktan ölürler… (Kitlelerin Ayaklanması)
  • “Sevgide varolan şey, büyülenme sebebiyle teslim olmaktır.” (Sevgi Üzerine)
  • “İnsanoğlunun daima bizimle aynı şeyi sevdiğini ve seveceğini varsaymak kendini beğenmişlik olur. Hayır, bizlere yabancı olan tüm insanî şeyler içine sığsın diye kalbimizi genişçe yayalım. Dünya üstünde tekdüze bir benzerlikten ziyade başa çıkılmaz bir çeşitliliği tercih edelim.” (Quijote Üstüne Düşünceler)
  • Çevrenizdeki iyi yada fena talihleri ortasında, kendilerinin ne olduğu hakkında zerrece şüpheye düşmeksizin, hayatta kaybolmuşcasına, uyur-gezer dolaştıklarını müşahade edeceksiniz. Onların, kafalarında fikirler taşıdıklarını gösterircesine, kendileri ve çevreleri hakkında kati ifadelerle konuştuklarını görmüş olacaksınız. Fakat bu fikirleri tahlil etmeğe başlarsanız, işaret ettikleri görülen realiteyi {hiç de} yansıtmadıklarını anlayacak ve daha da derinlere inerseniz, fikirleri bu realiteye uyarlamak için hiçbir teşebbüste dahi bulunmadıklarını keşledeceksiniz. Tam tersine; bu kimse, düşünceleriyle, realitenin her hangi bir şahsî görüntüsünü, yaşamını kesmek istiyor. Hayat, başlangıçta, insanoğlunun içinde kaybolduğu bir kaostur. Fert bundan şüphelenir, fakat bu müthiş realite ile karşı karşıya gelmekten ürker ve onu bir hayal perdesi ile örtmeğe çalışır. “Fikirler”in doğru olmaması onu düşündürmez, o bu “fikirler”ini kendi varlığını korumak için çaba sarfetmek için siper, realiteyi korkutmak için bir bostan korkuluğu olarak kullanır. (Kütlelerin İsyanı)
  • “Seven hanım, ilgi görmemektense, sevgilisinin kendisine çektireceği acıları yeğler.” (Sevgi Üzerine)
  • Fikirler olmadan insani seviyede bir yaşam sürdüremeyiz. Yaptıklarımız onlara bağlıdır… Biz fikirlerimiz her neyse oyuz. (Üniversitenin Misyonu)
  • Nitekim matematikte olduğu benzer biçimde psikolojide de bir önsel gerçeklik vardır, her iki düzlemde de düşsel yapılandırmaya olanak veren odur. Yalnızca olayların yasalarının olduğu, fakat bir imgelem yasası bulunmayan yerde yapılandırma olanaksızdır. Salt ve sınırsız bir kapris olur ki o bağlamda hiçbir şeyin varlık sebebi bulunmaz. (Sanatın İnsansızlaştırılması ve Roman Üzerine Düşünceler)
  • 1916’da Almanlar’ın savaşı kaybedeceklerini yazdığımı hatırlıyorum, şundan dolayı onlar muharebeye zaferden son aşama güvenilir olarak girmişlerdi; akılları tamamen işgal etmekteydi, bir tek savaşmayı asla düşünmüyorlardı. İnsan herhangi bir mücadeleye yıkım ve yenilgi de dahil tüm ihtimallere hazır olarak girmelidir. Bundan dolayı bunlar da zafer benzer biçimde yaşamın her an için yüzüne geçirebileceği maskelerdendir. Her geçen gün, oldukça fazla güvenin insanı başka her şeyden fazla demoralize ettiğine olan kanaatım daha bir açıklıkla pekişiyor. Tarihin tüm aristokrasileri kendilerini oldukça fazla güvende hissettikleri için tedavisi olanaksız yozlaşmalara maruz kalmışlardır.
    Ve bu son zamanların, bilhassa yetişen neslin, hastalıklarından biri teknolojik ilerleme ve toplumsal yapılanma yardımıyla dünyadaki birçok şey hakkında kendisini fazla güvende hissetmeye olan eğilimidir. (Üniversitenin Misyonu)
  • Kütleler, azınlıklara itaat etmiyor, peşlerinden gitmiyor ve onlara saygı etmiyor; tersine, onları bir kenara itip yerlerine kendileri geçiyorlar. (Kütlelerin İsyanı)
  • Bundan dolayı tarihte -hayatta- imkanlar kendi başlarına gerçeklere dönüşmezler; birisi bileğiyle, beyniyle, emeğiyle, fedakârlığıyla bu tarz şeyleri gerçeklere dönüştürmelidir. Tarih ve yaşam, bu sebepten dolayı devamlı bir yapmadır. Hayatımız bizlere hazır olarak verilmedi; aslolan anlamında yaşam, tamamen, bizim devamlı ve biteviye yaptıklarımızdır. Süreç her an işlemektedir. (Üniversitenin Misyonu)
  • Hayat bir kaostur, insanoğlunun içinde kaybolduğu bir arapsaçı ve karmaşık bir çengel. (Üniversitenin Misyonu)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş