Eğitim

Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye – Birol Güven Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye – Birol Güven Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye kimin eseri? Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye kitabının yazarı kimdir? Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye konusu ve anafikri nedir? Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye kitabı ne konu alıyor? Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye PDF indirme linki var mı? Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye kitabının yazarı Birol Güven kimdir? İşte Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Birol Güven

Yayın Evi: Alfa

İSBN: 9752974449

Sayfa Sayısı: 140


Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Teneke üstünde midye pişirip, yağlı ekmek üstüne toz şeker mutluluğu yaşadığımız yıllardı. Rus sporcuların donlarını göreceğiz diye, sabaha kadar ‘artistik buz pateni’ seyrederdik. Şehrin göbeğinde dolaşan, fakat içine bir türlü giremeyen, kentsiz çocuklardık biz.Boş yere mutsuz çocuklardık biz. Adımız ‘damsızlar’dı bizim”

“Yurdum insanının en büyük problemi içeri girmektir. Ilkin üniversiteye, sonrasında işe, sonrasında yabancı bir ülkeye, sonrasında da Laila’ya girmek için uğraşır durur. Sonra görür ki, varlıklı olmak oldukca pahalı bir şeydir ve mutlu olmanın sınıfı yoktur.” Çocuklar Duymasın’ın senaristi Birol Güven, gülünç bir kılavuz kitapla karşımızda. Kitapta, hüzünlü ve gülünç bir üslupla, üst sınıflarla karşı karşıya gelme anlarında yaşananlar anlatılıyor. Kitap iki bölümden oluşuyor:

1. “Damsız” delikanlılık günleri2. Sosyetede davranış rehberi Birinci bölümde Birol Güven ‘gençlik yıllarından kesitler’i okurla paylaşıyor. Teneke üstünde midye pişmesini, gezgin Helga’ların Türk erkeklerine âşık olma haberlerine inanıp Bodrum’a gidişlerini konu alıyor. İkinci bölümün konusu, sosyete içinde ‘Taş Fırın Erkeği’ Haluk olmak! Bu bölümde, sosyeteyle ilk randevusuna çıkanlara, ‘durumu kurtarmak’ için taktikler veriliyor. Okura ‘sosyetikler arasında davranış rehberi’ sunuluyor. Kullanışlı ve gülünç bir kitap. Dudaklarınızdaki gülümseme uçmadan bitireceksiniz!


Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye Alıntıları – Sözleri

  • Günde üç öğün dayak yiyerek büyüyenler, bugün evlatlarının psikolojisi bozulur diye sesini bile yükseltemiyor.
  • Doğan gürünümlü bir otomobile kimi zaman beş kimi zaman altı şahıs dolar, bağdat caddesine kız tavlamaya giderdik. O denli umutsuz çıkardık ki yola otomobilde tavlayacagımız kıza yer bile bırakmazdı…
  • bayanlar çiçek gibidir. Fazlaca su verince de azca su verince de bozulurlar!
  • Annelerimiz asla gitmezdi kuaföre fakat karılarımız sanki yoklama yapıyorlarmış benzer biçimde, sanki devam mecburiyeti varmış benzer biçimde, asla çıkmıyorlar oralardan. Cilt bakımı manikür-pedikür yaptıran erkekler var etrafımızda. Onlara bir de at kondu: Metroseksüel adam!
  • Hepimiz istesek de istemesek de, adını koysak da koymasak da, hatta anlatmaya utansak da utanmasak da,  bir “derslik atlama mücadelesi” içinde olduğumuzu oldukca iyi biliyoruz…
  • O denli gizliydi ki aşklarımız sevgililerimizin bile bundan haberi olmazdı…
  • Kitaplar hep hususi olmuştur benim için. Hiç kitap almasam da, saatlerce dolaştığımı bilirim  kitapçılarda. Dokunmak bile oldukca büyük zevk verir bana. Bazılarını asla okumayacağımı bile bile, alır getiririm eve. Okuyamadığım kitapları satın alarak, suçumu hafifletmeye çalışırım bir ihtimal…


Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ilk olarak bu kitabı ikinci kez okuyorum, bunu belirteyim. Sohbet tadında ve mizahi içerikli olduğundan yine okumak istedim. Aynı zamanda geçen yıl 2 Nisan’da bu kitabı okumuşum. Bu yıl de 1 Nisan’da okudum. Planlanmış bir şey değildi. Nasıl olduysa.‍️
▪️Çocuklar Duymasın dizisinin senaristi olan Birol Güven’in kaleminden.
Birinci bölümünde yazarın anılarından başlayıp, ikinci bölümde Nasıl sosyete olunur? mizahi dille informasyon sahibi oluyoruz. Severek okudum. Biraz gülmekten istiyorsanız bu kitabı okuyun. (Duygu Özbay)

Teneke üstünde midye pişirip, yağlı ekmek üstüne toz şeker mutluluğu yaşadığımız yıllardı. Rus sporcuların donlarını göreceğiz diye, sabaha kadar ‘artistik buz pateni’ seyrederdik. Şehrin göbeğinde dolaşan, fakat içine bir türlü giremeyen, kentsiz çocuklardık biz.Boş yere mutsuz çocuklardık biz. Adımız ‘damsızlar’dı bizim” (Hakan Arıkan)

Birol Güven’in hayatında kesitler almış olduğu , çeşitli tecrübelerini paylaşmış olduğu, keyifli arada okuyup dağılan dikkatinizi toparlamak için okutabileceğimiz bir kitap (S.guvenir)


Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye PDF indirme linki var mı?


Birol Güven – Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Birol Güven Kimdir?

Birol Güven (d. 1 Mayıs 1964, Kocaeli), Türk film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen.

Gebze Lisesi’ni bitirdikten sonrasında Ankara Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği’ni tamamlamıştır. İstanbul Sultanahmet’te İngilizce gezgin rehberliği de yapmıştır. Rehberlik yaparken Gani Müjde ile tanışmış ve yanında senaryo yazarlığına adım atmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce öğretmenliği yaparken Gani Müjde ile tanıştı ve onun yanında Tükenmez Kalem’de senaryo yazmaya başladı.


Birol Güven Kitapları – Eserleri

  • The School Of Mandıra Filozofu
  • Yatak Odası Diyalogları
  • Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye
  • Çocuklar Duymasın
  • Tatil Diyalogları


Birol Güven Alıntıları – Sözleri

  • Kitaplar hep hususi olmuştur benim için. Hiç kitap almasam da, saatlerce dolaştığımı bilirim  kitapçılarda. Dokunmak bile oldukca büyük zevk verir bana. Bazılarını asla okumayacağımı bile bile, alır getiririm eve. Okuyamadığım kitapları satın alarak, suçumu hafifletmeye çalışırım bir ihtimal… (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • Bizi biz icra eden elde ettiklerimiz değil vazgeçebildiklerimizdir. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Fazlaca şey koparacağım bu çağdaş dünyadan. Ben yakında ondan kurtulacağım fakat o benden kolay kolay kurtulamayacak, iki elim yakasındadır, zira bizi bu hale o getirdi. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Günde üç öğün dayak yiyerek büyüyenler, bugün evlatlarının psikolojisi bozulur diye sesini bile yükseltemiyor. (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • Erkekler için cinsellik sıcak suya karıştırılıp derhal içilen nescafe, hanım için ise kısık ateşte yavaş yavaş yapılmış köpüklü bir Türk kahvesidir. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Mutlu bir evliliğin sırrı, hemen hemen bir sırdır.. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Yazdıklarımı evlatların da ulaşabileceği bir yere koyabilirsiniz… (The School Of Mandıra Filozofu)
  • ”Filmin başrolü ben değildim. Mandıra Filozofu filminden bahsediyorum. Filmin başrolü o güzel manzaralı ormanlık araziydi. Sırf bu yüzden iki yıl bu ormanlık araziyi aradık. İlk yıl bulamayınca filmi çekmekten vazgeçtik. O denli önemliydi. Olmazsa Olmazdı. Olamazdı. İki yıl arayıp bulduğumuz o güzel ormanlık arazi, iki saatte yandı bitti kül oldu.
    Filmin öteki başrolü Rasim Öztekin abimdi. O da bir koca çınardı. Bir çınar benzer biçimde tek ve hür ve bir orman yangını benzer biçimde ansızın çekti gitti. Ardında bir aydınlık bırakarak.
    Israrla eski Türk filmlerini seyredenlere rastlıyorum kimi zaman.
    “Biz filmi seyretmiyoruz ki abi” diyorlar “biz eski İstanbul’u seyrediyoruz“
    Bundan sonrasında bizim filmi seyredenler de öykü için, oyuncular için değil de  o yanan, o güzel ormanlar için seyredecekler kim bilir…
    O süre vardığında, ormanların niçin yandığını ve niçin söndürülemediğini daha net bilecekler.
    Bugün havada kelimeler uçuşuyor.
    Küresel ısınma diyorlar.. Tayyare fiyatlarından bahsediyorlar.. Tayyare kiralamalardan bahsediyorlar.. Orman yangınlarıyla mücadelenin özelleştirilmesinden bahsediyorlar. Yanan ormanlara otel dikilmesinden bahsediyorlar… maliyet yüzünden işten çıkartılan pilotlardan söz ediyorlar…
    Bu cümlelerde geçen kavramlar hangi sistemin  kavramları?
    Orman yangınları için bir görevli bir suçlu aranıyor. Şu havada uçuşan kelimelere bakarak arayalım suçluyu, tıpkı bir kelime bulmacası benzer biçimde…
    Hani bazı kelimeleri birleştirip anlamlı bir cümle elde ederiz ya.. havada uçuşan cümleleri takip ettiğimizde bir tek kelimeye ulaşıyoruz: kapitalizm!
    Bana hep soruyorlar;
    “Gerçek hayatta Mandıra Filozofu gibi yaşamak mümkün mü?”
    Hep diyordum;
    “Bu sistemde Mandıra Filozofu olmak için bile para lazım. Çünkü O araziyi almak için de para lazım”
    Artık şunu da eklemek isterim;
    Meğer ek olarak yangın uçakları,  yangın helikopterleri filan da lazımmış. Yangınla savaşım organizasyonu da lazımmış.
    Yok o şekilde sistemden kaçıp bir kulübeye sığınmak. Bu paracı seviye yada paracı düzensizlik orman yangını şeklinde gelip seni kulübede buluyormuş.” (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Yatağa gelirken makyajını siliyorsun, kirpiğini çıkarıyorsun, lenslerini çıkarıyorsun ve başka bir bayan oluyorsun. Kendimi kandırılmış hissediyorum. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Tanrı
    Kadınlara geçmişi ve geleceği
    Erkeklere ise yaşamış olduğu günü armağan etti
    Kadınlar, geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz
    Erkekler, daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız oldular. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Bir hanıma güzel bulunduğunu söylemeyin;
    ona başka bir kadının onun benzer biçimde olamadığını açıklayın
    ve görmüş olacaksınız ki tüm kapılar size açılacak. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Seks hakkında hiçbir şey bilmiyorum zira hep evliydim. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Aşk bir hayal, evlilik ise bir gerçektir.
    Hayal ile gerçeği birbirine karıştırırsanız,
    hayalleriniz bu işten zararı dokunan çıkar.
    -Goethe (Yatak Odası Diyalogları)
  • O denli gizliydi ki aşklarımız sevgililerimizin bile bundan haberi olmazdı… (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • TRT Müzik’te Zeki Müren “Sevemez Kimse Seni Benim Sevdiğim Kadar” şarkısını söylüyordu, oğlum şarkıyı duyunca koşarak yanıma geldi ve heyecanla bana aynen şu şekilde dedi:
    “Baba bak! Adam Beşiktaş’ın şarkısını söylüyor.” (The School Of Mandıra Filozofu)
  • History is his story. (Yatak Odası Diyalogları)
  • İleride “bigün” mutlu olmak için uğraşıyoruz tamamımız. O gün ne süre, 1 yıl sonrasında mı yoksa 40 yıl sonrasında mı belli değil. Bir gün mutlu olacağımıza niçin bugün mutlu olmuyoruz? Karpuz değil ki bu mevsimi olsun. Bir terslik var bu işte; dört mevsim karpuz yiyecek istiyoruz, mevsimini bekleyemiyoruz fakat mutluluk için dönemin gelmesini bekliyoruz. Oysa haiz olduklarımızla bugün mutlu olmak mümkün, görmüyoruz.
    Bir sıralama yapsak kötü olmaz aslen. Nelere sahibiz biz? Nefes almayı birinci sıraya yazalım sözgelişi. Her gün her sabahleyin denetim edelim bu listeyi. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Her adam güzel, anlayışlı, tasarrufu bilen
    ve iyi yiyecek pişiren bir eş ister;
    fakat yasalar ne yazık ki yalnızca tek hanımla
    evlenmeye izin veriyor.
    -Holy Matrimony (Yatak Odası Diyalogları)
  • Sahip olduğuna değil de daha oldukca haiz olmadıklarına odaklanıyor çağdaş insan. Kim bilir kim bilir nelere haiz, bilincinde değil. Şükretse elindekilere, kıymetini bilse oldukca mutlu olacak fakat şükreden insan saygın değil, zira şükredene satış yapmak zor. İnsan elindekiyle yetinirse sistem çökecek. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Modern hayata itiraz eden özgür insanlarımızın sayısı ne kadar oldukca olursa o denli özgür bir dünyamız olur. (The School Of Mandıra Filozofu)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş