Eğitim

Theseus – Romulus – Plutarkhos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Theseus – Romulus – Plutarkhos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Theseus – Romulus kimin eseri? Theseus – Romulus kitabının yazarı kimdir? Theseus – Romulus konusu ve anafikri nedir? Theseus – Romulus kitabı ne konu alıyor? Theseus – Romulus PDF indirme linki var mı? Theseus – Romulus kitabının yazarı Plutarkhos kimdir? İşte Theseus – Romulus kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Plutarkhos

Çevirmen: İo Çokona

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053324539

Sayfa Sayısı: 128


Theseus – Romulus Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Plutarkhos (46-119?): Eserleri 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Avrupa’da tarih ve tecrübe etme yazımını büyük seviyede etkileyen fazlaca verimli bir yazardır. Plutarkhos’un Lamprias adlı kataloga nazaran 227 eseri vardı. Ahlak, din, tabiat, siyaset ve sanat üstüne yazdıklarından günümüze ulaşanlar Ethika adıyla anılır. 

Plutarkhos aslolan ününü Yunan ve Romalı kahramanları birbiriyle karşılaştırdığı Paralel Hayatlar adlı eseriyle kazanmıştır. Bu eserde bir insanoğlunun benliğinin kendi kaderine ve başka insanların yaşamlarına olan etkilerini birbirine bağlanmaya çalışmıştır. Atina’nın kurucusu Theseus ile Roma’nın kurucusu Romulus’u mevzu edinen ve karşılaştıran Theseus-Romulus çifti Paralel Hayatlar’ın en mühim bölümlerinden biridir. 


Theseus – Romulus Alıntıları – Sözleri

  • Ayrıca bayanların gerdek odasına yürüyerek değil, kucakta girmeleri de o dönemden kalma bir alışkanlıktır, şu sebeple hanımefendiler kendi istekleriyle değil, zorla evlilik hayatına girmişlerdi.
  • Romulus birçok yasa çıkardı. Aralarından en sert olanı hanımlarla ilgiliydi. Buna nazaran bayanların hiçbir suretle kocalarını terk etmeye hakları yoktu. Tersine, çocuklarını zehirlemeye, evin anahtarlarının sahtesini halletmeye, ya da zinaya kalkıştığında adamın karısını terk etmeye hakkı vardı.
  • Kanımca aşkı, tanrılar tarafınca gençleri kollamak ve korumak için gönderilen bir armağan olarak gören filozoflar fazlaca haklı.
  • Leos, Pallandideslerin planlarını Theseus’a söylemiş oldu, zaman kaybetmeyen genç kahraman da, ani bir saldırıyla tümünü yok etti. Pallas taraftarları olanları duyunca dağıldılar. O günden sonrasında Palleneliler ile Agnouslular içinde evlilik olmaz. Hatta hatiplerin anlatmaya alışık oldukları (akuete leo-ey halk, dinle) cümlesini bile, içindeki halk anlamına gelen “leo” kelimesi Leos’un adını ve ihanetini çağrıştırdığı için kullanmazlar.
  • Yunanistan’da ana ya da baba katili olmak iyi mi inanılmaz bir şeyse, Roma’da da eşinden boşanmak o denli inanılmaz sayılırdı. Mesela, uzmanlar hariç Yunanlıların hiçbiri ilk baba ya da ana katilinin kim bulunduğunu bilmez, Romalıların tümü de kısırlık nedenini ileri sürerek eşinden ayrılan ilk Romalının Sporius Carvilius isminde biri bulunduğunu bilir, şu sebeple bu fazlaca nadir bir şeydi.
  • Belli ki, sanat dallarıyla sesini duyurabilen şehirlerin düşmanı olmak zekice bir iş değildir. Mesela Minos, Atina tiyatrolarında sürekli küçümsendi ve ona küfredildi. Ne Hesiodos’un “muhteşem Minos” demesinin, ne de Homeros’un “Zeus’un yakın dostu” olarak nitelendirmesinin bir yararı oldu. Tragedya şairlerinin tiyatro sahnelerinden onun fena ve adaletsiz bulunduğunu duyurmaları baskın çıktı.
  • her ikisi de yargı sürme kabiliyetine sahipken, krallık mertebesini terk edip başka tür yönetim şekli uyguladılar. Biri demokrasiye, diğeri tiranlığa önem vererek değişik istikamatlere doğru da olsa, ikisi de aynı hataya düştüler. Zira yargı devam eden birinin tek amacı tacını muhafaza etmek olmalıdır. Bunu başarmanın tek yolu da, uygun olanı korumaktan fazlaca, uygun olmayandan uzak durmaktır. Demagog ya da despot sayılıp halkın nefretini kazanır. Birincisi hayırseverlik ve hoşgörü, ikincisi bencillik ve insafsızlık yüzünden aynı yanlış sonuca varır.
  • …şehirlerin de insanoğlu benzer biçimde kaderleri olduğuna… inanılırdı.
  • Tanrı Hermes’in sulh simgesi olan asasıdır.
    Latince “Caduceus” olarak anılır.
    Zeytin ya da defne ağacından yapılmış bir sopa üstüne sarılmış iki yılan figüründen oluşur.
    Apollon‘un pan kavalı karşılığında Hermes‘e verdiği efsanevi değnektir.
  • “Theseus Girit’e ulaşınca, Ariadne’den ünlü keten yumağını aldı. Ona aşık olan kız, Labirent’in karmaşık dehlizlerinde kaybolmamasının sırlarını öğretti.”
  • “Onu ne Boiler ne de Keltlerin sayısız kabileleri yok etti
    Kimse onu Po Nehri’nin kudurmuş sularına atmadı.
    Yiğit erler kollarından çıkarıp üzerine fırlattı silahlarını
    Bunlar oldu sefil kız için ölüm yorganı.”
  • Aşkı, tanrılar tarafınca gençleri kollamak ve korumak için gönderilen bir armağan olarak gören filozoflar fazlaca haklı.Mesela tanrılar tarafınca gönderilmişe benzeyen Ariadne’nin Theseus’a duyduğu aşk onu ölümden kurtardı.Demek ki âşık olan bir bayanı kınamaktansa, her insanın âşık olmamasını kınamamız gerek.
  • “Hepimizin bedeni ölümü takip eder,
    hayatta kalan tek şeyse ruhumuzdur,
    bu yüzden göklerden ulaşır bizlere.”
  • Dostuna hak ettiğini vaat ettiğin benzer biçimde ver.


Theseus – Romulus İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Plutarkhos, M.S. 46-119 yıllarında yaşamış olduğu kabul edilen Ethika (eğitim, kültür, yaşam) ve Karşılaştırmalı Yaşamöyküsü yazarı.

Bundan iki bin yıl ilkin yaşamış olmasına karşın 150’den fazla anlatıcıdan faydalanıyor eserlerinde. Muazzam bir sayı. Muazzam bir kaynak deposu kendisi.

Burada da en net tabiriyle Atina ve Roma şehirlerinin kurucularının hayatlarını ilmek ilmek işliyor. Eserinin son birkaç sayfasında da Theseus ve Romulus’u karşı karşıya koyup bir değerlendirme yapmış olup sonuca varıyor.

Yunanca aslından çevirisi İo Çokona tarafınca yapılıyor. Türkiye İş Bankası gene teşekkürü hak eden bir iş başarmış.

Tarih ve mitoloji severlere. (Adem Kara)

Korkudan Cesaret Bularak… #Platon: Yazarımız Plutarkhos MS I yüzyılda yaşamış Yunan tarihçi, yaşam öyküsü ve tecrübe etme yazarıdır. Kendisini günümüze devreden “Paralel Hayatlar” yazı serisiyle tanırız. Asıl olanı ise kendisinin ciltler dolusu bir yazım yaşamı olduğudur. Kaynağın ilk elden sahibidir.
Plutark’ın tarihte mühim olması sayısız eserler vermesinden ziyade kitaplarında 151 tane yazarın ve Aristoteles’in günümüze ulaşamayan 70, Theophrastos’tan ise 50 alıntı yapmıştır. Bunlar bile yazarın ne kadar kıymetli bulunduğunun birer kanıtı olmaktadır.
Ilk olarak yazarın MÖ 8. Yüzyılda yaşamış devlet adamı ve kanun koyucu olan kitap/lykurgosun-hayati–21340 eseri, bu kitabını yazmaya cesaret vermiştir. Kesinlikle bilgilerin doğru olmasına itina gösteren Plutarkhos bu eseri için ise; “Tabi şimdiye kadar aktardığım bilgiler gibi, bunların da masal olmadığını varsayarsak,” demesi elinde olan verilerin doğruluğuna nazaran yazıldığına vurgulamak istemiştir. Zira kişilerin zamanları mit kahramanlarına karışmış, tarihin kesinlikle olmadığı devirlerden bahsedilmektedir. Eserde Homeros’tan, Euripides’ten, Aristoteles’ten ve nice adını duymadığımız tarihçilerden bahsetmektedir. Hatta birçok yerde bu kişilerin eserlerinden faydalanmış, inanılmış olduğu ve inanmadığı mantık dışı olan bölgeleri ise yapıt üstünde belirtmiştir.
“Ben küçük bir şehirde doğdum, ama daha da küçülmemesi için orada kalmaya karar verdim.” (Alıntı gonderi/38607762 )
Her iki karakterinde birbirine yakın ortak özelliklerinin olması, mertlikleri, uyrukları tarafınca sevilmeleri ve ileriki zamanlarda kız kaçırma vakalarına da karışmaları ortak özellikleridir. Bu kız kaçırma vakaları her ikisinin de genç yaşta hak etmedikleri bir halde ölmelerine sebebiyet vermiştir.
Theseus; Atina kent kurucusu, birleştiricisi ve kanun koyucusu olarak bilinmektedir. Zaten kral olan babasının ardılı evlilik dışı çocuğudur. Bir öteki rivayete nazaran ise Poseidon’un oğlu olduğu savunulmaktadır. Ancak mantık çerçevesinde ve eldeki veriler ile emek harcama yürüten Plutarkhos Atina Kralı Aegeus’u hedef almıştır. Kaynaklar göstererek adım adım doğumundan ölümüne kadar Theseus’u ve kişiliğini, karıştığı vakalar ve verdiği tepkileri roman tadında okuruna anlatmıştır.
Ege Denizi’nin adını alması.
Girit Kralı Atina’da meydana getirilen bir şenlikte – Panathenaia – düzenlenen yarışmada kendi uyruklarından birinin kazayla ölmesini bahane ederek Atina Kralı olan Aegeus’tan rejim olarak her yıl 14 şahıs – 7 kız ve 7 adam – Girit’e gönderilmesini ister. İlk başlangıçta zor gelmeyen bu rejim işi zaman içinde Atinalıların zoruna gider ve evlatlarını vermek istemezler. Zira gidenler Labirent denen bir yere bırakılıyor ve Minotauros denen bir öküzden hallice canavar – ki ben bunun o şekilde olduğuna inanmıyorum; miğferinde öküz boynuzları olan komutan demek daha doğru olur – tarafınca öldürülüyordu. Girit Kralı Theseus’un da baba ocağına döndüğü bir süre 14 kişilik grubu seçerlerken ilk olarak Theseus’u seçmiştir ve Atina Kralı ise oğluna Minotauros’u öldürmesini söylemiştir. Gönderilecek geminin kaptanına ise beyaz – aslına bakarsak kırmızı – yelkenler verip, eğer oğlum ölmeden dönerse beyaz yelkenlilerle şehre dönün demiştir. Theseus, Minotauros’u öldürür ve öteki kalanlarla birlikte şehre dönerken zafer sarhoşluğu sebebiyle siyah yelkenlileri değiştirmeyi unuturlar. Bunu nazaran Atina Kralı ise oğlunun öldüğünü düşünür ve o acıyla bulunmuş olduğu uçurumdan kendini Ege Denizi’ne bırakır. O günden sonrasında denizin adı Aegeus Pontos olarak değişmiş olur ve zaman içinde Ege Denizi halini alır.
Romulus; Roma şehrinin kurucusudur. Aslına bakılırsa yüzlerce şahıs Roma kent kurucusu olarak gösterilmektedir. Ancak verilere ve mantığa en fazlaca yatan ise Romulus’tur. Babasının harp tanrısı Ares olduğu rivayet edilir, sadece akla yatkın olan hadise ise tabanca diretmesiyle tecavüze uğrayan bir kadının ikiz evlatlarından biridir. Doğumu fazlaca sansasyon yarattığı için nehire sepet içinde bırakıldığı rivayet edilir, bizimde bildiğimiz Darkan – Tarkan – kahramanı benzer biçimde dişi kurt tarafınca yetiştirtildiği söylenmektedir.
O zamanlardan günümüze kadar gelen birçok tane vardır. Bunlardan bir tanesi dudaktan öpüşme Roma şehri kurulacağı vakitten gelmedir. Onun haricinde gelinlerin gerdek gecesine kucakta taşınması da Roma şehri kurulumdan kısa bir süre sonraya dayanmaktadır. Romulus tarafınca başka bir şehirle yakınlaşmak ya da harp çıkarmak adına bazısına nazaran beş yüz yirmi yedi, bir başkasına nazaran ise altı yüz seksen üç olan sadece yazarımızın desteklediği otuz bekâr kadının kaçırılması sebebiyet vermiştir bu hadiseye. Kucakta gerdeğe götürülmeleri ise zorla bir evliliğe sürüklenmeleri içindir. Zamanla bu üzüntü duyulan vaka, mutluluk ve gereksinim halini alıp damadın gelini kucaklayıp odalarına götürülmesi benzer biçimde mana yitirilmesine uğramıştır. Söylediğimiz şeyler günlük hayatlarımızda karşılaştığımız insan durumlarıydı. Ancak o zamandan kalan ve kitapta geçen sayısız vaka ve olayların getirmiş olduğu gelenekler mevcuttur.
Hatta kaçırılan kızların hemen sonra söyleyeceği; “Bekâretimizi koruduğumuz sırada bizi kurtarmaya gelmediniz. Şimdi eş ve anne olmuşken onlardan – kaçıranlardan – koparmaya çalışıyorsunuz. Bize sunduğunuz yardım önceki ilgisizliğinizden ve ihanetinizden çok daha incitici. Bir tarafta onların bize gösterdiği sevgi, diğer tarafta sizlerin şefkati var. Savaşı başka nedenlerden dolayı yapmış olsaydınız bile, bizim hatırımız için durdurmanız gerekirdi, çünkü artık onlarla akrabasınız. Madem bizim uğrumuza savaşıyorsunuz, bizleri damatlarınız ve torunlarınızla beraber alın. Bizi ailelerimizde kavuşturun, ancak bunu kocalarımızdan ve çocuklarımızdan koparmadan yapın. Yalvarıyoruz size, bizi tekrar esir durumuna sokmayın.” – Sayfa 60,61 – Savaştan daha acıydı.
“…şehirlerin de insanlar gibi kaderleri olduğuna… İnanılırdı.” (Alıntı gonderi/40987575 )
38 yıl yargı devam eden Romulus, Theseus kadar talihli değildi. Atina kurucusunun cesedi bulunurken, Romulus’un ne cesedi, ne elbiseleri ne de silahı bulunmuş oldu. Ama her ikisi de peşinden milyonlarca insana ev sahipliği meydana getiren muhtemelen de dünyanın sonuna kadar daim olacak şehirler bıraktılar. Bana kalırsa erdem ve terbiye yönünden Romulus, cesaret ve güç bakımından ise Theseus halka mal olmuş kişilerdir.
Kitabım Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan, İo Çokona’nın dillendirdiği çevirisi çok büyük… Olay, örgü ve yazarın dili anlaşılmayacak hiçbir şey bırakmamaktadır. Akıcı, meraklandırıcı ve en önemlisi bilginin ilk sahibinin ağzından çıkan derleme yaşam biyografisi olan kitap okunmaya kıymet. İçeriğinde kısa bir yazar yaşamı ve eserleri, peşinden çevirmen önsözü ve arkasından öncelikle Theseus’un yaşamı, devamında ise Romulus’un yaşamı; kişiler bittikten sonrasında yazarın yapmış olduğu kısa bir kişilik karşılaştırması ve en sonunda ise sonnotlar başlığı altında eserin daha iyi anlaşılmasını saylayan bilgilerin ve kaynakların bulunmuş olduğu bölümler yer verilmiştir. Baskısında, muhteviyatında mesele yoktur.
Sözün aslı; tarih bilimcilerin dillerinden hoşlanmayıp, değişik bir içerik arayanlara rehber yazardır Plutarkhos. Birfazlaca eserini keyifle okudum ve birçok arkadaşıma tavsiye ettim. Kesinlikle okunulası ve tavsiye edilesidir.
Sevgi ile kalınca. (Tayfun)

Beklediğim kadar güzel olmayan, hele ki theseus bölümünde aşırı sıkan bir kitaptı. Antik Yunan’ın kurucusunun doğumu ve kahramanlıklarını peşinden da Antik Roma’nın kurucusu nun doğumu ve kurtulduğu badireleri ve ikisinin de kurduğu şehirleri iyi mi kurduklarını anlatmakta ve kitabın sonunda ise ikisini kıyaslamaktadır. Şahsen kısa bir kitap olduğundan baydı diyemem. Tadında bırakılmış desem yeridir. Plutarkhos’un Theseus ve Romulus’u karşılaştırdığı kısım aşırı kısa. Eğer yalnız kıyaslamayı okumak için alıyorsanız, okuyacağınız altı üst 5 sayfadır. (Batuhan Çelik)


Theseus – Romulus PDF indirme linki var mı?


Plutarkhos – Theseus – Romulus kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Theseus – Romulus PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Plutarkhos Kimdir?

Mestrius Plutarchus (MS. 46 – 120?) Yunan tarihçi, yaşam öyküsü ve tecrübe etme yazarı. Ayrıca orta dönem Platonculardandır. Plutarkhos Delfi’nin ortalama 35 km doğusunda bulunan Chaeronea, Boeotia Yunanistan’da iyi bir ailede dünyaya gelmiştir. Plutarkhos ciltlerce yapıt yazmış olduğu belirtilmektedir. Lampria Katalogu adlı bir antik katalog sıralamasında 227 eseri olduğu bildirilmiştir. Elimize geçen eserleri Paralel Yaşamlar ve Moralia adlı iki toplanmış eserdir.

Plutarkhos MS46 senesinde Delfi’nin ortalama 35 km doğusundan bulunan Chaeronea şehrinde dünyaya gelmiştir. Bu kent Yunanistan’ın Beotia bölgesindedir; Hesiodos ve Pindaros’un doğum bölgesi ve bu kent Makadonyalı II. Filip’in Yunanlıları yenmiş olduğu mevkii olarak ün yapmıştır. Ailesi bu şehrin ileri gelen yerli zenginlerinden biri idi. 

Plutarkhos’un yaşamı hakkında bilgiler yazmış olduğu denemelerden direkt doğruya yada onları yorumlamayla çıkartılmıştır. Mesela Plutarkhos’un yazmış olduğu otobiyografik bir tecrübe etme (De sollertia animalium) yorumlanarak babasıyla pek arasının iyi olmadığı fakat bu denemede adları anılan kardeşi (Lampria) ve büyükbabası (Nikardo) iyi geçindiğini sonucuna varılmıştır.

MS 60 yıllarında Atina’ya gidip oradaki Akademia’da “Ammonio”‘nun derslerine devam etmiş olduğu ve onun fazlaca iyi bir talebesi ve müridi olduğu ve retorik, matematik ve Platoncu felsefe derslerinde başarı kazanılmış olduğu bildirilir.


Plutarkhos Kitapları – Eserleri

  • İskender – Sezar
  • Lykurgos’un Hayatı
  • Gevezeler ve Meraklılar
  • Theseus – Romulus
  • Demosthenes – Cicero
  • Marcus Antonius
  • Yaşamlar XXI
  • Marcus Antonius
  • Gracchus Kardeşler
  • İki Yüzlü Hayatlar ve Hileler
  • İsis ve Osiris
  • Likurgus – Numa
  • Solon – Poplicola
  • Aristides – Cato Maior
  • Themistokles – Camillus
  • Antonius ve Kleopatra
  • Kimon – Lucullus
  • Alkibiades – Coriolanus
  • Paralel Yaşamlar
  • Yaşamlar 1
  • Müzik Üstüne
  • Perikles – Fabius
  • The Fall of the Roman Republic
  • The Rise of Rome
  • On Sparta
  • Thesus, Romulus, Lykurgus ve Numa’nın Hayatları


Plutarkhos Alıntıları – Sözleri

  • Kader kaçınılmaz olmaktan ziyade beklenmediktir… (İskender – Sezar)
  • Tanrı Hermes’in sulh simgesi olan asasıdır.
    Latince “Caduceus” olarak anılır.
    Zeytin ya da defne ağacından yapılmış bir sopa üstüne sarılmış iki yılan figüründen oluşur.
    Apollon‘un pan kavalı karşılığında Hermes‘e verdiği efsanevi değnektir. (Theseus – Romulus)
  • “Theseus Girit’e ulaşınca, Ariadne’den ünlü keten yumağını aldı. Ona aşık olan kız, Labirent’in karmaşık dehlizlerinde kaybolmamasının sırlarını öğretti.” (Theseus – Romulus)
  • There is no difference between a friend and a mercenary except that the former is kept by the way he is treated and addressed, and the latter by money. (On Sparta)
  • şehirlerin azabı büyük gücün erdem ve adaletle talih eseri bir araya gelmesiyle sona erecektir. (Paralel Yaşamlar)
  • “Onu ne Boiler ne de Keltlerin sayısız kabileleri yok etti
    Kimse onu Po Nehri’nin kudurmuş sularına atmadı.
    Yiğit erler kollarından çıkarıp üzerine fırlattı silahlarını
    Bunlar oldu sefil kız için ölüm yorganı.” (Theseus – Romulus)
  • Âşığın ruhu bir başka birinin bedenindedir. (Marcus Antonius)
  • Tüm bu zafer kutlamaları ve şenliklerden sonrasında bir nüfus sayımı yapılmış oldu, netice da her insanın nefesini kesti. Üç yüz yirmi bin kişinin yaşamış olduğu şehirde artık yüz elli bin şahıs yaşamaktaydı. Bu acımasız iç harpte o denli insan yaşamını kaybetmişti. Ayrıca İtalya’nın öteki bölgelerindeki kayıplar bu hesaba dahil edilmemişti. (İskender – Sezar)
  • Görmeyenler için körlük iyi mi fena bir şeyse, eğitimsizler için de bilgisizlik o denli kötüdür… (Yaşamlar XXI)
  • Unutmayın Bu dünyada yaşamıyoruz, bu dünyadan geçiyoruz. (İki Yüzlü Hayatlar ve Hileler)
  • Az konuşanların fazlaca yasaya ihtiyacı olmaz. (Lykurgos’un Hayatı)
  • “Eğer hakkaten haiz olduğumuz biricik şey içinde bulunduğumuz an ise ve haiz olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına nazaran, birinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır. ” (Marcus Antonius)
  • The ordinary mind will see in his plight an example of the fickleness of fortune, but to the wise it will seem rather an example of reckless ambition. (The Fall of the Roman Republic)
  • The tribune Sulpicius, a man so thoroughly bad as to be quite exceptional; one tended to inquire not what others he surpassed, but on what occasions he surpassed himself in wickedness. (The Fall of the Roman Republic)
  • “Şurası bir gerçektir ki, kendi yaşamlarıyla yüzleşmeyi katlanılmaz kabul eden insanoğlu vardır; Bu insanların akılları, bir fener benzer biçimde ışık tutamaz onlara, kusurlarla dolu ruhları, kendi içlerine bakmaktan korktuğundan, dışarıya yönelip başkalarının dertleri çevresinde tur atar, fena niyetlerini besleyerek şişmanlatırlar. Kümesinde yiyeceği emrine amade olan tavuğun, “gübrenin altında nerede bir arpa tanesi bulabilse” ona çöplenmesi benzer biçimde, meraklılar da, kimsenin onlara öğrenmelerini yasaklamadığı ortada duran mevzular yerine, her evde gizli saklı tutulan ve görünmeyen kusurları araştırırlar.” (Gevezeler ve Meraklılar)
  • Sözün aslı: “Sulla’nın başarıları daha çoktu, fakat Lysandros’un yanlışları daha azdı; biri isteklerine egemen olabilen, soğukkanlı, ölçülü bir kişiydi; diğeri askerdi, kahramandı” demekle hakkaten pek de ayrılmış olmayız. (Yaşamlar XXI)
  • It appears that there was an ancient oracle about Hannibal’s death: ‘Libyssan earth will hide the body of Hannibal.’ Hannibal himself took this as a reference to Libya and burial in Carthage, and inferred that he would end his days there. But there is in Bithynia a sandy place by the sea, and a small village nearby called Libyssa. (The Rise of Rome)
  • Nasıl iyi adam olabilir ki, kötüler bile korkuyor ondan (Lykurgos’un Hayatı)
  • There was another occasion when the enemy had given him an opportunity to attack but the Romans had shrunk from going into action and both sides had withdrawn. Marius then called an assembly of the soldiers and said: ‘I don’t know whom I should call the greater cowards, you or the enemy. You couldn’t stand up to the sight of their backs, and they were frightened by the napes of your necks.’ (The Fall of the Roman Republic)
  • He also ordered the night-watchmen to stand guard without spears, believing that his men would be more attentive and do a better job of staying awake if they were unable to defend themselves from an enemy attack. (The Rise of Rome)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş