Eğitim

Tortu – Selçuk Baran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tortu – Selçuk Baran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tortu kimin eseri? Tortu kitabının yazarı kimdir? Tortu konusu ve anafikri nedir? Tortu kitabı ne konu alıyor? Tortu PDF indirme linki var mı? Tortu kitabının yazarı Selçuk Baran kimdir? İşte Tortu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Selçuk Baran

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750847288

Sayfa Sayısı: 104


Tortu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Tortu”

Selçuk Baran öyküleri tekrardan okuruyla buluşuyor

Selçuk Baran’ın yedi öykü kitabı daha ilkin Yapı Kredi Yayınları’ndan “Ceviz Ağacına Kar Yağdı” (2008) adıyla tek ciltte toplanmıştı. Tüm öyküleri şimdi gözden geçirilerek, yazar fotoğraflarının bulunmuş olduğu kapaklarla ayrı ayrı basılıyor.

Selçuk Baran’ın öykü kitapları dizisinde yer edinen “Tortu” (1984) beş öyküden oluşuyor: “Ablam”, “Arif Hikmet Bey”, “Konak”, “Zekiye”, “Tortu”.

Yalnızlık ve umutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edilen Selçuk Baran, Behçet Necatigil’den Vedat Günyol’a, Füsun Akatlı’dan Selim İleri’ye, Hulki Aktunç’tan İbrahim Yıldırım’a, İnci Aral’dan Behçet Çelik’e pek oldukca yazarın övgüyle üstünde durduğu, sadece günümüz okuru tarafınca daha çok keşfedilmeyi bekleyen bir yazar.

“İşte böyle… Kırmızı gül bile yetişmeyen, kadınları oya işlemek istemeyen bir kasabada oturuyorduk. Bazı bahçelerde hemencecik geçen pembe güller olurdu. Güzel kokarlardı ama koparıp su dolu bir bardağa koymaya gelmezdi; hemen yapraklarını dökerlerdi.”


Tortu Alıntıları – Sözleri

  • Gerçek yaşam, insanoğlunun doğru bulduklarını yapabildiği bir hayattır.
  • Elimizde kalanlar yaşadığımız günlerin bir tortusudur. Şu gün ne veriyor, bilmiyoruz. Seneler sonrasında tortusunu tadınca bileceğiz.
  • Bana gerçek yaşamın ne işe yaradığını soruyordun. Bu soruna yanıt verebilirim şimdi. Gerçek yaşam, insanoğlunun doğru bulduklarını yapabildiği bir hayattır.
  • Birden hüzünlü insanoğlu oluvermiştik; ailemizin ve kasabamızın diğeri insanlarına benzemiştik kısacası.
  • Bana gerçek yaşamın ne işe yaradığını soruyordun. Bu soruna yanıt verebilirim şimdi. Gerçek yaşam, insanoğlunun doğru bulduklarını yapabildiği bir hayattır.
  • Hapı yuttuğunuzun bilincinde olmadıkça her şey iyi ve güzel. Bir an şüphe duyarsanız, kendinizi çalışmaya verirsiniz, para kazanmakla avunursunuz, tv seyreder, içki, sigara içersiniz. Böylece tüm korkularınızı bastırırsınız. Bastırdığınızı sanırsınız.
  • “İnsanın başına her şey gelebilir… Bunu unutma. Kimse ben şunu yaparım, bunu yaparım diye böbürlenmemeli.”
  • …hepimizin, aylıklı, ücretli köleler şeklinde çalıştırıldığımızı biliyorum. Sırtımızı sıvazlıyorlar, sonrasında insanlığımızı elimizden alıyorlar.
  • “Herkes birbirinin yaşantısını merak ediyor,” dedim, “Kimse memnun değil mi yoksa hayatından? Bizimkinin bir özelliği yoktur ki. Ne anlatayım?
  • Kötülüğe karşı savaşmaya kalkanlar fenalık yaparsa… Eğer onlar fenalık yapar, yalan söylerlerse… Bir sevgi, bir itimat sonradan tiksintiye dönüşürse… Söylesene, o vakit insan yaşayacak umudu nereden bulabilir?


Tortu İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir Yalnızlık Senfonisi: Normalde kitap incelemelerine müzik eklemesi yapmıyorum; fakat bu sefer kitabı yansıtan şu şarkıyı da dinlemenizi istedim: https://www.youtube.com/watch?v=fBG8RDAjJ94
“Gerçek hayat, insanın doğru bulduklarını yapabildiği bir hayattır.”
Kitapta Selçuk Baran bu şekilde bir tarif yapıyor. Açık bir halde yazmasa bile yaşamı minimum ikiye ayırdığı ve yapmış olduğu ayrımlardan birinin, “gerçek hayat” olduğu ortada.
Gerçek yaşam nedir? Hepimizin içinde bulunmuş olduğu, somut yaşantı hali diyebiliriz. Peki hepimizin ayrı ayrı içinde bulunmuş olduğu gerçek hayatla ilgili böylesine hüzünlü ve insanı karamsarlığa sürükleyen bir tarif yapılabilir mi?
Söz konusu tanımı icra eden Selçuk Baran ise, evet yapılabilir. Onun hayatında uçuk kaçık hayallerin yeri yok. Anlaşılan o ki, oldukca fazla hayal kurmuş ve oldukca fazla hayal kırıklığı yaşamış. Yaşamış ki, “insanın doğru bulduklarını yapabildiği bir hayattır,” demiş gerçek hayata. Tanımın içine hayalleri, umutları, lukları asla koymamış bile…
Kitaba gelirsek, kitabın 100 sayfalık bir hüzün şöleni, yalnızlık senfonisi bulunduğunu söyleyebilirim. Her sayfada hüzün, yalnızlık ve umutsuzluk sizi karşılıyor.
“Tortu” ile ilgili yazılan kitap yorumlarını okuduğumda eserin birbiriyle bağlantılı 5 öyküden oluştuğu söylenmiş. Bu informasyon kesinlikle yanlış. Tortu adlı bu yapıt, 5 bölümden oluşan tek bir öyküyü bizlere sunuyor. Kitapta annesini ve babasını yitirmiş iki kardeşin yaşamı, tercihleri ve hüzünleri bizlere anlatılmış. Bu kardeşlerden bilhassa Halim karakterinin kitabın ana karakteri bulunduğunu söyleyebiliriz. Yazarın mevzuyu işleyişi, kardeşlerin tercihlerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini, yaşamın kardeşlere neler sunup neler sunmadığını anlatışı kelimenin tam manasıyla muazzamdı…
Selçuk Baran ile oldukca geç tanıştım; fakat bundan sonrasında azılı fanatiklerinden biri olabilirim. Şimdilik bir tek şunu söylemekle yetiniyorum: Kesinlikle daha çok okunmayı hak eden bir yazar.
“Elimizde kalanlar yaşadığımız günlerin bir tortusudur. Şu gün ne veriyor, bilmiyoruz. Yılllar sonrasında tortusunu tadınca bileceğiz.” (Semih Doğan)

Tortu, Selçuk Baran’ın dördüncü öykü kitabı, benim ise tanışma eserim…
Behçet Necatigil, öykücülüğü için “Keskin, belirgin çizgilerden kaçınarak, dikkat isteyen, belirsiz yaşantı parçalarını birleştiriyor; çağrışım ve yorumlara açılma gücü için okuyucudan katkılar bekleyen bir ‘iç yaşam’ görünümleri çiziyor” saptamasında bulunmuş.
Çoğunlukla öykü kitaplarında değişik hikâyeler anlatılır. Tortu’da yazar, bir öyküyü beş değişik bölümde incelemiş. “Ablam, Arif Hikmet Bey, Konak, Zekiye,Tortu” bölümlerinden oluşan yapıt baş karakter Halim’in yaşamını konu alıyor.
Tortu, yaşamı konu alıyor aslen… Hüzünleri, mutlulukları, kayıpları, beklentileri, umutlarıyla yaşadığımız ya da yaşanılan hayatları konu alıyor… Ucundan, kıyısından her insana dokunan hayatları…
Bazı eserler daha ilk sayfasından itibaren sarıp sarmalar ya, içine alıverir hani.. hem merak eder hem bitmesin istersiniz sayfaları çevirdikçe, işte Tortu onlardan biri… Yazarın naif ve hüzünlü kalemi yazılanları derinden hissettiriyor.
Elimizde kalanlar yaşadığımız günlerin bir tortusudur. Şu gün ne veriyor, bilmiyoruz. Seneler sonrasında tortusunu tadınca bileceğiz. / Sayfa 97
Pek oldukca yazarın övgüyle üstünde durduğu, sadece günümüz okuru tarafınca daha çok keşfedilmeyi bekleyen bir yazar Selçuk Baran.
Ben, geç de olsa tanıştım ve oldukca sevdim, kesinlikle öteki eserleriyle de buluşacağım. Kitap raflarındaki birçok eserin arasından elini uzatıp tanışmayı bekledi bu güne kadar kim bilir.. ben o eli tuttum ve oldukca mutlu oldum…
Haydi sıra sizde… Sevgiyle… (Leman Altıner)

Şu şekilde bir oturuşta, güzel bir kahve eşliğinde, öykü şeklinde öykü okumak isteyenlere mükemmel bir öneriyle geldim! Selçuk Baran’ın Tortu adlı kitabını bugün dışarıda gezerken bitirdim ve kalemine 10/10 puan veriyorum. Ve öteki kitaplarını da okumak için listeme ekledim bile!
Beş öykü ve beşi de birbiriyle ilgili. Halim karakteri üstünden dönen bir kurgu. Sımsıcak, samimi ve duygusal. Yüzeysel bir metin okuyormuş hissi veren fakat altından oldukca sular akan beş öykü… Abla-kardeş, patron-işçi ve akrabalık ilişkilerinin incelenmiş olduğu ve sistemlerin eleştirildiği bu öykülerde kayboldum. Bazı yerlerde oldukca düşündüm, bazı bölgeleri hızlıca geçtim fakat tesiri uzun süreceğe benziyor. Toplumumuzda hanıma bakış ve oluşan algılar hakkında ne güzel noktalara değinmiş Selçuk Baran. Aslında Halim üstünden aktarıyor bizlere her şeyi ve bir adam bakışı sunuyor yaşananlara. Oldukca başarı göstermiş buldum bu yönünü. “Güçlü kadın yazar” imajını da hissettiriyor kesinlikle.
Yüz sayfalık bu yolculuğu asla yorulmadan ve keyif alarak tamamladım. İnsanlığın derin uçurumlarında gezindim, düşmemek için tutundum, sağlam bölgelere basarak ilerledim. Öyleki bir kitap bu! İnsan ve insan olmak; galiba dünyamızda ki en karmaşık varlık bu. İnsan!
Keşfedilmemiş bir yazar olmasına ise oldukca üzüldüm. Tesadüfen elime geçen bir kitap olduğundan şanslıyım bence. Bu güzellikten kimse yoksun kalmamalı. Bizi özetleyen öykülerle bütünleşmek isteyen her insana tavsiye ederim. (Sultan)


Tortu PDF indirme linki var mı?


Selçuk Baran – Tortu kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Tortu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Selçuk Baran Kimdir?

1933’te Ankara’da dünyaya geldi. ortaöğrenimini ankara kız lisesi’nde, yükseköğrenimini ankara üniversitesi hukuk fakültesi’nde tamamladı. bir süre aynı fakültenin banka ve tecim hukuku araştırma enstitüsü’nde çalıştı.

ilk öyküsü 1968 senesinde yeditepe dergisinde yayımlandı (çocuğun biri). 1972’de piyasaya çıkan ve yirmi bir öyküden oluşan ilk kitabı haziran’la türk dil kurumu 1973 öykü ödülü’nü kazanmıştır. ilk romanı bir solgun adam’a milliyet yayınları 1974 roman yarışması’nda beşincilik verildi. baran’ın bu romanı 1975 senesinde basıldı. bunu bir öykü kitabı izledi: anaların hakkı. yazar, 1977’de piyasaya çıkan bu kitabıyla 1978 sait faik hikâye armağanı’nı adnan özyalçıner’le paylaştı. bozkır çiçekleri adlı romanı milliyet yayınları 1979 roman yarışması’nda mansiyon aldı. kitap 1987’de basıldı. 1983’te gene bir öykü kitabı yayımlandı baran’ın: kış yolculuğu. bunu tortu (1984), yelkovan kuşu (1989) ve arjantin tangoları (1992) adlı yapıtları izledi. baran’ın ek olarak porselen bebek (1996) adlı bir çocuk kitabıyla , roald dahl’dan çevirilmiş olduğu çarli’nin büyük cam asansörü (1991) adlı çocuk romanı ve devlet tiyatrosu’nca sahnelenmiş olan türkân hanım oyunuyla radyo oyunları var.

selçuk baran 1980’lerde ankara’dan istanbul’a taşındı. ayrıca piyasaya çıkan öykü kitapları haricinde radyo oyunları yazdı. bunlar trt istanbul radyosu’nda gösterildi. 1993’te tekrardan ankara’ya dönen yazar, bu tarihten sonrasında edebiyat alanında ürün vermedi. seneler ilkin çalmış olduğu hukuk fakültesi banka ve tecim hukuku araştırma enstitüsü’nde gösterim sekreteri ve gösterim müdürü olarak yaşamının sonuna kadar çalıştı. selçuk baran 4 kasım 1999’da ankara’da öldü. seneler ilkin yazdığı sonbahar gelmeden adlı son romanı ölümünden sonrasında yayımlandı.


Selçuk Baran Kitapları – Eserleri

  • Tortu
  • Bir Solgun Adam
  • Bozkır Çiçekleri
  • Haziran
  • Kış Yolculuğu
  • Anaların Hakkı
  • Sonbahar Gelmeden
  • Yelkovan Yokuşu
  • Öğle Saatleri
  • Türkan Hanım’ın Ölümü
  • Arjantin Tangoları
  • Porselen Bebek
  • Ceviz Ağacına Kar Yağdı


Selçuk Baran Alıntıları – Sözleri

  • Çıkıp dolaşsam sokaklarda… Öylece, yağmura falan aldırmadan… (Bir Solgun Adam)
  • “Günler hep gebedir, iyiye de kötüye de… (Sonbahar Gelmeden)
  • … Tüm bunlar boş… En iyisi yeni bir kitaba adım atmak. (Bir Solgun Adam)
  • Herkes bir şeyler istiyordu. Daha oldukca oda, daha oldukca kitap, daha iyi dinlenmek, daha temiz gömlek… Bir gün bende birşey istesem, dedim. Bu, yaşamımın neresine geldiğimi kendi kendime sorduğum gündü. (Ceviz Ağacına Kar Yağdı)
  • …hepimizin, aylıklı, ücretli köleler şeklinde çalıştırıldığımızı biliyorum. Sırtımızı sıvazlıyorlar, sonrasında insanlığımızı elimizden alıyorlar. (Tortu)
  • Artık acı çeken hanım görmek istemiyorum. (Arjantin Tangoları)
  • Alışkanlıklar, beraberlikler bunaltan şeklinde gelir kimi vakit. Tekrarlar bıktırır adamı. Ama çaresizsen eğer… O vakit sevmeye bakmalı. Elindekine sımsıkı sarılmalı. (Anaların Hakkı)
  • Bir masal vardı, adam gölgesini yitirmişti… Ben neyimi yitirdim, bilemiyorum. (Bir Solgun Adam)
  • Gelecek yalnızca bir bahaneydi; bugünden kaçmak için bahane. (Yelkovan Yokuşu)
  • “Ama bu korkulu pahalılık! Birden sadece geçinecek duruma düşüverdik.” (Öğle Saatleri)
  • Senin sevdiğin şarkıları seviyorum. Benim sevdiğim şiirleri biliyorsun. Geleceğin önünde el eleyiz. (Ceviz Ağacına Kar Yağdı)
  • “Kaçmak iyi gelir diye düşünülür kimi vakit. Ama kimse hiçbir yere kaçamaz,” (Kış Yolculuğu)
  • Oldukca hesaplı yaşayanlar, tatsız tuzsuz insanlardır. (Bozkır Çiçekleri)
  • Bir süredir kendi hayatımın dizginlerini elimde tuttuğuma inanıyordum. Şimdi ise sürükleniyorum. Paramparça oldum. Toparlanabileceğimi asla sanmıyorum. (Türkan Hanım’ın Ölümü)
  • “Sizler kendinize ehemmiyet vermediğinizi sanıyorsunuz. Sizler, şu demek oluyor ki –diyelim– otuz beş yaşın altında olanlar… Oysa toplumu, hatta toptan insan yapısını değiştirecek kati çareleri bulduğunuzu sanacak kadar gururlu ve kendinizi beğenmişsiniz!” (Türkan Hanım’ın Ölümü)
  • Kırılan bir şey, der, onarıldı mı eskisinin yerini hiçbir vakit tutmaz. En iyisi atmalı onu. Hiç değilse gözümüz görmez. Gözümüz görmeyince de unutur, gideriz. (Porselen Bebek)
  • İnsan iyi mi olsa günün birinde büyüyüveriyor.
    Ama büyümek bir işe yarıyor mu? İşte bunu daha öğrenemedim. (Porselen Bebek)
  • Sobanın üstünde demlenen çaylar… (Anaların Hakkı)
  • … bir zambak koskoca bir müdürü korkutabilir pekâlâ. Bir zambakla banka soyulabilir. İhtilal bile yapılır. Tüm iş edada. Bilmem anlatabildim mi? Bu sebeple çiçek de bir silahtır aslen. (Haziran)
  • Benim için her hanım keşfedilecek bir dünyadır. Önüne ne kadar güçlük çıkarsa keşfedeceklerin de o denli varlıklı olur. (Türkan Hanım’ın Ölümü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş