Eğitim

Uzay Tazısı’nın Yolculuğu – A. E. Van Vogt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Uzay Tazısı’nın Yolculuğu – A. E. Van Vogt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Uzay Tazısı’nın Yolculuğu kimin eseri? Uzay Tazısı’nın Yolculuğu kitabının yazarı kimdir? Uzay Tazısı’nın Yolculuğu konusu ve anafikri nedir? Uzay Tazısı’nın Yolculuğu kitabı ne konu alıyor? Uzay Tazısı’nın Yolculuğu PDF indirme linki var mı? Uzay Tazısı’nın Yolculuğu kitabının yazarı A. E. Van Vogt kimdir? İşte Uzay Tazısı’nın Yolculuğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: A. E. Van Vogt

Çevirmen: Sönmez Itimat

Orijinal Adı: The Voyage of the Space Beagle

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9789758607707

Sayfa Sayısı: 344


Uzay Tazısı’nın Yolculuğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Altın son zamanların büyük ustası Van Vogt, Charles Darwin’in yolculuğunu yineliyor… Ama gökadaları içinde!Uzay Tazısı, yüzlerce bilimadamı ve askeri barındıran devasa bir araştırma gemisi ve tek amacı var: Keşfetmek! Evrenin en aç kedisi Coeurl, eski bir evrenden kalan son canlı Ixtl, “Biz dostuz” demeye çalışan Riim… Uzay Tazısı’nın Galapagos Adaları minimum Darwin’inkiler kadar garip ve oldukça daha tehlikeli. Ama tehlikelerin en büyüğü gene insanoğlunun zihninde ve bir çocuk benzer biçimde oynadığı teknolojik güçlerde gizli saklı. Zaten hep öyleki olmadı mı?


Uzay Tazısı’nın Yolculuğu Alıntıları – Sözleri

  • Bilgiye ve verilere haiz olmak haklı olmaya yetmiyordu. İnsanların ikna edilmeleri gerekliydi. Bazen bu rahatça ayrılabilecek zamandan oldukça daha fazlasını istiyordu. Bazen ise hiçbir süre sağlanamazdı. Uygarlıklar bu şekilde çöker, savaşlar bu şekilde yitirilir ve kurtarıcı fikre haiz insan ya da gruplar birbirlerini ikna etmenin uzun törenlerine girmeye üşendikleri için uzay gemileri yitirilirdi.
  • “Acı geçti. Düşünce silindi. Beyni çağların uykusuna geri döndü. Yine umutsuzluktan ve puslu ışık lekelerinden oluşmuş eski dünyasında yaşamaya başlamıştı. Zihninin nasılsa kısmen uyanık kalmış uzak bir köşesi düşün bitmesini, unutulmuşluğun bir sis gibi dalga dalga gelmesini, çok kısa sürmüş acının gölgelere katılmasını izledi.”
  • “Bir bebek de yürümeyi, kollarını hareket ettirmeyi, konuşmayı şartlandırılarak öğrenir. Bu şartlandırmayı niçin hipnotizmaya, kimyasal tepkimelere, besinlerin etkilerine kadar genişletmiyoruz? Bu yüzlerce yıl önce mümkündü. Birçok hastalığı, kalp kırıklıklarını ve kişinin kendi aklıyla bedenini yanlış değerlendirmesinden kaynaklanan nice felaketi önleyecektir.”
  • “ Zevk, heyecan, ya da ihtirasa gömülmüş insanları denetlemek çok kolaydır. Kullandığım taktikleri ben geliştirmedim. Yüzyıllardır varlar. Ama onları incelemek için geçmişte yapılan girişimler köklerine dek inmedi. Son zamanlara kadar fizyolojiyle psikolojinin bağlantısı kuramsal bazda kalmıştı. Neksiyolojik eğitim bunu kesin teknikler haline getirdi.”
  • “İnsanlar bir şeyin ahlaksal ya da ahlak dışı olup olmadığına o anda akıllarına gelen çağrışımlara ya da daha sonra anımsadıklarına bakarak karar verirler,” dedi içtenlikle. “Bu hiçbir ahlak sisteminin geçerli olmadığı anlamına gelmez. Ben kişisel olarak çoğunluğun yararına olan şeyin ahlaksal sayılmasını kabul ediyorum, tabii azınlıkta kalan bireylerin haklarının çiğnememesi ya da eziyet görmemeleri kaydıyla. Toplum hasta ya da cahil olan bireylerini kurtarmayı da öğrenmek zorundadır.”
  • “Sonra, daha fazla mücadele edemeyecek kadar bitkinleşerek, olduğu yere çöktü. Binlerce ve binlerce saat sürmüş şiddetin ardından ölüm sessizce gelmişti.”
  • “Başka bir zihni nasıl etkileyebilirsiniz? Onun kabullenimlerini değiştirerek. Başka bir şahsın eylemlerini nasıl değiştirebilirsiniz? Karşı eylemlerle mi? Hayır, temel inançlarını, duygusal kesinliklerini sarsarak.”
  • “Daha önce hiç sorgulanmamış inançlar bilimin ve analitik düşüncenin amansız irdelemeleriyle darmadağın olur. Skeptik kişi en üst düzeydedir artık. Ben derim ki bu uygarlık en cafcaflı döneminde ansızın sona erdi. Böylesine büyük bir olayın toplumsal etkileri ahlakın ortadan kalkması, ideallerden yoksun ilkel ve hayvansı bir suçluluğa geri dönüş olacaktır. Ölüm karşısında nasırlaşmış bir duyarsızlık gelişecekti. Eğer bu… bu pisipisi böylesine bir ırkın kalıntısıysa, mutlaka kurnaz bir yaratık, geceleri pencereden içeri süzülen bir hırsız, çıkarı için öz kardeşinin boğazı’nı kesecek kanlı bir katildir.”
  • Gruplardan biri er ya da geç üste çıkar. Bir kere iktidara geldiklerinde bu önderler ‘güven otamını’ öylesine kanlı halde sağlarlar ki kitleler korku içinde siner. Güç sahipleri etkinlikleri derhal kısıtlamaya adım atar. Örgütlü her cemiyet için lüzumlu olan izin, yeterlik ve düzenleyici öteki uygulamalar baskı ve tekelciliğin araçları haline dönüşür. Bireyin yeni bir atılımda bulunabilmesi ilkin oldukça zor, sonrasında olanaksız hale gelir. Böylece hızla eski Hindistan’daki benzer biçimde bir kast sistemine kayarız. Birey yaşamını geçireceği konuma dünyaya gelmiştir ve bunu değiştiremez…
  • Başkimyager ölgün bir sesle konuştu: “Tören hemen olmayacak. Lanet kedi onun bedenindeki bir şeyin peşindeydi. Dokularının tümü oradaymış gibi görünüyor, ama bir şeyler eksik olmalı. Neyin eksik olduğunu bulacağım ve cinayeti bu hayvanın üzerine yıkacağım, ki en ufak bir kuşkuya yer kalmadan emin olabilesiniz.”


Uzay Tazısı’nın Yolculuğu İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Uzayda araştırmalar yapmak suretiyle seyrüsefer meydana getiren
Tazı gemisi ve mensubunun başından geçen maceraların bahsedilmiş olduğu bir kitaptır.
Gemide haliyle vapur mürettebatı ve bilim adamlarında oluşan karma ekip var. Bilim adamları demokratik yollarla kendilerine liderlik edecek kişiyi seçiyorlar ve nihai kararlar bu şahıs tarafınca veriliyor.
Yazarın buluşu bulunduğunu düşündüğüm yeni bir bilim dalıyla tanışıyoruz kitapta ; Neksiyoloji. Tüm bilim dallarından faydalanıp, hepsinin içinde köprü yapmaya yarayan yeni bir bilim dalı ve önemi hemen hemen anlaşılamamış ve öteki bilim adamlarınca küçümsenmekte. Yani bir bakıma parçaları değil, bütünü görmeye odaklanan bir bilim dalı. Bu bilim dalına vakıf, gemideki tek insan ise Elliot Grosvenor.
Geminin başından geçen çeşitli vakalarda Elliot, Neksiyoloji’ nin ne kadar yaşam kurtarıcı olduğuna tüm vapur personelini ikna etmeyi başaracaktır.
Ben hikayeleri sevdim. (Galadriel)

Dikkat spoiler ihtiva eder.
Son aşama güzel bir bilim kurgu romanı. Tazı isminde bir vapur uzay boşluğunda araştırma yapmaktadır. Başkanı Morton’dur sadece Kent de ciddi bir rakiptir. Grossvenor isminde bir neksiyoloji uzmanı da vardır gemide sadece kimse önemsememektedir onu. Halbuki geminin en mühim ve en tehlikeli sonuç ismidir. Uzay yolculuğu esnasında oldukça ciddi tehlikeler yaşarlar. Potasyum emmek için vapur mensubunun öldüren yaratıklar, hayaletler vb. Bunların hepsinden Grossvenor’un tavsiyeleri ve uzmanı olduğu bilimin teknikleri yardımıyla kurtulurlar. Bu arada Kent başkan vekili olmuştur. Ancak son olarak çekince en büyüğüdür ve acaba vapur çalışanı bu sefer Grossvenor’u dinleyecek midir? Neksiyoloji bu tartışmayı etkileyebilecek midir? Soluksuz okunan bir roman. Mutlaka okunması gerekenlerden. (Serdar Poirot)

İyi Anlatılamayan Kavramlar ve Karakter Boşlukları: -İnceleme, kitabı okumayanlar için sürpriz kaçıran ifadeler ihtiva eder, bilginiz olsun.-
Bilim kurgu kitaplarını ya da filmlerini yazıldıkları/çekildikleri tarihlere gore değerlendirmek gerektiği düşüncesindeyim. Uzay Tazısı’nın Yolculuğu da yazıldığı zamana gore tutarlı ve doyurucu bir gelecek tasviri yaratmış diyebilirim.
Keyfimi kaçıran bir iki detaydan anlatmak isterim: Kitabın kahramanı Neksiyolog Elliot Grosvenor, kitabın sonlarına yaklaştıkça görmüş olacaksınız ki uğraştığı bilim dalı olan neksiyolojinin gereği şekilde derhal her problemle etkili bir halde uğraşarak, bilimsel yada zekasını ortaya koyduğu ergonomik çözümler geliştirebiliyor.
Keşif gemisinin karşılaşmış olduğu her türlü problemin çözümü Elliot Grosvenor’un ellerinde. Yani neksiyoloji bu kadar kıymetli bir bilim dalı. Tüm bilim dallarının harmanlanıp, deneyler ile ergonomik sonuçlar üretmeye dayanan mükemmel bir bilim dalı. Ve kitabın sonunda görmüş olacaksınız ki iyi bir neksiyolog tüm bir gemiyi ele geçirebilir, herkesi tesiri altına alarak hipnotize edebilir, silahlı adamlarla ergonomik bilimsel yöntemler ortaya koyarak baş edebilir, evrenin en tehlikeli yaratıklarını alt edebilir. Yani bir neksiyologun, kitabın geçmiş olduğu evrende Superman’dan farkı yok.
Tüm bu manzaraya karşın Grosvenor ve neksiyoloji bilimi kitapta devamlı hor görülüyor, fizik, kimya, arkeoloji benzer biçimde bilim dallarıyla uğraşan bilim adamları tarafınca dışlanıyor ve değersizleştiriliyor, söz hakkı tanınmıyor. Kitabın sonuna geldiğimde kafamdaki en büyük sual işareti bu oldu. Neden?
Neksiyoloji ve neksiyologlar bu kadar baskıya ve hor görülmeye niçin katlanıyorlar? Elliot Grosvenor kitabın sonunda yapmış olduğu numaraları ne için başlangıcında yapmıyor ve saygınlık kazanma çabasına girmiyor?
Son bir not daha eklemek isterim; Geminin kaptanı Morton ölünceye kadar ana karakterlerden biriydi. Ölümü son aşama rahat oldu. Bu yazarın tercihi doğal olarak ki sadece öldükten sonrasında o vakte kadar bu kadar ehemmiyet arz etmiş bir karakter unutuldu, yok oldu gitti. Bahsi dahi açılmadı.
-İnceleme, kitabı okumayanlar için sürpriz kaçıran ifadeler ihtiva eder, bilginiz olsun.- (ANIL GÜLER)


Uzay Tazısı’nın Yolculuğu PDF indirme linki var mı?


A. E. Van Vogt – Uzay Tazısı’nın Yolculuğu kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Uzay Tazısı’nın Yolculuğu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı A. E. Van Vogt Kimdir?

1912 senesinde Winnipeg’de dünyaya geldi. Ufak yaşlarda çalışmaya başladı. 1926’da Amazing Stroies dergisiyle tanışması yaşamının akışını değiştirdi. Öyküler ve radyo oyunları yazmaya başladı.

Bilimkurgu türündeki ilk öyküsü Vault of the Beast’tir. Yine bir bilimkurgu öyküsü olan Black Destroyer 1939 senesindeAstounding Dergisi’nde yayımlandı. Bu öykü The Voyage of the Space Beagle (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu) adlı meşhur romanına da kaynaklık etti.

1939 senesinde ilk eşi bilimkurgu yazarı Edna Mayne Hull ile evliliğe ilk adımını attı. Birlikte 40’lı yıllarda pek oldukça yaratı ürettiler.

İlk romanı Slan, 1940 senesinde Astounding Dergisi’nde tefrika halinde yayımlandı. 1941’de The Weapon Shops of Isher, 1943’te ise The Weapons Makers adlı romanları yayımlandı. Bir süre yazmaya ara veren yazarın son romanları içinde, Children of Tomorrow; The Battle of Forever ve Computerworld sayılabilir.

1996’da SFWA tarafınca verilen Büyük Usta ve Retro-Hugo ödülerini aldı. 26 Ocak 2000’de öldü.

Türkçeye çevrilen yapıtları: Uzay Tazısı’nın Yolculuğu, NullA Dünyası.


A. E. Van Vogt Kitapları – Eserleri

  • Uzay Tazısı’nın Yolculuğu
  • Uzaylı
  • Null-A Dünyası


A. E. Van Vogt Alıntıları – Sözleri

  • Bundan dolayı siz hiçbir uyarıda bulunmaksızın bizim gezegenimize bombalar attınız! (Uzaylı)
  • “Daha önce hiç sorgulanmamış inançlar bilimin ve analitik düşüncenin amansız irdelemeleriyle darmadağın olur. Skeptik kişi en üst düzeydedir artık. Ben derim ki bu uygarlık en cafcaflı döneminde ansızın sona erdi. Böylesine büyük bir olayın toplumsal etkileri ahlakın ortadan kalkması, ideallerden yoksun ilkel ve hayvansı bir suçluluğa geri dönüş olacaktır. Ölüm karşısında nasırlaşmış bir duyarsızlık gelişecekti. Eğer bu… bu pisipisi böylesine bir ırkın kalıntısıysa, mutlaka kurnaz bir yaratık, geceleri pencereden içeri süzülen bir hırsız, çıkarı için öz kardeşinin boğazı’nı kesecek kanlı bir katildir.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • “Başka bir zihni nasıl etkileyebilirsiniz? Onun kabullenimlerini değiştirerek. Başka bir şahsın eylemlerini nasıl değiştirebilirsiniz? Karşı eylemlerle mi? Hayır, temel inançlarını, duygusal kesinliklerini sarsarak.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • “İnsanlar bir şeyin ahlaksal ya da ahlak dışı olup olmadığına o anda akıllarına gelen çağrışımlara ya da daha sonra anımsadıklarına bakarak karar verirler,” dedi içtenlikle. “Bu hiçbir ahlak sisteminin geçerli olmadığı anlamına gelmez. Ben kişisel olarak çoğunluğun yararına olan şeyin ahlaksal sayılmasını kabul ediyorum, tabii azınlıkta kalan bireylerin haklarının çiğnememesi ya da eziyet görmemeleri kaydıyla. Toplum hasta ya da cahil olan bireylerini kurtarmayı da öğrenmek zorundadır.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • Gruplardan biri er ya da geç üste çıkar. Bir kere iktidara geldiklerinde bu önderler ‘güven otamını’ öylesine kanlı halde sağlarlar ki kitleler korku içinde siner. Güç sahipleri etkinlikleri derhal kısıtlamaya adım atar. Örgütlü her cemiyet için lüzumlu olan izin, yeterlik ve düzenleyici öteki uygulamalar baskı ve tekelciliğin araçları haline dönüşür. Bireyin yeni bir atılımda bulunabilmesi ilkin oldukça zor, sonrasında olanaksız hale gelir. Böylece hızla eski Hindistan’daki benzer biçimde bir kast sistemine kayarız. Birey yaşamını geçireceği konuma dünyaya gelmiştir ve bunu değiştiremez… (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • Eğer benim izin vermemi istiyorsan, buyur, dedi. (Sonra, annesinden izin isteyen bir çocuk benzer biçimde davranan kocasına) Ama, dedi. Eve zamanında gel. Yüzünü yıkamayı unutma. Fazlaca yorucu oyunlar oynama. Kavga etme. Yabancılardan da şeker alma. (Uzaylı)
  • Gerçekleri düşüncelerinize gore değiştirmemelisiniz. Eğer bizim bağlı olduğumuz mantık buysa, Dünya’nın geleceğinden kaygı duyarım. (Uzaylı)
  • Başkimyager ölgün bir sesle konuştu: “Tören hemen olmayacak. Lanet kedi onun bedenindeki bir şeyin peşindeydi. Dokularının tümü oradaymış gibi görünüyor, ama bir şeyler eksik olmalı. Neyin eksik olduğunu bulacağım ve cinayeti bu hayvanın üzerine yıkacağım, ki en ufak bir kuşkuya yer kalmadan emin olabilesiniz.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • “Bir bebek de yürümeyi, kollarını hareket ettirmeyi, konuşmayı şartlandırılarak öğrenir. Bu şartlandırmayı niçin hipnotizmaya, kimyasal tepkimelere, besinlerin etkilerine kadar genişletmiyoruz? Bu yüzlerce yıl önce mümkündü. Birçok hastalığı, kalp kırıklıklarını ve kişinin kendi aklıyla bedenini yanlış değerlendirmesinden kaynaklanan nice felaketi önleyecektir.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • “Sonra, daha fazla mücadele edemeyecek kadar bitkinleşerek, olduğu yere çöktü. Binlerce ve binlerce saat sürmüş şiddetin ardından ölüm sessizce gelmişti.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • Okul ve anne, tek başına kafi değildir. Bırak bu tarz şeyleri. Gerçekten… sakinleşti… bazı babaların varlığının, çocuklar için, yokluğundan daha zararı olan olduğu da doğrudur. (Uzaylı)
  • “Acı geçti. Düşünce silindi. Beyni çağların uykusuna geri döndü. Yine umutsuzluktan ve puslu ışık lekelerinden oluşmuş eski dünyasında yaşamaya başlamıştı. Zihninin nasılsa kısmen uyanık kalmış uzak bir köşesi düşün bitmesini, unutulmuşluğun bir sis gibi dalga dalga gelmesini, çok kısa sürmüş acının gölgelere katılmasını izledi.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • Anlatsam bana inanmayacaksın fakat, dedi, tüm olanları bir kelimede özetleyebilirim: Hiç bir şey. (Uzaylı)
  • Eğer bizimle antlaşma yapmak suretiyle sinyal yolladılarsa, bizim cevabımızın da onlara yetişmesi için minimum altı saatin geçmesi gerekir. Sonra onların cevabının bizlere yetişmesi için bir altı saat daha. (Uzaylı)
  • Tamam, tamam Kumandan Lane. Eminim ki sizde yorgunsunuz. Ama yaşam bu kadar mı zor olmalı? (Uzaylı)
  • “ Zevk, heyecan, ya da ihtirasa gömülmüş insanları denetlemek çok kolaydır. Kullandığım taktikleri ben geliştirmedim. Yüzyıllardır varlar. Ama onları incelemek için geçmişte yapılan girişimler köklerine dek inmedi. Son zamanlara kadar fizyolojiyle psikolojinin bağlantısı kuramsal bazda kalmıştı. Neksiyolojik eğitim bunu kesin teknikler haline getirdi.” (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • Senden ayrı geçirdiğim her dakika bana ıstırap oldu. Bu yüzden, tekrardan adım atmak için zamanı boşa harcamayalım. (Uzaylı)
  • Bilgiye ve verilere haiz olmak haklı olmaya yetmiyordu. İnsanların ikna edilmeleri gerekliydi. Bazen bu rahatça ayrılabilecek zamandan oldukça daha fazlasını istiyordu. Bazen ise hiçbir süre sağlanamazdı. Uygarlıklar bu şekilde çöker, savaşlar bu şekilde yitirilir ve kurtarıcı fikre haiz insan ya da gruplar birbirlerini ikna etmenin uzun törenlerine girmeye üşendikleri için uzay gemileri yitirilirdi. (Uzay Tazısı’nın Yolculuğu)
  • Ne süre birazcık olsun barıştan söz etsek bir sürü sorunla karşılaşıyoruz benzer biçimde geliyor bana. (Uzaylı)
  • Yüz yıl öncesine bir dönerek bak. Tüm tarih, tahtı ele geçirmek isteyen kurnaz kişilerin evlatları kullandıklarının kanıtlarıyla dolu. (Uzaylı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş