Eğitim

Yirmi Yıl Krizi – Edward Hallett Carr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yirmi Yıl Krizi – Edward Hallett Carr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yirmi Yıl Krizi kimin eseri? Yirmi Yıl Krizi kitabının yazarı kimdir? Yirmi Yıl Krizi konusu ve anafikri nedir? Yirmi Yıl Krizi kitabı ne konu alıyor? Yirmi Yıl Krizi PDF indirme linki var mı? Yirmi Yıl Krizi kitabının yazarı Edward Hallett Carr kimdir? İşte Yirmi Yıl Krizi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Edward Hallett Carr

Çevirmen: Can Cemgil

Orijinal Adı: Twenty Years’ Crisis 1919-1939

Yayın Evi: İstanbul Bilgi Üniversitesi

İSBN: 9786053991618

Sayfa Sayısı: 302


Yirmi Yıl Krizi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Büyük Savaş”ın arkasından imzalanan Versay Antlaşması’ndan yirmi yıl iki ay sonrasında Avrupa yeniden büyük bir muharebeye girdi. İki dünya savaşı içinde bu kadar kısa süre olmasının sebebi, Birinci Dünya Savaşı’nın arkasından kurulan barışın kırılgan olmasıydı. Versay Barış Antlaşması devamlı bir sulh sağlayabilecek özellikte değildi. Savaş çıkınca, felaketin sorumluluğunu bir grup insanoğlunun hırslarının ve kibrinin üstüne yıkmak oldukça kolay, fakat geleceğin barışını kuranlar için, iki dünya savaşı arasındaki yirmi yıl üstüne düşünmek, bu dönemdeki sulh terimini sorgulamak fazlaca mühim. İstikrarlı bir sulh sağlayabilmek için, taraflar arasındaki dengelerin daha duyarlı bir halde kurulması gerekiyor.

E. H. Carr, geleceğin barışını kuranlara adamış olduğu bu kitabında iki dünya savaşı içinde geçen yirmi yılı değişik değerlendiriyor. Hem gerçekçi hem ütopyacı yaklaşımları eleştiren Carr, internasyonal dengelerin ele alınmasında iyi mi bir perspektif geliştirebileceğimizi tartışıyor. Carr, bu kitabı internasyonal politika biliminin hemen hemen ayrı bir disiplin olarak kurulmadığı bir dönemde yazdı. İki dünya savaşı arasındaki dönemde, diplomasinin canlı yanları belli bir haber kıymeti taşıyordu. Ama gerek üniversitelerde gerekse daha geniş entelektüel çevrelerde, mevcut internasyonal meseleler organize bir halde ele alınmıyordu. Savaş hala askerlerin işi olarak görülüyordu. Yirmi Yıl Krizi 1919-1939, internasyonal politika bilimini ayrı bir emek verme alanı olarak kuran temel bir kitap.

“Yazılmaya başlandığı günden itibaren vakaları yakından takip eden Yirmi Yıl Krizi, internasyonal ilişkilerin bugünkü tartışmalarıyla yakından ilişkili. Bir yanda dar ufuklu gerçekçi yaklaşımı, öteki yanda temelsiz ütopyacılığı eleştiren Carr’ın savları yapacağımız analizler için olmazsa olmaz. Carr’ın kitabı, geleceğe, 21. Yüzyıl hayatına verilmiş bir cevaptır.”

– Fred Halliday

“E. H. Carr, internasyonal ilişkiler mevzusunda 20. yüzyılın en garip düşünürü. Carr’ın internasyonal ilişkilerle ilgili düşüncelerini dikkatle izlemek gerekiyor. Uluslararası ilişkilerle ilgili her insanın okuması ihtiyaç duyulan bir kitap.”

– Robert Cox


Yirmi Yıl Krizi Alıntıları – Sözleri

  • Eğer insanlık internasyonal ilişkilerinde rasyonel iyiye ulaşmak mevzusunda çarpıcı bir halde başarısız olmuşsa, ya bu iyiyi anlayamayacak kadar aptal ya da ardında koşamayacak kadar fena olmalıdır.
  • Rasyonalizm bir ütopya yaratabilir, fakat onu gerçek kılamaz.
  • Hiçbir şey başarı kadar başarı göstermiş değildir.
  • ‘Uluslararası seviye’ ve ‘internasyonal dayanışma’ daima bu tarz şeyleri diğerlerine dayatabilecek kadar kuvvetli hissedenlerin çarpıcı sözleri olacaktır.
  • İdeal, bir kurumda cisimleştiği anda artık ideal olmayı bırakır ve yeni bir ideal adına yok edilmesi ihtiyaç duyulan egoist bir çıkarın ifadesine dönüşür.
  • Düşüncenin koşullanması mecburi olarak bilinçaltı bir süreçtir.
  • in the field of action, realism tends to emphasise the irresistible strength of existing forces and the inevitable character of existing tendencies, and to insist that the highest wisdom lies in accepting, and adapting oneself to, these forces and these tendencies. such an attitude, though advocated in the name of “objective” thought, may no doubt be carried to a point where it results in the sterilisation of thought and the negation of action.
    but there is a stage where realism is the necessary corrective to the exuberance of utopianism, just as in other periods utopianism must be invoked to counteract the barrenness of realism. immature thought is predominantly purposive and utopian. thought which rejects purpose altogether is the thought of old age. mature thought combines purpose with observation and analysis.
    utopia and reality are thus the two facets of political science. sound political thought and sound political life will be found only where both have their place.
  • Countries which are struggling to force their way into the dominant group naturally tend to invoke nationalism against the internationalism of the Controlling Powers. (…) “International order” and “international solidarity” will always be slogans of those who feel strong enough to impose them on others.
  • Theories of social morality are always the product of a dominant group which identifies itself with the community as a whole, and which possesses facilities denied to subordinate groups or individuals for imposing its view of life on the community. Theories of international morality are, for the same reason and in virtue of the same process, the product of dominant nations or groups of nations.


Yirmi Yıl Krizi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ütopyacılığın yıkılışı…: Yazar yazar/i9665 okuyucu fikir yoluna iter ve durdurup düşünmesin neden olur. Yirmi Yıl Krizi ile aslen 21. yüzyıla ışık tutmuş bulunuyor. Devletlerin hangi mevzuda görüşü bulunduğunu neler yaptığını ve gelecekte ki tutumlarını gözler önüne sermiş bulunuyor. Geçmiş ve gelecek(çağdaş) dünya içinde bağ kurmuştur. Kitabı yalnız ‘politika bilimi ve internasyonal ilişkiler’ kısmı değil hukuk kısmı de okuması icap ettiğini düşünüyorum.
kitap/kitap–105057 (İbrahim Furkan ŞEN)

“Yirmi Yıl Krizi: 1919-39” Marksist-Realist İngiliz tarihçi E.H. Carr’ın, 1920-30’ların idealizmini eleştirdiği, yaklaşan büyük savaşın adımlarını haber verdiği ve artık çağdaş klasiklerden biri olarak kabul edilen kitabı. Aynı zamanda çağdaş Uluslararası İlişkiler disiplininin müjdesini veren kitaplardan da biri. Tamamlayıcı mahiyette, Laurence Rees’in II. Dünya Savaşı sürecini özetleyen, “Behind Closed Doors: Stalin, the Nazis and the West” kitabıyla beraber okumayı tavsiye ederim. (Mehmet Akif Koç)


Yirmi Yıl Krizi PDF indirme linki var mı?


Edward Hallett Carr – Yirmi Yıl Krizi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Yirmi Yıl Krizi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Edward Hallett Carr Kimdir?

Edward Hallett Carr 1892 senesinde Londra’da hayata merhaba dedi. Merchant Taylors School ve Cambridge Trinity College’da tahsil gördü. 1916’da Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. 1927’de Moskova’ya ilk gezisini yapmış oldu. 1936’da Dışişleri Bakanlığı’ndan ayrıldı ve 1936-47 içinde Aberstwyth’deki Wales Üniversitesi’nde internasyonal siyaset profesörü olarak ders verdi. 1941-46 içinde The Times gazetesinin gösterim yönetmeni yardımcılığını yapmış oldu. 1953-55 içinde Oxford Üniversitesi’ne bağlı Balliol College’da, 1955’ten sonrasında da Trinity College’da çeşitli bilimsel niteliği olan görevler üstlendi. Birfazlaca kitabı içinde başlıcaları şunlardır: The Romantic Exiles (1933), The Twenty Years’ Crisis, 1919-1939 (1939), Conditions of Peace (1942), The Soviet Impact on the Western World (1946), The New Society (1951), What is History? (Tarih Nedir?) (1961) ve Sovyet Rusya Tarihi adlı dizide The Bolshevik Revolution 1917-1923 (3 cilt), Interregnum 1923-1924 (1 cilt) ve Socialism in One Country 1924-1926 (3 cilt).


Edward Hallett Carr Kitapları – Eserleri

  • Tarih Nedir?
  • Dostoyevski
  • Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929
  • Bolşevik Devrimi 1
  • Milliyetçilik ve Sonrası
  • Yirmi Yıl Krizi
  • Bolşevik Devrimi 2
  • Karl Marx
  • Romantik Sürgünler
  • Bolşevik Devrimi 3
  • Komintern ve İspanya İç Savaşı
  • Michael Bakunin
  • 1917 Öncesi ve Sonrası
  • Komintern’in Alacakaranlığı


Edward Hallett Carr Alıntıları – Sözleri

  • Sonunda bu tanrısal uyumu kendi ailemde buldum . . . Sizler benim yalnız organik kan bağlarımız sebebiyle değil, bununla beraber türdeş ruhlarımızın varlığıyla, sonsuz gayelerimizin benzerliğiyle kardeşlerimsiniz. (Michael Bakunin)
  • Türkiye, izni olmadan yabancı harp gemilerinin Boğazlardan geçişini egemenliğinin ihlali olarak gördüğünü duyuru etmişti. Deniz kuvvetleri tükenmiş olan ve Karadeniz’de gerçekleşebilecek bir yabancı saldırıdan korkan Sovyet Rusya ise bu ilanı heyecanla onaylamıştı. Batılı devletler ile Türkiye arasındaki sulh koşullarını görüşmek suretiyle 1922 güzünde Lozan’da toplanan konferansta bu mevzunun gündeme gelmesi kaçınılmazdı ve asla beklenmedik bir halde Sovyet hükümeti de “Boğazlar meselesinin müzakeresine” katılmak için konferansa çağrı edildi. Sovyet delegasyonuna Çiçerin başkanlık ediyordu. O zamanlar doğuda İngiliz emperyalizminin en büyük adamı olarak görülen Curzon’la Çiçerin’in tartışmaları basında geniş yer buldu. Boğazlar meselesinde belli bir uzlaşmaya varıldı ve bunun sonucunda ortaya çıkan anlaşmayı Sovyet hükümeti de imzatadı fakat hiçbir vakit onaylamadı. Burada elde edilmiş başarı, Sov-
    yet Rusya’nın eski Rus İmparatorluğu’nun hak ve çıkarlarının mirasçısı bulunduğunun genel kabulüydü. (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)
  • in the field of action, realism tends to emphasise the irresistible strength of existing forces and the inevitable character of existing tendencies, and to insist that the highest wisdom lies in accepting, and adapting oneself to, these forces and these tendencies. such an attitude, though advocated in the name of “objective” thought, may no doubt be carried to a point where it results in the sterilisation of thought and the negation of action.
    but there is a stage where realism is the necessary corrective to the exuberance of utopianism, just as in other periods utopianism must be invoked to counteract the barrenness of realism. immature thought is predominantly purposive and utopian. thought which rejects purpose altogether is the thought of old age. mature thought combines purpose with observation and analysis.
    utopia and reality are thus the two facets of political science. sound political thought and sound political life will be found only where both have their place. (Yirmi Yıl Krizi)
  • Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir sulh, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir. (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)
  • 500 grevcinin askeri birlikler tarafınca öldürülmüş olduğu – “Kanlı Pazar”dan sonrasında en dehşet verici kırım – Lena altın madeninde patlak veren ciddi kavga, endüstri kesimindeki huzursuzluklarda yeni bir periyodu başlattı; 1914’te savaşın patlamasından önceki iki yılda nükseden köylü ayaklanmaları da belirleyici oldu. (Bolşevik Devrimi 2)
  • Rus düşünürlerinin bir çok metafizikten fazlaca etikten hoşlanmışlardır. (Michael Bakunin)
  • Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir sulh, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir. (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)
  • Franko, “İspanya’yı yüce duygularla seven” her insana hitap eden bir davet yapmış oldu. “Hükümetin atadığı yetkililer” ve “dış mihrakların emirlerini… yerine getiren devrimci güruhların” kışkırttığı anarşiden İspanya kurtarılmalıydı. (Komintern ve İspanya İç Savaşı)
  • Toprak mülkiyetinin en köklü halde tekrardan dağıtımıyla da olsa hiçbir burjuva demokratik devrimi Rusya’yı besleyemezdi: Toprak mülkiyetine en etkili darbeyi sadece sosyalizm indirebilirdi. (Bolşevik Devrimi 2)
  • Milliyetçilik, ne özgürlüğü ne de refahı amaçlar; her ikisini de ulusu, dev­letin kalıbı ve ölçütü haline getirmesinin mecburi gerekliliğine feda eder. Ge­lişmesi, hem manevî hem de maddî yıkımla damgalanacaktır.” (Milliyetçilik ve Sonrası)
  • Gayri meşru aşkın diğeri dünyadan onay aldığını varsaymak, aslen daha fazlaca sonraki Romantiklere özgüydü. Emma Bovary ilk sevdiği Rodolphe’e, “Eminim cennetteki annelerimiz aşkımızı kutsuyordur.” diyordu. (Romantik Sürgünler)
  • Lenin, Komintern’in birinci yıldönümü vesilesiyle yapmış olduğu bir konuşmada “Alman Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi’nin onların saflarını terk edip proletarya diktatörlüğünü ve Sovyet iktidarını tanıması İkinci Enternasyonal’e indirilen son ölümcül darbeydi,” “İkinci Enternasyonal öldü” ve “Almanya, İngiltere ve Fransa’daki işçi kitleleri komünistlerin tarafına geçiyorlar” diye övünüyordu. O dönemde yazdığı bir yazıda USPD’yi(Alman Sosyal Demokrat Partisi), Fransa ve İngiltere’deki muadilleriyle, her ikisi de muharebeye karşı çıkmış ve kendilerinin de kısa bir süre içinde ışığı göreceğini ummuş olan Fransız Sosyalist Partisi’ndeki Longuet grubu ILP(Bağımsız İşçi Partisi) ile karşılaştırıyordu. (Bolşevik Devrimi 3)
  • İlk kez Dostoyevski’yi okumaya giriştiğim gece yaşamımın en mühim vakasıydı. İlk aşkımdan bile daha mühim bir vaka… (Dostoyevski)
  • İspanyol Bask’ı koyu Katolik’ti fakat özerklik taleplerini geri çeviren monarşiye karşı geleneksel bir düşmanlığı vardı. Ayrıca şiddetli Franco karşıtıydı. 1 Ekim 1936’da, tekrardan yapılandırılmış Cumhuriyet hükümeti bir kararname çıkararak Bask’a otonomi tanıdı ve Bask hükümeti kuruldu. (Komintern ve İspanya İç Savaşı)
  • …Nasıl ki Osuga nehri ben niye Volga değilim diye yakınma edemezse
    serf de ben niye efendi değilim diye hayıflanmamalıdır. (Michael Bakunin)
  • 1830’larda romantizm revaçtaydı, ağırkanlı Rusya’da bile. (Michael Bakunin)
  • Eğer ertelediğin şey mutluluğun ise,
    Kaybedeceğin şey, koca bir yaşam olur. (Dostoyevski)
  • Dostoyevski ölüm döşeğinde iken karısına son kez baktı ve şöyleki dedi:
    “Seni düşüncemde bile hiç aldatmadım.” (Dostoyevski)
  • Kapitalizmden sosyalizme geçişin, yönetici derslik olarak burjuvazinin yerini proletaryanın almasını gerektireceğine ve en azından bir-fazlaca ülkede, bu yeni düzenin şiddete başvurmadan gerçekleşmesinin düşünülemeyeceğine inanılmış olduğu için, Marx’ın görüşü siyasal ve devrimci bir görüştü. Fakat bununla beraber bilimsel ve evrimci bir görüştü bu. (Bolşevik Devrimi 2)
  • Oldukça azca olmamız yıkım değil, milyonlar bizimle olacak… (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş